Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 97

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.172.735 Cevap: 8.002
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #961
arwen - avatarı
Ziyaretçi
vazgeçilmeyen bir tutkuyla,
bağlıyım sana.
Sponsorlu Bağlantılar
yüreğimle sesleniyorum
duy artık beni.
bu aşk ölümsüz,
hep sürecek.
arada hasret de olsa.
patlayan yanardağını,
söndürebilir misin.
içimde ki yangına,
erişebilir misin.
yüreğimde ki bu aşka
yetişebilir misin.
aşkınla kavrulan bedenim,
sensiz yapabilir mi
seni bukadar severken
unutabilir mi.
kimse ayıramıyacak bizi..
vazgeçemem sen den.
bu aşk,
herzaman bizimle
bir ömür boyu,
yüreğimiz de



menekşe gülay

birBUSEcik - avatarı
birBUSEcik
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #962
birBUSEcik - avatarı
Ziyaretçi
Bekleyenler İçin


Sponsorlu Bağlantılar


Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Her şey bana seni hatırlatıyor
Gökyüzüne baksam
Gözlerinin binlercesini görürüm
Bir rüzgar değse yüzüme
Ellerini düşünmeden edemem
Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
Tadı senden gelir
Yediğim yemişlerin
İçtiğim içkilerin
Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
Bu emsalsiz hüzün
Seni beklediğim içindir

Resmine bakamaz oldum
Uykulardan korkuyorum artık
Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
Şu ayna karsısında güzelliğini seyretmeni
Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada

Ve şu saat geldiğin anda
Durabilir sevincinden
Zaman çıldırabilir
Çünkü benim dünyamda
Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.
Bir çocuk doğmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler
Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Gün ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce gecelerce haykıracağım
Nerdesin diye, Nerdesin?
Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Er geç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsen
Bütün bu bekleyişimi ve olduğumu unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlıyacağım.
.
Ümit Yaşar Oğuzcan
.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #963
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bana sevgi nedir anlatsana
Sevgi aglamak mi yoksa üzülmek mi?
Sevgi nedir bana anlatsana

Sevdigin zaman mutlu olursun dediler
Peki öyleyse ben neden mutsuzum
Sevgi sandigim sey sevgi degilmiydi?

Sevdigi zaman nasil olur insan diye sordum
Yüreginin çagliyanlar gibi çostugunu söylediler
Dünya yi toz pembe gördügünü söylediler...

Sevgi dünyami kara gösterdi bana
Bu bendeki sevgi degildi o zaman
Bana sevgi nedir anlatsana?


gülistan eryörük
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #964
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SUS-MA


Gizlerin.....
O derin gömüt, o mitolojik bilmece
İç yollarının kayıp harita parçası
Kaybolduğum labirent
Derinleştikçe düşmeyi sevdiren uçurumun
Gizlerinde
Kelimelerin gizlenmesindendir suskunluğun....

Gizlerin...
Kalbinin sedef kakmalı köşesinde sakladığın
Bir serçe kanadına benzerdi
Gözlerindeki hüznü örtmeye çalışan kirpiklerin
Duyardın seni çağırırdı hayat
Duyardın;
Sana seslenirdim, sesim yiterdi
ağlamaya hazır bir dudak gibi
bakışlarım kekelerdi...

Sen;
fırtınasını içinde saklayan bir limandın
çapasını bulmak için açılan gemi
tuzlu suyla vaftiz edilmiş siyam balığı
ve ağır bir sistin
kendinde kaybolacak kadar
gizlerinde saklanıyordu
öldürmeye korkan bir intihar...

Mahcup yaşanan bir hayattı seninkisi. Borç alınmış kadar tedirgin yaşıyordun zamanı. Sana değdiğim zaman tanışıyordum acıyla çünkü senin derin görünen acın bir vadiyi kuşatan pus gibi yarı saydam ve durağandı. Oysa ben sana dokunduğumda tek şeyden emindim; senin acılarını elimde hissedebiliyordum. Gözbebeklerine yuvalanmış hüzün; bir tür beklentisizlikten öte bir vazgeçmişlikti. Dudaklarındaki soğuk damga, gözlerindeki mühür ve parmak uçlarının tedirgin izleri bir derin yaraydı hayatının gittikçe incelen teninde. Sana gelip susmak istiyordum lakin biliyordum; benim sessizliğim bile bozabilirdi senin sükunetini.
Konuşmuyordun
Ama ben duyuyordum.............

Bir haykırışı gizlerdi ses tellerin
Ve bir martıyı saçının dalgaları
bir çingene ağlardı
Bir imam ezan okurdu
Yüreğin çatlardı, bir siren çalardı
Susardın....
Öpmek isterdim, dudakların kanardı.....

Örselendiği zaman hayallerin
Bilirdin ki sen bir hayal tacirisin
İflas eden
Güncesi hesap defteri, bir hayal taciri
Kazandıkça kaybetmeyi seven!

İlişkilerinde ve dostluklarında paylaştığın hiçbir şeyi eşit bölüşmüyordun. Yetinme duygunu besleyen,
giderek bölüşümlerini ve seni azaltan bir naiflik içindeydin. Gizliden gizliye biliyordun belki; senin kendinden verdiğin her şey, seni azaltırken, karşındakini daha güçlü kılıyordu sana karşı. Senin onlara verdiğin değerleri, anlamları kendileriymiş gibi kabulleniyorlardı. Onlar; senin, onlar için ürettiğin sıfat tamlamalarıyla övünürken, sen hiçbir sıfatla tamamlanamıyordun. Sen onlar için yalancı bir ayna olurken, onlar senin kırık parçalarını hunharca batırıyorlardı kuş tüyü tenine. Yaralarını gizliyordun. Sustukça, gizlerinden kan damlıyordu.
Kendine sorduğun soruların vardı ama sen sorularını yanıtlarından yeni sorular üretebilmek için soruyordun. Küçüklü büyüklü soru işaretlerini birer heykelcik gibi biriktiriyordun yaşamının vitrininde. Lakin hem sorularından hem yanıtlarından korkuyordun.
Kendine dokunuyor ama hissetmiyordun........

Sen; kendi yörüngesinde kaybolan bir yıldız
Yaşamın; rüyasını kaybetmiş bir uyku
Dişlenen dudakların ufak yarası; göz bebeklerin
Sus!
Konuştukça derinleşiyor gizlerin

Korkma benden.
Kendinden korkan hiçbir şeyden korkma.
Soyun, bir tek gizlerin kalsın üstünde
Parmak uçlarının sıcaklığı bir de
Uzan yanıma uyu istersen
Yakalarım uykundan firar eden düşlerini
Ürkme benden
Çünkü ben sana yeni hayaller getirmedim
Kaçıyordum
Gizlerinde saklanmak isteyen
Yaralı aşkların firarisiydim
Korkma benden;
Ben hep yanlış teşhis edildim
İçinin esrarını çözmeye değil
Onu ellerinden içmeye geldim....


Zeki KUMOVA
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #965
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ölüm yakın,
Uzayan sarmaşık misali
Hergün daha da yakınlaşıyor
Ruhu saran beden misali
Ayrılık yakın, haykırmak uzak
Yarınlar uzak, yakan ateş değil
Yakan su, toprak sanki
Hayat ölüm, yaşamak ecel teri.



yusuf güneş
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #966
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HER AŞK İNTİHAR EĞİLİMLİDİR

bil ki sevgili,
her aşk; er geç ayrılığın onayından geçecektir
ve elbet her yaşamı
ölüm tasdikleyecektir...”


I
sığındığımız deniz fenerinde
suları çekilmiş bir okyanus zaman
zırhlı bedenlerin, saydam ruhlarıyız
infialden inzivaya dönen bir mevsimde
artık kendi med cezirimize hazırlanmalıyız....

görüş mesafesi acılar kadardır
bebeğini düşürmüş gözlerin
ve zamanla sıvanmış duvarlar gibi
aşk en derin çatlağıdır tarihimizin...


kundaklanmış ömrümüzden
arda kalan küller
ve isli ayna kırıkları
etimize hükmünü çoktan yitirmiş fermanlar yazacak
son ampül de kırılmışsa deniz fenerimizdeki
ölüm; aşkın buğusuna yazılan bir vasiyettir ancak!

II
namludan çıkıp tetiği vuran
kurşuni bir dumanın isinde
en derininden bir nefes çekmeliyiz
mühürlenmeden ferman
çünkü sevgilim
kusursuz aşkların seri katilidir zaman

bizden geriye sevgili

dillendirilmemiş isyanımız kalacak yadigar
ve bir kaç kısa cümle
a rh pozitif mürekkeple yazdığımız
bir çerçeve düşecek duvardan
vesikalığa dönüşecek fotoğrafımız...*

yine de;
tehditkar bir korkunun tereddütündeysen eğer
meydan okurcasına en büyük ihanetlere
dört karatlık bir dolunayda
dişlerinin arasında gümüşi bir jiletle
şahdamarımdan öpmelisin beni
ne de olsa
bir bağımlılıktır yalnızlık
yine de bilmelisin;
tekilleşemez ayrılık...


gövdemi titretirken yüksek nabız
incelirken tuz tenimde
yatağını terk etmişken tükürük ve gözyaşı
irkilmeliyim lif lif
bazen sevişirken ölmek
oldukça cazip bir teklif...

III
sabahına söz vermiş bir gecede
önsözü çoktan yazılmış bir aşkın
son sözleri söyleniyor
tılsımını üfleyen rüzgar
savuruyor örümcek ağındaki
kımıltısız hayalleri
sokak lambalarının sefilliğine
boyun eğiyor, kutsadığımız deniz feneri...


ayyuka kavuşmak isterken kaybolan
iki kuşun intiharını soluyor gece
iniltili bir iç çekiş gibi
ve nemli bir sisin gölgesinde
hiçliğe uzuyor iki çıplak beden
tabir-i caiz aşklar
katli vacip yaşamlara dönüşürken.....

Zeki KUMOVA
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #967
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bir kutu göndermek isterdim,
İçine güller, laleler,
Ve sevgilerimi doldurduğum…
www antoloji com 653609 511
Bir kutu göndermek isterdim,
İçine papatyalar, kır çiçekleri
Ve öpücüklerimi doldurduğum…
www antoloji com 653609 40
Bir kutu ki,
Dünyanın en güzel çiçekleriyle,
En güzel duygularla dolu…
www antoloji com 653609 743
Tüm güzelliklere,
En güzel çiçeklere,
Sevgilere layık,
Çiçeklerin en güzeli olan,


kadir tozlu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #968
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
VEKALETNAMELİ YAŞAMLAR



Suretini çıkardığınızda yaşamınızın
şaşırmayın! En sıkı bağlandığınız zamanların,
bir alıntı gibi yer kaplamasına biyografinizde
Elinden bir şey gelmez ‘yardımcı oyuncu’ eski dostların;
çoktan değişmiştir replikleri,
artık siz misafir sanatçısınızdır
çoktandır oynadığınız filmin, yeni versiyonudur bu
ansızın, yabancılaşmışsınızdır...

‘An’lar gizliden gizliye çiftleşmiş ve bir ömür dolusu
olmuştur zaman
vaktinizin kumbarası dolmaktadır
Yarım kalan, başlanmamış, hep istenmiş ama hiç yapılmamış
ne çok şeyiniz vardır oysa
şimdi hepsi, bir sayfası kıvrık veya hiç okunmamış
kitaplar gibi mahzundur yaşamınızın kütüphanesinde
Okumak için vakit geçmektedir
ışıklar sönmekte...

Pişmanlığınız
bir idam kararı kadar haksızdır
Geç kalmışsınızdır karanlıktan korktuğunuzu
anlamak için
Zaman kalemini kırmıştır!
Artık otopsiye gerek yoktur geride bıraktığınız
ölü düşleriniz için
faili belli bir cinayettir işbirliğiniz
yaşamınızın geometrisinde bir hesap hatası yapmışsınızdır
Lakin;
dönemezsiniz,
Bağdat çok uzaktadır!..

Kefareti olmayan bir kabulleniştir tek yaşadığınız
blues makamında isyan eden zenci gibi
tarlada esmerleşen, milletimin efendisi! köylü gibi
Meryem’in rahmine düşen sperm gibi
dönüşsüz ve naçarsınız
eğilen boynu kesmek kolaydır
Anlarsınız!..

Manifestonuz kolunuzun altında
çıkmışsınızdır yolculuğa
Bilmezsiniz!
anonimdir manifestonuz
Bir talimatname gibi asılıdır nefesinize
ve istinasız!
değişik eşkallerde ama aynı
suçlardan aranan
kimselerde dindirmek istemişsinizdir fırtınalarınızı
en içten eylemlerinizi ertelemişsinizdir
tek kişilik bir randevuya
hep geç kalınacak
belki de
hiç gidilmeyecek bir yerde beklenirsiniz
lakin;
çok şey vardır terk edemeyeceğiniz...

Suretini çıkarın yaşamınızın;
bir vasiyet gibi uymuşsunuzdur kurallara
katılmamışsınızdır hiçbir isyana
kendinizden hiçbir şey katmamışsınızdır
çocukluğunuzdan beri
başkaları için yaşamışsınızdır
gövdeniz bir diyaliz makinesi
benliğinizden arınmışsınızdır
an gelmiştir şimdi
bakiredir
makilerle kaplı maziniz, ölüm vadisi gibi serilmiştir
hayatınızın manzarasına
zaman, siyah bir kukelata giymiştir; gözetlemektedir sizi
ellerinizden ‘keşke’ler dökülmektedir
lakin;
çıkardığınız her suret
yine sizde ölmektedir....

Zeki KuMoVa...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #969
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Efkar

Gökten kar değil taş yağsa;
Gözlerim damla damla yaş olsa
Yüreğim hasretinle alev alev yansa
Unutma ki seni hergün seveceğim.

Heryerde adını anıyorum
Seni düşündükçe hep ağlıyorum
Hep seninle olmak istiyorum
ÇÜNKÜ SENİ ÇOK SEVİYORUM

Doğan Yıldırım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #970
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dostuma

Men daglarin emoglusu sandim cignini
Dedim o derin goz deniz elcisidir
Ve gumanlar dumanidi
Aza-aza sevdim
Caya-caya opdum
Oxudum azdiglarimi
Oynadim caydiglarimi
Men daglarin emoglusu sandim cignini
Ve caydiglarimla
Azdiglarimla xosam.

(Guney Azerbaycan-Tebriz)


Nadirezheri

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya