Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 163

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.165.808 Cevap: 8.002
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Şubat 2007       Mesaj #1621
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bodrum Akşamında

Sponsorlu Bağlantılar
Düşün ki ozansın şiir yazarsın
Doğan Ümit Aksel'dir senin adın
Bir yaz akşamında Bodrum'dasın
Uzanıp gökteki gülen mehtabı
Denizden yakamozları yakalarsın

Ekmek ağzındaysa aslanın
Peşinden koşuyorsa insanın
Onlara boş gözlerle bakamazsın
Masanda peynir ekmek kavun rakın
Birde yanındaysa güzel bir kadın
Sevişmez de be canım ne yaparsın

Doğan Ümit Aksel
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
27 Şubat 2007       Mesaj #1622
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İnsan arar durur gülümseyen bir çift gözü.
Bir yaşlının bakışlarındaki acı,
Sponsorlu Bağlantılar
Bir gencin dalgın duruşundaki hüzün,
Bir çocuğun buruk ifadeli yüzü.
Asık ve öfkeli simalar üşüşür.
Sis çöker üzerime önümü göremem.
Suçluluk duygusu kaplar benliğimi.
Ayaklarım benden habersiz yürür.
Ruhlar alemi adeta hayalet gemi limanda.
Koyu bir ıssızlık bu nasıl işkence.
Riyakar suratların sahte gülüşleri.
Proğranlanmış bir robot gibi karşımda.


tarık sasaoğlu

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1623
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
EbruMsn Thunder Delice sayıklamalar



Sevdaların olmalı
Başın düştüğünde yastığa
İnci bir köprüden geçmeli düş ülkesine
Kağıttan bir kayık taşıyabilmeli
Mısraların kıyısına
Çakıl taşları fısıltısında
Şarkılarını duyurabilmeli gece.

Kavgaların da olmalı
Yumruk sıkımında inmeli öfkeler
Büzüşen dudaklarında
Kilitsiz küfürler
Namus belasına inat
Mor pişmanlıklar olmalı bedeninde
Ve parmak izleri yitik isimler

Sevişlerin olmalı
Tülden siyah gecelik altına
Aşklar konmalı kelebek kanadında
Teninde tek tek kabarmalı nefsin
Dudaklarında tadı sevgilinin
İki kadeh tokuşmalı
Ve hırçın bir tango soymalı seni ulu orta

Gidişlere inat, gelişlerin olmalı
Suskunluğuna bıçak bıçak saplanmalı gülüşler
Keşkelerin hasır altından çıkmalı
Gözyaşına sebep her isim kanamalı
Hatta korkmalı
Ekmek arası katık et sancıları
Ve gebe kal başı dik duruşlara

Gölgeni koyabilmelisin cebine
Adımların mehter ritminde
Şehir titremeli gelişinle
Gelişinle mevsimler değişmeli
Nisana taşınmalı hazan sarısı
Marta sarılmalı Temmuz güneşi
Ve bir dalga düşmeli saçlarından

Teninde tuzunu tatmalı aşk.
Hani sen yazamazsın ya
Koca şehir seni yazmalı
Ay düşen ebruli rüyalara.
Ve bil ki aşk lazım sana
Kalemindeki suskunluk bu yüzden
Hadi, pencereyi arala.

Arzu Altınçiçek
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1624
Misafir - avatarı
Ziyaretçi


Hepsi Bu

Değişen ben değilim
dönüşen savaş
yaşlanmakla ıslanmak aynı şey:

bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlanmak

şimdi ölüm bile yetmiyor
acılarımızı tartmaya
dostlar
alıngan bir sahili pinekliyorlar
bir merhabayı bıçaklar gibi artık
selamlaşmalar

değişen ben değilim
dönüşen savaş

artık zaman bile yetmiyor
yaşadığımızı sanmaya

yine de ışıklar bu kenti
güzelmiş gibi gösteriyor
geceleri...

geceler...
yani
Ahmet Haşim in kafiyeleri...

seni aklıma düşüren
yerçekimi değil
yalancı yıldızlar
öyle uzaksın ki
üflesem soğuyacaksın
sarılsam okyanus

bir aşka yetecek kadar
ve anımsatacak kadar
sebepsiz bir ölümü,
acılarımız
ve kafiyelerimiz var...

işte hepsi bu kadar...
Yılmaz Erdoğan
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1625
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Korkma bir tanem, ben buradayım
Namlunun ucunda duran mermi gibi tetikteyim
Sen bana bakmak için yorulma sakın
Ben senin baktığın her yerdeyim
Sigaranı yiğitçe yak ve karşıma keyfince kurul
Seni mağlup etmek isteyen düşman karşısında beni bulur
Biz bir kere söz verdik mi, sözümüz namusumuz olur
Korkakların işidir sinsi sinsi dolaşmak
Palavralar atıp iftiraya bulaşmak
Onları boş ver sen
Hayatta bir sen bir de ben
Feleğin çemberinden kaç kere atlamışım
Dertleri, kederleri toplayıp katlamışım
Ben seni unutmak için sevmedim ki
Benim hançerim senin yanında kedi yavrusu olur
Gözlerim şahin yuvasında bir annenin bakışı
Senin sırtın benim sırtım gibi güvende durur
Ben seni unutmam, unutamam
Korkma bir tanem, ben buradayım
Namlunun ucunda duran mermi gibi tetikteyim
Sen bana bakmak için yorulma sakın
Ben senin baktığın her yerdeyim



seyit burhanettin akbaş
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1626
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BİR KEZ DAHA
kocaman sözler edebilmeli insan
küçük gölgelere sığınmadan
acıyı sevmeyi de öğrendim senle
ahh acı çektiğini görmesem


___ne yere sığar
ne göğe
___yokluğun



sabitsin işte
ve
bir sırt ağrısı kadar yakın
sızlıyorsun ya en derinde
en özlediğimsin
sahip olamadıklarım içinde



___ne bana yeter
ne sana
___çokluğun



doğmalıymış insan
ve doymalıymış bir ömre
bir hayat bir hiçken
çok şey olabiliyormuş
bir günlük vuslat
özlem dolu yüreğe



___ne sana doğdu
ne bana
___güneş




yakarışımda saklı
yalnız sana adadığım
köklü sevdam
bir damla terin
düşer ya alnıma
işte o an son bulur
çatallanmış puslu tasam


___ne seni anlar
ne beni
___dünya



Bir kez daha avuçlarımdan akmalı yüzünün kokusu, sıcağında erimek yemin olmalı dudaklarımda.Kıyısına adın yazılmamış umman kalmamalı.Duyduğumda sesini, yer gök yarılmalı, özleme bulanmış kanım durmamalı damarımda.Şükretmeliyim uykuya en yakın olduğum an ve uyandığım ilk dakika.Çünkü….Çünkü sen bir armağansın bana...


Bil ki bir kez daha karışmazsa bakışlarım bakışlarına....

___ne seni kabul eder
ne beni
___ölüm


MeHTaP

MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1627
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Ağıt ve Raks

Ben oyumu felakete veriyorum seyda
sana dönük yanımda çengiler mat oluyor
saadet-zedelerin morga çevirdiği bir dünyada
bana alevden kostümlerle dans etmek düşüyor
ve seyda ben oyumu felakete veriyorum

Yolum uzadıkça kabaran direncimi
her düştüğüm yeri öperek bileyliyorum
kolay gele demek de nerden çıktı seydam
gürbüz doğumlarda bir nice ananın harcandığını
imbatla gelenin kabayelle gittiğini biliyorum

senin aldanmak dediğin bana merhem oluyor
gördüm kışı zorlu geçmeyen yılın baharını da
saksıya dikme gülleri ilk güneşle soluyor
işte bu kısrak yokuşta çatladı demen için seyda
dünyanın tüm düzlüklerine kin besliyorum.

Geç bi yol, nazlı güleryüzlü şiirler yazamam ben
esenlik şölenleri bitti vakt-i cerağanda
vakt-i kahırda hüzün fasılları demidir bu dem
gör ki raksederek ağlamak da varmış hesapta
ama ne Raks'ı ne Ağıt'ı ben Endülüs'ü evetliyorum

Artık bol kahkahalı çok şükürleri bıraktım
esenlik bildirilerini harcıalem mutlulukları
denizi uslu gösteren kartpostalları yaktım
fakat seydam bir avuç külü yakamadığım için
ben oyumu felakete veriyorum.

Mustafa İslamoğlu |
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1628
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Her şey yeni bir başlangıç sanki..
Bir bebeğin gülüşü kadar sıcak,
Bir kadının ağlaması kadar içten...
Ruhum kapılmış gidiyor bu içtenliğe..

İlham veriyor sanki ruhum bana..
Bugün ne yapsam boş sanki ama..
İçimdeki o büyük fırtına..
Kopucak sessizliğin uğultusuyla...

Hissediyorum bugün hissediyorum...
Yorgun, hasta ve hatta evde olsam bile..

İnleyen rüzgarı dinliyorum bugün...
Bugünler hep başkaydı..Yarın da başkaydı.. Başkalar hep başkaydı...

Birileri olsa bile hep kimsesizdi günün...
Acı çekse de ruhun belli etmez bedenin...

Gene sarhoş akşam, gene çarpıyor yüreğim...
İzmir' in hiç bitmeyen hasreti oldu yüreğim...

Sensizlik olsa bile...
Sensizliğe alışmış hayallerim...
Savrulur rüzgarda,savrulmuş bedenim


ebru safir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1629
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kehribar Koyusu(aruz)


...........
ya tesbihin imamesinde kehribar koyusu
ya sen bu hüznü yaşayan büyücünün karısı
ya ömrünün silinen on sekizi çok yorucu
ya öldüren cevelanda geleceğin akışı
.........
ya görmeden göreceksin bahaneler taputu
ya dehlizin sonu hüsran yazılacak kitaba
ya derdini ilanından alacaksın bu yolun
ya kaptıran seferindeki aldıracağın hisara
.........
şu ol,bu ol, sebebinin tevatürü ol soyun
benim ol dendiği serdar ol ekreminde soyun

Me fâ i lün / fe i lâ tün / me fâ i lün / fe i lün

Ahmet Serdar..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1630
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SENİNLEYİM

Uçurumsan akarsu
ışıksan pervaneyim
ne kadar derin düşsem
o kadar şelâleyim

Girdap isen ilk damla
semahsan semazenim
ne kadar başım döndürsen
o kadar divanenim

Ateş isen küllenen
düş isen düşleyenim
ne kadar sende isem
o kadar kendimdeyim

Ali Rıza Kars

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya