Arama

Medya Haber - Sayfa 168

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 659.436 Cevap: 1.864
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
13 Ocak 2012       Mesaj #1671
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
19 Mayıs kutlamaları iptal
12 Ocak 2012 Perşembe - 18:07

Sponsorlu Bağlantılar
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları artık statlarda değil Ankara dışındaki illerde sadece okullarda yapılacak.


Medya Haber

ANKARA - AA
- Mili Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü, 81 ilin milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazı ile 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde Ankara dışındaki illerde kutlamaların sadece okullarda yapılmasını istedi. Kararı savunan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarına ilişkin genelgenin kutlamaların eğitim öğretimin aksatılmaması amacıyla illere gönderildiğini söyledi.

Çelik, "Genelgemizde 'Kanun ve yönetmeliklerde öngörülenlerin dışında ilave, geleneksel ya da adet haline getirilmiş uygulamalarla hem öğrencilere hem vatandaşlara ilave yük ya da sıkıntı getirmeyelim' dedik" diye konuştu.

Çelik gazetecilere yaptığı açıklamada, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarına yönelik Valiliklere gönderilen genelge ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

ÖĞRENCİYE DE VATANDAŞA DA YÜK

Milli günlerin kurumların ve vatandaşların katılımı ile coşkuyla kutlandığını dile getiren Çelik, Türkiye'de resmi bayramların kutlanmasına ilişkin mevzuatla ilgili bilgi de verdi. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin başkanlığında 11 Ocak 2012'de Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı temsilcileri ile toplantı yapıldığını anlatan Çelik, konuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü söyledi. Çelik, şunları kaydetti: "Toplantıdaki amaç, kutlamaların ithaf edildiği kesimlerin doğrudan katılımını sağlamak, daha coşkulu daha anlamına uygun bir konseptte uygulamaların yürütülmesidir. Bu çalışmalar başlamışken çalışmalar sonuçlanıncaya kadar net olarak genelgemizde 'Kanun ve yönetmeliklerde öngörülenlerin dışında ilave, geleneksel ya da adet haline getirilmiş uygulamalarla hem öğrencilere hem vatandaşlara ilave yük ya da sıkıntı getirmeyelim' dedik."

Genelgenin bunu illere hatırlatmak amacıyla gönderildiğini belirten Çelik, ayrıca genelgede kutlamaların yönetmeliğe uygun şekilde yapılmasının istendiğini söyledi.

Çelik, "Bu genelgemizi yanlış yorumlamış olabilirler. Bizim genelgemizin temel esprisi Cumhurbaşkanlığındaki çalışmalar sona erene kadar mevcut kanun ve yönetmelikte ne diyorsa ona ilişkin uygulamaların yapılmasıdır" dedi. Çelik, Cumhurbaşkanlığındaki çalışmaların tüm ulusal bayram kutlamalarına ilişkin olduğunu da kaydetti.

Öğrencilerin katılımına ilişkin her hangi bir kısıtlama getirmediklerini söyleyen Çelik, "Günün anlam ve önemine uygun kutlamaların okullarımızda öğrencilerimizin katılımı ile icra edilmesine devam edilmesini istiyoruz. Sadece kanun ve yönetmelikte yer almayan senaryo, değişik renk ve nitelik arz eden gösteri ve fon çalışması gibi etkinliklere yer vermeyin diyoruz" dedi.

TEKNOLOJİK OLACAK

Kutlamaların nerelerde yapılacağına yönelik bilgilerin yönetmelikte yer aldığını ifade eden Çelik, yönetmelikte kutlamaların başkentte ve diğer illerde nasıl yapılacağına ilişkin hükümlerin bulunduğunu kaydetti.

Başkentte fon gösterilerinde görev alan öğrenci sayısının 6 bin 150 civarında olduğuna dikkati çeken Çelik, bu çalışmaların Martta başladığını 19 Mayısta bittiğini, Haziran ayında ise okulların kapandığını söyledi. Çelik, "(Fon yapılmasın) dediğimiz bir şey yok ama eğer oradaki amaç o bayramın ruhuna uygun sözlerin vatandaşa, topluma aktarılması ise bu teknoloji kullanılarak da yapılabilir diyoruz. Hiç olmazsa öğrencilerimiz eğitim öğretimden olumsuz etkilenmez. Öğrencilere eziyet yerine daha coşkulu daha istekli olunması sağlanabilir. Ekonomik bakımdan da velilere 'Şunu alacaksınız' demek çok anlamlı gelmiyor" dedi.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
13 Ocak 2012       Mesaj #1672
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Memur maaş katsayıları, yüzde 2.68'lik enflasyon farkına göre yeniden düzenlendi.

Sponsorlu Bağlantılar
iste yeni memur maaslari h53372

1 Ocak'tan geçerli olmak üzere katsayılar enflasyon farkına göre düzenlenirken, 2011 yılının Temmuz-Aralık döneminde 0.06446 olarak uygulanan maaş katsayısı 0.066187'ye, 0.86251 olan taban aylık katsayısı 0.88562'ye, 0.02044 olan yan ödeme katsayısı da 0.020987'ye çıkarıldı.

0-6 yaş grubunda yer alan çocuklar için 32.23 TL olarak ödenen aile yardımı ödeneği zam sonrası 33,09 TL'ye, diğer yaş grubundaki çocuklar için ise 16,12 TL'den, 16,55 TL'ye artırıldı.

Aynı şekilde eş için ödenmekte olan aile yardımı ödeneği ise 137,56 TL'den 141,24 TL'ye yükselirken, asgari geçim indirimi bekar memurlar için 59,74 liradan 66,49 TL'ye çıktı.

Yeni katsayılar, memur maaşlarına yüzde 2,68'lik enflasyon farkını yansıtacak.

Söz konusu düzenlemelerin ardından aile ve çocuk yardımı almak kaydıyla müsteşar maaşı, 6 bin 472 liradan 6 bin 649 liraya, genel müdür maaşı ise 5 bin 667 liradan 5 bin 822 liraya çıkıyor. Böylece müsteşar ve genel müdür maaşında yüzde 2,73 oranında artış meydana geliyor.

Yeni düzenlemelerle 12'nin 1'inden maaş almakta olan bir hizmetlinin Aralık ayında bin 580 lira olan maaşı Ocak'ta bin 630 liraya, 13'ün 1'inden maaş almakta olan bir devlet memurunun Aralık'ta bin 696 lira olan aylık maaşı ise bin 749 liraya çıkıyor. Buna göre, hizmetli maaşındaki artış yüzde 3,16, diğer memurun maaşındaki artış 3,13 olarak belirleniyor.

9'un 3'ündeki bir öğretmenin maaşı bin 809 liradan, bin 865 liraya yükselirken, 8'in 1'indeki bir polisin maaşı da 2 bin 363 liradan, 2 bin 434 liraya yükselecek. Böylece söz konusu düzenleme ile öğretmen maaşında yüzde 3,1, söz konusu polisin maaşında da yüzde 3 oranında artış gerçekleşiyor.

SÖZLEŞMELİ ÜCRETLERİ
Maliye Bakanlığı, enflasyon farkı nedeniyle sözleşmeli ücret tavanlarını da yeniden düzenledi.

Buna göre, KİT'lerde sözleşmeli olarak çalışan personelin Aralık ayında 3 bin 382 lira olan ücret tavanı, Ocak'ta 3 bin 472,60 liraya çıkarıldı.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu 4-B kapsamında çalışanların ücret tavanı ise 2 bin 999 liradan 3 bin 79,40 liraya yükseltildi.

En yüksek devlet memurunun Aralık'ta 3 bin 489 lira olan sözleşme ücreti de, 3 bin 582,50 lira olarak belirlendi.

KIDEM TAZMİNATI TAVANI 2805 LİRA OLACAK
2011 yılının Temmuz-Aralık döneminde 2 bin 731,85 lira düzeyinde bulunan kıdem tazminatı tavanı ise 2 bin 805,04 lira olarak uygulanacak.

TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ FARK DA EKLENECEK

Öte yandan, devlet memurları ve sözleşmeliler, 15 Ocak'ta zamlı maaşlarını alacak. Toplu sözleşme görüşmelerinin ardından, yeni katsayılar belirlenecek. Toplu sözleşme görüşmelerinden çıkacak sonuç ile oluşacak fark da Ocak ayından geçerli olmak üzere maaşlara yansıtılacak.

Not: Bölgesel ödemeler ile ek ders ve yabancı dil tazminatı gibi ödemeler hariç, aile ve çocuk yardımı ödeneği dahil.

-Aralık maaşlarının içinde 137,56 liralık aile yardımı, 48,35 liralık çocuk yardımı ve buna göre hesaplanan 29,87 liralık asgari geçim indirimi yer alıyor.

-Ocak ayı maaşlarının içinde 141,24 liralık aile yardımı, 49,64 liralık çocuk yardımı ve 33,24 liralık asgari geçim indirimi de bulunuyor.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Sen sadece aynasin...
HANDSOME - avatarı
HANDSOME
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
14 Ocak 2012       Mesaj #1673
HANDSOME - avatarı
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
Medya Haber

Yakındoğu Üniversitesi Hastanesinde (YDÜ) tedavi gören KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş vefat etti.

Yakındoğu Üniversitesi Hastanesinin yoğun bakım servisinde 9 Ocak Pazar gününden bu yana tedavi gören KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, vefat etti.
Denktaş, 8 ocak gecesi ishale bağlı su kaybı nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı.
İç organlarında dün yetersizlik başgösteren Denktaş, bu sabah itibarıyla solunum cihazına, akşam saatlerinde ise diyalize bağlanmıştı.
SERDAR DEKTAŞ: "BİR DEVLET KURDU CEMAATTAN HALK KURDU"
Oğlu Serdar Dektaş ise yaptığı açıklamada, "Hepimizin başı sağ olsun. Bir devlet kurdu, cemaatten halk yarattı. Dilediği yolda yürümeye devam edeceğiz. Aile olarak herkese teşekkür ederiz" dedi.

KKTC CUMHURBAŞKANI EROĞLU: “BABA DENKTAŞ’I ONUN YAPTIKLARINI UNUTMAYACAĞIZ”
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ise yaptığı açıklamada, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ölümüyle bir tarihin göçtüğünü, Kıbrıs Türkünün "Baba Denktaş"ı ve onun yaptıklarını unutmayacağını söyledi.

Denktaş'ın Doktoru:

Bu acıyı atlatmaya çalışacağız. Kıbrıs Türk'ünün tüm Türk dünyasının başı sağolsun. Allah rahmet eylesin.
Hastalık döneminde konuştuğumuz herşey benim meşalem olacaktır. DÜnyanın huzurunda söylüyorum Bir devlet kurmuştur. Bu güçlü bir devlet. Bu devletin insanlığın başının dik yürümesi açısından dilediği istediği şekilde yolunda yürümeye devam edeceğiz. Ben bir kez daha herkese teşekkür ediyorum.
TSK'ya devlete şu 8 ayı güçlü geçirmemize yardım eden herkese teşekkür ediyorum.

DENKTAŞ SALI GÜNÜ TOPRAĞA VERİLECEK
Kurucu cumhurbaşkanı Denktaş 17 Ocak Salı günü devlet töreni ile defnedilecek. KKTC Bakanlar Kurulu yarın toplanarak ulusal yas kararı alacak.


Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..
HANDSOME - avatarı
HANDSOME
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
15 Ocak 2012       Mesaj #1674
HANDSOME - avatarı
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
Medya Haber
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un oğlu Murat Başbuğ'la samimi fotoğrafları yayımlanan KCK-PKK davası sanığı Hasan Lala, kendini savundu


Başbuğ'un oğlu ile fotoğrafı olan PKK sanığı Hasan Lala çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Lala; ''Ergin Saygun benim için emniyeti ziyaret etti''dedi
Zaman'a konuşan Lala, Başbuğ'la yakın arkadaş olduklarını kabul etti; ancak terör örgütü üyesi olduğu suçlamasını reddetti. Lala, dönemin 1. Ordu Komutanı Ergin Saygun'un 13 Nisan 2009'da Emniyet Müdürlüğü'nü ziyaretinin sebebinin kendisi olduğunu da kabul etti. Saygun'un Murat Başbuğ'la samimiyetinin kamuoyuna yansımamasını talep ettiğini ama bunun dışında ne kendisiyle görüştüğünü ne de herhangi bir faydası olduğunu anlattı.
9 Nisan 2009 tarihinde İstanbul'da yapılan bir PKK operasyonunda gözaltına alınan 'Burhan' kod adlı Lala'nın evinden, Murat Başbuğ'la fotoğrafları çıkmıştı. Bundan 1 yıl sonra, 22 Temmuz 2010 tarihinde Yeni Akit gazetesi bu fotoğrafı yayımlamıştı. Aynı gün Genelkurmay'dan yapılan yazılı açıklamada fotoğrafın bir arkadaş ortamında tesadüfen çekildiği öne sürülmüştü. Zaman, dünkü haberinde bu karenin tesadüf olmadığını, ikilinin 2003 yılından beri dost olduğunu yazmıştı. Lala, bu bilgileri doğruladı. Fakat, "Ben PKK'lı değilim, ailemde hiç kimse örgüt mensubu değil. Ben tam tersine PKK'dan nefret ederim." savunmasını yaptı. 13 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını söyleyen Lala, "Eğer gerçekten örgüt üyesi olsam serbest kalır mıydım?" diye sordu. Tam tersine, Murat Başbuğ'la arkadaşlığı yüzünden kurban edildiğini öne sürerek, "Aslında ben ikinci gün serbest kalıyordum. Ne zaman ki evimden bu fotoğraflara ulaşıldı, tekrar ifadem alınarak gözaltı sürem uzatıldı." dedi.

Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..
HANDSOME - avatarı
HANDSOME
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
16 Ocak 2012       Mesaj #1675
HANDSOME - avatarı
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
Medya Haber

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınmamasının ilk bakışta olumsuz algılanabileceğini dile getirirken ilginç açıklamalarda bulundu.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Konya'da AK Parti Ilgın İlçe Başkanlığı tarafından Sedirlihan Restoran'da düzenlenen "Lider Türkiye" konulu siyaset akademesi programına katıldı. Burada yaptığı konuşmada Türkiye ve dünyadaki ekonomik durumdan söz eden Yılmaz, sözü AB'deki krize getirdi. Bakan Yılmaz, " AB'ye alınmamış olmamız, bize bir ayırımcılık yapılmış olması, belki ilk bakışta negatif gibi gelebilir. Ancak şu an gösterdi ki, belki o birliğin içinde olmamak Türkiye'nin lehine. Yunanistan'a yardım ettiler, kurtaramadılar. Yunanistan hala krizden çıkabildi mi? Tartışmalıdır. Dolayısıyla Türkiye, bu dönemde çok daha iyi durumda. Son 200 yıldır Türk kamu maliyesinin değerleri İngiliz kamu maliyesinden çok daha iyi durumdadır. İnşallah çok daha duruma gideceğiz" dedi.

"DOSTUMUZ ABD"

Türkiye'nin, dünyada dostluğuyla gurur duyulan bir ülke olduğunu söyleyen Bakan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: "Amerika -Türk konseyinin Amerika'da yapılan en son toplantısına, Amerikan Genelkurmay Başkanlığı'nın sitesine girersiniz, oradan görürsünüz, 'Biz Türkiye'ye dostumuz demekten gurur duyuyoruz' diye. Bunu Amerika'nın Genelkurmay Başkanı diyor. Kendi sitelerinde de vardır. Açın bakın. Biz böyle yapmak istiyoruz. Zaten şu an da öyle oldu. Ama bundan sonra da yapacağız. 'Türkye benim dostum denilmesinden' o ülkenin gurur duyması yeterlidir. Biz de gurur duyacağız ama biz gayret edeceğiz. Türkiye'nin dostluğu tek başına bu ülkelere yeterli hale getirmek gerekir."



Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
16 Ocak 2012       Mesaj #1676
Avatarı yok
Yasaklı
İBDA-C Davası

19-22 Aralık 2000 tarihleri arasında 20 cezaevine yapılan eş zamanlı “Hayata dönüş Operasyonu”nun yıldönümü idi F tipi cezaevlerine gönderilip diri diri gömülmeyi reddeden ve bunun için direnen ikisi de Metris ve Bandırma cezaevindeki (İBDA’cılar) olmak üzere 30 kişi koğuşlarında kimi yanarak kimi vurularak öldüler.

Devamı olarak Bandırma Cezaevine yapılan “Noel Baba” operasyonunda ise yine cezaevinde bir kişi öldü bir çok kişi yaralandı. Dava zamanaşımına uğradı.28 şubat’ın kara(r)ları bir bir ortaya dökülüp deşifre edilirken hukuksuzluklar-haksızlıklar-zulümler silsilesi oluşuyordu.

Geçtimiz haftalarda gazetemiz Milat 28 şubat belgelerinin bir kısmını yayınladı yayın üzerine Mazlumder G.Antep Şubesi suç duyurusunda bulundu. Suç duyurularının ise devamı gelecek gibi görünüyor.

Yine bu haberler üzerine o dönem 14 yaşında iken katıldığı Çeçenistan eyleminde İBDA-C örgütü üyesi olmaktan tutuklanıp idamla yargılanan Yakup Köse: “ 28 Şubat beni yeniden yargılasın” dedi. 28 Şubat kararlarının da yargı önüne çıkmasını istiyordu.

Ama tam aksi bir gelişme oldu. 28 şubatın ruhuna huzur verecek bu gelişmede Hayata Dönüş Operasyonu çerçevesindeki diğer mahkumiyetlerde zaman aşımından dava düşerken Yakup Köse’nin de içinde olduğu Bandırma Cezaevindeki İBDA-C’davasından yatanlara yeniden 10 yıl, 11 yıl hapis cezası verildi.

Hukukçular bu durumu aynı davaya ki ayrı karar olarak yorumladılar. Ana dosya zaman aşımından düşerken Bandırma 2.Asliye Ceza Mahkemesinde yeniden açılan dava sonucu yeni cezalar yağdı ve Yargıtay onaylarsa Yakup Köse başta olmak üzere 32 kişi yine yeni cezalar alacaklar. Adalet arayışındaki bu insanlar fazla yattıkları için adalet alacakları olduğunu düşünürken yeniden cezaevine girme durumu ile karşı karşıya bulunuyorlar.

Dosyalarında “İsnat edilen eylemleri yaptığından dolayı delil bulunmamasına rağmen kanaatten her bir eyleme idam” cezası alanlar mı istersiniz, taş atmaya teşebbüsten 15-16 yaşındaki çocukların yargılanması mı dersiniz, yasa değişmeden önceki maddelerle yargılamaya kadar pek çok haksızlıklar söz konusu.

Tutuklu Gazeteci/Yazarlar ve Salih Mirzabeyoğlu

Bu örgütün lideri olduğu hükmü verilerek idamla yargılanan, yıllarca cezaevinde olan Salih Mirzabeyoğlu( Salih İzzet Erdiş) onlarca kitabı olan bir düşünür, fikir adamı.

Türkiye’de hapiste olan gazeteci-yazar sayısının yüze yaklaştığı ifade ediliyor. Her biri bir başka düşünceden, her birini bir başka fikirden olduğu için görmezden gelebiliyoruz. Hep, birimiz, bir diğeri için “içeri alınmışsa vardır bir yaptığı” diye düşünüyoruz. Bu düşünceyle yıllar yılı gerek Ergenekon davalarında gerekse KCK tutuklamalarında öne çıkan “yazar” “gazeteci” kimliği Salih Mirzabeyoğlu söz konusu olduğunda öne çıkmadı. Bizler de aynı tedirginlikle mesafemizi korumayı tercih ettik.

İBDA-C hakkında yapılan haberler Mirzabeyoğlu’nun ne eserlerini gördü ne içeride kendisine yapılan bitmez-tükenmez işkenceleri… Şimdi ise “Telegram” denilen zihin kontrolü sistemi ile hücresinde çıldırtma çalışması yapıldığı iddiaları ayyuka çıkmışken tıpkı tutuklandığı dönemlerde yapılan işkencelerin kamuoyundan gizlenme gereği duyulmadığı gibi bu iddialara da karşı yalanlama yapıldığına şahit olmadık. Yeni bir Hasan Mezarcı olduğunda mahallenin delisi olarak serbest kalabilir.


Kaynak:8Sütun(29 Aralık 2011,09:48)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
16 Ocak 2012       Mesaj #1677
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Başbuğ Talebine Hakimden Ret

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanması kararının yeniden gözden geçirilmesi talebi nöbetçi hakim tarafından reddedildi. Talep üst mahkemeye gönderildi...

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davası kapsamında yer alan iddialara ilişkin hakkında başlatılan soruşturma çerçevesinde tutuklanmasına yapılan itiraz, tutuklamayı gerçekleştiren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi hakimliğince reddedilerek, talebin değerlendirilmesi için aynı mahkemenin heyetine gönderildi.

Nöbetçi olduğu geçen hafta Başbuğ'un tutuklanma kararını veren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimi Vedat Dalda, Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer tarafından, ''hakkında verilen tutuklama kararının gözden geçirilerek Başbuğ'un tahliye edilmesi'' talebini içerir 12 Ocak 2012 tarihli dilekçeyi değerlendirdi.

Hakim Vedat Dalda, şüpheli Başbuğ'un İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğince yürütülen soruşturma kapsamında 6 Ocak'ta tutuklanması kararına avukatı İlkay Sezer tarafından 12 Ocak 2012 tarihinde verilen bir dilekçeyle itiraz edildiğini hatırlatarak, bu itiraz üzerine bir kez daha inceleme yapılarak karar verilmek üzere, Cumhuriyet Başsavcılığından soruşturma dosyasıyla birlikte mütalaanın da istendiğini bildirdi.

Başbuğ hakkında toplanan deliller, suçların vasıf ve mahiyeti, üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların varlığının halen devam ediyor olması gibi nedenlerle yapılan itirazın mahkemece yerinde görülmediğini ifade eden hakim Dalda, yapılan itiraz üzerinde bir karar verilmek üzere dosyanın tüm ekleriyle birlikte İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine gönderilmesine hükmetti.

Sen sadece aynasin...
HANDSOME - avatarı
HANDSOME
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
17 Ocak 2012       Mesaj #1678
HANDSOME - avatarı
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
Medya Haber

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, İntibak Yasası'nda oranların belirlendiğini açıkladı.
Refah payından emeklilere yüzde 75 pay verileceğini kaydeden Arınç, 1 milyon 913 bin emeklinin maaşlarında artış olacağını söyledi. Arınç, artışların 10 ile 290 lira arasında emekli maaşlarına yansıyacağını müjdeledi.
Bakanlar Kurulu'nun ardından basın açıklaması yapan Arınç, 'İntibak Yasası'nın Bakanlar Kurulu'nda kabul edilip Meclis'e gönderileceğini aktardı. 2000 öncesi aylık alan 2 milyon 743 bin 371 kişiyi içeren bir düzenleme yapıldıklarını kaydeden Arınç, artış oranının yüzde 75 olarak belirlendiği bilgisini verdi.

Arınç, şunları kaydetti:
''Bizim hükümetimiz döneminde aylıklardaki artışlar zaman zaman konuşulmakla birlikte tekrarında fayda görüyorum; SSK işçi emeklisinin aldığı ücret 2002 Aralık ayında 257 şu kadar kuruş lira iken 2011 Aralık aylığı yani geçtiğimiz yılın son aylığında 813,66;ya ilerlemiştir. Bu nominal artış artış olarak yüzde 216,5'tir. Reel artış olarak da yüzde 45'in üzerindedir.
Yani 2002 Aralık aylığını AK Parti hükümetlerinin iş başına geldiği günden bugüne kadar nominal yüzde 216'lık reel olarak da yüzde 45'lik bir artış sağlanmıştır. SSK tarım emeklisinin 2002 Aralık aylığı 261,73 iken 2011 Aralık'ı 733 küsur liraya yükselmiştir. Nominal artış 239 reel artış yüzde 55,77'dir.
Bağkur esnaf aylığı, 2002 Aralık ayında 148 kusur lira iken 2011 Aralık aylığı 659,54 liraya ulaşmıştır. Nominal artış yüzde 343,66, reel artış yüzde 103,76'dır.
Bağkur tarım aylığı 2002 Aralık ayı aylığı 65,8 lira, 2011 Aralık aylığı 492 küsur liraya ulaşmıştır. Nominal artış yüzde 647,85, reel artış yüzde 243,46'dır.
Emekli Sandığından aylık alanlar 2002 Aralık aylığı 376 küsur, 2011 Aralık aylığı 976 küsurdur. Nominal artış yüzde 159, reel artış yüzde 19'un üzerindedir.
Bu tablo içerisinden şunu da dikkatlerinize sunmak istiyorum; SSK emekli gruplarına bağlanan aylıklarda geçmiş hükümetler döneminde farklı farklı hesaplanmış ve farklı yıllara farklı işlemler uygulanmış. Şimdi 6 grupta SSK emekli aylığı alan işçi emeklilerimiz var. Bunlardan bir kısmı 1 ocak 1982 öncesi emeklilerdir. Bir kısmı 1982-1987 sonu arasında emekli olanlardır. Bir kısmı süper emekli denilen 1987'de emekli olanlardır. Bir kısmı 1.1.1988 ile 31.12.1999 arasında emekli olanlardır. Bir kısmı 2000-2008 arası emeklilerdir. Bir kısmı da 2008 sonrası emekliler olarak gözümüze çarpmaktadır.''
Kayıtsız şartsız aylıkların artırılması değildir
Kamuoyunda yanlış bir anlayışın olabileceğini, onun için ''İntibakın bütün emekli aylıkların kayıtsız şartsız arttırılması anlamına gelen bir zam uygulaması olmadığını'' anlatan Arınç, şöyle devam etti:
''Sosyal güvenlik sisteminde 'İntibak'tan kastımız prim ödeme gün sayıları ve ödenen prim miktarları eşit olan fakat emekli oldukları tarihin farklı olması nedeniyle aylık hesaplama yöntemindeki değişikliklere bağlı olarak farklılaşan emekli aylıkları arasındaki farkın giderilmesidir. Herkesin maaşına mutlaka şu kadar seyyanen zam gelecek diye bir beklenti olabilir. İntibaktan kastımız; evet maaşlarda elbette bir miktar artış olacaktır ama bu prim ödeme gün sayıları ve ödenen prim miktarları eşit olmasına rağmen farkı zamanlarda farklı formüllerle kendilerine emekli maaşı bağlananların bugün artık eşit noktaya getirilmesi olarak anlayabiliriz.
2000 öncesi aylık alan kişi sayısı ki intibaka esas olan bunlardır. Yaşlılık aylığı alan SSK'dan 1 milyon 635 bin 384 kişidir. Malullük aylığı alan 31 bin 258, ölüm aylığı alan 1 milyon 76 bin 789. Toplam 2 milyon 743 bin 371 kişiden bahsediyoruz. Yani 2000 öncesi SSK'dan emekli aylığı alan 2 milyon 743 bin 371 kişinin bu intibak yasasından ne şekilde ve hangi oranda zam alacağı ve hangi noktada intibakların yapılacağı tartışılmıştır. Bugün Sayın Bakanımızın da verdiği bilgiler Bakanlar Kurulumuz tarafından uygun görüldüğü için artış oranında belirlenmiştir. Yüzde 60, yüzde 70 veya yüzde 75'lik zam dilimlerine göre kaç kişi yararlanacak ve bu yararlanan kişiler hangi limitler arasında zam alacaklar ve bundan kaç kişi istifade edecek konusu tartışılmıştır. Takdir edersiniz ki 92 katrilyon tüm emeklilerimiz için bir yıl içerisinde ödediğimiz para bir de bu intibaklar sebebiyle bütçeye ayrıca bir maliyet getirecektir.
Yapılan müzakereler sonunda en çok kişinin istifade edebileceği ve en yüksek oranda artış yapılması kabul edilmiştir. Bu artış yüzde 75 olarak Bakanlar Kurulumuzdan kabul edilmiştir. Bundan 1 milyon 913 bin kişi istifade edecek. Bunun maliyeti 2,5 katrilyonluk bir ek ödeme bütçeye yük olarak gelecektir.
Yıllardır istismar edilen yıllardır ümitleri sömürüler ve yıllardır eşit prim ve ödeme gün sayısı olmasına rağmen farklı yıllarda emekli oldukları için birbirlerinden farklı maaş alan emeklilerimiz arasındaki bu eşitsizliği gidermiş olacağız. Ücret artış bandı da 10-20 lira artıştan, 250-290 lira arasındaki artışa kadar herkesin kendi gün ne zaman emekli olduğuna ve ne kadar prim ödediğine bakılarak ayrı ayrı hesaplanmıştır. Bu yüzde 75'lik gelişme hızını ilave ettiğimiz takdirde 10-20 arasındaki artışlar daha az sayıda emekliyi ilgilendirmekte ama 100 ile 290 arasındaki artışlar hemen hemen 1,5 milyona yakın emekliyi ilgilendirmektedir. Detaylarını sayın bakanımızdan ve parlamentodaki görüşmeler sırasında da sanıyorum daha ayrıntılı olarak bilme öğrenme imkanına kavuşacaksınız. Ben intibakla ilgili sorunların çok büyük ölçüde giderildiği ve bir eşitsizliğin yıllarca sürdükten sonra bugün bütçeye külfet getirmesine rağmen emeklilerimiz açısından ferahlandırıcı bir gelişme olarak takdim edilmesini düşünüyorum. Refah payı yüzde 75 olarak uygulanacaktır. Bundan 1 milyon 900 bin emeklimiz istifade etmiş olacaktır.



Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..
HANDSOME - avatarı
HANDSOME
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
18 Ocak 2012       Mesaj #1679
HANDSOME - avatarı
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
Medya Haber

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin duruşmada karar verildi


İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 2'si tutuklu 19 sanığın yargılandığı davada karar çıktı.

Tutuklu sanık Yasin Hayal'e adam öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Hayal ve Erhan Tuncel 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan ise beraat etti. "Azmettirme suçlaması"ndan da beraat eden Erhan Tuncel McDonald's'ın bombalanması olayından 10 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Yasin Hayal'in ağabeyi Osman Hayal de beraat etti.
CEZAEVİNDEN SALIVERİLDİ


Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davanın karar duruşmasında serbest bırakılmasına karar verilen Erhan Tuncel, işlemlerinin tamamlanmasının ardından cezaevinden tahliye edildi.

SAVCILAR İTİRAZ EDİYOR

Savcılar verilen cezanın az olduğu gerekçesiyle karara itiraz etmeye hazırlanıyor.
ARBEDE ÇIKTI
Mahkemenin kararını açıklamasının ardından duruşma salonunda arbede çıktı. Hrant Dink'in arkadaşları kararı eleştirdi ve protesto gösterisi yaptı. Mahkeme Başkanı ise düzenin sağlanmasını ve olay çıkaranların gözaltına alınmasını istedi.
BU KADARINI BEKLEMİYORDUK!
Dink Ailesi'nin avukatı Fethiye Çetin, mahkemenin kararını açıklamasının ardından sert bir açıklamada bulundu.
"Bizimle dalga geçiyorlar" diyen Çetin, "Meğer dalganın en büyüğünü sona saklamışlar. Meğer Hrant Dink, planlı eylemlerden değil, 3-5 kendini bilmez tarafından öldürülmüş" dedi.
BURADA ÖRGÜT YOKMUŞ
İşte Çetin'in o sözleri...
"... Bu kadarını beklemiyorduk. Bu devletin katil, halkını bombalayan, suikastçı gibi sıfatlarla yan yana anılmasından çok rahatsız olanla, devleti bu sıfatlardan arındırmak için hiçbir çaba sarf etmediler. Büyük bir fırsatı değerlendirmediler. Yerleşik düzenin değişmediğini görüyoruz. Bugün bu kararla cinayet tetikçilerinin yargılandığı dosyanın ilk safhası kapandı. Bu dava bitmedi, bu dava komedi dosyasıdır.
BİZİM DAVAMIZ YENİ BAŞLIYOR
Bizim davamız yeni başlıyor. Karanlıkta saklanmaya çalışan failler bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı. Bu dava biz 'bitti' diyene kadar bitmeyecektir."

Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..
HANDSOME - avatarı
HANDSOME
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
19 Ocak 2012       Mesaj #1680
HANDSOME - avatarı
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
Medya Haber

Adana'da 6 yaşındaki kıza cinsel istismarda bulunan Mehmet Y. mahkemede utancından yerin dibine girdi

Adana'da 6 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismardan tutuklu yargılanan pedofili (çocuklara cinsel ilgi duyma hastalığı) hastası 27 yaşındaki Mehmet Y., utancından olayı anlatamadı. Mahkeme heyeti, mağdur çocuk ile sanığın hastaneye sevk edilerek rapor aldırılmasına karar verdi.
Merkez Seyhan İlçesi'ne bağlı Tellidere Mahallesi'nde 12 Kasım 2011'de meydana gelen olayda, iddiaya göre Mehmet Y., sokakta gördüğü kız çocuğu C.N.E.'ye "Seninle bir yere gideceğiz" diyerek bir binanın merdiven dairesine götürdü. Çocuğa cinsel istismarda bulunan Mehmet Y. daha sonra kaçtı. Farklı tarihlerde başka çocuklara da cinsel istismarda bulunduğu ve tutuklu yargılandığı duruşmalardan birinde "Ben hastayım. Çocukları görünce kendime hakim olamıyorum. Tedavi olmak istiyorum" diyerek yalvardığı, tedavi olması için tahliye edildiği belirlenen Mehmet Y., yeniden yakalanıp tutuklandı.
Hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından Adana 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Mehmet Y.'nin yargılanmasına başlandı. 43 yıla kadar hapsi istenen sanık Mehmet Y., "Tahliye olduktan sonra hastaneye başvurdum. Ancak sosyal güvencem olmadığı için beni tedavi etmediler" dedi.
Mehmet Y., "Daha sonrasını anlatacak durumumum yok. Psikolojim müsait değil. Huzurunuzda eziklik hissediyorum" diyerek yaptığı cinsel istismarı utancından anlatamadı. Mahkeme başkanının ısrarları üzerine sanık, "Sadece öptüm" dedi.
Cinsel istismara uğrayan C.N.E. ise olayı şöyle anlattı:
"Biz sokakta arkadaşımla gezerken beni çağırdı. Gittiğimiz binanın merdiveninde oturduk. Eşofmanımı indirdi. Sonra bana cinsel istismarda bulundu. Para verdikten sonra da 'Kimseye söyleme' dedi."
Mahkeme heyeti, küçük kızın cinsel istismar sonucu ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığının belirlenmesi, sanığın da sağlık durumunun belirlenmesi için hastaneye sevk edilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
2 gün önce de yargılandığı davaların birinden 3 ay hapis cezasına çarptırılan sanık Mehmet Y.'nin, 7 davasının devam ettiği öğrenildi.

Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww