Arama

Hayata Dair - Sayfa 127

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 267.627 Cevap: 1.657
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1261
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
ıslanıyorum

Sponsorlu Bağlantılar


şehrimde yağmur var bu gece
ama gökyüzü ayaydın
yıldızlar görünüyor
damlalar göz hizasından dökülüyor
yanaklarımdan ayaklarıma süzülüyor
ve ben ıslanıyorum

şehrimde yağmur var bu gece
kara kara bulutlar yok gökyüzünde
dedim ya..yıldızlar görünüyor
bu çakan şimşekler gönlümde
damlalar işliyor içime içime
ve her damlada sen azalıyorsun
şehir uslanıyor...
ben ıslanıyorum....


Serkan Çevikman

SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1262
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
anne

Sponsorlu Bağlantılar
Senin sevginle
Senin şefkatinle
Büyüdüm
Anne

Senin ölümünü
O güzel yüzünü
Sessizliğini
Hareketsizliğini

Sana sarılışımı
Yanaklarından öpüşümü
Unutamıyorum
Seni seviyorum
Anne

Acılar çektim
Çok şeye üzüldüm
En acısıydı ölümün
Hayatımın
Seni özlüyorum
Anne

Senden hiç haber yok
Sen beni özlemiyor musun
Yoksa
Anne

Üşüyünce
Üstümü örterdin
Üşüdüm
Üstümü örtsene
Anne

Anneler günüymüş
Bugün mayısın on beşi
Sen yoksun ya
Bana ne
Anne

Alıntı

GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1263
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
Mavi Düşler Yolcusu

Diyorum ki, bir gün sevdamı yüreğime yüklesem, alıp gölgemi yanıma dağ deniz çekip gitsem insanın olmadığı uzak kıyılara. Ormanlar dolaşsam, dağlar, denizler … Ağaçlar diksem bulutsuz adalara, çiçekler sulasam keyfimce, yıldızlar arkadaşım, kuşlar yoldaşım olsa… Şiirler toplasam gün boyu mavi göğün altında…

Bir sevda rüzgarı esse uzaklardan, bir ılık meltem, alıp götürse hayallerimi bilmediğim, tanımadığım uzak yerlere…

Gözlerimi kapatıp dalıyorum mavi düşlere, Bir demet süsen kokusu yağıyor üzerime , bir demet sümbül kokusu.Yağmurdan sonraki mis gibi kokan toprağın kokusu...

Çocukluğum, ilk gençliğim düşüyor aklıma; sanki bir dağbaşındaymışım, bir göl kıyısında suya daldırmışım ayaklarımı rüzgarla konuşuyorum. Suların nazlı nazlı akışını duyuyorum, serin serin esişini rüzgarların, bir kelebeğin kanat vuruşunu duyuyorum, bir ceylanın ürkekliğini, bir kumrunun yakarışını...

Mavinin masumluğunu, kırmızının sıcaklığını, yeşilin cıvıltılarını hissediyorum. Sesimi alıp götürüyor sular uzak denizlere ... Mavi ve dalgalı bir denizlerde küçük bir tekne oluyor kalbim; ki, rengi düş mavisi. Duygusal bir limana sığınma çabalaması içinde.

Mavi yolculuklarını düşlediğim uzaklar, cennetin sonsuz güzelliğini andırıyor. Günahsız bir yaşamın yeri olan cenneti. Dans eden güvercinler, bembeyaz kanatlarındaki her bir tüyü kalbimin içine topluyorum. Bembeyaz papatya tarlalarından papatyalar savuruyorum gökyüzüne. Beyaz güvercinlerin pencereme bıraktığı sevgileri yolluyorum gökyüzüne... Sonra mavi düşleri koynuma alıp uyuyorum.

Bir yağmur sonrası güneşin sıcaklığıyla beraber gökkuşağının renkleri doluyor içime. Kalbim ve ruhum huzura ulaşıyor. Mutluluğa kavuşuyor bedenim. Hiç bitmesin istiyorum bu huzur dolu dakikaların, sonu gelmesin istiyorum.

Uyanınca mavi düşlerden gerçeklerin katılığına takılıyor gözlerim, bakıyorum bahar uzakta daha, leylakların açmasına çok var, sancılı her mevsim sonrasında yeşerecek dalları vardır ağaçların. Bu bahar hangi dalım kurumuş, hangisi yeşil anlayacağım. Hiç yeşermezsem bilki kurumuşum artık gölgemde olmayacak...

Yine de uzaklar hep bir sevda ritmi taşıyor yüreğime, bir aşk masalı, bir rüya iklimi taşıyor. Bir leylak mevsimi, bir huzur kokusu, bir gönül iklimi taşıyor…

Göklerin yanağından süzülen bir damla gözyaşıyım ben, gözleri buğulu bir sevda yolcusu, oysa hiç bir liman almıyor beni, hiç bir gemi tanımıyor, hiç bir insan anlamıyor.

Uzaklar, içimde tanımadığım iklimlere akıp giden derin bir ırmaktır artık. Her akşam hüznünü kuşanır gözlerim, sığınır uzaklara… Ben ki, hep uzak yolculuklara yüklerim sevda düşlerimi, hep yarınlara ertelerim. Yarınların ne getireceğini bilmeden...

Yokum artık yokumsayın, boşuna aramayın beni, dalgalı bir denizde kırık bir tekneyim şimdi. Bir sevdam kaldı ardımdan, bir de ayak izlerim sokaklarda… Ben, ben ki, varılmayan uzak mavi yolculukların yolcusu…

"alıntı"
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1264
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Herşey



avuçlara saklanan gül beyazlığı
kar altında kardelen
nikah yastığı


Ateş gelinliğiyle şeytan
günaha sarılı kefen
kefene sarılı zaman
günah ve kefen
toprak ıslığı


ıslak sesin tele değin
gidip gelip
ölüp gelin
doğup elin kollarından
dokunarak güne değin
karma çağın sisli çiğin
düşüp/ eşip karanlğı
insancığın çığlığından
gülerek güler bebeğin
kan damlıyor parmağından
büyüyen her kelebeğin
duası derin


herşey doğumla başlar...


kaderi değiştiren direnişin peşinde
değişmeyen kaderin Tanrı deyişlerinde
pişiyor zaman işçileri,
dişlerimde
attığım adıma _neden_ düşüyor


her son susuz iklimken ölüm kırbacı acı
bir ses ki akıverir içirterek inancı
insan giziyle erir akıl kasabasında
herşey açığa çıkar öte müptelasında
tüm gerçekler dilenci
tüm dilekler yalancı

can damlıyor dudağından
büyüyen her bebeğin
yaşamı verin


Herşey doğumla başlar.


kuru dilin suya değin
düşüp kalkıp
yeşermesi
pembe tonda
irkilmesi
dudaklarda büyümesi
dokunması tene tenin
aşkın tende delirmesi
fıttırması dileklerin
dudakların çatlaması
kırılması gölgelerin
bacakların katlanması
yarılması derinlerin
duruların vurulması
zaman zaman
kimi zaman
evvel zaman
öte zaman
vücutların yarılması
gecenin parçalanması
yaşamak...

ve an;
kader kuran
dilin dudağın
ıslatıp kafesini
yağdıkça yağan
yağmurun
nurun
saçaklarından
ışımak....




Mehmet Nusret Poyraz
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1265
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
BİR YILDIZ

Bir yıldız düştü ellerime
gökten mi gözlerimden mi bilmiyorum
hüznün ve yalnızlığı
tonlarca renginde
sevgiyle sevgisizliğin kıyısında
yanar döner duyguların aldatısı
akar nehir durmadan oysa
şarkısını söyler zaman susmaksızın
hadi bebeğim koş ve büyü
en güzel biçimde yorumla hayatı
biliyorsun yaşamak bir yorumdur
sen de kat notalarını
o eşsiz büyük senfoniye
diye çığlık çığlığlığa doğa ana
kim duyuyor ve anlıyor
gerçek nedir kaç tane
niye koşamıyor büyümüyor insanlık
bencilliğin amansız yangını
sarıyor beyinleri bedenleri
elle tutulur gözle görülür mü herşey
vazgeçilemedi putlara tapılmaktan
bir yudum suyun bir nefeslik havanın
ya da sımsıcak bir gülümseyişin
ölçülebilir mi değeri
Eros bile greve gitmiş
okları elinde kaldığı için
utancından dağlara kaçmış
şimdi yoksul bir eşikıya gibi sevda
güpegündüz elinde lamba
konaklayacağı yüreği arıyor
yine bir yıldız düştü ellerime
bu kez gözlerimden biliyorum
gecenin öteki yüzüne
alabildiğine güneşler serpiyorum
kimse bilmiyor büyük sırrımı
acının kar yangınlarında
soluk soluğa umudu yeşerttiğimi
ve gündüzleri üşümesinler diye
yıldızları gözlerimde sakladığımı
onun için hep gülümsüyorum
biraz bozuk olsa da ambalajım
tanrının armağanıyım dünyaya
tonlarca hüzün ve yalnızlık
salt ışıltılı mavilere boyanır
koşun bedavadır yüreğimde
Alıntı
mina - avatarı
mina
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1266
mina - avatarı
Ziyaretçi
Çocuğumu yeniden yetiştirmem mümkün olsaydı;
Ona işaret parmağımı kaldırıp yasaklar koymak yerine,
Parmaklarıyla resim yapmayı öğretirdim...
Hatalarını daha az düzeltir, onunla daha çok yakınlık
kurmaya çalışırdım...
Onu sadece gözlerimle izler saat kısıtlamaları
koymazdım...
Daha ilgili olmaya çalışır, daha çok şefkat göstermeye
çalışırdım...
Onunla daha çok yürüyüşlere çıkar, uçurtmalar
uçururdum...
Ona karşı ciddi bir tavır içinde olmak yerine onunla
oyun oynardım...
Onunla kırlarda koşar, yıldızları seyrederdim...
Onunla daha az çekişir, ona daha çok sarılırdım...
Ona her zaman katı davranmaz, onu daha çok onaylar ve
yüreklendirirdim...
Güç konusunda daha az ders verir, sevgi konusunda daha
çok şey öğretirdim...
(...Dianne Loomans)


SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1267
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
A Ş K



Doludizgin
soluk soluğa
içinden geldiğince
çağlayanlarca akarak
sımsıcak
hesapsız kitapsız yaşanır aşk
herşeye herkese meydan okur
girdin mi boğulurcasına dalarsın içine
ucunda kıyısında dolaşamazsın
kuralları sınırları zincirleri tanımazsın
atom altı parçacıklarına dek kaplar seni
salt ışık kesilirsin
alabildiğine yaklaşırsın tanrıya
hiçbir şey düşünemezsin
sevgilim
yola çıkmış ırmağa set çekemezsin
başkaları için değildir aşk
yalnızca sen ve bendir
durmaksızın yanan özgürlük ateşidir
eğer tutuşmuşsan satıraralarına gizleyemezsin
fışkırır aşar sarsar zorlar
seni sonuna dek insan yapar
o hep gizemli bir çocuktur
duygudur düşünceye sığmaz
usundaki tutkudur sonsuza uzanan
yaşam sevincidir gözlerdeki gülüşlere yazılan

Alıntı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1268
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
YOKLUĞUNDA..

Sen gittin...
Hazanlar başladı ömrümde
yaprağa duran ağaçlarım gitti
umutlarım gitti,baharlarım
tutam tutam saçlarım gitti...
Dudağımda şarkılar yarım kaldı
bardağımda sular..

Sen gittin...
Yüreğimde kanayan şiirler
masamda sigara izmaritleri kaldı
ben kaldım öyle tesellisiz ortalarda
birde yıkıntım

Sen gittin...
Şiirlerim öksüz kaldı
kalemlerim, defterlerim
ellerim, gözlerim, kirpiklerim
yüreğimde kalkıp giden gemilerim
dillerim öksüz kaldı...
Ne varsa dağıldı senden yana geride kalan
çöl oldu şiiristanım
hayalim, düşistanım

Sen gittin...
kemanım yayım, güneşim ayım
mutluluk payım gitti
kara bulutlar çöktü üzerime
bir ben kaldım öyle boynu bükük ortalarda
yastığımda yağmur hıçkırıkları birde
ve yüreğime batan cam kırıkları her gece

Sen gittin...
sustu kalbimin bülbülü
bahçemin gülü soldu
yoldu bağrımı yokluğun

Sen gittin....
Ağzımın tadı
mutluluğumun adı gitti
yaslı yaşım, gamlı başım
zehir aşım, otuz yaşım kaldı

Sen gitin
hayalim düşüm
sevincim gülüşüm
Yüreğim gitti..

Sen gittin
özlemin yüreğimde
yokluğun kirpiğimde çoğaldı

sen gittin umudum gitti
gururum gitti
her gece oturup ağladım
ıslandı/ ekmeğime karıştı korkunç acı
gülmek nedir unuttum gitti

Sen gittin ömrüm insafsız ayaklarına toprak oldu
kavruldu bahçelerim çiçeklerim soldu
acılarım içimde fışkıran kan,
gönlüm rüzgarlara savrulan yaprak oldu

Sen gittin
çakıl taşlarım
yürekvuruşlarım
sevgikuşlarım gitti
yaralı bir ceylanın bakışında yaralı kaldım
her yerde izimi arıyor avcılar

gittin işte o gidiş gittin, bir daha dönmedin geri
yarısı sende kaldı kalbimim, yarısı bende ezgili
ardında kara bulutlar, kara günler
ve her gece ölümler kaldı
hasretin kaldı birde
ben kaldım öyle deli, öyle divane ortalarda
ah sehergülü..
Sızın yine yüreğimde..

Alıntı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1269
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
SUSTU YÜREĞİM..

kırıktı küreklerim ırmaklarda
yıkıktı hayallerim kuytularda
hep dalardı gözlerim
özlerdi bir şeyleri yüreğim
sorarımyüreğime neydi özlediğin?
yaşayamadığın çocukluğunmu?
gerçekleşemeyen hayallerin mi ?
neydi derdin senin?
sustu yüreğim konuşamadı.
baktı gözlerini kısarak ve
iki damla yaş bıraktı bedenime..

Alıntı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1270
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
MAVİ ÇARPIYOR YÜREĞİM..

İçimde ki derin ve yakıcı sevda benim MAVİ sevdam..
Sürüklüyor beni sonsuzluğa..
Kanım mavi akıyor,kalbim MAVİ çarpıyor..
Senin yanında saatler mavide kalıyor..

Mavi umutlar sundun bana..
Ve yine MAVİ mutluluklar..
Seninle sevebildim tüm renkleri,gökkuşağını..
Ama gözlerinde ki rengi bir başka...

Söylenen şarkı mavi.okunan şiir mavi..
Masmavi bir sevda sardı yüreğimi.
Ellerin,gözlerin,sözlerin..
Mavi hayallere sürüklüyor benliğimi..

Mavi AŞKlar kervanına katıldı yüreklerimiz..
Ummanda ki maviden daha koyu bir sevda..
Geçici olmamalı mavi sevdamız..
Ölümüne dek sürecek mavilik olmalı sevdamız..

Göğün gri mavisi
Yıldızlarla yol buluyor hayalin..
Kayan her bir yıldızla mavi bir dilek..
Diliyorum, bu mavilik seni bana getirecek..

Ve sonra sevgilim,
mavi,masmavi bir sensizlik,
İçimi yakan sessizlik..
Mavi sevdamıza dalmak,derin uykulara uyumak
Mavi umutlarla uyanmak yeni bir sabaha..




Alıntı

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri