Arama

Hayata Dair - Sayfa 99

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 268.198 Cevap: 1.657
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ekim 2007       Mesaj #981
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kjhljkdt2xf6
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ekim 2007       Mesaj #982
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ses Ol Tükenmiş Hayatıma1)
Hayatın yaşamanın bir anlamı yokken bu diyarda
Sponsorlu Bağlantılar
Sana bağlanıp yaşama tutulmamın bir anlamı var mı
Ey sevgili
Seni sevdiğimi bilip de sessiz olmayı seçmen
Bana yakın olup da konuşmamayı şeçmen
Bakmaya bile kıyamadığım
Gözlerin bir adım kadar bana yakınken
Beni görememeyi seçmen
Kalbime gizlediğim sevgimi hissetmemeyi seçmen
Seni çok sevdiğimi bile bile susmayı seçmen
Ne kadar doğru
Bir bilsem
Bir bilsem
Beni sevip sevmediğini
Belki de umutla sarılacağım bu hayata
Bir anlamının olmadığını bile bile
Seninle bağlanmaya çalışırım
Belki de bu hayata
Ama
Sen
Sessizliği seçiyorsun
Sessizliği tercih ediyorsun
Çünkü yoksun yoksunum senden
Sensizliği yaşıyorum
Koca kentin gecelerinde
Farkında değilsin sana karşı beslediğim
Bu kent kadar koca sevdamın
Farkında değilsin sevdamın
Sana basit geliyor
Sevdam belki de
Bir oku da bak içimde yaşattığım sevdanın büyüklüğünü
Ama nerden okuyacaksın
Bulamazsın ki göremezsin ki bu yazdıklarımı
Beni görmediğin gibi

2)bedeng.mynet.com)
Seni sevdiğimi haykırıyorum
Ama sen duymasın duyamazsın
Seni ne kadar çok sevdiğimi bilmediğin gibi
Seni sevdiğimi haykırdığımı duymazsın
Olsun
Duyma
Elden ne gelir ki
Sen yoksun yoksunluklarımdasın
Bir de dur bak bu kenti kuşatan sam yeli
Nasıl sarmış dolaşıyor bu birkaç gündür
Koca kenti
Gezip duruyor bu kentin sokaklarında
Sana seni sevdiğimi söylemek için
Ama kulakların tıkalı
Duymuyorsun sana sam yelinin söylediği
Binlerce yıl önceden gelen şarkıyı
Benim gibi bir dinlesen sam yelini
Dalıp gidersin sevgimin büyüklüğüne
Dalıp gidersin sevgime


3)
Tüm senli soruları
Kendi kendime soruyorum gecenin kuytu yalnızlığında
Esen sam yeliyle
Tufanlar kopuyor geceyi saran hüzünlerimle
Koca kentin sokaklarını kuşatan sam yeli
Bana bir yanıt ver
Sevdiğim konuşamamayı seçti
Bari sen konuş
Yüreğim bu gece senin gibi hırçın
Deli divane yüreğim senin gibi
Sokaklarını geziyor bu koca kentin
Ama nafile gezmem bu kenti
Yok çünkü o yok
Gece sevdiğim gece onu saklıyor
Karanlığında

4)
Seni arıyorum seni yazıyorum
Seni düşünüyorum
Seni yaşıyorum
Bağrımda saklıyorum sevgini
Sensiz yaşıyorum sevgini
Sen yoksun yoksunluklarımdasın
Sen seni aradığım mekanlarda yoksun
Sana ulaşabileceğim bir telefon numarası bile yokken
Ben seni arıyorum atalarının yaşadığı kentte
Bir kuş olup uçuyorum gecenin karanlığında
Geldiğin kente ama senden bir iz yok
Tüm kayıtların silinmiş

5)
Gece sona eriyor
Sensiz ızdıraplarla dolu bir gün daha başlıyor
Güneş doğuyor
Sokaklar sessizliği üzerlerinden atıp
Gürültüye uyanıyor
Yeni bir gün daha başlıyor
Ama sen yoksun
Sen yoksun
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Seni senden çok seviyorum
Ama yoksun bugünde hayatımda yoksun.

21.06.07
Ahmet Doğru
yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
15 Ekim 2007       Mesaj #983
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
NAZ

Gönlümün yok niyeti
Açılmak için sana.
Çektiğim eziyeti
Yüzümden anlasana!

Ben,ki her damla derdim
Deniz olsun dilerdim,
İpi elimle verdim
Benliğimi alsana.

Kan doldurup tasımı,
Sildim gönül pasımı,
Taşa açtım yasımı,
Söylemedim insana!
F.N.Ç.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
15 Ekim 2007       Mesaj #984
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Hayat Gemisi

Günler geçmek bilmezdi yokluğunda
Geceler bir duvar gibi dikilirdi önüme
Hayat bugün bir başka zalimdi
Bir başka bakıyordu yabancı gözler
Üzerime yılların yorgunluğu sinmişti
Yalnızlığın kadınıydım artık
Suskunluklar içinde boğulup
Hayat uçurumundan yuvarlanıyordum
Derin yaralar sarıyordu bedenimi
Sönmek bilmez bir alev yanıyordu içimde
Hayat yine ağlarını örüyor
Bense olduğum yerde çırpınıyordum
Çırpındıkça batıyor
Battıkça hayat denen bu gemide
Karanlıklara gömülüyordum

Esin Taşdelen
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Ekim 2007       Mesaj #985
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hayat Gemisi


Günler geçmek bilmezdi yokluğunda
Geceler bir duvar gibi dikilirdi önüme
Hayat bugün bir başka zalimdi
Bir başka bakıyordu yabancı gözler
Üzerime yılların yorgunluğu sinmişti
Yalnızlığın kadınıydım artık
Suskunluklar içinde boğulup
Hayat uçurumundan yuvarlanıyordum
Derin yaralar sarıyordu bedenimi
Sönmek bilmez bir alev yanıyordu içimde
Hayat yine ağlarını örüyor
Bense olduğum yerde çırpınıyordum
Çırpındıkça batıyor
Battıkça hayat denen bu gemide
Karanlıklara gömülüyordum
Esin Taşdelen
yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
17 Ekim 2007       Mesaj #986
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
DOĞUM
(Leyla'nin doğumu için Mecnun'un sonradan söylediği)

I.

Çiğ düştü göklerden
Ve bir bahar günü doğdun sen

Güvercinler geçti menekşelerden
Ve bir bahar günü doğdun sen

Kendi kendine ayna olan nergislerden
Leylakların gün doğuşu ürperişinden
Zambakların kıyı kıyı bakışından
Geldin sen
Ve rüzgarlar karları süpürdüğünde
Ve insanı çıldırtan kuş sesleri işitildiğinde
Birdenbire aydınlandı annenin yüzü
Ve bir bahar günü doğdun sen

İlkin horozların gözüne göründün
Dünyaya haber verdiler ötelerden
Baban yeni dönmüştü eve ıraklardan
Birden aydınlandı annenin yüzü
Ve bir bahar günü doğdun sen

Marta bakan biliyordu geleceğini
Nisana bakan görüyordu alaca renklerini
Kızıl ve yeşil seherini
Mayısa bakan buldu seni
Ve bir bahar günü doğdun sen

Sana Leyla dedim Suna dedim şiirlerde şarkılarda
Gerçek adın bir fısıltı gibi kaldı ağızlarda dudaklarda
Çatlar yüreğim bir nar gibi o sırrı anar da
Avunurum doğumundan gelen muştulu armağanlarla
Melekler gökten geldi armağanlarla
Ve bir bahar günü doğdun sen

Bir bahar günü doğdun sen
Baharın ta kendisi oldun sen
Şimdi her baharda doğan çocuklarla
Sen en aşılmaz boya tenlerinde saçlarında
Sen görünür görünmez ufuklarda
Karlar erir erir kaçar kaçar da
Gökler yağmur biçiminde güler ağlar ağlar da
Güneş öğünerek yansır yansır da sularda
Gelirsin her baharda
Bir diriliş gibi ölü dünyaya
Ölüler gölgenden ateş ala ala
Ekilip biçilip yankı yapa yapa
Yaz sıcaklığından arta arta
Birer birer çıktılar gönlümüzün aynasına tarlasına
Ki bir bahar günü doğdun sen

Güller dönüştüler yatak çarşaflarına
Leylaklar yaklaştılar korka korka
Nergisler benliğimizin ortasından baka
Gelip fon oldular insanın
Bir kere daha
Sende yeniden yaratılışına
Bir bahar hali yaratışına

Bir bahar günü doğdun sen
Baharın ta kendisi oldun sen


II.

Sonbahar benim ölümüm kırmızı kırmızı yanışım karaağaçlarda
Senin ak doğumunu daha çok ortaya koymak için
Toplayıp gelişim güzü bütün sarılarımla loşluklarımla
Çürüyen solan evrenin karşı koyuşu
Senin baharda doğusunun anısına

Ah o ne sıtmadır güneşteki sıtma baharda
Her an senin doğumun yaşamaktan gelen
Ve güzün güneşte bir kuruyuş bir dağılma
Benim ölümümden gelen haykırış ve ağlayışlarla
Bir ömür boyu oldum salt ölüm kemiği
Parlamak için senin doğumundan gelen fosforlarla
Eve girmekte geç kalan çocuklar görecektir geceleri
Aşk baharının sessiz direnişini
yanıp duran ışıklarda

Yaz güneşi biriktirdi biriktirdi
Sonbahar yapraklarda delirdi
Kış derin çizgileriyle devrildi
Bahar gül tanklarıyla çiçek çağlayanlarıyla belirdi
Ve bir bahar günü doğdun sen
S.KARAKOÇ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ekim 2007       Mesaj #987
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hayatla söyleşi



Hayatla röportaj yaptığımı gördüm rüyamda.

"Benimle röportaj mı yapmak istiyorsun?" diye sordu Hayat.

"Zamanın var mı?" diye sordum.

Gülümsedi.

"Benim zamanım Sonsuzluk" dedi Hayat. "Ne sorular var yüreğinde?"

"İnsanlarla ilgili en çok neye şaşıyorsun?" diye sordum.

Hayat yanıt verdi.

"Çocukluktan sıkılıp büyümek için acele ediyorlar, sonra yine çocuk olmanın özlemini duyuyorlar. Para kazanmak için sağlıklarını kaybediyorlar, sonra sağlıklarını kazanmak için paralarını kaybediyorlar. Gelecekle ilgili endişelenmekten şimdiyi unutuyorlar. Sonra da ne şimdiyi ne geleceği yaşayabiliyorlar. Deneyim iyi bir öğretmendir diyorlar ama deneyimin faturasını ödemek istemiyorlar. Hayatlarını kazanmak için eğitim alıyorlar ama yaşam ustası olmayı bilmiyorlar. Bu nedenle de, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hiç yaşamamış gibi ölüyorlar."

Hayat elimi tuttu. Bir süre sessiz kaldık.Derin bir nefes aldım. Ona, insanların neleri öğrenmelerini istediğini sordum.

Hayat yanıtladı.

"Hiç kimseyi seni sevmeye zorlayamayacağını, yapabileceğin tek şeyin seni sevmelerine izin vermelerini isterdim. Affetmenin affederek öğrenilebileceğini öğrenmelerini isterdim. Başkalarıyla kendilerini kıyaslamamayı öğrenmelerini isterdim. İki insanın aynı şeye bakıp farklı şeyleri görebileceğini öğrenmelerini isterdim."

"Zengin insanın en çok şeye sahip olan değil, en az şeye ihtiyaç duyan insan olduğunu öğrenmelerini isterdim. Bir sevecen yüreği derinden yaralamanın bir anda olduğunu; ama iyileştirmenin çok uzun sürdüğünü öğrenmelerini isterdim. Seni seven insanların duygularınmı nasıl ifade edebileceklerini bilmedikleri için seni sevmediklerini sanmak yerine onların sevgisini hissetmeyi öğrenmelerini isterdim."

Hayat derin bir nefes verdi. Hayatın nefesi kelimelere dönüştü.

"Söylediklerimi yüreğine kaydet" dedi. Söylediği cümleyi yüreğime kaydettim.

"Başkalarını affetmek yeterli değil, kendini de affetmeyi öğren".

Yüreğim kuş gibi hafiflemişti.

"Son bir soru daha, Hayat" dedim. "Benden ne istiyorsun?"

Bütün odayı beyaz bir ışık kapladı... ve Hayat yanıtladı.

"Senin kendin olmanı istiyorum, yoksa başkası olurdun. Sana bugün ihtiyacım olduğunu bil, yoksa bugün benimle olmazdın. Kendi eşsizliğini ve biricikliğini bil; çünkü ben kendimi tekrar etmeyecek kadar yaratıcı ve zenginim. ve gerçekten TEK değerli olanım. Değerimi bil."

Hayat'ın içimde dışımda her yerde aktığını hissettim. Kendimizi sevdiğimiz kadar Hayat 'ı sevebilirdik ancak. Ne daha az ne daha fazla.

alıntı
yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
17 Ekim 2007       Mesaj #988
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
AKŞAM MÛSIKÎSÎ

Kandilli'de eski bahçelerde,
Akşam kapanınca perde perde,
Bir hatıra zevki var kederde.

Artık ne gelen, ne beklenen var;
Tenhâ yolun ortasında rüzgâr
Teşrin yapraklarıyla oynar.

Gittikçe derinleşir saatler,
Rikkatle, yavaş yavaş ve yer yer
Sessizlik daîmâ ilerler.

Ürperme verir hayâle sık sık,
Her bir kapıdan giren karanlık,
Çok belli ayak sesinden artık.

Gözlerden uzaklaşınca dünyâ
Bin bir geceden birinde gûyâ
Başlar rü'yâ içinde rü'yâ.
Y.K.B.
kan105 - avatarı
kan105
Ziyaretçi
17 Ekim 2007       Mesaj #989
kan105 - avatarı
Ziyaretçi
HAYATTAN BİR BEKLENTİM YOK AMA HAYATIN VERDİKLERİNİDE GERİ ÇEVİREMEM ÇÜNKÜ O ZORBA AMA BEN ÖLÜNCE BEN ONDAN DAHA DOMİNANT OLACAM ODA BUNU BİLSİN
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ekim 2007       Mesaj #990
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hayat Gül Kokulu Sağnak

Gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı
Ne varsa uçurumlar eşiğinde
Hüzünlerle yalpalayan ne varsa
Gözlerimin önünde

Ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
Bir şeyler anlatmak istiyor hayat
Ve alıp götürmek bir şeyleri kurt sofralarına
Gün batıyor
gün batıyor bukağısı paslı bir sevinç oluyor yalnızlığım

Unutuyorum sevgilim suretini
Durgunluğun "niçin"di unutuyorum

Gün batıyor ürkek yıldızlar dolanıyor yalnızlığıma
Umurumda değil ne yağmur ne ayaz
Ne de ker*** kokusu havada
Unutuyorum/sabaha/kadar/ gün batıyor
Sonra bir akasyayı okşuyor gözlerim
Geciken sabahlara koşuyor kuşlar
Gözlerimin önünde
Ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
Yılmaz Odabaşı

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri