Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 150

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 554.744 Cevap: 2.787
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Mayıs 2007       Mesaj #1491
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Görmediğim bir bambaşka durum var
Sizin şehrin kızlarında savcı bey
Sponsorlu Bağlantılar
Yaklaşanı ta yürekten vururlar
Kan kokuyor gözlerinde savcı bey

Gayeleri gönül kırmak dal gibi
Bakışları çifte favül bal gibi
Ülkeler fethetmiş bir kral gibi
Gurur dolu pozlarında savcı bey

Kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
Çok silahtan tesirlidir dilleri
Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
Poyraz eser yüzlerinde savcı bey

Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
İlk görüşte avladılar habersiz
Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
Kebap oldum közlerinde savcı bey

Bölüştüler gönlüm ile aklımı
Davacıyım, ara benim hakkımı...
Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
Yorulmayın izlerinde savcı bey.

Abdurrahim Karakoç

DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
15 Mayıs 2007       Mesaj #1492
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Elbet döner devran, elbet. Ve bu hasret biter. Bu uzun yollar kısalır. Uzanan eller dokunur birbirine. Elbet kuruyan dudaklar nemlenir. Aşk çiçeklenir pencerimizde. Menekşe tadında bir sabaha uyanılır. Neden bilimiyorum tüm hayallerim de sabah var, seninle uyanılan sabahların hayalleri bunlar. Belki öyle bir sabahta nazikçe, yavaşça ölebilirim. Bu dünyadan gideceksem böyle bir sabahta gitmeyelim. Aşık olduğum kadının yanında onun kokusuyla uyandığım bir sabahta ölmeliyim nazikçe, yavaşça...
Şimdi ben ne anlatsam, ne söylesem boş. Yalnızım yalnız... Uzak çok uzağız... Yine de aşığız... Aşığız iliklerimize kadar be gülüm. Söylesene öyle yada böyle, uzak yada yakın, aşka, bu kalp çarpıntısına değmez mi yine de. Kurulan hayallerin gerçek olma yüzdesinin uyandırdığı heycan sellerine değmez mi? Değer be gülüm. Bu aşk ikimize de çok güzel yakıştı be gülüm! Gözünün mavisine, elinin inceliğine, omuzlarının iklimine, vücudunun buğulu deltasına çok yakıştı bu aşk... Sabaha karşı düşen bir çiğ tanesi gibi gözyaşlarıma yakıştı bu aşk. İmkansızlığa yakıştı, kimsesiz yalnızlıklarımıza, acılarımıza, bunaldığımız anlara, telefondaki sesimize, gülüşlerimize çok yakıştı bu aşk. Şimdi dinle sevgilim sana aşkın son baskı tarifini yapıcam:
Sponsorlu Bağlantılar
''Aşk insana en çok yakışandır be gülüm!''

nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
15 Mayıs 2007       Mesaj #1493
nünü - avatarı
Ziyaretçi
BİRTANEM

Dalga ile kiyinin askini bilir misin?
Oncesinden baslayip, sonsuza giden dalga,
Hep aska kavusma ozlemiyle atilir kiyiya.
Dalga seven, kiyi sevilendir.
Dokunur parmaklarinin ucuyla sevdigine dalga
Ve doner hep geriye
Bilir kavusamayacagini ama hep kosar kiyiya
Her bir dokunusunda askina verir bedenini hesapsizca
Iste, ben de seni boyle sevdim bitanem...


Ya dag basinda acan ucurum ciceklerini?
Bilirler gorunmeyeceklerini...
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarini...
Oksanmayacaklarini...
Ama inatla acarlar askla, sevgiyle, ozlemle.
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasini
Iste, ben de seni boyle bekledim bitanem...


Agac ile meyvesinin askini bilir misin?
Meyvesini vermelidir agac yeniden dogmak icin
Oyle zorludur ki ayrilmalari
Meyve tohum olur, tohum kok olur
Ve yeniden dogar agac kendi meyvesinden
Iste ben de boyle bitanem;


YOK OLMAYI GOZE ALDIM
TEKRAR SENDE DOGMAK ICIN...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Mayıs 2007       Mesaj #1494
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Gel birlik kavline girelim kardeş

İtimat edersen benim sözüme
Gel birlik kavline girelim kardaş
Birlik çok tatlıdır, benzer üzüme
İçip şerbetini duralım kardaş.

Son verelim iftiraya bühtana
Kardeşane sevişelim can cana
Elbirlikle çalışalım vatana
Çok okul, fabrika kuralım kardaş.

Yürüyelim Atatürk'ün izine
Boş verelim bozguncular sözüne
Göz atalım şu dünyanın hızına
Yürüyüp hedefe varalım kardaş.

Veysel'in sözleri kanun dışı mı?
Mantığa uymazsa kesin başımı
Bana düşman etmiş vatandaşımı
Sebebi ne ise soralım kardaş.

Aşık Veysel
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
15 Mayıs 2007       Mesaj #1495
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Cahildim Dünyanın Rengine Kandım
Hayale Aldandım Boşuna Yandım
Seni İlelebet Benimsin Sandım

Ölürüm Sevdiğim Zehirim Sensin
Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin

Sözüm Yok Şu Benden Kırıldığına
İdip Başka Dala Sarıldığıma
Gönülüm İnanmıyor Ayrıldığına

Gözyaşım Sen Oldun Kahirim Sensin
Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin

Garibim Can Yıkıp Gönül Kırmadım
Senden Ayrı Ben Bir Mekan Kurmadım
Daha Bir Gönüle İkrar Vermedim

Batınım Sen Oldun Zahirim Sensin
Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin


neşet ertaş
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
15 Mayıs 2007       Mesaj #1496
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Suskunluğum, korkaklığım senden değil,
Geçmişten kalan yaralarımdandır.
Oysa biliyorum!
Yaralarımı saracak, acımı dindirecek sensin.
Halimden en iyi sen anlarsın.
Seninde korkuların var ben gibi,
Senin de yaraların var geçmişten kalan.
Belki birbirimizin ilacıyız biz,
Henüz farkına varamasakta...
Ne kadar direnmeye çalışsam da;
Dün gece orada, o masada
Gözlerin gözlerime değdiğinde
Bir serüven başladı içimde.
Aşk yeniden çalıyor bu korkağın kapısını.
O tanıdık heyecanlar kucaklıyor beni.
Oysa gelecek koca bir muamma.
Aşk kapım da heyecanlar kalbimde,
Nasılda çırpınıyor bir bilsen,
Kelimelere dönüşmek için biriktirdiklerim.
Aşk yeniden kapımda yıllar sonra seninle...

çiğdem bayrak
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
16 Mayıs 2007       Mesaj #1497
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi


Yalan oldu şu gönlümdeki mutluluk
Kırık perdelerim güftesi bozuk
Sana yalan derler ey be mutluluk
Yalan artık yalan sevmekte yalan

Esti sam yelleri göğsüme esti
Nazlı canan benden selamı kesti
Sanki bir el gibi görmeyip geçti
Yalan artık yalan sevmekte yalan

Bir ahtı var idi garip gölümün
Onuda hüsran eyleyip aldıda gitti
Sevende bilmiyor kadir kıymeti
Yalan artık yalan sevmekte yalan

Yunus Aslan
MVDRNSLRD - avatarı
MVDRNSLRD
Ziyaretçi
16 Mayıs 2007       Mesaj #1498
MVDRNSLRD - avatarı
Ziyaretçi
SENİNLE OLMAK İSTİYORUM

Dağ başında bir av kulübesi
Yerler diz boyu kar
Yanlız sen ve ben
Birde yanan ateş
Önce birşeyler yemeliyiz, karnımız aç
Sonra uzun uzun sevişmeliyiz, bedenlerimiz birbirine aç.
Seni sevmek istiyorum
Yer ve zamanı düşünmeden
Vücudunu santimetre kareye, ayırıp sevmeliyim seni
Bedeninin her yeri bana ait olmalı
Ve bizi bulduklarında
Birbirimize kenetlenmiş olmalıyız.
Yaşamak marifet değil
Seninle ölmek istiyorum...
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
16 Mayıs 2007       Mesaj #1499
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi

V a r m ı s ı n !



Saatlerdir bilgisayarın başında oturuyordu, hala bekledigi mail gelmemişti.
Silkindi. Kac saat olmuştu bilgisayar başına oturalı? İki saatten fazla olmuş, koskoca iki saat? Arkadaşları yemeğe davet etmişti, Sinan sinemaya, oda arkadaşları ise fal partisine.. Hiçbirini kabul etmemisti. Şimdi bu ücra internet cafede gelecek o maili bekliyordu. Daha ne kadar sürecekti? Kimbilir belki bugün hesabına bile girmemişti, girmeyecekti? Girse bile yazacağı daha önemli insanlar vardı belki...

Belki de onun ona önem verdigi gibi o ona önem vermiyordu? Yok canım! O da en az Sevgi kadar değer veriyordu Sevgi'ye, yazdiğı her mesajin karşılıgı ertesi güne geliyor, hadi ertesi gün olmadı birkaç gün içinde gecikmenin özürünü de içeren mail hesabında bekliyordu Sevgi'yi. Aylar olmuştu yazışmaya başlayalı, bir kez bile aksamamıştı mailler. Ta ki bu haftaya kadar. Hafta başından beri tek bir satır gelmemişti ondan. Tuhaf! Oysa kendisi yazacak bir şey bulamasa ki bu da ayda yılda bir olurdu ! forward edilmis mesajlar gönderirdi, güzel sözler, fıkralar ya da ufacık bir e-kart.

Üçüncü gün dayanamamış, onu merak ettiğini söylediği bir mail göndermişti: Heeeey, öldün mü kaldın mı? Haber verseneeeee! diye şakalaşmıştı üstelik. Ses seda yoktu yine karşı tarafta, beşinci gün iyiden iyiye meraklanır olmuştu, hatta bir sapığın onun hesabına girip gelen mesajları ondan önce okuyup sildiğini bile düşünmüştü. İyisi mi oturup bütün gün bekleyecekti bilgisayar başında, hem icinde de bir şüphe kalmayacaktı böylece. Bugün sekizinci gün de bitmişti. Yine en ufak bir yazı bile gelmemişti. Unuttu beni diye geçirdi içinden. Tabii, ne bekliyordun ki! diye kızdı kendi kendine. Alay etti bir süre bu cocukluğuyla. Hiç görmediği, sadece yazılarıyla, şiirleriyle tanıdığı biriydi karşıdakı ve hep öyle uzakta öyle bilinmez kalacaktı.

Ne bekliyordu ki? Kendisi de bilmiyordu. Hayalinde bu yazıları yazan kişiyi bir türlü canlandıramıyordu. Ne zaman gözlerini kapasa sadece bir çift el görüyordu, klavyenin tuşlarına dokunan güzel parmaklar... Bu elin kime ait olduğunu görmeye çalışıyor didiniyor ama hayali bir anda dagılan sis gibi yok oluyordu. Ertesi gün soluğu yine bilgisayar başında aldı. Bekledi, bekledi. Birkac arkadaşından gelen mailleri yanıtladı hemencecik. Aslında böyle beklemek fena da olmuyordu hani.Zaten tatildeydi yapacak başka bir işi yoktu, arkadaşlarından çoğu eve dönmüştü kalanlar ise onu çağırsa da o
pek istemiyordu. Bu düşüncelere dalmışken yeni bir mesaj geldi.

Hayret adres pek yabancıydı ona. Biraz tereddüt ettikten sonra yüreği korku içinde açtı. Mail "Merhaba ben Akin'in çok yakın arkadaşıyım. Kendisini trafik kazasında kaybettik, telefon defterinin arasında sizin mail adresinizi bulduk ve haber vermeyi uygun gördük. Başımız sağolsun" diyor ve devam ediyordu ama mailin devamı onu ilgilendirmiyordu artık. Okuyacağını okumuştu zaten. Kaçıncı ölum haberiydi bu, bu kaçıncı değer verdigi insandı yitip giden? Bazen bütün uğursuzluğun kendinde olduğunu düşünüyordu. Sonra saçma geliyordu düşündükleri, ama ne farkederdi ki işte çok sevdiği, her gün yazdıklarıyla onun gününe renk katan o kişi artık yoktu. Kötü bir şaka olamaz mıydı?Ne yapacaktı şimdi?


Beklediği mail gelmiş miydi? Ne yani kalkıp gidecek ve bir daha gelmeyecek miydi? Bir daha o güzel mesajları hiç göremeyecek bir daha o elleri hayal edememenin üzüntüsüyle doğruldu. " Cebinden size henüz yollamadığı, yollamak için doğum gününüzü beklediği bir şiir bulduk. Tıpkı sahibine ulaşmamış bir mektup gibi duruyordu oracıkta. Aşağıda onun sizin için yazdığı son şiiri bulacaksınız."

VAR MISIN?
Biliyorum şasıracaksın,
Son sözler gibi gelecek kulağına,
Yoo yanılmıyorsun , son sözler bunlar
Bu uzaklığı kaldırmak için ortadan sadece bir ufacık bir histik
Sen bana ben sana iki satır laf iki misralık şiirdik,
Bir gülücüktük, bir soru işareti,
Oysa daha fazlasını istemek bencillik mi?
Anla artık! sözler var ama satırlar yetersiz,
Düşünceler var ama sayfalar yetersiz,
Duygular var ama mısralar yetersiz,
Anla artık, biliyorum bir sen var bir de ben ,
Uzak uzak yerlerde ayrı ayrı şehirlerde
Ama desem ki sana, biz demeye var mısın?
Desem ki ne sen olsun ne de ben,
Bir biz olalım Var misin?

Şaşırmıştı, istemezdi etraftakilerin gözü önünde ağlasın. Hiç adeti değildi ne de olsa. Oysa Akin hep "Nasıl hissediyorsan öyle ol başkalarını boşver " derdi. İşte her zamanki gibi yine dinlemişti onun sözünü. Demek o da ayni şeyleri hissetmiş, o da artık bu uzaklığı kaldırmak istemişti. Doğum günü geçmişti, hem de yine bilgisayar başında.Yeni bir yaşa daha girmişti işte, yepyeni bir yaş, yepyeni umutlar, acılar, mutluluklar. Her yas olgunlaştırırmış biraz daha insanı, belki de en cok bu yaşa girdiğinde olgunlaştığını anlayacaktı yıllar sonra arkasına dönüp baktığında kimbilir.
Akin! Kahretsin, seni şimdiden özledim diyerek hıçkırıklara gömüldü. Neden?
sonra eli yanıta gitti. Akin'a gec kalmiş bir yanıttı bu.
Sadece tek bir sözcük yazdı: VARIM!
Tiglon - avatarı
Tiglon
Ziyaretçi
16 Mayıs 2007       Mesaj #1500
Tiglon - avatarı
Ziyaretçi
KİM BU ASKIN ŞEHİDİ
Bu gün senin doğum günün öpücük koydum alnına kopardığın o güllerden taç yaptım istanbula yaşadığım en büyük mutluluk çektiğim en büyük acısın. bir şarkı yazdım sana umarım hep hatırlarsın..
ne desem anlamsız be aşkım bitti işte rüya gibi kalan birkaç gözyaşı belki birkaçımız zehirlendi sigara gibi zararlısın çektikce yaktın helal allah razı olsun aşkım ödenecektir kar zarar... en çok bu şarkıyı yazmak istemedim gök şahit.. şimdi elimi tutsaydın sarılsaydın çok garip karton sokakları öpüştüğümüz caddeler hani kaybeden aşk kazanan kim kim bu aşkın şehidi.. bunca kalabalık ortasında yalnız kaldın mı hiç sen kalbine bir ağrı saplanıp dalıp gittin mi bilmeden.. ismini andığım anda kafan karışıp gözlerin doldu mu gülerken ağladığın rol kestiğin roman bu.. seni sordular ardından o gitti gelmez dedim.. sen aradıkça telefonlarda kalbimi sıktım dur dedim.. sus repçi bitti herşey herkese yalan söyle kendine sakın söyleme seviyorsun yine de.. sen yoktun seni düşündüm ellerim telefona gitti numaranı bile silmişim bilsen nasıl sinirki.. sinir değil adı aşk!.. belki telefondan sildim ne aklımdan ne kalbimden seni hiç silemedim..



Gülmek uzun zamandır rol yaptığım bir oyun hiç gülemedim aylar oldu çünkü ışığım yoktu.. ilk günüm son günüm ilk nurum son yorum ben yokum sen varsın bu da hatıram olsun.. bu gün doğum günün bebek gülücük dolsun hep yüzün.. sakın ola hiç ağlama öyle hatırlandın bu gün ve yarın bu ışıklar bu eğlence bitecek.. yalnızlık gerçek demek gerçek bizi çekecek.. ilk defa inadı bırakıp içimden geçeni yazdım meğer bu inat uğruna ne aşkları harcamışım.. seviyorum yalan yok umutlanma aşk bitti bu biten bir hikayenin belki de son eseri.. gözlerinde yaş olmasın tüm kalbim hep yanında.. çiğnedin geçtin herşeyi olsun aşkım hiç takma..umutların bittiği yerim aşkı içime gömerim ayakta durmaya halim yok yine de koşabilirim. bu gün doğum günün bebek öpücük koydum alnına kilometrelerce güller olsun istanbuldan yanına yaşadığım en büyük mutluluk çektiğim en büyük acısın bi şarkı yazdım sana umarım hatırlarsın...

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik