Sonsuz Aşk - Sayfa 182

Bıraktım tamam,saklanma artık
Açık bıraktığın şiir müsfettelerine

Sponsorlu Bağlantılar

Çık haykır
İstediğin gibi olsun
Kuradan çek beni,incitmeden
Yine kapat, kara kaplı devirlere
Mühürle üstüme kapıları
Mumlar yak mabedin duvarlarında
Kara kanımla yaz
Efsanenin son perdesini

Kaçma ne olur
Kaçırma gölgeni,öğle uzantılarından
Bir görünüp,bir kaybolan serap ol
Kör bakışlarımda
Hep orada ol

Elim sende oyunlarına benzetme,hasretimi
Ebelikten kurtar
Esir ruhani bedenimi
Katranlara bula
Tüylere sar
Yada hükümlü yap
Yağlı urgan varoşlarında


İhtilallerden kalan komutanları
Gardiyan yap benliğime
Düşünme,sil..... at
Kazınan hafıza labirentlerinden
Papatyaları mahkum et,benim düşlerime
Bahara yetişmeden,sararıp solsunlar artık
Kelebeğe ver,en kem bakışları
Kötüler gibi, uzun ömürleri olsun
Cellat adaylığına talip olsun.......gönülleri


Ben kazanamadım.....tamam
Bitik ve perişanım
Gökyüzünün mavisindeki gök gürültüleri gibi
Hıncımı şimşekler çıkarıyor
Puslu tepelerde,anlaşılmaz yaşlar döküyor
Denizler okyanus olma yolunda

Sana verdiğim, payeyi de bırakıyorum
Paşa dede mirasları gibi
Sonsuz ol diye
Sonsuz aşkım

Efsa İzlem

Aşkıma...


Herşeyimsin sen benim tek tanemsin
Umarım ileride benim olacak yarimsin
Seni çoook sewiyorum inan ne olur
İnanmazsan bu gözler yaşlarla dolur

Seni bana bağlayan o gizemi bulamadım
Aradım taradım ama sanırım anlayamadım
Olsun be gülüm ben bunada kabülüm
Sen bana öl de senin için ölürüm

Dayanamaz belki bu körpe canım
Bırakma beni ben sana alışırım
Ne olur sıkı sıkı tut ellerimi, sakın bırakma
Senin için atan bu yüreğimi ağlatma

Seni sewiyorum, hemde deliler gibi sewiyorum
Platonik olmaması için Allah'a hergün dua ediyorum
Sende beni sew, sew be gülüm
Sewmezsen yüreğime taşı basar oracıkta ölürüm

ßelki ölmek kolay gelior dersin bana
Seni nasıl sewdiğimi dur anlatayım sana
Seni mecnun misali sewiyorum
Hergün bu gözlerle seni arar dururum...

Son 4 lüğü yazıyorum pamukprensesime
Onu çoook sewiorum duysun tüm Türkiye
Umarım sewginle beni sewindirirsin
Hadi oku bunu seni seviyorum nerdesin


ibrahim kara

Gidişini Anlatıyorum

Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun

Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
İnsan insan bakan gözbebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder

Ne gelirse onlardan gelir bana
Çalışma gücü yaşama direnci
Mutluluk gibi kazanılması zor
Mutluluk gibi yitirilmesi kolay

Bir açarsın ki mutluyum
Bir kaparsın her şey elimden gitmiş.

RIFAT ILGAZ

HEP SANA

Benim sana olan sevgim sonsuzluktur.
Ebediyete kadar sürecek bir aşk..
Bizi engelliyen sadece aramızdaki çizgi.
Ne sen benim tarafıma geçebiliyorsun.
Ne de ben senin tarafına geçebiliyorum.
Bu çizgi ayırıyor bizi, birbirimizden.
Ama bu çizgi sana olan aşkımı bitiremez.
Senin bana olan sevgini de eksiltemez.
Biz herzaman birbirimizi seveceğiz.
Sevgimiz ömür boyu sürecek bitmeyecek.
Kalp acısı nasıl olur diye merak ederdim.
Şu an kalbim acıyor senin özleminle.
Gerçekten çok zormuş çeken için.
Birbirini seven iki kalp ve ayrı yerlerde.
Her geçen gün aradaki engeller büyüyor.
Aşılması güç dağlar gibi bekliyoruz.
Gecelerim, gündüzlere karışıyor.
Hep düşüncelerim sen de,
Sevginde, özleminde...
ÖZLEM ÇINAR

Nedensiz değildi köprüleri bu denli sevmemiz
Çocuk resimleriyle büyütmüştük düşlerimizi
Zemheride renktiler kuş göğüslerinde,
Baharda ıtır senfonisi
Ne kadar uzarsa yaz
O kadar uçurtmaydı gökyüzümüz

Hem sözüydük duyarlılığın, hem söylemi
Hem farklılığıydık, hem birlikteliği arkadaşlığın
Kuşku alacasından sezgi aydınlığına
Binlerce çıraya kibrit değdirirdik
Molasız ve mavi aksın diye nehirlerimiz.

Islığını duyup da gelmiştim
Kendi külümüzü basıp kendi kanayanımıza
Acının ırmaklarından geçmiştik
Trenlerini unutmuş istasyon caddesinde
Cam örtünmüştü yeni yetme kızlar
Kar yağsa da olurdu, yağmasa da
Kösnül atlar mevsimiydi duyumsadığımız zaman.

Hamdi Topçu

Genç kız yine acılar içinde odasında yatıyordu. Henuz hayatının baharında ölümle yüz yüzeydi. Babası onu kurtarmak için gazetelere ilan vermiş, para teklif etmişti. Ama onun kalbinin teklemesi değil, kalbinin içindeki sızı ilgilendiriyordu. Sevdiği aklına geldi bir damla yaş daha döküldü gözlerinden. Ayrıldıklarından beri tam beş çile dolu yıl geçmişti. Aslında sevgilerinin arasına o kahrolası para girmişti. Hatırlıyorduda sevdiği ona birkeresinde:
- Ben zengin değilim belki ama seni seven bir kalbim var. Sana sadece onu verebilirim, demişti.

Zaten sevgiye muhtaç birisi başka ne isteyebilirdiki. Kendisini sevmesi yeterdi.O en çok Saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği öpmüş koklamıştı saçlarını. Her dökülen saç yüreğine bir hançer olup saplanıyordu. Şimdi tek isteği sevdiğinin son anlarında yanında olmasıydı. Ne olurdu onu birkez daha görebilse, onu birkez daha koklayabilse.Bu düşünceler arasında uykuya daldı.

Babası heyecanlı bir şekilde kızının odasına girdi. " Müjde kızım,kalp bulundu " dediğinde kızının bir peri güzellliğinde, sevdiğinin özleminden ıslanmış yüzüne baktı ve çıktı odadan...

Genç kız, bir hafta sonra kendine geldiğinde sanki başka bir dünyadaydı. İçinde acaip bir his vardı. Sanki bu dünya ona çok farklı gelmişti. Aklına yine sevdiği geldi. Kalbi eskisinden daha hızlı atmaya başladı. Kalbi değişmişti ama sevdiğini eskisinden daha çok sever olmuştu.

Bir gece ansızın uyandı uykusundan kalbi çok hızlı atıyordu. Bu durum sürekli böyle devam etti.Doktora gitti, durumunu anlattı. doktor:
- Bir aya kalmaz geçer, demişti.
Ama aradan aylar geçmesine rağmen durum aynıydı.

Birgün bahçeye çıktı Çiçekleri seviyordu. Kırmızı güllerin yanına gitti. Kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. En çok kırmızı gülleri severdi. Çünkü sevdiği ona benzediğini söylerdi hep. Birden kapı çaldı. Kapıyı açtı kimse yoktu. Yere baktı bir mektup vardı ve onaydı. Mektubu açtı ve kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. Bu onun kokusuydu. Koltuğuna zarzor oturabildi. Zarfın içinden mektubu titreyen ellerle çıkardı ve okumaya başladı :
" Sevdiğim, bugün sevdamızın altıncı yılı. Seni hep sevdim. Seninle ayrılmak zorunda kaldığımızdan beri, bir kalbe iki sevginin sığmayacağını bildiğimden ne birini sevdim ne de evlendim. Her günüm çile ve azapla geçti. Hergün sana şiirler yazdım, hergün şiirlerimi okudum ve hergün ağladım. Tam beş yıl boyunca hergün yazdım, okudum, ağladım. Birgün önüme bir fırsat çıktı. Bu fırsatı reddedip kendime daha fazla haksızlık edemezdim. Belki seni unuturum diye senden çok uzaklara gittim. Ama şimdi seni daha çok özlüyorum. Her gece yanına geliyorum o masum yüzünü okşuyor yanaklarına öpücükler konduruyorum, sen uyanıyorsun benim geldiğimi anladığını sanıyorum ama sen o tatlı uykuna geri dönüyorsun. Sevdiğim hep ben geldim senin yanına artık sen gel olurmu. Kırmızı güllerimize iyi bak. Ve artık unutma içinde seni senden daha çok seven bir kalbin var artık. Ona iyi bak olurmu. Kırmızı güllere ve kalbimize iyi bak. Seni yanıma gelene kadar bekleyeceğim sevdiğim Hoşçakal..."


HAMİT ÖZSARAÇ

Bİr Garİp AŞk




Seni,gülüşü gül olupda açan kız
Uzandığım her kapıdan yüzümü saran esinti
Seni,yürüyüşü yağmur,kokusu nergis
Seni turuncu düş,seni deniz mavisi...
Eksik kalmış tek sözcüğü uzun bir şiirin
Bir dalı açmamış o son tamurcuğu
Yüreğime selamsız sabahsız girdiğin
Belli,geçerek o dikensiz yolu.

Seni,yaz günleri topraktan tüten buğu
O bir anlık,bir solukluk yağmurlardan sonra
Seni,sevincin yangın,acının külü
Gittin artık bu şiirler kaldı bana

Gittin artık,ardında mavi bir tütsü
Saçarak,geniş ufuklardan sonsuzluğun
Ey kara sevdalarımın göçmen kuşu
Diyemem istesem de ,seni unuttun...


berfin