Sonsuz Aşk - Sayfa 86

Azığım Şiir - Sevgi-Aşk

Sponsorlu Bağlantılar

Büyüleniyorum
Baktıkça haz alıyorum altın boynuza,
Pier Loti’nin o mistik havasında yudumlanan
Çay bir başka tat bırakıyor insan ağzında
Hele de karşımda oturan hayale dokunmak yok mu?
Bir ömre bedeldir o an merhaba derse telefonda yâr

İstanbul göz kamaştırıyor yine
Sağ yanımda saltanattan kalma feshane
Dolup, dolup boşalıyor fenerde patrikhane
Eyüp Sultanda güne uhrevi hava veren seda
Ben bu şehrin mührüyüm diye haykırır adeta
Fatih/ Beyazıt/ Sultan Ahmet/ Süleymaniye
İçim acıyor Ayasofya mahcup/ masumane
İhtişamlı günlerinin özlemini yad ediyor
Eli çenesinde üzgün saltanat köşkü
Mağrur/asil/ bir o kadarda kederde
Dünyaya Hükmeden şu meşhur
Topkapı sarayı şimdi biçare
Heybetli zabitler gibi soğuk
Galata ve Beyazıt’ta ki kule.

Sol kulağıma içli nameler yayılıyor Kasımpaşadan
Karadan gemiler indiriliyor haliç’e galata sırtlarından
Doru bir at üzerinde henüz tüyü bitmedik büyük sultan
Sağ tarafında hocası Akşemsettin ağlamakta mutluluktan,
Al sancak nazlı, nazlı sallanmakta Edirnekapı’daki burçtan.
Beyoğlunda’daki kıvrak sesli klarnet bölüyor hülyalarımı
Adacıklar kaplamış Hanım sultanların gezinti yaptığı sadabad’ı

Çay içerken Pier Lotiye isim veren ben kesiliyorum
Haliç’e baktıkça büyülendiğim kadarda kahroluyorum
Galata kulesi ıslık çalarak çaka satıyor kız kulesine
Bekle güzelim bir gün boğazı aşıp geleceğim dercesine
Adı kız kulesi ya.! İşve edip nazlanacak illaki
Yığın, yığın bulutlar giydiriyor şimdi her ikisini.

Gün batımını beklemekti amacım ama hala gündüz
Bir şeyler çekip alıyor beni, ben ise bitkin ve güçsüz
Sarılıyorum çaresizce rasgele bir mezar taşına
Canlılar duyarsız ey mefta sen yardım et bana
Kabrine sarıldığım ustad şiir okuyor hala
“Yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya”

Huşu içinde yer ve gök Ustad’ın sedasıyla
Misk-ü anber kokuyor İstanbul semalarında
Neyzenler ney üflerken semazen’ler dönüyor
Öyle bir ortam var ki büyüledikçe büyülüyor


Veysel Karani gibi derinlerde derdim var/ Dilimde O'nun adı ondan başka kimim var
Azık çantam ise aşk ve şiirle dolu/ Sevgiden geçer bilirim Hak’ka ermenin yolu

gelişlerin ölümdü yüreğime,
oysa hasrettim geleceğin güne,
çok istedim sarılmayı,sıcak tenine,
dokunamadım,bakamadım gözlerine....

kalbim aşka mezar kazmış,
aşktan yana hep yanmış,
sevdan yüreğimin düşmanıymış,
anladım sevdan harammış....

gene karşımdasın,geldin(!)
ama benim değilsin, elsin,
her gün öldürüyor gelişin
beni gömmek için mi geldin....

hep yandım, hep ağladım,
derdimi kimseye anlatamadım,
sevdan yüreğimdeydi bırakmadım
sensizken de hep ağladım.....


yağmur

ya Allah aşkına sonsuz olan ne vardırki aşk olsun herkez ölüyor , herşey zaten ölümlü deilmi yani bu konu bence yanlış sadce tek bişey yaşanacak ahiret günü sorguya çekilmek

’ Kavuşma şansım olsa idi, sana aşık olmazdım.. ‘’

Senle bir sevda umudu yok bende,
Zaman engellemiş bunu, doğuşumuzda,
Geç kalmışım hayata senden,
Kaybımız çok,
Yakalamış olsam da seni bu günde…

Ama sen,
Benim ömrümün sonuna getireceğim
Şiirimsin, kalbime kazılı,
Sonraki aşklarımın, ilk nabzı…
Her nefesimdeki, dilimden çıkan,
Aşk kelimesi…
Acıtsa da senle yaşayamama isyanı,
Ki bu gözler, aşk doldursa ya sana, bakarken,
Güzel olurdu …
Varsın ya, yüzümü, boyarken aşk,
Koyarken beni, sen arzusuna,
Esnetilmiş ‘’seni yaşayabilme’’ tutkusu..

Yeşertir, Nisan da sen deki aşk yağmurları, beni,
İçimde kan kırmızı, Nisanın aşk gülleri…

serkan öztürk

Takıldım..

Saygının hatrına
Öfkeye yenildim
Öfkenin hırsıyla
Saygısız oldum

Saygı umarken
Öfkeye boğuldum
Öfkeyi yenerken
Saygıya takıldım

Gebze - 15.05.2005
Hakan Gelir

Serhat'a ithafen

Pencereyi aç,
perdeyi arala.
Bu sabah bir ayrı güzel
bak doya doya.
Kuşların cıvıltılarını,
çocukların annelerine haykırışlarını dinle.
Sevdanın kapısını aç bu sabah
ve bir daha hiç kapama.
Sevgi dolu ol, güneş dolu…
Gözlerin gülsün ben gelince.
Bir güzelsen, bir daha güzel ol.
Haykırışlarını dinle çocukların
Dışarı çık, dolaş biraz
Şenlensin herkes seni görünce
Mutlu ol, umutlu ol.
Biraz daha…
Bugün umudun günü.
Kadere karşı çıkma,
bırak aksın gitsin her şey
sen oldukça,
ben oldukça
böyle sabahlar da olacak.

Pınar Ulusoy

Üşenmeyip topluyorum ortalığı.
Öyle köşe bucak değil.
Ne heves, ne düş kırıklığı;
Gecede bırakıp tüm yaşadıklarımı
Sabahlar buluyorum kendime.


Düşler öğlene dek gitmiyor.
Yanındayım.. mutluyum.. yalnızım..
Susman yoruyor beni,
Konuşman; çamaşır serili bir bahçe,
Yazın toplanmadan bırakılmış,
Bir halı gibi nemli ve ağır.


"Herşeye varım!" diye
Bağırmak geçiyor içimden
Oysa bağırsam,
Yorgun güllerin solmaya yüz tuttuğu bu gecede,
Her heves bir düş kırıklığı.