Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 76

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 555.266 Cevap: 2.787
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
19 Aralık 2006       Mesaj #751
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
BU AŞK

Sponsorlu Bağlantılar
Bu AŞK
Hiç açılmayacak bir defter sayfası
Ve hiç kapanmayacak bir gönül yarasıdır bende
Bir tek resmin kaldı,
Birde tutulmamış sözlerin geride
Oysa senin için bozmuştum birçok dostumla aramı
Sen varken hiç düşünmezdim ak mı? kara mı?
Sen gittin aldında bir yarımı
Tutulmamış sözlerin,
Birde yalancı gözlerin kaldı geride...

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
20 Aralık 2006       Mesaj #752
arwen - avatarı
Ziyaretçi
BOŞ ÇERÇEVE

Sponsorlu Bağlantılar
Gördüğüm boş bir çerçeve idi
Kenarları küflenmiş
Bir köşesi kırılmış
Anlaşılan sahibi
Çıkarmak için resmi
Uğraşmış bir hayli
Yatıyordu içinde
Kimbilir kimin resmi
Hangi mazinin eserleri
Eskimişti bayağı
Çerçevenin bana anımsattığı
Bir aşık ki çok bedbaht
Terkedilmiş, yaralanmış
Kanadı kırılmış,
Uçamayan bir kuş gibi
Üzgün, Mecnun gibi deli
Bir kendime bakıyorum
Bir çerçeveye
Ne kadar da benzeşiyoruz diye
Onun da içi boş, benim de
O da güzel günler görmüş, ben de
Onun içini resimler doldurmuş,
Benimse içimi aşk....
Şimdi ise ikimiz de
Sevgi ve ilgiye
Tamir edilmeye
Ve yeniden
Eski biz olmaya
Muhtaç hasretle
Bekliyoruz ya yaşama
Ya ölüme
Merhaba demeye! ! !


sevim atan

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Aralık 2006       Mesaj #753
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Uykunda ağlıyorsun...
Uykunda öpüyorum seni... Korkmadan ağlıyorum seninle...
Senin için bir şey yapamayışıma, seni bu dünyada yapayalnız, kimsesiz bırakışıma ağlıyorum...
Senin için gerçeklik yok, bu hayat, bu hayatın kuralları yok... Kendine nasıl derinden ve katıksız
inanıyorsan, bu hayata, bu insanlara da öyle inanıyorsun... Bunu sana ben anlatamam. Bak bu sensin, bak bu da hayat, bu da kuralları; bak, insanlar seni aslında nasıl görüyor, yok bu hayatta duygularının karşılığı, diyemem. Seni sevginden uyandıramam... Yıllar önce senin olduğun yerdeydim ben de. Tam orta yerde. Benim de saçlarım sevecen bir kardeşlik kokardı. Herkese koşarken açıkta kalırdı öldürülmeye en açık, en savunmasız yanlarım. Nereme bıçak saplanırdı bilmezdim, ama hep yersiz kanayan o zavallı saçlarıma dostluklara gölge düşürüyor, diye kızardım...Umudu ürkütüyor diye yaralarıma kızardım... Ben en çok beni yaralayanlara koşar; bir suç, bir yanılgı varsa, çoğunu omuzlamak için kendimden vazgeçerdim... Sırf sevgiler bitmesin, sırf hayatın sevinci gölgelenmesin, dostlukların son günü gelmesin diye üstüme alırdım bütün günahları, bütün yanılgıları, geçmiş ve gelecek bütün kötülükleri... Sevginin umutları sürsün diye, göze alırdım kalbime akıtılacak zehirleri... Göze alırdım eksik yaşanmış bütün sevgilerin tanığı ve sürgünü olmayı... Sonra baktım kimsesiz ve tesellisiz ölüyorum... Gördüm kendimi nasılsa. Gördüm anısız ve habersiz öldüğümü... Son kez baktım etrafıma, bir yakın, bir içten ses, bir kardeş kokusu aradım kendime. Bağlanmak istedikçe öylesine kopmuştum ki insanlardan, öylesine çok sevmiş, öylesine çok inanmıştım ki, nasıl oldu bilmiyorum, içimden bir kötülük, bir acımasızlık; içimden zavallı bir intikam duygusu çıkartıp, o yaralı kendimi, beni ben yapan o kimsesiz sevgimi o boşluktan çekip aldım... Aldım onu ve korumaya başladım.. O
yaralı, o parçalanmış, o kimsesiz sevgimi, kötülükle, acımasızlıkla, hırsla, kıskançlıkla korumaya
başladım... O da yetmedi, yazmaya başladım sevgili. Yazmaya... Ne hissedersem, ne hissedeceksem, hayatımda ne varsa, her şeyi yazmaya başladım... Yazmak, acılardan, aşklardan, yitirişlerden, itilip
kakılmalardan kurtulmanın en geçerli yolu oldu benim için...
Kimse elimden söküp almasın diye o yaralı, o kimsesiz sevgimi ve bir daha o karanlık boşluğa düşmemek için yazmaya başladım... Yıllar sonra şimdi sen o boşluktasın. O yaralı, o kimsesiz sevginle bir zamanlar benim olduğum yerdesin. Saçlarındaki kan kokusunu buradan duyabiliyorum. Bu kokuyu iyi bilirim. Çünkü yıllarca, sevginin peşinden koşulsuzca koştuğum o yıllar boyunca hep kendi kanımı,
hep bu kokuyu koklamak zorunda kalmıştım... Arzuladığım ne varsa her şey karşılıksız kaldı bu
hayatta. Saçlarımdaki kan kokusu şimdi içimde sahipsiz bir nefrete dönüştü... Kin öyle bir şeydir ki sevgili, her şeyi; yaşanmış ve yaşanan bütün sevgileri, gerçek adına ne varsa her şeyi çamurunda gizler.. Gün gelir, artık hiçbir şey anlaşılmaz olur. Haklılar haksızlara, kurbanlar cellatlara, sevgiler nefretlere karışır... Ve bir bakarsın, sen de bu acımasız hayatın hakemliğini kabul etmişsin. O kanlı nehrin kenarına gider ve günlerce, hatta yıllarca oradan düşmanının cesedinin geçmesini beklersin... Bu bekleyişin sonu yoktur. Çünkü düşmanlarının sonu yoktur... Biri biter, diğeri gelir ardından. Ve sen düşmanlarınla uğraşmaktan bezgin ve kimsesiz sevginle uğraşmaya dayanamaz, öylece kalırsın...
Yalnızlığınla birlikte düşersiniz boşluğa. O çok korktuğun boşluğa... Öyle kirletirsin ki yalnızlığını,
o kirlettiğin yalnızlığını sevsinler diye, dünyanın en samimiyetsiz insanlarına, kardeşim, diye sarılırsın... Biliyor musun, sen benim o çok eski halimsin... Sana bakıyorum yazılarımı yazdığım bu soğuk, bu uzak odadan. Bana umutsuzca sevdalanmanı seyrediyorum. Bende hiç umut yokken, beni vazgeçilmezin yapmanı seyrediyorum... Seni seyrediyorum sevgili, seni... Saçlarındaki kan kokusunu içime çekiyorum. Yıllar önceki kendi kokumu içime çekiyorum... Hayır, acımıyorum sana, sendeki kendimi özlüyorum en çok. Sendeki o çocuk cesaretini, o çıplak sevgiyi özlüyorum. Sendeki o kanayan, o kimsesiz, ama saf, o tepeden tırnağa sevgiye inanan kendimi özlüyorum... Bedelsiz, acıtmayan, hesap sormayan ve çok savunmasız bir güzelliğin vardı senin... Duygusuzlara göre çok
kolaydın. Kurbanın o doyumsuz şehveti vardı sende. En kırgın, en yaralı insanları bile bir cellat yapardı o saf, o gerçeküstü sevgin... Seyrederdim seni o uzak odamda, bir şey yapamadan seyrederdim seni yazarken... Buruk bir sevinçle izlerdim cellatlarınla sevişirken aldığın hazzı. Nasıl da kıskanırlardı seni, kendilerine duyduğun sevgiyi bile kıskanırlardı... Seninle sevişirken aldığın o inanılmaz hazzı kıskandıkları gibi... Sen o çıplak, o bedelsiz sevginle bütün dengelerini bozardın onların. Aldığın o hazla kendilerine duydukları o bütün sahte güvenlerini derinden sarsardın... Senin bu sınırsız hazzı, bu çıplak sevgiyi, bu derin ve çılgın bağlanışı onca yitirişler, onca göze alışların sonucunda kazandığını anlamazlıktan gelirlerdi... Ne kadar zevk alsalar da bu kimsesiz sevginden, her yakınlığa hazır oluşundan, çabucak bağışlamandan, yine de seni kendilerine benzetmek, dahası yorulmanı, güce ve gerçeğe teslim olmanı, onları bütün o kayboluşlarında, tükenişlerinde, yani her durumda, her şekilde kabullenmeni isterlerdi... Onları her halleriyle kabul ettiğinde ise senden
korkmaya başlarlardı... Çünkü öylesine korunaklı, öylesine derinlerde saklıydı ki sevgileri, seni
anlaşılmaz, tuhaf, hatta bulaşıcı bir hastalığa yakalanmış, tehlikeli biri gibi görmeye başlarlardı...
O çıplak, o sahipsiz sevgin yıllar önce terk ettikleri kalplerini, düşlerini, inançlarını hatırlatırdı
onlara. Çekiciliğine kapılıp yanına geldikleri anda ve seni anlar anlamaz ölümcül bir ürküntüye kapılmaları bu yüzdendi...
Çünkü bugünün insanı kimden korkuyorsa, kim ona yok ettiği kendisini hatırlatıyorsa onu öldürmek ister sevgili. Safı, çıplağı, koşulsuz seveni, kendisine yitirdiği insanlığını hatırlatanı öldürmek ister...
Kabul et artık, kimi sevsen, kimin özgürlüğünü istesen ölümünü istemedi mi senden. İstemedi mi... Kabul et artık...
Ben onlardan hiç olmadım. Ben gözümü senden hiç ayırmadım. Çünkü sen benim saf çocukluğumdun. Sen benim o yaralı, o kimsesiz gençliğimdin... Hayatı bitirdiğim yerde sen yeniden başlıyorsun..
Dokunurken içimi acıtan başında benim kanım var... Anla artık, seni değil, en çok kendimi yalnız
bırakıyorum o rutubetli evde... Senin o affedemediğin kalbinde yatıyor benim tek ve gerçek sevgim... Tek umudum senin bu savunmasız halin. Senin bu kimsesizliğin... Uyumsuzluğun. Tek çıkışım senin bu deli, bu çıplak sevdan...
Kötülüklerin yok muydu, yok muydu hırsların... Vardı elbet. Ama öylesine acemiydi ki hırsların;
kötülüklerin bu hayat karşısında öylesine çaresiz ve öylesine masum kalırdı ki, sonunda yine sana dokunurdu zararı; karşındakileri değil seni engellerdi o kimsesiz öfken... Kötülüklerinin zararı sonunda sana dokunmasaydı, yenseydin karşına çıkanları, yenseydin kalbini, hayat senin için hiçbir zaman böyle olmayacaktı... O kutsal, o hiç sönmeyen ışık nereye gitsen ardından gelmeyecekti... O sevinçli ıstırap kalbini hiçbir zaman böylesine içtenlikle ısıtmayacaktı.
Bu şehri ebediyen terk edip giderken, bana söylediğin o son sözde saklı olmayacaktı hayatımızın gerçeği:
'Hayatın kuralları derdin hep, biliyor musun, bu hayatta hiçbir şeyi başaramadım ben...'
featherCezmi ERSÖZ
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
20 Aralık 2006       Mesaj #754
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Her gün yanında olamamaktan korkuyorum

Sesini duyamamaktan

Seni görünce, sana alışmaktan da korkuyorum

Nedense sensizlikten de korkuyorum

Bir gün hoşça kal demenden

İstemesem de;

Bir gün, bir gül gibi

İçimde solmandan korkuyorum

Hafızamda bırakacağın hatıralardan

Hatıralardan kaçamamaktan

Adını unutamamaktan korkuyorum

Ah be güzelim;

Ben seni sevmekten korkuyorum.

Benimkisi sadece bir sevda

Göz yaşlarımla söndüremediğim

Korkularımı yenemediğim

Söyleyemediğim

Fakat, kendimi tükettiğim

Ve beni;

Yedi kat yerin dibine sokan

Utandıran, korkutan

An be an içimi yakan

Cesaretsiz bir sevdan

Bu nasıl bir sevda ?

Anlayamıyorum

Ah be güzelim;

Ben seni sevmekten korkuyorum.

Biliyor musun;

Aklımdan hiç çıkmıyorsun.

Sen benim;

İmkansızlar bahçesinden koparttığım

Edâlı gülümsün.

Hiçbir zaman koklayamayacağım

Adını söylerken burkulacağım

Sevmekten hep korkacağım

Fakat, ömrüm boyunca unutmayacağım

Edâlı gülümsün.

Ah be güzelim;

Aslında sen benim,

Kendi ömrümsün


MKÖ
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
20 Aralık 2006       Mesaj #755
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sahte yüzler,donuk bakışlar
Dünya kirleniyor,her şeyi ile
Havası, suyu,nefesi,değerleri
Ayaklar altında onur gurur

Sevgi aşk güzel kelimeler inadına
Gittikçe çirkinleşen ve ayağa düşen
Meşakkatli ama hoş,çileli ama tatlı
Aşık olmak kolay değil belki imkansız

Aşık olduğunu sanırsın
Fakat yanılırsın
Aşık olduğunu söylersin
hoşlanmanın aşk olduğunu sanarak


ali şahinli
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
21 Aralık 2006       Mesaj #756
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
bebegim
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
21 Aralık 2006       Mesaj #757
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Öldür Beni

İnce boyuna da kurban olduğum
Ya gel benim ol da ya öldür beni
Felek boynuma da atmış bir düğüm
Ya al canımı da ya güldür beni.

İçimde sızıdır tükenmez aşkın
Saklıdır nadana söylenmez aşkın
Bir uzak vatandır dönülmez aşkın
Bağlamış yoluna kaç yıldır beni.

Köhnedir uzaktır sevdanın yolu
Garibe tuzaktır sevdanın yolu,
Susuzdur çoraktır sevdanın yolu
Kesildi dermanım tut kaldır beni

Sen seher yelisin es be sevgilim
Es de ayrılığı kes be sevgilim
Garip ozan sana hasta sevgilim
Ya dermanım ol da ya öldür beni.

2003
Deniz Aydemir
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
21 Aralık 2006       Mesaj #758
arwen - avatarı
Ziyaretçi
aşk;
sen - ben
arası...

birde girmeseydi
araya
aşk diye
'o'...yarası!

aşk
ikimizin olurdu can
yürekte,

aşık;
sen - ben
darası...

birde girmeseydi
oraya
aşık diye
'o'...karası!

aşık
ikimiz olurduk can
kürekte,

nereden girdi?
aramıza
'o'...denen
yalan narası!

oluverdik içinde
üçümüzde
aşkın maskarası!


ahmet durgut
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Aralık 2006       Mesaj #759
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Herşeye Seni Katarak Sevdim


Sözlerim vardı senin bilmediğin gizli köşelerde söylediğim sözlerim.Harflerim vardı yoluna halı gibi döşediğim.Cümlelerim vardı senli cümlelerim.Kelimelerim vardı sen olan kelimelerim.Sıfatlarım vardı seni yüklediğim,öznelerim vardı senle başlayan,yüklemlerim vardı senle biten.Sen bilmesende seni anlatan bir sürü dizelerim,mısralarım vardı.İşte ben seni böyle sevdim sevgilim senden habersiz seni sana anlatarak sevdim,herşeye seni katarak sevdim
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Aralık 2006       Mesaj #760
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Hak Bir Gönül Verdi Bana

Hak bir gönül verdi bana
Ha demeden hayran olur
Bir dem gelir şadi olur
Bir dem gelir giryan olur

Bir dem cehalette kalur
Hiç nesneyi bilmez olur
Bir dem dalar hikmetlere
Calinus ü Lokman olur

Bir dem gelir söyleyemez
Bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker
Dertlilere derman olur

Bir dem çıkar arş üstüne
Bir dem iner tahtessera
Bir dem sanasın katredir
Bir dem taşar umman olur

Bir dem gelir olmuş geda
Yalın tene giymiş aba
Bir dem gani himmet ile
Fağfur ü hem hakan olur

Bir dem gelir asi olur
Hak zikrini yavi kılur
Bir dem gelir kim yoldaşı
Hem zühdü hem iman olur

Bir dem günahın fikreder
Dosdoğru tamuya gider
Bir dem görür Hak rahmetin
Uçmaklara Rıdvan olur

Bir dem sanasın zerredir
Hiç bilmeyesin kim nedir
Bir dem Çalap aşkı ile
Güneş gibi tâban olur

Bir dem girer mescitlere
Yüzün sürer anda yere
Bir dem varır deyre girer
İncil okur ruhban olur

Bir dem gelir Musa olur
Yüz bin münacatlar kılur
Bir dem girer kibr evine
Fir'avn ile Hâman olur

Bir dem gelir İsa olur
Ölmüşleri diri kılur
Bir dem gelir gümrahleyin
Yolunda sergerdan olur

Bir dem divü bir dem peri
Viraneler olmuş yeri
Bir dem uçar Belkıs'leyin
Taht ıssı Süleyman olur

Bir dem geyiktir meşede
Bir dem balıkdürür suda
Bir dem gelir arslan gibi
Âdemlere sultan olur

Dedim gönül bu ne işe
Düştün bu bitmez teşvişe
Eder beni suçlamanız
Bu iş bana Hak'tan olur

Anda ki Hak düzdü işi
Görmüş idim ben bu düşü
Anda ayân olan hüküm
Bunda kaçan pinhan olur

Nice biline bu gönül
Kim padişahlar ana kul
Alemlere boy vermeyen
Aşk işine ferman olur

Bir dem döner Cebrail'e
Rahmet saçar her mahfile
Bir dem döner İblis'leyin
Bu halk ile düşman olur

Bir dem Cüneyd ü Şibli'dir
Hem Bayezid ü Kerhi'dir
Bir dem gelir Mansur'layın
Boğazına urgan olur

Aşık bu gönül haline
İremedin ahvaline
Bu manâya ol ere kim
Akıl ona kurban olur

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik