Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 95

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 555.028 Cevap: 2.787
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Şubat 2007       Mesaj #941
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Umut'um

Sponsorlu Bağlantılar
Sesin siyah beyaz mıydı, yoksa renkli mi?
bir hüzün sonbaharıdır sesin..
diyelim ki çeşmeler dondu, dallar kırıldı,
kış değil baharı müjdelersin umutla

Bütün kış kardelenimsin yüreğimde,
Bu şehrin gökte parlayan yıldızı,
Yalın bir gecenin rengi...
Yağmur yağsa gökkuşağım olursun.

Koray Sönmez
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
15 Şubat 2007       Mesaj #942
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bir şiir ölüyor bir yerlerde
Gecenin karanlığında
Sponsorlu Bağlantılar
İzbe bir kaldırımda bir başına
Sırılsıklam aşık

Bir şiir ölüyor dostlar
Güneşin battığı ufukta Nemrut'ta
Ölümsüzlüğüne aldırmadan
Mısralarında şairin

Kelimeler aşk kokan
Sevgi kokan özlem tüten kelimeler
Yalnızlıkların yalnızlığında
Parıldayan gözlerde ölüyor

Bir martı çığlık çığlığa Karadeniz'de
Ağıt yakıyor dörtlüklere
Sahipsiz isimsizlere
Aldırmıyor hiç kimse ölümüne

Bakıyor güzelliklere şair
Ölümüne buğulu gözlerle şiirin
Yıkılıyor oracıkta ve gün doğuyor
Aldırmadan ölümlere


ahmet salih bak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Şubat 2007       Mesaj #943
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dilde değilmiş sevmek,
Asıl olan yüreğinde hissetmek,
Dokunmadan tenine
Karşındakini yakabilmek,
Kor yangınlardan bir esintide,
Kıvılcım misali savrulup,
Yanında olabilmek,
Yüreğinle sevebilmek.

Ne ayrılıklar yaşadık seninle,
Her hüzünlü şarkıda ağladık,
Kaç gece sabahı kucaklamak için
Ağıtlarla yakardık,
Doğan her sabahın ilk ışığına,
Hayır, duaları ile başladık,
Sancısı tuttuğunda hüznün,
Yeni umutlarla hayata bağlandık.

Kaç gece geçti hasretinle?
Satırlara sığındık,
Sayfa sayfa,
Dize dize,
Mısralarda ağladık,
Gözlerinin hayali, bulut bulut gülümseyip,
Işıldarken gözlerime,
Kaç yastığı gözyaşımızla ıslattık.

Ayrılık acısı kadar şiddetliydi kavuşmalar,
El ele, göz göze nice mısralar yarattık,
Her ‘Seni Seviyorum’ deyişimizde,
Yürekten çağlayan coşkuyla bağlandık,
Dilde değilmiş sevmek can tanem,
Yüreğinle dokunabilmekmiş sevdiğine,

Bazen bir dokunuşta,
Bazen bir bakışta,
Bazen bir cümlede,
İçinde kopan fırtınaları durdurabilmekmiş,
Hissetmek, anlayabilmek, anlatabilmekmiş,
Çirkin Kral’ı manen sevebilmekmiş.

‘Seni Seviyorum’ derken,
Yaprak misali titremesiymiş yüreğinin,
Seni Seviyorum Çirkin Kral’ım.
Seni Seviyorum,
Ya sen,
Sen de beni seviyor musun?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Şubat 2007       Mesaj #944
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÖZLEM DOLU BİR AŞK HİKAYESİ

Çok uzaklardaydı sevdiği kız. Gözleri geliyordu aklına, sonra gülümseyişi, onu çok özlemişti. Belki bir telefon kadar uzaktaydı ama arayamazdı, çünkü ailesi farkederse üzerlerdi dünya güzeli, ayyüzlü Ayşe'yi.

spacerBütün aşklar kavgayla başlar derler ya ,onların aşkı da öyle başlamıştı.Bir arkadaşının bürosunda karşılaşmışlardı ilk kez.Aslında daha önce de pek çok kez aynı ortamda bulunmuşlar ama yoğun iş temposunda birbirlerini farketmemişlerdi.O gün ikiside öfkeliydiler.Başkalarına kızmışlardı ama siyasi partiyle ilgili farklı düşünceleri savundukları için birbirlerine girmişlerdi bir anda.Bir kızdan bu denli toplumsal, siyasal konularda tepki almasına şaşırmış, onu izlemeye başlamıştı. Kız öyle öfkeyle iktidarı eleştiriyor, her kötü giden işi iktidar partisine yüklüyordu. O hararetle konuşma esnasında bir an göz göze geldiler. Kızın yüzü kıpkırmızı oluvermişti bir anda. Kelimeler düğümlendi boğazında. Adam hayranlıkla kızı seyrediyordu. Bu aşk kıvılcımına oradaki herkes şahit olmuştu neredeyse. Filmin donduğu ana yani.

Sonra nedensiz telefonlar, görüşmeler ve daha sonra hergün birbirlerini görebilme arzusuyla geçen günler. Elleri birbirine değdiğinde, gözler birbirlerini bulduğunda kalplerinin atışları dışarıdan duyulabilecekmiş gibi geliyordu onlara. Aralarındaki elektiriği herkes farkediyordu artık. Sonunda adam kıza aşkını anlattı, kız sustu, kalbi öyle hızlı atıyordu ki, konuşamıyordu. Gözlerinden bir damla yaş akabildi sadece. Masal gibi güzel, büyülü bir aşk yaşıyorlardı.

Birgün kız dedi ki, ben gitmek zorundayım. Ailem beni çağırıyor. Orada daha çok kazanabileceğim bir işim olacak ve aileme yakın olacağım. Aslında kal demesini bekliyordu. Kal benimle ya da beni de götür. Bende geleyim, çünkü sensiz yaşayamayacağım demeliydi adam. Ama demedi, diyemedi, çünkü sevdiği kadının mutluluğu önemliydi onun için, orada daha huzurlu ve mutlu olacaktı. Düğümlendi bütün sevgi sözleri boğazına, sadece seni seviyorum diyebildi. Seni seviyorum, mutlu olacaksan oraya git. Kız şaşırdı, anlamadı, anlam veremedi. Kırıldı birden bire içindeki o büyülü kalp ve o kırgınlıkla hemen karar verdi, gidiyorum dedi ve gitti.

Özlem dolu günler geçti. Yıllar geçtikçe aşkları unutulur sandılar ama unutamadılar birbirlerini Hergün aradılar birbirlerini, havadan sudan konuştular ama birbirlerinin sesini duymak için, hergün konuştular. Adam onun birgün mutlaka döneceğini düşündü hep, özlem dolu günleri aşklarını hergün biraz daha büyüttü. Birbirlerini üzme korkusuyla, aşklarına zarar gelmesin diye yaşadılar günlerini hep. İkisi de yaşamdan kopmaya, hayallerinde yaşattıkları bir aşka ömürlerini feda etmeye başladılar. Öyle büyüktü ki özlemleri, kavuşmaktan korkmaya başladılar. Ya çok değiştiysek, ya birbirimizi mutlu edemezsek düşünceleri hayatlarının tek kabusu olmaya başladı.

Onların ki özlem dolu bir aşk hikayesiydi, hiç yaşanmamış günlerin sevdasıyla birbirlerine bağlandılar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Şubat 2007       Mesaj #945
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hayatımın Aşkı

Bahçeniz önünden geçerken mis gibi menekşe kokuları gelirdi burnuma. Bahçenizdeki ağaçlarda türlü türlü meyveler yetişirdi. Çok kızardı baban küçük hırsızlıklarımıza. Az mı dövdü beni, kaç kereler yakaladı meyve ağaçlarında. Dayak yemek acı vermiyordu seni görebildiğim zamanlarda. Hatırladıkça hala kızarırım bazen olayın etkisinde kalarak. Annen tutturmuştu bir keresinde kızımı sana vereyim mi diye. Çok utanmıştım çok. Bayramlarda ilk size gelirdim. Adımın baş harflerini kazıdığın mendilin içinde gizlice şekerlemeler verirdin bana. Zamanla büyüdük hayallerimizle birlikte. Lise çağlarımızdı. Aynı sınıfa düşmüştük. Her başlayan güne seni görme ümidiyle uyanırdım. Peşinden koşmama bayılırdın. senin için benden büyük çocuklarla yaptığım kavgalarımla hava atardın arkadaşlarına. Benim şovalyem derdin, kuşlar söylerdi hemen kulağıma.
Her kavgada içimdeki öfkemde büyürdü. Uslanmayanın hakkı kötektir derler, dayağı yiyince hırçınlığım uğramazdı bir müddet yanıma. Şovalyen yenilmiş, savaş alanında yaralıydı. Hemen koşarak gelmiştin yanıma. Bir dişim kırılmış, dudağım kanıyordu. Yenilgiyi kabullenirdim ama senin gözlerinden asla. Şefkatle sardın yaralarımı, gözyaşların benim için aktı. İlk o zaman tuttu ellerim ellerini. Askere uğurlamaya gelmemiştin beni. Biliyorun beni üzmemek için. Olduğun yerden akıtmıştın gözyaşlarını içine. Duaların hep benimleydi. Ya mektupların, telefonların olmasa çekilirmiydi askerlik bu kadar sure. Terhis günü almaya gelmiştin beni, tertiplerim çok kıskanmıştı biliyormusun. Evlilik hayalleri kuruyorduk. Filmlerdeki gibi kırmızı panjurlu bir evimiz olacaktı. Yatak odası pembe, oturma odası lacivert, çocukların odası sarı olacaktı. Koyu bir fenerbahçe hayranıydın. Çok kızdırırdın beni derbilerde kaybedince. Evimizin eşyalarını kendimiz seçecektik özgürce. Kendi paramızla kuracaktık yuvamızı ailelerimizden yardım almadan. Hayatımda gördüğüm en güzel öğretmen sendin. sende bana sen komedyen olmalıymışsın, nasıl doktor olabildin derdi. Gözyaşlarım öğlesine çoşmuşlardı ki uyandırdı beni hatıralardan. Keşke hiç gelmemiş olsaydın beni almaya. En son hatırladığım gürültüyle, gözleri kör eden bir ışıktı. Bir doktor için ne kadar acı bir şeydir sevdiğinin kollarında ölmesi. Bir doktor olarak hiçbirşey yapamamak kahreder sizi. Senden geriye isminin yazılı olduğu bir mezartaşı ve içimde yaşattığım hatıralar kaldı. Düğünü biraz erteledik. Öbür tarafta yaparız artık nikahı. Biliyorum beyazlar içinde beni bekliyorsun. söz sana sevgilim kalbim asla dolmayacak başka bir sevgiyle, ayrılmayacak bir daha gözlerimiz.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
16 Şubat 2007       Mesaj #946
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Söyle, söyle ne olur, nasıl olduğunu,
Aşkımla, benliğinin nasıl dolduğunu
Gece gündüz kendini nasıl yolduğunu
Ve hele günden güne nasıl solduğunu!

Düşündün mü,yaşamın nasıl olduğunu
Görmedin mi, yaşamın nasıl dolduğunu
Yaşamını,yaşamın nasıl yolduğunu
Susuzluktan yaşamın nasıl solduğunu!

O halde, bilmez misin aşık olduğunu,
Sevgi ve aşkımın,kalbime dolduğunu
Aşksız yaşamını boşuna yolduğunu
Unutacaksın, yaşamın da solduğunu

Söyler misin, bana, sen aşık olduğunu
Bomboş duran kalbinin şimdi dolduğunu
Yaşamını sevgilim aşkla yolduğunu
Sevgisizlikten, hep soldukça solduğunu!

Hissettikçe, aşkımın gerçek olduğunu
Aşkımla dolan kalbine aşk dolduğunu
Aşkla yolacaksın, yoldukça yolduğunu
Solmadıkça anımsamazsın solduğunu!



ahmet necat ucur
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Şubat 2007       Mesaj #947
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sonsuz aşkım'a
gerçek aşk'ı seninle yaşadım
bir tek seni ölmüne sevdim
hasretini çektigim sen oldun
canım eşim olarak hayatıma girdin

hasretin yakıyor yüregimi
yoklugun yakıyor bedenimi
özlemin kavuruyor benligimi
eriyip bitiriyor sevgin beni
Nilgün Çaybaşı
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
16 Şubat 2007       Mesaj #948
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Umutlarım Üşümüştü Unutmuşum

Yaşamdan ölüme giden bu yolda,
Bir tek sana yanmıştım, bir de bana.
Yarınlara sıcak bakarken hep bir yandan,
Umutlarım üşümüştü,unutmuştum.
Bilmiyorum sonum ne olur bundan sonra,
Sudan çıkmış balıklar misali zıplıyorum.
Ölüm geldi yanımıza bak şimdi uyutacak.
Unutma ki bitanem birgün...
Bu dalga, seni de beni de yutacak...

Bayburt - 30.01.2007
A Kılıç
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
16 Şubat 2007       Mesaj #949
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Özlem yağmurları yağdı dolu dolu,beraberken,
Gri bulutlarda geceyi yaşadı ölümsüz aşkımız.
Yağmuru dinledim adının her harfini yazarken,
Gökteki yıldızlara dost oldu bizim şarkımız.

Yağmur başlamıştı,yağmur altında yürürken,
O güzel yanaklarına doğru sessizce süzülen.
Sağanak yağmurlarının tane tane damlalarımıydı?
Yoksa, yürüğinden akıp giden gözyaşların mı?

Batıp çıkan bir martıya baktım,birde sana,
Yanan denizdi,ağlayansa derin gözlerin.
Belkide hiç bitmeyecek aşkımızın anısına,
Bir kilit vurulsaydı,elvedalara sözlerin..

Yağmur başlamıştı,yağmur altında yürürken,
O güzel yanaklarına doğru sessizce süzülen.
Sağanak yağmurlarının tane tane damlalarımıydı?
Yoksa; Yüreğinden akıp giden gözyaşların mı?

Şehir ıslanmıştı,saçların ıslak,yanakların ıslak,
Zamanı tutabilseydim,hiç bırakmamacasına.
Sonsuza kadar bu yağmurların altında kalsak,
Bir dur diyen olsaydı,yürüyüp giden adımlarına.

Yağmur başlamıştı,yağmur altında yürürken,
O güzel yanaklarına doğru sessizce süzülen.
Sağanak yağmurlarının iri iri damlaları mıydı?
Yoksa,yoksa içinden akıp giden gözyaşların mı?

Hakan KURTARAN
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
16 Şubat 2007       Mesaj #950
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Sen bu şiiri okurken
Ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağım
Artık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarası
Ne de telefonların çalacak gece yarısı
Ve bu zavallı yüreğim olmayacak artık
Kaprislerinin hedef tahtası...
Seni sana
Beni bir akıl hastanesine
Bırakıp gideceğim bu şehirden

Nasılsa kavuşamadım sana
Nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım
Nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu
Ve nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktın
Ne yaptımsa
Bir türlü sana yaranamadım
Artık adressiz
Işıksız
Ve öylesine ıssızım
Dünlerin kadar eskiyim
Verdiğin acılar kadar paslıyım
İşte çıkıp gidiyorum hayatından
Nasılsa fark etmez senin için
Belki çok şanslı
Belki de en yaşlıyım...
Artık
Pusulam hasreti
Saatim yalnızlığı
Ve takvimler sensizliği gösteriyor bana
Neylersin
Yolcu yolunda gerek
Belki bundan sonra
Belki senden sonra
Adam olur bu “asi yürek”
Ve dersini alır da bu sevdadan
Bir daha
Boyundan büyük denizlere
Asılmaz kürek

Yarın bu saatlerde
Ben yollarda olacağım
Sen kimbilir kaçıncı uykunda
Masal mavisi bir rüyada
Ve elbette o korsan yüreğin
Yine pusuda
Oysa
İlk defa sesimi duymayacaksın
Sitemlerin sahipsiz
Soruların cevapsız kalacak
Belki ilk defa içini kemirecek yokluğum
Tanımadığın bir korku içini saracak
Ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın
Ne oldu?
Ne oluyor?
Ne olacak?
Sonra
Bir gözün kör
Bir kulağın sağır
Bir ayağın kırık
Bir kolun kesik
Düşeceksin yollara
Yani baştan başa yarım
Yani baştan başa eksik
Bütün duvarlar üstüne yıkılacak
Belki ilk defa
“Unutuldum” diyerek için sızlayacak
Ve sen bu şiiri okurken
Ayrılığımız çoktan başlamış olacak
Belki de son tesellin
Sana yazdığım “bu son şiir” olacak
Ve kimbilir
Unutulmuş bir gecenin tam ortasında
Başucundaki bir radyoda
Uykusuz bir şair yüreğini çınlatacak
Ve bir daha fısıldayacak kulaklarına
Sana adanmış bu satırları

“Bütün şehirler uyur
İstanbul uyumaz
Ve birgün
Bütün sevenler unutur seni
Ama bu “şair yürek”
ASLA UNUTMAZ...”

Ahmet sekçuk ilkan

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik