Arama

Özlem -1- [Arşiv] - Sayfa 59

Güncelleme: 3 Aralık 2006 Gösterim: 179.361 Cevap: 1.193
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
22 Eylül 2006       Mesaj #581
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
O Gidişin...

Benim zoruma giden terk edip gitmen değildi
Sponsorlu Bağlantılar
Giderken sözlerimi duymamazlıktan gelmendi
Giderken gözyaşlarımı görmemezlikten gelmendi
Giderken arkana bile bakmadan gitmendi
Benim zoruma giden terk edip gitmen değildi
Başkalarını bana tercih edip gitmendi
Hiçbir sözünü tutmaman ve tutmayacak olmandı
Bana asıl koyan; giderken seni seviyorum demendi…

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Eylül 2006       Mesaj #582
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
özlem

Sponsorlu Bağlantılar
Su ne kadar önemlidir ki aktığı sürece…ışık ne kadar önemlidir ki yandığı sürece…insan ne kadar önemlidir ki yanındayken… … …

En çok kaybettiği değerler için ağlarmış insan…kıymet bilmek, yanındayken yokluğunu hissetmek, avuçlarının sıcaklığında terlerken ellerin, bir kutup ayazında üşüdüğünü düşünmek veya beraberken oturup bir ayrılıp mektubu yazmak…hangi ilişkide hangisini düşündük ve ne kadar kıymet bildik sahip olduğumuz değerleri yitirmemek adına…

Neleri göze almalı, nelerden caymalı, ne kadar cesaretli olmalı ve ne kadar hiçe saymalı gururu “özlem” duymamak adına…

Sahiplenme duygusu ne kadar bitimsiz bir istekse insan ömründe,özlem duymakta o kadar kaçınılmaz değil mi hayatımızda…

“ölümden değil yaşayamadıklarından kork”*

Yarına keşken kaldıysa, kaderin sana çizdiği bölgede ve bir birliktelikte güzellikleri yaşamak adına tükettiğin zaman dilimlerinin, sende bıraktığı izler ruhunu doyuracak boyutta mı…yoksa yaşayamadıklarına karşı bir hayıflanma mı var kaderine…”özlemek veya özlenmek” bence bu paragrafın başına dönüp tekrar düşünmeliyiz “insan yaşayamadıklarını özler”

Susamanın, acıkmanın ve özlemenin ne yazık ki tam bir kelime karşılığı yok… yalnızca kendi yüreğinde hissedersin bu duyguyu...neyi ne kadar yaşadıysan o kadar onu duyumsarsın ruhunda…

“cismi de yok resmi de”**

İnsana duyulan kısmı yürekte hissedilen en derin boyutu bence…özlenmeyen biri olmaksa anlarda bıraktığın izler adına ne büyük bir kayıp...

Titrek bir mum alevinde, sigarandan soluklandığın her dumanda,duyumsadığın her iyot kokusunda hayal kurup birini özlemek, gelmeyeceğini bile-bile beklemek ve dilemek hem de …yaşananları yinelemek adına ne büyük bir sabırdır…

Her insan hak ettiği yerdedir…düşünce gücün ne kadar olumluysa ve ne kadar hoşgörülüysen yaşama ve insana karşı,bir o kadar alırsın karşılığını “özlemek veya özlenmek” adına…

İnsan her beraberlikte her gün yeni bir şey keşfetmek ve yarına keşke bırakmamak için zorluyorsa kaderini ve her şeyden önce adam gibi sevmesini ve paylaşmasını biliyorsa yüreği yettiğince, özlem onu yıkacak kadar güçlü olmaz hiçbir zaman...bir merdiveni adım-adım çıkıyorsan,ayağının takılma şansı azdır tökezlenme adına…

“özlem…”

Nasıl anlatılır ki ! hangi harfi-hangi kelimeyle… , …hangi cümleyi-hangi paragrafla birleştirip anlatmalı… , … kimi zaman çöl gündüzleri kadar sıcak ve gergin, kimi zaman çöl geceleri kadar ıssız ve serin değil mi…


…özlem… ocak beyazı-şubat ayazı… …özlem… mart çamuru-nisan yağmuru… …özlem… mayıs güneşi-haziran ateşi… …özlem… temmuz yangını-ağustos kızgını… …özlem… eylül hüznü-ekim sürgünü… …özlem… kasım soğuğu-aralık buzluğu…

…özlem…özlem…özlem… bazen çok, bazen az ama hep var değil mi…

“özlem…”

Her aya, her haftaya, her güne,her ana yetecek bir özlem yaratabiliriz beynimizin kıvrımlarında…hayal gücünün sınırlarını zorlayacak kadar çok özleme sahip olabiliriz.

Hadi gelin “sahip olduğumuz değerlere sahip olduğumuz anlarda özlem duyarak yaşamayı öğretelim yüreğimize”…olur mu… … …
recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
22 Eylül 2006       Mesaj #583
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
HASRET
bu aksam cok efkarliyim
kalbim nede kan agliyor
bunu bir bilsen sevgilim...
gunes solgun gunduz gece
icimde sen bir bilmece
izdirabi heceliyor...
sensiz yalniz sensiz icim
gozyaslarim yanağimi islatiyor...
kollarim bekliyor seni
donsen opsem ellerini
yinede sana hasretim..
dudaklarimda bir ates
avuclarimda alevsin...
sensiz yalniz sensiz icim
ilahimsin sevgilimsin
sen benim herseyimsin...
TANJU OKAN
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Eylül 2006       Mesaj #584
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ozlemine askim...
Yillar gecti,onlarca bahar.
Ama gidisinden geriye hazan var.

Ne guzel baslamistik seninle,iki goz bir el ve bir cagiris..gozlerle cagirip,dillerle utanmayi bilmistik.Ne guzel sevmistik.

Lise aski biter demislerdi,Herkes bitirdi de askim; bir tek ben bitiremedim.
Bir ben unutamadim Cakir gozlerini.

Biliyor musun kirik dokuk bir siirim simdi,her misram ayri yerlerde?
bekleyisim, Ankara'da solgun bahar
Hasretim, Memleketim de Aksaray'da,gidis...
Yoklugunsa BAKU de ozlemin ruzgari.

Nerdesin ey duygularimin daragaci,inan senden sonra sevmeyi unuttum.Kelepcelendim hasretine istegim uzerine.Dalgalara verdim yuregimi,yakamozlara ellerimi

Hergece hasretine beddua gelisine dua etmekten amel defterimde yer kalmadi.Baku'ye sigmiyorum sensiz.Aksaray'a gelemiyorum senden.

Inan gozlerini birkez daha gormek icin neler vermezdim.
Ben seni boyle sevmezdim.
Ama sen yoksun.
Biliyorum hala seviyorsun.

Ne deyim ozledim cok ozledim haykirisim yuregine,haykirisim gidisinin bedeline,
Evinin onunde bekleyemiyorum seni,
Cunku ben yokum,
Sen birakip gittin ya beni,
Iste ben orda bekliyorum.

Gel gulum dokun yarali yuregime..simdibir soz kaldi icim de sana yazdigim..
Ama baskasindan aldigim:
"eski yara eski yara sizliyor eski yara
yenisinden fayda yok bari gidem eski yara"
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #585
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bilirsiniz bu özlemi, sevdiğini özlemekten daha çok can yakar "seni
seviyorum" demeyi özlemek...

Aklınıza geldikçe bu sözcükler, dilinizin ucuna takılır ve sonu huzursuz
bir sessizliktir... Bu sessizlikler eksik bir sevgiyle birikir içinizde.
Tüketilmiş bir sevda vardır ellerinizde. Birisi veya birileri tüketmiştir
sevdanızı. Ve siz hep aynı soruları soruyorsunuzdur kendinize "sevdalar
tükenir mi?" "aşk eksilir mi?" Bilmezsiniz eksilen aşk değildir,
sizsinizdir gidenin ardından. Sevdiğinizi söyleyemedikçe eksilirsiniz.
Sevdiğinizin yokluğuna, seni seviyorum diyememenin acısına uyanırsınız her
gün...

Giden gitmiştir ama hesabı verilmemiştir sevdanın. Birileri sevdanızı
tüketmiştir, sevdanızda sizi... Sanki sevdiğinize bir kez daha seni
seviyorum diyebilseniz geri dönecektir, "bak sevdan ellerimde, onu hiç
bırakmadım" diyecektir sevdiğiniz... yalnızlığınızın avuntusudur bu... Ama
bir kez daha "seni seviyorum" diyemezsiniz. Sevdanız artık
sessizliğinizdir. Sessizliğinizde eksilirsiniz ve sorularınıza bir yenisi
eklenir; "sevda, eksiltir mi insanları?"

Gidenin bir gün geri dönmesinden, tekrar size "seni seviyorum" demesinden
korkarsınız. Öyle çok acımıştır ki içiniz, sessizliğiniz üzerinize öyle
sinmiştir ki sevdiğinizin dönmesini isteseniz de, korkarsınız. Çünkü siz
artık siz değilsinizdir. İçinde "seni seviyorum"lar biriktirmiş,
bedenindeki dokunuşları göz yaşlarıyla yıkamaya çalışmış, yaraları
kanamasın diye birilerine sarılamayan birisinizdir artık...

Basit iki sözcüktür "seni seviyorum" Ama bu sözcükleri söyleyemedikçe
kendinizden uzaklaşmışınızdır... Sevdaların tükeneceğini, aşkların
eksileceğini kabullenmişsinizdir... Sözcükler anlamını yitirdiğinde,
yaşamında anlamını yitirdiğini sonradan fark edersiniz ve sevdiğinizin
giderken hayatınıza anlam katan tüm sözcükleri de götürdüğünü "seni
seviyorum" demeyi özlemeye başladığınızda anlarsınız....
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #586
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün
önümdeki uçurumlara aldırmadan
varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın
o gerçekleşmeyen hayallerim.
ardımda yaralı bir yürek
kederli bir ömür
ve yoksul anılar bırakarak
çekip gidiyorum sevdiğim
hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı
hoşçakal

gidiyorum başım önümde, gözümde nem
duramam artık ey aşk, ey sevdiğim
hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde
duramam
hiç bir anı kabul etmiyor beni
bedenim buz gibi soğuk
yüreğim param parça keder
kış kadar soğuk ellerim
ardımda yoksul bir sevda
ve bana ait ne varsa
bırakıp gidiyorum sevdiğim
hoşça kal anlımın yazısı, kaderimin küskünü
hoşçakal

bütün yaprakları dökülmüş
dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak
ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım
çınar ağacını yaslı
meçhule giden acılar yüklü bir gemide
uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi
şarkıların sustuğu, aşkların vurulduğu
limanlara gidiyorum sevdiğim
hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü
hoşçakal

bir yıldız daha kaymadan gözlerimden
yüreğimden bir arzu daha sönmeden
gidiyorum ey aşk, ey sevdiğim
bir daha yağmamalı bu ihanet yağmurları
ağlamamalı bu yürek bir daha
bir acıyı, başka bir acıyla sarıp
alıp dağların ve yıldızların gölgesini
yüzümde kış, bakışlarımda kar
yorgun akan bir ırmak misali
kimsesiz sokaklara bırakıp yanlızlığımı
gidiyorum sevdiğim
hoşça kal gecelerimin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı
hoşça kal

bütün borçlarını ödedim bu sokakların, alacağımı aldım
geri dönmez bir mevsimdeyim artık, duramam ey aşk
bu şehre sığamam bu hüzünle
yoksa acılar üşütür beni
kar kavurur anılarımı
donar bakışlarım
üşürüm... üşürüm ey aşk

sorma nereye, hangi dağın ardına?
ne kadar uzağa varır yolum?
kim yoldaş olur bana ?
dönüp gelir miyim yine bahar geldiğinde ?
çiçek açtığında mor dağlar
sorma

sazımdaki hüznü
içimdeki sızıyı
boynu bükük karanfilimi
ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara
sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma gidiyorum
hoşça kal bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar
hoşçakal
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #587
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ozlem10037
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #588
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Kadife saçlarını savurunca yel
vurunca hayalin gözlerime
üşüyünce nergiz
gülünce gül
çağlayınca nehir
gel
gel yudum yudum, yürek yürek
gel konuş benimle bu uzak dünyada

sevdamı çizip mavi bulutlara
her gece iki büklüm
her gece iki damla gözyaşı
iki damla hasret çiçeği ile bekledim seni
gelmedin kardelenim, kelebeğim, meleğim

öyle kırılgan, öyle titrek, öyle ince
seni beklerim her gece
su ve şiir rengi akar sol yanım
eririm senin için hece hece

sen ki, iki damla yağmur, iki damla çiy
İki damla gözyaşı, iki damla sevinç olur
düşersin yüreğime gizlice

sen ki, iki damla rüzgar
iki damla kor, iki damla öfke olur
tutuşturursun bedenimi her gece

ey hayatımın kaynağı
ey güzel hikayem
ey ölümsüzlüğün adı aşkım
nerdesin gel

gel ey saçlarıma düşen kar
hayatıma esen rüzgar
yüreğime saplanan hançer
gel artık ne olursun

yoksan
varsın dal yetim kalsın
solsun gül
bülbül figan etsin
hazan rüzgarları essin dört mevsim

yoksan
üryan düşsün ağaçlar
dal kırılsın
hüzün döksün gül

gel
gel de şiirler oku bana
masallar anlat
mutlu, mavi çiçekler açan

jh6rt1vd
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Eylül 2006       Mesaj #589
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
.....hasretler özlenenin değerini öğretir,
sonra ne türküler avutur insani,
nede deniz,
nede yanan tütün kokusu...
sevmek özlemektir,
fedakarlık dersin ve susarsın...
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
24 Eylül 2006       Mesaj #590
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Özlemlerim Şehrim ve Sen

Yasananlari yasanmis bitmis sayabilseydim, geriye bakmadan ileriye dogru ilerler, icimi saran bu yogun hasret duygusundan kurtulmus olabilirdim. Ileriye bakamayisim yillarca icimde kilitlenip kalan ozlemden. Belkide, her ani yasarken, degerini kavrayip ona gereken onemi verebilseydim bu yogun baski hakimiyetini surduremezdi icerimde.
Gerilerde ozlemlerimle odaklasan bircok kisi ve nesneler var. Bu kisi ve nesneler, kendi ozelliklerini kaybedip icimde birer hasret olmuslar. Yegane istanbulun dahi adi anildiginda aklima ilk gelen ucsuz bucaksiz bir hasret. Ve sevdasina doyamadigim o guzel sehrin insanlari, caddeleri, suyu, topragi. Ifadelere sigdiramam icimde biraktigi etkiyi. Sanki kendine sevdalansinlar diye butun canlilara bir buyu yapmis bu sehir.
Sonra seni tanidim sehrimin bir bogaz kiyisinda. Aksamin karanligiyla pekisen bogazin butun buyusu senin uzerine yansimisti adeta. Ve sonralari anladimki sehrimdi seni secen bana ozlemlerimin devami icin. Sen bir parcasiydin istanbulun, ustelik birbiriyle benzesen iki kardes kadar bir butundunuz.
Ozlemlerim ve sevdam Istanbulla beraber senle buyudu yillarca. Sehrimin benden esirgedigi siginabilecegim ufacik bir koyu senin varliginda bulabilecegimi umit ettim. Istanbulun buyusuyle etkilendigim senle bir ask, sonunda koca bir sevda yarattim. Fakat kendi icimde yarattigim bu sevdayi sana yansitamadim, bundanda kotusu sevdami dogru gosteremedigimde olacak, sevgime karsilik koca bir nefret edindim. Tipki sehrimin beni bir daha istemeyip uzaklara gonderdigi gibi , sende beni yakininda istemedin. Kisacasi ben sevdami yuzume gozume bulastirdim. Ozlemlerimin icinde seni dusunurken, daha bir buruk aci verir senin bana olan nefretin. Belkide bu acimin yarattigi intikamdir seni saran bu rahatsiz edici duygu.
Yine sehrimin bir bogazici kiyisiydi seni son gordugum an. Istanbul o aksam butun calimiyla karsimda alayci bir eda takinmisti. Aldirmadim sehrimin alayci tavrina cunku gururum beni terkediyordu senli zamanlarda. Sonra sen geldin nefretin ve kininle birlikte. Dalgali kahkahalara boguldu o an Istanbul. Sehrime kizip gucenemedimde aslinda hakliydi tavrinda. Kirgin ve kizgin bakislarla bakistik son konusmamizi yaparken. En kotusude yinede tereddut etmedim sevdami gercekligiyle yansitmaya. Simarik bir kiz uslubuyla ince ve zararsiz yalanlarla ciktim bu isin icinden. Cunku kendimin olmasada sevdamin gururu onde geliyordu herseyden.
Simdi senden ve sehrimden cok uzaklarda, yasamimin kendi icimdeki o ayri parcasinda belkilerin icinde cabaliyorum. Belkilerin en kotusude.
Kimbilir?
Sen sevgimle hayalimde olusturdugum bir karakterdin sadece.


Benzer Konular

18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
7 Mayıs 2008 / estudiantes Spor tr
11 Aralık 2015 / asla_asla_deme X-Sözlük
16 Şubat 2015 / Jumong Basın/Magazin tr