Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 10

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 268.736 Cevap: 1.891
MARLON - avatarı
MARLON
Ziyaretçi
3 Ekim 2006       Mesaj #91
MARLON - avatarı
Ziyaretçi
BEN ZATEN DOGUŞTAN YALNIZIM
Sponsorlu Bağlantılar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Ekim 2006       Mesaj #92
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Akşam Erken İner Mahpushaneye

Sponsorlu Bağlantılar
Akşam erken iner mahpusaneye.
Ejderha olsan kar etmez.
Ne kavgada ustalığın,
Ne de çatal yürek civan oluşun.
Kar etmez, inceden içine dolan,
Alıp götüren hasrete.

Akşam erken iner mahpusaneye.
İner, yedi kol demiri,
Yedi kapıya.
Birden, ağlamaklı olur bahçe.
Karşıda, duvar dibinde,
Üç dal gece sefası,
Üç kök hercai menekşe...

Aynı korkunç sevdadadır
Gökte bulut, dalda kaysı.
Başlar koymağa hapislik.
Karanlık can sıkıntısı...
"Kürdün Gelini"ni söyler maltada biri,
Bense volta'dayım ranza dibinde
Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
Gülünç, acemi, çocuksu...

Vurulsam kaybolsam derim,
Çırılçıplak, bir kavgada,
Erkekçe olsun isterim,
Dostluk da, düşmanlık da.
Hiçbiri olmaz halbuki,
Geçer süngüler namluya.
Başlar gece devriyesi jandarmaların...

Hırsla çakarım kibriti,
İlk nefeste yarılanır cıgaram,
Bir duman, kendimi öldüresiye.
Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,
Ama akşam erken iniyor mahpusaneye.
Ve dışarda delikanlı bir bahar,
Seviyorum seni,
Çıldırasıya

nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
3 Ekim 2006       Mesaj #93
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Gidiyorsun

Havada bir ağırlık var
Eziliyorum sanki altında
Nefes alamıyorum,boğuluyorum
Gidiyorsun...

Gökyüzünü simsiyah bulutlar kaplıyacak
Güneş saklanacak ardına ısıtmayacak
Bir sağanak başlıyacak,şimşekler çakacak
Gidiyorsun...

Tarumar olacak bahçeler bağlar
Güllerin boynu bükük,bülbüller ağlar
Hasretlik ateşi ha yandı,ha yanar
Gidiyorsun...

Ayrılık vakti gelmişse zamanda,
Boşuna figanlar,boşuna çırpınışlar.
Elimde olsa dur derdim zamana
Gidiyorsun...

Çare yok bu gemi kalkacak limandan,
Rüzgar hüzünlenecek,ağlayacak dalgalar
Sallanan mendiller havada kalacak
Gidiyorsun...

Umutlar tükenecek anılar kalacak,
Dünya dönmeyecek,dağlar yıkılacak
Hala anlamıyormusun kıyametler kopacak
Ve sen gidiyorsun.......
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
3 Ekim 2006       Mesaj #94
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Kendi yalnızlığımla tükeniyorum,
Kentteki son trende kalkmak üzere.
Artık çalacak bir kapı yok,
Bütün yollar sana varmak üzere....
BAYRAM_19 - avatarı
BAYRAM_19
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #95
BAYRAM_19 - avatarı
Ziyaretçi
Turkiye ya şiirler güzelde ben yeni geldim bu siteyede mesajları silmeyi söyleye bilirmisiniz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #96
Misafir - avatarı
Ziyaretçi


Zaman kendini doğurur sensizliğe çıkan sokaklarda
Yabancı gölgeler öper telaşlı adımlarımı nefes nefese
Yağmursuz kalır kaldırımlar kurşuniyse gözyaşları avuçlarında
Gülüşü olmayan hüzün cemresi düşer elindeki gülün dikenlerine
Çığlık çığlığa rüyanın yalanları ölümü tadar zamanın dudaklarında
Bitimsiz ve ışık-gölge oyunları yansır perdesi olmayan gözlerine
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #97
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Sonra Sen Gittin



...SONRA SEN GİTTİN

... sonra sen gittin. Yüreğimde açık
bir yara gibi kanadığını bilerek
geride adımlarını taşıyan merdiven
ve duvarlarda gölgen
ve mehtabı silkeleyip de
gecenin koynuna yürüyüşün

... sonra sen gittin. Gece
rüzgara ses verip de “dur” derken
kaybederim soluğumu
beni yaşama bağlayan
göbek bağım kopar, ölüm sancısı içindeyken
yedeği olmayan yaşamımdan gidişin

şimdi
koca çınarlar başını eğerken
sevdalar denize dökülür
gecenin içinde kaybolursun

... sonra sen gittin. Gece gibi
yüreğim buz keser
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #98
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BİR İNTİHARIN AYAK SESLERİNİ DUYUYORUM…


Kıştan kalma bir ayazın içimi kemiren karanlık kulvarlarında…
Bir kıyıdan bir kıyıya savruluyor yalnızlığım…
Kan ağlayan gözlerimde…
Yorgun ,uykusuz gecelerin dinginliği,
ve yanıtsız kalmış dilekçelerimin çığlığıyla,
sesim ulaşmıyor ağladığım yollara..

Bir intiharın ayak seslerini duyuyorum,gecenin orta yerinde..
susturuyorum ağrımın köhnemiş çağrısını..
Bir ben değilim “Bu hayatta en çok cevap bulamadığı sorulara alışık”olan…

Bir intiharın ayak seslerini dinliyorum,gecenin orta yerinde…
Kendi intiharlarımdan bir parça alıp,deney yapıyorum kendi bitmişliğime..
Sonuç:kangren….

kızıp kendime haykırıyorum gökteki kuşlara:
Hey Kuşlar!!
daha dün sevgimle yürüdüğüm,coşkuyla yaşadığım gençliğim,hangi cehennemin dibine kaçıyor..Kendimi sizinle bir tuttum da bakın ne oldu bana…

Şimdi yoruldu direncimde..aşk bir yana ,düş bir yana düştü/ler..
Silkinip kendime gelsem diyorum…gelemiyorum…
Ağır, çok ağır taşlar bağlanmış ayaklarıma
Bir ölü mü taşıyorum içimde ?

sevgisizlik ve sevimsizliğin yaylım ateşinde,,
görüntüler biçiminde yağan mermilerin ortasındayım…
kanser kokulu odamın eşiğinde ,bir intiharın ayak seslerini duyuyorum..

“Sana bile ulaştıramadığım çığlıklarıma,kim buyur eder beni içeri ,kim..”
Yeter artık yar!!
Sensiz bu hayat,
Beni hayati tehlike geçirecek şekilde yaralamaya matuf cürüm işliyor…
Ve sen gidince izbe odalar bıraktın ardında..
Acılı duvarlarla çevrelenmiş…

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #99
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yokuş aşağı bir yolda, yolun eğimine bırakmış kendimi ilerlerken, Eylül hüznüyle üşüyor yüreğim ve git gide solan bir maviye benziyor hayat...

Kısa ve öz bir bildirge son sayfada...
Bildiren kimliği, bilgilendirmiş sayıyor kendini...
Ve bilgilenmiş farzediyor bildirilen kimliği...

Yan yana düşmüş ve sahipsiz bir kaç kelime, boş bir sayfanın iki satırında ince bir sızı gibi asılı dururken, sessiz bir film gibi akıp gidiyor hayat, sahneler arasındaki kopukluk anlaşılamadan...

Kaç kelime içimize hapsedilmiş sorulara yanıt olabilir ki?

İnadına bir çözümsüzlükle, faili meçhul bir cinayet dosyası gibi tozlu raflara kaldırıldığında aşk; iğreti kalıyoruz...

Muhatabı olmayan her söz kadar anlamını yitiriyor ve şahitsiz kalıyor hayat...
Yakamızı bırakmayan bir eksiklik duygusu...
Hiç bir yere not düşülmüyor artık hiç bir söz...

Yaşamaktan daha zorlu bir sınav yokken, hangi not belirler, tekrarı olmayan bu sınavdaki başarıyı?

Barikatlar kurulsa da yollar üstüne, ölümün ölümsüzlüğüne uzanıyor bütün yollar...
Bir siper ardına saklanıyor kaçak yolcu...
Baştan sona yazılamıyor hiç bir masal...
Her masal biraz eksik ve biraz yarım...
Bir yıldız kayıyor...
Bir kahraman eksiliyor masalımızdan...
Ve her ölüm, kendi ölümsüzlüğünün destanını yazıyor...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ekim 2006       Mesaj #100
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
odamdaki kelebek..

Bir kelebek kondu omzuma..
sonra göğsüme..
kalbimin attığı sol yarıma..
sevginin çiçek olup açtığı bir kırdı sanki aradığı.
buldu mu bilmiyorum..
göğsümde kanatlarını usulca kıpırdatışını izledim.
günler sonra bir geceyarısı evimin kapısını açıp düşümün odasına bağdaş kurduğum anda;
kanatları benek benek,
kahverengi kanatlı bir kelebek,
kahvemi yudumlarken konuvermişti omzuma.
Günler sonra eve dönen babasına sevinç gösterisinde bulunan bir çocuk gibiydi sanki..Bir gün olması muhtemel çocuğumu düşündüm..nasıl bağrıma basmazdım ki onu..
Bir an gecenin herkesin uyuduğu bu vaktinde
yağmurun ıslattığı toprak kokusu içime dolarken penceremden,artık uzak oduğumu düşündüm..
artık uzaktım çok uzaktım eski günlerden..eski düşlerden..çok uzak..
uzaktım çünki artık kimse kimseyi hesapsız sevmiyordu..artık kendimi anlatmaktan yorgundum..kirlenen bir dünyada masumiyetten ,renklerini yitirmiş bir yerde rengarenk düşlerden dem vurmanın tutulablir bir yanı yoktu...gülüşler sahte,söyleyişler dil lakırdısı..Tek duyduğum hayallerini yitirenlerin boşlukta sallanan anlamsız sözcüklerinin gökte çarpışmasından çıkan şangırtı..artık bende bir kelebekle konuşacak kadar masum kelimeler taşımıyordum dediğim anda içimde dolaşan sözcükleri duydum..
Desem ki:ey yalnız kelebek.ne uçarsın bu yalnız gecede;benim yalnız odamda..
bir kırgınlık mı..bir küskünlük mü..
bir söz bir müjde mi getirdin yoksa bana bilmediğim uzaklardan.
belkide içine birikmiş hüzünleri anlatabileceğin yufka bir yürekti aradığın..
benim yüreğim yufkadır..dinlerim seni..
varsa bir yaran sarmak,kalbine bir teselli çeşmesi akıtmak isterim.
ama şunu iyi bil-ki:ben yüce biri değilim..
dokunduğum yerlerde çiçek açmaz..
hem ben senini dilini bile bilmem ki.
hiç öğretmediler bana küçükken kelebekçeyi..
çiçeklerle konuşurdum eskiden..
tamam balıklarla söyleştiğim zamanlarda oldu..akvaryum camına çarpan balığın,
suyun içinde dağılan gözyaşlarının ne anlama geldiğini çok iyi bilirdim..
bazı sabahlar uyandığımda, suyun üstünde yüzen çaresiz ve cansız cesetlerini görürdüm..
duyardım o su damlası hüzün sözcüklerini..
ama kelebekçe..kelebekçe nasıldı ki..bilsem..
inan sana bende çok şey anlatırdım.
bende senin gibi yalnızdım.bende senin gibi içimde sözcükleri dolaşan mütebessim bir bakışa asla yok demezdim..ne mi derdim..
konuşmaya susamışım günlerdir..kendi kelimelerimle...içten ve hesapsız.. yüreğiyle konuşup yüreğiyle dinleyen mütebessim biriyle..çatık kaşlı eleştirel bakışlardan sıkıldım..gözleri tenkit etmek için bir ayrıntı arayan insanlarla dolu dünya...kimse bilmiyor artık birbirini nasıl hesapsız çıkarsız sevebileceğini.bunu yapabilenlerin nasıl yapabildiklerini sorarlar birbirlerine.hiçbirinin cevabı yoktur..çünki onların kısır tartışmalarında senin için bir taraf yoktur..ya ikiside hakıldır..yada ikiside haksız.bilmem bir kelebeğin ömrü bunu anlamaya yeter mi ki..bir kelebek ömrü bunları anlamak için çok kısadır bilrim..çünkü bu yazıyı yazarken verdiğim bir arada.oturduğum yerde senin cesedine rastladım..ya odada yanmakta olan sobanın ateşine değmişti kanadın..ya da anlattıklarım ağır gelmiş ve ölmüştün...
artık bir kelebek uçmuyordu odamda..bu gece kendimle söyleşilerime şahit olmuş son tanık ölü bir kelebekti..aslında bir çok zaman bir çok kez böyle sırdaşlarım olmuştur..bir vapurda bir otobüste yada gittiğim yabancı bir şehrin kalabalık bir caddesinde..ayaküstü söylemişimdir beynimden geçenleri..ve bir daha asla karşılaşmama temennisiyle ters yollara sapmış ayrılmışızdır..tıpkı kanatları yanmış bu yalnız kelebek gibi.

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri