Arama

Anlayana - Sayfa 131

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 625.918 Cevap: 3.995
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ekim 2007       Mesaj #1301
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gündüzüne Kavuşmayan Akşam

Sponsorlu Bağlantılar
Ellerini akşamlara daldırırken, yıldızlara saf saf bakan gözlerin bir yıldız
olur.
Sonra gecenin serinliği avuçlarından akıverir.
Ağaçlarda hışırdayan yaprak sesleri kulaklarına titrek bir keman sesi gibi
gelir.
Sanırsın ki rüzgar affetmesi için Allah’a yalvarıyordur.
Kıpırdamaya başlar dudakların ve sözcükler bir çağlayan gibi dudaklarından
bir bir dökülür, akmaya devam ederken kelimeler hayallerinin durgun
sularında karışarak birikmeye başlar.
Sen, penceresinde yüreğinin perdelerini aralarken bir anda kendini
akşamlarda bulursun.
Karanlıklar bir kadın eli gibi dudaklarında gezinmeye başlar.
Yanaklarını okşar,
Ellerini tutar sıkıca.
Bir de bakmışsın ki karanlık senden bir parça olmuş.
Sokakta tak tak diye işittiğin ayak seslerinse gecenin sesiyle bütünleşmiş.
İlkin bir çöl yalnızlığını yaşarsın, belki de yalnızlık, bir gölge gibi
etrafında dolanacaktır.
Bu sefer de yalnızlık senden kaçarken sen yalnızlığa hicret etmek
isteyeceksin.
Parmaklarının arasına bir tüy kalem sıkıştıracaksın.
Gökyüzü kalemini daldıracağın mürekkebin olacak senin.
Yıldızlar da birer mürekkebin damlaları...
Akşamlar ölü bir şehir olacak.
Akşamlar dudaklarında saf bir dua…
Kaldırım taşları olacaksın akşamların.
Hep bir hayale koşar gibi akşamlara kaçacaksın.
Ne zaman akşam çökmeye başlasa sessizlik ellerinde bir şiir olacak.
Ne zaman akşamları terk etmek istesen karanlıklar ellerinde kırmızı bir
hançer…
Şehir ise elleri kanlı bir cinayet zanlısı…
Karanlıklar bir kadın kadar acımasız olacak.
Bir erkek kadar ihanet kokacak.
Akşamlar bir bakmışsın ki bir ****** olmuş,
Bir bakmışsın ki karanlık sularda aforoz edilmişçesine inançsız.
Kaparsan kulaklarını sancılı bir yarına gebe kalmış bu şehrin iniltilerini
duyarsın.
Akşamları yudum yudum içersin.
Akşamlar büyülü bir sözcük gibi ruhunu titretir.
Sokak ışıklarının siyah-beyaz bakışları altında kediler gibi bir köşeye
çekilirsin.
Burası en tekin yerdir deyip koynuna atlarsın akşamların.
Annenin küçükken yorganı şefkatle nasılda üstüne örttüğünü anımsarken,
şehrinde akşamları öylece üstüne örtmesini beklersin.
Akrep-yelkovan dönmekten bıkıp sarhoşça bir köşede sızmıştır.
Sadece yıldızlar dimdik ayaktadır.
Yorgun göz kapaklarına çöken akşamlarda yıldızlara baka baka akşamlara
kaçarsın.
Birde bakmışsın ki sen akşamı olmuşsun gündüzüne kavuşmayan bir hayatın.

isimsiz kral
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ekim 2007       Mesaj #1302
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gün kapımdan usulca yoluna gidiyor. Yeni bir yerde yeniden doğmak üzere.
Münferit bir yalnızlık günün son saatleri ve bu yalnızlık bir daha hiç böyle
Sponsorlu Bağlantılar
yaşanamayacak biliyorum.

Gün hoyrat kullanılmış yine yavaşça kayıyor ellerimden. Peşi sıra hatıra
defterleri bu günün tarihiyle doluyor. Bu gün bir şey bırakmadı bana ve bir
şey yazamıyorum hatıralara. Günlüklerde bu günün tarihi en başa yazılıyor ve
altında bu gün anlatılıyor.

Gün usulca gidiyor da usulca bir ev sahibi evine giriyor yine. Kalemi eline
alıyor pervasızca yazıyor günü kağıda, nasılsa geri gelmeyecekti.

Gün usulca çekiliyor pencerelerden ve günün ardı sıra çekiliyor evlerin sis
perdeleri pencerelere. İçim içimi yiyor bir gün daha kayıyordu benden bir
gün daha. Korkuyorum yaşadığım, bildiğim, emin olduğum bir günü
kaybediyordum gelecek günün nasıl olduğunu bilmeden. Ama umutluydum ama
gözlerim yarına kesin inanıyordu. Gün usulca gitti. Geride yıkılmış
hayaller, yeni doğan umutlar, yeni doğan yarınlar ve dünküne mümasil bir
yalnızlık bırakıyordu.

Eğer umudum olmasaydı güneşleri yatırıp yeni bir güne yine yeniden
uyanmazdım
...

ALINTIDIR

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ekim 2007       Mesaj #1303
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aylardan Ağustos / Kurtar Beni " Benden "

" Kan çanağı gözlerimde hüzün yine var oysa aylardan Ağustos..”

Başaramadım yine..Bir türlü anlatamadım “ bendeki seni” .. Bir türlü ispat edemedim sana beni diri diri öldüren kadını bende içimde öldürdüğümü. Bir türlü önleyemedim benli soru işaretlerini. Oysa gözlerimi görmeden yüreğini bana kurban olacak delice seviyorsun beni..Düşüyorum yine kanamalı cümlelere..Üşüyorum. İliklerimde Şubat soğuğu..Oysa aylardan Ağustos.Sıcaklığıma dudaklarının serinliğini getirirdin sen..Ne oldu bilmiyorum.Boynum eğik yine..Belki de suçluyum. Suçluyum çünkü bir türlü anlatamadım “ bendeki seni”. Gösteremedim adının yüreğimde ne kadar büyük yer kapladığını..Cümlelerimi yuttum sustum şimdi. Düştüm yine ulu orta..Yırtıldı gömleğim.İlmek yine geçti şah damarıma. Yuvarlandım avuçlarına. Sığındım duasını unutmuş bir çocuğun avuçlarına. .Biliyorum suçlu benim. Aylardan Ağustos…Susmalıyım ben..Her sene olduğu yine hüzün sobeledi beni..Oysa sana bir şey yazmaya gelmiştim. Karanlık sokaklarımı aşıp gelmiştim. Bu akşam sana özlemlerimi anlatmaya gelmişken bir anda düştüm dudaklarından...Bilmiyorum ne oldu beni öldüren kadını hala özlediğimi söyledin.Sustum..Yutkundum Hangi insan özler ki kendini toprağa diri diri gömeni ? Hangi insan katilini delice sevebilir ki ?

Ben bu satırları sana yazarken sen “ istediğin gibi özgürsün; belki bir gün beni de özlersin başkasıyla “ cümlesini bıraktın ağlamaklı suretime. Başaramadım yine bir kadını mutlu etmeyi..Seni severken başka birisini özleyecek kadar küçülmedim ben. Sen bende hala büyüksün..Sen her zaman “ bir gün seni unutacağımı “ savunsan da ben senin umutlarında olacağım. Sen neşter vur kalbine. Seni hiç sevmediğimi, sana binlerce yalan söylediğimi dikte yüreğine. Dilin söylese de bensizliğimi, kalbin hep beni yaşayacak..Bil ki; avuçlarım yüzünü duaya dönmüş halde. Yoksa vururum kendimi yağlı ipe. Sana anlatmıştım kalın ipin evimizin neresinde olduğunu. O kadar basit ki ölüm..Ama ben yaşayacağım. Seni sende yaşayacağım. İnatla..Sabırla..Biraz da susacağım. Ama avaz avaz bağıracağım seni...Sende yaşacağım biliyorum. Tıpkı bende yaşayan sen gibi…

55656563dm

Aylardan Ağustos…Karlar yağıyor saçlarıma. Gözlerimi neden kan bürüdü benim. İçimde bir kız cocuğu çığlıklarda. Kanamalı bir yürek var içimde..Düşlerim ağır yaralı. Yine tökezledim.Yine sobelendim…Az kalmıştı doğum günümde “ senin sesinle “ uyanmaya. Ne kalmıştı ki 29 Ağustos’ a..Ramak kalmıştı doğum günümde verebilecek en güzel hediyenin sen olduğuna…

Geriye dönüp tek bir soru sormuyorum bunlar neden olduğu diye..Sadece gitme diyorum..Gitmeyeceğini bile bile gitme diye sesleniyorum. Biliyorum bu satırları okurken dudaklarını kanatacaksın. Biraz da sesli susuşlarda kanayacaksın. Adımı çığlık çığlığa haykıracaksın..Dur gitme..Hayat testisinden üzerime akan umutları toplama zamanı. Dur gitme. Uzat ellerini.Başım düşmesin toprağa..Ama söz sevgili..Doğum günüme kadar buralardayım..Ölmeyeceğim sesini duymadan. Gitmeyeceğim Cehenneme doğum günü sabahı yüreğinle uyanmadan. Gitmeyeceğim..


Hatırlıyor musun senden önce kör topaldım ben, denizlerinde yürüttün beni. Yarı çıplak gövdeydim ben , yüreğinin sevda gömleğini giydirdin bana.Dilsizdim..Umut cümlelerini doladın dilime..Tanımsızdım bir o kadar hüviyetsiz...Kimliğini “ mevcudiyetime “ adadın sen..Senden önce yoktum.Vardım da yoktum aslında..Ya da sureti “aslına “ teveccüh eden bir adamdım ben. Gölge oyunlardan bir figüran. Adressizdim. Sokaklarım yoktu kaldırım taşlarımdan öte..Ama sen yüreğinin başkentinde ağırladın beni..Şimdi bu sevdayı çıktığı komadan çıkarma zamanı. Tut ellerimi bulutları tutar gibi. Kapat gözlerini..Sabah uyandığında hiçbir şey olmamış gibi sesime uzan..

Biliyorum..
Anlatamadım; sana “ bendeki seni “…
Gösteremedim; adının yüreğimde ne kadar büyük yer kapladığını…
Susturamadım; vadesi dolmuş sağanaklarımı.


Gecemi gündüze çeviren kadın;
Yukarıdaki tüm olumsuz yüklemlere inat,
Ağustos sancısı tutmuş gözlerime inat,
Kurtar beni " benden" ..
Çevir yüzünü aydınlığıma..

Çünkü;
Ne ben sensiz yaşayabilirim,
Ne de sen bensiz nefes alabilirsin..."

Çünkü senle ben ; Umudun avucunda Cennet kokan NEFES'İZ..

Çünkü benle sen ; Elif'in dalında taze FİLİZ'İZ..

Çünkü senle ben ; BİR’İZ…BİZ'İZ...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ekim 2007       Mesaj #1304
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sürgüne Giden Gemi



Acılı bir mızğa sesi dolduruyor geminin
güvertesini,
O kadar ki cesetlerin denize düştüklerinde çıkan ses,
Susuyor, dinliyor şimdi bu acılı nağmeyi.

864 Ekim Allgemeine Zeitung’dan kara bir haber,
Avrupa şimdi gazete sayfalarından takip ediyor ölümleri,
859 kadar ağır bu 864, bir buharlı yarıyor dalgaları.

Tanrı taksiratını affetsin ölenlerin, ama yaşayanlar,
Şimdi yalnız ve soluk, yabancı sularda ölüme kanatlı,
Buharlı geminin güvertesinde, çoluk çocuk bekleşiyor.

Haftalarca dolaşacak bu buharlı, Akdeniz sularında,
Yolunu şaşırmış bir göçmen kuş gibi,
Karadeniz’den sonra ey Akdeniz,
Türbe olsacaksın öyle mi ?

Önceden gelenler yanaşmışlar Larnaka’ya,
Tam iki bin yüz can,
Bin üç yüzünü vermiş yabancı kıyılarda,
Açlık, susuzluk ve bulaşıcı hastalıklar, aman!

Bizim buharlı yanaşacak Larnaka’ya,
Belki kurtulacak kalanları geriye,
Ah bizim buharlının kaderi ve kederi gezinmek.

Larnaka’da şimdi ne insan hakları ne yardımseverlik,
Fransız konsolosu infazda kararlı,
“İntihar etsinler bu sıcak sularda”.

Halk korkuyor, tifo, tifüs, sarılıktan,
Bir de şu vahşi Müslüman Çerkeslerden,
Onlarda diyor “İntihar etsinler bu sıcak sularda”

Kara onay belirlenmiş bu günde,
Tarihlere geçecek bu buharlı seferde,
Yıllar sonra düşürecek aklıma, “İnsanlık nerede?”

Hazin bir tabloda masmavi sular,
Suları delip geçen o buharlı şimdi nerede?
Ufukta yeleleri meleklerin uçarmış şimdi,
Kavgasız gecelerde gitti göçenler,
Sonu belirsiz seferlerde...

isimsiz kral
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2007       Mesaj #1305
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BİR GÜN

Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
Bil ki seni düşünüyorum

Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin,açıl
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl
O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
Bil ki seni bekliyorum

Bir sabah gün doğarken aç perdelerini,bak
Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar
Kendini tadılmamış bir hazza bırak
Döküldün dudağından en mutlu şarkılar
Bil ki seni istiyorum

Gecelerden bir gece uyanırsan apansız
Uzakalarda elemli,garip bir kuş öterse
Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız
Ve bir gün kalbimde sarı çiçek biterse
Bil ki seni seviyorum


Ümit Yaşar Oğuzcan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2007       Mesaj #1306
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Giden Gençliğim



Gençliğimin artık son demindeyim
Usulca gidiyor gençliğim elden
Târifi olmayan kederlerdeyim
Alın yazımmış ne gelir ki elden

Günyüzü görmedi şu bahtsız gönlüm
Sevdâlı bakan bir çift göze hasret
Istırapla geçip gitti bu ömrüm
Dağ yüküyle çektim bin türlü zahmet

Hiç şansım olmadı sevdâdan yana
Kurumuş bir yaprak gibi savruldum
Aşkın ateşiyle ben yana yana
Çöldeki bir yolcu gibi kavruldum

Zaman ellerimden uçup da gitti
Uzak diyârlara göçen kuşlarla
Sabrım da kalmadı tükenip bitti
Ömrüm çevrelendi dik yokuşlarla

Giden gençliğim gitti gidiyor
Geri gelmeyecek bir daha aslâ
Üç günlük dünyâ bu bitti bitiyor
Sırtını Cenâb-ı Hâkk'a hep yasla.


isimsiz kral
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
2 Kasım 2007       Mesaj #1307
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
geciciasmabenikaliciold0tkBekleme vaz geçmemi unutmamı,yeni umut,
deryalarına olta atmamı.bili,yorum sisli okyonusların kaptanıyım.
önümü görmeyi beklemiyorum bende zaten.deniz feneri olmasını dilemiyorum karanlığımızda.
tüm korkuları ve riskleriyle kabullendim ben okyonusunu
gözlerimi yumdun içimdeki boranda (sana)

güneşin sabahı getirme garantisi yoktu...bu yüzden hep geceleri hep sisleri
hep ötesi yok rotalarında seni istedim

sana anlatmanın lüzumu var diye başladım susmaya,anlamadın halimden
ben...

sen anla halimden...

bir şir yazdım bak sana..kimse anlamayacak halimizden isli,sisli gecede yutacaK
tüm şahitliklerini ..duy..
ortaköy sahilinden
sise karışan acemi kaptan
şarap şişeni unuttun avuçlarımda
sarhoş bile olmadan
geceden kaçmak niye?
niye korkarsın saklı kentinde
yaşadıklarından?
niye anlatmazsın?
dön....
bırak ele versin gözlerin seni...
bırak ;beni alsın gözlerin!
ben çekerim küreklerini sözlerin....
sana yaşanmamış aşklara vuslat şiirler yazarım

ortaköy sahilinde
yüreğime sarılan kaptan
ellerim üşüdü yine........

anla halimden!! YELİZ GÜÇ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Kasım 2007       Mesaj #1308
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kırıldım İşte

Arıyormuş beni ay
Her gece, her gecenin üçünde
Cadde, sokak köşe, bucak
Soruyormuş; Nerede diye, bu kaçak.
Yağmur damlası fısıldadı, benden duymuş olma diye
Bulutların dedikodusunu duymuş.
Terkedilmiş, yalnız kalmış
Bulamamış bendeki vefayı, başka diyarlarda
Başka diyarların sevdalarında.
Arıyormuş uzun zamandır, ıssız parklarda, sahillerde
Gözlerimi, gözlerimdeki sevdalı bakışı
Olmazsa olmaz diyormuş.
Duyunca sevinçten ağladım, ne yalan söyleyeyim
Ama, ama
Ben çok bekledim, çok aradım, çok üzüldüm
Kırıldım işte, darıldım.
Gitmeyeceğim bir zaman.
Çok geceler bekledim, çok gecelerin üçünde
Gelmedi, gelmedi….
Gizleneceğim bir zaman.
Anlasın, yalnızlığın acısını
Öğrensin, aşkın beklemek olduğunu
Beklesin, özlesin bir zaman.
Ağlasın…
Gideceğim bir zaman, seviyorum yalanım yok, özledim.
Gideceğim, yine bir gecenin üçünde
Eskisi gibi.
</B>
isimsiz kral
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
2 Kasım 2007       Mesaj #1309
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
ANLADIN MI ?

Hicran destanını kendinden oku,
Mecnun'dan duyup da rivayet etme.
Aşkın Leyla'sını gördünse söyle.
Söz temsili bulup hikayet etme.

tanbut8

Yüz bin Leyla doğar alemde her gün,
Senin aradığın zevk, sefa düğün.
Tutacağın işi önceden düşün;
Daha ilk adımda nedamet etme.

tanbut8

Sevdanın oduna pek güvenilmez,
Tutuşurşan eğer kolay sönülmez.
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,
Canına kıymazsan seyahat etme.

tanbut8

İyi bak kabına, olmasın delik,
Boşuna taşırsın ,gider gündelik.
Anında olmalı, ettiğin iyilik,
Alem duysun diye, inayet etme.

tanbut8

Kabe'den maksadın varmaktır yara,
Kör gibi tapınma, kara duvara,
Hızır'ı ararsan kendinde ara,
Bulamadım gibi rezalet etme.

tanbut8

Muhabbet herkesin aklını çelmez,
Gönül viranesi kolay düzelmez.
Alemden çekinme bir zarar gelmez,
Sen kendi kendine hıyanet etme.

tanbut8

Şen şatır gönlüne hicran dolmasın,
Gençliğin gülşeni gamla solmasın.
Neyzen gibi aklın yarda olmasın,
Özründen çok büyük kabahat etme...

Neyzen Tevfik
( 1879 - 1953 )
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Kasım 2007       Mesaj #1310
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alışamadım

Küçük köhne bir eve taşındım
Sen gittin,ben buna alışamadım.
Tanrı bile unutmuşken sanki beni,
Senle beraber her şey gitti.

Ve ben buna alışamadım!!!

Her gün balkonda bekleyişini özledim,
Ama şimdi balkonum yok.
Pencereden yağmuru seyrederdik ikimiz,
Penceremde yok,yağmurumda.

Ve ben buna alışamadım!!!

Hayal ederdik yalnız bir ada ve biz,
Sakin masmavi bir deniz,
Gece mehtap ve yıldız
Şimdi kalbim sert bir buz.

Ve ben buna alışamadım!!!

O kadar çok nefret ediyorum ki benden
Kopardın gittin seni candan.
Bana ne be alına yazılandan
Ya da padişahın fermanından
Senle beraber aşk da gitti

Ve ben buna alışamadım!!!


isimsiz kral