Arama

Anlayana - Sayfa 20

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 623.632 Cevap: 3.995
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Ağustos 2006       Mesaj #191
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şu an parmaklarım sadece seni yazmak istiyor… Kalbimin seni istediği gibi..
Seni yazmak ne kadar güzelse..bir o kadar da zor…Bir bilsen bu aralar ne kadar uzaksın bana..
Sponsorlu Bağlantılar
Sana daha yakın olmak için ..Durmadan seni hayal ediyorum.. Seni..!!

Hayaller kuruyorum seninle ilgili..Hani olsaya diyorum;..
Her sabah senin kokunla açsam gözlerimi güne.. ve her sabah sana dokunsam gözlerim kapalıyken henüz… Tüm gece sıcaklığında dalsam uykuya, ve bütün gün seni görmenin heyecanıyla beklesem akşamı...
Gecelerden korkuyorum şimdi sensiz geçtikleri için..
O gün gelse…her geceyi öyle basarim ki bağrıma sen gibi!..…Ama.. ama sen yoksun …

Şu an çok güzel bir aşk şarkısı çalıyor.. Aynı şarkıyı defalarda baştan baştan dinliyorum, öyle bir an geliyorki huzuru hissediyorum ve duruyorum onu sadece hissediyorum… bir an içindeyim sanıyorum ama aslında baktığım bir resim bu… Şarkı hala çalmaya devam ediyor kim bilir belki onuncu kere dinliyorum ve hala hissetmeye devam ediyorum. …İçine girmek istiyorum bu güzel şarkının bir notası olmak istiyorum... Gücümün yetmediği şeyleri istiyorum bir notanın içinde erimek, duyulmak, sevilmek, dinlenmek sonrada tekrar çalınıncaya dek susmak kaybolmak istiyorum...

Şarkı hala çalıyor ve ben orda olamıyorum içine giremiyorum ruhum notalarında eriyip yok olmuyor. Sadece dünyadan kopuyorum bir kaç saniyeliğine..Sonra gerçeğe dönüyorum..

Senin için varolduğunu bildiğin, senin için nefes aldığının farkında olduğun bir yürekten zorunlu olarak ayrı kalmak ne zor…
Çok uzakta bir sen görürüm hayalimde, koşarım kavuşmak, koklamak, sarılmak için sana; Sonra uyanırım..her tarafım uçurum..Sanki bir adım atsam sensizlikte yok olup gidecekmişim gibi.. İşte o an ölürüm..Gözlerimden bir damla sen düşer, ağlamaklı olurum. Gecenin karanlığı korkutur, göz yaşlarım boğar beni.

İnan ki bir fısıltı gibisin karanlıkta kulaklarımda çınlayan, ruhumu, duygularımı okşayan ve kanımda damla damla akan.
Seni bekliyorum her güneş ışığında ve her gün doğuşunda.
Her kızıllığında akşamın, içime bir ok giriyor tüm bedenimi tarıyor sanki... İçim kanlanıyor, akışı yavaşlıyor…
Her akşam ümidimi kendime gömüp tutuyorum evin yolunu... O yalnız yatak, sensiz sesler ve boş içim. Sen olmadığından mı bu yabanilik diyorum bazen... Öyle evet... Senin olduğunu anımsıyorum..
Gülümserdim ben... Gülerdi yüzüm, gözlerim. Sana bakmak, bakmasam da seni hissetmek yeterdi bana… Yine hissediyorum ben seni ama ellerim havada... Boşluğu tutuyorum… Boslukta geziyor gozlerim…Ey adına ömrümü adadığım nerdesin?. Gelsen…Çok şey de istemiyorum aslında sadece son bir kez gelsen..Yumaşacık teninle sarsan beni..derin derin çeksem kokunu son bir kez içime..Çekeyim ki; bir daha gitsen de kokun kalsın üzerimde…
Bilirsin ben en çok geceleri paylaşırım sevgimi seninle... Gözyüzündeki bir yıldıza bakacağım bu gece ve bu bizim yıldızımız deyip gülümseyeceğim gecenin karanlığında.. Yüreğimi yüreğine katmış koşuyorum yine sana...Savunmasız, sakınmasız, sınırsız sevgimi haykırıyorum sana... Evet..Seni hala..ama hala Çok Seviyorum..

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ağustos 2006       Mesaj #192
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
birGULGUL duygularim10112

Sponsorlu Bağlantılar
ebayam - avatarı
ebayam
Ziyaretçi
22 Ağustos 2006       Mesaj #193
ebayam - avatarı
Ziyaretçi

Acıyı görmek mi istiyorsun? Gözlerime Bak
Acıyı görmek mi istiyorsun?


Gözlerime bak!


Dudaklarımda söyleyemediğim sana ait duyguları,


Bana her fırsatta bıraktığın yokluğunun acısını fark edeceksin.


O zaman anlayacaksın acının sende ne kadar masum durduğunu.



Ayrı yetişmiş güllerin birbirine hasreti gibi,


Umutla kurudum sensiz.


Ve sen hiç gözlerime bakıp beni sevdiğini söyleyemedin.


Oysa sırf bu kelime için kurduğum hayallerdi beni hayatta tutan


Bir boşluktan içeri girdim her gece,


Senli düşlerden sensiz karanlıklara süzülür gibi.



Ellerin nasıldı? Küçük müydüler? ve parmakların ince uzun mu?


Parmaklarını parmaklarımın arasında hissedip,


Seninle sahil boyu denizi hiç fark etmeden bir birimize bakıp yürüyemedik.


Gözlerinin yeşilinde geleceğe dair hayaller kuramadan,


sadece umut ettim gözlerini görebilmeyi.


Ve o gözlerinde ki ışıltıyla karanlık gecelerime yol göstermeni istedim.



Acıyı görmek mi istiyorsun.


Gözlerime bak!


Ve yaşanmamış boşa geçen anların hüzünlü şiir'ini oku,


Kirpiklerinden sıyrılıp yanaklarına düşen dizelerimde.



Bensiz yattığın o yataklarda benli hayaller kurma artık.


Sabahlara merhaba derken beni seven bir şair var deyip gurur duy sadece.


Ve hiç bilme o şairin senin için her gün defalarca öldüğünü.


Ve bil ki insan sevdiğiyle beraber olacak mahşerde.


Tek avuntum bu şimdilik.



Dünyada olamadığım anları mahşere bıraktım ben,


Ben seni bu dünyalık mı sevdim sandın?


Ölüm'müş,terk edilişmiş umurumda değil,gelme istersen.


Nasılsa bir gün hayat biletimi kestiğinde,


Kavuşma vakti olacak benim için ölüm.


Dudaklarımda ki acı tat?


Yoksa acı bir tebessüm mü olacak sana ulaşmayı beklemek?


Ne yazık hiç bilemeyeceğim.



Acıyı görmek mi istiyorsun?


Gözlerime bak!


Sen uzakta çok uzakta


Bensiz bir yaşamın anlamsız günlerini yaşamaktasın,


Benim gibi.



Seni seviyorum,


Gerçeğin ta kendisi bu iki kelime,


Sırf dudaklardan çıkması istenen değil de


İçimde taa içimde senin için atan bir kalbin feryadı,


Haykırışı bu sevdiğim.


Sana ulaşamasam da,


Biliyorum ki zavallı kalbim


Sana ait her şeyi saklıyor en gizli yerlerinde


Kanlı ve uykusuz gözyaşlarımın


Her gece aynalardan süzülmesi gibi acı veriyor uzaklarda oluşun.



Biliyorum beni sevdiğini


Acıyı tattığını da benden uzaklarda


Ama hiç bana sana ait bir şeyi vermedin?


Acı tek taraflı olsaydı,


Ne yürek dayanırdı ne yaşamın bir anlamı olurdu.


Ama yokluk kötü sevdiğim.


Bir beden olmak isteyen yüreklerde ayrı ayrı yaşamak kötü.



Sana her fırsatta koşmak isterken beni durdurmaların,


Yüzüne hasret kaldığım günlerde


Beni ısrarla kırışlarını hiç anlamış değilim.


Eminim yine okuyunca bu şiirimi büzeceksin dudaklarını


Ve eminim ağlayacaksın.


Ağlamak seni ben yapar sevdiğim


Ve beni sen yapanda içimde senin için yanan bir kalple yaşamak.


Her gün Üsküdar’da oturup kendimi dinlerim


Oysa konuşan sendin hep benimle,


Ne martıların vapurlara takılışı,


Ne işportacıların bağırışıydı fark ettiğim.


Ben denizi seyrederken gözlerinde boğulmayı sevdim.


Yosun tuttu gözyaşlarım sensizliğin dalgalarında.


Gözlerim ve ben her Üsküdar’a inişimizde


Bir gün seninle bir bankta oturup


Sadece ve sadece hiç konuşmadan gözlerine bakmak istedik.



Kaç zamandır bir hüzün dolaşıyor odamda.


Duvarlar bir şeyler söylüyor sanki


Adım adım yok oluşumu izliyorum


Her batan güneşin karanlığı getirmesiyle.


Sabahlara kadar uykusuz gözlerimle uzaklara,


karanlıklara bakıyorum mütemediyen


Kayan her yıldızda tek bir şey diliyorum?


Ve Senin için yalvardığım namazlarda secdeye kapanıp


Rabbime ettiğim dualarım,


Tuttuğum dilekle aynı olması ve sonra umudumu yitirmeden


Rabbimin bir bildiği var deyip


Kabul olmadığında dualarımın


Tekrar tekrar yalvarmalarım.



Seni okyanusların diplerinde


Bir midyenin içinde ki


İnciyi görme ihtimalimin olmadığı gibi kabul ettim aşkım


Ve seni hiç ulaşılamayacak dağların zirvesinde


Koklayamayacağım bir çiçek olduğunu fark ettiğimde


Tek bir şey düşündüm?



Dokunamadan tenine,


Öpemeden öpülesi dudaklarını mahşere erteledim vuslatı.


Ben o kargaşada ne yaparım bilmem ama


İnsan mahşerde sevdiğiyle beraberdir derler


Seni seviyorum meleğim.



Acımasız olan ne sensin ne de ben,


Bize gümüş tepsiyle sunulan hüzünlü bir hayat sadece


Ve kabul etmesi zor olan bu ayrılıklara katlanmak sanırım.


İnsan yaşamın değerini


Yüzü ve kalbi güldüğünde anlıyor


Anlıyor ki ölüm sadece toprağa girmek değil


Ve nefesi kesilene kadar yaşadığı her şeyin


Gözlerinin önünden geçmesi değil.


Ölüm sensizliğin sadece yaşarken verilen cezası sevdiğim.



Seni bulduğumda sevgi anlam kazandı


Her anımsadığımda yaşamamım oldu gülüşlerin


Hiç tükenmedi içimde senin için yanan ateş


Ve ben o ateşle yanmayı,


Sırf seni sevmek olduğu için


İnan bana çok sevdim.



01,08,2006


Oysa


Doğum günüme sadece 10 gün kalmıştı


Eğer yanımda olsaydın


Yaşama daha bir sıkı sarılacaktım..


Şimdi ölüm ne anlam taşıyor?


Yaşamak ne anlam?


Hiç anlayamayacağım


Sensiz bedenim toprağa girmedikçe






Ertuğrul Bayam


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ağustos 2006       Mesaj #194
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
kendi yolumu çizdiğimde anladım.
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil.
Bildiklerini bana neden anlatmadığını anladım.
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış.
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.
Sevmek ile sevilmenin yolu önce kendini sevmekten geçermiş.
Neden kendine aşık olduğunu anladım.
Acı, doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden.
Neden hiç ağlamadığını anladım.
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş.
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.
Ve sevilenle ağlayamıyor, kaçıyorsan ondan, çaresizliktenmiş.
Senin acın için odamda tek başıma hıçkırıklarla ağladığımda anladım.
Bir insanı herhangi biri kırabilir ama bir tek çok sevdiği acıtabilirmiş.
Çok acıttığında anladım.
Fakat, hak edermiş sevilen onun için dökülen her bir damla gözyaşını.
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet.
Yüreğini elime koyduğunda anladım.
Tek başına ayakta durabilecek kadar güçlüysen, yanında tutanlar varmış.
Neden hiç yalnız kalmadığını anladım.
Ve Sana ihtiyacım var, gel diyebilmekmiş güçlü olmak.
Sana git dediğimde anladım.
Biri sana git dediğinde, kalmak istiyorum diyebilmekmiş sevmek.
Git dediklerinde gittiğimde anladım.
Dostun seni bir kez terk edermiş, bin kez değil.
Aslında hep yanımda olduğunu anladım.
Ve bir kez terk etti mi seni, affetmek çok zormuş,
Ben de affedemediğin şeyin ne olduğunu anladım.
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan.
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.
Özür dilemek değil, affet beni diye haykırmak istemekmiş, pişman olmak.
Gerçekten pişman olduğumda anladım.
Affedemem, çok geç demek gururdan başka bir şey değilmiş
hâlâ sevgi varsa içinde eğer.
Tutsak kalbimin kapılarını kırıp, içine baktığımda anladım.
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış.
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.
Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi.
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.
Sevgi emekmiş, emek ise vazgeçmeyecek kadar
ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş. Anladım...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
22 Ağustos 2006       Mesaj #195
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Diner bu yağmurlar,biraz yaş kalır,
Geçer bunca yıl,bir beden kalır,
Hayat acılarla geçer hergün,
Bir gün yine herşey boş kalır.

Sitemler dökülür tatlı dillerden,
Mutluluk beklerken hep gönüllerden,
Dost bellediğim sıcak ellerden,
Geriye atılmış bir mazi kalır.

Bunca dostları ölmüş görsen de,
Gidenleri geri dönmüş görsen de,
İçimdeki yangını sönmüş görsen de,
Sevginle orada bir savaş kalır.

Tedirgin günlerdir ardında kalan,
Kirletir herşeyi tatsız bir yalan,
Bütün aşıkları koynuna alan,
Issız gecelerde bir ışık kalır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ağustos 2006       Mesaj #196
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hayat zar tutuyor biliyormusun..
Yılgın ve cok yorgunum.
İçimde acılardan kuleler
Yanlızlıkta korkutuyor beni
Neden yabancısıyım hayat oyununun
Ne gülmek istiyorum
Ne de tat almak
Beni caddeler boğuyor
Sıcak bir yürekte saklanmak istiyorum..
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #197
kambis - avatarı
Ziyaretçi
DOSTLUK
Dostluk her gün 2-3 kere telefonla konuşmak değildir...
Dostluk yapılması gereğine inanılan telefon görüşmeleri sırasında diğer insanların dedikodusunu yaparak karşılıklı bir şeyler paylaşıldığını zannetmek değildir...
Dostluk; dost bildiğin kişinin en ince detaylarını bilme ihtiyacı ve gereği değildir...
Dostluk; dost bildiğin kişinin senin en karışık detaylarını bilmesi gerektiği de değildir...
Dostluk her hafta 3-5 kere görüşmek değildir... 1 ay, 1sene, 5 sene seni aramayan, senin de aramadığın bir insanı birdenbire arayıp, dertleşmek, hatır sormak istersen ve o insan da seni geri çevirmez ve sanki daha az önce konuşmuşun gibi kaldığınız yerden konuşmaya devam ederse, ve daha da önemlisi bu 1 ay, 1 sene, 5 sene ayrılığa rağmen bu insanin başı gerçekten sıkıştığında yardımına koşacak ilk insanlardan biriysen ve ayni şekilde onun da öyle olduğunu biliyorsan EMİN OL Kİ..... O kişi senin DOSTUNDUR... Sen de O'nun...
" Her tür ilişki avuç içinde duran kum taneleri gibidir. Avucumuzu sıkmadan, gevşekçe tutarsak, kum taneleri kaymaz, durur. Avucumuzu kapatıp, sıkmaya başladığımız an kum taneleri parmaklarımızın arasından akmaya baslar. Bir kısmını tutmayı başarsanız da, çoğu akıp gider. İlişkiler de böyledir. Esneklik varsa, diğer insana saygı duyuluyor ve özgürlük tanınıyorsa ilişkiler bozulmaz. Ama diğer insanı çok bunaltırsanız ilişki de yavaş yavaş bozulur ve biter. Hayatta pek çok insanla karşılaşırsın, ama sadece gerçek dostlar senin kalbinde bir iz bırakır."
GERÇEK DOSTLARINIZI BULUP HİÇ KAYBETMEMENİZ DİLEĞİYLE!!!
KALIN SEVGİYLE VE DE DOSTLARINIZIN YÜREKLERİNİN SICAKLIĞINDA ......
Alıntı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #198
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Seviyorum Seni

seviyorum seni,
gelişlerini seviyorum.
ansızın yollarıma çıkışlarını
seviyorum seni,
getirdiklerini, götürdüklerini hayatımdan
varolma isteğini..
gülümseyişini
seviyorum seni
dudağımda bıraktığın tadı
tenimdeki sıcaklığını
hoyrat nefesini....
seviyorum seni,
öfkeni seviyorum, gizlemeni kendini
açık açık söylediklerini seviyorum..
kendini anlatma telaşını
seviyorum seni,
düşsüz gecelerini
benim diyen sessizliklerini seviyorum...
isyan gülümsemelerini
hadi çek git bakışlarını seviyorum..
seviyorum seni,
sen olduğun için değil,
benim olduğun için değil
özümde seviyorum seni...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #199
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ayrı Ayrı

Kaçamak bakışlarımız dokunurdu birbirine
suçlu suçlu yürürdük
gülmeyi konduramadan dudaklarımıza
acılarla delik deşik
bir olgunluk izlerdi gölgelerimizi
yağmur ıslatırken kaçak evi
kimsesizliğimiz ayrı ayrıydı.

Aslında yakamıza yapışmasaydı aşk
sahtekarlar cennetinde çakışmasaydı yollarımız
sen ve ben
pekala kandırabilirdik kendimizi
mutluluk oynayarak ayrı ayrı
yas
içimizde uzun yolculuğa çıkmış olurdu
ve bitmemiş olurdu takas.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ağustos 2006       Mesaj #200
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Beni Hiç Sevmedin
biliyorum sen aslında beni hiç sevmiyorsun
sevmeni istediğimden değil
sevgiye muhtaç olduğumdan hiç değil
sadece acaba dediğim oldu
söylendiğim oldu kendi kendime
sitem ettiğim de oldu
nasıl olmasın ki
düşün
o kadar emek veriyorsun
o kadar kavga ediyorsun
dönüp arkana bakıyorsun kocaman bir hiç

biliyorum sen aslında beni hiç sevmiyorsun
niye demiyorum
sebep sormuyorum
biliyorum bütün sebepleri
onurlu yaşama ve yaşatma kavgasına düştüm

beni hiç sevmediğine darılmadım biliyor musun
hayatı bilirim biraz
insanın son anda aklının başına geldiği bir yer
bu öyle bir yer ki
iş işten geçinceye kadar
göremezsin
anlayamzsın
sonra iş işten geçer
yanıldığını farkedersin
özürler dilersin
acıma duyguların da kabarır
sevgi acımak hiç değil

şimdi keşkelerin belkilerin ortasındayım
seviyor muydum sevmiyor muydum
alıştım mı sadece
yalnızlığımın tutunduğu bir dal mıydın
yokluğun icadı mıydın
boşluğa mı düşmüştüm
beni ben eden değerleri birer birer heba ettin
reva mıydı değil miydi sormuyorum
hak ettim hem de fazalası ile
ama sevgi hak etmek de değil

G