Arama

Anlayana - Sayfa 75

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 624.455 Cevap: 3.995
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mart 2007       Mesaj #741
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
siir10145

Biliyor musun?
Sponsorlu Bağlantılar
Düşler dökülür...
Düşler üşüşür...
Düşler doluşur kulaklarıma gülüşlerinden...

Üstüme yağan düşler ile
Başıma üşüşen düşler ile
Ve içime doluşan düşler ile serpilirim ben,
Bahara dokunmuş bir filiz gibi...

Biliyor musun?
Denizler bile düşlerimin rengidir...
Dalgalar, gülüşlerindir yani düşlerimin üzerinde oynaşan!

Biliyor musun?
Düşler saçılır başıma gülüşlerinden...
Ve düşlere savrulur başım
Tırmanıp gülüşlerine...

Dinlenen bir nefes gibi yayılır kumsalıma,
köpüklü dalgaların...
Bunlar; düşlerimin üzerinde oynaşan
Gülüşlerindir ya, hani adına “dalga” denen...

Biliyor musun?
Bütün bu denizler, düşlerimin rengidir
Ve işte sen o yüzden
Kendini seyreder gibi olursun baktığında denizlere.
O yüzden gözlerini lacivert sanırsın...
Saçlarını mavi...
Hatta canını, camgöbeği...
Canının göbeği bunun için köpürür düşlerimin ortasında!

Biliyor musun?
Düşler üşüşür başıma gülüşlerinden.
Masmavi düşler...
Ve buseleri çağıran dişler gibi sıralı düşler...

Muammer ERKUL

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mart 2007       Mesaj #742
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
En eski yalnızlığımdır aşk benim
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Sponsorlu Bağlantılar
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla

Sabahı olmazdı çok gecelerin
Alır, götürürlerdi beni onlar
Öptüğüm elleriyle, korkunç derin
Bir uçurumun kenarına kadar.

Sonra bırakır giderlerdi, üzgün
Bakardım sessizce arkalarından
Sonra umutsuzluk, gözyaşı ve kan.

Bütün umutlarım biterdi bir gün
Bir gecenin orsatında kalırdım
Tek başıma ben, ben ve yalnızlığım.
featherrn6Ümit Yaşar OĞUZCAN

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mart 2007       Mesaj #743
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Fotoğraflar sahte olurlar hep. resim çektiren insanlar en güzel gülüşlerini takınırlar ve kendilerini en güzel oldukları açıdan gösterirler.
Kokunu duyamam resminden ya da nefes alışında ki o ritmi hissedemem. Sadece Bakarım. Sende bana bakarsın bir "hiç"liğe bakar gibi. Ya da her şeye bakar gibi bakarsın ama bana baktığın gibi bakmazsın fotoğrafında. Bakmazsın , bakamazsın ya da bakmak istemezsin bilemem ama beni göremediğini bilirim ve gözetlerim seni resminde.
Fotoğraflar sahte olurlar hep. Her fotoğrafında güler insan , hiç bıkmamacasına. Bazen MonaLisa gibi gizemli , bazen çocuklar gibi saf , bazen istediğini elde etmiş bir insan gibi içten... her zaman gülersin. En sevdiğini kaybetmiş olsan da , istediğini elde edememiş olsan da , isteyecek bir şeyin kalmamış olsa da gülersin.
Resmine bakarak kilo almışsın ya da daha bi güzelleşmişsin diyebiliyorum ama resmine bakarken gözlerini okuyamıyorum. O gözler kimin için , nereye bakıyor bilmiyorum. Orada bana ait bir şeyler var mı bilmiyorum ?
Tenine dokunmak istiyorum. Elimi fotoğraf kâğıdında ki sen'in üzerinde gezdiriyorum. Hep o kâğıtsı tat geliyor tenime. Senin tadın senin kokun yok o kâğıtta. Bazen o kâğıtsı tat o kadar bıktırıyor ki beni ; tüm yaşama isteğimi , kalbimi , hislerimi , düşüncelerimi ve sen'i koparıp alıyor sanki benden.
Seni seviyormuyum bilmiyorum ama fotoğrafını sevmiyorum. Sevemedim. Ve sevmeyeceğim.
DrAm3vLH - avatarı
DrAm3vLH
Ziyaretçi
9 Mart 2007       Mesaj #744
DrAm3vLH - avatarı
Ziyaretçi
AŞKIMDA SEVGİMDE ANLAYANA!!!!!!!!!!
spider - avatarı
spider
Ziyaretçi
9 Mart 2007       Mesaj #745
spider - avatarı
Ziyaretçi
Biz insanların doğasında var sanırım sadece işimize geleni anlıyoruz öyle değilmi işte bende buna kızarım güzel paylaşım teşekkürler
tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
10 Mart 2007       Mesaj #746
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
"Nefsini sabretmeye alıştırabildiysen ona zaferlerini müjdele.."
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Mart 2007       Mesaj #747
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Mahkumlar

Ekseriya sabaha karşı
Kurşuna dizilir mahkumlar

Bir sünger taşına döner
Anne sütünden yapılan heykel

Bari şu trampetler çalmasa
İnsan gürültüye gitmese

Orhon Murat Arıburnu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2007       Mesaj #748
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
siir10101 cbk


siir10101


ELLERİN AVUCUMDA İKİ ATEŞ DAMLASI
Çiçeğinde yeni yeni kamaşan zerdalisi ömrümün,
gülüşümde çekirdeği sertleşmemiş ilk çağlam.
kızım benim, nazım benim,
gurbet elde sazım benim,
yalazlanmış can tanem,
körpe dalım, bir tanem.

Sisini, gözlerimin içimdeki dumanı
seziverdin de sanki;
acılandın uykunda,
sızlandın huysuzlandın...
Dudakların kurumuş, ter içindesin yavrum!
Kolsuz kanatsız kalmış
geceden beri başucundayım.
Çırpınarak anlamını arayan binlerce sözcük,
kabukları koparılmış yaralar gibi
uğulduyor beynimde.

İtiraf etmeliyim ki, yavrum,
çekip gitse de bir bir
ekmeğe, özgürlüğe, insanlık ve hayata dair
içimi dişleyen düşünceler,
senin bir gülücüğün şimdi
yaşamam için bana yeter.
Geceden beri başucundayım..
İşte, sabaha dayandı gün!
Aşsız, işsiz, kuruşsuz
bir ıssız bayırdayım.

Bebeğim, canımın kıvırcığı,
boranda, fırtınada sürgün vermiş tomurcuk.
Üzüm tanem, nar tanem,
acar yanım, bir tanem..
Kim kime, dum duma bir tufandayız;
günlerin ağzında kara bir gül
dikenleri tenimize dayanmış.
Ürkütülmüş, sarılmış, acıyla sınanmışız..

İnim inim uykunda nasıl da yalnız
yanıyor yüzün yavrum,
yüreciğin kaşlarında tütüyor,
ellerin avcumda iki ateş damlası.
Tutuşmuş rüyaların, sesin duyulmaz,
kendi kollarımızdan başka
saranımız yok bizim.

Yazım benim, güzüm benim,
yemin olmuş sözüm benim.
Sana kuş bulmalıyım,
sana düş bulmalıyım,
gidip iş bulmalıyım...

Koynunda çırpınırken böyle çaresiz
kahrınla tanıştırdın bizi ey hayat
zehrinle tanıştırdın.
Alışılmaz bildiğimiz nefrete alıştırdın!
Onurumuz...
Senin için sakladığım tek servetim bu yavrum.
Süt olmaz, aş olmaz, iş olmaz onurumuz.
Sızım benim, gizim benim,
gurbetelde izim benim.
Ateş almış taş altında kalmışız,
gün olur hesabını sorarız elbet.


Nihat BEHRAM
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2007       Mesaj #749
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
cicek0143ig


Yağmurlu bir gece çal kapımı.
Açınca karşımda göreyim seni.
Islanmış ol,sırılsıklam,yorgun,
Kucaklayıp yuvama koyayım seni.

Yağmurlu bir gece çal kapımı.
Yapışsın saçların sarsın alnını.
Bir titreme sarsın dudaklarını,
Nefesimle ısıtıp,yakayım seni.

Yağmurlu bir gece çal kapımı.
Şöminemiz yansın köşe başında.
Yaklaş,yavaşça soyun,gel kollarıma,
Bir damla su gibi yutayım seni.

Yağmurlu bir gece çal kapımı.
Dolaşalım çılgınca sokakları.
Geçelim çamurlu yollardan,
Baharlara,yazlara götüreyim seni.

Yağmurlu bir gece çal kapımı.
Şimşekler çaksın,yaksın bulutları.
Paramparça geceler darmadağın,
Aydınlık şafaklara çıkarayım seni.

Yağmurlu bir gece çal kapımı.
Bir duman,sis kaplasın her yanı.
Açılsın gökkuşağı geçelim altından,
Yeni bir dünyaya götüreyim seni.

Yağmurlu bir gece çal kapımı.
Bitirelim o gün bütün ayrılıkları.
Bir damla ateşle dudaklarımdan,
Yakayım,kül edeyim,savurayım seni
.


BOLAT ÜNSAL
the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
10 Mart 2007       Mesaj #750
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi
GeL

Gülüşünün kokularında teslim ettim sana kendimi,
Ellerini kaldırdı gözlerim bakışlarının sesinde,
Kelepçeye vuruldu kalbim senin yokluğunda
Darbe oldu içimde tutuklandı hislerim.
Konuşma yasağı getirildi dilime,
Yazıyorum bende kokunu sonsuz yapraklı, kareli defterime.
Sonsuzuncu sayfadaki son kareyi düşün şimdi,
İşte orası sevgimin bittiği köşe.

Bir rüzgar eşliği ile gel, bir yağmur ile gel
Gel yürüyerek adım adım yaklaş.
Beraber kaldıralım darbeyi gel,
Gücüm kalmadı tek yapamam gel
Gel yıldızların üzerinden,
Fark etmez sen yeter ki gel.
Son kareyi hiç göremezsin ki gel.
Çöz kelepçeyi, kaldır darbeyi
Tut gözlerimin elini yavaşça indir.

Kokla defteri, aç birinci kareyi oradayız daha…

Emrah Öztürk