Arama

Gülben Ergen - Sayfa 3

Anket Gülben Ergen'i Seviyor musunuz?

Evet
 
39 Oy
60.00%
Hayır
 
6 Oy
9.23%
Beni ilgilendirmiyor
 
20 Oy
30.77%
Güncelleme: 1 Şubat 2017 Gösterim: 999.698 Cevap: 272
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
6 Temmuz 2008       Mesaj #21
kutsal54 - avatarı
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
Sürpriz Düeti Atlas da İzledi
Oğlu Atlas'ın ilk kez sahnede izlediği Gülben Ergen, bir şarkıda da Mazhar Alanson'la düet yaptı.
Sponsorlu Bağlantılar
Gülben Ergen, 2008 yazının istanbul'daki ilk konserinde Kuruçeşme Arena’da sahneye çıktı. Sanatçı, hayranlarına ilk sürprizi, özel tasarlanmış sahnesi ile yaptı. Kuruçeşme Arena’nın sahnesi catwalk ile uzatılmış, içine yerleştirilen basamaklar ile orkestra ve dansçılar için farklı alanlar yaratılmış ve özel olarak ışıklandırılmıştı. İkinci sürpriz ise Ergen’in özel tasarlanmış rasta saçlarıydı. Konserin ilk bölümünde Serdar Başbuğ imzalı kostümü ile çıkan Ergen ikinci bölümde Canan Yaka imzalı kostümünü giydi.




MAZHAR'LA DÜET
Konserin büyük sürprizi Mazhar Alanson sahneye çıkmadan önce, Gülben Ergen’in Alanson’a sürprizi vardı. Gülben Ergen MFÖ’nün “Mecburen” şarkısını seslendirdi. Ve ardından Mazhar Alanson sahneye geldi, iki ünlü isim birlikte “Yandım Yandım” şarkısını seslendirdi. Gülben Ergen’i izleyenler arasında ünlü sanatçının annesi Gülser Ergen ile Atlas Bebek de yer aldı. Torunu Atlas’ı kuçağına alan anne Gülser Ergen, “En mutlu anımı yaşıyorum" dedi.

Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 01:06 Sebep: sayfa düzeni
hülya__ - avatarı
hülya__
Ziyaretçi
12 Temmuz 2008       Mesaj #22
hülya__ - avatarı
Ziyaretçi
Gülben Ergen, annesinin dövüp çöpe attığı Can bebeği, ziyaret etti.
Gülben Ergen, Alanya'da annesinin dövüp çöpe attığı Can bebeği, Alanya Çocuk Esirgeme Kurumu'nda ziyaret etti.
Sponsorlu Bağlantılar
Ergen, Can bebeğe kıyafet ve oyuncaklar götürdü. Can bebekle yaklaşık iki saat geçiren Ergen yandıktan sonra tedavi edilmediği için parmakları birbirine yapışık olan bebeğin elini de Amerikan Hastanesi'nde ameliyat ettireceğini söyledi. Ergen, Can bebeğin bütün masraflarını karşılayacağını ailesine teslim edilmediği takdirde ise eğitiminide üstleneceğini açıkladı.

Gülben ErgenGülben Ergen

Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Ağustos 2013 08:00 Sebep: sayfa düzeni
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
20 Temmuz 2008       Mesaj #23
kutsal54 - avatarı
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
“Atlas’ın annesiyim, gerisi hikaye''
MsXLabs.org

Televizyon programı, konserleri, reklam filmleriyle gündemden düşmeyen Gülben Ergen: “Şu anda biri siz kimsiniz dese ‘Atlas’ın annesiyim’ derim. Gerisi hikaye...”


Gülben Ergen ile buluşmak kolay olmadı. E-mail’ler, telefonlar, mesajlar, sonra yeniden telefonlar... Nihayet evinin kapısındayım. Orman içinde, kocaman bahçeli, çok ferah bir ev... Kapıdan girdiğimde karşımda kucağında bebeği, neredeyse makyajsız, sade bir kadınla karşılaştım. “Aç mısın, Allahaşkına bir şey ye” diyen, bahçesinden biber koparıp ikram eden, çocuğuna şeftali rendelemek için izin isteyen bir kadın... Hoppala, ben Gülben Ergen’e gelmiştim. Meğer artık o Atlas‘ın annesiymiş.
Ekranda göründüğünden daha zayıf, sandığımdan çok daha rahat ama çok çok kontrollü, çok profesyonel, çok dikkatli... Aldık kahveleri (O bitki çayı içti galiba) ormana karşı havuzun şıkırtıları arasında konuştuk. Neşeli, hareketli, matrak bir kadın. Çok çok güldük. Hele Mustafa Erdoğan‘la aralarındaki farklara...
Arada Atlas’a mama yedirdi, beni bahçesinde gezdirdi, bostanını gösterdi. Hani sanki hep tanışıyormuşuz, arada sırada buluşuyormuşuz gibi...
Bir sürü şeyden konuştuk ama en çok geçirdiği değişimden. Alaturka bir solistten modern şarkıcıya dönüşmesi, hırslı bir yıldızken şimdi kendini yalnızca “Atlas’ın annesiyim” diye tanımlaması... Nereden nereye evrildi, ne oldu ne bitti, bilmiyorum. Ama gördüğüm şu: Çok mutlu ve huzurlu bir kadın var karşımda.

Bence ben evlenmeden önce değiştiğim için bu güzellikleri yaşıyorum. Daha önceden değişmişim ki bu insan karşıma çıktı.

Evlendikten sonra değiştiniz mi?

Bence ben evlenmeden önce değiştiğim için bu güzellikleri yaşıyorum. Daha önceden değişmişim ki bu insan karşıma çıktı.

Evliliğinizle ilgili, siz burada oturmuşsunuz Kral TV seyrediyorsunuz, Mustafa Erdoğan da kenarda Marx okuyor gibi bir görüntü var.
Aynen öyle. O her gördüğü dağa tırmanmak istiyor, ben Bali’de masaj yaptırmak... Ama birbirimize ayak uyduruyoruz. Gülüyoruz, çok eğleniyoruz. Başka dünyaları öğreniyoruz. Mustafa herkese küs bir adamdı, kimseyle konuşmazdı. Babası bir gün dedi ki bana “Biliyor musun, Mustafa’yı gülerken görmüşler”.
Mustafa tereyağlı yemek istiyor, ben ille zeytinyağlı. Ben yeşilliklerle dolu sofra yapıyorum, Mustafa “Ne yemek var?” diyor. Nasıl ne yemek var? Semizotu, enginar, kereviz... “Tamam işte, yemek ne var?” diyor. Daha ne anlatayım size, adam siyah pantolon ve siyah tişörtle yaşıyor. Dolaplarımızı göstereyim, çok eğlenirsiniz. Benim kocaman bir dolabım var, onun küçücük, içi de siyah dolu. İki tane beyaz gömleği var; birini Yılmaz’ın düğününde giymişti, öbürünü bizim düğünümüzde. Benim pilates hocam geliyor, alaycı alaycı bakıyor. Ben de sporumu yapıyorum, doğumdan beri 20 kilo verdim, 38 bedenim kardeşim, niye bana saygı duymuyorsun?

Nesini beğenmiyor pilatesin?

Çünkü o önce bir buçuk saat koşuyor, gelince bir o kadar egzersiz yapıyor. Burnundan şıp şıp ter akacakmış. Yahu ben terleyemeyen bir tipim. “O spor değil” diyor. Yürüyoruz beraber, o koşuyor. “Ya Mustafa yürüyebilir miyiz iki dakika?” Sonra ben geride kalıp küsüyorum. Sohbetimize bak, “Senin yağ oranın kaç?” Yok artık! Ne alakası var şimdi?

İlk nerede gördünüz onu?

Gösterinin selamında. Sonra da okuluna gittim iş için.

Ve “Bummm!” mu?
Kadınsı bir iç ses... Ne kadar düzgün bir adam olduğunu ve babalığın ne kadar yakışacağını, evlenilmesi gereken bir erkek olduğunu düşündüm. Kalbim hep öyle çarptı ona.

Kim kimi tavladı?
Ben Mustafa’yı tavladım bariz bir şekilde. Ben tanıdıkça güzelleşirim. Mustafa’nın popülerliğin getirileriyle işi yok, başka bir dünyası var. Mustafa’nın NTV’den Powertürk’e geçiş yolculuğu bu...


“Mustafa çok konuşmama kızıyor”

Onun için Gülben Ergen’den Gülben olmaya nasıl geçtiniz?
İlk zamanlar rahat teslim olmadı ilişkiye. Önyargılarını kırması zordu. Sonra tanıdıkça karşılaştığı Gülben, bana çok bağlanmasına sebep oldu. Bu kadar kalbine dokunabileceği birini beklemiyordu.

Bundan 10 yıl önce karşılaşsanız yine aynı şey olur muydu sizce?
Bence birbirimizin kıymetini bilemeyebilirdik.

Eski size bakınca, o polemiklere filan, “Üf, ne yapmışım?” diyor musunuz?
Dozu kaçtığında üf ki ne üf. Konuşacak başka bir şeyin mi yokmuş be kadın!

Yok muymuş?
Bilemedim, herhalde öyle.

Şimdi biri laf atsa o topa girmez misiniz?
Katiyen. Artık sormuyorlar zaten.

Bunda Mustafa Erdoğan’ın da etkisi var mı?
Hayır. Mustafa’nın genelde haberi olmuyor, duyduğu zaman da uzaylı uzaylı bir soruşu var: “Niye böyle bir şey söylüyorsun?”


En çok neyinize kızar?
Çok konuşmama. Bir de çok planlı programlı olmama. O tam tersi.

Siz onda nelere kızıyorsunuz?
Her şeye kızar Mustafa ya... Kızmaya yer arar yani. Ben ona okul bitti, evdeyiz diye hatırlatırım. Çok kızar, abartır, surat asar, insanın burnundan getirir. Ben küslükten çok sıkılırım, bir saat sonra barışalım isterim.
O böyle yağlı ballı küser.

Gerçekten farklısınız...
Gerçekten. Ben zeytinyağlı, o tereyağlı. Her şeyimiz farklı. Soframız, sohbetimiz, yaşama bakış açılarımız...

Sizi bir arada tutan ne?
Bu farkın bizi aşık ettiğini düşünüyorum. Ortak noktamız aşk ve Atlas.

“Bir daha çalışamayacağımı sandım”
Bebekten sonra ilişkiniz aynı mı? Yoksa öncelikle Atlas’ın annesi ve babası mısınız?
Aynen öyleyiz. Var olan ilişkinin devam etmesi söz konusu değil çocuktan sonra. Yapabilene helal olsun ama ben bilmiyorum. Başka bir ilişki, başka bir hayat başlıyor. Bizim en önemli şansımız, Atlas’ın aynı oranda önceliğimiz olması.

Sizin gibi fiziğiyle fazlasıyla ilgili biri hamilelikteki o deformasyonu nasıl karşıladı?
Saçını boyayamıyorsun, tüm giyim kuşamın iç çamaşırlarına kadar değişiyor, topuklu yok. Yakışmıyor işte, güzel olamıyor insan. Belki şirin olabilme ihtimaliniz var. Ama Mustafa harikaydı bu zamanlarda. Ona minnet doluyum.


Siz anne olduğunuzu ne zaman anladınız? Hamile kaldığınızda mı, doğum yaptığınızda mı, Atlas’la baş başa kaldığınızda mı?
Ben doğduğumda anneymişim meğer de haberim yokmuş. Çok şaşırttım etrafımdakileri. Elim hamur gibiydi, yıkarken, emzirirken...

Annelikten önce sahneye çıkmakla sonrası arasında fark var mı?
Doğumdan sonra bir ara hiç çalışamayacakmışım gibi bir duyguya kapıldım. Mesela şimdi Atlas yukarıda oyun oynuyor ve ben sizinle konuşabiliyorum. Öyle değildi ilk sene.

Nasıldı?
Nefes alıyor mu diye bakıyordum sürekli. Doktoru arıyordum “Niye uyuyor?” diye. Ekibim “Altı ay sonrasına iş aldık” diyordu, donuk gözlerle bakıyordum. Bana “Olympia’da çıkacaksın” deseler, “Ben bir Atlas’a bakayım, gazı çıktı mı?” halindeydim.

Doğumdan sonraki ilk konseriniz nasıldı?
Çok korkunçtu, ay ne olur anlatmayayım. Kıbrıs’ta ve Günay’da çıkmıştım. Aklım burada kaldı. Elimde süt cihazı, kuliste süt çekiyordum, onlar dipfrize konuyordu. Rezil olduk otele. Hiç konsantre değildim, kıyafetim de güzel değildi, saçım da... Çünkü ben orada değildim.

Madem hazır değildiniz, neden çıktınız sahneye?
30 kişilik bir orkestram var, menajerim var, kuaför, makyöz... Hayırlı olsuna geldiler ama kibarlık bir yere kadar. Bir ordu insan benim çalışmamı bekliyordu.

Peki şu anda kapıdan sizi hiç tanımayan biri girse ve siz kimsiniz dese...
Atlas’ın annesiyim derim. Gerisi hikaye.

Atlas’tan başka bir bebeğin de annesi olacak mısınız?
Mutlaka. Bir tane daha inşallah.

“Mustafa’ya göre dans etmem için spagat açmam lazımmış. Bu saatten sonra o kadar esneyemeyeceğim!”
“Sürpriz”den memnun musunuz?
Çok memnunum, kendimi çok iyi hissediyorum. En son bir gündüz programı yaptım, “Gelinim Olur musun?”daki Caner kafasında bardak kırdı. Ben “Aaaa” deyip reklam soktum, bana dediler ki “Şu anda reklam sokuyorsan sen bu işi yapma.”

Ben niye buradayım dediniz mi orada?
Evet, dedim. İyi gelmedi o program bana. Seyircinin beklentisi değişmişti. Ben değişemedim.

“Sürpriz” reytingler açısından pek önlerde değil.
Biz eğleniyoruz. Reytigimiz de iyi olsun çok istiyoruz ama “İlle de Roman Olsun” bizi geçiyor, ne yapalım.

Okan Bayülgen artık programda dans etmemenizden şikayetçi.
Birkaç programda dansı denedim, seyredince beğenmedim kendimi. Küçücük provalarla olmaz bu iş. Öyle de bir adamla evliyim ki, Türkiye’de dans üzerine tek!

Sizi eleştirdi mi?

Mustafa tanıdığımdan beri beni eleştiren bir adam. Ama o benim dansımı eleştirmez bile! Çünkü Mustafa’ya göre dans edebilmek için spagat (İki bacağı 180 derece açarak yere oturma) oturabiliyor olmak gerek bir kere.

Amma da faşistmiş!
Ne faşisti, Hitler! 35 yaşındayım, o kadar esneyemeyeceğim bu saatten sonra. İstesem değil spagat, kafamın üstünde dönerim. Ama hangisine yetişeceğim? Hayatımın bütün önceliği çocuğum. Albümüm, konserim, program... Şimdi ben hangi arada spagat açacağım?

“Yıllar önce liposuction yaptırmıştım, çok pişmanım. Onun yerine spor, masaj, yoga yapsana!”
Alaturkalıktan modernliğe geçiş diyebileceğimiz bir dönüşüm var hayatınızda ve sanırım bu “Dadı” ile başladı.
O kadar akıllı geçinirim, o işi anlamamıştım ben. “Marziye”yi yapmışız Kadir İnanır’la, yer gök inliyor. O sıra bana “Dadı”yı teklif ettiler. Bütün alaturkalılığımla “Bana hizmetçi rolü mü teklif ediyorsunuz, teessüf ederim” dedim. Orijinal DVD’sini yolladılar, gene hazzetmedim. Kenan Işık’la Haldun Dormen’i duyunca çok heyecanlandım. Deneme çekimine tamam dedim. O bandı aldım, fikirlerine çok inandığım komşularıma izlettim. Aman bunlar bir gülsünler, bir beğensinler. Meslek hayatımın dönüm noktası oldu.

O eski hallerinize bakınca ne düşünüyorsunuz?

Hepimiz resimlerimize baktığımıza saçma bir hal görmez miyiz? Kaş almayı, saçınıza hangi tonu yakıştığını bilmezsiniz. Kişiliğin oturması çok uzun zamanda oluyor. Kendimi nasıl iyi hissettiğimi ben uzun zamanda anladım. Ne kadar şıkırtılı, renkli, tüylü şey takarsanız o kadar parlayacağım zannediyorsunuz. Halbuki parlayan benim. Asıl ışık bende.

“Şarkılarımın kayıtlarını dinleyenler ‘Bu iş olmaz, sen TV’ye devam et’ dedi”

Bunu ne zaman keşfettiniz?
Galiba Nihat (Odabaşı) ilk fotoğraflarımı çektiğinde. Bir gün sete geldim, üzerimde eşofman var. Makyaja başladık, böyle kalsın dedi Nihat. Delirmiş herhalde dedim içimden. Resimleri görünce anladım.

Fazla süse gerek duymamak, kendine daha fazla güveniyorsun mu demek?
Kesinlikle. Bunu zamanla anlıyorsunuz. Hele ki böyle bir işte... Şu dudak çerçevesi kadar kabus bir şey var mı? Nasıl çekerdim onu böyle bastırarak... Bir saçımla çok oynamadım Allah’tan bir de estetikle. Sadece liposuction için kandırdılar beni.

Pişman mısınız?
Çok pişmanım. Spor varken, diyet, yoga varken... Gördük sonra dağ yamaç görüntülerimi. Ameliyatı iyi tutmak için çok önemli bir bakım süreci var; masaj, egzersiz. Bunları ameliyat olmadan yapsana!

Sadece fiziksel değildi değişiminiz. Şarkılar da fanteziden popa geçti sanki.
Modernleşti müziğim evet ama pop müzik albümleri kadar dans ettirecek bir müziğim yok. Söylediğin müzik değiştiğinde sen de onunla beraber değişiyorsun. Sahnem de değişti, kostümlerim, konser verdiğim mekanlar... Batı orkestram olduğu gibi Türk sanat müziği sazlarım da var. Bu karışım benim zaten.

Assolist olacağım diye mi çıkmıştınız yola?
Yok, güzel şarkılarım olacak diye. Daha yeni yeni sahneye çıkıyordum. Ne yaptım ne ettim Selami Şahin’den bir şarkı aldım. Çünkü televizyonda şarkı söylemem için bandımın olması lazım. O sıralarda annemle bir tatil köyünde Şehrazat’a rastladık, annem git konuş dedi. Derdimi anlattım. O da beni Aydın Oskay’a yolladı; “Unkapanı’nın en namuslu adamı, en doğrusunu o söyler” dedi.
Şarkıları da almışım ya, gittim hemen. Aman! Kabus ötesi bir kayıt! Senin ne haddine Selami Şahin, lay lay bir şey okusana! Aydın Oskay dinledi, “Olmaz, sen televizyona devam et” dedi. Ay ben ölmek istedim o anda, hiç ummuyordum.

Ve...
O sırada da Maksim’de, Çakıl’da da sahneye çıkıyordum. Hani güzel kız, sahneye çıkartıyorlar durumu.

O sesle şarkı söylüyorsunuz ve kimse bir şey demiyor mu?
E ne diyecekler canım, altı tane şarkı söyleyip iniyorum. Sonra Erdem Siyavuşgil’i buldum. Az kalsın operacı kadının kulağını bozuyordum! Ama çok çalıştım.

Erdem hanım ben sana ders veremem demedi mi?
Dedi tabii. Çok sevdiği bir kedisi vardı Mestan diye, kedili bir kart aldım, “Ben de sizin Mestan’ınız olabilir miyim?” yazıp kapısının altından attım. Ben bıktırırım insanı. Hem gönlünü çalarım hem yapışırım.

Peki bugün?
Fena olmadı galiba! İyi şarkıcıyım ben şimdi. Bayağı güzel şarkı söylerim.

“Efe Özal’ın kanalında Turgut Özal ile beraber gezdik, gene de deneme çekimlerinde seçilemedim”
İlk filminizden bu yana 20 yıl geçmiş. Bu 20 yılın muhasebesini yapmanızı istesem...
Umduğumdan fazlası oldu. Çok çalıştım, aklıma ilk gelen bu. Bir gecede bir şarkıyla, bir yarışmayla, bir filmle şöhret olmadım. Patlamadım yani! Lisede okurken Hürriyet’in Sinema Güzeli yarışmasında ikinci olmuştum, ilk filmimi o zaman yaptım. Sonra diziler... Osman Seden bana bugünleri söylerdi, “Dikkat et, şarkıcılığın oyunculuğunun önüne geçmesin” derdi. Dediği aynen oldu.

Mırıldanıyor muydunuz sette?
Tabii canım. Benim bardakları mikrofon haline getirme durumum çocukluğumdan beri vardı.

Sinema Güzeli yarışmasına girmek, bu bardakları mikrofon haline getirmenin sonucu muydu?
Hani mahallenin güzel kızı durumu vardır ya, Caroline derlerdi hep bana. Arkadaşlarım çok söylediler yolla resmini diye.

Sadece orada kraliçe olmak mıydı amaç?

Hayır, annesi babası boşanmış bir kız çocuğu olarak başarılı olurum düşüncesiydi galiba. Çalışmayan bir annenin çocuğu olarak bu boşanmadan güçlü bir kadın olmayı öğrendim. Kendi ayaklarımın üzerinde durmalıyım, bir ayakkabı beğeniyorsam mümkünse onu kendim almalıyım.

Neden muhasebeci olarak kendi ayaklarının üzerinde durmak değil de bu iş?

Bir tarafım oraya, bir tarafım buraya giderdi. Babam gibi bir işadamının kadın versiyonu olayım da isterdim. Girişkenliğim, bilmişliğim, tak tak tak halim babam. Bankada staj yapardım, harçlığımı fazla mesaiyle artırırdım. Çok ataktım. Arada pazarda limon satabilme, vapurda kalem satan adamlardan olma ihtimalim vardı. Öyle bir ataklık yani! Turgut Özal’ın korumalarını yarıp karşısına çıkmıştım mesela.

Nasıl yani?
Efe Özal’ın Kanalmarket diye bir kanalı vardı, hani böyle tencere, çatal bıçak satan. Orada deneme çekimine girmiştim, bir baktım Cumhurbaşkanı Turgut Özal... Oğlunu ziyaret edecek, korumalar falan var. Çok istedim onunla tanışmak. Artık ne yaptımsa aradan sıyrıldım, yanına gittim. “Kimsin sen?” dedi. “Efendim, ben buraya deneme çekimine geldim.” Mümkünse torpil yaptıracağım. Sarıldı bana, bütün kanalı beraber gezdik.

Sonuç?
Gene de seçmediler beni.

Bu enerji doğuştan mı var, yoksa sizi bir şeyler kamçılıyor mu?
Galiba doğuştan. Mesela benim için çok uyumanın adı malaklıktır, hiç tahammül edemem. Ben dört-beş saat uyurum, tabii Atlas’tan sonra... Eskiden “Sekiz saat uyumazsam gözaltlarım bilmem ne olur” diye saçma sapan şeyler söylüyordum, bu “Dört-beş saat uyurum” fiyakaları Atlas’tan sonra çıktı. Yorgun uyumayı seviyorum



Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 01:06 Sebep: Link yenilendi.
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
5 Ağustos 2008       Mesaj #24
kutsal54 - avatarı
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
Büyük Ankara Festivali’nin 3. gününde sahne alan Gülben Ergen, Başkentlilere unutulmaz bir gece yaşattı...

Performansıyla konsere katılanlardan büyük alkış alan ünlü sanatçı Ergen, Türkiye'de son zamanda meydana gelen olaylar ile ilgili birlik ve beraberlik çağrısı yaptı.

2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Türkiye'ye destek vermek amacıyla söylediği 'Avrupa' şarkısını Başkentliler ile birlikte söyleyen Ergen, konser alanını dolduran binlerce seveninden tedavi gördüğü hastanede hayatını
kaybeden Osman Yağmurdereli için dua istedi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen 'Büyük Ankara Festivali'nin 3. gününde sahne alan Gülben Ergen, konser alanını dolduran binlerce sevinene unutulmaz bir gece yaşattı.

Sevilen şarkılarını konsere katılan sevenleri ile birlikte söyleyen ünlü sanatçı Ergen'e, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek günün anısına plaket verdi.

Havai fişek gösterileri arasında konserine devam eden Gülben Ergen, Türkiye'de son zamanlarda meydana gelen olaylar ile ilgili birlik ve beraberlik çağırısı yaptı.

'Benim çok kıymetli dostum ve yegane kalmış tek dostum' diye bahsettiği Osman Yağmurderili'yi kaybetmekten dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiren Gülben Ergen, "Bugün hepinizin çok sevdiği, benim çok kıymetli dostum ve yegane kalmış tek dostumu bugün toprağa verip buraya geldim. İlk defa böyle bir şekilde huzurlarınıza çıktım.

Bana çok yardımcı oldunuz çok teşekkür ederim sizlere. Dualarınızı Osman Yağmurdereli'den eksik etmeyin.

Ülkemizin yaşadığı bütün bu zorluklar için sanki elele olmamız gerekiyor gibi bir duygu var içimde. İstanbul'da olan patlama, Antalya'daki bitmeyen yangın, Konyada'ki bina çökmesi gibi. İnsanlarımız, küçük kızlarımız vatandaşlarımız ölüyorlar.

Ama profesyonel olmak sizlerle böyle neşeli olmak bu konseri böyle bitirmek sayenizde oldu. Teşekkür ediyorum hepinize" dedi.

Duygularını gizlemekte zorlanan ünlü sanatçı Gülben Ergen, konserine 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'na Türkiye'ye destek olmak amacıyla söylediği 'Avrupa' adlı şarkısını söyleyerek tamamladı.

Konserden Resimler

Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 01:06 Sebep: Link yenilendi.
hülya__ - avatarı
hülya__
Ziyaretçi
10 Ağustos 2008       Mesaj #25
hülya__ - avatarı
Ziyaretçi
fft17 mf81830

Hayatının en zor konserini verdi
Gülben Ergen Kıbrıs Kaya Artemis’te verdiği konserde gözyaşlarını tutamadı. Dostu Osman Yağmurdereli’nin vefatından dolayı oldukça üzgün olan Gülben Ergen, sahnede zor anlar yaşadı.
Ergen sahneye çıkmadan önce yaptığı basın toplantısında “Bugün hiç iyi değilim. Hayatımın en zor konserini vereceğim. Kaya Artemis ile anlaşmam olduğu için profesyonelce sahneye çıkıyorum. Çok yakın bir dostumu kaybettim. Dün de onun yanındaydım” dedi. 19 yıllık sahne hayatının en zor konserini verdiğini söyleyen Ergen, kötü bir gün geçirmesine rağmen sahnede performansıyla izleyicileri kendine hayran bıraktı.
Sahnede sürekli ağlayan Ergen “Bugün benim için çok zor bir gün. Lütfen ona bir alkış gönderin” diyerek seyircilerden alkış istedi. Sahneden inen sanatçı, sabah ilk uçakla Yağmurdereli’nin cenazesine yetişmek için İstanbul’a geldi.
hülya__ - avatarı
hülya__
Ziyaretçi
12 Ağustos 2008       Mesaj #26
hülya__ - avatarı
Ziyaretçi
22EC60B01C4519419DE11ED8r

GÜLBEN üçüncü oldusp
sp
Gülben Ergen'in rol aldığı deodorant reklamı, Marketing Türkiye dergisinin 'Kampanyalar' sayfasında en çok beğenilen işler arasında üçüncü sırayı aldı.

DOĞRUYMUŞ
Son albümü 'Aşk Hiç Bitmez'in çıkma arifesinde reklamlarda boy gösteren Ergen, "Önemli olan inanırlılık. Ben hayranlarım neye ilgi duyuyorsa o ölçüde karar veriyorum. Bu liste ile de ortaya çıkıyor ki, doğru bir kampanyada doğru bir şekilde yer almışım" dedi.
hülya__ - avatarı
hülya__
Ziyaretçi
14 Ağustos 2008       Mesaj #27
hülya__ - avatarı
Ziyaretçi
Ünlülerin Gülben Ergen hakkındaki düşünceleri:

..SEZEN AKSU..: ilk günden bu yana onun destekçisiyim ve arkasındayım (Hatta Gülben ablaya köyün delisi diye lakap bile takmıştı)
..AJDA PEKKAN..: çok azimli, çalışkan, güzel ve başarılı onu çok seviyorum

..YILDIZ TİLBE..: onu çok ama çok seviyorum..Gülben'e sataşanlar onun başarısını,azmini, güzelliğini çekemedikleri için sataşıyorlar..Gülben'i çok sevdiğim ve iyi tanıdığım için ona özel besteler yapıyorum

..BETÜL DEMİR..: Türkiye'de sadece Gülben Ergen'i örnek alıyorum

..YALIN.. bestelerimi paylaşabileceğim tek isim Gülben Ergen'dir, bu yüzden Aşksın Sen'den sonra son albümüne de 1 şarkı vereceğim

Şehrazat: "Bestelerimi en iyi yorumlayanlardan biri Gülben Ergen'dir.Onu çok seviyorum.İçime sokasım geliyor.Kardeştende öte benim için.İkinci albümü için Kim ne derse desin'i verdim gülbene.İlk okuyuşunda beğenmedim.Aldım kağıdı elinden attım çöpe.Gülben gitti çöpten kağıdı çıkardı ikinci kez tekrar okudu..İkinci okuyuşunda çok başarılı buldum.Verdiğim son şarkılarımıda çok iyi yorumluyor.yorumunu ama özellikle kendisini çok seviyorum"..

2003 şenay düdek-şehrazat röprotajı

Demet Akalın:"Mankenlikten şarkıcılığa geçen ilk isim Gülben Ergen.Gülben tüm manken şarkıcıların öncüsü..Hepimiz ondan cesaret aldık.Özellikle ben Gülbeni çok tebrik ve takdir ediyorum..onun azmini,çalışkanlığını kendime örnek alıyorum"
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
15 Ağustos 2008       Mesaj #28
kutsal54 - avatarı
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
Gülben Ergen RÖPORTAJI

Okan tam bir yayık ayranı

Gülben Ergen'in yapımcısı Okan Bayülgen'le ilgili açıklamaları tartışma yaratacak cinsten.

Dün akşam son kez "Gülben Ergen'le Sürpriz" programıyla ekrana gelen Gülben Ergen, "Programım kaldırılmadı, anlaşmam 13 bölümdü, bitti" dedi. Ergen'in yapımcısı Okan Bayülgen'le ilgili açıklamaları ise tartışma yaratacak cinsten: "Okan bazen yayın günü konukların kim olduğunu öğrenirdi. Akış neymiş, reklam ne zaman girecekmiş, kim ne şarkı söyleyecekmiş, ne yapacakmış, bizimki bihaberdi. Tam bir yayık ayranı."
Eşinizle aranız nasıl?
- İyiyiz... (Gülüyor) Aralarda görüşüyoruz. Kışın sürekli birlikteyiz Mustafa ile. Yazın ise çalışıyoruz. Bir araya gelebilmek için neredeyse gün sayıyoruz. Buluştuğumuzda da her şey çok keyifli oluyor. Her andan durum komedisi yaratan çift olduğumuz için bol kahkahalıdır bizim evimizin içi.
Dedikodular devam ediyor mu?
- Hangi dedikodular!
Eşinizin bir dansçı kızla ilişkisi olduğu yolundaki...
- Ay yok, bitti... Ben bir gittim, "Şşşşşt ne oluyor burada" dedim. (Gülüyor) Mustafa bu durumla çok eğlendi ama inşallah fol yok yumurta yoktur değil mi Semacığım! Çünkü ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler ya... (Gülüyor)
Vallahi Gülben Hanım, o dönem Mustafa Bey’in bir dansçıyla ilişkisi olduğu dedikoduları benim de çok kulağıma gelmişti. Sonra kesildi ama...
- Eğer olacağı varsa, bu röportajlarla kökünden bitmiştir. Kızcağız kaçmış olabilir yani. (Gülüyor)
Hiç şüphelendiniz mi?
- Hiç! Hiç yakıştırmam Mustafa’ya. Çok düzgün, çok dürüst bir adam. İhaneti önce kendine yakıştırmaz, bize böyle bir şey yaşatmaz. Eğer olursa bile ben bunu başka yerden duymam. Gelir, dürüstçe söyler. Bana hissettirdiği bu. Beni gerçekten sevdiğini biliyorum. Ben de onu çok seviyorum. Kafası boş bir adam değil, en önemlisi arayış içinde olan birisi değil.
İşte bu çok önemli!
- Evet. Hakikaten arayış içinde değil.
Demek ki ideal bir eşsiniz.
- Eşim asla bir boşluğa düşmez. Çünkü onu asla ihmal etmem. Aynı şekilde o da beni etmez. O yüzden bizim aramızda bir sorun olacağını sanmıyorum. Tabii Allah şaşırtmasın.
Önümüzdeki yıl meslekte 20. yılınızı dolduracaksınız. Hayattan beklentileriniz değişti değil mi?
- Evet... Seçici olmak, daha kendine yakışan işler yapıp, kesinlikle aileni ve özelini ön plana alıp, koruyucu olmak var artık hayatımda. Kaygılar azaldı. Bir ismi oluşturmak için yıllarca çalıştım, şimdi o ismi korumak için çalışıyorum. O yüzden de sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorum. Benim için albüm çok önemli. Çünkü albüm, benim bütün vizyonumu yeniliyor, bana kendimi iyi hissettiriyor. Albümlerim beni hep çok iyi yerlere taşımıştır.
Çalışkanlığınız meslektaşlarınıza da örnek oluyor zaten...
- Ben isteyeyim, hayatta yapamayacağım bir şey yoktur. Öğrenirim, çalışırım. Öyle bir işçi ruhum var benim...
Bir de vazgeçemediğiniz, her fırsatta danıştığınız bir ekibiniz...
- Nihat Odabaşı, Taşkın Sabah, Orhan Alkan, Canan Yaka, vs... 12 yıldır birlikteyiz. Bu yolları birlikte yürüdük. Onlarsız olmaz! Ben alışkanlıklarıma çok bağlıyım. Eskiden kalma dostluklarımı iyi tutmaya, korumaya çalışırım.
Tabii bu, politik davranış olarak algılanıyor...
- Bana inanmak zordur. Çünkü benden bir tane daha yok. Benim gibi doğal, sıcak, başarılı, iyi kazanan, güzel, ağzı laf yapan, düzgün Türkçe konuşan, iyi duran birisi yok ki. Dolayısıyla böyle birisi için insanlar tabii ki laf eder, bu normaldir. Ben samimiyim... Hayat felsefesi olarak, düşündüğüm şeylerin bir gün bana geri döneceğine inandığım için de öyle oyunlar yapmıyorum.
Peki... "Gülben Ergen’le Sürpriz" programınız kaldırıldı mı?
- Osman Yağmurdereli’nin ani vefatı beni çok etkiledi. "Marziye" dizisi, benim meslek hayatımda çok önemlidir. Osman’la biz "Marziye"den sonra çok iyi dost olduk. Bu dostluğu çok güzel koruduk. Onun hem vefat ettiği gün bir konser verdim hem de toprağa girdiği gün... Kemiklerime kadar acı hissettim. Önceden anlaşmalı konserlerim olduğu için ve biletler satıldığı için hiçbirini iptal etme imkanım yoktu. Ama televizyon programımı iptal edebilme imkanım vardı. Programı yapamayacağımı kanal yetkililerine söyledim, onlar da anlayışla karşıladılar. Kimse bunun samimiyetine inanmadı. Benim programla ilgili anlaşmam zaten 13 bölümdü. çektim, bitti. Şimdi bu, "Program kaldırıldı" demek mi?
Programı Okan’la değil "Makina" ekibiyle yaptım
Programın reytinginlerinden mutlu muydunuz?
- Programım beni mutlu etti. Reytingler de televizyon kanalını mutlu etti ki, 13 bölüm devam etti. Hiç bitirmeyi bile teklif etmediler. Benim için reyting değil, yaptığım programın içeriği, esprisi önemlidir. Ben utanacağım, sevmediğim ve arkasında duramayacağım bir program yapmadım. Reyting kaygısı için kendimden bir parça da kopartmadım. Ben çok eğlendim... İçeriğindeki sürpriz formatıyla yapılmamış bir gece şovu yaptığıma inanıyorum.
Niye devam etmiyorsunuz?
- Yeni yayın dönemi için teklif ederlerse bakarız.
Sizin yerinize Hülya Avşar’ın bir anlaşma yaptığı, bu yüzden programınızın kaldırıldığı da iddialar arasında...
- Ali gider, Veli gelir oldu... Hülya yeni yayın dönemi için bir anlaşma yaptı sanırım. Benim 13 bölümlük anlaşmam vardı, bitti. Belli kurumlar, mekánlar böyle şeyler çok sık yapar. Neden yapar, bahsedilsin, konuluşsun diye. Gördüğünüz gibi konuşuluyor da.
Okan Bayülgen’le çalışmak nasıldı? Tamam Okan bir şovmen olarak süper ama ya yapımcı olarak?
- Yapımcı olarak Okan, yayın sırasında konsere gidiyor, kız arkadaşıyla geziyor. En son biz yayındayken Kuruçeşme Arena’da bir konserdeydi (gülüyor) Ben programın üçüncü bölümünde Okan’dan ümidi kesmiştim zaten. Ve ben bu programı, "Makina" ekibiyle yaptım. Okan, kızlardı, fotoğraftı, ayrılıktı falan derken seti ziyarete gelen şeker bir arkadaş haline dönüştü. Dördüncü bölümden sonra sürekli bana telefon açıp, "Dans etsene, bilmem ne şarkısını söylesene" demeye, ben de ona, "Sen de saçlarını kestir, beş kilo ver" demeye başladım. Böyle bir diyaloğumuz oldu.
Yani Okan Bey, hayal ettiğiniz gibi bir yapımcı çıkmadı mı?
- Yok, tam hayal ettiğim gibi çıktı. Ben zaten Okan’dan daha fazlasını beklemedim ki. Öyle bir "Makina" ekibiyle tanıştırdı ki beni, hepsi pırıl pırıl çok yaratıcı çocuklardı. Ben onlarla o kadar iyi oldum ki, Okan’ı unuttum. Dolayısıyla o ekiple işimizi hallettik. Okan bazen yayın günü konuklarımın kim olduğunu öğrenir, kulise gelir kendince espriler yapar, hepimizi güldürürdü. Akış neymiş, reklam ne zaman girecekmiş, kim ne şarkı söyleyecekmiş, ne yapacakmış, bizimki bihaberdi. Okan tam bir yayık ayranı... Ama kafası çalışan iyi bir televizyon adamı da. Kendine çok başarılı. Bu kötü bir yapımcı olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü zaten çok iyi bir yapım ekibi var.
İkinci çocuğu düşünüyoruz
İkinci çocuğu düşünüyor musunuz?
- Evet, Atlas üç-dört yaşına geldiği zaman bir kez daha evlat sahibi olmak istiyoruz. Hayatta evlat sahibi olmaktan daha önemli bir şey yokmuş. Ben anne olmadan önceki hayatımı, anlam yoksunu olarak değerlendiriyorum.
Ben sizin yaşlılığınızı da çok merak ediyorum...
- Atlas evli olur mu acaba? Sanki onun karısını azıcık kıskanabilirmişim gibi hissediyorum. (Gülüyor) Böyle bir ihtimal var. Geç evlenmesini isterim oğlumun. Çapkınlık yaparsa da ben onu idare ederim. Evde Mustafa’yla bunun provalarını da yapıyoruz. Atlas gece çıkmalarına başladığı zaman ben kafama peruk takıp peşinden gider miyim diye bazen korkuyorum kendimden. Bunları hep düşünüyorum. Yaşlılık denilince aklıma nedense Atlas’ın peşinde koşan bir anne geldi. Bunun dışında Mustafa’yla da güzel bir yaşlı çift olacağımıza inanıyorum. Saçlarımı boyatmam, anneminki gibi bembeyaz olsun istiyorum. Bir de topuz yaparım. Betül Mardin gibi bir yaşlılık istiyorum. Aktif, elimde bastonum, gözümde gözlüğüm, saçımın topuzu, pantolonum, şık bir gömleğim... Bir şeyler yazıyor olurum sanırım. Çalışan, ekibi olan ama Betül Mardin zarafetinde bir yaşlılık tek hayalim.
Kadere teslim olmayı öğrendim
Yeni projeler var mı?
- Şu an için konserlerim devam ediyor. Bu akşam Rumeli Hisarı’ndayım. Rexona ile kampanyam devam ediyor. Maddi-manevi benim için çok iyi bir iş anlaşması oldu...
Siz hayatın sahnesine her gün nasıl çıkıyorsunuz?
- 18 aydır oğluma bakarak uyanıyorum. Ona bakarak uyanmak ve oğlumun varlığıyla, nefesiyle güne başlamak, müthiş bir yaşama sevinci yaratıyor ben de. Evlat sahibi olmak, iyi bir anne olmak çok başka bir şey. Ben onun tadını, bütün sorumluluklarını ve gerekliliklerini yerine getirebilmek, çok dik yapıyor insanı. Hem annemden öğrendiklerimi hem de 35 yılın bana öğrettiklerini oğluma aktarmaya çalışıyorum. Ve kadere teslim olmayı öğrendim. Ben yıllarca her şeyi planlayıp, programlayıp, cetvelle ölçerek yaptım ki. Şimdi çok daha kadere teslim durumdayım. Teslim olunca su akıyor ve yolunu buluyor. Ve kesinlikle yanlış hesap Bağdat’tan dönüyor. Bunun için ayrıca mücadele etmenin hiç gereği yokmuş.
Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 01:07 Sebep: sayfa düzeni
hülya__ - avatarı
hülya__
Ziyaretçi
17 Ağustos 2008       Mesaj #29
hülya__ - avatarı
Ziyaretçi
GÜLBEN HİSARDA
Rumeli Hisarı’ndaki konseri için evindeki dekorun aynısını sahneye kurduran Gülben Ergen, “Burası evimin bahçesi sizler de, çiçeklerimsiniz" diyerek hayranlarına seslendi. Ünlü sanatçı, konseri öncesi yaptığı basın toplantısında Rumeli Hisarı’nın ayrı bir atmosferi olduğunu belirterek, “Rumeli Hisarı konserlere kapatılacakmış. Kapatılmaması için Facebook’da bir sayfa açalım” dedi. Bileti olmadığı halde konseri izlemeye geldiği için merdivenlerde oturan merdivenlere oturan Odabaşı'nı gören Ergen, “Orda ne işin var. Gelsene yakınıma. Bak burada boş yer var” dese de ikna edemedi.

SEKİ KAPIDA KALDI
Gülben Ergen’e sürpriz yapmak için habersizce Rumeli Hisarı’na gelen Deniz Seki, davetiyesi olmadığı için güvenlik tarafından içeri alınmadı. Kısa süren tartışmanın ardından içeri alınan Seki, Ergen’i kuliste ziyaret edip olayı anlattı. Bunun üzerine Gülben Ergen, repertuvarını değiştirerek Seki’den aldığı “O Zaman” adlı şarkıyı ilk sıraya alarak arkadaşına jest yaptı. Seki, çıkışta da aracını park eden kahyayı bulamayınca uçağa yetişmek için otomobilini orada bırakıp taksiye binmek zorunda kaldı.

Gülben Ergen
Gülben Ergen
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
18 Ağustos 2008       Mesaj #30
kutsal54 - avatarı
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
Mustafa'yı Laptop'ta Görüyorum


Gülben Ergen, iş yoğunluğu nedeniyle eşi Mustafa Erdoğan'la görüşemediğini söyledi.
Kıbrıs'ta sezonun son konserini veren Gülben Ergen, iş yoğunluğu nedeniyle eşi Mustafa Erdoğan'la görüşemediğini söyleyip "İletişimi laptopla sağlıyoruz" dedi.
KKTC'deki Kaya Artemis'in müşterilerinden yoğun ilgi gören Gülben Ergen, yoğun iş temposundan dolayı tatil yapamadığını söyledi. Ergen, "Artık bedenim çok yoruldu. Üst üste çok konser veriyorum, dört günde dört şehir oldu. Hatta alamadığım konserlerim var" dedi. İş yoğunlığundan dolayı eşi Mustafa Erdoğan ile görüşemediklerini söyleyen Ergen, "Onun elinde laptop benim elimde laptop anca o şekilde iletişim kurabiliyoruz. Biz Mustafa ile karınca gibiyiz, yazın çalışıyoruz, kışın dinleniyoruz. Eşimle iletişimimi çenemle hallediyorum, Allah bana öyle bir çene vermiş ki boşlukta bile Mustafa'yı yalnız bırakmıyorum. Arada Atlas'ı devreye sokuyorum 'Baba' dedirtiyorum" diye yanıt verdi.

Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 01:07 Sebep: sayfa düzeni

Benzer Konular

13 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Şubat 2010 / Misafir Edebiyat tr
17 Eylül 2013 / Jumong X-Sözlük
16 Şubat 2010 / Misafir Soru-Cevap