Ziyaretçi
HEPATİT A
Hepatit A oldukça bulaşıcıdır ve halk arasında sarılık adıyla bilinir. Hepatit A genellikle bu hastalığı taşıyan bir insanla gıda veya su paylaşımı nedeni ile bulaşır.Ayrıca cinsel ilişki veya hasta bir insanın kan, idrar gibi vücut sıvılarına temasla bulaşmaktadır.Genellikle hastaların büyük bir çoğunluğu iyileşir ama hastalık oldukça ağır geçer.Diğer hepatit türleri gibi hepatit A 'da karaciğerin iltihaplanmasına neden olur
Hepatit A’ nın belirtileri
Tüm Viral hepatitlerde sarılık başlamadan önce genellikle;
* Bulantı, kusma, ishal,
* Şiddetli iştahsızlık,
* Mide - barsak şikâyetleri,
* Karın üst bölgesinde ağrı ve
* Yorgunluk görülür.Yalnız Hepatit - A'da 38 C den yüksek ateş (enflüanza’daki gibi) ve eklem ağrıları da görülür. Ateş varsa, genellikle sarılığın ilk birkaç gününde normale döner.
Viral Hepatitlerdeki en tipik belirtiler ise;
* Göz aklarının, cilt ve mukoz membranların sararması,
* İdrarın renginin koyulaşması ve
* Dışkının renginin açılması'dır. Hastalığın başlangıcından 2 - 3 hafta sonra dışkı rengi normale döner. Bir veya iki hafta sonra karaciğer büyüyebilir ve sarılık görülebilir.
Hepatit A’ lı olgular sarılığın ortaya çıkışından iki hafta öncesi ve sarılığın ortaya çıkışından bir hafta sonrasına kadar her dışkılama ile çok miktarda Hepatit - A virusu salgılar ve hastalığı bulaştırırlar. Belirti göstermeden hastalığı geçiren fertler de, hastalığın yayılmasında sessiz birer kaynak oluştururlar.
Hepatit A virüsü genellikle oral-fekal (ağız-dışkı) yolla, kontamine olmuş (virüs bulaşmış) su veya besinlerin alınmasıyla, kişiler arası temasla, ya da cinsel temasla bulaşır. Memleketimizde büyük kentlerde dahi kanalizasyon sistemlerinin yeterince düzenli olmaması ve içme ve kullanma sularının temininin uygun koşullarda yapılamaması (özellikle su baskınlarından ve tabii afetlerden sonra) Hepatit-A enfeksiyonunun yayılmasında büyük rol oynar.
Virüs vücuda genelde ağız yoluyla, özellikle yiyecek ve içeceklerle girer. Bu durum, kişilerin tuvalete gittikten sonra ellerini yıkamaması ve bulaşlı elleriyle sağlıklı kişilerin yiyeceklerini ellemesiyle de oluşur. Hepatit A virusuyla bulaşlı suların içilmesi, bu sulardan üretilen buzların kullanılması en büyük bulaş kaynağıdır. Ülkemizde köylerde helalar genelde dışarıdadır ve sebzelerin yetiştirildiği yerlere yakındır. Gübre olarak toprağa akıtılan Hepatit-A virusu ile kontamine lağım suları, çiğ yenen marul, maydanoz, taze soğan, roka v.b. gibi yeşilliklere ve sebzelere bulaşmakta ve bu bulaşlı yeşilliklerin yeterince temizlenememesi de büyük bulaşlara neden olmaktadır. Gözlemlerime göre hemen hemen tüm lokanta ve lüks restoranlarda hazırlanan salataların malzemeleri ve (güya) yıkanmış olarak getirilen söğüş marul-maydanoz v.b. yeşillikler (maalesef) bir leğen veya kovadaki suya batırılıp çıkarılmakta ve temiz (!) olarak sofralarımızda servise sunulmaktadır. Lağımla kirlenen sulardan toplanan midye, istiridye ve kabuklu deniz ürünlerinin yenmesi, özellikle sonbahar ve kış aylarında salgınlara neden olmaktadır. Hepatit A hastalığı geçiren kişi ile yakın temas ve cinsel ilişki de hastalığın yayılmasına neden olur
Hastalıktan Korunma Önlemleri
Halkın kişisel hijyen, ellerin sık sık yıkanması, ve atıkların sağlıklı uzaklaştırılması konusunda eğitilmesiyle,
* Sağlıklı içme ve kullanma suyunun temini ile,
* Yeterli kanalizasyon sistemlerinin kurulmasıyla,
* Kontamine olma olasılığı bulunan besinlerin yeterince yıkanması ve pişirilmesiyle,
* Bakteriyolojik kontrolu yapılmayan içme sularının kaynatılmasıyla ve
* Çocuk ve yaşlı bakımevlerinde çalışan personele ve yaşayanlara gerekli eğitimin verilmesiyle hastalık önlenebilir.
Hijyen ve sağlık kurallarına uyulması, bulaşma riskini azaltabilir ancak tamamen engelleyemez.
Bugün Hepatit A hastalığından tam korunmanın en etkili yolu aşılanmadır. Aşının koruyuculuğu % 94 - 100 olup koruyuculuğu yaklaşık 20 yıl devam etmektedir. Bu nedenle; kamuda, restoranlarda, askeri birliklerde, hastanelerde, fabrikalarda, yatılı okullarda, kreşlerde, bakımevlerinde v.b kurumlarda çalışan tüm mutfak personelinin Hepatit A enfeksiyonunu daha önce geçirip geçirmediği saptanılmalı ve aşılanması uygun görülenlerin aşılanması sağlanmalıdır.
HEPATİT B
Hepatit-B enfeksiyonu nedir ?
Hepatit-B virüsünün neden olduğu, birincil olarak karaciğerde iltihap ve karaciğer hücre hasarıyla seyreden bir hastalıktır. Hepatit-B virüsü; karaciğere yerleşir. Yalnız insanlarda hastalık yapabilen bir DNA virüsüdür. Virüsler dışında metabolik hastalıklar, toksik ve karaciğerde kanlanmayı bozan, ilaçlar, bazı bakteriler, parazitler ve bazı diğer virüslerle gelişen hastalık ya da enfeksiyonlar sırasında da akut viral hepatit gelişebilir.
HBV enfeksiyonunun dünyada ve Türkiye'deki durumu nedir ?
HBV enfeksiyonu tüm dünyada oldukça yaygındır. Dünyada her yıl 50 milyon kişi HBV ile enfekte olmakta ve bugünkü sayılarla dünya nüfusunun 2/5'i (2 milyar) bu virüsle enfekte olmuş durumdadır. Her yıl HBV'ye bağlı nedenlerle 1-2 milyon insan ölmekte ve dünyada 350 milyon insan bu virüsün taşıyıcısıdır.
Ülkemizde her yıl 200 bin kişi bu virüsle enfekte olmaktadır ve her üç kişiden birisi bu enfeksiyonu geçirmiştir. Ülkemizde 3-3.5 milyon kişi bu virüsün taşıyıcısıdır.
HBV enfeksiyonuna yakalanma riski kimlerde daha fazladır?
HBV enfeksiyonu için herkes eşit derecede risk taşımaz. Bazı insanlarda, hastalarda ve gruplarda enfeksiyon daha sık görülür. HBV enfeksiyonu için risk taşıyan gruplar şunlardır:
a) Sağlık personeli,
b) Çok sayıda kan transfüzyonu yapılan hastalar,
c) Hemofili ve hemodiyaliz hastaları,
d) HBV taşıyan kişi ile aynı evi paylaşanlar,
e) Birden fazla cinsel partneri olan heteroseksüeller,
f) Homoseksüel ve biseksüel erkekler,
g) Damar içi uyuşturucu kullananlar,
h) Kişisel hijyenin iyi olmadığı bakım evi, yurt ve hapishane gibi yerlerde yaşayanlar,
ı) HBsAg pozitif anneden doğan bebekler.
HBV nasıl bulaşır?
HBV dört yolla bulaşır:
a) Kan veya kan içeren sıvıların zedelenmiş deri veya mukoza ile teması sonucu (perkütan ya da parenteral bulaşma),
b) İnsandan insana zedelenmiş deri ya da mukoza aracılığıyla (horizontal bulaşma),
c) Cinsel yolla,
d) Annenin kanının ya da kanlı sıvılarının bebeğe zedelenmiş derisi ya da mukozası aracılığıyla ya da göbek kordonu aracılığıyla geçmesi ile (doğum sırasında) bulaşı.
HBV enfeksiyonunun kuluçka peryodu alınan virüs miktarına ve kişinin immün sisteminin direncine bağlı olarak 45-180 gün (ortalama 60-90 gün) arasında değişir.
HBV enfeksiyonunda hastalık belirtileri nelerdir ?
HBV enfeksiyonunda; enfeksiyon sık ancak hastalık enderdir. Virüsü alanların yaklaşık %50-65'in de hiç bir hastalık belirtisi gelişmeden enfeksiyonu geçirir. Virüsle enfekte olanların yaklaşık %30-50'inde kırıklık, yorgunluk, hafif ateş, mide bulantısı, karın ağrısı, eklem ve kas ağrıları gibi yakınma ve bulgular gelişir. Çocukların %10'undan azında, erişkinlerin %30-50'inde sarılık görülebilir. Virüsle enfekte olanların %1'inden daha azında enfeksiyon akut karaciğer yetmezliği ile ilerleyici ve şiddetli bir gidiş gösterir. Akut enfeksiyonun yaklaşık 1-6 haftalık klinik seyri vardır. Bu sırada hastalarda değişen derecelerde karaciğer enzimleri ve kan hücrelerinin yıkım ürününde yükselme gözlenir.
HBV enfeksiyonunun çocuk ve erişkinlerde seyri nasıldır?
Akut enfeksiyon çocuklarda erişkinlere göre daha hafif ve bulgu vermeden seyreder. Ancak bebeklerin immün sistemi nedeniyle enfeksiyon erişkinlere göre daha fazla oranda kronikleşmeye eğilimlidir. Yenidoğanların %5-10'unda, 1-5 yaş grubundaki çocukların %70'inde, erişkinlerin ise %90-95'inde virüs 6 ay içinde vücuttan temizlenerek bağışıklık gelişir. Akut enfeksiyon erişkinlerin yalnızca
%5-10'unda kronikleşirken, yenidoğanların
%90-95'inde, çocuk ve ergenlerin
%30'unda kronikleşir ve virüs taşıyıcısı olur.
Bu hastaların kronik karaciğer hastalıkları yönünden uzman doktorlar tarafından izlenmesi gerekir. Kronik karaciğer hastalıkları geliştiğinde µ-interferon tedavisi kullanılabilir, ancak başarısı sınırlıdır.
HBV taşıyıcısı kimlere denir ?
Akut enfeksiyondan sonra 6 ay içinde virüse karşı bağışıklık geliştirmeyen, virüsü veya virüs proteinlerini kanlarında taşıyan kişilere taşıyıcı denir. Öncelikle, bu kişiler virüsün sağlıklı bireylere bulaşmasında kaynaktırlar. Ayrıca bu kişilerde kronik aktif hepatit, siroz ve karaciğer kanseri gibi kronik karaciğer hastalıklarının gelişme riski yüksektir. Kronik hepatit-B ile karaciğer kanseri (primer hepatosellüler karsinoma) gelişmesi arasında sıkı bir ilişki vardır. Kronik virüs taşıyıcılarında primer hepatosellüler karsinoma gelişme riski taşıyıcı olmayanlara göre 200 kat fazladır. Kronik HBV taşıyıcıları ile virüsün bulaşma yollarından birisi ile temas edenlere yalnızca aşı yapmak yeterli koruyuculuğu sağlar.
HBV enfeksiyonundan nasıl korunuruz ?
Enfeksiyondan korunmanın en emin ve güvenilir yolu hepatit-B aşısı yaptırmaktır. Hepatit-B aşısı gen teknolojisi ile maya ya da memeli hücrelerinde üretildiklerinden son derece güvenilirdir ve bu tür enfeksiyonların bulaşmasına neden olmaz. Hepatit-B aşının kanser yaptığı söylentisi yanlıştır. Tam tersine aşı ile hepatit-B enfeksiyonundan korunulmazsa, HBV alınması ile böyle bir riske girmek söz konusudur. Hepatit-B aşısı virüsle karşılaşmadan önce ya da karşılaştıktan sonra kullanılabilir. Her iki durumda da koruyucudur.
Hepatit A oldukça bulaşıcıdır ve halk arasında sarılık adıyla bilinir. Hepatit A genellikle bu hastalığı taşıyan bir insanla gıda veya su paylaşımı nedeni ile bulaşır.Ayrıca cinsel ilişki veya hasta bir insanın kan, idrar gibi vücut sıvılarına temasla bulaşmaktadır.Genellikle hastaların büyük bir çoğunluğu iyileşir ama hastalık oldukça ağır geçer.Diğer hepatit türleri gibi hepatit A 'da karaciğerin iltihaplanmasına neden olur
Sponsorlu Bağlantılar
Hepatit A’ nın belirtileri
Tüm Viral hepatitlerde sarılık başlamadan önce genellikle;
* Bulantı, kusma, ishal,
* Şiddetli iştahsızlık,
* Mide - barsak şikâyetleri,
* Karın üst bölgesinde ağrı ve
* Yorgunluk görülür.Yalnız Hepatit - A'da 38 C den yüksek ateş (enflüanza’daki gibi) ve eklem ağrıları da görülür. Ateş varsa, genellikle sarılığın ilk birkaç gününde normale döner.
Viral Hepatitlerdeki en tipik belirtiler ise;
* Göz aklarının, cilt ve mukoz membranların sararması,
* İdrarın renginin koyulaşması ve
* Dışkının renginin açılması'dır. Hastalığın başlangıcından 2 - 3 hafta sonra dışkı rengi normale döner. Bir veya iki hafta sonra karaciğer büyüyebilir ve sarılık görülebilir.
Hepatit A’ lı olgular sarılığın ortaya çıkışından iki hafta öncesi ve sarılığın ortaya çıkışından bir hafta sonrasına kadar her dışkılama ile çok miktarda Hepatit - A virusu salgılar ve hastalığı bulaştırırlar. Belirti göstermeden hastalığı geçiren fertler de, hastalığın yayılmasında sessiz birer kaynak oluştururlar.
Hepatit A virüsü genellikle oral-fekal (ağız-dışkı) yolla, kontamine olmuş (virüs bulaşmış) su veya besinlerin alınmasıyla, kişiler arası temasla, ya da cinsel temasla bulaşır. Memleketimizde büyük kentlerde dahi kanalizasyon sistemlerinin yeterince düzenli olmaması ve içme ve kullanma sularının temininin uygun koşullarda yapılamaması (özellikle su baskınlarından ve tabii afetlerden sonra) Hepatit-A enfeksiyonunun yayılmasında büyük rol oynar.
Virüs vücuda genelde ağız yoluyla, özellikle yiyecek ve içeceklerle girer. Bu durum, kişilerin tuvalete gittikten sonra ellerini yıkamaması ve bulaşlı elleriyle sağlıklı kişilerin yiyeceklerini ellemesiyle de oluşur. Hepatit A virusuyla bulaşlı suların içilmesi, bu sulardan üretilen buzların kullanılması en büyük bulaş kaynağıdır. Ülkemizde köylerde helalar genelde dışarıdadır ve sebzelerin yetiştirildiği yerlere yakındır. Gübre olarak toprağa akıtılan Hepatit-A virusu ile kontamine lağım suları, çiğ yenen marul, maydanoz, taze soğan, roka v.b. gibi yeşilliklere ve sebzelere bulaşmakta ve bu bulaşlı yeşilliklerin yeterince temizlenememesi de büyük bulaşlara neden olmaktadır. Gözlemlerime göre hemen hemen tüm lokanta ve lüks restoranlarda hazırlanan salataların malzemeleri ve (güya) yıkanmış olarak getirilen söğüş marul-maydanoz v.b. yeşillikler (maalesef) bir leğen veya kovadaki suya batırılıp çıkarılmakta ve temiz (!) olarak sofralarımızda servise sunulmaktadır. Lağımla kirlenen sulardan toplanan midye, istiridye ve kabuklu deniz ürünlerinin yenmesi, özellikle sonbahar ve kış aylarında salgınlara neden olmaktadır. Hepatit A hastalığı geçiren kişi ile yakın temas ve cinsel ilişki de hastalığın yayılmasına neden olur
Hastalıktan Korunma Önlemleri
Halkın kişisel hijyen, ellerin sık sık yıkanması, ve atıkların sağlıklı uzaklaştırılması konusunda eğitilmesiyle,
* Sağlıklı içme ve kullanma suyunun temini ile,
* Yeterli kanalizasyon sistemlerinin kurulmasıyla,
* Kontamine olma olasılığı bulunan besinlerin yeterince yıkanması ve pişirilmesiyle,
* Bakteriyolojik kontrolu yapılmayan içme sularının kaynatılmasıyla ve
* Çocuk ve yaşlı bakımevlerinde çalışan personele ve yaşayanlara gerekli eğitimin verilmesiyle hastalık önlenebilir.
Hijyen ve sağlık kurallarına uyulması, bulaşma riskini azaltabilir ancak tamamen engelleyemez.
Bugün Hepatit A hastalığından tam korunmanın en etkili yolu aşılanmadır. Aşının koruyuculuğu % 94 - 100 olup koruyuculuğu yaklaşık 20 yıl devam etmektedir. Bu nedenle; kamuda, restoranlarda, askeri birliklerde, hastanelerde, fabrikalarda, yatılı okullarda, kreşlerde, bakımevlerinde v.b kurumlarda çalışan tüm mutfak personelinin Hepatit A enfeksiyonunu daha önce geçirip geçirmediği saptanılmalı ve aşılanması uygun görülenlerin aşılanması sağlanmalıdır.
HEPATİT B
Hepatit-B enfeksiyonu nedir ?
Hepatit-B virüsünün neden olduğu, birincil olarak karaciğerde iltihap ve karaciğer hücre hasarıyla seyreden bir hastalıktır. Hepatit-B virüsü; karaciğere yerleşir. Yalnız insanlarda hastalık yapabilen bir DNA virüsüdür. Virüsler dışında metabolik hastalıklar, toksik ve karaciğerde kanlanmayı bozan, ilaçlar, bazı bakteriler, parazitler ve bazı diğer virüslerle gelişen hastalık ya da enfeksiyonlar sırasında da akut viral hepatit gelişebilir.
HBV enfeksiyonunun dünyada ve Türkiye'deki durumu nedir ?
HBV enfeksiyonu tüm dünyada oldukça yaygındır. Dünyada her yıl 50 milyon kişi HBV ile enfekte olmakta ve bugünkü sayılarla dünya nüfusunun 2/5'i (2 milyar) bu virüsle enfekte olmuş durumdadır. Her yıl HBV'ye bağlı nedenlerle 1-2 milyon insan ölmekte ve dünyada 350 milyon insan bu virüsün taşıyıcısıdır.
Ülkemizde her yıl 200 bin kişi bu virüsle enfekte olmaktadır ve her üç kişiden birisi bu enfeksiyonu geçirmiştir. Ülkemizde 3-3.5 milyon kişi bu virüsün taşıyıcısıdır.
HBV enfeksiyonuna yakalanma riski kimlerde daha fazladır?
HBV enfeksiyonu için herkes eşit derecede risk taşımaz. Bazı insanlarda, hastalarda ve gruplarda enfeksiyon daha sık görülür. HBV enfeksiyonu için risk taşıyan gruplar şunlardır:
a) Sağlık personeli,
b) Çok sayıda kan transfüzyonu yapılan hastalar,
c) Hemofili ve hemodiyaliz hastaları,
d) HBV taşıyan kişi ile aynı evi paylaşanlar,
e) Birden fazla cinsel partneri olan heteroseksüeller,
f) Homoseksüel ve biseksüel erkekler,
g) Damar içi uyuşturucu kullananlar,
h) Kişisel hijyenin iyi olmadığı bakım evi, yurt ve hapishane gibi yerlerde yaşayanlar,
ı) HBsAg pozitif anneden doğan bebekler.
HBV nasıl bulaşır?
HBV dört yolla bulaşır:
a) Kan veya kan içeren sıvıların zedelenmiş deri veya mukoza ile teması sonucu (perkütan ya da parenteral bulaşma),
b) İnsandan insana zedelenmiş deri ya da mukoza aracılığıyla (horizontal bulaşma),
c) Cinsel yolla,
d) Annenin kanının ya da kanlı sıvılarının bebeğe zedelenmiş derisi ya da mukozası aracılığıyla ya da göbek kordonu aracılığıyla geçmesi ile (doğum sırasında) bulaşı.
HBV enfeksiyonunun kuluçka peryodu alınan virüs miktarına ve kişinin immün sisteminin direncine bağlı olarak 45-180 gün (ortalama 60-90 gün) arasında değişir.
HBV enfeksiyonunda hastalık belirtileri nelerdir ?
HBV enfeksiyonunda; enfeksiyon sık ancak hastalık enderdir. Virüsü alanların yaklaşık %50-65'in de hiç bir hastalık belirtisi gelişmeden enfeksiyonu geçirir. Virüsle enfekte olanların yaklaşık %30-50'inde kırıklık, yorgunluk, hafif ateş, mide bulantısı, karın ağrısı, eklem ve kas ağrıları gibi yakınma ve bulgular gelişir. Çocukların %10'undan azında, erişkinlerin %30-50'inde sarılık görülebilir. Virüsle enfekte olanların %1'inden daha azında enfeksiyon akut karaciğer yetmezliği ile ilerleyici ve şiddetli bir gidiş gösterir. Akut enfeksiyonun yaklaşık 1-6 haftalık klinik seyri vardır. Bu sırada hastalarda değişen derecelerde karaciğer enzimleri ve kan hücrelerinin yıkım ürününde yükselme gözlenir.
HBV enfeksiyonunun çocuk ve erişkinlerde seyri nasıldır?
Akut enfeksiyon çocuklarda erişkinlere göre daha hafif ve bulgu vermeden seyreder. Ancak bebeklerin immün sistemi nedeniyle enfeksiyon erişkinlere göre daha fazla oranda kronikleşmeye eğilimlidir. Yenidoğanların %5-10'unda, 1-5 yaş grubundaki çocukların %70'inde, erişkinlerin ise %90-95'inde virüs 6 ay içinde vücuttan temizlenerek bağışıklık gelişir. Akut enfeksiyon erişkinlerin yalnızca
%5-10'unda kronikleşirken, yenidoğanların
%90-95'inde, çocuk ve ergenlerin
%30'unda kronikleşir ve virüs taşıyıcısı olur.
Bu hastaların kronik karaciğer hastalıkları yönünden uzman doktorlar tarafından izlenmesi gerekir. Kronik karaciğer hastalıkları geliştiğinde µ-interferon tedavisi kullanılabilir, ancak başarısı sınırlıdır.
HBV taşıyıcısı kimlere denir ?
Akut enfeksiyondan sonra 6 ay içinde virüse karşı bağışıklık geliştirmeyen, virüsü veya virüs proteinlerini kanlarında taşıyan kişilere taşıyıcı denir. Öncelikle, bu kişiler virüsün sağlıklı bireylere bulaşmasında kaynaktırlar. Ayrıca bu kişilerde kronik aktif hepatit, siroz ve karaciğer kanseri gibi kronik karaciğer hastalıklarının gelişme riski yüksektir. Kronik hepatit-B ile karaciğer kanseri (primer hepatosellüler karsinoma) gelişmesi arasında sıkı bir ilişki vardır. Kronik virüs taşıyıcılarında primer hepatosellüler karsinoma gelişme riski taşıyıcı olmayanlara göre 200 kat fazladır. Kronik HBV taşıyıcıları ile virüsün bulaşma yollarından birisi ile temas edenlere yalnızca aşı yapmak yeterli koruyuculuğu sağlar.
HBV enfeksiyonundan nasıl korunuruz ?
Enfeksiyondan korunmanın en emin ve güvenilir yolu hepatit-B aşısı yaptırmaktır. Hepatit-B aşısı gen teknolojisi ile maya ya da memeli hücrelerinde üretildiklerinden son derece güvenilirdir ve bu tür enfeksiyonların bulaşmasına neden olmaz. Hepatit-B aşının kanser yaptığı söylentisi yanlıştır. Tam tersine aşı ile hepatit-B enfeksiyonundan korunulmazsa, HBV alınması ile böyle bir riske girmek söz konusudur. Hepatit-B aşısı virüsle karşılaşmadan önce ya da karşılaştıktan sonra kullanılabilir. Her iki durumda da koruyucudur.
Son düzenleyen HiPoKoNDRiYaK; 4 Temmuz 2008 20:39
Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler
