Arama

Kadın Sağlığı - Sayfa 2

Güncelleme: 25 Temmuz 2014 Gösterim: 313.421 Cevap: 357
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Mart 2006       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Anne Adaylarının Dikkatine !!!
Sponsorlu Bağlantılar

854227019439cp


Karnınızdaki bebeğinizin ve sizin sağlığınız için aşağıdaki konuları dikkate almanız gerekir;

Bunlara uygulayın ;

1. Zorunlu haller dışında X-ışınlarından sakının
2. Asla sigara ve alkol kullanmayın
3. Dengeli beslenmeyi ihmal etmeyin
4. Demir ilacınızı almayı ihmal etmeyin
5. Gün içinde kısa kısa dinlenin
6. Yoğun ve ağır fizik aktivite gerektiren sporlardan kaçının
7. Yolculuklara çıkmadan önce doktorunuzla görüşün
8. Doktorunuza danışmadan hiçbir ilacı kullanmayın
9. Ağır eşyaları kaldırmaktan, iteklemekten, çekmekten kaçının
10. Topuklu ayakkabılar her zaman risklidir, giymeyin
11. Rahat giysileri tercih edin
12. Takılardan mümkün olduğunca uzak kalın
13. Dişlerinize dikkat edin, problemler için geç kalmadan önlem alın
14. Aşılarınızı doktorunuzla birlikte programlayın
15. İlk 2,5 ay ve son 1 ay içinde cinsel ilişkiden kaçının
16. Uzun süreli ve çok sıcak banyolardan kaçının
17. Bol sıvı (özellikle su) alın
18. Lifli besinleri tercih edin
19. Akşamları genellikle hafif beslenemeye özen gösterin
20. Gebeliğiniz boyunca ortalama 12 kg. kilo almalısınız
21. Göğüs bakımınıza özen gösterin
22. Çok sıkı olmayan, pamuklu iç çamaşırları kullanın
23. Çatlak oluşumunu önlemek adına doktorunuza da danışarak gerekli önlemleri alın


Bunlar olursa hemen doktorunuza ulaşın ;

1. Vajinal kanama ; erken gebelik dönemlerinde düşük tehdidini, ileri gebelik dönemlerinde ise genellikle plasenta anomalilerini ya da erken doğum tehdidi gibi önemli problemleri işaret edebilir

2. Karında ve kasıklarda devam eden sürekli ya da periyodik ağrı ya da sancıların varlığı

3. Karnınızdaki bebeğin hareketlerinin azalması ya da artması önemli olabilir

4. Yüksek ateş, titreme, şiddetli kusmalar, şiddetli baş ağrıları, idrar şikayeleri, el ve ayaklarda şişmeler ya da görme arazları bir çok önemli hastalığın habercisi olabilir

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Mart 2006       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Regl Döneminde Doğru Beslenin
Sponsorlu Bağlantılar
Bol sebze ve meyve yiyen kadınlarda regl öncesi gerginlik en aza iniyor
Kadınların regl(adet) döneminde yaşadıkları gerginliğin doğru beslenme ile aşılabileceği bildiriliyor.
Kadınlarda Premenstrüel Tansiyon(regl öncesi gerginlik-PMT) ve beslenme ilişkisi konusunda araştırmalar yapan Dr. Guy Abraham'a göre, PMT'nin çok sayıda belirtisi bulunuyor. Bu belirtilerden bazıları, "yağlı cilt, akne, şiddet duygusu, anksiyete, sinirlilik, değişken ruh durumları, şişmanlama, ellerin-ayakların şişmesi, göğüslerde gerginlik ve duyarlılık, karın şişmesi, baş ağrısı,tatlı yeme özlemi, iştahın artması, kalp çarpıntısı, baş dönmesi, baygınlık, ağlama, uykusuzluk" şeklinde sıralanıyor.
Dr. Abraham'a göre, PMT besin eksikliği bulunan kadınlarda daha sıklıkla görülüyor. özellikle bol sebze ve meyve yiyen kadınlarda PMT'nin daha az görüldüğünü dile getiren Abraham, PMT'li kadınlara beslenmeleri için şu önerilerde bulunuyor:
- çay, kahve, çikolata, kolalı içecekler ve içinde kafein bulunan ilaçlar uykusuzluk, titreme ve göğüs semptomlarını azdırabilirler. Bunlardan kaçınıp sigarayı bırakmak göğüsteki duyarlılığı azaltabilir.

-Tuzdan kaçının. çok miktarda tuz yemek bedende sıvı tutulmasını sağlayarak göğüste duyarlılığı artırabilir.
-Yağlı gıdalardan uzak durun. Araştırmalar, PMT'li kadınların temel yağ asitlerinden linoeik asidi yeterince metabolize edemediğini ve normal yağ ürünlerine dönüştüremediğini göstermiştir.
-Düzgün aralıklarla azar azar yemek yenilmelidir. özellikle bitkisel ürünlerle beslenilmelidir.
- arıtılmış şeker, tuz, kırmızı et, süt ve süt ürünleri ile alkol azaltılmalıdır.
-Ana protein kaynağı olarak balık, tavuk, zarı çıkarılmamış tahıl ve baklagilleri yenilmelidir.
-Sigarayı azaltılmalı ya da tamamen bırakılmalıdır. .Daha çok lifli gıdalar tercih edilmelidir.
- Yiyecek veya tatlı özlemi duyulduğunda fındık, fıstık, ceviz vb., yağlı tohumlar, bezelye, fasülye, mercimek ve yumurta tercih edilmelidir.
öte yandan araştırmalara göre, düzenli aralıklarla açık havada beden hareketleri yapmak, stresi azaltmak, önemli kararları da bu süreçte ertelemenin yapılması gerekenler arasında sıralanıyor.



Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Mart 2006       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kalori Cetveliniz
SÜT VE YUMURTA ÜRÜNLERİ
Ürün Adı:Miktarı (Gram):Kalori:yoğurt (yağlı)100 gr95süt (yağlı)100 gr68yoğurt (yağlı,meyveli)100 gr125beyaz peynir (yağlı)100 gr275kaşar peyniri (yağlı)100 gr413parmesan peyniri (yağlı)100 gr440yumurta1 adet80yumurta akı1 adet15yumurta sarısı1 adet65
DENİZ ÜRÜNLERİ
Ürün Adı:Miktarı (Gram):Kalori:midye1 adet9istiridye1 adet6karides1 adet144somon füme100 gr171ton balığı100 gr121
SEBZELER
Ürün Adı:Miktarı (Gram):Kalori:domates1 adet14enginar1 adet10patlıcan1 adet28taze fasulye100 gr90brokoli100 gr35brüksel lahanası100 gr35kabak100 gr25havuç100 gr35karnabahar100 gr32kereviz100 gr18salatalık1 adet11marul100 gr15mantar100 gr14soğan100 gr35bezelye100 gr89taze yeşil biber120 gr15patates (haşlama)100 gr100ıspanak100 gr26lahana100 gr20
TAHILLAR
Ürün Adı:Miktarı (Gram):Kalori:1 dilim beyaz ekmek28 gr901 dilim kepekli ekmek28 gr601 dilim kızarmış ekmek15 gr351 adet kruasan200 gr200bisküvi100 gr470mercimek (kuru)100 gr314arpa (kuru)100 gr367bulgur (kuru)100 gr371kuskus (kuru)100 gr367mısır (kuru)100 gr342buğday (kuru)100 gr364susam100 gr589makarna (kuru)100 gr339makarna (haşlanmış)100 gr85pirinç (kuru)100 gr357pirinç (haşlanmış)100 gr125
YAĞLAR
Ürün Adı:Miktarı (Gram):Kalori:tereyağı28 gr206margarin28 gr204sıvı yağ28 gr130
ETLER
Ürün Adı:Miktarı (Gram):Kalori:biftek (ızgara)100 gr278tavuk (ızgara)100 gr132tavuk göğsü (haşlanmış)100 gr150kuzu (yağlı, ızgara)100 gr282kuzu ciğeri (yağda)100 gr232salam100 gr446sosis100 gr295
KURUYEMİŞLER
Ürün Adı:Miktarı (Gram):Kalori:badem100 gr600hindistancevizi100 gr603fındık100 gr650fıstık100 gr560çam fıstığı100 gr600ceviz100 gr549patlamış mısır100 gr478kabak çekirdeği100 gr571ay çekirdeği100 gr578
MEYVELER
Ürün Adı:Miktarı (Gram):Kalori:elma1 adet60kayısı1 adet8muz1 adet100kiraz100 gr40hurma1 adet15incir100 gr41incir (kuru)100 gr59greyfurt1 adet60portakal1 adet50kivi1 adet34mandalina1 adet50karpuz100 gr19kavun100 gr18şeftali1 adet60armut1 adet70erik1 adet8üzüm100 gr57çilek100 gr26
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mart 2006       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Vücut güzelliği bakım önerileri
cilt bakımı yararlı bitkiler
Vücut güzelliği cilt güzelliğiyle orantılıdır.

Önce parmağınızı cildinizde gezdirin. Cildinizin yağlı bir tabakayla kaplı olduğunu fark edeceksiniz. Bu tabaka, sebum ve sudan oluşan cildin koruyucu tabakasıdır. İşte bu koruyucu tabakanın içerisindeki sebum yani yağ oranı cilt tipinizi belirler.Eğer sebum oranı az ise cildiniz kuru; fazla ise yağlı; normal ve dengeli ise normal ve karma cilttir.

Kuru cilt oldukça incedir ve gözenekleri çok küçüktür. Görünümü mat ve serttir. Dokununca kuru ve pürtüklüdür. Cilt kendini koruma özelliğini tam olarak yerine getiremediği için iç ve dış faktörlerden kolayca etkilenip tahriş olur. Sık sık gerilir, kaşınır, karıncalanır, çatlar ve soyulur. Banyodan sonra kızarıklıklar oluşur, sabun ve kireçli su rahatsızlık verir. Fazlasıyla nemsizdir, günlük bakım kremi kullanılmasına rağmen hala kuruluk ve gerginlik hissedilir.

Yağlı cilt kalındır ve gözenekleri çıplak gözle rahatlıkla görülecek kadar genişlemiştir. Rengi donuk, görünümü yağlı ve parlaktır. Dokununca kaygandır. Sık sık sivilce ve siyah nokta oluşur. Makyaj çok çabuk bozulur hatta akar. Oldukça dayanıklıdır, en geç kırışan cilt türüdür.Karma cilt yağlı ile kuru arasındaki cilttir; ne yağlı, ne kurudur.Alın, burun ve çene ( T bölgesi ) yağlı; yanaklar normal veya kurudur. Yanak bölgesindeki cildin tipi dış etkenlere bağlı olarak değişebilir.Normal cildin gözenekleri optimal açıklıktadır. Rengi pembedir. Görünümü taze ve sağlıklıdır. Dokununca yumuşak ve pürüzsüzdür.

Bir önemli not, cildiniz hangi tipte olursa olsun, fazla güneşlenme, mevsim değişimleri ve hormonal etkenler nedeniyle nemsizlik, hassasiyet veya kuruluk gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bu durumda yapmanız gereken, özel bakım programları uygulamaktır.Cilt bakımı için önce arındırma yani keselemenin cilt bakımı için önemi inkar edilemez. Haftada bir kez cildi ölü hücrelerden korumak için keseleme yapılmalıdır. Bedenin üst kısımlarına doğru dairesel hareketlerle yapılır. Ardından cilt mutlaka nemlendirilir. Göğüsler, boyun el ve bacaklar dış etkilere daha açıktır, her gün bakım ister. Cildin temel esnekliğini korumak ve ileriki yaşlarda sarkma ve çizgileri azaltmak için genç yaşlarda koruyucu ve nemlendiricileri kullanmak gerekir. Cilt hem sıcak hem soğuktan etkilenir. Nemini yitirir, hassaslaşır ve kurur. Cildi sağlıklı tutmak için yıl boyunca nemlendirici kullanmak yararlıdır. Cildin gerilmesiyle kuruduğunu anında anlayabiliriz.

Vücudun en büyük düşmanı selülitlerdir. Genç yaşlı, şişman zayıf fark etmez. Her kadında oluşur. Selülit, kısaca, derideki yapının bozulup, yağ dokularının su, tuz ve metabolizma atığı maddelerle dolarak şişmesi anlamına geliyor. Bu durum, lenf ve hücrelerarası sıvının birikmesine yol açıyor ve deriyi "portakal kabuğu" görünümüne büründürüyor. Dolaşım bozukluğu, kalıtım, yaş, cinsiyet, hormonal düzensizlik, hareketsizlik, iklim koşulları, psikolojik etkenler gibi pek çok oluşum nedeni var. Sağlıklı beslenme, spor yapma, gerekirse koruyucu kremlerle selülitle savaşılır. Selülit sağlıkla orantılıdır.

Yeterli uyuyun : Uyku sırasında enerji yenilenir, zehirli maddeler vücuttan atılır, dokuların beslenmesi düzelir ve hücre metabolizması normale döner.Stresli olmayınStresliyken vücut insulin salgılar. Bu durum vücutta yağ ve şeker birikimine yol açar.

Kilonuzu sabit tutun : Sık aralıklarla yüksek miktarda kilo alıp vermek deride esneklik kaybına neden olur. Bu durum deri yapısını bozar ve selülit oluşumuna zemin hazırlar.

Gelişigüzel ilaç kullanmayın : Özellikle idrar söktürücü ve müshil ilaçlarını doktor tavsiyesi ile kullanın. Selülit, vücuttaki su-tuz dengesi değişikliklerine son derece duyarlıdır. İlaçların kötü kullanımı bu dengeyi bozabilir.Güneşlenirken dikkatli olun.Fazla güneşlenmek cildin yaşlanmasına ve direncinin azalmasına neden olur. Sıcak saatlerde (12-16 arası) güneşlenmeyin ve mutlaka güneşten koruyucu bir ürün kullanın.Kan dolaşımını engelleyen nedenlerden uzak durun.Kan dolaşımındaki yavaşlamalar ve düzen bozuklukları selülitin oluşmasında çok etkilidir. Bu yüzden:

- Vücudunuzu çok sıkan giysiler giymeyin.
- Sürekli yüksek topuk kullanmayın.
- Kambur durmayın.
- Kabızlık sorununuz varsa tedavi olun.

İyi soluk alıp verin: Göğsünüzü iyice şişirerek burnunuzdan derin ve yavaşça soluk alın ve yine burnunuzdan yavaşça geri verin. Dokuların bol oksijenle dolması, yanma işlemini hızlandırarak zehirli maddelerin vücuttan atılmasını kolaylaştırır, selüliti engeller.

Aromaterapi yapın : Selüliti engellemeye yarayacak en etkili yağ özleri greyfurt, portakal ve limon yağlarıdır. Çok konsantre oldukları için sadece 2 ya da 3 damla uygulayın.Haftada 1 kez, vücudun üst kısımlarına doğru ve dairesel hareketlerle yapılmalıdır. Dirsek, diz, kol, kalçaların üst kısımları gibi vücudun pürtüklü bölümlerinde ısrarcı olunması, buna karşın göğüsler, boyun gibi hassas bölümlerine uygulanmaması gerekir.

Günde en az 1,5 litre su için : Su, hem vücudu zehirli atıklardan temizler hem de selülitli dokulardaki tuzu atarak bu dokuları temizler.

Tuzu azaltın : Tuz ve sucuk, sosis gibi tuzlu yiyecekler dokularda su tutulmasına neden olur.

Proteinli gıdaları tercih edin : Protein yönünden zengin yiyecekleri sindirme sırasında vücut fazla enerji harcar. Bu da sağladıkları kaloriyi azaltır.

Bol bol meyve ve yeşil sebze yiyin : Meyve ve yeşil sebzeler dokulardaki zehirli artıkların atılmasında son derece etkilidir.

Patates, pirinç gibi nişastalı yiyeceklerle yağlı yiyecekleri bir arada yemeyin.Nişasta fazla miktarda insulin salgılanmasına neden olur bu da yağların organizma içine iyice yerleşmesine yol açar....Ve tahmin edeceğiniz gibi,

Yemek aralarında atıştırmayın.

Sigara, kahve, alkol, gazlı ve kolalı içecekler içmeyin.

Çikolata, kuruyemiş, muz, yağlı, bol salçalı ve baharatlı yiyecekler yemeyin.

Selülitle savaşmakta kararlıysanız mutlaka düzenli spor yapmalısınız. Haftada bir kez 2 saat yürümek yerine, her gün 45 dakika yürümek çok daha faydalıdır.

Selülite karşı en etkili sporlar, yürüyüş, yüzme, jimnastik gibi kan dolaşımını artıracak, bacak ve kalçalarınızı kuvvetlendirecek özellikte olanlardır.

Eğer spor yapmaya hiç vaktim yok diyorsanız, işte size akşamları evinizde uygulayabileceğiniz iki egzersiz:

- Yan yatın, kolunuzu başınızın altına koyun, dizlerinizi vücudunuza dik açı yapacak şekilde bükün ve bacaklarınızla dairesel hareketler yapın.
- Sırt üstü yatın, dizlerinizi bükün, karnınızı içinize çekin, bedeninizin üst kısmını kaldırarak ayak bileklerinizi tutmaya çalışın.

Spordan sonra mutlaka banyo yapın ya da duş alın : Banyoda 37°C den fazla su sıcaklığı kullanmamaya gayret edin. Spor sonrası vaktiniz varsa, banyonuzu ılık suyla doldurun ve ayaklarınızı uzatacak şekilde oturup kalçalarınızdan baldırlarınıza doğru soğuk duş tutun.

Arındırma (keseleme) vücut bakımının önemli bir etabıdır Cilt bakımı öncelikle güneş ışınlarından korumayla başlar. Güneş ışınlarının en güçlü olduğu, sabah 10.00 ile 15.00 arasındaki saatlerde güneş ışınları ile direkt temastan kaçınınız.Geniş kenarlı bir şapka kullanınız ve güneş ışınlarını engelleyen giysiler giyiniz. Islak T-shirt-lerin ve bir çok hafif giysinin güneş ışınlarını geçirdiğini unutmayınız. UV (ultraviyole) ışınlarını süzen bir güneş gözlüğü kullanın. Mutlaka güneş ışınlarına karşı en az 15 SPF (sun protecting factor = güneş engelleme faktörü) lik koruma sağlayan cilt ürünleri kullanınız. Bu ürünleri güneşle temasınızdan 30 dakika kadar önce uygulamaya özen gösteriniz.Kış veya soğuk dönemlerde de uzun süreler güneşe çıkmak özellikle cilt kanserleri açısından risk oluşturur. Güneş ışınlarına karşı korumanızı bu
dönemlerde de sürdürün .

Siyah cilt rengine sahip insanların ciltlerinde sadece melanin pigmentinin daha fazla olduğunu ve o ciltlerde de kanser olabileceğini unutmayınız.Özellikle yaz aylarında, bir an önce yanmış bir cilde sahip olmak için kullanılan, yanma hızlandırıcı ürünlerden kaçınınızYanma hızlandırıcı ürünlerin, sadece yanık bir ten sağladığını ve ciltte UV koruması yapmadığını, ciltte kırışıklıklara ve kurumaya neden olduğunu unutmayınız.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mart 2006       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ)

Nedir?


Osteoporoz, kemik kütlesinin azalmasıdır. Özellikle kadınlarda menopozdan sonra görülür. Bunun nedeni menopozdan sonra kadınlık hormonunun azalmasıdır.

Kemik erimesi, başlangıçta hiçbir belirti vermeyebilir. Ancak ilerlediği zaman, bel ve sırt ağrıları, kamburlaşma görülür.

Kemik erimesinin en önemli sonucu, en ufak bir darbede kırıkların görülmesidir. Osteoporoz sonucu kırılan kemiklerin kaynaması da güç olur. Bazen bu kırıklar yaşamsal tehlikeye yol açabilir.

Kemik erimeniz olup olmadığını anlamak için, bir doktorun önerisi ile “Kemik Dansitometrisi” denilen ölçümü yaptırmanız gerekmektedir.


Kemik erimesi en sık kimlerde görülür?

Üçten fazla doğum yapanlar

Süt, yoğurt, peynir gibi besinleri az tüketenler

Açık renk göz, ten ve saçı olanlar

Ufak tefek ince yapılı kadınlar

Ailesinde kemik erimesi olan kimse bulunanlar

Çok fazla kahve ve kolalı içecek tüketenler

Hareketsiz bir yaşam sürenler

Sigara ve alkol kullananlar

Kırmızı eti fazla tüketenler



Neler yapılabilir?

Kemik erimesini önlemek için beslenmenize özen göstermelisiniz. Özelikle süt, yoğurt, sebze, meyve gibi yiyecekleri almalısınız. Kahve ve kolalı içecekler tüketmemelisiniz. Tuzlu yememeli, proteini yüksek besinlerden uzak durmalısınız.

Kemik erimesini önlemek için hareketli bir yaşam sürmelisiniz. Düzenli yürüyüşler, merdiven inip çıkma ve basit jimnastik hareketleri ile bunu sağlayabilirsiniz

Kemik erimeniz varsa kırıklardan korunmak için evin içinde düşmenizi önleyecek önlemler almalısınız.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2006       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
herkes özel kararlar alır. Kararlar arasında elbette forma girmekle ilgili bazı düşünceler de vardır. Zaten ene doğru genişlemeye başlamışsanız bu kararı zorunlu olarak almak zorundasınız! Ki artık şişmanlık sadece estetik sorunu da değil. Aşırı kilo kanser, kalp, diyabet ve tansiyon gibi önemli hastalıkların da nedeni olabiliyor. Neden-sonuç açısından değerlendirildiğinde şişmanlığın ilk nedeni fazla kalori almak. Ayrıca hormonsal düzensizlikler ve troid bezi sorunları da kilolara neden olarak gösteriliyor. Peki zayıflama tekniklerinin hiç suçu yok mu? Uzmanlar sıkı diyete girip günlerce aç kalıp, sonra da zayıflayanların büyük yanlış yaptığını söylüyor. Bir süre sonra iki misli kiloyla karşılaşınca neye uğradıklarına şaşıran kadınlar başka çareler aramaya başlıyorlar. Bu çarelerden birinden de 'Zayıflama Tozu' üreten Volkan Kurt söz ediyor. Ataşehir'de sağlıklı beslenme faaliyet gösteren Herbalium Doğal Ürünler Merkezi'nin müdürü olan Kurt, bitkisel ve doğal olan her şeyin ilgi alanlarına girdiğini belirtiyor. Açtıkları www.herbalium.net adlı site de bu çerçevedeki bilgileri barındırıyor, meraklısına aktarıyor. Son olarak ürettikleri ürün ise kilo sorunu olanların ilgi odağında. Bu yeni ürünün en önemli özelliği, içeriğinde 'yağ yakıcı' şifalı bitkilerin ve özel karışımların bulunması. Bunun çay değil, 'toz' olduğuna dikkat çeken Volkan Kurt, sağlıklı zayıflamak isteyenlere öneriyor. Daha fazla bilgi için: www.herbalium.net



Zayıflama tozu nasıl etki ediyor?

Bitkisel tozun günde üç kere, yemeklerden önce bir kase yoğurtla karıştırılıp yenmesi öneriliyor. Üzerine su içildiğinde, karışım hem tok tutuyor hem bağırsakları çalıştırıyor. Öte yandan yemekte alınan yağların vücuttan daha kolay atılmasını sağlıyor. Karışımın içinde sinemaki gibi boşaltım sistemini aşırı çalıştıran bitkiler yok. Tam tersi yan faydası var. Yüksek kolesterolü düşürüyor, tansiyona faydalı oluyor.



İştahı köreltmenin silahı bol malzemeli salata!

Zayıflama tozu, 'Z-34' adını taşıyan bitki özü damlası ile birlikte kullanılırsa, daha olumlu sonuçlar çıkıyor ortaya. Sabah ve akşam yarım çay bardağı su içerisine 10 damla damlatılarak içilmesi gereken damla vücuttaki yağların atılmasını hızlandırıyor. Volkan Kurt, iştahlı kişilere de şu formülü veriyor: 'Yemekten önce bol malzemeli bir salata hazırlayın. İçine bir yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 limon sıkın. Yemeğe başlamadan önce bu salatayı yavaşça ve iyice çiğneyerek bitirin. Bu salata beyne tokum mesajı verir.'

KaRa_MeLeK - avatarı
KaRa_MeLeK
Ziyaretçi
10 Mart 2006       Mesaj #17
KaRa_MeLeK - avatarı
Ziyaretçi
Kilo vermek o kadar zor değil Msn Demon

diet13 Diyet sırasında yaşanan açlık krizleri, bir anda diyetin bozulmasına, motivasyonun düşmesine neden oluyor. Peki bu açlık krizlerini atlatmanın bir yolu yok mu?

Açlık krizleri de diyet yaparken sık sık karşılaşılan bir durum. Bu krizlerin atlatılamaması diyetin bozulmasına neden oluyor. 'mavi-yesil.com.tr' sitesinde bu konuda şu bilgilere yer veriliyor.

Uzun aralıklarla yemek yeme durumunda, bu aralıklarda vücut açlık hisseder ve bunun doğal sonucu olarak da besin ihtiyacı duyar. Bu süreç sonunda yemek yeme imkanı bulduğu zaman normal ihtiyacından fazla miktarda besin tüketir. Ancak bu tepki zamanla hastalık halini alır ve kişi normal öğünlerinde doyduktan sonra da yemeye devam eder.

Bu tip beslenme problemlerinden mustarip kişiler arzuladıkları beslenme şartlarına ulaşamadıkları takdirde duygusal olarak tepkiler göstermeye başlarlar. Kişi bu tip yeme krizlerinde, kısa süreli bir açlık halinde dahi sinir, hayal kırıklığı, utanç, suçluluk, umutsuzluk veya rahatsızlık gibi çeşitli duygular yaşamaktadır. Bunun sonucunda yediği her yemek sonrası bu duyguları katlanarak artmakta, fakat kendisini bu konuda kontrol edememesiyle birlikte zamanla bu durum kronik bir hal alıp, obeziteye neden olur. Kişi duygusal problemleri de varsa yemeye sarılır.

Atıştırmak sağlıklı bir diyeti baltalayabileceği gibi ona yardım da edebilir. Önemli olan neyi ne kadar yediğinizdir. Eğer öğleden sonra açlığınızı yatıştırmak için planlı bir 'atıştırma' yapıyorsanız, bu sizin işinize yarar.

Atıştırmak yemekler arası enerji depolamanızı sağlar. Vücudunuz, kan şekeri için gerekli olan karaciğerinizdeki karbonhidratı 4-6 saat içinde tüketir, tekrar gıda almanız gerekir.

Büyümekte olan çocuklar sınırlı yeme kapasiteleriyle bir günlük enerji ihtiyaçlarını üç öğünle karşılayamazlar. Kendileri için gerekli olan bu enerjiyi atıştırmalarla sağlamaları mümkündür.
Küçük ve sık atıştırmalar özellikle sabah halsizliği çeken veya kronik yorgun olan insanlarda yararlıdır.

Uzun aralıklı iki yemek arasında atıştırmak derin açlığı ortadan kaldırdığı gibi, bir sonraki öğünde çok fazla yemenize de engel olur.

Abur cuburlar beslenme olarak avantajlar sağlayabilir, fakat plansız olarak atıştırılan yiyecekler sağlığınızı da bozabilir. Patates cipsi, çikolata ve tatlılar gibi atıştırmalar diyetinizde yağ fazlasına sebep olur.

Diyet yaparken tartışılan konulardan biri de light gıdalar... Ne kadar yemeliyim? Nasıl seçmeliyim? gibi düşünceler aklınıza gelebilir. 1996 yılında Mavi Yeşil Light gıdaları diyet yapanların hizmetine sunan Dr. Murat Topoğlu bu konuya da açıklık getiriyor; ''Öncelikle bu tip ürünler üretilirken, gıda mühendisi, gıda teknikeri, doktor gibi kişilerin bir araya gelmesi ve ayrıntılı bir çalışma yürütmesi gerekiyor. Dr. Topoğlu ''Bir gıda maddesinin 100 gramında bulunan kalori (enerji) değerinin piyasada bulunan aynı türden normal ürünlerle kıyaslandığında yüzde 25 oranında kalorisinin düşük olması gerekiyor. Böylece bu ürünün üzerine light ya da enerji değeri yüzde 25 veya daha fazla azalmıştır yazısını yazabiliyoruz''
Halbuki düşük kalori farklı bir şeydir. Ürünün böyle olabilmesi için 100 gram katı gıda maddesinin 40 kalori, 100 gram sıvı gıda maddesinde ise 3 kaloriden az olması gerekiyor. Bu anlamda düşük kalori sözcüğü çoğu zaman yanlış kullanılıyor. Gıdaların üzerinde bulunan şekersiz, yağsız gibi yazılar da aldatıcıdır.

Bisküvi veya tahıllı bir gıda maddesinin üzerine şekersiz yazılması hatadır. Çünkü bu ürünler bağırsaklardan emilim sırasında zaten şeker haline gelir. Ancak şeker ilavesiz yazılırsa doğru bir deyim olur. Yağsız yazılabilmesi için 100 gr. katı gıda maddesinin en fazla yüzde1oranında yağ içermesi gerekmektedir.

Önemli hatırlatmalar
- Zayıflama eşofmanlarının, korselerin, kilo verdirdiğine inanmak yanlıştır. Bunlar vücudun biraz daha fazla su kaybetmesine neden olur ama yağlar parçalanmaz.
- Hemen hergün tartıya çıkıp kilonuzu kontrol etmeyin. Haftada 1 veya 2 kez tartılmak yeterlidir. - Çok hızlı kilo verdiren diyetler yapmayın. İdeal kilo vermek şu şekilde açıklanabilir: Haftada vereceğiniz kilo ağırlığınızın yüzde 1'i kadar olmalıdır. Yani 90 kilo iseniz haftada 900 gr. vermelisiniz. Bu da ayda 3-4 kiloya denk gelir.
- Aç karnına içilen sirke, limon ve greyfurt suyunun, kekik çayının zayıflatıcı etkisi yoktur. Eğer sindirim sistemi rahatsızlığı varsa özellikle sirkenin zararlı etkileri olabilir.
- Aç kalmak, yani sabah ve öğlen bir şey yememek, akşam ne varsa yemeye yöneltir. Bu da kilo vermeyiz.

Pratik ve lezzetli diyet tarifleri
Fırında mezgit ruloları

Malzemesi: 2 adet 150’şer gramlık mezgit filetosu, tuz, taze çekilmiş karabiber, 125 ml (su bardağı) light süt 6 adet arpacık soğanı, 1 diş sarımsak, 6 orta boy mantar, 4-5 adet taze patates, 1 adet yeşil dolmalık biber veya sivribiber 1 çorba k. margarin, 6 çorba k. hazır doğranmış domates, çorba k. kekik veya 1 dal taze kekik

Yapılışı:
Mezgit filetolarının üzerine biraz tuz ve biber serpip, fırın kabına yerleştirin. Üzerine sütü gezdirip, 10 dakika buzdolabında dinlenmeye bırakın. Fırınınızı 180 C'ye getirip, ısıtın. Arpacık soğanlarını soyup bütün bırakın. Sarımsağı ince ince dilimleyin. Mantarları ve patatesleri dörde bölün. Biberin sap kısmını kesip, tohumlarını temizleyin ve 8'e bölün. Bir tavada margarini eritin. Yağ kızınca sarımsak ve soğanları ilave edip, sote edin. Mantar, patates ve biberleri katın. Sebzeleri yaklaşık 3-4 dakika kavurun. Domatesi, tuzu, biberi, defne yaprağını ve kekiği katıp, ateşten alın. Fırın kabındaki mezgit filetolarının iki ucunu alta doğru kıvırarak kalınca bir rulo haline getirip, tekrar kaba yerleştirin. Sütlü balıkların üzerine tavadaki malzemeyi boşaltın. Kabın ağzını alüminyum folyo ile kapatın. Fırına yerleştirip, 30 dakika pişmeye bırakın. Bu süre sonunda folyoyu kaldırıp, 10 dakika daha pişirin. Fırından alın ve servis yapın.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2006       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
"Neden kilo veremiyorum?"

Kilo vermek için elinizden geleni yapıyor ve hala kilo veremiyorsanız, bir yerlerde yanlış giden bir şeyler var demektir.


Sonu gelmeyen haftalar boyunca sadece salata ve meyva yiyerek kilo vermeye çalışıp başarılı olamadıysanız, yalnız değilsiniz. Bu aslında herkesin yaşadığı bir problem. Hatta bazılarımız bunun sonucunda o kadar demoralize oluyoruz ki, tüm kilo verme planlarımızdan vazgeçmeye karar verebiliyoruz. İşte 10 klasik diyet hatası ve bunlardan kaçınma yöntemleri:

Kısa vadeli düşünmek
Kilo vermede başarılı olmanın tek yolu bunu, yaşam tarzınızda yapacağınız bir değişiklik olarak görmektir. Kısa bir dönem boyunca aç kalmayı diyet olarak algılayanların elde edeceği tek şey, kısa zamanda diyeti bırakmak olacaktır. Çünkü zor gelecektir. Bu nedenle de sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulamak en yiyisidir. Çoğu diyetisyen kadınların, günde 1300-1500 kalori alması gerektiğini belirtiyor. Eğer örneğin 1000 ya da altı kalorilik bir diyet uygulamaya kalkarsanız, sürekli aç kalmaktan ötürü o diyeti bırakmanız çok muhtemeldir. Üstelik dengeli bir diyetle pek çok farklı besinden de faydalanabilirsiniz.

Ünlülerin diyetlerini takip etmek
Jennifer Aniston gibi görünme fikri çekici gelebilir ama pek çok diyetisyen, bu sene çok moda olan ünlülerin diyetlerini eleştiriyor. Jennifer Aniston ve Geri Halliwell'in favori diyetler olan Atkins diyeti şüphesiz işe yarıyor. Ancak bu diyet, alınan karbonhidratı ciddi şekilde kıstığı ve proteini artırdığı için ideal olmaktan uzak. Çünkü karbonhidratlar dengeli beslenmenin önemli bir parçası ve bol protein-az karbonhidratlı beslenme vücudun kalsiyum kaybetmesine neden oluyor. Ünlülerin yaptığı çoğu diyet, belli bir besin ya da besin grubunu programın dışında tutmaya yönelik olduğundan, bağlı kalınmaları ve başarılı olunması zor diyetlerdir. Bunun yerine hem karbonhidrat, hem de protein içeren az yağlı bir diyet tercih edilmelidir.

Yedikleriniz konusunda kendinizi aldatmak
Diyetinizi harfiyen uyguladığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Ancak eğer hala kilo vermiyorsanız, o zaman yedikleriniz konusunda kendinizi kandırıyor olabilirsiniz. Örneğin çayın yanında yediğiniz o 2 tane bisküviyi, ya da doğum günü partisinde elinize tutuşturulan pastayı, ağzınıza attığınız bir avuç fıstığı, ya da yerdiğiniz grissinileri saymayı unutuyorsunuzdur belki, ya da kendinizden bile saklıyorsunuzdur. Ama bunlar biriktikçe kilo verememenizin sebebi olup çıkıveririler. Eğer kilo verememekten şikayet ediyorsanız, bir beslenme günlüğü tutun ve yiyip içtiğiniz her şeyi yazın. Haftanın sonunda, eğer dürüstçe her yiyip içtiğinizi yazdıysanız, niye kilo veremediğinizi göreceksiniz.

Egzersizi programınızın dışında bırakmak
Pek çok insan zayıflamak istediğinde, aldığı kalori miktarını azaltıyor ama egzersizi bu programa dahil etmeyi düşünmüyor. Tabii ki egzersiz olmadan kilo verebilirsiniz. Ama egzersiz metabolizmanızı hızlandıracağından, sadece diyetle vereceğinizden fazla kaloriyi yakabilirsiniz. Bir çoğumuz haftada bir kez aerobik bir egzersiz yapmanın yeterli olduğunu düşünüyor. Ancak metabolizmayı hızlı tutmanın en iyi yolu günde 20-30 dakikayı egzersize ayırmak. Yapabilecekleriniz arasında ise, asansör yerine merdiveni kullanmak, toplu taşıma araçlarından erken inmek ve eve/işe yürümek, bisiklete binmek yer alıyor. Tabii seçenekleri çoğaltabilirsiniz. Uzaktan kumandayı kullanmak yerine yerinizden kalkıp kanalı değiştirmek bile haftada fazladan 200 kalori demektir.

Bazı besinleri tamamen liste dışı tutmak
Çoğumuzun kafasında diyet, çok sevdiğimiz çikolata, kızartma vb gibi bazı besinleri kesinlikle yememekle eş değer.Ancak eğer uzun vadeli bir diyet yapmak istiyorsanız, sevdiğiniz besinleri hiç yemeden o diyete devam edebilmeniz mümkün değil. Aslında işin hilesi şu: Sevdiğiniz besinlerden ufak bir porsiyonu arada bir yemek. Eğer diyetinize sadıksanız ve kilo veriyorsanız, haftada bir kendinize sevdiğiniz bir besinden bir porsiyon yeme hakkı tanıyın.

Öğün atlamak
Diyettesiniz. Diyelim ki bugün o kadar meşguldünüz ki, kahvaltı ya da öğle yemeğini yiyecek vaktiniz bile olmadı. Belki o öğünün yememiş olmanın kilo verme çabalarınıza katkıda bulunacağını düşünebilirsiniz. Bu durumda sadece kendinizi aldattığınızı belirtmeme izin verin. Öğün atladığımızda, kan şekeri seviyesi düşer. Bu da, tatlı besinlere olan ihtiyacı artırır. Bunun anlamı da, günün ileriki saatlerinde canınızın tatlı çekmesi demektir. Eğer kaçırdığınız öğünü yeseydiniz, yiyeceğiniz tatlıdan çok daha az bir kalori alacaktınız. Araştırmalar, kahvaltı etmeyenlerin, günün ileriki saatlerinde daha çok kalori aldıklarını kanıtlıyor.

Düşük kalorili besinlerin hep sağlıklı olduğunu düşünmek
En sık yapılan hatalardan biri de, düşük kalorili gıdaların sağlıklı gıdalar olduğunu düşünmek. Çünkü çoğu sağlıklı besin aslında oldukça kalorilidir. Örneğin zeytinyağı, fındık gibi yemişler, ya da peynir, içerdiği yüksek miktardaki kaloriye oranla sağlıklı besinlerdir. Burada önemli olan bunları sınırlı miktarda tüketebilmeyi öğrenmektir. Örneğin sadece tek bir çorbakaşığı zeytinyağında 100 kalori vardır, veya bir avuç fıstıkta 150 kalori vardır ve bunun 13 gramı yağdır. Diğer bir sıkça yapılan hata da, tavuğu derisiyle yemektir. Sevilen bir diyet yeöeği olarak ün yapan tavuğun tüm yağı derisindedir ve tavuğu bu deriyle yemek demek 3 katı fazla kalori almak demektir. Salata sosları ve mayonezli sandviçler de diğer riskli besinlerdendir.

Büyük porsiyonlar
Porsiyon ölçmek insanı diyetten soğutan bir başka konu. Buradaki problem şu: Diyet birkaç hafta sıkı sıkıya uygulandıktan sonra, diyeti yapan kişi porsiyonların miktarını artık bildiğinden emin olarak, buna eskisi kadar özen göstermemeye başlıyor. Tabii bu arada, porsiyon miktarı farkına varılmadan giderek artıyor. Bunun önüne geçmek için, markette alışverişinizi yapaken, ihtiyaç duyduğunuzdan fazlasını satın almayın. Eğer ekmeği kalın dilimlemek gibi bir eğiliminiz varsa, o zaman da tost ekmeği alın. Biz evde öyle yapıyoruz.

İçeceklerin de kalori içerdiğini unutmak
Sağlıklı bir şekilde beslenip, abur cubura itibar etmiyor olabilirsiniz ama özellikle sodalı içecek ve meyva sularından tüketip, kremalı kahve içip, kahve ve çaya şeker kokuyorsanız, kilo vermede gene problem yaşayacaksınız demektir. Örneğin şöyle bol çikolatalı nefis bir cappucino'nun size getirisi 120 kalori ve 8 gram yağ. Ancak çikolatalı yerine tarçınlı içmeniz, yağ oranını hemen hemen sıfora indirirken, kaloriyi de 60'a düşürüyor. Alkollü ve gazlı içecekler de cappucino'dan beter kalorili. Alkol hem yağ kadar kalori içeriyor, hem yağ gibi enerji sağlamaıyor, hem de iştahı açıyor. Bu nedenle alkol alımını haftada 1-2 kezle sınırlayıp, şaraba dönmekte fayda var. Örneğin şarabı da maden suyuyla karıştırıp kalorisini azaltabilirsiniz.

Çok sık tartılmak
Diyetin en zevkli kısmı, tartıldığınızda ibrenin sola doğru kaydığını görmektir. Ancak bunu abaratarak sık tartılmak kilo kaybını zorlaştırır. Çoğu kadının kilosu, vücuttaki su tutulmalarından dolayı iner çıkar. Bu nedenle zaman zaman kilo almadıkları halde, almış gibi hissederek endişelenirler. Bu da işi zorlaştırır. Başarılı bir diyette kilo kaybı yavaş ve daha kalıcıdır. Ayrıca kas kütlenizin artması da yanıltıcı olabilir. Çünkü kas, yağdan ağırdır. Bu nedenle haftada bir kez günün aynı saatlerinde tartılmak faydalı olacaktır.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2006       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hayatiste6kf

Henuz 18 ini yeni bitirmiştin, enerji ve umutla dolu
hayata başlamaya hazırdın... Ne oldu? Istemediğin bir
okula girdin. Insanları mutlu etmek, saygı kazanmak,
sevilmek için... Sevmediğin bir bölümde senelerini
harcadın... Ayaklarını sürüye sürüye gittin
derslere... Çalışmak istemedin ama yine de zorladın
kendini... Güç bela bitirdin sonunda... Ne ailen, ne
de arkadaşların görmedi yaptığın fedakarlığı...
Alkışlamadılar seni,omuzlarının üzerine çıkarmadılar,
madalya takmadılar... Enerjin çoktan
tükenmeye başladı bile... Kimse bilmez nasıl Gençliğini tükettiğini...

Şimdi iş bulman gerek... Para kazanman, araba alman,
ev alman gerek... Istemediğin bir işe girdin... Böyle
olması gerekiyor diye... Sırf çevrendekiler bekliyor
diye... Insanları mutlu etmek, saygı kazanmak,
sevilmek için... Sabahın köründe gidiyorsun işe...
Sevmediğin insanlar ile gününü harcıyorsun... Heyecan duymadığın işlerle zamanını geçiriyorsun... Yarının gelmesinden nefret ediyorsun... Sevildiğini hissettin mi peki? Ya saygı? Bitti mi insanların istekleri?
Özgür müsün artık?
Hayır hala özgür değilsin...

Şimdi evlenmen gerek... Öyle ya yaşın geçiyor, evde mi
kaldın ne? Arıyorsun etrafında uygun
birisini, artık evlenmeliyim diyorsun...Acaba
gerçekten istiyor musun? Sana uygun birisini buldun işte, boyu boyuna, mesleği mesleğine, parası parana göre... Peki ya kalbin? Düğününden bir gece önce sessizce itiraf ettin kendine, ya doğru kişi değilse?? Belli ki hazır değildin bu evliliğe... Evlenmek için evlendin... Insanları mutlu etmek, saygı kazanmak, sevilmek için...Mutlu oldun mu peki? Kalbin heyecanla doldu mu? Akşam eve koşarak döndün mü? Sevildiğini hissettin mi? Seviştin mi tüm varlığınla?

Daha evleneli bir sene dolmadı, insanlar çocuk demeye başladılar... Istedin mi gerçekten bir çocuk sahibi olmayı?

Hazır mısın bir canlıyı yetiştirmeye? Söyle bana ne verebilirsin bu küçük insana? Hayatı kendi gözlerinle hiç yaşadın mı? Ne istediğini biliyor musun? Ya da istemediğini?
Hiç risk aldın mı? Sen hiç kendin için bir şey yaptın mı?
Çocuğun bir gün sorarsa Özgürlük Nedir? Ne cevap vereceksin?? Sen hiç özgürlüğü yaşadın mı ki ??

Evliliğinde problemler yaşıyorsun... Sevmediğin bir
insanla cehennemi paylaşıyorsun... Boşanmak fikri
kafana gelip gelip gidiyor...cesaret edemiyorsun...
Insanlar ne der diyorsun... Gene kendi duygularının
üzerine bir duvar örüp başka insanlar için evliliğinde
kalıyorsun... Fedakarlığını gören biri var mı?
Yaşadığın ızdırabı senin gibi yaşayan?

Korkuların seni hapsetmiş, her geçen gün etrafına bir duvar daha örüyorsun...

Sevilmeme korkusu, yalnız kalma korkusu, başarısız olma korkusu, saygınlığını yitirme korkusu ve daha neler neler...
Hayatında hiç korkmadığın bir gün oldu mu? Cesaretle atıldın mı hiç, ya bilmediğin bir dünyaya girdin mi? Sevilmemeyi göze aldın mı hiç? Gülünç duruma düştün mü? Ağladın mı doyasıya, insanlara aldırmadan? Acı çektin mi hiç, hani öleceğini düşünecek kadar... Ve yeniden iyileşmeyi başarabildin mi hiç??

Yaş erdi kemale diyorsun, bu saatten sonra benden ne köy olur ne kılavuz. Umutların tükenmiş, hayallerin yıkılmış... Koca bir ömür başka insanların kontrolü altında geçip gitmiş.... Alışmışsın artık
bu düzene, artık istesemde çıkamam diyorsun... Ve gene kendin için bir şeyler yapmaktan vazgeçiyorsun...

Haydi şu anda şu dakika bir kez bak hayatına...
Şimdi soruyorum sana...

Ne zaman kendin için bir şeyler yapacaksın?


ÇOK GEÇ KALMA...ÇÜNKÜ BU GÜN, GERİ KALAN HAYATININ İLK GÜNÜ...

bazi kisimlari biraz bana ters gibi olsada paylasmak istedim sizlerle...
tireki
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mart 2006       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
TEMEL BİLGİLER
akne

TANIMLAMA :
Akne ( Sivilce) derideki yağ bezlerinin,erkeklik hormonu (Androjen) tarafından uyarılması ile oluşan,içi cerahat dolu veya siyah noktalar ihtiva eden,nadiren nedbe dokusu ile iz bırakarak iyileşen bir deri hastalığıdır.

Görülme sıkılığı:
Adolesanların yaklaşık 100 %'ü az ya da çok derecede etkilenir ancak, sadece% 15'i doktora başvurur.
Cinsiyet:
Erkek= Kadın (erkeklerde daha ağır seyretme eğilimi vardır.)

BELİRTİ VE BULGULAR
• Kapalı komedonlar (beyaz noktalar)
• Açık komedonlar (siyah noktalar)
• Kızarıklık ve ödemin eşlik ettiği ya da etmediği püstüller (kistler)
• Nedbe dokuları
• Lezyonlar, alın, yanak ve burun üzerinde ortaya çıkar ancak sırt ve göğüs ortasına kadar yayılabilir.

NEDENLERİ
Erkeklik hormonu yağ bezlerinin ucunun siyah noktalarla tıkanmasına yol açan keratin döngüsünü uyarırlar. Yağ bezlerinin ürettiği peynirsi madde (sebum) tıkaçın ardında birikmeye başlar.Bakteri varlığında, biriken muhteva iltihaplanarak sivilce oluşur.

RİSK FAKTÖRLERİ
• Ergenlik çağına giriş.
• Erkek

• Bazı ilaçlar( Doğum kontrol hapları,iodidler, bromidler, lityum, fenitoinler, kortizon)
• Temizleyici kremler, nemlendiriciler, yağlı fondötenleri içeren birtakım yağlı kozmetikler.
• Deri yüzeyinin herhangi bir şekilde kapatılması.
• Sıcak , nemli iklimler


TEDAVİ

GENEL ÖNLEMLER

• Siyah noktalarla tıkanmış alanların boşaltılması
• Temizleme- yumuşak bir sabunla günde birkaç defa hafifçe yıkamak yüzeyel yağlanmayı kontrol edecektir. Daha sık yıkanması deriyi tahriş eder.
• Yağsız güneş koruyucuları- bazı tedavi olmayan vakalarda ultraviole ışınları ile bir miktar iyileşme sağlanmakla birlikte, tedavide kuilanıjan ilaçlar Ultraviole ile ters etkileşim gösterir. Uzun dönem Ultraviole ye maruz kalmak kalıcı deri hasarına neden olur.

DİYET
• İyi beslenmeye yönelik öneriler
• Akneyi (Sivilceleri) iyileşlirebilen özel bir diyet tarii edilmemiştir. Çikolata ve yağlı yiyecekler akneyi(Sivilceleri) artırmazlar.

HASTANIN EĞİTİLMESİ
• Hastanın aknenin kesin bir tedavisinin olmadığını, tedavilerin sadece hastalığı ve lezyonları kontrol altına almak için yapıldığını bilmesi önemlidir.
• Tüm tedavi şekillerinde etkinin ortaya çıkması en az 4 hafta sürer.
• Topikal ajanlar yüzün kızarmasına ve kurumasına sebep olurlar, bu yüzden bir çok kişinin bu ilaçların kullanımına devam etme konusunda teşvik edilmesi gerekir.

TERCİH EDİLEN İLAÇLAR
• Özellikle haifi derecedeki sivilcelerde deriye uygulanan krem ve losyonlar en iyisidir.
• Benzoyl peroxide % 5 kuru cilde gece yatarken sürülür.
• Retinoik asid % 0,025 oranlarındaki konsantrasyonlardan başlayarak gece yatarken kuru cilde sürülür. Jel formu da (Retinojel % 0,025, % 0.05)0 vardır ve oldukça kurutucudur. Başlangıç aşamasında lezyonların artmasına neden olur.
• Kislik lezyonlara eritromisin yada Klindamisin % 2 solüsyon uygulanması
• Tetrasıklin 250 mg günde dört defa 7-10 gün kullanılması ve dozun en düşük etkin doza kadar azaltılması.

BEKLENEN GELİŞME VE PROGNOZ
Zaman içinde yavaş yavaş iyileşme meydana gelmesi

GEBELİK:
• Akne lezyonlarında remisyon ya da artışa sebep olabilir.

DİĞER NOTLAR
• Akne (Sivilce), genellikle hasta için, doktora ifade ettiğinden daha ciddi bir sorundur
• Akne (Sivilce) zamanla geriler.

__________________


Benzer Konular

11 Aralık 2014 / ThinkerBeLL Sağlıklı Yaşam
19 Şubat 2013 / Demir YumruK Taslak Konular