Ziyaretçi
Yeni TCk ve Kadın Hakları
Kadın örgütleri yeni TCK'nin ardından açıklama yaptı: "Kadınların önünde dün olduğu gibi bugün de iki görev duruyor. Bu görevlerden biri, yeni haklar için durmaksızın mücadele etmek; diğeri ise, kazanımların yaşama geçirilmesi için çalışmaya devam etmek.
Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır'daki kadın kuruluşları, yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) kadına sağladığı kazanımlara dikkat çekti. Ancak bu kazanımlara karşın, kadın hakları için mücadelenin sürdürüleceği belirtiliyor.
TCK Kadın Platformu'nun yayınladığı bildiriye de imza koyan ve ek basın bülteni hazırlanan imzacılar arasında, Af Örgütü Diyarbakır Grubu, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi, KAMER, Kardelen Kadın Evi, Selin Kadın Merkezi, Umut Işığı Kadın Kooperatifi, DİKASUM ve EPİDEM bulunuyor.
Diyarbakır'daki kadın kuruluşlarının ortak bildirisinde, yeni TCK'nin getirdiği kazanımlar ve halen süren eksiklikler şöyle sıralanıyor:
Kadın hareketi 1 Haziran 2005 tarihinde yasal haklar alanındaki yeni bir başarısının doğum gününü kutluyor. Bugün TCK'deki kazanımların yaşama geçirilmesi noktasında yeni bir süreç başlıyor.
*Yeni TCK, kadın hareketinin istemlerine uygun hükümleri taşımaktadır. Ancak, yasaların istemlere uygun kabul edilmiş olması değil, herkesçe bilinmesi ve uygulanması önemlidir.
* Yasa, kadının vücut bütünlüğüne yönelik cinsel şiddet içeren suçları, birey olarak kadına yöneltilmiş eylem olarak kabul edip; evlilik içerisindeki cinsel birlikteliğin de rıza dışında gerçekleştirilmesini suç sayıyor.
* Yeni TCK kadın ve kız ayrımını reddediyor ve yasal olmayan bekaret kontrolünü "jenital muayene" adı altında cezalandırıyor.
* Yeni yasa, insan yaşamını korunacak en yüksek değer olarak kabul edip; evlilik dışı dünyaya gelen çocuğun annesi tarafından namus kurtarma gerekçesi ile öldürülmesi eylemine ceza indirimi düzenlemesini kaldırıyor.
* Namus cinayetlerinin nitelikli adam öldürme fiili olarak tanımlanması istemimiz yeni TCK'de 'töre cinayetleri' olarak nitelendirip, yasa metnine alındı.
* Sıraladığımız önemli kazanımların yanında, yeni TCK, çok temel noktalardaki eksiklikleri ile yürürlüğe girmektedir.
* "Bekaret kontrolü eyleminin" açıkça anılmaması, muayene kararını verme yetkisinin hakim ve savcılarla kısıtlanmış olmasına karşın, kadının rızasının ön koşul olarak ifade edilmemiş oluşu önemli bir eksikliktir.
MeDeNi KaNuNDa KaDıN
Sponsorlu Bağlantılar
Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır'daki kadın kuruluşları, yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) kadına sağladığı kazanımlara dikkat çekti. Ancak bu kazanımlara karşın, kadın hakları için mücadelenin sürdürüleceği belirtiliyor.
TCK Kadın Platformu'nun yayınladığı bildiriye de imza koyan ve ek basın bülteni hazırlanan imzacılar arasında, Af Örgütü Diyarbakır Grubu, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi, KAMER, Kardelen Kadın Evi, Selin Kadın Merkezi, Umut Işığı Kadın Kooperatifi, DİKASUM ve EPİDEM bulunuyor.
Diyarbakır'daki kadın kuruluşlarının ortak bildirisinde, yeni TCK'nin getirdiği kazanımlar ve halen süren eksiklikler şöyle sıralanıyor:
Kadın hareketi 1 Haziran 2005 tarihinde yasal haklar alanındaki yeni bir başarısının doğum gününü kutluyor. Bugün TCK'deki kazanımların yaşama geçirilmesi noktasında yeni bir süreç başlıyor.
*Yeni TCK, kadın hareketinin istemlerine uygun hükümleri taşımaktadır. Ancak, yasaların istemlere uygun kabul edilmiş olması değil, herkesçe bilinmesi ve uygulanması önemlidir.
* Yasa, kadının vücut bütünlüğüne yönelik cinsel şiddet içeren suçları, birey olarak kadına yöneltilmiş eylem olarak kabul edip; evlilik içerisindeki cinsel birlikteliğin de rıza dışında gerçekleştirilmesini suç sayıyor.
* Yeni TCK kadın ve kız ayrımını reddediyor ve yasal olmayan bekaret kontrolünü "jenital muayene" adı altında cezalandırıyor.
* Yeni yasa, insan yaşamını korunacak en yüksek değer olarak kabul edip; evlilik dışı dünyaya gelen çocuğun annesi tarafından namus kurtarma gerekçesi ile öldürülmesi eylemine ceza indirimi düzenlemesini kaldırıyor.
* Namus cinayetlerinin nitelikli adam öldürme fiili olarak tanımlanması istemimiz yeni TCK'de 'töre cinayetleri' olarak nitelendirip, yasa metnine alındı.
* Sıraladığımız önemli kazanımların yanında, yeni TCK, çok temel noktalardaki eksiklikleri ile yürürlüğe girmektedir.
* "Bekaret kontrolü eyleminin" açıkça anılmaması, muayene kararını verme yetkisinin hakim ve savcılarla kısıtlanmış olmasına karşın, kadının rızasının ön koşul olarak ifade edilmemiş oluşu önemli bir eksikliktir.
MeDeNi KaNuNDa KaDıN
Medeni Kanun
Cumhuriyetin kurulmasından sonra yürütülen devrimler yasal alanda köklü değişiklikler getirmiştir. Bunlardan biri bilhassa kadınlar açısından önemli haklar getiren "Türk Medeni Kanunudur". 17 Şubat 1926 tarihinde İsviçre Medeni Kanunundan örnek alınarak bir medeni kanun çıkarılmıştır. Bu kanun, kadın erkek eşitliği hususunda radikal değişiklikler getirmiş ve kadınların önünü açarak modern standartlara yaklaşmalarına hizmet etmiştir. Ancak, zaman içinde yeni gelişmeler doğrultusunda ciddi bir reformasyon görmeyen Medeni Kanun bugün bazı hususlarda yetersiz kalmış ve l935 lerden beri süren reform çalışmaları l.Ocak 2002 de yürürlüğe giren Yeni Türk Medeni Kanununu şekillendirmiştir. Yeni Medeni Yasa ile;
* Eski kanunda aile reisliği kurumu vardı ve aile reisi kocadır. Yeni Medeni Yasada aile reisliği kaldırılmış ve eşlerin evlilik birliğini beraberce yönetecekleri düzenlenmiştir.
* Eski kanunda evlilik birliğini temsil yetkisi (bazı hususlarda karının da temsil yetkisi vardır) kocaya aittir. Yeni Yasada temsil yetkisi eşlerin her ikisine birlikte verilmiştir.
* Evin seçimini kocanın yapacağı hükmü değiştirilerek, eşlerin oturacakları evi birlikte seçecekleri hükmü getirilmiştir.
* Kadına, "önceki" soyadını kocasının soyadından önce gelmek üzere kullanabilme hakkı veren ve daha önceden yapılmış olan (1997 yılında) değişiklik yeni yasada aynen benimsenmiştir.
* Eski Medeni Kanuna göre eşlerin velayeti birlikte kullanacağı, anlaşmazlık halinde ise babanın reyinin üstün olacağı hükmü değiştirilerek eşlerin velayeti birlikte kullanacakları düzenlenmiştir. Anlaşmazlık halinde ise hakim karar verecektir.
* Yeni Medeni Yasada eşlerden birinin meslek ve iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda olmadığı hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeyle eşler mesleklerini diğer eşten izin almadan sürdürebilecektir. (Zaten , Eski Medeni Kanunun 159. maddesinde yer alan kadının meslek ve iş yapabilmesi için kocasının iznini alacağı şeklindeki hüküm 1990 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.)
* Eski Medeni Kanuna göre diğer rejimlerden biri seçilmemişse geçerli olan kanuni mal rejimi "mal ayrılığı" iken Yeni Yasada "edinilmiş mallara katılma" rejimi getirilmiştir. Her eşin kendi adına kayıtlı olan mallara sahip olmaya devam etmesi denilen mal ayrılığı yerine, yeni rejime göre yine eşler evlenirken başka bir rejim seçmemişlerse evlilik birliğinin kurulmasından sonra her eşin karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri (edinilmiş mallar) evliliğin sona ermesiyle eşit olarak paylaşılır. Kişisel mallar ise sahiplerinde kalır.
* Eski Medeni Kanuna göre evin ve çocukların geçimi kocaya ait iken Yeni Medeni Yasada, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıklarıyla katılırlar şeklinde düzenleme yapılmıştır.
* Yeni Yasa ile evlenme yaşı kadın ve erkek için eşitlenerek yükseltilmiştir. Aile izni ile evlenme halinde 17 yaşını doldurmak, mahkeme kararıyla evlenme durumunda 16 yaşını doldurmak şartı getirilmiştir. (Eski Kanuna göre; aile izniyle evlenmede erkek 17, kadın ise 15 yaşını doldurmuş olmalı, mahkeme kararıyla evlenmede erkek 15, kadın ise 14 yaşını doldurmuş olmalıdır.)
* Daha önce evlenmek için müracat yeri, erkeğin oturduğu yer evlendirme memurluğu iken Yeni Yasada kadın veya erkeğin oturduğu yer evlendirme memurluğu olarak düzenlenmiştir.
* Genel hükümlere göre boşanmadan sonra nafaka davalarının açılma yeri davalının ikametgahı yer mahkemesidir. Yeni Yasada ise davacının ikametgahı yer mahkemesi yetkili kılınmıştır.
* Yeni Medeni Kanunda evlat edinme konularında da önemli yenilikler getirilmiştir. 30 yaşını dolduranlar evlat edinebilirler, evlat edineceklerin çocuğunun olmaması şartı kaldırılmıştır.
Yeni Medeni Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Aile Mahkemeleri Kurulması konusu kaçınılmaz hale gelmiş ve bu konuda hazırlanan yeni yasa tasarısı TBMM"ye sunulmuştur.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra yürütülen devrimler yasal alanda köklü değişiklikler getirmiştir. Bunlardan biri bilhassa kadınlar açısından önemli haklar getiren "Türk Medeni Kanunudur". 17 Şubat 1926 tarihinde İsviçre Medeni Kanunundan örnek alınarak bir medeni kanun çıkarılmıştır. Bu kanun, kadın erkek eşitliği hususunda radikal değişiklikler getirmiş ve kadınların önünü açarak modern standartlara yaklaşmalarına hizmet etmiştir. Ancak, zaman içinde yeni gelişmeler doğrultusunda ciddi bir reformasyon görmeyen Medeni Kanun bugün bazı hususlarda yetersiz kalmış ve l935 lerden beri süren reform çalışmaları l.Ocak 2002 de yürürlüğe giren Yeni Türk Medeni Kanununu şekillendirmiştir. Yeni Medeni Yasa ile;
* Eski kanunda aile reisliği kurumu vardı ve aile reisi kocadır. Yeni Medeni Yasada aile reisliği kaldırılmış ve eşlerin evlilik birliğini beraberce yönetecekleri düzenlenmiştir.
* Eski kanunda evlilik birliğini temsil yetkisi (bazı hususlarda karının da temsil yetkisi vardır) kocaya aittir. Yeni Yasada temsil yetkisi eşlerin her ikisine birlikte verilmiştir.
* Evin seçimini kocanın yapacağı hükmü değiştirilerek, eşlerin oturacakları evi birlikte seçecekleri hükmü getirilmiştir.
* Kadına, "önceki" soyadını kocasının soyadından önce gelmek üzere kullanabilme hakkı veren ve daha önceden yapılmış olan (1997 yılında) değişiklik yeni yasada aynen benimsenmiştir.
* Eski Medeni Kanuna göre eşlerin velayeti birlikte kullanacağı, anlaşmazlık halinde ise babanın reyinin üstün olacağı hükmü değiştirilerek eşlerin velayeti birlikte kullanacakları düzenlenmiştir. Anlaşmazlık halinde ise hakim karar verecektir.
* Yeni Medeni Yasada eşlerden birinin meslek ve iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda olmadığı hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeyle eşler mesleklerini diğer eşten izin almadan sürdürebilecektir. (Zaten , Eski Medeni Kanunun 159. maddesinde yer alan kadının meslek ve iş yapabilmesi için kocasının iznini alacağı şeklindeki hüküm 1990 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.)
* Eski Medeni Kanuna göre diğer rejimlerden biri seçilmemişse geçerli olan kanuni mal rejimi "mal ayrılığı" iken Yeni Yasada "edinilmiş mallara katılma" rejimi getirilmiştir. Her eşin kendi adına kayıtlı olan mallara sahip olmaya devam etmesi denilen mal ayrılığı yerine, yeni rejime göre yine eşler evlenirken başka bir rejim seçmemişlerse evlilik birliğinin kurulmasından sonra her eşin karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri (edinilmiş mallar) evliliğin sona ermesiyle eşit olarak paylaşılır. Kişisel mallar ise sahiplerinde kalır.
* Eski Medeni Kanuna göre evin ve çocukların geçimi kocaya ait iken Yeni Medeni Yasada, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıklarıyla katılırlar şeklinde düzenleme yapılmıştır.
* Yeni Yasa ile evlenme yaşı kadın ve erkek için eşitlenerek yükseltilmiştir. Aile izni ile evlenme halinde 17 yaşını doldurmak, mahkeme kararıyla evlenme durumunda 16 yaşını doldurmak şartı getirilmiştir. (Eski Kanuna göre; aile izniyle evlenmede erkek 17, kadın ise 15 yaşını doldurmuş olmalı, mahkeme kararıyla evlenmede erkek 15, kadın ise 14 yaşını doldurmuş olmalıdır.)
* Daha önce evlenmek için müracat yeri, erkeğin oturduğu yer evlendirme memurluğu iken Yeni Yasada kadın veya erkeğin oturduğu yer evlendirme memurluğu olarak düzenlenmiştir.
* Genel hükümlere göre boşanmadan sonra nafaka davalarının açılma yeri davalının ikametgahı yer mahkemesidir. Yeni Yasada ise davacının ikametgahı yer mahkemesi yetkili kılınmıştır.
* Yeni Medeni Kanunda evlat edinme konularında da önemli yenilikler getirilmiştir. 30 yaşını dolduranlar evlat edinebilirler, evlat edineceklerin çocuğunun olmaması şartı kaldırılmıştır.
Yeni Medeni Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Aile Mahkemeleri Kurulması konusu kaçınılmaz hale gelmiş ve bu konuda hazırlanan yeni yasa tasarısı TBMM"ye sunulmuştur.