Arama

Salgın Hastalıklar

Güncelleme: 20 Mayıs 2009 Gösterim: 30.268 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Mayıs 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Salgın Hastalıklar
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da önerisi değildir.
Epidemiyolojide, salgın (Yunanca epi- üzerinde + demos halk) belli bir insan popülasyonunda, belli bir periyodda, yeni vakalar gibi görülen ancak önceki tecrübelere göre beklenenden fazla etki gösteren hastalıktır. (Epizootik ise aynı şeydir ancak hayvanlarda geçerlidir.)
"Beklenen"in ne olduğuna bağlı olarak salgının tanımlanması subjektif olabilir. Bir salgın lokal (bir hastalık patlaması), daha genel (salgın hastalık) ve hatta dünya çapında (global salgın-pandemik) olabilir.
Sabit seviyede oluşan ve popülasyonda görece olarak yüksek derecede seyreden alışılagelmiş hastalıklar ise endemik olarak adalandırılır. Endemik hastalığa bir örnek sıtmadır. Afrikanın bazı bölgelerinde (örneğin, Liberya) halkın büyük çoğunluğunun hayatlarının bazı dönemlerinde sıtmaya yakalanmaları beklenir.
Meşhur salgınlara örnek olarak Orta Çağ Avrupası'nda yaşanan ve kara veba olarak da bilinen hıyarcıklı veba, I. Dünya Savaşı sonunda ortaya çıkan Büyük grip salgını verilebilir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Mayıs 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Salgın Hastalıklar
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Birçok hastalığın nedeni insandan insana bulaşan bakteri ve virüs gibi mikroplardır (bak. Mikroplar). Bir hastalık bu yolla çok sayıda insana bulaşır ve geniş bir bölgede birçok insan bu hastalıktan ölürse bu bir salgın hastalıktır ya da o yörede bir salgın (epidemi) söz konusudur. Buna karşılık belirli bir yörede her zaman karşılaşı­lan, ama salgınlara yol açmayan hastalıklara "yerleşik" ya da "endemik" denir.
Geçmişte en ağır salgınların nedeni, kent­lerde kanalizasyon olmadığı için idrar ve dışkıların içme suyuna karışmasıydı. Tarih boyunca, mikroplu içme sularından kaynakla­nan çok ağır kolera salgınları görülmüştür. (bak. Kolera). Ayrıca mikroplu sütler, açıkta satılan ya da kirli ellerle tutulan yiyecekler ve mikrop taşıyan sinekler de hastalıkların yayıl­masında önemli bir etkendi. Günümüzde, sağlık kurallarına uygun kanalizasyon ağları, temiz içme suları ve sütlerin pastörize edilme­si salgın hastalıkların sıklığını bir yüzyıl önce­sine oranla büyük ölçüde azaltmıştır.
Bazı hastalıkların taşıyıcısı da böceklerdir. Fare ve sıçanların üstünde yaşayan pireler vebanın, bitler tifüsün, sivrisinekler de sıtma­nın etkeni olan mikroplan taşır (bak. Sıtma; Tifüs; Veba). Birçok ülkede, insanların temiz­lik kurallarına uyması, evlerde ya da kentlerin çevresinde yaşayan farelerin yok edilmesi ve sivrisineklerin ürediği bataklıkların kurutul­masıyla bu hastalıkların önü alınabilmiştir. Ama bu önlemlerin alınmadığı bazı ülkelerde bugün bile bazen büyük salgınlar görülür.
Soluk alıp verirken, aksırır ya da öksürürken soluğumuzdaki buhar damlacıklarıyla bir­likte havaya karışan mikroplar da bazı hasta­lıkların hızla yayılmasına yol açar. Bu yolla yayılan en öldürücü hastalıklardan biri çiçek hastalığıydı. Çağımızda çok geniş kapsamlı bir aşı kampanyasıyla çiçek hastalığı yeryü­zünden silinmiştir. Verem, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklar da ağzımızdan saçılan damlacıklarla bulaşır. Soğuk algınlığı gerçek­ten en yaygın salgın hastalıktır. Bir salgının ne zaman bitip öbürünün ne zaman başladığını söylemek bile güçtür. Suçiçeği, kızamık ve kabakulak gibi çocukluk çağı hastalıkları da okullarda ya da kentlerde zaman zaman salgınlara yol açar.
Bazen bir tek kişi bile salgınlara neden olabilir. 1900'lerde New York'ta yaşayan, Mary Mallon bir tifo taşıyıcısıydı; kendisi hastalanmıyor, ama hastalığın etkeni olan bakterileri başkalarına bulaştırıyordu (bak. Tifo). En ağırı 1903'te olmak üzere dokuz tifo salgını başlatmıştı.
Kuşkusuz en yeni salgın AIDS'dir. Bu hastalığın etkeni olan virüs vücudun bağışık­lık sistemini yok ederek insanı bütün mikrop­lu hastalıklara karşı savunmasız bırakır (bak. AIDS).
Bazen bir bölgede çok ciddi sorunlar yarat­mayan bir hastalık, kişilerin o hastalığa karşı doğal bağışıklığının olmadığı bir başka yöreye yayıldığında şiddetli salgınlara yol açarak birçok insanın ölümüne neden olabilir. Bu­nun yaşanan örneği, Kuzey Amerika'daki Eskimolar ile Avustralya Yerlileri arasında tehlike yaratan grip salgınlarıdır.
Halk sağlığı ve koruyucu hekimlik çalışma­ları difteri, çocuk felci gibi tehlikeli hastalıkla­rın salgın boyutlarına varmasını büyük ölçüde azaltmıştır (bak. Çocuk Felci).

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

14 Ocak 2013 / ThinkerBeLL Tıp Bilimleri
9 Mayıs 2008 / BARIŞ Tıp Bilimleri
10 Eylül 2006 / virtuecat Tıp Bilimleri
8 Ocak 2010 / ThinkerBeLL Tıp Bilimleri
16 Eylül 2015 / MaRCeLLCaT X-Sözlük