Arama

Sağlık Sektöründe Yeni Teknolojiler, Gelişmeler ve Son Haberler - Sayfa 29

Güncelleme: 28 Kasım 2016 Gösterim: 237.493 Cevap: 327
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
16 Haziran 2012       Mesaj #281
Avatarı yok
Yasaklı
Kendi Kök Hücresinden Damar Yapıldı

Sponsorlu Bağlantılar
İsveç'te dünyada ilk kez, ciddi damar tıkanıklığı sorunu yaşayan 10 yaşındaki bir hastaya, kendi kök hücreleri büyütülerek üretilen damar ameliyatla nakledildi.

Bilim adamları, ölü bir hastadan alındıktan sonra tüm hücrelerden arındırılarak sadece boş bir tüp haline getirilen 9 santimetre uzunluğundaki damarda, 10 yaşındaki kızdan alınan kemik iliği hücrelerini 2 hafta süren bir süreç içinde büyüterek bir damar üretmeyi başardı.Üretilen damarı hastaya nakleden doktorlar, damarın kendi kök hücrelerinden üretilmiş olması nedeniyle hastaya doku uyuşmazlığını baskılayacak ilaçlar vermek zorunda kalmadı.

İsveç'teki Göteborg Üniversitesi'nden Suchitra Sumitran Holgersson ve arkadaşlarından oluşan bilimadamlarının, İsveç hükümetinin maddi desteğiyle yürüttüğü çalışma, İngiltere'nin en saygın tıp dergilerinden Lancet internet sitesinde yayımlandı.

Sumitran Holgersson, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu, hastalara mahsus olarak üretilmiş organların oluşturulduğu doku mühendisliğinin geleceğidir" ifadesini kullandı.


Kaynak : Gençbilim (15 Haziran 2012,10:42)

Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
19 Haziran 2012       Mesaj #282
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Türkiye'de bir ilke daha imza atıldı

Sponsorlu Bağlantılar
Türkiye’de ilk defa göğüs kafesi yarılmadan yapay kalp kapağı ameliyatı yapıldı.

Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi Hastanesi’de, bir hastanın başvurusu üzerine ilk defa gögüs kafesi yarılmadan ameliyat yapıldı. Normalde göğüs kafesi ya da kasığın kesilerek yapıldığı ameliyatta bu sefer doktorlar, daha basit bir işlemle hastanın kalbine ulaştı. Yapay kapaktaki sorunu tespit eden doktorlar, ameliyat sırasında daha az riskli bu yeni yöntemle kapaktaki açık kısımları kapattı.
Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Göktekin, ameliyat öncesi bilgi verdi. Göktekin, “Kalbin üzerinde çok küçük bir pencere açacağız.Yapay kapağın dikildiği yerde kaçak oluşmuş. Bu kaçakları şemsiyeye benzer cihazlarla kapatacağız. İşlem ortalama 1 saat sürecek. Bu işlemi yapmazsak hastanın tümüyle göğsünün açılması gerekecek ve kapağın değişmesi gerekecekti. Fakat daha riskli olacaktı. Biz daha küçük bir riskle kapaktaki o kaçağı kapatacağız.” dedi.

2 GÜN İÇERİSİNDE TABURCU EDİLECEK
Ameliyatın ardından 2 saat sonra hastanın kendine geleceğini ve 2 gün içerisinde de taburcu olacağını belirten Göktekin, bu tekniğin Amerikalı Doktor Ziyati Cazi tarafından geliştirildiğini belirtti.
Amerikalı doktor Ziyati Cazi, ameliyatın detaylarına ilişkin açıklama yaptı. Cazi, “Kalbi açarak küçük plakları yerleştireceğiz. Kapağın etrafındaki ayrıştırmayı yapacağız. Normalde 4-5 saat süren bu ameliyat artık 1 saat sürecek ve kapakta kapatılamayan sorunlar bu yöntem ile iyileştirilecek.” şeklinde konuştu.

Sen sadece aynasin...
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
8 Temmuz 2012       Mesaj #283
Avatarı yok
Yasaklı
Esrarengiz Hastalık Hakkında Önemli İpucu

Sağlık yetkilileri, Kamboçya’da 60’dan fazla çocuğun ölümüne neden olan esrarengiz hastalık hakkında önemli bir keşifte bulunduklarını belirtti. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise hemen iyimser olunmaması gerektiğini belirtti.

Pasteur Enstitüsü araştırmacıları, 24 hastadan alınan numunelerin 15’inde Enterovirüs 71 (EV71) tesbit edildiğini belirtti. Dr. Philippe Buchy, “Bu sonuçlar salgın hakkında önemli bilgiler sunuyor” dedi. Kantha Bopha hastanesinden Dr. Beat Richner ise yapılan tesbitin önemli olduğunu ancak salgında başka faktörlerinde rol almış olabileceğini söyledi.

Kamboçya’da son üç ay içinde yaşları 2 ile 3 arasında değişen 66 çocuk Kantha Bopha hastanelerine yatırıldı. Çocuklardan ikisi, ileri derecede nörolojik ve solunum rahatsızlıkları nedeniyle öldü.Richner, “Ölen çocukların ölmeden önceki son saatlerinde, akciğerlerindeki alveollerin tamamen yok olduğunu gördük.. Akciğerdeki ölümcül rahastsızlığın nedenini ve zehirlenmeyle ilgili bir durum olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz” dedi.

İleri derecedeki EV71 hastalıklarında etkin bir tedavi yöntemi bulunmadığı gibi tedavi amaçlı bir aşı da geliştirilebilmiş değil. Genetic Vaccines and Therapy dergisinin verdiği bilgiye göre, EV71 ölümcül olmayan seviyede ishal ve el, ayak ile ağızda yaralanma gibi semptomlar ortaya çıkarıyor. Ancak hastalığın daha ilerlemiş seviyelerinde beyne sıvı gitmesi felç ve ölümle sonuçlanabiliyor. Yetişkinler, EV71 virüsüne karşı koyabilse de, çocuklar ya ağır bir hastalık geçiriyor veya ölüyor.

''Sorun Çözülmedi''

Araştırmacılar, çocukları etkileyen bugüne kadar ne olduğu anlaşılamayan hastalığın tesbiti adına önemli bir keşif yapmış olsa da, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), çok daha fazla analiz gerektiğini ve çözümün hemen bulunmuş olmadığını belirtti.

Richner ise DSÖ’nün açıklamasını eleştirerek, “açıklamanın net olmadığını” belirtti. DSÖ’yü panik oluşturmakla suçlayan Richner, “DSÖ’nün dünyaya duyurduğu şey şu: Kamboçya’da yeni ve esrarengiz bir katil var!” dedi.Richner, Kantha Bopha kliniklerinde tedavi gören 75 bin ve hastanelerde yatan 16 bin çocuğa kıyasla, Haziran ayında esrarengiz hastalıktan etkilenen sadece 34 çocuk olduğunu belirtti.


Kaynak : Ntvmsnbc (08 Temmuz 2012,11:55)
SaglikON2 - avatarı
SaglikON2
Ziyaretçi
8 Ağustos 2012       Mesaj #284
SaglikON2 - avatarı
Ziyaretçi
Tek Yumurtalı, Tek Böbrekli ve Yarım Rahimli Anne…
Songül Dokumacı 33 yaşında 8 yıllık evli bir kadın…
Onu diğer annelerden ayıran özelliklere gelince…
Tek yumurtalık, tek böbrek ve yarım rahimle 8 yıllık mücadelenin ardından hamile kalmayı başarıp kısa bir süre önce oğlu Muhammed Yahya’yı dünyaya getirmesi. Böylece tıp tarihi bir mucizeye daha tanık oldu…


1tip bir muizeye daha tanik oldu

Songül Dokumacı’nın bir yıl önce hasta dosyasında yazanlar şöyle:
*Tek yumurtalık
*Tek böbrek
*Doğuştan yarım rahim
*Erken yaşta yumurtalık yetmezliği
*B12 vitamin eksikliği
*Şeker hastalığına yatkınlık
*Kan pıhtılaşmasında sorun var
*Aşırı kilo
*Bebek sahibi olmak için yapılan tedavilerde iki hamilelik yaşandı, iki hamilelik de üç aylıkken sona erdi ve kürtaj oldu.
Sonuç: Anne olması çok ZOR…
Hasta tablosu olarak hiç ümit vermeyen Songül Dokumacı Bahçeci Sağlık Grubu’nda kişiye özgü doğurganlığı arttırıcı bir takım çalışması başladı.

Kişiye Özel Doğurganlık Nasıl Artırılır?

Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy tarafından tıpta ‘Fertility Nutritionist’ olarak ifade edilen doğurganlığın arttırılması yönündeki tedavide; anne adayı için özel bir yaşam biçimi belirlendi, özel beslenme-egzersiz programı hazırlandı ve psikolojik destek verildi.
Songül Dokumacı’ya erken yumurtalık yetmezliği yaşadığı için özel program uygulandı. Kilo verme programına alındı ve 79 kilodan 68 kiloya düşürüldü. Metabolik ve hormonal bozuklukları için ilaç tedavisi ve tedaviyi destekleyici vitamin- mineral destekleri verildi. Kanının akışkanlığını arttırıldı. Bu arada eşi için de sperm kalitesini arttıracak beslenme programı uygulandı, besin destekleri aldı. Çiftin yaşadığı kaygıları kontrol etmelerine yardımcı olundu.

Gebeliğe Hazırlık Tedavisi

Tüm bunların ardından Bahçeci Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Halit Fırat Erden 4 Temmuz 2011’de gebeliğe hazırlık tedavisine başladı.
*Yumurtalık rezervini takip etti
*Rahimi gebelik için hazırladı
*Uygun tedavi protokolü ile yumurtalıklarını uyardı
*Tüp bebek tedavisi sırasında yumurtaları topladı
*Embriyo transferini yaptı

Ve Tıp Bir Mucizeye Daha Tanık Oldu

Mutlu son… Songül Dokumacı hamile kaldı ve kısa bir süre önce de oğlu Muhammed Yahya’yı dünyaya getirdi.
Songül Dokumacı’nın hamileliği süresince kilosu, şekeri, tansiyonu, kanının akışkanlığı takip edilip, ihtiyaç duyulduğunda vitamin- mineraller takviyesi verildi.
Mutlu sona ulaşana kadar geçirdiği süreçleri anlatan Songül Dokumacı, “ Bebek sahibi olmam neredeyse imkânsızdı. Ama içimde her zaman bir umut vardı. Ve doktorlarımın uyguladıkları doğru tedaviyle hamile kaldım ve oğlumu dünyaya getirdim. Çok mutluyum” dedi.
Baba Aydın Dokumacı (38) hala yaşadığı mucizeye inanamıyor. “ Umudumuzu yitirdiğimizde baba olacağımı öğrendim. Şimdi oğluma bakarken mucizelere daha çok inanmaya başladım. Çünkü oğlum bir mucize” dedi.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
13 Ağustos 2012       Mesaj #285
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Bakanlık Bu 5 İlacı Toplatıyor

Sağlık Bakanlığı'nca Avrupa İlaç Ajansı'nın kararı doğrultusunda kemik erimesi tedavisinde kullanılan 5 burun spreyinin tüm partilerinin toplatılması kararlaştırıldı.
Avrupa İlaç Ajansı, uzun süreli kullanımda gelişebilecek risk nedeniyle osteoporoz (kemik erimesi) tedavisinde kullanılan, kalsitonin içeren tüm nazal (burun) spreylerin ruhsatlarının askıya alınması ve piyasadan kaldırılması kararı almıştı.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, bu ajansın uyarısı doğrultusunda şu ürünlerin tüm partilerinin eczane, ecza deposu ve hastane gibi sağlık kurumları düzeyinde 2’inci sınıf B seviyesinde geri çekme işlemi uygulanmasını kararlaştırdı:

  • Novartis Sağlık Gıda ve Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.’nin ruhsatına sahip olduğu ”Miacalcic Nazal Sprey 200IU/Püskürtme”
  • -Yeni İlsan İlaç San ve Tic. AŞ’nin ruhsatına sahip olduğu ”Tonocalcin
  • Nazal Sprey 200IU/Püskürtme”
  • -Bio-Gen İlaç San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ruhsatına sahip olduğu
  • ”Biocalcin Nazal Sprey 200IU/Püskürtme”
  • -Sanofi Aventis İlaçları Ltd. Şti.’nin ruhsatına sahip olduğu ”Calsynar
  • Çok Dozlu Nazal Sprey 200IU/Püskürtme”
  • -Er-kim İlaç San. ve Tic. A.Ş.’nin ruhsatına sahip olduğu ”Nylex Nazal Sprey 200IU/Püskürtme”
Sen sadece aynasin...
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
26 Ağustos 2012       Mesaj #286
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Tarihe Karışabilir

İngiliz bilimadamları, kök hücre yöntemiyle dizdeki kıkırdak dokunun (menisküs) yenilenmesini sağlayan bir tekniğin insan üstünde ilk denemelerine başlıyor.

Sağlık Sektöründe Yeni Teknolojiler, Gelişmeler ve Son Haberler

Bristol Üniversitesi’nden bir grup araştırmacının kurduğu Azellon adlı şirket tarafından geliştirilen tıbbi prosedürde, hastadan alınan kök hücrelerle önce “biyolojik bir doku iskelesi” oluşturuluyor. Eklemleri destekleyen bu organik kalıp, hasarlı dize naklediliyor. Kendi kök hücrelerinden oluştuğu için hastanın vücudu bu “doğal bandajı” reddetmiyor. Kısa süre sonra menisküs kendisini yenilemeye başlarken hasta bu süreçte diğer tedavilere oranla daha rahat hareket edebiliyor ve çok acı veren osteoartrit rahatsızlığının gelişmesi ihtimali düşüyor.

10 HASTADA DENENECEK
Laboratuar deneylerinde olumlu sonuçlar veren bu teknik, İngiltere’nin Bristol kentindeki bir hastanede yıl sonuna kadar 10 hasta üzerinde denenecek. Dizdeki kıkırdak dokuları bozulan bu hastalara, kalçalarından alan kemik iliği kullanılarak üretilecek biyolojik doku iskeleti nakledilecek. Birkaç hafta dizlerine ağırlık bindiremeyecek hastalar 7 yıl boyunca izlenecek. Sporcularda ve özellikle de futbolcularda en ciddi sakatlıklardan olan menisküsün tedavisinde yakında çığır açılabilir.
Sen sadece aynasin...
cakmakayse - avatarı
cakmakayse
Ziyaretçi
6 Eylül 2012       Mesaj #287
cakmakayse - avatarı
Ziyaretçi
Hastanelerde yeni açılan bölümler arasına bilgisayar bağımlılığı bölümü de eklendi. Bunun nedeni çocukların bilgisayar karşısında saatlerce vakit geçirmesi. Bilinçli anne ve babalar çocuklarını bekleyen bu tehlikeyi fark ederek belirli saatlerde bilgisayar oynamalarına izin vermektedirler. Çünkü bilgisayar insanları sosyal hayattan çekerek sanal alemde kendi dünyalarında yaşamasına neden olur. Bu da çocuğun psikolojisini tahmin edilenden daha kötü bir noktaya getirir.

Savaş oyunları da yine günümüz gençliğinin merakla takip ettiği bi oyun bölümüdür. Bu oyunlar sayesinde günümüz gençler saldırgan, sinirli bir yapı sergilemektedirler. Bu yüzden çocuğumuzu elimizden geldiği kadar bilgisayar başındayken kontrol altında tutmalıyız ki yine üzülen biz anne ve babalar olmayalım. Bilgisayar da savaş oyunlarından başka yapılabilecek bir çok şey olduğu çocuğa küçük yaştan itibaren aşılanmalıdır. Eğer çocuk oyun istiyorsa 3D Taxi oyunu gibi günümüzde çıkan 3boyutlu oyunları oynayabilirler. 3D yarış oyunları sayesinde çocuğumuz hem adrenalin ile stresini atar hemde sıkılmadan zaman geçirir. Bir diğer yöntem ise bilgisayardaki çeşitli programları göstererek bilgisayarın sadece oyun amaçlı olmadığı anlatılabilir. Siz anne ve babalar sağlıklı bir nesil ve sağlıklı bir evlat yetiştirmek istiyorsanız lütfen birazcık dikkatli olun.
Son düzenleyen Efulim; 6 Eylül 2012 16:13 Sebep: Açık link kapatıldı.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
8 Eylül 2012       Mesaj #288
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Böbrek naklinde robotik cerrahi devri
Robotik cerrahi ile böbrek naklinin deneme aşamasında olduğunu belirten Cleveland Klinik Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Jihad Kaouk, nakillerin en az kan kaybı, ağrı ve yara izi ile yapılabileceğini söyledi.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen ''30. Dünya Endoüroloji Kongresi''nde konuşan Prof. Dr. Jihad Kaouk, tıp teknolojisinin, üroloji ameliyatlarında gelinen noktayı göstermesi açısından önem taşıdığını belirtti.

Prof. Jihad Kaouk, robotik cerrahi ile böbrek naklinin deneme aşamasında olduğunu belirterek, ''Başarılı olma yolunda ilerliyoruz. Bu başarılırsa hastalarda büyük kesiler açılmasına gerek kalmayacak. Böbrek nakillerini, en az kan kaybı, ağrı ve yara izi ile yapabileceğiz'' dedi.Kaouk, robotik cerrahi ile prostat, mesane ve böbrek kanseri ameliyatlarının artık rahat bir şekilde yapılabildiğini ifade etti. Teknolojinin ameliyat kavramını değiştirdiğini vurgulayan Kaouk, hastaların bu ameliyatlar sonrasında en geç iki gün içinde evlerine dönebildiklerini söyledi.
Kaouk, robotik cerrahi ile neredeyse tüm üroloji ameliyatların yapılabildiğini dile getirerek, robotla gerçekleştirilemeyen ameliyatların da olduğunu anlattı. Robotik cerrahi ile yapılamayan ameliyatlara böbrek naklini örnek gösteren Kaouk, şunları kaydetti: ''Robotik cerrahinin burada kullanımıyla ilgili birtakım çalışmalar yapılıyor. Robotla hassas bir şekilde dikiş atmak, ameliyat alanını gerçekmiş gibi görmek mümkün. Şu anda böbrek nakli robotla deneme aşamasında. Başarılı olma yolunda ilerliyoruz. Bu başarılırsa hastalarda büyük kesiler açılmasına gerek kalmayacak. Böbrek nakillerini, en az kan kaybı, ağrı ve yara izi ile yapabileceğiz.''

Son düzenleyen nötrino; 26 Şubat 2016 21:59 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!
Sen sadece aynasin...
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
5 Ekim 2012       Mesaj #289
Avatarı yok
Yasaklı
'SARS Benzeri Bir Virüs Tesbit Edilmiş Olabilir'

Bilim insanları, SARS benzeri bir salgın başlatabilecek yeni bir virüsün ortaya çıkmasıyla alarma geçti. Tıp dünyasının dikkatini üzerinde toplayan virüs, bu yılın başlarında Suudi Arabistan’da bir kişinin ölümüne neden olduğunda tesbit edildi. Bilim insanları, insanlığa karşı yeni bir tehdit oluşturabilecek virüsün, hem soğuk algınlığı hem de akut solunum yetersizliğine neden olabilen bir korona virüs olduğunu belirtti. Virüsün, 2003 yılında ortaya çıkan SARS salgını benzeri bir tehdide neden olabileceği uyarısı yapıldı.

Discovery News’in haberine göre, bu yılın başlarında Suudi Arabistan’da bir kişinin bu virüsten hayatını kaybetmesinin ardından, kısa süre önce bu ülkeye giden 49 yaşında bir Katar vatandaşı da aynı virüsü kaptı. Dahası, dört kişilik bir aileye ve bir başka kişiye de virüsün bulaştığı ve virüsü taşıdığında şüphelenilen beş kişinin şu an Danimarka’daki bir hastanede karantinaya alındığı belirtildi. Dört kişilik aile üyelerinden bir tanesinin kısa bir süre önce Suudi Arabistan’a gittiği, aileyle bağlantısı olmayan beşinci kişinin de kısa bir süre önce Katar’da bulunduğu ifade edildi.

DSÖ'den Uyarı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yaşanan gelişmelerin ardından, kısa bir süre önce Suudi Arabistan ve Katar’a seyahat eden ve bu seyahatlerin ardından akut solunum yolu yetersizliği belirtileri göstermeye başlayan kişilerin derhal bildirilmesi talebinde bulundu. Bir ay içinde Hac ziyaretleri başlayacak olan Suudi Arabistan’da, yaklaşık iki milyon hacının ülkeye akın edeceği tahmin ediliyor. DSÖ, Hac başlamadan gerekli önlemlerin alınmasını istiyor. Akut solunum yetersizliği belirtileri, yüksek ateş, öksürme ve nefes almada zorluk çekilmesi.

Birçok uzman ise yeni virüsün salgın bir hastalık tehdidi oluşturup oluşturmadığı konusunda yeterli bilgi bulunmadığını ifade etti.ABD Bağışıklık Uygulamaları Danışma Komitesi üyesi ve Wisconsin Üniversitesi’nde akademisyen olan Dr. Jonathan Temte, “Şu anda tıp dünyasının alarm vermiş olmasının nedeni, yeni bir virüs keşfedilmesinden kaynaklanıyor... Kimseye bu virüsten dolayı geceleri kabus görmelerini tavsiye etmiyorum. İnsan sağlığına zararlı virüsler her zaman ortaya çıkıyor ve bunların birçoğunun farkında bile olmuyoruz” dedi.

ABD’nin Minnesota Üniversitesi’nde grip uzmanı olan Michael Osterholm’da, Discovery News’e yaptığı açıklamada, “Şu aşamada bu virüsten endişe duyup duymamamız gerektiği konusunda kimsenin bir fikri yok” dedi. Osterholm, “kimsenin soğuk algınlığından ölmediğine dikkat çekti ancak grip aşısının da bulaşıcı hastalığın önüne geçmekte her zaman yeterli olmadığını” ifade etti.

SARS'a Benzeyebilir mi?

ABD’li akademisyen Temte, “2003 yılında SARS salgınını sıra dışı kılan faktör, sadece ölümcül olması değil, virüsün aynı zamanda çok hızlı yayılmasıydı” dedi. Temte, yeni keşfedilen virüste şu ana kadar böyle bir özellik görmediklerinin altını çizdi. Temte, “Şu an içim rahat çünkü yeni virürün SARS gibi etkiler göstermekten ziyade, fazla etkili olmayan birçok korona virüs sınıfına girdiğini düşünüyorum” dedi. Londra Üniversitesi’nde virüs uzmanı olan Profesör John Oxford da, yaptığı basın açıklamasında, “Yeni virüsün etkili virüs grubuna dahil olmadığını ve aslına bakılırsa bir yıl içinde akut solunum yetersizliğine neden olabilecek birçok yeni virüsün keşfedilmeyi beklediğini” söyledi.

SARS, 29 ülkeye yayılmış ve virüsü taşıyanlarla yakın temas kuran kişilere anında bulaşmıştı. Uzmanlar, SARS’ı tesbit etmek için geliştirilen yeni tarama teknikleri sayesinde, bugün daha fazla virüsün tesbit edilebildiğini ifade etti. İngiltere’nin Warwick Üniversitesi’nde virolojist olan Andrew Easton, “Eğer virüs tahmin edildiği kadar etkili değilse, bu noktadan itibaren az sayıda vakayla karşılaşabilir, belki de hiç karşılaşmayabiliriz... Ancak virüsün formüle edilmesi için geçmişte var olan ve gelecekte ortaya çıkacak virüslerin de çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Böylece yeni ve olası tehditlere de daha hazırlıklı olacağız” dedi.


Kaynak : Ntvmsnbc / BBC (28 Eylül 2012,11:11)
Son düzenleyen nötrino; 26 Şubat 2016 22:00
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Ekim 2012       Mesaj #290
Avatarı yok
Yasaklı
Yapay Kornea Körlüğü Ortadan Kaldırabilir

Bilim insanları, kornea rahatsızlıkları nedeniyle yaşanan körlüğün tedavi edilebilmesi için gelecekte yapay korneaların kullanılabileceğini belirtti.Araştırmacılar yaptıkları çalışmalarla bağışçı sıkıntısı nedeniyle çok az gerçekleştirilen kornea naklinde yapay protezler kullanarak çığır açmayı planlıyor. Böylece, kornea nakli ihtiyacı duyan hastaların körlüğü giderilebileceği gibi, yapılan nakillerde protezin uyum sağlamama riski de ortadan kaldırılmış olacak.

Almanya’da bulunan ve Avrupa’nın en büyük uygulama tabanlı araştırma örgütü olan Fraunhofer’de araştırmalar yürüten bilim insanı Dr. Joachim Storsberg ve ekibi, yapay kornea geliştirmek için çalışmalar yürütüyor. Fraunhofer’e bağlı olan Uygulamalı Polimer Enstitüsü’nde (API) görevli olan Storsberg, sadece Almanya’da her yıl yedi bin kornea hastasının nakil beklediğine dikkat çekerek, yapay kornea geliştirilmesinin önemine değindi. Alman araştırmacı, “İki çeşit yapay kornea geliştirme noktasındayız. Bir tanesi, nakil yapılan ancak protezi kabul etmeyen hastalar için kullanılabilecek, böylece nakil sıkıntısını da ortadan kaldırabileceğiz” dedi.

Polimerli Yapay Kornea

Storsberg ve ekibi, 2005 ve 2009 yılları arasında korneası ışığı alma yetisini kaybeden hastalar için yapay kornea geliştirilmesi çalışmalarında yer aldı. Çalışmalar, nakil yapılmış olmasına rağmen körlüğü giderilemeyen hastalar üzerinde gerçekleştirildi.Storsberg ve ekibi, “Bu hastaların birçoğu çeşitli faktörler nedeniyle nakillere rağmen görme yetisini kazanamadı ancak yapay kornea ile bu sorunların üstesinden gelmeyi amaçlıyoruz” dedi. Alman araştırmacıların geliştirdiği ve ArtCornea adını verdikleri yapay göz, polimer tabanlı ve sıvıyı-emen özelliğe sahip.Özel bir tabakaya sahip olan yapay kornea, sahip olduğu dokunun sağlamlığını ve optik özelliğini sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmesini sağlıyor. Kornea kimyasal etkenlerle dönüştürülerek, hücre büyümesini destekleyecek özellik kazandı.

Bağışıklık Sistemiyle Uyumlu

Araştırmacılar, yapay korneanın optik yüzeyini genişleterek ışığın gireceği alanı artırmayı ve daha önce mümkün olmayan bir özelliği de korneaya kazandırmak istiyor. Storsberg, ''ArtCornea nakledildiğinde, birkaç dikiş dışında dışarıdan fark edilmesi mümkün olmuyor... Ayrıca nakil son derece kolay ve bağışıklık sisteminde olumsuz tepki oluşturmuyor” dedi. Storsberg, nakil uyumsuzluğu yaşayan hastalara çözüm olan korneanın dışında, geliştirecekleri ikinci kornea için biyolojik materyali hazırladıklarını ifade etti. Bu materyal, yapay korneanın hastanın göz dokusuyla kaynamasına yardımcı olurken, protezdeki ince optik hücreler bağımsız kalıyor.Araştırmacılar, geliştirilecek ikinci korneanın ağırlıklı olarak ön tedavilerde kullanılmasını planlıyor.


Kaynak : Ntvmsnbc (09 Ekim 2012,11:43)

Benzer Konular

4 Aralık 2016 / gokhan404 Akademik
12 Ekim 2014 / Misafir Sanat
2 Şubat 2016 / byseus Sosyal Ağlar
27 Ekim 2015 / _EKSELANS_ Sosyal Ağlar
12 Haziran 2015 / _EKSELANS_ Arşive Kaldırılan Konular