Arama

AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) - Sayfa 3

Güncelleme: 22 Eylül 2017 Gösterim: 37.965 Cevap: 34
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
6 Ocak 2007       Mesaj #21
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Sünnet AİDS riskini azaltıyor
AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome)
Sponsorlu Bağlantılar


Erkeklerin sünnet edilmesinin HIV virüsünün yayılmasını engelleyip engellemediği konusunda yapılan iki tıbbi araştırma beklenenden daha olumlu sonuçlar ortaya koydu.

Hatta araştırmayı yürüten Amerikan Sağlık Enstitüsü’nden yetkililer, bulguların açıklığı karşısında araştırmalara planlanandan erken son verdiler.

Kenya ve Uganda’da sekiz bin kişinin katılımıyla yapılan denemelerde, sünnetin AIDS’e yol açan virüse yakalanma riskini yarı yarıya azalttığı belirlendi. Ancak bu, yöntemin kesin koruma sağlamadığını da gösteriyor.
Uzmanlar yine de bulguların son derece kaydadeğer olduğu düşünülürse, uygulamanın geniş bir yelpazeye yayılmasını geciktirmenin etiğe aykırı olacağını söylediler.

‘KESİN ÇÖZÜM SANILMASIN’
Dünya Sağlık Örgütü de bulguların son derece çarpıcı olduğunu kabul etti, ancak bu uygulamanın prezervatif kullanımı gibi daha güvenli yöntemlerin bütünüyle yerini alamayacağını vurguladı.

Dünya Sağlık Örgütü’nden Dr. Kevin De Cock, “Sünnetli erkekler kendilerini korunmuş saymamalı” uyarısında bulunurken, kuruluş yakında bulguların etkisini bir toplantı düzenleyerek tartışacak.

Sünnetin HIV’e etkisi uzun yıllardır tartışılıyor. 1980’den bu yana bu yönde savlar gündeme geliyor.Ancak ilk kez geçen yıl Güney Afrika’da yapılan bir araştırmada olumlu sonuçlar alınmıştı.

Bu durumu sünnet derisindeki bazı özel hücrelerin HIV virüsüne daha açık olmasıyla açıklayanlar var. Ayrıca alt tabakadaki derinin daha az hassas olması nedeniyle, kanama ve enfeksiyon riskinin azaldığı düşünülüyor.

Kaynak:BBC Türkçe

Modacii - avatarı
Modacii
Ziyaretçi
7 Ocak 2007       Mesaj #22
Modacii - avatarı
Ziyaretçi
CYBE - HIV/AIDS'den KORUNMA YOLLARI
Başkaları ile de ilişkisi olduğu bilinen kişiyle cinsel ilişkide bulunmamak.
Sponsorlu Bağlantılar
(Unutulmamalıdır ki; bu, doğruluğundan emin olunamayacak gizli bir bilgidir.) Kesin korunma için her tür cinsel ilişkide kondom (prezervatif, kılıf) kullanmak. Yanında
sürekli kondom bulundurmak. (Kondom CYBE'lerin bir çoğuna karşı koruyucudur.) Her ne amaçla olursa olsun başkalarının kullandığı iğne ve enjektörleri kullanmamak.
Dövme, epilasyon, manikür, pedikür, tıraş, kulak deldirme gibi cilt bütünlüğünü bozan bütün işlemlerde ve diş tedavisinde steril aletlerin kullanılmasına dikkat etmek.
Kan ve/veya kan ürünü tedavisini güvenli yollardan sağlamak.
Fiziksel sağlığı iyi olan (iyi dinlenen, aşırı alkol, uyuşturucu ve sigara kullanmaktan kaçınan, dengeli beslenen; taze sebze ve meyve, tahıl tüketen) bir kişi bile enfeksiyona maruz kaldığı zaman hasta olma olasılığı artar. Bedensel sağlığa dikkat etmek kadar riskli davranışlardan kaçınmak ve korunmalı ya da güvenli cinsel ilişki, riski en aza indirebilir.
NE YAPILMALI?
CYBE'ler kendiliğinden iyileşmez. Eğer CYBE'lerden birine yakalanıldığı düşünülüyorsa hemen muayene ve tedavi olmak gerekir. Doktorun önerileri tam olarak yerine getirilmeli, ilaçların tümü kullanılmalıdır.
Bir doktora danışmadan kendiliğinden ilaç kullanılmaya başlanmamalıdır.
Cinsel ilişkide bulunulmuş olan kimselere de hastalık açıklanmalı ve onların da tedavi olmalarını sağlamak gerekir. Eğer tedavi olmazlarsa enfeksiyonu başkalarına bulaştırabilirler. Tedavi tamamlanıncaya kadar cinsel ilişkide bulunmamak gerekir.
Belirti olmasa da hastalık etkeni taşınıyor olunabilir.
UNUTULMAMASI GEREKENLER!
Tam güvence için cinsel ilişkiyi ertelemek,
Eşe sadık kalmak,
Her ilişkide kondom kullanmak,
Cinsel ilişki dışındaki bulaşma yollarından da kaçınmak.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
11 Ocak 2007       Mesaj #23
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Türkiye’de 1985 yılından beri AIDS vaka ve taşıyıcıları 2 bin 254 kişi olarak tespit edildi.




Dünya Sağlık Örgütünün Ekim 2006 verilerine göre, HIV ve AIDS virüsüyle yaşayan 39,5 milyon insan olduğunu ifade eden Baykam, şunları kaydetti:
“Bunlardan 17,7 milyonunun kadınlar, 2.3 milyonunun da 15 yaş altı çocuklar olduğu saptanmış. Türkiye’de 1985 yılından beri AIDS vaka ve taşıyıcıları 2 bin 254 kişi olarak tespit edilmiş. İllere göre dağılımına bakıldığında ise en çok İstanbul en az Trabzon’da görülmüş. Konya’da ise 1994 yılından beri 19 vaka tespit edilmiş, bunlardan 4’ü ölmüş.”

AIDS’in cinsel yolla ve kan yoluyla bulaştığını dile getiren Baykam, AIDS’in kan ve kan ürünlerinden, tıraş bıçağından, diş fırçasından, enjektör paylaşımı ile kesici ve delici aletler yoluyla bulaşabildiğini bildirdi.

AIDS hastalığının birçok belirtisi olduğunu anlatan Baykam, tekrarlanan ateş ve gece terlemeleri, belirli bir nedeni olmayan süratli kilo kaybı, boyun, koltuk altı ve kasık lenf bezlerinde şişme, sürekli yorgunluk, ishal ve iştah azlığı gibi belirtilerle hastalığın ortaya çıktığını belirtti.

Baykam, AIDS’ten korunmanın birçok yolu olduğunu ifade ederek, “Cinsel temasla bulaşmayı önlemek için birden fazla kişiyle cinsel ilişki kurulmamalı, kan veya ilaç alırken daima tek kullanımlık steril iğne ve şırıngalar kullanılmalı. AIDS mikrobu almış kadınların hamile kalmamaya dikkat etmeleri ve toplumun bilinçlendirilmesi gerekli” diye konuştu
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
mijalis - avatarı
mijalis
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #24
mijalis - avatarı
Ziyaretçi
Bir haftadır hepatit ve HIV testlerini yaptırmak icin hastaneler ve laboratuarlar ile görüşüyorum, hic de burada belirttiginiz gibi testler cok kolay ve ucuz degil. Dediginiz gibi bu testleri herhangbiri sigortanız olmadan yaptırmak cok kolay ve ucuz ise bana da yolunu ogretir misiniz hemen gidip yaptırayım... Hepatit ve HIV testleri icin devlet hastanelerin 150-200 YTL para talep ediyorlar.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
2 Haziran 2007       Mesaj #25
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
F. CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR VE NEDEN OLAN ETKENLER


cinsel1
Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE), başlıca bulaşma yolu, cinsel salgılar nedeniyle korunmasız cinsel ilişki olan HIV ve Hepatit-B virüsü de dahil olmak üzere çok sayıda bakteri, virüs, mantar ve parazitin ortaya çıkardığı hastalıkları kapsar. Bunlara örnek olarak HIV’in neden olduğu AIDS ve hepatit-B virüsünün neden olduğu sarılığın yanında, virüslerin neden olduğu cinsel organ siğilleri ve uçukları, bakterilerinin neden olduğu gonore (bel soğukluğu), frengi, parazitlerin neden olduğu uyuz, kasık biti sayılabilir.
Bu hastalıklardan bir kısmı tedavi edilebilmekte, AIDS gibi bazılarınınsa tedavisi bugün bilinmemektedir. Bazıları ise tedavi edilse dahi daha sonraki yaşamda kısırlık ya da kanser açısından risk oluşturmaktadır.
Hastalık etkeni bulunduran biriyle girilen cinsel ilişki sonucu vajina, penis veya anüsten vajinal, oral ya da anal ilişki ile bulaşan mikroplar ya da virüsler cinsel organlarda akıntı, şişlik, ağrılı/ağrısız yaralar gibi belirtilere neden olabilirlerse de bazen, bulaştıktan sonra hiç bir belirti vermeyebilirler. Bu nedenle sağlıklı görünen biriyle girilen cinsel ilişkiden hastalık kapmak ya da kendi hastalığını bilmeden başkalarına bulaştırmak çok kolaydır. Akıntı sağlıklı kadınlarda da görülür ve miktarı, alışkanlığı, beyaz ya da sarı olarak rengi, adet döngüsü boyunca değişkenlik gösterir. Erkeklerde herhangi bir akıntı, kadınlarda ise alışılmışın dışında bir akıntı olduğunda hekime başvurulmalıdır. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon etkenleri ilişki sırasında salgı alışverişi dışında, herhangi bir nedenle etken bulunduran kan nakli, hasta biri tarafından kullanılmış iğne ile enjeksiyon, anneden bebeğine kan yoluyla ya da doğum sırasında hatta kısmen emzirme ile geçebilir. Yiyecekler ve kaplardan ya da aynı ortamda yaşamakla bu tür hastalıklar bulaşmazlar. Cinsel ilişki sırasında erkeklerden kadınlara hastalık bulaşması cinsel organların yapısı nedeniyle daha kolaydır. Birlikte yaşayanların başkalarıyla cinsel ilişkide bulunmamaları kendilerini ve eşlerini bu tür hastalıklardan korur. Ancak bireyler daha önceki cinsel ilişkilerinden edindikleri bulaşmaları yeni eşlerine taşıyabilirler. Herkes, özellikle de çok eşli olanlar için karşılıklı olarak korunma yolu, her cinsel ilişkide erkeğin ya da kadının kondom kullanmasıdır.
1. Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlarda Her İki Cinste de Görülebilen Ortak Belirtiler
  • Ağrılı idrar yapma, idrar yaparken güçlük, sık idrara çıkma.
  • Cinsel organlarda ağrılı/ağrısız açık yaralar ya da kabarıklar.
  • Cinsel organlarda siğil ve uçuklar.
  • Kol ve bacaklarda kaşıntısız kızarıklıklar, döküntüler.
  • Cinsel organda karıncalanma hissi ya da kaşıntı.
  • Baş ağrısı, halsizlik, bulantı, kusma.
  • Ateş, üşüme.
  • Ağızda yaralar.
  • Kasıklarda şiş ve ağrılı bezeler.
  • Deri altında şişlikler.

2. Erkeklerdeki Belirtiler
  • Penisten akıntı (yeşil, sarı renkli) gelmesi.

3. Kadınlardaki Belirtiler
  • Düzensiz adet kanaması.
  • Kasık ve/veya bel ağrısı.
  • Her zamankinden farklı nitelikte vajinal akıntı (beyaz, grimsi, yeşil, sarı, köpüklü, iltihaplı, kokulu)
  • Ağrılı ya da güç cinsel ilişki.

4. Bebek ve Çocuklardaki Belirtiler
  • Göz iltihabı, tedavi edilmezse gözde yaralara ve körlüğe yol açabilir. Doğumsal sifilizde burun kökü çöküklüğü.
  • Zatürre.

5. Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar ve HIV/AIDS'in Bulaşma Yolları
  • CYBE cinsel ilişkiyle (oral-anal-vajinal ilişki) geçer.
  • CYBE'nin diğer bulaşma yolları ile de geçişi olasıdır. Bu geçiş için, vücudun hastalıklı kan içeren bölümleri, vücut sıvıları (meni, vajinal akıntı, anne sütü vb.) ya da açık yara ve kesiklerle doğrudan temas gerekmektedir.
  • HIV’le ilgili olarak; tükürük ve ter gibi diğer vücut sıvıları yalnızca küçük oranlarda virüs içerir ve bu sıvıların enfeksiyona sebep olduğu gösterilememiştir. Bununla beraber, açık yaralar ağız içine kanama yapıyorsa, tükürükteki virüs oranı artabileceğinden derin ve ıslak öpüşme güvenli değildir. Ayrıca, kanda virüs varsa idrar ve dışkı da HIV bulundurabilir. Zedelenmiş deri ile doğrudan temasla da bulaşma olabilir.
  • Kirli ve kullanılmış enjektörler, ustura bıçağı, diş tedavisi, sünnet için kullanılan cerrahi aletlerin paylaşılması, bulaşma olan birinden kan nakli, ayrıca hamilelikte, doğumda ve anne sütüyle bazı kan yoluyla bulaşan CYBE'nin ve HIV/AIDS'in anneden bebeğe geçebildiği bilinmektedir.
  • Bir hastalık etkeniyle bulaşmış bireylerin (özellikle açık yaralara sebep olan CYBE'si olanlar) HIV/AIDS'e yakalanma olasılıkları daha fazladır.
  • CYBE'nin kimden bulaşacağını önceden saptamak her zaman olası değildir. Bulaşma, birey bunu bilmeden, farkına varmadan olabilir.
6. Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar ve HIV/AIDS Aşağıda Belirtilen Yollarla Bulaşmaz:
· Havadan bulaşmaz.
· Birlikte yaşama, çalışma, mutfak malzemeleri, telefon, kağıt-kalem gibi eşyaların paylaşımıyla bulaşmaz.
· Hamam böceği, kene, tahta kurusu, sivrisinek, karasinek gibi hayvanların ısırması ile CYBE ve HIV bulaşmaz.
· Aksırık, öksürük, tükürük ve balgamla bulaşmaz.
· Aynı taşıt aracını kullanma ya da evcil hayvanların bakımıyla bulaşmaz.
· Kan vermeyle bulaşmaz.
· Yüzme havuzu, banyo küveti, hamam ve duştan bulaşmaz.
· Çeşmeler, su içilen musluklar ya da dolaplardan bulaşmaz.
· Kucaklama ya da kısa süreli okşama ile bulaşmaz.

7. Riski Azaltma
cinsel2
  • Cinsel ilişkide spermisitli lateks kondom (prezervatif, kılıf) kullanmak CYBE'ye karşı çok iyi bir korunma sağlar. Kondom gebelikten korunma konusunda % 100 etkili değildir, fakat düzenli ve doğru kullanılırsa etkililiği artar.
  • CYBE’si olduğu bilinen biriyle; özellikle açık yaraları, döküntüleri, siğilleri, anormal vajinal, üretral akıntısı ya da diğer belirtileri varsa cinsel ilişkide bulunulmamalıdır.
  • Fiziksel sağlığı iyi olan (iyi dinlenen, aşırı alkol, uyuşturucu ve sigara kullanmaktan kaçınan, dengeli beslenen; taze sebze ve meyve, tahıl tüketen) bir kişi bile enfeksiyona maruz kaldığı zaman hasta olma olasılığı artar. Bedensel sağlığa dikkat etmek kadar riskli davranışlardan kaçınmak ve korunmalı ya da güvenli cinsel ilişki, riski en aza indirebilir.


8. Tedavi
  • Bazı CYBE, sebep olan etkene bağlı olarak tedavi edilebilirken yani çaresi varken, bazıları tedavi edilemez.
  • Tedavi edilebilen gonore, klamidya, frengi, trikomonas gibi CYBE'de antibiyotikler kullanılmaktadır. İlaçları doktorun gerekli gördüğü durumlarda, önerdiği süre ve dozda eşle birlikte kullanmak gerekir. Aksi halde yararı değil zararı vardır.
  • Tedavi edilemeyen yani çaresi olmayan CYBE'nin bazı belirtilerini azaltmak ya da yok etmek mümkündür. Fakat bu, hastalığı tamamen ortadan kaldırmak demek değildir.lab
  • CYBE'yi tedavi etmenin en iyi yolu, bir klinikte erken teşhis ve tedavidir. Özel laboratuvar testleriyle tanı konulmalı, yayılmayı önlemek için olabildiğince çabuk tedavi edilmelidir. Yeni bir CYBE ya da hastalığın tekrarlanmasını önlemek için, hastanın cinsel eşi(leri) de izlenmeli ve tedavi edilmelidir.

“Kendi kendine ilaç alma" CYBE için doğru bir tedavi yolu değildir. İlaçlar, doktorun önerisi doğrultusunda kullanılmalıdır. İlacı kullandıktan sonraki bir kaç gün içinde belirtiler kaybolsa bile tüm ilaç bitene kadar ya da reçeteyle önerilen gün sonuna kadar ilaçlar kullanılmalıdır. Doktor kontrolüne ve izlemlere mutlaka gidilmelidir.
·
9. HIV/AIDS Nedir?


aids2


İnsan bedeninin direncini yok eden virüsün adı HIV (Human Immundeficiency Virus) dir ve sebep olduğu bir grup hastalık belirtisi AIDS (Acquired Immun Deficiency Syndrom) hastalığı olarak tanımlanır. HIV insanın bağışıklık sistemini etkiler. Böylece vücut normalde savaşabileceği belirli enfeksiyonlar ve kanserlerle savaşamaz.
aids

Vücuduna HIV girmiş insanlar diğer CYBE'de olduğu gibi belirtisiz ve sağlıklı görünümde olabilirler. Kişiler bunu bilmeden başka insanlara çeşitli şekilde hastalığı yayabilirler. Hastalığın pencere, kuluçka ve AIDS dönemi vardır.


HIV 3 ay AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome)HIV 2-10 Yıl AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome)AIDS hastalığı
ile bulaşma (pencere dönemi) kan testi ile belirlenme (kuluçka)



HIV taşıyan bir insan, AIDS hastalığı gelişmeden önceki yıllarda bir belirti olmadan virüsü diğer insanlara bulaştırabilir.
aids5
AIDS'in belirtileri, başlangıçta başka hastalıklarda görülen belirtilerle karışabilir. Bu nedenle gerçek tanı kan testleri (ELIZA) kullanılarak yapılmalıdır. Bu testler, mutlaka bir klinikte, danışmanlık alınarak yaptırılmalıdır. Ev testlerine başvurulması önerilmemektedir.
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
1 Aralık 2007       Mesaj #26
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  254167.jpg
Gösterim: 410
Boyut:  21.5 KB

1 Aralık Dünya AIDS günü ve izleyen günler hastalığın işlendiği bir hafta olarak anılıyor. Dünya için giderek önemli bir tehlikeye dönüşen ve 22. Yüzyılla birlikte Afrika başta olmak üzere geri kalmış ülkelerde ortalama yaşam süresinin 30'un altına düşebilme beklentisinden olsa gerek ülkemizde de konu ilk kez ciddiyetle ele alındı.

Tarih boyunca her yüzyılın kendine has bir salgına tanıklık ettiğini görüyoruz. Christopher Colombus Amerika'dan döndükten hemen sonra Fransız ordusu Napoli'yi işgal edince şehir bir salgına yakalanmıştı. Fransızlar buna Napoliten Hastalığı, İtalyanlar ise Fransız Hastalığı adını vermişlerdi. Aynı yıllarda benzer bir salgın Kuzey Hindistan'da da görülmüş, bu kez Müslümanlar Hinduları, Hindular da Müslümanları suçlamaya başlamışlardı. Ama çok kişi Frenginin Avrupa'ya Colombus'un gemileriyle ulaştığını söylüyordu. Frengiye yakalananlar tarih boyunca lanetlendiler. Ne de olsa cinsel ilişki ile bulaşan bir hastalıktı. Etken olan mikrobun belirlenmesi için 20. Yüzyıl beklenecekti.

18. yüzyılda beliren Tüberküloz, tamamen aşağı sınıfın hastalığı olarak bilindi. 19. yüzyılda Yahudilerin bu hastalığa genetik olarak dirençli olduğu iddia ediliyordu.

Yine o yıllarda ortaya çıkan Gut Hastalığı ise yüksek sınıfın bir rahatsızlığıydı. Kolera ise Asya'nın Avrupa'nın başına bela ettiği bir hastalıktı. Tamamen geri kalmış toplumlarda görülüyordu.
20. yüzyıl başlarında beliren Kanser ise sigara ile oluşmaktaydı. Dolayısıyla sigara içenler toplum için birer hastalık kaynağıydı. Hitler Kanserin Ari ırkı zedelemek için özellikle oluşturulmuş bir hastalık olduğunu bile iddia etti.

1980'lerde ortaya AIDS çıktı. Önceleri bir çeşit homoseksüel hastalığı olarak biliniyordu. Kökeni Afrikalılar veya Haitililerdi. Allah'ın günahkârlara verdiği bir ceza olmalıydı. Ama hastalık Amerika ve Avrupalıların da başına bela olunca işin rengi değişti. Yine dünyayı kurtarma görevi onlara düştü. Dünya Sağlık Örgütü AIDS için seferber edildi ve Ocak 1999'da 'Hangi ülkeden gelmiş olursa olsun HIV/AIDS ile yaşayan insan sınır dışı edilemez, aşağılayıcı muamele ya da ayrımcılık uygulanamaz' diye bildirge bile yayınladı. 2002 Raporunda ise her gün 6000 yeni gencin bu hastalığa yakalandığı ve bu yıl toplam 68 milyon yeni hasta beklendiği belirtildi. Halen dünyada 40 milyon kişinin HIV (+) olduğu ve %95inin gelişmekte olan ülkelerden kaynaklandığı tahmin ediliyor.
memocal.com
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
1 Aralık 2007       Mesaj #27
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye'deki AIDS vakası sayısı 2 bin 711

Etkilenen kişilerin çoğunluğu 25 yaş altındaki gençler Sağlık Bakanlığı, Türkiye'deki AIDS vakası sayısının bu yılın Haziran ayı itibariyle 2 bin 711'e ulaştığını açıkladı. Sağlık Bakanlığı'ndan Dünya AIDS Günü nedeniyle yapılan yazılı açıklamada, hastalığın HIV nedeniyle oluştuğu, gerekli önlemler alınmadığı takdirde hızla yayıldığı belirtildi. Dünyada her gün 11 bin yeni HIV enfeksiyonu meydana geldiğinin tahmin edildiği kaydedilen açıklamada, etkilenen kişilerin çoğunluğunu en üretici çağlarındaki 25 yaş altındaki gençlerin oluşturduğu belirtildi.

Hala dünyada yaklaşık 40 milyon erişkin ve çocuğun HIV ile enfekte olduğu ifade edilen açıklamada, yeni HIV/AIDS'li çocuk sayısının ise 2.3 milyon olduğuna işaret edildi.

Türkiye'de 1985'den bu yana AIDS/HIV enfeksiyonu görüldüğü hatırlatılan açıklamada, bu yılın Haziran ayı itibariyle 638'i AIDS, 2 bin 73'ü taşıyıcı olmak üzere vaka sayısının 2 bin 711'e ulaştığı bildirildi.

İstatistiklere göre, enfekte olanlardan yüzde 52'sinin hastalığı korunmasız cinsel ilişki yoluyla, bunların başlıcasının da heteroseksüel ilişkiden kaynaklandığı kaydedilen açıklamada, "Bu yolla, eşlerinden HIV enfeksiyonunu kapan kadın sayısı artmaktadır" denildi.

Sağlık Bakanlığı, AIDS'in aileleri ve toplumu parçalamasına izinverilmemesi, hasta bir kişinin kan bağışında bulunmaması ve durumuncinsel partnere açıklanması gerektiğini bildirildi.

Bakanlık uyarıları:

# Tek eşliliği ve sadakati önemsemeliyiz.
# Kondom kullanımını teşvik etmeliyiz.
# AIDS'lilere ve ailelerine yardımcı olmalıyız
# Çocuklarımızı ve gençleri hayatın bir gerçeği olan cinsellik konusunda aydınlatmalı ve korunma yollarını anlatmalıyız
# HIV/AIDS taşıdığını öğrendiğimiz kişileri suçlamamalı, yargılamamalı ve dışlamamalıyız
# HIV/AIDS günlük yaşamdaki sosyal ilişkilerle, yanaktan yanağa öpüşmekle, aynı tabaktan yemek yemekle ve aynı tuvalet ve banyoyu kullanmakla bulaşmaz.
# Damar yoluyla uyuşturucu kullanımı, yüksek HIV bulaşma riski taşır
Alıntıdır
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
1 Aralık 2007       Mesaj #28
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
HIV Nedir Ve Nasıl Bulaşır?

HIV kelimesinin açılımı Human Immunodeficiency Virüs'tür (İnsanların Bağışıklık Sisteminin Çökmesine Neden Olan Virüs). Bu ifade, bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açabilen bir virüs anlamına gelmektedir. Bağışıklık sisteminiz normalde, sizi bakteri ve virüs gibi mikroplardan korur. HIV, vücut sıvıları yoluyla bulaşır. HIV virüsü taşıyan birisiyle korunmadan seks yaparsanız veya aynı iğneyi paylaşırsanız HIV virüsü size de bulaşır. Ya da HIV virüsü taşıyan bir anne HIV'i bebeğine bulaştırabilir.
HIV Nedir?

HIV, AIDS'e yol açan virüstür. HIV, Human Immunodeficiency Virus (Bağışıklık Sisteminin Çökmesine Neden Olan Virüs) kelimelerinin kısaltmasıdır.

HIV virüsü taşıyan insanlar "HIV pozitif" veya "HIV enfeksiyonlu" olarak adlandırılır.

HIV virüsü, bağışıklık sisteminize zarar vererek sizi hasta eder. Bağışıklık sistemi vücudunuzu mikroplardan korur. Bağışıklık sisteminiz çalışmadığında, mikroplar sizi daha kolay hasta edebilir.

Ancak, hasta görünmeyebilir veya hissetmeyebilirsiniz. HIV virüsü taşıdığınızı bile bilmeyebilirsiniz.

AIDS Nedir?

AIDS, HIV virüsü bağışıklık sisteminizi zayıf hale getirdikten sonra ortaya çıkan hastalıktır. AIDS, Acquired Immunodeficiency Syndrome (Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) kelimelerinin kısaltmasıdır.

AIDS hastası insanlar, bağışıklık sistemi güçlü olan insanları etkilemeyen mikroplar nedeniyle kötü enfeksiyonlara yakalanırlar. AIDS hastası olmadan yıllar önce HIV virüsü almış olabilirsiniz.

HIV Virüsü kadınlara Nasıl Bulaşır?

HIV virüsü iki temel yolla bulaşır.

1. Seks

HIV vücudunuza HIV virüsü taşıyan birisinin kanı, spermi veya vajinal akıntıları yoluyla bulaşır. Bu durum, vajinal, anal veya oral seks sırasında gerçekleşebilir.

Lateksten yapılmış bir prezervatif kullanarak HIV virüsünden korunabilirsiniz. Doğum kontrol hapları ve lateks olmayan prezervatifler, sizi HIV virüsünden koruyamaz.
HIV virüsü hem bir erkekten hem de bir kadından bulaşabilir. Herhangi bir cinsel hastalığınız varsa HIV virüsünün size bulaşma ihtimali daha yüksektir.

2. İlaçlar

HIV virüsü taşıyan birisiyle kirli bir iğneyi paylaşırsanız, virüs bulaşabilir. Dövme ve vücuda piercing yaptırma işlemlerinde kullanılan iğneler, temiz değilse HIV bulaştırabilir.

HIV Kadınlara Nasıl Bulaşır
Bir Erkekle Seks %36
İğne Paylaşımı %14
Sebebi Bilinmiyor %50


HIV ile ilgili Uyarı İşaretleri

Bazı HIV virüsü belirtileri şunlardır :

Öksürme, ishal, kilo kaybı, gece terlemesi, yorgunluk hissi
İlginç renkli veya kokulu bir vajina akıntısı
Yinelenen veya kalıcı vajina enfeksiyonları
Vajinada veya vajina çevresindeki yara veya acı
Adet dönemlerinde ani bir değişim
Adet dönemleri arasında karın ağrısı
Seks sırasındaki olağandışı acı veya ağrı
Dilinizde veya ağzınızın içinde beyaz noktalar veya yaralar


HIV Testi Yaptırma

Aşağıdaki durumlar sizin için geçerliyse HIV testi yaptırmalısınız:
İğneleri paylaşıyorsanız
Eşiniz ilaç kullanmışsa veya kullanıyorsa
Vücudunuzda herhangi bir HIV belirtisi varsa
Prezervatif kullanmadan seks yaptıysanız da test
yaptırmalısınız. Test yaptırmak basit ve kolaydır. Test sonucunda virüs taşıyıp taşımadığınızı öğrenebilirsiniz. Ancak, virüsün bağışıklık sisteminize ne kadar zarar verdiğini öğrenemezsiniz.

Nasıl Test Yaptırabilirim

Bazı yerlerde, adınızı vermeniz gerekmez, testin sonuçları yalnızca size bildirilecektir.
Diğer yerlerde, sonuçlar sağlık yetkilinize veya danışmanınıza da bildirilir. Ancak, sağlık yetkilileri genellikle siz izin vermedikçe sonuçları başkasına vermezler.
Tedavi Olma
HIV için herhangi bir tedavi bulunmamaktadır. HIV virüsü
taşıyan binlerce kişide yapılan çalışmalar, kombinasyon tedavisinin, insanların daha iyi hissetmesine ve daha uzun yaşamasına yardımcı olabildiğini göstermiştir.
Bir doktorla, hemşireyle veya danışmanla konuşun. Tedavi seçenekleri hakkında size daha fazla bilgi verebilir.
Gereken Cevapları Alma
Bugün, birçok yerde AIDS testi yaptırabilir ve AIDS konusundaki sorularınıza yanıt alabilirsiniz:
Sağlık bakanlığına bağlı birimlerde veya yerel sağlık kuruluşlarında
Devlet kliniklerinde
Özel doktorlarda
Özel laboratuarlarda
Birçok devlet kliniğinde
test işlemi ücretsiz olarak veya çok az bir ücretle gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, doktorunuz da HIV testi yapabilir ve sonuçları verebilir. Evde test yaptığınız takdirde sonuçlar için danışabileceğiniz yerler bulunmaktadır.

Hamile olan veya hamile kalmayı planlayan kadınlar için daha fazla bilgi verilebilir.


HIV Virüsüyle Nasıl Savaşabilirsiniz?

HIV virüsü taşıdığınızı bir kere öğrendikten sonra, sağlık uzmanlarıyla birlikte hareket etmeniz her zaman çok önemlidir. Nasıl yürüdüğünü biliyorsanız, tedavinize devam etmek her zaman daha kolaydır. Virüs nasıl çoğalıyor? İlaçlar, virüsle savaşmanıza nasıl yardım ediyor? Virüsünüzün ve ilaç tedavinizin ne durumda olduğunu daha iyi anlamanıza yardımcı olmak için bu soruların cevapları verilmiştir.

HIV de dahil olmak üzere virüsler, kendi kendilerini kopyalayamazlar, çoğalamazlar.Varlığını sürdürmek için HIV virüsünün vücudunuzdaki sağlıklı bir hücreyi işgal etmesi gerekmektedir
HIV virüsü, CD4 hücrelerini işgal etmeye eğilimlidir. CD4 hücreleri vücudun bağışıklık sisteminin sizi hasta edebilecek mikrop ve virüslere karşı korumasına yardımcı olan özel hücrelerdir

SIK SORULAN SORULAR:

Ben HIV (+) Bir Kişiyim. Bu AIDS Hastası Olduğum Anlamına mı Geliyor?

"HIV (+)" test sonuçları, sizin AIDS'e neden olan virusla (HIV) enfekte olduğunuz anlamına geliyor. CD4+ T hücre sayınız 200hücre/mm3'ün altına düştüğünde ve/veya AIDS ile ilişkili bir hastalık (fırsatçı enfeksiyonlar ve Kaposi Sarkomu gibi) gelişirse HIV AIDS hastalığına doğru ilerler.

CD4+ T Hücre Sayısı Ne Demektir?

CD4+ T hücre sayısı kişinin ölçülen CD4+ T hücre miktarı demektir. HIV kişinin bu hücrelerini enfekte eder ve çoğalmak (kendi kopyasını yapar) için bu hücreleri kullanır. Bu hücreler zarar gördükçe kişinin bağışıklık sistemi zayıflar ve kişi fırsatçı enfeksiyonlara (bakteriyel, viral, parazit ve mantar gibi) daha çabuk yakalanır.

Viral Yük Nedir?

Viral yük insanın kanında bulunan virus (HIV) miktarıdır. Yüksek miktarda viral yükü olan olan kişi, düşük viral yükü olan kişiden daha çabuk AIDS geliştirir.

CD4+ T Hücresi Nedir?

CD4+T hücrelerine, akyuvarlar, T yardımcı hücreleri de denilmektedir. İnsan bağışıklık sisteminde diğer hücrelerle birlikte hastalıklara karşı savaşırlar. HIV, çoğalmak için bu hücreleri kullanır. Sağlıklı bir kimsede CD4+T hücre sayısı 800-1200/mm3 kadardır.

Hangi Testler Yapılabilir?

Türkiye'de kan ve kan ürünlerini toplayan ve saklayan merkezlerde (Kan Bankaları-Kızılay Kan Merkezi gibi) alınan her kan bağışında, HIV, hepatit-B ve Hepatit-C virus antikorları veya antijenleri açısından tarama yapılması kanunen gereklidir.

Nerelerde Bakılabilir?

Tanı ELISA yöntemiyle konur. ELISA virusun bulaşmasından sonra 10-12 haftada sonuç verebilir.

HIV tedavisine başlamadan önce doktorunuz tam bir hikaye almalı, fizik muayene yapmalı ve kan testlerini istemelidir. Bu testler tam kan sayımı, viral yük testi ve CD4+ T hücre sayımını içerir. Ayrıca enfeksiyonlar için gerekli diğer testler (sifiliz, tüberkülin deri testi, toksoplazma antikor testi ve kadınlar için jinekolojik Pap Smear testi) yapılmalıdır. Viral Yük testi ve CD4+ T hücre ölçme testi, HIV tedavisine başlamadan önce mutlaka yapılmalıdır.

Nasıl Bir Doktora Gitmeliyim?

HIV tedavisi kompleks bir tedavi olduğundan doktorunuzda HIV ve AIDS tedavisi konusunda uzman olmalıdır. Tedaviniz hakkında karar verirken yakından çalışabileceğiniz birine ihtiyacınız olur ve bu yüzden kendinizi rahat hissedebileceğiniz bir kişi olmalıdır. Bu HIV tedavisinin yararları ve riskleri hakkında herşeyi rahatlıkla sorabilmeniz için önemlidir. Ayrıca Türkiye 'de AIDS tanı ve tedavisi hakkında sizi yönlendirebilecek ve yardımcı olabilecek merkezler bulunmaktadır.
Last_AzRaeL - avatarı
Last_AzRaeL
Ziyaretçi
11 Eylül 2008       Mesaj #29
Last_AzRaeL - avatarı
Ziyaretçi
HIV vücuda girdiğinden itibaren, vücutta bununla savaşmak için özel antikorlar oluşur. Kandaki bu antikorların ELISA yöntemiyle saptanmasına Anti-HIV testi denir. HIV antikorlarının ELISA yöntemiyle ölçülebilecek düzeye ulaşması için 3 aylık bir süreye (pencere dönemi) ihtiyaç vardır. Bu nedenle test, bulaşma olduktan 3 ay sonra yapılmalıdır.

Anti-HIV testinin pozitif (seropozitif) olduğunu söyleyebilmemiz için Western Blot testi denen doğrulama testininde yapılıp sonucunun pozitif olması gerekmektedir. Anti-HIV testi, üniversite hastanelerinin mikrobiyoloji laboratuvarlarında, sigorta ve devlet hastanelerinde ve özel laboratuvarlarda yaptırılabilir.
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
28 Kasım 2008       Mesaj #30
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
AIDS'in %70 sorumlusu uyuşturucu


gp 334219


AIDS ile Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Melahat Okuyan, Türkiye'de 2007 yılı rakamlarına göre, 2 bin 28'i erkek, 892'si kadın olmak üzere toplam 2 bin 920 HIV'li hasta bulunduğunu söyledi

Prof. Dr. Okuyan, yaptığı açıklamada 1 Aralık Dünya AIDS Günü öncesinde konunun önemine dikkati çekmek için bir dizi etkinlik düzenlediklerini, ulusal sempozyum gerçekleştireceklerini anlattı.

AIDS ile mücadelenin yolunun uyuşturucudan geçtiğini vurgulayan Prof. Dr. Okuyan, bu amaçla ''akran eğitimi''ne önem verdiklerini kaydetti. Şu anda İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Artvin ve Rize'deki 100'ün üzerinde okulda akran eğitimi vererek AIDS ve uyuşturucuyla mücadele ettiklerini dile getiren Okuyan, bu konuda yetişmiş iki öğretmenin danışmanlığında 9 öğrenciye konu hakkında bilgi verildiğini, öğrencilerin ise kurdukları ''Uyuşturucu ve AIDS Mücadelesi Kulüpleri'' vasıtasıyla tüm okula AIDS ve uyuşturucu konusunda bilgi verdiğini ifade etti. Bu sayede daha geniş kitlelere ulaşabildiklerini bildiren Prof. Dr. Okuyan, ''Akran Eğitimi sayesinde 100 binden fazla öğrenciye ulaştık. Akran Eğitimi'nin ortaöğretimde zorunlu kılınması amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı'ndan talepte bulunacağız'' dedi.

AIDS hastalarının yüzde 70'inin bu hastalığa uyuşturucu sayesinde yakalandığını belirten Prof. Dr. Okuyan, şöyle konuştu:

''AIDS bulaşıcı bir virus hastalığıdır. HIV adı verilen virüs, girdiği vücudun, mikroplara karşı koyma yeteneğini sağlayan bağışıklık sistemini etkileyip yok eder. Direnci azalan vücutta, HIV'in etkisinin yanı sıra, çeşitli mikroplar da hastalıklara neden olur. Bu hastalık korunmasız cinsel ilişkiyle, kan yoluyla bulaşırlar. Aşırı kilo kaybı, terleme, kırmızı lekeler belirtisidir, ancak bu hastalığa yakalanıp yakalanılmadığının en kesin yolu kan testidir. Yılın ilk 10 ayında 200 kişiye danışmanlık hizmeti verdik. 75 kişiye ise test yaptık. Yapılan testlerin hiçbirinde HIV virüsüne rastlamadık.''

CEZAEVİNDE EĞİTİM VE HIV TESTİ

Dünyanın birçok ülkesindeki cezaevlerinde çok sayıda AIDS hastası bulunduğunu ve bunun yayıldığını anlatan Prof. Dr. Okuyan, kendilerinin de Türkiye'deki cezaevlerindeki durumunu görmek için geçen yıl Foça Açık ve Buca Kapalı cezaevlerindeki mahkumlara yönelik çalışma yaptıkları bilgisini verdi. Cezaevindeki 1651 kişiye seminer verdiklerini, 1116'sına ise Eliza testi yaptıklarını kaydeden Okuyan, gönüllü olarak test yaptıranların hiçbirinde pozitif bulguya rastlamadıklarını vurguladı. Okuyan, ''Ceza infaz kurumlarında bu eğitim ve test uygulamalarının yaygınlaştırılması lazım. Uyuşturucu alanların çoğu ceza infaz kurumunda tedavi edilip dışarıya sağlıklı çıkmak istiyor'' dedi.

''TÜRKİYE'DEKİ AIDS'Lİ HASTA SAYISI ARTIYOR''

Dünyada yaklaşık 39 milyon 500 bin kişinin HIV virüsü taşıdığını, bu rakama geçen yıl 4 milyon 300 bin yeni AIDS hastasının eklendiğini dile getiren Prof. Dr. Okuyan, yalnızca geçen yıl 2 milyon 900 bin kişinin AIDS nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade etti.

Türkiye'deki hasta sayısına da değinen Prof. Dr. Okuyan, ''Türkiye'de 2007 yılı rakamlarına göre 2 bin 28'i erkek, 892'si kadın olmak üzere toplam 2 bin 920 AIDS'li hasta var. Aslında daha fazla AIDS'li hasta var. Ancak risk bölgesi diye bilinen bazı illerde anonim, hızlı test merkezlerinin olmamasından dolayı bu bilinmiyor. Bu merkezler olsa, hasta sayısının daha fazla olduğu anlaşılacaktır'' diye konuştu.

Prof. Dr. Melahat Okuyan, milyon kişi başına İstanbul'da 75, İzmir'de 67, Antalya'da 47, Trabzon'da 41, Muğla'da 41, Hatay'da 39, Mersin'de 34, Sivas'ta 32, Ankara'da 31, Kayseri'de 31, Denizli'de 27, Kocaeli'nde 26, Konya'da 20, Manisa'da 19, Adana'da 18, Gaziantep'de 18, Bursa'da 18 HIV taşıyıcısı bulunduğunu sözlerine ekledi.


A.A

GAZETEPORT

Benzer Konular

1 Aralık 2008 / The Unique Genel Mesajlar
25 Mayıs 2012 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri
11 Kasım 2008 / Ziyaretçi Tıp Bilimleri
7 Mayıs 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap