Arama

NASA-Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi - Sayfa 2

Güncelleme: 12 Aralık 2018 Gösterim: 36.708 Cevap: 79
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
29 Temmuz 2013       Mesaj #11
Avatarı yok
Yasaklı

Uzay keşif araştırmalarında 3D roketler


Nasa'nın 3D Roket Projesi

Ad:  nasa1.jpg
Gösterim: 773
Boyut:  41.7 KB

Sponsorlu Bağlantılar
NASA’nın 3D roketleri testi geçti.
NASA, 3D yazıcılarda basılan parçalarla bir araya getirdiği ilk roket motorunu başarıyla denedi. Elde edilen başarı, uzay keşfi çalışmalarında çok daha ucuz yöntemlerin önünü açacak.Uzay keşfi görevlerinin yüksek maliyetini kısmak için 3D teknolojisine başvuran NASA, yazıcıdan çıkan ilk roketi başarıyla test etti.

Alabama eyaletindeki Marshall Uzay Uçuş Merkezi’nde özel 3D yazıcılar ile üretilen iki küçük ölçekli roket, 11 ana ateşleme testinden başarıyla geçti. Toplam 46 saniye süren ateşleme testlerinde, sıvı oksijen ve hidrojenin yanmasından 3315,6 derece sıcaklık ortaya çıktı. Testlerde yer alan mühendis Elam Greene, “3D yazıcılardan çıkan roketlerle geleneksel roketler arasında bir fark görmedik... İki ayrı enjektör tüm ateşleme testlerinden başarıyla geçti” dedi. Marshall Merkezi Mühendislik Direktörlüğü’nün başındaki isim Chris Singer, “Roket mühendisliği yüzlerce bağımsız parçanın üretilerek bir araya getirilmesini gerektiriyor... 3D teknolojiyle karmaşık parçaların üretim süresi ve maliyetinden kısabiliriz” ifadesini kullandı.

3D, Projelerden Sadece Biri


RedOrbit'in verdiği bilgiye göre, Uzay Ateşleme Sistemleri (SLS) akustik testlerinde kullanılan roket enjektörleri dört parça ve beş bağlantı yerinden oluşuyor ve her bir parçası 10 bin dolara gelen ateşleme sistemleri 6 ayda yapılıyor. Mühendisler, en son 3D teknolojisiyle çelik tozunu katılaştırarak oluşturdukları enjektörleri ise sadece 3 haftada, 5 bin dolara üretti.

Marshall Merkezi’nde materyal bilimi uzmanı olan Ken Cooper, her bir enjektörün ‘selektif lazer eritme’ yöntemiyle 40 saatte üretildiğini, diğer 2 haftada ise parçaların gözden geçirildiğini ve son hallerine getirildiğini belirtti. Böylece, geleneksel roketlerle 3D parçaları karşılaştırmak için yeterince zaman elde edildi.NASA, SLS enjektör testlerinin uzay keşfi görevlerinde üretilecek donanımların geliştirilmesi için yapılan denemelerden sadece biri olduğunu belirtti. Mühendisler, uzun dönem uzay görevlerinin başarısı için uçuştan diğer operasyonlara kadar yeni teknolojilerin etkinliği artıracağını belirtti.

Kaynak: BBC / RedOrbit (25 Temmuz 2013, 23:34)

3D Yazıcıda Üretilen Roket İkinci Kez Test Edildi

ABD Uzay ve Havacılık Dairesi’nin (NASA) ilk olarak Temmuz ayında başarıyla test ettiği 3D yazıcıda basılan roket, ikinci kez test edildi. NASA, 22 Ağustos’ta yapılan denemenin görüntülerini yayımladı.

Uzay keşfinde 3D yazıcı teknolojisiyle büyük atılımlar yapmayı hedefleyen NASA, bir gün Dünya dışındaki üslerde uzay araçları ve roket üretmesini sağlayacak teknoloji üzerinde çalışmalara devam ediyor. Uzay araçlarını atmosfer dışına taşıyacak roketlerin parçaların normalden çok daha kısa sürede ve düşük maliyetle üretilmesini sağlayan 3D yazıcılar, son denemede yine başarılı oldu. NASA’nın tasarımlarını kullanan Texas merkezli Directed Manufacturing şirketi, nikel-krom alaşımı tozdan, lazerli 3D yazıcıda 28 parçadan oluşan roketi bastı.

Boyu 4, eni 2 metreyi geçen RS-25 motorları için tasarlanan enjektör, NASA’nın derin Uzay’a (yörüngenin en az 400 km ötesindeki bölgelere) uzay aracı ve uydu göndermek için kullanacağı Uzay Ateşleme Sistemi (SLS) roket eteşleyicilerin bir parçası olacak.

Enjektör tasarımından sorumlu olan mühendis Brad Bullard, “Geleneksel roket tasarımını alarak 3D yazıcıda basabileceğimiz şekilde değiştirdik.. Testlerde geleneksel roketlerle 3D yazıcıdan roketin arasındaki farklı net bir şekilde değerlendirebileceğiz” dedi. 22 Ağustos’ta yapılan ve kısa süre önce görüntüleri yayımlanan testte, 3D yazıcıdan çıkan parçalarla bir araya getirilen enjektör, sıvı oksijen ve hidrojen gazından oluşan yakıtla ateşlendi. Roket enjektörü, 3300 derece sıcaklık ve 1400 psi basınca dayanabiliyor.

Kaynak: BBC (31 Ağustos 2013, 10:20)

Son düzenleyen Safi; 27 Temmuz 2016 15:51
_VICTORY_ - avatarı
_VICTORY_
VIP Silent storM
31 Temmuz 2013       Mesaj #12
_VICTORY_ - avatarı
VIP Silent storM

Nasa


Amerikan Uzay ve Havacılık Araştırmaları Merkezi (National Aeronautics and Space Admnistration). 1958'de kuruldu. Örgüt yalnızca uzay ve havacılık konularında bilimsel araştırmalar yapmakla yetinmez. Amerikan hava kuvvetlerinin sorunlarıyla da uğraşır. Dünya ülkelerindeki türlü gelişmeler de bu örgütün ilgi alanı içindedir.
Sponsorlu Bağlantılar

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen Safi; 27 Temmuz 2016 15:34
Tesadüfen Zirveye Çıkılmaz... Çıkılsa Bile Durulmaz...
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Ocak 2017       Mesaj #13
Avatarı yok
Yasaklı

NASA'nın 10 Kentilyonluk Asteroid Projesi!


Ad:  ,6LGMhJovi0KpKXX5O8iZtw.jpg
Gösterim: 664
Boyut:  17.5 KB
Güneş sisteminde yer alan 200 kilometre genişliğindeki asteroid dünya ekonomisini yerle bir edebilir. Zira NASA'nın uzay aracı göndererek üzerindeki değerli madenleri çıkarmak istediği asteroidin ekonomik değeri 10 bin katrilyon dolar.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) bir sonraki hamlesi dünya ekonomisinin çökmesi anlamına gelebilir. Zira 10 kentilyon (10 bin katrilyon) dolar değerindeki 200 kilometre genişliğindeki asteroid dünya ekonomisinin tamamından daha değerli. Dünya ekonomisinin toplam değeri ise sadece 73.7 trilyon dolar.

Nikel, demir ve altın gibi değerli maddelere ev sahipliği yapan asteroide bir uzay aracı göndermek isteyen NASA henüz buradaki değerli maddeleri Dünya'ya nasıl getireceğini bilmiyor. NASA bu asteroide gözlem amacıyla 2023 yılında bir uzay aracı göndermeyi hedefliyor. Ancak uzay madenciliği bu yüzyılın en büyük iş kolu olarak görülüyor. Jüpiter ve Mars'ın arasında yer alan asteroidde bulunan maddelerin şu an için gezegenimize getirilmesi oldukça maliyetli. Ancak gelişen teknoloji ile uzay seyahatlerinin maliyetinin düşmesi ve uzay madenciliğinin de yaygınlaşması bekleniyor.

Ad:  ,J6mkuqk0w0eniM37cu7NuQ.jpg
Gösterim: 641
Boyut:  45.8 KB
Bugüne kadar bir gök taşından Dünya’ya sadece bir kez materyal getirilebildi. Japonya Uzay Ajansı’nın Hayabusa uzay aracı, 2010 yılında 25143 Itokawa asteroidinden Dünya’ya birkaç parça toz ulaştırabilmişti.

Bilim insanları, materyal taşınmasını kolaylaştırmak için asteroidleri solar-elektrik iyon motorlarıyla Dünya’ya yaklaştırmayı düşünüyor. Bu yöntemle gök taşlarının bir kaya topluluğu olarak yörüngede toplanması ve bir nevi ikinci bir Ay oluşturulması olası planlar arasında.

Bir diğer plan ise madeni işlenmesi için Dünya’ya taşımak. Ancak en yüksek platin kaynağa sahip gök taşlarında bile 800 gram platin elde etmek için bir ton cevher elde edilmesi gerekiyor. Bu da, 2,5 ton ağırlığındaki bir robotun, ağırlığının 100 katı cevher taşıması gerektiği anlamına geliyor. Kısaca, çok yüksek bir maliyet gerektiren planın ciddi olarak geliştirilmesi gerekiyor.

Kaynak: Ntvmsnbc (17 Ocak 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
23 Ocak 2017       Mesaj #14
Avatarı yok
Yasaklı

NASA, Kendini Bileyen Bıçak Üretti!


Ad:  650x344-nasa-kendini-bileyen-bicak-uretti-1484842615136.jpg
Gösterim: 358
Boyut:  41.2 KB
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) mühendisleri ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden (Caltech) bilim adamları, körelmeyen ve kendini bileyen bıçak üretti. Verilen bilgiye göre, Kaliforniya merkezli bıçak üreticisi Habitat'ın genel müdürü Adam Ackerman, "KNASA Şef Bıçağı" adı verilen ürünün, Caltech'den bilim adamları tarafından geliştirilen ultra sert alaşımdan üretildiğini ve NASA mühendisleri tarafından test edildiğini belirtti.

Diğerlerinden 2 kat keskin olan bıçağın 5 kat daha uzun ömürlü olduğunu söyleyen Ackerman, "Bu bıçak 200 yıldır yapılan ilk gerçek icat." dedi. Adam Ackerman, "Bıçak, titanyumdan 2 kat daha güçlü. Paslanmaz çelik, lazer birleştirme teknolojisi kullanılarak sapına bağlanıyor." ifadesini kullandı.

"Rockwell sertliği" 70'in üstünde çıkan bıçaktaki nano-tırtıkların, bıçağa benzersiz kesme performansı sağladığını söyleyen Ackerman, "Kullanıldıkça ortaya çıkan dişler, bıçağı zamanla daha keskin hale getiriyor." açıklamasında bulundu. Bıçağın her iki yüzünün de 12,5'ar derece açıyla üretildiğine dikkati çeken Adam Ackerman, bu özelliğinin KNASA Şef Bıçağı'nı diğerlerinden daha ince hale getirdiğini sözlerine ekledi. Habitat, bıçağın perakende satış fiyatının 100 doların altında olacağını ve mayıs ayında piyasaya çıkacağını açıkladı.

Kaynak: Caltech / Dailymail (19 Ocak 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
30 Ocak 2017       Mesaj #15
Avatarı yok
Yasaklı

NASA'nın Ay Programı 50 Yaşında!


Ad:  ,aHFEp59cf0ip9L_G5ZqlRw.jpg
Gösterim: 712
Boyut:  31.3 KB
ABD 1969 yılında Apollo 11 uzay aracını Ay'a indirerek, Dünya uzay tarihine adını yazdırmıştı. Ancak ABD’nin Ay programı 1967 yılında Apollo 1’de yaşanan bir kaza ile başlamıştı. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'nın 27 Ocak 1967 tarihinde Apollo 1 uzay aracı ile gerçekleştirdiği deneme bir facia ile sonuçlandı.

Aslında bu deneme ile uzay uçuşuna hazırlık yapılması planlanıyordu. Yeryüzü'ndeki deneme kapsamında, astronotların uzay aracına girmesi daha sonra gerçekleştirilecek uçuş sırasındaki ortamın sağlanması ve böylelikle iletişim sisteminin çalışıp çalışmadığının kontrol edilmesi hedefleniyordu. Bu nedenle de rutin bir deneme olarak görülüyordu. Kimse bir kaza olabileceğini hesaba katmamıştı. Ancak deneme sırasında uzay aracının kapsülü içinde kısa devre oluştu, kapsül deneme için saf oksijen ile doldurulmuş olduğu için kısa sürede alev aldı.

Uzay aracının kapsülünün içinde oluşan basınç, kapının içeriden açılmasını engelledi. Basıncın yanı sıra olası bir kazaya hazırlıklı olunmadığı için kapı dışarıdan da yeterince hızlı açılamadı. Alevler kapsülü kısa sürede sardı ve çıkan yangın sonucu 31 yaşındaki Roger Chaffee, 36 yaşındaki Edward White ve 40 yaşındaki Virgil Grissom adlı astronotlar kurtarılamadı, çıkan zehirli gazlar yüzünden boğularak yaşamlarını yitirdiler.

Virgil Grissom, kaza öncesinde 1961 ve 1965 yıllarında iki kere, Edward White da 1965'te bir uzay uçuşu gerçekleştirmişti. White bu uçuşu esnasında uzayda yürümüştü. Roger Chaffee ise daha ilk uzay yolculuğuna hazırlanıyordu.Bu facianın ardından uzay aracı kapsüllerinin tasarımı değiştirildi ve bu tür bir kaza bir daha hiç yaşanmadı.

Kaynak: DW (30 Ocak 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
24 Şubat 2017       Mesaj #16
Avatarı yok
Yasaklı

NASA'dan 'Güneş Sistemi Dışı Gezegen' Keşfi için Önemli Basın Toplantısı!


NASA, Güneş Sistemi dışında keşfedilen gezegenler için önemli bir basın toplantısı gerçekleştirileceğini açıkladı. NASA tarafından yayınlanan açıklamada, Güneş dışındaki yıldızların yörüngesinde dolaşan exoplanetler (Güneş dışı gezegen) hakkında önemli bilgilerin kamuoyuyla paylaşılacağı ifade edildi. Açıklanacak bilgi hakkında pek bir detay paylaşılmadı. Exoplanetlerin keşfinin evrende Dünya dışı canlı varlıkların keşfi için önemli bir temel oluşturabileceği düşünülüyor.

Ad:  ,mZKO-21UYkWjXzFXHT30Zw.jpg
Gösterim: 586
Boyut:  22.5 KB
Keşfedilen çok sayıda yeni gezegen içerisinde Dünya benzeri gezegenlerin de var olabileceği tahmin ediliyor. New York’da gerçekleştirilecek basın toplantısı, NASA’nın internet sitesinden canlı yayınlanacak. Aynı zamanda basın toplantısında dünya çapında çok sayıda astronomi ve uzay bilimcisinin bulunacağı ifade edilmekte. Twitter kullanıcıları #askNasa hashtag üzerinden uzmanlara sorularını yöneltebilecek.

Kaynak: Ntv Bilim (22 Şubat 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
9 Mart 2017       Mesaj #17
Avatarı yok
Yasaklı

NASA, Evrenin En Soğuk Noktasını Oluşturacak!


Amerikan Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), evrenin en soğuk noktasını oluşturmak için harekete geçti. Atomların çok düşük sıcaklıklarda farklı şekilde davrandığını belirteren NASA, bunu gözlemleyebilmek amacıyla ABD'nin California eyaletinde kurulan Soğuk Atom Laboratuvarı'nı geliştirdi. NASA, ağustos ayında başlayacağı deneylerde sandık büyüklüğünde soğuk bir kutunun içinde lazer, bir vakum alanı ve elektromanyetik bıçak kullanacak.

Atomların Aşırı Soğuk Derecelere Düşürülmesi için Lazerlerden Faydalanılacak!


Ad:  _95032609_nasasouk.jpg
Gösterim: 658
Boyut:  26.7 KB
Gaz parçacıklarının enerjisi tamamen kesilecek. Ardından bu parçacıkların hareketsiz kalana dek yavaşlamaları sağlanacak. Bu teknoloji ile kutunun uzayın en derin kesimine kıyasla 100 milyon kat fazla soğutulacağını aktaran NASA yetkilileri, araçların gaz atomlarını mutlak sıfır derecesinin milyarıncı halinde dondurmak için tasarladığını açıkladı.

Projede çalışan bilim insanı Robert Thompson, böylece yer çekimine dair anlayışımızın geliştirilebileceğini vurguluyor. Thompson, kara enerji üzerinde de çalışma yapılacağını ve evrendeki en geçerli güçlere dair anlayışımızın pekişeceğini aktarıyor.

Kuantum Fiziği Çalışılacak!


NASA yetkilileri, atomların Soğuk Atom Laboratuvarı'ndaki gibi aşırı soğuk derecelerde 'Bose-Einstein Yoğuşması' olarak bilinen hale geçtiğini, bu noktada bilinen fizik kurallarının değil kuantum fiziğinin geçerli olduğunu söylüyor. 'Bose-Einstein Yoğuşması'nı 1995'te ilk defa bir laboratuvarda oluşturarak Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan Colorado Üniversitesi'nden Eric Cornell de NASA ekibinin içinde yer alıyor. Deneylerin geliştirilmesiyle sensör, kuantum bilgisayarları ve uzay aracı navigasyonunda kullanılan atom saatleri gibi gelişmiş teknolojilerin oluşturulabileceği belirtiliyor.

Kaynak: BBC Bilim / Görsel Telif Hakkı: NASA (9 Mart 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Mart 2017       Mesaj #18
Avatarı yok
Yasaklı

NASA'nın Duyurduğu Yeni 7 Gezegene Dair Yeni Bilgiler Geldi!


Ad:  58bd94c3ae7849136c5af4e8.jpeg
Gösterim: 662
Boyut:  19.4 KB
NASA bir süre önce 3'ü yaşanabilir 7 gezegenden oluşan TRAPPIST-1 yıldız sistemini bulduğunu duyurmuştu. Bu 7 gezegen hakkında yeni bilgiler gelmeye başladı. Elde edilen bilgilere göre 7 gezegende de suyun sıvı halinde bulunduğuna inanılıyor.

Araştırmacılar ayrıca her gezegenin bir atmosferi olduğunu düşünüyor. Bunlardan 3'ünün atmosferi yaşama elverişli. TRAPPIST-1'deki yedi gezegen de kendi sistemlerindeki Güneş'in etrafında dönüyor.

Bir başka bilgi de 7 gezegenin de birbirine çok yakın olması. Söz konusu gezegenlerin birbirlerine yakınlıkları Dünya ile Ay arasındaki mesafeden daha kısa.Sistemin Güneş'i turuncu ve kırmızı tonlarında bir renge sahip. Bu nedenle 7 gezegende de sürekli bir gün batımı görüntüsü mevcut. Güneş sistemi ile TRAPPIST-1 sistemi arasında 40 ışık yılı mesafe var. Şimdilik bilinenler bununla sınırlı. Yakında hizmete girecek James Webb Uzay Teleskobu Hubble'dan çok daha güçlü olması nedeniyle bize bu sistem hakkında daha detaylı bilgiler verebilecek.

Kaynak: CNN / BBC Bilim (9 Mart 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
12 Mart 2017       Mesaj #19
Avatarı yok
Yasaklı

NASA’dan Guinness Rekoru!


Ad:  dunya.jpg
Gösterim: 739
Boyut:  40.2 KB
NASA tarafından yürütülen ve kısa adı MMS olan Dünya’nın manyetik atmosferiyle ilgili bir proje sırasında Guinness Rekoru kırıldı. Dünya’nın etrafında dönen MMS uyduları, yeryüzünün yaklaşık 70.000 kilometre üzerinde en yüksekte GPS sinyali kullanma rekoru kırdı.

MMS görevinde yer alan 4 uydu bir piramidin köşelerinde yer alıyor. Yeryüzüne en yakın konumdayken saatte yaklaşık 35.000 kilometre hızla hareket eden uydular, Güneş’in ve Dünya’nın manyetik alanları arasındaki etkileşim hakkında araştırmalar yapıyor. Uyduların hareketleri sırasında birbirlerine göre konumlarını koruması GPS yardımıyla mümkün oluyor. Önümüzdeki bahar aylarında MMS görevinde yeni bir aşamaya geçilecek. Dünya’nın manyetik atmosferinin başka bir bölgesini incelemeleri için daha yüksek irtifalara çıkarılması planlanan uyduların rekoru geliştirmesi bekleniyor.

Kaynak: Bilimgenç / TÜBİTAK
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
16 Mart 2017       Mesaj #20
Avatarı yok
Yasaklı

NASA’nın Yeni Ötegezegen Keşfi Neden Önemli?


Ad:  otegezegen_2.jpg
Gösterim: 689
Boyut:  109.9 KB
Ötegezegenler Güneş sistemi dışındaki gezegenlerdir. Bilim insanları uzun yıllardır Güneş sisteminin dışında yaşama elverişli başka gezegenlerin olup olmadığını araştırıyor. Bu araştırmalar sırasında yıldızının etrafındaki yaşama elverişli bölgede hareket eden gezegenlere odaklanılıyor. Yaşama elverişli bölge, yıldızların etrafındaki bir yörünge aralığıdır. Bu bölgede hareket eden gezegenlerin yüzey sıcaklığı, suyun sıvı halde kalması için uygundur.

Keşfin Hikayesi!


Ad:  otegezegen_3.jpg
Gösterim: 564
Boyut:  68.0 KB
Gökbilimciler 2016 yılında Şili ve Fas’ta kurulu TRAPPIST teleskoplarıyla yaptıkları gözlemlere dayanarak, Dünya’dan 39 ışık yılı uzaklıktaki TRAPPIST-1 yıldızının etrafında hareket eden 3 gezegen keşfettiklerini açıklamışlardı. Bilim insanları daha sonra bu gök cisimlerini başka teleskoplarla izlemeye devam etti. NASA’nın Spitzer Uzay Teleskobu ile yapılan gözlemler şaşırtıcı başka bir sonucu açığa çıkardı. Bilim insanlarının tek bir gezegene ait olduğunu düşündüğü sinyaller, aslında birbirlerine çok yakın hareket eden 4 farklı gezegene aitti.

Ad:  otegezegen_4_0.jpg
Gösterim: 515
Boyut:  33.0 KB
Spitzer ile yapılan gözlemler sonucu ayrıca yörüngesi TRAPPIST-1 yıldızına daha uzak olan 7. gezegene ait izlere rastlandı. TRAPPIST-1 gezegenleri yıldıza olan uzaklıklarına göre sırasıyla TRAPPIST-1 b, c, d, e, f, g, h olarak isimlendirildi.Bilim insanları gözlemlerini, gezegenler yıldızın önünden geçerken TRAPPIST-1 yıldızının parlaklığında ortaya çıkan değişimleri ölçerek yaptı.

TRAPPIST-1 Sistemi, Güneş Sistemine Ne Kadar Benziyor?


Ad:  otegezegen_5.jpg
Gösterim: 528
Boyut:  32.3 KB
TRAPPIST-1 yıldızı, kütlesi Güneş’inkinin %8’i kadar olan ultrasoğuk sınıf bir yıldız. Ultrasoğuk yıldızların sıcaklığı, kütlesi ve parlaklığı çok düşüktür. Bu tür yıldızların yaşama elverişli bölgesi yıldıza çok yakındır. TRAPPIST-1 b, c, d, e, f ve g gezegenlerinin yörüngelerini tamamlama süreleri yani bir yılları 1,5 ile 12,3 gün arasında değişiyor. TRAPPIST-1 h’nin yörünge periyodunun ise 20 günden fazla olduğu öngörülüyor. Gezegenlerin kütleleri ise Dünya’nınkiyle benzer.

TRAPPIST-1 gezegenlerinden bazılarının yıldız etrafındaki yörüngesini tamamlama süresi ile kendi etrafındaki dönüşünü tamamlama süresi yaklaşık olarak aynı olabilir. Bu durumda Dünya’dan bakıldığında Ay’ın hep aynı yüzünün görülmesi gibi, bu gezegenlerin de hep aynı yüzü TRAPPIST-1 yıldızına dönük olacaktır. Spitzer Uzay Teleskobu’ndan elde edilen verilere göre yapılan yoğunluk hesaplamaları dikkate alındığında, TRAPPIST-1 gezegenlerinin kayaç yapısında olabileceği düşünülüyor. Bu özellikleriyle yeni keşfedilen ötegezegenler Dünya’yla benzerlik gösteriyor.

Ad:  otegezegen_6.jpg
Gösterim: 587
Boyut:  61.2 KB
Bu yedi gezegenin tamamı uygun atmosfer koşullarında sıvı halde suya sahip olabilir. Ancak gezegenlerden üçü tam olarak yaşama elverişli bölgede bulunuyor. Dünya’ya 39 ışık yılı uzaklıktaki TRAPPIST-1 sisteminin, astronomik ölçekte düşünüldüğünde, görece yakın olduğu söylenebilir. Bundan sonra cevap bekleyen soru ise bu gezegenlerde su bulunup bulunmadığı. 2018 yılında göreve başlaması planlanan James Webb Uzay Teleskobu’nun bu gezegenlerin atmosfer özelliklerinin (örneğin atmosfer sıcaklığı ve basıncı) ve atmosferlerinde bulunan moleküllerin (su, karbondioksit, metan, ozon) belirlenmesini sağlayabileceği düşünülüyor.

Kaynak: Nature / Görseller Telif Hakkı: NASA/JPL-Caltech (13 Mart 2017)

Benzer Konular

19 Kasım 2016 / asla_asla_deme Uzay Bilimleri
25 Ekim 2010 / KisukE UraharA Coğrafya
12 Aralık 2007 / Misafir Deniz Bilimleri
10 Haziran 2008 / kompetankedi Taslak Konular