Arama

Astronomi (Uzay) Haberleri - Sayfa 23

Güncelleme: 15 Ekim 2018 Gösterim: 201.055 Cevap: 523
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Haziran 2011       Mesaj #221
Avatarı yok
Yasaklı
Endeavor, Dünya'ya İndi

Sponsorlu Bağlantılar
Son yolculuğunu yapan uzay mekiği Endeavor, Dünya'ya indi.16 yıllık misyonunu sona erdiren mekik, Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'ne TSİ 09.35'te sorunsuz iniş yaptı.

Endeavor, NASA'nın bu yıl emekliye ayrılacak üç mekiğinden ikincisi. Kardeş mekik Atlantis de son uçuşunu 8 Temmuz'da yapacak.


Kaynak:CNN Türk(01 Haziran 2011 ,10:58)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 20 Şubat 2016 21:34
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2011       Mesaj #222
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Mars'ta uzay üssü mü var?
Kendi deyimiyle 'tekerlekli sandalye astronotu' David Martines, Mars'ta insana ya da uzaylılara ait bir üs keşfettiğini iddia ediyor.
Sponsorlu Bağlantılar
Amatör bir uzay meraklısı Google'ın uydu fotoğraflarıyla gezegenin haritasını çıkaran Google Mars'ı kullanırken Kızıl Gezegen'in yüzeyinde sıradışı bir yapı buldu.

MSNBC'nin haberine göre, Martines, 'Bio Station Alpha' adını verdiği şey "Tahmin ediyorum ki ya birileri burada yaşıyor ya da daha önce birileri burada yaşadı" diyor.


Şu an YouTube'de oldukça popüler olan videoda yüzeydeki garip şekle zoom yapan amatör astronot; bu şeklin 230 metre boyunda, 50 metre eninde ve silindirlerden oluşan bir silindir olduğunu söylüyor.


Bölge Google Mars'ta 71 49'19.73" kuzey 29 33'06.53" batı koordinatlarında yer alıyor.
Uzmanlarsa bu keşfin dünya dışı yaşama kanıt olamayacağı görüşünde ve kameraya takılan kozmik enerjinin bu tarz kusurlu bir görüntüye neden olduğunu söylüyorlar.

Kaynak: ntvmsnbc

Son düzenleyen nötrino; 20 Şubat 2016 21:33 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!!
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
10 Haziran 2011       Mesaj #223
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Güneş'te orta büyüklükte patlama

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA kameralarınca güneşte orta ölçekte bir güneş parlaması gözlendi.

NASA, parlamanın dün tepe noktasına ulaştığını ve neredeyse güneşin yüzeyinin yarısını kaplayan büyük bir bulut oluşturduğunu belirtti.

Bilim adamları, güneşteki parlamanın dünya üzerinde önemli bir etkisi olmayacağının altını çizdi.

Güneşteki parlama görüntülerinin yörüngedeki uydu Güneş Dinamiği Gözlemevi tarafından kaydedildiği ifada edildi.

Parlamadan sonra ortaya çıkan enerjinin dünyanın manyetik alanına bugün ya da yarın ulaşacağı, ancak bunun büyük bir etki yaratmasının beklenmediği bildirildi.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 20 Şubat 2016 21:29 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!!
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
12 Haziran 2011       Mesaj #224
Avatarı yok
Yasaklı
Rosetta Kış Uykusuna Yattı

Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA), 2014'te kuyruklu yıldızla buluşacak ve onun sırlarını deşifre edecek uzay aracı Rosetta, 31 aylık uyku dönemine girdi.

ESA'dan yapılan açıklamaya göre, 20 Ocak 2014'te uykusundan uyanacak uzay aracı birkaç ay sonra nihai hedefi 67/P Churyumov-Gerasimenk kuyruklu yıldızıyla randevusuna gidecek.

2004'te 7 milyar kilometre süren yolculuğuna başlayan Rosetta'nın tüm cihaz ve kontrol sistemlerinin sessizliğe bürüneceği dönemde ''derin bir uykuya'' dalacağı belirtilen açıklamada, şu an dünyadan 549 milyon kilometre ötede bulunan uzay aracının güneş panellerinin aracı çalıştırmak için artık yeterince enerji üretmeyeceği, sadece bilgisayar ile aracın bazı yaşamsal cihazlarının donmaması için ısıtma sisteminin çalışacağı kaydedildi.

20 Ocak 2014'te uykudan uyanacak ve kuyruklu yıldıza yaklaşmaya başlayacak Rosetta, Kasım 2014'te Philae adlı modülünü gök cisminin üzerine indirecek.

ESA yetkilileri, Güneş Sistemi'nin doğumundan bu yana geçirdiği evrimi daha iyi anlamaya yönelik bu randevuda Rosetta'nın gerçek anlamda bir ''uzay arkeoloji görevi'' yerine getireceğini belirterek, uzay aracının isminin de Fransız bilim adamı Jean-François Champollion'un hiyeroglifleri deşifre etmesini sağlayan Rosetta taşından esinlenildiğini anımsattılar.


Kaynak:Ntvmsnbc-Ajanslar(09 Haziran 2011 Perşembe,TSİ:15:06)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 20 Şubat 2016 21:29
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
14 Haziran 2011       Mesaj #225
Avatarı yok
Yasaklı
Yılın İlk Ay Tutulması

Bu yılın ilk Ay Tutulması, 15 Haziran Çarşamba günü saat 22:05'de başlayacak. Ankara Üniversitesi (AÜ) Rasathanesi, 1 saat 40 dakika sürecek ay tutulması için düzenleyeceği özel etkinliğinde, meraklılarına gökyüzünü teleskoplarla izlettirecek.

AÜ Gözlemevi yetkililerinin verdiği bilgiye göre, 15 Haziran Çarşamba günü yaşanacak yılın ilk Ay Tutulması için düzenlenecek özel etkinlik saat 20:00'da başlayacak.

Sunum ve belgesel gösterimlerinin yapılacağı etkinlikte, saat 22:05'de izlenmeye başlanacak olan Ay Tutulması, 1 saat 40 dakikalık süresiyle izleyenlere görsel bir şölen yaşatacak. Bu kadar uzun süreli bir ay tutulması, en son 2000 yılı Temmuz ayında gerçekleşti.

Etkinlik programında, uzmanlar eşliğinde çıplak gözle gökyüzü gözlemi, takımyıldızların mitolojik hikayeleri ile birlikte anlatımı ve teleskoplarla Ay ve halkalı gezegen Satürn'ün gözlemi de yer alıyor. Gözlemevi Müzesi de etkinlik boyunca açık kalacak.

Ankara Üniversitesi Gözlemevi, yıl boyunca her Ay halk günü etkinlikleri ve özel gök olayları etkinlikleri ile kapılarını gökyüzü meraklılarına açmaya devam edecek.

Gözlemevi yetkilileri, Gözlemevi'nin şehirden uzak ve yüksek bir konumda bulunması nedeniyle katılımcıların yanında kalın giysiler bulundurmalarını önerdi.

Bu yılın hesaplarına göre, Tutulma sırasında Ay'ın konumları şöyle olacak:

saat 20:24=>Ay'ın dünyanın yarı gölge konisi içine girmesi
saat 21:22=>Parçalı Tutulma başlangıcı
saat 22:22=>Tam Tutulma başlangıcı
saat 23:12=>Tam Tutulma ortası
saat 00:02=>Tam Tutulmanın sona ermesi
saat 01:02=>Parçalı Tutulmanın sona ermesi
saat 02:00=>Ay'ın Dünyanın yarı gölge konisinden çıkışı

Çanakkale'de 'Halk Günü'

Öte yandan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'ne (ÇOMÜ) bağlı Ulupınar Gözlemevi'nde de ilk ay tutulmasının izlenebileceği ''Halk Günü'' düzenlenecek.

Gözlemevi müdürü Prof. Dr. Osman Demircan, yaptığı açıklamada, 15 Haziran'daki ay tutulmasının Türkiye'nin her yerinden teleskop ve dürbün kullanmadan gözlenebileceğini söyledi.

Tutulmanın söz konusu gün saat 20:24'de ayın dünyanın yarı gölge konisi içine girmesiyle başlayacağını ifade eden Demircan, ''Saat 22:22'de tam gölge konisine girmeye başlayınca ay görüntüsünde kızıllaşma gözlenecek. Tam tutulma 23:12'de gerçekleşecek ve 02:00'ye kadar sürecek'' dedi.

Demircan, ay tutulması nedeniyle ÇOMÜ Ulupınar Gözlemevi'nde ''Halk Günü'' düzenleneceğini kaydetti.


Kaynak:Ntvmsnbc-Ajanslar(13 Haziran 2011 Pazartesi,TSİ:10:52)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 20 Şubat 2016 22:14
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
17 Haziran 2011       Mesaj #226
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
İlk yerli uydu Temmuz'da gidecek
Türkiye'nin ilk yerli yapım yer gözlem uydusu Rasat, Rusya'daki Yasny Fırlatma Üssü'ne gönderildi.
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından sağlanan kaynakla, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (TÜBİTAK UZAY) tarafından Türkiye'de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu RASAT, fırlatılmak üzere Rusya'ya gönderildi.

RASAT projesiyle Türkiye'nin uydu teknolojilerindeki tasarım, üretim ve test yetenekleri gelişti. Türk mühendislerin ve TÜBİTAK UZAY Enstitüsü'nün kazandığı deneyim ve yetenekler, Türkiye'nin Uzay Teknolojileri alanındaki hedeflerine ulaşmayı sağlayacak yeni projelere de rehber ve öncü oldu. Bu bağlamda RASAT'ın temel hedeflerine başarıyla ulaşıldı.

Tasarım, üretim ve test aşamalarının tamamı Türk mühendis ve teknisyenleri tarafından TÜBİTAK UZAY tesislerinde gerçekleştirilen ilk yer gözlem uydusu olan RASAT, dün sabah Rusya Federasyonu'nda bulunan Yasny Fırlatma Üssü'ne doğru yola çıktı ve gümrük işlemleri için Rusya'nın Ulyanovsk şehrine ulaştı.

Temmuz ayında gerçekleştirilmesi planlanan fırlatma kapsamında, RASAT'ın yanı sıra İngiltere, ABD, İtalya, Ukrayna, Nijerya'nın uyduları da uzaya taşınarak yörüngeye yerleştirilecek. Fırlatma, dünyanın en güçlü kıtalararası balistik füzelerinden biri olan SS-18'den uyarlanarak geliştirilen Dnepr fırlatma aracı ile gerçekleştirilecek. RASAT'ın dahil olacağı fırlatma, Dnepr fırlatma aracının uydu taşımak için yapacağı 17. ticari fırlatma olacak.

TÜRKİYE'NİN DE UZAY TARİHÇESİ BAŞLIYOR
RASAT, ülke olarak uydu tasarlama, üretme, test etme ve işletme yeteneklerini göstermek, Türk mühendis ve teknisyenleri tarafından tasarlanarak üretilen yerli uzay ekipmanlarını uzayda test etmek ve optik uydu görüntüleri elde etmek amacıyla geliştirildi.

RASAT'ın hem işlevsel hem de yapısal olarak fırlatmaya hazır olduğu, TÜBİTAK UZAY ve fırlatma aracı üreticisi firmanın tesislerinde yapılan testlerde geçen yıl teyit edildi.

Böylelikle, Türkiye'nin uydu teknolojilerindeki tasarım, üretim ve test yeteneklerinin geliştirilmesi ve bu süreçte Türk mühendisler ve özellikle TÜBİTAK UZAY Enstitüsü'nün deneyim ve yetenek kazanması hedefine başarıyla ulaşıldı.

RASAT'ın yörüngeye yerleştirilmesi ve TÜBİTAK UZAY tarafından tasarlanıp geliştirilen uydu sistemlerinin uzayda başarıyla çalışması ile, sistemlerin uçuş tarihçesi kazanmaları ve bundan sonraki yerli uydu görevlerinde kullanılmaları hedefleniyor. Aynı zamanda, RASAT'tan elde edilecek uydu görüntülerinin, şehir bölge planlama, ormancılık, tarım, afet yönetimi ve benzeri amaçlarla da kullanılması planlanıyor.

''TÜBİTAK UZAY'DA NELER YAPILIYOR?''
TÜBİTAK UZAY, 1985'de uzay teknolojileri, elektronik, bilgi teknolojileri ve ilgili alanlarda ar-ge projeleri yürütmek amacıyla kuruldu. 2006 yılında Enstitünün misyonu ve vizyonu yenilenerek, ismi ''TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü, (TÜBİTAK UZAY)'' olarak değiştirildi.

TÜBİTAK UZAY'da, uzay teknolojileri alanında uydu sistemleri, uydu alt-sistemleri, uydu yer istasyonu alt sistemleri, uydu test ve entegrasyon sistemleri üzerine çalışmalar yürütülüyor.

Ayrıca, elektronik alanında tümdevre tasarımı, iletişim sistemleri, elektronik sistem tasarımı, elektro-optik görev yükleri, veri işleme alanında işaret işleme, uzaktan algılama, örüntü tanıma, veri madenciliği, makine öğrenmesi; güç elektroniği alanında güç kalitesi, kompanzasyon sistemleri, elektrikli motor sürücüleri, anahtarlamalı güç kaynakları, yenilenebilir enerji; güç sistemleri alanında da elektrik üretim ve iletim sistemlerinin analizi, dağıtım otomasyonu konusunda strateji araştırma ve geliştirme, dağıtım sistemlerinde gözetimli denetim ve veri toplama (SCADA) sistemleri, dağıtım sistemlerinin planlanması, tasarımı ve işletilmesi için kriter belirleme araştırmaları ve projeleri yürütülüyor.

TÜBİTAK UZAY, küçük uyduların tasarımı, üretimi ve test edilmesi alanındaki yeteneklerin geliştirilmesine ve uzay teknolojilerinde uluslararası işbirliğinin oluşturulmasına öncelik veriyor.

Kaynak: ntvmsnbc - AA
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 20 Şubat 2016 22:15 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!!
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
18 Haziran 2011       Mesaj #227
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Kara delik yıldız yuttu
Gökbilimciler kara delik tarafından yutulan bir yıldızın son anlarını kaydetti.
Işığı bile yutan kara delikler ancak bir yıldızı içlerine çektikleri sırada görünür olabiliyor. Bu meydana geldiğinde yıldız önce muz şeklini ardından da disk şeklini alarak kara deliği çevreliyor ve sonra yutuluyor.
Son anlarında dünyaya doğru radyoaktif ışınlar yayan yıldızın uzayda bıraktığı iz, kara delik tarafından yutulmasından iki buçuk ay sonra hâlâ teleskopla görülebiliyor.

Araştırmacılar Swift adlı uzay aracıyla yapılan gözlemlerin, önce içe doğru patlayan bir yıldızın yaydığı ışınlar olarak değerlendirildiğini ancak sonrasında çok nadir bir uzay olayıyla karşı karşıya olduğunun anlaşıldığını söylüyor.


Science adlı bilim dergisinde yayımlanan araştırmanın sonucunda, gözlenen patlamanın içe doğru patlayan bir güneşte gereken özellikleri sergilemediği ve tek bir patlama yerine dört saat boyunca dört kez patlama yaşandığının tespit edildiği belirtildi.


Warwick Üniversitesi'nden Astrofizikçi Dr Andrew Levan ve çalışma arkadaşları, kendi yörüngesinde giden bir yıldızın kara delik tarafından yutulmasının çok nadir bir olay olduğunu söyledi.

Çoğunlukla galaksilerin merkezinde konumlandıkları tahmin edilen kara deliklerin kimi zaman gaz halinde maddeler tarafından çevrelendiği ve gazın deliğe çekilmesiyle birlikte ışığında yutulduğu sanılıyor. Ancak çoğu galaksinin merkezinde gaz bulunmuyor ve bu nedenle de dünyadan gözlenmesi mümkün oluyor.



Kaynak: BBC Türkçe
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 21 Şubat 2016 12:05 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!!
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
22 Haziran 2011       Mesaj #228
Avatarı yok
Yasaklı
Uluslararası Uzay İstasyonu'nda Başarıyla Sonuçlanan Deneyde Bitki Yetiştirildi

Paolo Nespoli isimli İtalyan astronotun ektiği 14 tohumdan ikisinin yeşerdiği deney, ekip tarafından "çok güzel büyüyen iki bitkimiz var" şeklinde değerlendirildi.

Uzayda bitki yetiştirilebilmesine yönelik araştırmalar İtalya ve ABD'deki iki ayrı laboratuvarda uzun zamandır sürmekte.

Bilimadamları yerçekimi bulunmayan uzay ortamında doğru toprak, su ve ışık koşullarının sağlanması halinde bitki yetişmesinin mümkün olduğuna dair sonuçlara ulaşmışlar.

Maddi ve Manevi Destek

İtalya'daki AGRO Uzay Araştırmaları Merkezi'ndeki çalışmaları sürdüren ekipten Marcia Pirolli, uzayda bitki yetiştirilmesinin iki açıdan önemli olduğunu söyledi: Besin sağlayabilmek ve psikolojik destek.

Uzaydaki astronotların taze sebze ve meyvelerle beslenmesinin önemli olduğunu söyleyen Pirolli, aynı zamanda uzayda yeşil bir çiçeğe sahip olacak astronotların psikolojilerinin de olumlu etkileceğini söylüyor.

Uzayda bitki yetiştirilebilmesine yönelik araştırmaların yoğunlaştığı bir diğer nokta ise bitkilerin büyük boyutlarda yetişmesine olanak sağlayacak bir "uzay serası".

Arizona Üniversitesi'nde yapılan bir deneyde, yapay sera koşullarında yetiştirilen bitkilerin bir astronotun ihtiyaç duyduğu günlük kalorinin yarısını, suyun ve oksijenin tümünü sağlayabildikleri gözlemlenmiş.

Araştırma ekibinden Gene Ciacomelli, amaçlarının serada oluşturdukları ekosistemin enerji, oksijen ve suyu tekrar tekrar geri dönüştürerek bir kişinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek hale gelmesi olduğunu söylüyor.

Böylece sera ortamında geliştirilen bitkilerin yaşayabilmesini sağlayan koşullar uzaya taşınabilecek ve aynı sonuçlar orada da alınabilecek.


Kaynak:BBC Türkçe(21 Haziran 2011,13:27)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 21 Şubat 2016 12:05
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
24 Haziran 2011       Mesaj #229
Avatarı yok
Yasaklı
'Devlerin Çarpışması' Karanlık Maddeye Işık Tutabilir

Uzay teleskopları ile evreni tarayan uzmanlar, Pandora Öbeği olarak adlandırılan galaksi grubunda oluşan çarpışmanın uzay araştırmaları açısından define niteliğinde olduğunu söylüyor.

Pandora Öbeği, dört galaksinin çarpışmasıyla oluştu. Adını da mitolojide Pandora'ya verilen kutu gibi, görülmemiş olgularla dolu olmasından alıyor.

Gökbilimciler bu olayı ayrıca 'Devlerin Çarpışması' ya da 'Titanların Çarpışması' gibi isimlerle anıyor.

Söz konusu çarpışma, 350 milyon yıla yayılan bir sürede gerçekleştiği için gökbilimcilerin gözleri önünde gerçekleşen 'yavaş çekim' bir trafik kazasına benzetiliyor.

Çarpışmanın incelenmesi karanlık maddenin tabiatı konusunda da yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayabilir.

Bu araştırmalarda elde edilen ilk bulgular Kraliyet Astronomi Topluluğu'nun aylık raporları kapsamında yayınlanıyor.

Trilyonlarca Yıldız Çarpışınca...

Galaksi öbekleri, evrendeki en büyük yapılar Bu öbekler içinde yüzlerce galaksi ve trilyonlarca yıldızın yanı sıra muazzam miktarda ve sıcaklıkta gazlarla ve karanlık madde bulunuyor.

Şimdiye dek çok az galaksi çarpışması kayıt altına alınıp gözlenebildi. Bunların en önemlilerinden olan Mermi Öbeği, iki öbeğin çarpışması sonucu oluştu.

Biri büyük, diğeri küçük iki galaksinin çarpışması, merminin çarpma anına benzediği için böyle adlandırılan öbek üzerinde yürütülen ve 2006'da açıklanan çalışmalar, karanlık madde konusunda şimdiye kadarki en önemli veri ve kanıtlara ulaşılmasını sağlamıştı.

Edinburgh Kraliyet Gözlemevi'nden Richard Massey, çarpışmalardan mümkün olduğunca çok şey öğrenilmesinin çarpışmanın doğru anının yakalanıp gözlemlenmesine bağlı olduğunu söylüyor.

"Gaz, galaksiler ve karanlık madde birbirlerine kendi çekim güçleri doğrultusunda çekiliyor, dolayısıyla çok uzun bir süre geçtiğinde yeniden bir araya gelip tek bir öbek oluşuyor. Yani çarpışmayı tam zamanında, herşey birbirinden ayrılmışken yakalamalısınız."

Resmi adı Abell 2744 olan Pandora Öbeği'ni özel kılan da böyle bir çarpışma anında teleskopların görüş alanına girmiş olması.

Bu bölgeye bakıldığında galaksiler ve müthiş miktarda sıcak gazın dört bir yana saçıldığı görülüyor.

Chandra Keşfetti, Hubble Mercek Altına Taşıdı

Pandora'daki çarpışma, Chandra uzay teleskobunun yayılan sıcak gazdan kaynaklanan x-ışınlarını tesbit etmesiyle dikkat çekti.

Doktor Massey ile dünyanın dört bir yanından 17 araştırmacı bir araya gelip, Hubble uzay teleskobunun bir süre bu bölgeye kilitlenmesini sağladı.

Hubble'ın yüksek görüş gücü ekibin öbekteki karanlık maddeyi haritalandırmasını sağladı.

Ağır, fakat görünmez olan maddeler bile kendilerine çarpan ışığın kırılmasını sağladığı için, karanlık madde, ışık kırılmalarına odaklanan çekimsel mercek yöntemi ile belirlenebiliyor.

Karanlık maddenin gerisinde kalan yıldız ve galaksiler farklı şekilde görüntüleniyor.

Doktor Massey, "Şimdi elimizde galaksilerin, gazın ve karanlık maddenin bir arada olduğu bir tablo bulunduğundan, resmin bütününü görebiliriz" diyor.

Bu da karanlık madde hakkında daha fazla şey öğrenilmesi için az bulunan türden bir fırsat oluşturuyor.

Karanlık maddeyi saran esrar perdesi bu maddenin çevresiyle çok az etkileşime girmesinden kaynaklanıyor.

Pandora Öbeği'ndeki karanlık madde de, maddelerden hızla uzaklaşarak çarpışma noktasının karşı tarafında toplanmış.

Doktor Massey bunun da büyük miktarda karanlık maddenin bir arada bulunmasını sağladığını vurguluyor.

"Tüm galaksiler ve gazlar karanlık madde ile bir arada bulunduklarında kafamızı karıştıran pek çok karmaşık eylemde bulunuyor" diyen Massey şöyle devam ediyor:

"Karanlık madde tek başına olduğu zaman ise onu başka olguların gölgesinde kalmaksızın, kendi dinamikleri içinde inceleyip tam olarak ne olduğunu anlama olanağına kavuşuyoruz."

NASA ve Avrupa Uzay Ajansı ESA yetkilileri, öbekteki galaksilerin toplam kütlenin yüzde beşinden(%5) az bölümünü oluşturduğuna dikkat çekiyor.

Aşırı sıcak olan gaz, öbeğin yaklaşık yüzde yirmisi(%20) ve sadece x-ışınları ile belirleniyor. Yetkililerin dağılım konusunda fikir verebilmek için teleskoptan elde edilen fotoğrafları renklendirerek hazırladığı görüntülerde, bu gazlar pembe renkte görülüyor.

Görünmez olan ve öbeğin neredeyse yüzde yetmişbeşini(%75) oluşturduğu düşünülen karanlık madde ise görüntülerde mavi renkte gösterilmiş.



Kaynak:BBC Türkçe(24 Haziran 2011,06:52)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 21 Şubat 2016 12:06
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
24 Haziran 2011       Mesaj #230
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
İran uzaya maymun gönderecek
Roket teknolojisi Batı tarafından başlarda ciddiye alınmayan İran, ikinci uydu gönderme denemesinde başarılı oldu. Tahran'ın hedefi 2019'da uzaya insan göndermek.

İran’ın uzay ve havacılık teknolojisinde gösterdiği çabalar devam ediyor. 15 Haziran’da ikinci uydusunu ateşleyen İran’ın bir sonraki hedefi, 2019’da ilk astronotunu uzaya yollamak. O güne kadar uzaya bir maymun gönderme fikri de mevcut.

Hürriyet'in New Scientist dergisinden aktardığına göre İran, geçen hafta Rasad-1 (Gözlem-1) uydusunu Dünya’nın 260 km ötesinde yörüngeye yollamayı başardı. Sadece 15 kg ağırlığındaki Rasad-1, Batı’nın uydularıyla kıyaslandığında oldukça küçük. Ancak İran roket teknolojisinin gelmiş olduğu noktayı gösteren en son örnek.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Secure World Foundation’dan Brian Weeden, “İlk uyduları Safir-2’yi ateşlediklerinde, insanlar İran’ın şansının yaver gittiğini düşündü… Ancak uzaya gönderdikleri ikinci uydu, ilkinin şans eseri olmadığını gösterdi. Tersine, İran’ın roket teknolojisinin oldukça iyi olduğu gözler önüne serildi” dedi.

SIRA MAYMUNDA
60 günlük ömrü olduğu bilinen Rasad-1, Dünya’nın düşük çözünürlüklü fotoğraflarını çekecek. Ancak İran’ın, bu uyduyu yollamasındaki asıl amacının uydu ateşleme ve kontrol etmedeki tecrübesini artırmak istemesi olduğu düşünülüyor.

Massachusetts’teki Union of Concerced Scientists düşünce kuruluşundan Laura Grego, “İran’ın gelecek üç yıl içinde altı ile yedi uydu gönderme planı bulunuyor… Bunlardan en az bir tanesiyle uzaya hayvan yollamak istiyorlar” dedi.

İran devlet televizyonu ise bu yıl içinde bir maymunun uzayda yolculuğa çıkacağını, 2019’da ise ilk İranlı astronotun yörüngeye çıkmasının amaçlandığını duyurdu.

Weeden, “Maymun oldukça mantıklı görünüyor. 2019’daki deneme eğer uzaya çıkmak yerine bir yörünge altı uçuş olursa, gerçekleştirilebilir” ifadesini kullandı.

GİZLİ ROKET OPERASYONU ENDİŞESİ
Batılı uzmanlar, İran’ın uzay programı altında gizli bir balistik füze projesi yürüttüğünü düşünüyor. İran, bu tür iddiaları reddediyor.

Uzmanlar, Tahran’daki Malik Aştar Üniversitesi tarafından üretilen Rasid-1 uydusunun, 2009’da ateşlenen Safir-2 uydusuyla birçok benzerliği olduğunu düşünüyor. Washington’un en büyük endişesi, İran’ın bir gün ABD’ye nükleer başlıklı füze göndermesini sağlayacak roketler üretmesi.

Safir-2, İran’dan ABD’ye bir nükleer başlıklı füzeyi taşıyacak kapasitede değildi. Son yıllarda başta Şahab ve Siccil olmak üzere çok sayıda balistik füze denemesi yapan İran’ın, en son Venezüella ile işbirliği yaparak bu ülkede bir füze ateşleme sistemi inşa etmek istediği iddia edilmişti.

Tahran, 2010 yılında askeri harcamasını 7 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkardı. Bu artışın başta balistik füze inşası için yapıldığı düşünülürken, bir diğer sebep olarak artan petrol fiyatları gösterildi.

BİR TAŞLA İKİ KUŞ
Weeden, “İran, insanlı uzay uçuşu amacını takip ederek prestij kazanıyor. Bu aynı zamanda Tahran’a motivasyon sağlıyor… Bu şekilde İran hem içte hem de dışarıda itibarını artırmak istiyor olabilir” dedi.

ABD’li analist, “Roket bilimi kesinlikle teknolojinin ikili kullanıldığı bir alan. Ülkeler geleceğe yönelik planlarını yıllar önceden açıklayarak, üzerlerindeki şüpheleri de azaltmış oluyor” yorumunda bulundu.

Kaynak: ntvmsnbc
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 21 Şubat 2016 12:12 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!!

Benzer Konular

5 Ağustos 2018 / nötrino Uzay Bilimleri
15 Eylül 2011 / nünü Uzay Bilimleri
2 Haziran 2015 / nötrino Uzay Bilimleri
1 Mart 2018 / Misafir Cevaplanmış