Arama

ESO - Avrupa Güney Gözlemevi (European Southern Observatory) - Sayfa 9

Güncelleme: 3 Nisan 2016 Gösterim: 51.021 Cevap: 206
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
29 Aralık 2011       Mesaj #81
Avatarı yok
Yasaklı
300 Güneş Kütleli Bir Yıldız Keşfi

Sponsorlu Bağlantılar
eso1030a

Genç küme RMC 136a.(The young cluster RMC 136a.)

Gökbilimciler ESO’nun Çok Büyük Teleskobu üzerindeki aletleri bir arada kullanarak doğduğunda ağırlığı Güneş’ten 300 kat daha fazla ve şu anda en büyük yıldız kütlesi olarak kabul edilen 150 güneş kütlesinin iki katı büyüklüğünde olan şimdiye kadarki en büyük kütleli yıldızı keşfettiler. Güneş’ten milyonlarca kez daha parlak, çok güçlü rüzgarlarla maddesini uzaya salan bu canavarların varlığı belki de “çok büyük kütleli yıldızlar nasıl oluşuyor?” sorusuna bir katkı sağlayabilir.

Sheffield Üniversitesi Astrofizik Profesörü Paul Crowther liderliğindeki bir gökbilimci ekibi iki genç yıldız kümesini - NGC 3603 ve RMC 136a - detaylı olarak araştırmak için NASA/ESA Hubble Uzay Teleskobu ile elde edilen arşiv verilerinin yanısıra ESO’nun Çok Büyük Teleskobunu da kullandılar. Güneş’ten 22 000 ışık yılı uzaklıkta bulunan NGC 3603 bulutsunun genişlemiş gaz ve toz bulutlarında yıldızların çılgınca oluştukları bir kozmik fabrikadır (ESO1005). RMC 136a (daha çok R136 olarak bilinir) 165 000 ışık yılı uzaklıktaki komşu gökadalarımızdan biri olan Büyük Macellan Bulutu’nda yer alan Tarantula Bulutsusu içindeki genç, büyük kütleli ve sıcak yıldızlardan oluşan bir diğer kümedir (ESO0613).

Araştırma takımı yüzey sıcaklığı Güneş’imizden yedi kat daha sıcak olan 40 000 derecenin üzerinde bir çok yıldız keşfetti, bunlardan bazıları ise güneşten onlarca kat daha büyük ve birkaç milyon kat daha parlaktır. Modellerle yapılan karşılaştırmalar bu yıldızların çoğunun 150 güneş kütlesinden daha büyük kütleli olarak doğduklarını göstermektedir. R136 kümesinde bulunan R136a1 adlı yıldız, şu andaki 265 güneş kütlesi ve Güneş’in 320 katı büyüklüğündeki başlangıç kütlesiyle şimdiye kadar bulunan en büyük kütleli yıldızdır.

Gökbilimciler NGC 3603’te bulunan çift yıldız sistemindeki [1] iki yıldızın kütlesini de doğrudan ölçerek kullanılan modelleri doğruladılar. Kümede bulunan A1, B ve C yıldızlarının başlangıç anlarındaki tahmini kütleleri ise 150 güneş kütlesinin üzerinde veya ona yakın bir değerdedir.

Çok büyük kütleli yıldızlar çok güçlü sızıntılar üretirler. “İnsanların tersine, bu yıldızlar ağır doğarlar ve yaşlandıkça kütle kaybederler. Bir milyon yıldan biraz daha yaşlı olan en uç örnek R136a1 yıldızı şimdiden “orta yaş” sınıfında, yoğun kütle kaybı sürecinde, ve bu süreç içerisinde başlangıç kütlesinin beşte birini, diğer bir deyişle elli güneş kütlesi kadar bir kütleyi uzaya fırlatmıştır.” diyor Paul Crowther.

Eğer R136a1 Güneş Sistemi’mizdeki Güneş’le yer değiştirseydi, Güneş’in dolunayı gölgede bıraktığı gibi Güneş’i gölgede bırakırdı. “Büyük kütlesi Dünya’nın bir yılını üç haftaya düşürür, yeryüzünü oldukça yoğun morötesi ışığa maruz bırakır ve yeryüzünde yaşamı imkansız bir hale getirirdi.” diyor Keele Üniversitesi’nden takım üyesi Raphael Hirschi.

Bu süper kütleli yıldızlar oldukça nadir bulunurlar ve en yoğun yıldız kümelerinde meydana gelirler. Tek yıldızları ayırt etmek - ilk kez gerçekleştirildi - VLT’nin kızılötesi aletlerinin hassas çözme gücünü gerektirmektedir. [2]

Takım ayrıca kümelerdeki yıldızların olası maksimum kütlelerini ve en büyük olanların göreli sayılarını da tahmini olarak elde etti. “En küçük yıldızların kütlesi Jüpiter’in sekiz katından fazla olmalıdır, bunun altındaki cisimler ‘başarısız yıldızlar’ veya kahverengi cücelerdir. Yeni bulgularımız yıldızların ne kadar büyük olabilecekleri konusundaki üst limit değeriyle ilgili önceki görüşleri desteklemekle birlikte bunu yaklaşık 300 güneş kütlesine kadar iki kat arttırmaktadır.” diyor Postam Astrofizik Enstitüsü’nden takım üyesi Olivier Schnurr.

R136 içinde, sadece dört adet yıldızın başlangıç kütlesi 150 güneş kütlesinden fazladır, yine de bu yıldızlar toplamda ortalama 100 000 yıldız içeren tüm kümenin rüzgar ve ışıma gücünün yarısından sorumludur. Yeryüzüne en yakın büyük kütleli yıldız oluşum bölgesi Avcı Bulutsu kümesiyle karşılaştırıldığında, R136a1 sadece kendi çevresine elli kat daha fazla enerji yaymaktadır.[3]

Büyük kütleli yıldızların oluşumunu anlamak çok kısa yaşam süreleri ve güçlü rüzgarları nedeniyle yeterince bilmece içerse de, R136a1 gibi uç durumlarda bulunan yıldızların tesbit edilmesi teorisyenleri bu zorluğu aşmada bir adım daha ileriye götürmektedir. “Çok büyük ya da küçük doğsalar da birden fazla yıldız aşırı büyük kütleli yıldızları üretmek için tek bir yıldız oluşturacak şekilde birleşmektedir” diye açıklıyor Crowther.

8 ila 150 güneş kütlesi aralığındaki yıldızlar kısa yaşamlarının sonunda süpernova olarak patlarlar ve arkalarında ya nötron yıldızı ya da karadelikler gibi egzotik kalıntılar bırakırlar. 150 ila 300 güneş kütleli yıldızların varlığının ortaya çıkarılmasıyla gökbilimcilerin bulguları kendilerini tamamen savuran, arkada hiçbir kalıntı bırakmayan ve etrafına on güneş kütlesi kadar demir salan aşırı parlak “çift kararsız süpernovaların” varlığı ile ilgili beklentilerini arttırmaktadır. Son yıllarda bu patlamalar için bir kaç aday önerilmiştir.

R136a1 sadece bulunan en büyük kütleli yıldız değil, aynı zamanda en parlak olanı, Güneş’ten 10 milyon kez daha parlak. “Bu canavarların nadir olmasından dolayı, yeni rekorun yakın bir zamanda kırılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum.” diye bitiriyor Crowther.

Notlar:

[1] NGC 3603'teki A1 yıldızı yörünge dönemi 3.77 gün olan bir çift yıldızdır. Sistemdeki iki yıldız sırasıyla 120 ve 92 güneş kütlesindedir, bunun anlamı yıldızlar doğduklarında sırasıyla 148 ve 106 güneş kütlesindeydiler.

[2] Araştırma takımı, tümü ESO'nun Şili, Paranal Gözlemevi'ndeki Çok Büyük Teleskobu üzerindeki SINFONI, ISAAC ve MAD aletlerini kullandılar.

[3] Başlıktaki "daha büyük" bu yıldızların gözlenen en büyük yıldızlar oldukları anlamına gelmemektedir. Kırmızı süperdevler denilen yıldızlar, bin güneş yarıçapına kadar bir yarıçapa sahip olabilirken, mavi R136a1 Güneş'ten yaklaşık 35 kat daha büyüktür. Bununla birlikte R136a1 şimdiye kadar bilinen en büyük kütleli yıldızdır.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Bilim Bülteni(21 Temmuz 2010)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
29 Aralık 2011       Mesaj #82
Avatarı yok
Yasaklı
Büyük Kütleli Yıldızlar

Sponsorlu Bağlantılar
eso1030b

Yıldız Boyutları (The sizes of stars/ESO1030b.)

eso1030c

Yıldız Boyutları(The sizes of stars/ESO1030c.)
ESO'nun Çok Büyük Teleskop araçlarını bir arada kullanarak, astronomlar, bugüne kadar en büyük yıldızı keşfetti.(Using a combination of instruments on ESO’s Very Large Telescope, astronomers have discovered the most massive stars to date.)


eso1030d

Genç küme RMC 136a(The young cluster RMC 136a/ESO1030d.)


Kaynak:ESO/VLT Gözlemleri/Bilim Bülteni(21 Temmuz 2010)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
30 Aralık 2011       Mesaj #83
Avatarı yok
Yasaklı
Büyük Kütleli Yıldız Doğumlarının Gizemi

eso1029a

Büyük bir bebek yıldızın etrafında bir disk.(A disc around a massive baby star.)

Gökbilimciler büyük kütleli yıldızların onlardan daha küçük arkadaşlarıyla benzer şekilde oluştuklarının doğrudan kanıtını, büyük kütleli bebek bir yıldızın etrafını sıkıca çevreleyen bir toz diskini ilk kez görüntüleyerek elde ettiler.Bu keşif, ESO teleskoplarının birleştirilmesiyle gerçekleştirilmiştir.

Araştırmaya liderlik eden Stefan Kraus “Gözlemlerimiz şu anda tamamen oluşmuş, gelişme aşamasındaki genç, büyük kütleli bir yıldızı çevreleyen bir diski göstermiştir. Bebeğin henüz doğmuş olduğu söylenebilir.” diyor.

Gökbilimciler takımı şifreli adı IRAS 13481-6124 olarak bilinen gökcismini incelediler. Güneş’imizden yaklaşık 20 kat daha büyük kütleli ve yarıçapı beş kat daha büyük olan ve hala doğum öncesi kozası ile çevrili olan genç merkezi yıldız, Erboğa takımyıldızında yaklaşık 10 000 ışık yılı uzaklıkta yer almaktadır.

12-metrelik milimetre altı teleskop ile gerçekleştirilen gözlemlerin yanısıra NASA’nın Spitzer Uzay Teleskobu ile elde edilen arşiv görüntülerinden gökbilimciler bir jetin varlığını keşfettiler.

“Bu tür jetler sıklıkla genç düşük-kütleli yıldızların etrafında gözlenmektedir ve genellikle bir diskin varlığına işaret etmektedir.” diyor Kraus.

Çöküntü diskleri Güneş gibi düşük kütleli yıldızların oluşum süreçlerinde temel bir unsurdur. Bununla birlikte, bu tür disklerin, kütlenin yıldız üzerine düşmesini engelleyebilecek olan güçlü yıldız ışığının yayınlandığı, güneşten yaklaşık on kat daha büyük kütleli yıldızların oluşumu süresince varlığını sürdürüp sürdürmedikleri bilinmemektedir. Örneğin, büyük kütleli yıldızların daha küçük kütleli yıldızlar birleştiğinde oluşabilecekleri öne sürülmektedir.

Gökbilimciler bu diski keşfetmek ve özelliklerini anlamak için ESO’nun Çok Büyük Teleskop Girişimölçeri’ni kullanmışlardır. VLT I’nin 1.8-metrelik üç adet Yardımcı Teleskopları ve AMBER aygıtı ile alınan ışığın birleştirilmesiyle bu tesis gökbilimcilere 85 metre çapında bir aynaya sahip bir teleskobun görüntüleyeceği detayları görmelerine imkan vermektedir. Elde edilen çözünürlük yaklaşık 2.4 mili yay-saniyesidir ki, bunun anlamı, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki bir vida başının ayırt edilebilmesi veya, şu an uzaydaki optik görünür ışık teleskoplarından on kat daha güçlü bir çözünürlüğe sahip olmaktır.

Bu eşşiz kapasite, ESO’nun diğer teleskoplarıyla - La Silla’daki 3.58 metrelik Yeni Teknoloji Teleskobu - yapılan gözlemlerle tamamlandığında, Kraus ve arkadaşları IRAS 13481-6124’ün etrafındaki diski tesbit edebilmişlerdir.

“İlk kez büyük kütleli genç bir yıldızın etrafındaki diskin iç bölgelerini görüntüleyebildik. Gözlemlerimiz kütle ne olursa olsun oluşum sürecinin tüm yıldızlar için aynı şekilde yürüdüğünü göstermektedir.” diyor Kraus.

Gökbilimciler sistemin 60 000 yaşında olduğu ve yıldızın nihai kütlesine ulaştığı sonucunu çıkardılar. Yıldızın yoğun ışığı nedeniyle - Güneş’ten 30 000 kat daha parlak - yakında disk buharlaşmaya başlayacak. Alevlenen disk Yer-Güneş uzaklığının yaklaşık 130 katına kadar - 130 astronomi birimi (AB) - genişleyecek ve yıldıza benzer bir kütleye sahip olacak, ortalama yirmi güneş kütlesi. Bunun yanısıra, diskin iç kısımlarının tozdan mahrum kalacağı görülecektir.

Kraus sonuç olarak “Şu anda Şili’de inşa aşamasında olan Atacama Büyük Milimetre/milimetre-altı Dizgesi (ALMA) ile ileride gerçekleştirilecek olan gözlemler, bu iç kısımlar hakkında daha fazla bilgi sağlayabilecek ve büyük kütleli bebek yıldızların nasıl ağır olduğunu daha iyi anlamamıza olanak sağlayacaktır.” yorumunda bulunuyor.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Bilim Bülteni(14 Temmuz 2010)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
30 Aralık 2011       Mesaj #84
Avatarı yok
Yasaklı
Tüm Yıldızlar Aynı Şekilde Doğuyor

eso1029b

IRAS 13481-6124 etrafında disk.(The disc around IRAS 13481-6124/ESO1029b.)

eso1029c

IRAS 13481-6124 ve onun beşiği.(IRAS 13481-6124 and its cradle/ESO1029c.)

eso1029d

Yaklaşık IRAS 13481-6124.(Around IRAS 13481-6124/ESO1029d.)


Kaynak:ESO/VLT Gözlemleri/Bilim Bülteni(14 Temmuz 2010)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
31 Aralık 2011       Mesaj #85
Avatarı yok
Yasaklı
R Güneytacı: Kozmik Suluboya

eso1027a

Geniş Alan Görüntüleyicisi ile görüntülenen R Coronae Australis bölgesi La Silla.(The R Coronae Australis region imaged with the Wide Field Imager at La Silla.)

R Güneytacı yıldızının etrafındaki bölgenin bu görkemli görüntüsü ESO’nun Şili’de bulunan La Silla Gözlemevi’ndeki Geniş Alan Görüntüleyicisi (WFI) ile alınan görüntülerle oluşturulmuştur. R Güneytacı yakın bir yıldız oluşum bölgesinin merkezinde yer almakta ve dev bir toz bulutuna gömülü narin mavimsi bir yansıma bulutsusu ile çevrilmektedir. Görüntü gökyüzünün bu etkileyici bölgesinin şaşırtıcı yeni detaylarını gözler önüne sermektedir.

R Güneytacı en yakın ve en dikkat çekici yıldız oluşum bölgelerinden bir tanesinde yer almaktadır. Bu kare Şili’de bulunan La Silla Gözlemevi’ndeki 2.2 metrelik MPG/ESO teleskobu üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi (WFI) ile alınmıştır. Görüntü kırmızı, yeşil ve mavi filtrelerle çekilen yirmi ayrı fotoğrafın birleştirilmesi ile oluşturulmuştur.

Bu görüntü gökyüzünde yaklaşık olarak bir dolunay kadarlık bir bölgeyi kapsamaktadır. Bu yaklaşık 420 ışık yılı uzaklıkta bulunan küçük takımyıldız Güneytacı’nda yaklaşık 4 ışık yılına eşit olmaktadır. Bölge görüntünün ortasında yer alan R Güneytacı yıldızından sonra isimlendirilmiştir. Bölgede parlaklığı değişen genç yıldız türlerine ait olan birçok yıldızdan biridir ve halen oluştuğu gaz ve toz bulutlarıyla çevrilidir.

Bu sıcak genç yıldızlar tarafından yayılan şiddetli ışıma kendilerini çevreleyen gazla etkileşmekte ve farklı dalgaboylarında ya yansıtılmakta ya da soğurulmaktadır. Yıldızlar arası ortamın fiziği ile açıklanan bu karmaşık süreçler ve yıldızların özellikleri, bulutsunun ihtişamlı renklerini meydana getirmektedir. Görüntüde görülen açık mavi bulutlar yıdız ışığının küçük toz parçacıklarından yansıması nedeniyledir. R Güneytacı bölgesinde bulunan yıldızlar kütle bakımından Güneş’e benzemekte çevrelerindeki önemli miktarda hidrojeni iyonize edecek kadar kızılötesi ışık yaymamaktadırlar. Bunun anlamı, bulutlar birçok yıldız oluşum bölgesinde görülen kırmızı renk özelliği ışıma yapmamaktadırlar.

Yansıma bulutsusunun gömüldüğü dev toz bulutu burada en ince detayına kadar gösterilmektedir. Tozun ince renkleri ve farklı dokuları görüntüyü bir izlenimci çizimine benzetmektedir.Görüntüde göze çarpan karanlık bir şerit merkezden sol alta doğru uzanmaktadır.Burada yıldızlar tarafından yayılan ve iç kısımlarda oluşan görünür ışık toz tarafından tamamen soğurulmaktadır. Bu nesneler ancak kızılötesi ışığa duyarlı bir kamera ile daha uzun dalgaboylarında gözlem yapılarak tesbit edilebilirler.

R Güneytacı’nın kendisi çıplak gözle görülmemektedir, fakat gökyüzünde daha büyük Yay takımyıldızına ve kendi gökadamız Samanyolu’nun merkezi doğrultusundaki zengin yıldız bulutlarına yakınlığından dolayı karanlık bölgelerde küçücük, taç şekilli takımyıldız kolayca saptanabilmektedir.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Görüntülü Bülten(30 Haziran 2010)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
31 Aralık 2011       Mesaj #86
Avatarı yok
Yasaklı
Geniş Alan Görüntüleyicisi (WFI) İle Alınan Diğer Görüntü

eso1027b

R Coronae Australis bölgenin geniş alan görünümü.Bu muhteşem yıldız R Coronae Australis çevresinde geniş bir alanda görüntü alanını gösterir. (Wide field view of the R Coronae Australis region.This spectacular wide field image shows the area around the star R Coronae Australis/ESO1027b.)


Kaynak:MPG/ESO Teleskobu Gözlemi/Görüntülü Bülten(30 Haziran 2010)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Ocak 2012       Mesaj #87
Avatarı yok
Yasaklı
VLT Bir Ötegezegen Üzerinde İlk Kez Süperfırtına Tesbit Etti

eso1026a

Gökbilimciler ilk kez bir ötegezegenin atmosferinde bir süper fırtına ölçümü gerçekleştirdiler, iyi bilinen "sıcak Jüpiter" HD209458b.

Karbon monoksit gazının çok yüksek-hassasiyetli gözlemleri gazın çok büyük bir hızla gezegenin oldukça sıcak gündüz kısmından daha soğuk gece bölgesine doğru aktığını göstermektedir. Gözlemler ayrıca bir "ilke" daha imkan sağlamıştır - ötegezegenin kendisinin ilk yörünge hızının ölçümü, bu gezegenin kütlesinin doğrudan ölçülebilmesi anlamına gelmektedir.

"HD209458b kesinlikle ürkekler için olan bir yer değil. Büyük bir hassasiyetle zehirli karbon monoksit gazını araştırarak saatte 5000 ila 10 000 km hızla esen süper hızlı bir rügzar kanıtı bulduk." diyor gökbilimcilerin takımına liderlik eden Ignas Snellen.

HD209458b yaklaşık olarak Jüpiter'in % 60'ı kadar bir kütleye sahip olan, güneş türü bir yıldızın etrafında dolanan ve yeryüzünden 150 ışık yılı uzaklıkta, Kanatlı At (Pegasus) takımyıldızı doğrultusunda bulunan bir ötegezegendir. Yıldızının etrafında Güneş-Yer uzaklığının sadece yirmide biri kadar bir uzaklıkta dolanan gezegen, kendi yıldızı tarafından yoğun olarak ısıtılmaktadır, gezegenin sıcak kenarında yüzey sıcaklığı yaklaşık olarak 1000 santigrat derecedir.

Fakat gezegen her zaman yıldızına aynı yüzünü gösterdiğinden, bir kenarı çok soğukken, diğer tarafı çok sıcaktır. "Yeryüzünde büyük sıcaklık farklılıkları kaçınılmaz şekilde şiddetli rüzgarlara neden olmaktadır, ve yeni ölçümlerimiz bu durumun HD209458b'de de farklı olmadığını gözler önüne sermektedir" diyor araştırma takımı üyelerinden Simon Albrecht.

HD209458b geçiş yaptığı bulunan ilk ötegezegendi: her 3.5 günde bir gezegen yıldızının önünden geçmekte ve üç saatlik periyot boyunca yıldız ışığının küçük bir kısmını engellemektedir. Bu olay esnasında yıldız ışığının küçük bir kısmı gezegenin atmosferi boyunca bir iz bırakarak filtrelenir.

Leiden Üniversitesi, Hollanda Uzay Araştırmaları Enstitüsü ve Amerika'daki MIT'den bir grup uzay bilimci, ESO'nun Çok Büyük Teleskobunu ve CRISES adlı güçlü tayölçeri kullanarak, gezegen yıldızın önünden geçerken, yaklaşık beş saat boyunca bu sönük parmak izlerinin tesbitini ve analizini gerçekleştirebilmek için gözlem yaptılar.

Takım üyelerinden Remco de Kok, araştırma ile ilgili şunları aktarıyor: "CRISES karbon monoksit çizgilerinin konumunu 100 000'de 1 duyarlılıkta ve yeterli kesinlikte belirleyebilen dünyadaki tek aygıttır. Bu derece yüksek hassasiyet Doppler etkisini kullanarak ilk kez karbon monoksit gazının hızını ölçmemize imkan vermektedir."

Uzay bilimciler birçok başka ilki de başardılar. Ötegezegenin hızını, yıldızının etrafında dolanırken doğrudan ölçtüler. "Genellikle, teoriye göre, bir ötegezegenin kütlesi yıldızın yalpalama hareketi ile ve kütlesi göz önünde bulundurularak belirlenmektedir. Burada, gezegenin hareketini de ölçebildiğimiz için, hem gezegenin hem de yıldızın kütlelerini belirleyebildik." diyor araştırmacılardan Ernst de Mooij.

Uzay bilimciler ayrıca ilk kez gezegenin atmosferinde ne kadar karbon bulunduğunu da tesbit ettiler. Konuyla ilgili Snellen şu açıklamaları yapıyor: "HD209458b, aslında karbon zengini Jüpiter ve Satürn gezegenleri gibi görülüyor. Bu, onlarla benzer şekilde oluştuğuna işaret etmektedir. Gelecekte uzay bilimciler bu tür gözlemleri Yer benzeri gezegenlerin atmosferlerini araştırmak ve Evrende başka yerlerde yaşamın olup olmadığını tesbit edebilmek için kullanabilirler.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Bilim Bülteni(23 Haziran 2010)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Ocak 2012       Mesaj #88
Avatarı yok
Yasaklı
VISTA Heykeltraş Gökadası'nı Görüntüledi

eso1025a

Heykeltraş Galaksisi VISTA kızılötesi görünümü (NGC 253).[VISTA’s infrared view of the Sculptor Galaxy (NGC 253).]

Heykeltraş Gökadası'nın (NGC 253) bu olağanüstü yeni görüntüsü ESO'nun Şili'de bulunan Paranal Gözlemevi teleskoplarından VISTA ile, ilk ana gözlem kampanyalarının bir parçası olarak çekilmiştir. Kızılötesi ışıkta gözlem yapmasıyla VISTA'nın görüşü tozdan daha az etkilenmekte ve merkezi bölgede göze çarpan yıldızlar çubuğu kadar, çok sayıda daha sönük yıldızlar da gözler önüne serilmektedir. VISTA görüntüsü gökadanın tarihi ve gelişimi ile ilgili çok daha yeni bilgiler sağlamaktadır.

Heykeltraş Gökadası (NGC 253) aynı adlı takımyıldızında yer almaktadır ve gökyüzündeki en parlak gökadalardan bir tanesidir. İyi bir dürbünle görülebilecek kadar belirgindir ve 1783 yılında İngiltere'de Caroline Herschel tarafından keşfedilmiştir. NGC 253, 13 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan sarmal bir gökadadır. Kendi Yerel Grubumuza en yakın gökada gruplaşmalarından bir tanesi olan Helkeltraş Grubu olarak adlandırılan küçük gökadalar grubunun en parlak üyesidir. Görsel belirlinliği kısmen hızlı yıldız oluşumuyla çalkalanan ve yıldızlarla dolup taşan durumundan kaynaklanmaktadır. NGC 253 ayrıca gökadanın bir çok bölgesini anlaşılması güç hale getirecek kadar tozludur (ESO0902). Merkezindeki parlak çekirdeğiyle birlikte, Dünya'dan bakıldığında, dış kısımlarındaki açıkça belirgin olan sarmal kollarıyla gökada neredeyse yandan görülmektedir.

Görünür ve Kızılötesi Gökbilim Tarama Teleskobu, VISTA, ESO'nun Şili Atacama Çölü’ndeki Paranal Gözlemevi'ne en son eklenen, dünyanın en büyük tarama teleskobudur. 2009 yılının sonunda ESO'nun yetkisine verildikten sonra, teleskop şu anda yürütülen daha büyük taramalardan önce, gökyüzünün küçük bölgelerini detaylı olarak inceleyen iki çalışmada kullanılıyordu. Bu "küçük taramalardan" bir tanesi de NGC 253'ün ve çevresinin detaylı çalışmasıydı.

VISTA kızılötesi dalgaboyunda çalıştığı için, görünür ışıkta görüntülendiğinde Heykeltraş Gökadası'nın göze çarpan özelliği olan toz boyunca gözlem yapabilmektedir. Görünür - ışıkta hemen hemen hiç görülemeyen çok sayıda soğuk yıldız da bu yolla görülebilmektedir. VISTA görüntüsü diskin merkezi bölgesindeki toz bulutlarıyla gizlenen bölgeleri gözler önüne sermekte ve nükleer bölgede - görünür ışık fotoğraflarında görülmeyen bir özellik - boydan boya göze çarpan yıldızlar çubuğunun belirgin bir görüntüsünü sağlamaktadır. Görkemli sarmal kollar şimdi tüm gökada diskini kaplamaktadır.

VISTA, ESO'nun Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile muhteşem görüş koşullarını paylaşan, yerleşkeye komşu dağın tepesinde yer almaktadır, burası ayrıca yer bazlı bir teleskop için olağanüstü net görüntü imkanı da sağlamaktadır.

Komutlarındaki bu güçlü aletle uzay bilimciler Heykeltraş Gökadası'nın bazı gizemlerini açığa kavuşturmak istiyorlar. Gökadayı çevreleyen halodaki çok sayıda soğuk kırmızı dev yıldızları araştırıyorlar, NGC 253'ün küçük cüce uydu gökadalarından bazılarının bileşimlerini ölçüyorlar ve VISTA'nın derin kızılötesi görüntüleri olmadan görünmez olan henüz keşfedilmemiş küresel kümeler ve oldukça yoğun cüce gökadalar gibi yeni nesneleri arıyorlar. VISTA'nın eşsiz verilerini kullanarak, gökadanın nasıl oluştuğunu ve evrimleştiğini görüntülemeyi planlıyorlar.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Görüntülü Bülten(16 Haziran 2010)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Ocak 2012       Mesaj #89
Avatarı yok
Yasaklı
Heykeltraş Gökadası (NGC 253) Kızılötesi/Görünür Işık Karşılaştırma

eso1025b

Heykeltraş Galaksisi ilk kez Kızılötesi / görünür ışık karşılaştırma (NGC 253).Şili'deki La Silla (ESO0902) MPG / ESO 2.2 metrelik teleskop üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi ile görünür ışık görüntü (alt) alınmıştır.Yeni kızılötesi görüntü (üst) ESO'nun Paranal Gözlemevi VISTA teleskobu ile alınmıştır. [(Infrared/visible light comparison of views of the Sculptor Galaxy (NGC 253).The visible light image (lower) was taken with the Wide Field Imager on the MPG/ESO 2.2-metre telescope at La Silla in Chile (ESO0902).The new infrared image (upper) was taken with the VISTA telescope at ESO’s Paranal Observatory. /ESO1025b.]


Kaynak:ESO/VISTA Teleskobu Gözlemi/Görüntülü Bülten(16 Haziran 2010)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Ocak 2012       Mesaj #90
Avatarı yok
Yasaklı
Ötegezegen Hareket Halinde Yakalandı

eso1024a

Gezegen Beta Ressam, çevresi.(Planet around Beta Pictoris.)

Uzay bilimciler ilk kez bir ötegezegenin hareketini, ev sahibi yıldızının bir kenarından diğer kenarına doğru ilerlerken doğrudan takip edebildiler. Gezegen şimdiye kadar doğrudan görüntülemeyle bulunan gezegenler arasında en küçük yörüngeye sahip, yıldızına olan uzaklığı, Satürn gezegenin Güneş'e olan uzaklığı kadar. Bilimadamları güneş sistemimizdeki dev gezegenlerle benzer şekilde oluşmuş olabiliceğine inanıyorlar. Yıldızın çok genç olması nedeniyle, bu keşif gaz devi gezegenlerin kozmik ölçekte kısa bir zaman dilimi olan bir kaç milyon yılda, disklerin içinde oluşabileceğini kanıtlamaktadır.

Sadece 12 milyon yıl ya da Güneş'in yaşının üç yüzde birinden daha küçük yaşta olan Beta Ressam, kendi yıldızımızdan % 75 daha büyük kütleye sahiptir. 60 ışıkyılı uzaklıkta, Ressam (Pictor) takımyıldızı doğrultusunda bulunmaktadır ve tozlu bir enkaz diski ile çevrili olduğu bilinen en iyi yıldız örneklerinden biridir. [1] Daha önceki gözlemler diskin eğrildiğini, ikinci bir diskin oluştuğunu ve yıldız üzerine kuyruklu yıldızların düştüğünü göstermiştir. "Onların hepsi dolaylıydı, fakat büyük kütleli bir gezegenin varlığını iddia eden dedikodular ve bizim yeni gözlemlerimiz şimdi bunu açıkça kanıtlamaktadır. Yıldız çok genç olduğundan dolayı, sonuçlarımız dev gezegenlerin disklerde bir kaç milyon yıl gibi kısa bir zaman süresinde oluşabileceğini göstermektedir." diyor araştırma takımının lideri Anne-Maria Lagrange.

Son gözlemler, genç yıldızların etrafındaki disklerin birkaç milyon yıl içinde dağıldığını göstermiştir, böylece dev gezegenlerin oluşumu önceleri düşünüldüğünden daha hızlı meydana gelmelidir. Beta Ressam bunun mümkün olduğunu açıkça kanıtlamaktadır.

Takım ESO'nun Çok Büyük Teleskop'larından 8.2 metreli Birim Teleskobu üzerindeki NAOS-CONICA (ya da NACO [2]), aygıtını, 2003, 2008 ve 2009 yılında Beta Ressam'ın yakın çevresini araştırmak için kullandı. 2003 yılında diskin içinde sönük bir kaynak görülmüştü (ESO0842), fakat bir arka fon yıldızı olduğu için, dışarda tutulması uzak bir olasılıktı. 2008 ve 2009 baharında alınan yeni görüntülerde kaynak ortadan kaybolmuştu. 2009 yılı sonbaharında gerçekleştirilen en son gözlemler, yıldızın (yıldızın parlak ışığında görünmez halde) önünde veya arkasında belli bir dönem gizlenmeden sonra nesne diskin diğer tarafında gözler önüne serilmişti. Bu kaynağın kesinlikle bir ötegezegen olduğunu onayladı, ve yıldızının yörüngesinde dolanmaktaydı. Yıldızın etrafındaki yörüngesini büyüklüğü hakkında da bilgiler sağladı.

Yaklaşık on tane ötegezegen için görüntüler mevcut, ve Beta Ressam'ın (Beta Pictoris b olarak adlandırılmaktadır) etrafındaki gezegen şimdiye kadar ki en küçük yörüngeye sahip olanı. Dünya-Güneş arasındaki mesafenin 8 ila 15 katı büyüklüğünde - veya Astronomi Birimi - bir uzaklıkta yer almaktadır, ki bu da yaklaşık olarak Satürn'ün Güneş'ten olan uzaklığı kadardır. "Gezegenin kısa periyodu sayesinde belki 15-20 yıl içerisinde tam yörüngesini ortaya çıkarabiliriz, Beta Ressam b ile ilgili daha sonraki araştırmalar genç dev gezegenlerin atmosferlerinin fiziği ve kimyası hakkında çok değerli bilgiler sağlayacaktır." diyor araştırmacılardan öğrenci Mickael Bonnefoy.

Gezegenin kütlesi yaklaşık olarak Jüpiter'in dokuz katı kadar, ve doğru kütle ile bulunduğu konum, diskin iç kısımlarındaki bozulmaları açıklamak için uyumlu. Bununla birlikte bu keşif, Uranüs'ün yörünge gözlemlerine dayanarak, 19. yy'da gökbilimci Adams ve Le Verrier'in Neptün gezegeninin varlığına ilişkin tahminlerine benzer bazı özellikler taşımaktadır.

"Genç, büyük kütleli Balıkağzı ve HR8799 gibi yıldızların etrafında bulunan gezegenlerle birlikte, Beta Ressam b'nin varlığı, süper-Jüpiterler'in daha büyük kütleli yıldızların etrafındaki gezegen oluşumunun sık görülen yan ürünü olabileceğini öne sürmektedir", diyor takım üyelerinden Gael Chauvin.

Bu gibi gezegenler yıldızlarının etrafındaki diskleri bozmakta, ESO'nun uluslararası ortaklarıyla inşa ettiği devrimsel teleskop ALMA (Atacama Büyük Milimetre/milimetrealtı Dizgesi) ile kolayca gözlenebilecek olan yapıları oluşturmaktadır.

Bir kaç başka gezegen adayı daha görüntülenmiştir, fakat diğer tüm gezegenler Beta Ressam b'nin yıldızına olan uzaklığından daha uzakta yer almaktadırlar. Eğer Güneş Sistemi'nde yer alsaydı, hepsi en uzak gezegen Neptün'e yakın veya daha ötesinde olurlardı. Bu uzak gezegenlerin oluşum süreçleri, Güneş Sistemimiz ve Beta Ressam'dakinden oldukça farklıdır.

Lagrange şöyle açıklıyor; "Ötezegenlerin son doğrudan gözlemleri -çoğu VLT ile yapılan- gezegen sistemlerinin çeşitliliğini tarif etmektedir, bunlar arasında Beta Ressam b bir gezegenin Güneş Sistemimizdeki dev gezegenlerle aynı şekilde oluşabileceğini gösteren en önemli örnektir. "

Notlar:

[1] Enkaz diskleri gezegensel öncüller veya asteroidler gibi büyük nesneler arasındaki çarpışmaların sonucu olan tozlardan oluşmaktadırlar. Güneş Sistemimizdeki burçlar toz bandının daha büyük halleridirler. Beta Ressam'ın etrafındaki disk ilk kez görüntülenmiş olandır ve Yer - Güneş arasındaki mesafenin yaklaşık 1000 katına kadar genişlediği bilinmektedir.

[2] NACO ESO'nun Şili'de bulunan Çok Büyük Teleskobu üzerindeki uyarlamalı optik aygıtıdır. Uyarlamalı optik sayesinde, uzay bilimciler atmosferin bulanıklaştırma etkisinin çoğunu giderebilmekte ve çok keskin görüntüler elde edebilmektedirler.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Bilim Bülteni(10 Haziran 2010)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

4 Aralık 2014 / Misafir Uzay Bilimleri
16 Eylül 2008 / virtuecat Coğrafya
27 Nisan 2009 / HipHopRocK Siyasal Bilimler
27 Nisan 2009 / HipHopRocK Siyasal Bilimler