Arama

Dünyada ve Türkiye'de Ekonomi Gündemi, Güncel Haberler - Sayfa 25

Güncelleme: 15 Ağustos 2018 Gösterim: 244.065 Cevap: 685
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
20 Kasım 2006       Mesaj #241
AreX - avatarı
Ziyaretçi
20 Kasım 2006

Sponsorlu Bağlantılar
AB ÜLKELERİ, AB'YE ADAY ÜLKELER VE TÜRKİYE'DE İŞSİZLİK... -İZMİT TİCARET ODASININ YAYIN ORGANINDA, 2005 YILI İTİBARİYLE AB'NİN 25 ÜLKESİNDE ORTALAMA İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 8,7, TÜRKİYE'DE İSE YÜZDE 10,3 OLARAK BELİRTİLDİ -AB'YE YENİ ÜYE OLAN ÜLKELER, İŞSİZLİK ORANINI YÜKSELTİYOR

(A.A) - Avrupa Birliği'nin (AB) 25 ülkesinde 2005 yılı itibariyle işsizlik oranının yüzde 8,7, Türkiye'de ise yüzde 10,3 olduğu belirtildi.

İzmit Ticaret Odasının, AB Resmi İstatistik Kurumu (Eurostat)kaynaklarına dayanarak, ''AB ülkeleri, AB'ye aday ülkeler ve Türkiye'' adlı dergide yayınlanan araştırmada, bu ülkeler ve Türkiye'deki işsizlik oranları karşılaştırıldı.

2000 ve 2001'de, AB'nin 25 ülkesinin ortalama işsizlik oranının altında bir işsizliğe sahip olan Türkiye'de, 2001 yılından sonra işsizliğin AB ortalamasının üzerine çıktığı, 2005'de yüzde 10,37'ye yükseldiği kaydedildi.

AB ülkelerindeki 2005 yılı işsizlik oranı ortalamasının yüzde 8,7 olarak gerçekleştiği ifade edilen araştırmada, şu bilgilere yer verildi:

''Aynı yılın verilerine göre en yüksek işsizlik oranı yüzde 17,7 ile Polonya'da, en düşük işsizlik oranı ise yüzde 4,3 ile İrlanda'da gerçekleşti. AB'ye yeni üye olan ülkelerin AB'nin işsizlik oranını yükselttiği açıkça belirgindir. Bulgaristan'ın 2000 yılındaki işsizlik oranı yüzde 16,4'ten 2005 yılında yüzde 10,1'e düşmüştür. Romanya ise yüzde 7,7 ile aday ülkeler arasında en düşük işsizlik oranına sahiptir.''

-YAŞ VE CİNSİYET-

AB ülkelerinin ve Türkiye'nin işsizlik yapısının da saptandığı araştırmada, Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusa, AB'nin ise yaşlı nüfusa sahip olduğuna işaret edildi.

Türkiye'de istihdam olanaklarının artırılmaması halinde işsizliğin daha da artacağı belirtilen araştırmada, şöyle denildi:

''25 yaş altı ve 25 yaş ve üstü nüfusun işsizlik oranları incelendiğinde, genç nüfusun işsizlik oranı yaşlı nüfusa göre oldukça yüksektir. AB'nin 25 yaş altı çalışabilir nitelikteki nüfusunun işsizlik oranı yüzde 18,5 iken, 25 yaş ve üstü nüfusun işsizlik oranı yüzde 7,4'dür. Genç nüfusun işsizlik oranının en yüksek olduğu ülke yüzde ise 36,9 ile Polonya'dır.

Türkiye'de ise 2005 yılı itibariyle işsizlik oranı 25 yaş altı nüfusta yüzde 19,3, 25 yaş üstü nüfusta ise yüzde 8,1'dir.

AB'de kadınlarda işsizlik oranının, erkeklerdeki işsizlik oranından daha yüksek olduğu görülmektedir. AB'de 2005 yılı itibariyle kadın işsizlerin ortalaması yüzde 9,8, erkek işsizlerin ortalaması yüzde 7,9'dur. Türkiye'de ise kadın işsizler yüzde 10,2 oranında iken erkek işsizler yüzde 10,4 oranında bulunmaktadır.''
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
20 Kasım 2006       Mesaj #242
AreX - avatarı
Ziyaretçi
T.C.
BAŞBAKANLIK
Sponsorlu Bağlantılar
HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI

Sayı: 2006/ 132
20 KASIM 2006

BASIN DUYURUSU



31.10.2006 İTİBARİYLE MERKEZİ YÖNETİM TOPLAM BORÇ STOKU


Merkezi Yönetim toplam borç stoku 31.10.2006 tarihi itibariyle 346,6 milyar YTL olarak gerçekleşmiştir.

Toplam borç stokunun 216,8 milyar YTL tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsinden, 128,0 milyar YTL tutarındaki kısmı döviz cinsinden ve geriye kalan 1,8 milyar YTLtutarındaki kısmı ise dövize endeksli borçlardan oluşmaktadır.

2006 Ekim sonu itibariyle toplam borç stokunun yüzde 50,9’u iç piyasaya, yüzde 21,5’i ise kamu kesimine olan iç borçlardan oluşurken, dış borçların ağırlığı yüzde 27,6 olarak gerçekleşmiştir.
Konuya ilişkin istatistiklerin detaylarına, Hazine Müsteşarlığı’nın

http://www.hazine.gov.tr adresindeki internet sitesinde İstatistikler/Kamu Finansmanı/Merkezi yönetim Toplam Borç İstatistikleri bölümünden ulaşılabilir.

(http://www.hazine.gov.tr/stat/konsolide_butce.htm).


Kamuoyuna duyurulur.
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
21 Kasım 2006       Mesaj #243
AreX - avatarı
Ziyaretçi
21 Kasım 2006

İŞ DÜNYASININ GÜNDEMİ ''ARA ELEMAN SIKINTISI''... -TÜRKONFED'İN DÜZENLEYECEĞİ GİRİŞİM VE İŞ DÜNYASI ZİRVESİNİN GÜNDEMİNİ ''EKONOMİNİN YENİ DAR BOĞAZI, YETİŞMİŞ ARA ELEMAN'' BAŞLIĞIYLA, MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM POLİTİKALARI OLUŞTURUYOR -ZİRVE İÇİN 19 KURUMDAN 30 UZMANIN OLUŞTURDUĞU ULUSAL DANIŞMA KURULU'NUN HAZIRLADIĞI RAPORDA, MESLEK EĞİTİMİNİN İMAM HATİP LİSELERİ TARTIŞMALARINDAN SOYUTLANMASI GEREKTİĞİNE DİKKAT ÇEKİLDİ

(A.A) - Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından Adana'da 7-9 Aralık'ta gerçekleştirilecek 10. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'nin gündemini ''Ekonominin Yeni Dar Boğazı, Yetişmiş Ara Eleman'' başlığıyla mesleki ve teknik eğitim politikaları oluşturuyor.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, KOBİ'lerin önde gelen sorunlarından biri olan nitelikli ara eleman sorununun çözümüne katkıda bulunmak ve mesleki-teknik eğitim sisteminin doğru gelişmesine yardımcı olmak amacıyla bir yıldır, Sabancı Üniversitesi Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ile çalışma yürüten TÜRKONFED, iş dünyası temsilcilerinin katılacağı zirvede, değerlendirmenin sonuçlarını ortaya koyacak.

Zirve için 19 kurumdan 30 uzmanın katılımıyla oluşturulan Ulusal Danışma Kurulu tarafından mesleki eğitim politikalarıyla ilgili rapor hazırlandı.

ERG ve TÜRKONFED işbirliğiyle hazırlanan raporda, mesleki ve teknik eğitimin hep gündemde olmasına rağmen, arzulanan sonuçların elde edilemediği ve uygulanan politikaların bazı beklenmeyen sonuçlara neden olduğu vurgulandı.

Rapora göre, bu süreçte, meslek eğitiminin gençler için neden çekici olmadığı ve nasıl daha çekici hale getirilebileceği, incelenmesi gereken en önemli konu olarak ortaya çıkıyor.

Mesleki eğitimin çekici kılınabilmesi için en önemli koşulun, bu eğitimin piyasa şartlarına cevap verebilmesi olduğu belirtilen raporda, son yıllarda meslek eğitimine talebin azalmasının en önemli sebebi olarak, bu eğitimin bireylere sağladığı ekonomik ve sosyal faydada gözlemlenen düşüş gösteriliyor.

Değişim ihtiyacını karşılamaya yönelik dört temel hedef ve bunları geliştirmeye yönelik öneriler geliştirilen rapor, şöyle devam ediyor:

''Orta öğretimde, akademik ve mesleki eğitim arasında program farklılıklarının azaltılarak tüm mezunlara yaşam boyu öğrenme perspektifinde temel beceriler kazandırılmalı. Bireyler için meslek eğitiminin ekonomik ve sosyal faydasının artacağı koşulların ve açık öğrenme ortamlarının oluşturulması gerekir. Meslek eğitiminde kamu-özel sektör işbirliği potansiyelinin hayata geçirilmesi ana hedeflerden birisidir.''

-ÖNERİLER VE İMAM HATİP SORUNU-

Raporda öneriler sunan uzmanlar, orta öğretimde ilk yıl tüm okullarda ortak olarak uygulanan ve temel yeterliliklere odaklanılan genel eğitim süresinin iki yıla çıkarılması gerektiğini savunuyor.

Orta öğretimde akademik ağırlıklı eğitim yapan okullardaki öğrencilere bazı alanlarda mesleki ve teknik ders alma fırsatının sağlanması gerektiğini öneren uzmanlar, tüm öğrencilere uygulama deneyimi edinebilecekleri fırsatların sağlanmasının önemli avantaj sağlayacağını vurguluyor.

Raporda, imam hatip liseleri ile meslek liselerinin aynı tartışma zemininde yer alması sonucu ortaya çıkan olumsuzlukların, bir diğer dikkat çekici unsur olarak altı çiziliyor.

Meslek eğitiminin imam hatip liseleri tartışmalarından soyutlanması gerektiği savunulan raporda, şunlar kaydedildi:

''Meslek eğitimi ve genel eğitim arasında toplumsal algılama açısından saygınlık denkliği yok. Bu statü sorunu evrenseldir. Ancak, Türkiye için bu durumu ağırlaştıran en önemli faktör kamuoyunda meslek liseleriyle ilgili tüm tartışmaların imam hatip liseleri üzerinden ideolojik olarak kutuplaşmış bir ortamda yapılmasıdır. Böyle bir ortamda, meslek eğitiminin sürekli bir kriz unsuru olarak algılanması statü sorunuyla mücadelenin önüne bir Çin seddi oluşturuyor. İmam hatip liseleri sorununun çözümü için üç olguyu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bunlar, toplumun din öğretimi talebinin karşılanması, din görevlilerinin eğitilmesi ve Türkiye'nin asla vazgeçemeyeceği laiklik ilkesi.''

Raporda, imam hatip liseleri sorununun toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edilebilir, uygulanabilir ve kalıcı bir şekilde çözmede vatandaşlara ve sivil toplum örgütlerine büyük görev düştüğüne dikkat çekiliyor.

Öğrencilere yatay ve dikey hareketlilik fırsatlarının sağlanması, meslek derslerinin özel sektör tarafından verilmesinin özendirilmesi konusunda önerilerde bulunulan raporda, Kore, Malezya, İskoçya ve Almanya'daki meslek eğitim politikalarından örnekler sunuluyor.

Raporda ayrıca, kamu-özel sektör işbirliğinin önündeki engel sayılan bürokratik güç tekelinin sona ermesi gerektiği vurgulanırken, meslek yüksek okullarının YÖK'e bağlı olmasının yanlış bir yaklaşım olduğu dile getirildi.

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Onatça da raporun hazırlanmasında ilgili bakanlıklar, YÖK, Devlet Planlama Teşkilatı, sanayici, iş adamları ve eğitim kuruluşlarıyla diyalog halinde olunduğunu ifade etti.

Adana Hiltonsa Oteli'nde 8 Aralık'ta gerçekleştirilecek zirvede konunun taraflarının da buluşacağına dikkati çeken Onatça, zirveden çıkacak sonucun mesleki eğitim politikalarında etki yaratacağına inandıklarını belirtti.
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
22 Kasım 2006       Mesaj #244
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
TÜKETİCİNİN GÜVENİ ARTTI

tuketici 1

ANKARA - Tüketici Güven Endeksi, bu yılın Ekim ayında, bir önceki aya göre yüzde 0,22 oranında artarak 91,56'ya yükseldi.
Endeks, bu yılın Eylül ayında 91,36 düzeyindeydi.
Güven endeksindeki artış, tüketicilerin ''mevcut ve gelecek dönem satın alma güçleri ile mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğuna dair değerlendirmelerinin iyileşmesinden'' kaynaklandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Merkez Bankası tarafından her ay ortaklaşa düzenlenen ve tüketicilerin harcama, davranış ve beklentilerinin değerlendirildiği, ''Tüketici Eğilim Anketi''nin, 2006 Ekim ayı sonuçları açıklandı.
Endeksin alt kalemleri ve değişim oranlarına bakıldığında da mevcut dönemde satınalma gücü endeksi, Eylül ayına göre artarak 82,41'den 83,47'ye, gelecek dönem satın alma gücü endeksi de 85,69'dan 85,77'ye çıktı.
Gelecek dönem genel ekonomik durum 85,92'den 85,82'ye, gelecek dönem iş bulma olanakları endeksi de 91,12'den 87,05'e indi. Mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın alma için uygunluğu endeksi ise 111,66'dan 115,70'e yükseldi.
Endeksin 100'den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100'den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu gösteriyor
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
25 Kasım 2006       Mesaj #245
AreX - avatarı
Ziyaretçi
25 Kasım 2006

PETROL FİYATLARI -SUUDİ PETROL BAKANI EL NAİMİ: -''PİYASA DENGEYE KAVUŞMAZSA, OPEC OLARAK GELECEK AY YENİ BİR ÜRETİM KISINTISI YAPACAĞIZ''

(A.A) - Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) yeni bir üretim kısıntısına hazırlanıyor.

Dünyanın bir numaralı petrol ihracatçısı ve OPEC'in etkin üyesi Suudi Arabistan'ın Petrol Bakanı Ali el Naimi, ''Kasım ayında yürürlüğe giren son kısıntının petrol piyasasına dengelemeye yetmediğinin görülmesi halinde, gelecek ay yapılacak OPEC toplantısında yeni bir kısıntı kararı alınacağını'' söyledi.

Üretim miktarını ayarlamakta önem taşıyan göstergenin fiyatlar değil, piyasada arz ve talep dengesinin korunması olduğunu belirten el Naimi, son kısıntı kararının bu dengeyi sağlayıp sağlamadığına bakacaklarını, denge sağlanmamışsa yeni bir kısıntının gerekeceğini ifade etti.

El Naimi, daha önceki bir konuşmasında da OPEC'in günlük üretimini 500 bin varil daha kısması gerekeceğini söylemişti.

Petrol fiyatlarının yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 25 gerileme göstermesi üzerine OPEC petrol bakanlarının Ekim ayında Katar'ın başkenti Doha'da yaptıkları toplantıda kartelin toplam günlük üretiminin 1,2 milyon varil kısılarak 26,8 milyon varile indirilmesi kararı alınmıştı. Kısıntı kararı, 1 Kasım'dan itibaren uygulamaya konulmuştu.
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
25 Kasım 2006       Mesaj #246
AreX - avatarı
Ziyaretçi
25 Kasım 2006

TAPU'NUN ÇEHRESİ DEĞİŞİYOR... -TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, KURUMUN LOGOSUNDAN HİZMET ANLAYIŞINA, MÜDÜRLÜKLERDEKİ OTURMA DÜZENİNDEN BÜROKRASİNİN AZALTILMASINA KADAR, BİR DİZİ DEĞİŞİKLİĞE HAZIRLANIYOR -KURUM İÇİN BELİRLENECEK ''YENİ İMAJ'', PİLOT BİR MÜDÜRLÜKTE UYGULAMAYA KONULACAK -TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜR VEKİLİ ADLI: -''YILDA YAKLAŞIK 15 MİLYON İNSANA HİZMET VERİYORUZ. UFAK TEFEK AKSAKLIKLAR OLUŞABİLİYOR TABİİ. VATANDAŞIN ALGISINI GÜZELLEŞTİRECEK BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜYORUZ''

(A.A) - Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, kurumun logosundan hizmet anlayışına, tapu sicil müdürlüklerindeki oturma düzeninden bürokrasinin azaltılmasına kadar, bir dizi değişikliğe hazırlanıyor.

Kurum için belirlenecek ''yeni imaj'', pilot bir müdürlükte uygulamaya konulacak.

Tapu ve Kadastro Genel Müdür Vekili Zeki Adlı, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Tapu Sicil müdürlüklerindeki iş yükünün çok fazla olduğunu, yılda yaklaşık 15 milyon insana hizmet verildiğini belirterek, ''ufak tefek bazı aksaklıklar'' yaşanabildiğini kaydetti. Vatandaşların kuruma yönelik algısını güzelleştirmek istediklerini dile getiren Adlı, bu yönde bir imaj ve vizyon çalışması yürüttüklerini ifade etti.

Bu alanda, dıştan, uzman bir bakışa ihtiyaçları olduğunu belirten Adlı, TÜBİTAK'a bağlı Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsünden (TÜSİDE) yetkililerle görüştüklerini, bazı özel şirketlerle de bir araya geleceklerini söyledi.

Zeki Adlı, uzman ekibi belirledikten sonra çalışmanın netleşeceğini ve Ankara veya yakın bir ilde pilot uygulama yapılacağını bildirdi.

-YÖNETİCİLER, EĞİTİME ALINIYOR-

Adlı, çalışma çerçevesinde, kurumun logosundan hizmet anlayışına, müdürlüklerdeki oturma düzeninden bürokrasinin azaltılmasına kadar köklü bir değişikliğe gidileceğini belirterek, özellikle vatandaşa daha pratik hizmetin nasıl sunulacağı üzerinde duracaklarını söyledi.

Projenin maliyetine ilişkin soru üzerine Adlı, maliyetin, ''uzman grup'' belirlendikten ve pilot uygulama şekillendikten sonra netleşeceğini ifade etti.

Zeki Adlı, projeye altyapı oluşturmak için bilgisayar ve diğer ihtiyaçlara yönelik bazı alımlar yaptıklarını, eğitim çalışmalarına da hız kazandırdıklarını dile getirdi.

Bu çerçevede, tapu ve sicil müdürlüklerinde görevli 900 yöneticiyi, iki gruba ayırarak, Antalya'da bir araya getirdiklerini kaydeden Adlı, 450 kişilik grubun geçen hafta eğitim gördüğünü, ikinci grubun da bu hafta eğitime alındığını ifade etti. Akademisyenlerin ve uzmanların yer aldığı 3'er günlük eğitimlerde, ''sahtecilik nedir, nasıl önlenir, ekip çalışması nasıl yürütülür, nasıl daha iyi hizmet sağlanır'' gibi konuların işlendiğini belirtti.
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #247
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Türk ekonomisine övgü...

Dünyada ve Türkiye'de Ekonomi Gündemi, Güncel Haberler


Almanya'nın en büyük bankalarından biri olan Commerzbank'ın iştiraki Eurohypo'nun Türkiye Temsilcisi Cenk Arson, bir yılda Türkiye'deki beş gayrimenkul projesine 560 milyon dolar kredi verdiklerini, dolayısıyla üç yıllık hedefe bir yılda ulaşınca çıtayı 1,2 milyar dolara çıkardıklarını kaydetti.

Arson, yaptığı açıklamada, ticari gayrimenkul projelerine uzun dönemli kredi sağlayan Eurohypo'nun yaklaşık 250 milyar avroluk bilanço büyüklüğü ile Avrupa'da kendi alanında lider olduğunu vurguladı.

Eurohypo'nun 22 ülkede faaliyet gösterdiğini ve yüzde 99'unun Commerzbank'a ait olduğunu aktaran Arson, ticari gayrimenkul ve kamu finansmanından oluşan iki ana iş alanı bulunan bankanın dünyanın birçok yerinde ticari gayrimenkul finansmanı işi yaptığını aktardı.

Cenk Arson, kamu finansmanı ürünlerini henüz Türkiye'ye getirmediklerini ve bunun için biraz daha süreye ihtiyaç olduğunu ifade ederek, bugüne kadar Türkiye'de 5 projeye kredi verdiklerini ve bu kredilerin büyüklüğünün 560 milyon avro olduğunu bildirdi.

Bunun bir yıl içinde ulaşılan önemli bir miktar olduğuna işaret eden Arson, bu kredilerin Fiba Grubunun Swissotel'i satın alırken kullandığı satın alma finansmanı ile Tepe Grubundan aldığı alışveriş merkezinin finansmanı, Multi TurkMall'un Bayrampaşa'da inşaatına başladığı ve 150 bin metre karelik kiralanabilir alanı bulunan Forum İstanbul, yine aynı grubun Forum Ankara projesi ile Doğuş Grubunun Maçka Palas'ın otele çevrilmesi finansmanı olduğunu aktardı.

-''İNİŞ ÇIKIŞLAR YUKARI TRENDİ DEĞİŞTİRMEZ''-

Cenk Arson, ticari gayrimenkul tanımı içine alışveriş merkezleri, ofis binaları, şehir otelleri ve uzun dönemli kira kontratı olan depo, antrepo ile fabrika binalarından oluşan dört grubun girdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

''Şu anda üzerinde konuştuğumuz 6-7 projemiz var. Bunların bir kısmının kredi onay prosedürleri devam ediyor. Türkiye'ye ilk geldiğimizde üç yılda 500 milyon dolar rakamına ulaşırız diye düşünüyorduk. Bir yılda bu hedefimizi aştık. Biz Türkiye'ye diğer bankaların bakışından iki kat daha iyi bakıyoruz. Hem yüksek miktarlı, hem uzun vadeli kredi veriyoruz. Üç yıllık hedefimize bir yılda ulaşınca, çıtayı 1,2 milyar dolara çıkardık.''

Arson, Commerzbank'ın güçlü sermaye yapısı ve reyting notundan dolayı gerçekleşmesi konusunda soru işaretleri olan projelerin kendileri açısından elle tutulur olduğunu söyledi.

Eurohypo olarak Türkiye'de uzun vadeli yatırımcı olduklarını dile getiren Arson, genellikle 10 yıllık krediler verdiklerini, bu süre içinde Türkiye'de geçmişte yaşananlara oranla daha küçük çaplı inişler çıkışlar olabileceğini, ancak bunların Türkiye'nin yukarı trendini değiştirmeyeceğini vurguladı.

-''YABANCILARIN KAFASINDA OLUMLU BEKLENTİ VAR''-

Cenk Arson, sık sık yabancı yatırımcılarla toplantı yaptıklarını anlatarak, ''Bunların arasında önümüzdeki bir iki yıl içinde Türkiye'de gayrimenkul sektörüne 300-500 milyon dolar yatırım yapmayı düşünenler var. Bir iki milyar dolar yatırmayı düşünenler bile var. Dolayısıyla uzun dönemde dışardan bakıldığında, birçok yabancı yatırımcının kafasında Türkiye'ye dair olumlu bir beklenti söz konusu'' diye konuştu.

Eurohypo Türkiye Temsilcisi Arson, yaptıkları sözleşmelerin zaten olası ufak tefek çalkantılarda kredinin riske atılmaması koşullarını içerdiğine dikkat çekti.

Türkiye'de bir yıldır faaliyet gösterdiklerini hatırlatan Arson, 29 Kasım'da İstanbul'da, Commerzbank'ın da Yönetim Kurulu Başkanlığını yapan Eurohypo'nun Başkanı Bernd Knobloch'un katılımıyla gecikmiş bir resmi açılış yapılacağını ve bir yıllık sürenin değerlendirileceğini ifade etti.
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #248
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
IMF'den acı rapor!!!

Dünyada ve Türkiye'de Ekonomi Gündemi, Güncel Haberler

IMF raporuna göre, İMKB 100 Endeksi'nde işlem gören şirketlerin yüzde 90'ının döviz borçları arttı. Buna rağmen döviz gelirleri giderek azalan şirketler, IMF tarafından 'cehennem' kategorisine konuldu.

Kriz nedeni olarak gösterdiği kredilerin Türkiye'de artmasını isteyen Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), İMKB 100 Endeksi'nde işlem gören şirketleri de 'cehennem'de gördüğü ortaya çıktı. Önceki gün IMF Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp'ın, önümüzdeki yıllarda Türkiye'de çok hızlı kredi genişlemesi olması gerektiğini belirterek, "Kredilerin hızla ilerlemesi genelde mali krizlerden önce gelen bir durum" demesi, "IMF Türkiye'de yeni bir kriz istiyor" şeklinde yorumlanmıştı.

Dev şirketler bile yok
Şimdi de IMF'nin, 10 Kasım'da açıkladığı Türkiye raporunun satır aralarında İMKB'ye kote şirketleri (finans sektöründekiler hariç), fazla ihracat yapmamalarına karşın yüksek döviz borçları nedeniyle 'cehennemde' gördüğü anlaşıldı. Raporda yayınlanan tablodaki 'cennet' sınıflandırmasına, aralarında Türkiye ekonomisine üretim ve ihracatlarıyla yön veren, en büyük sanayi şirketlerinden bir tanesi bile giremedi. Bu kategori, 'borçlarını azaltırken yurtdışı satışlarla daha fazla rekabet edebilen' şirketleri tanımlıyor. Şirketlerin yüzde 90'ı ise 'fazla döviz borcu olduğu halde düşük ihracat rasyosuna sahip' yani 'cehennem' kategorisinde değerlendirildi.

Yüksek faiz etkiliyor
Borsada işlem gören şirketleri, piyasa değeri üzerindeki net döviz kuru pozisyon oranı ve ihracatın toplam satışa oranı kriterlerine göre değerlendiren raporda, şu noktalara dikkat çekildi:

* Türkiye'nin İMKB'de işlem gören 100 şirketinden finans sektöründe olmayanlar giderek daha çok 'cehennem' ve borcu kadar döviz geliri olan 'doğal hedge' kategorisine kayıyor.

* Şirketlerin üçte ikisi hâlâ bir yıl ve daha az sürelerle borçlanıyor. Bu nedenle artan faiz oranları gelirlerini, dolayısıyla da kura karşı dayanma güçlerini azaltıyor.

* Şirketlerin borç ve pozisyon risklerinin takibinde boşluk var. Bu yüzden de bağımsız denetim büyük önem kazanıyor.

Kaynak: Takvim Gazetesi
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #249
AreX - avatarı
Ziyaretçi
27 Kasım 2006

TÜRK-İŞ'E GÖRE AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI... -TÜRK-İŞ, 4 KİŞİLİK AİLENİN BU AYKİ ''AÇLIK SINIRINI'' 605 YTL 22 YKR, ''YOKSULLUK SINIRINI'' İSE BİN 971 YTL 41 YKR OLARAK HESAPLADI -TÜRK-İŞ: -''ÇALIŞANLAR, YILBAŞINA GÖRE SADECE GIDA İÇİN 62 YTL, TEMEL İHTİYAÇLARI İÇİN İSE TOPLAM 203 YTL DAHA FAZLA HARCAMA YAPMAK DURUMUNDA''

(A.A) - Türk-İş, 4 kişilik ailenin bu ayki ''açlık sınırını'', 605 YTL 22 YKr, ''yoksulluk sınırını'' ise bin 971 YTL 41 YKr olarak hesapladı.

Türk-İş'in hesaplamalarına göre, 4 kişilik ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için yapması gereken asgari harcamayı ifade eden ve ''açlık sınırı'' olarak da adlandırılan tutar, geçen aya göre yüzde 1.96 artarak 593 YTL 60 YKr'den 605 YTL 22 YKr'ye yükseldi.

Ailenin gıda harcamalarının yanı sıra, kira, ulaşım, yakacak, elektrik, su, haberleşme, eğitim, sağlık, iletişim, kültür gibi temel ihtiyaçları için gerekli olan ve ''yoksulluk sınırı'' olarak da ifade edilen tutar ise aynı dönemde bin 933 YTL 55 YKr'den bin 971 YTL 41 YKr'ye çıktı.

Hesaplamalara göre, yılın onbir ayında gıda harcaması tutarı yüzde 11.47 artarken, geçen yılın aynı döneminde bu oran yüzde 14.24 olarak gerçekleşmişti. Gıda harcaması tutarı, son bir yılda yüzde 8.58 yükseldi.

-YILBAŞINDAN BU YANA 62 YTL ARTIŞ-

Türk-İş'in ''açlık ve yoksulluk sınırına'' ilişkin açıklamasında, çalışanların bugün, yılbaşına göre sadece gıda için 62 YTL, temel ihtiyaçları için ise toplam 203 YTL daha fazla harcama yapmak durumunda bulundukları ifade edildi.

Geçen yılın başında asgari ücretin 30 YTL arttırıldığı kaydedilen açıklamada, ''Buna göre, asgari ücretlinin yaşamı günde 7 YTL pahalılaşırken, gelir artışı 1 YTL ile sınırlı kalmıştır'' denildi.

Açıklamada, bu ayın sonunda yeniden belirlenme çalışmaları başlayacak olan asgari ücretin, çalışanların geçim koşulları esas alınarak belirlenmesi gerektiği kaydedildi.

-BAKLİYAT FİYATI ARTTI-

Açıklamada ayrıca, ''açlık ve yoksulluk sınırı'' hesaplamalarında temel alınan ürünlerden olan bakliyatın fiyatında, kış aylarına girerken önemli oranda artış olduğu da vurgulandı.
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #250
AreX - avatarı
Ziyaretçi
27 Kasım 2006

YATIRIMCI REHBERİ-GEÇEN HAFTA HİSSE SENETLERİ ORTALAMA YÜZDE 2,21 DEĞER YİTİRDİ -YENİ TÜRK LİRASI KARŞISINDA ABD DOLARI YÜZDE 2,08, AVRO DA YÜZDE 4,28 DEĞER KAZANDI -24 AYAR KÜLÇE ALTININ GRAM SATIŞ FİYATI YÜZDE 4,33, CUMHURİYET ALTINININ SATIŞ FİYATI DA YÜZDE 4,37 ARTTI -YATIRIM FONLARI GEÇEN HAFTA ORTALAMA YÜZDE 0,22 DEĞER YİTİRDİ -AYLIK MEVDUAT FAİZİNİN HAFTALIK NET GETİRİSİ YÜZDE 0,27, HAFTALIK REPONUN NET GETİRİSİ YÜZDE 0,31 OLDU

(A.A) - İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) işlem gören hisse senetleri, geçen hafta ortalama yüzde 2,21 oranında değer yitirdi.

Önceki hafta, AB sürecine yönelik endişeleri tetikleyen yorum ve açıklamaların etkisiyle karamsar bir görünüm sergileyerek, yurt dışı piyasalardan bağımsız bir düşüş eğilimi içine giren İMKB, kısa vadeli önemli bir beklentinin bulunmaması nedeniyle geçen hafta da ağırlıklı olarak AB ile ilgili mevcut ve muhtemel sıkıntıları fiyatlamayı sürdürdü.

Avrupa Birliği dönem Başkanlığı'nı yürüten Finlandiya'nın, Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmesi için 6 Aralık'a kadar süre tanıması karşısında, Kıbrıs baskısına yönelik net tavrını sürdüren hükümetin yapmış olduğu açıklamalar, piyasalar tarafından yakından izlendi.

AB riskini almak istemeyen yabancı yatırımcıların, pozisyonlarını azaltma eğilimi içine girmesiyle birlikte, alternatif piyasalarda ve özellikle döviz tarafında yaşanan hareketliliğin ise satışları belirgin şekilde artırdığı gözlemlendi.

Perşembe günü AB'nin Kıbrıs sorununu aşma konusundaki ılımlı açıklamaları ile 38.000 direncine kadar toparlanan endeks, Cuma günü yurt dışı ve alternatif piyasaların etkisiyle devam eden düşüşünü, 37.500 güçlü destek seviyesini koruyarak tamamladı.

Hisse senetleri haftaya ortalama yüzde 0,22'lik düşüşle başladı. Salı günü ortalama yüzde 0,40 yükselen endeks Çarşamba günü yüzde 1,99 puanlık düşüşle 38.000 puanın altında kapandı. Perşembe günü AB ve Kıbrıs konusuyla ilgili gelen ılımlı açıklamalarla ortalama yüzde 0,91 yükselen endeks, Cuma günkü satışlarla yüzde 1,30 oranında geriledi.

-GELECEK HAFTA-

Teknik olarak bu seviyelerden bir tepki yükselişi beklentisinin arttığına işarete eden uzmanlar, ancak 38.500 direnci güçlü bir işlem hacmiyle kırılamadığı takdirde, olası yükselişlerin kalıcı bir etki yaratmasının zor göründüğünü vurguluyor.

Uzmanlar, gündemde ilk sırada yerini koruyacak olan AB ve Kıbrıs konusuna ilişkin gelişmelerin, satışların devamı ya da tepki niteliğinde bir dönüşün başlaması açısından önümüzdeki hafta yine belirleyici rol oynamasının bekleneceğini savunuyor.

-ÖZETLE PİYASALAR-

Borsa, geçen hafta geriledi. İMKB Tahvil ve Bono Piyasası'ndaki oranlarda artış eğilimi ağır bastı. Dövizde önemli oranlarda artışlar gerçekleşti. Altın fiyatları da haftayı yüzde 4'ün üstünde artışlarla tamamladı. Mevduat faizlerinin ortalamalarında herhangi bir değişim olmadı.

Hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 2,21 oranında değer yitirdi. 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı yüzde 4,33, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 4,37 arttı.

Yatırım fonlarının seyrini izleyen A.A Fon Endeksi geçen hafta ortalama yüzde 0,22 oranında geriledi. Önceki hafta sonundaki oranlara göre, 1 aylık mevduat faizinin haftalık net getirisi yüzde 0,27, haftalık reponun net getirisi yüzde 0,31 olarak gerçekleşti.

-BORSA ENDEKSLERİ-

İMKB Ulusal-100 Endeksi, hafta boyunca 850,67 puan düşüşle 38.432,80 puandan 37.582,13 puana indi. Hisse senetlerindeki haftalık ortalama kayıp yüzde 2,21 olarak gerçekleşti.

İMKB Ulusal-Mali Endeksi 1.486,39 puan düşüşle 59.986,17 puandan 58.499,78 puana, İMKB Ulusal-Sanayi Endeksi 466,40 puan düşüşle 30.155,11 puandan 29.688,71 puana ve Ulusal-Hizmetler Endeksi 467,55 puan düşüşle 21.097,48 puandan 20.629,93 puana geriledi.

Böylece, mali grup hisseleri ortalama yüzde 2,48, sanayi grubu hisseleri ortalama yüzde 1,55 ve hizmetler grubu hisseleri ortalama yüzde 2,22 oranında değer yitirdi.

-KAZANANLAR VE KAYBEDENLER-

Borsada geçen hafta işlem gören 324 hisse senedinden 72'si değer kazanırken, 236 hisse senedi değer yitirdi, 16 hisse senedinin değeri de değişmedi.

Geçen hafta en yüksek oranlı artış, yüzde 31,15 ile Marmaris Altıryunus hisselerinde gerçekleşti. Yüzde 20,57'lik artışla Sönmez Pamuklu hisseleri ikinci ve yüzde 19,02'lik artışla Datagate hisseleri üçüncü olarak sıralandı.

En yüksek oranlı düşüş ise yüzde 13,29 ile Doğan Holding hisselerinde oldu. Selçuk Gıda hisseleri yüzde 12,64'lük kayıpla ikinci, yüzde 12.39'luk kayıpla da Alternatif Yatırım Ortaklığı hisseleri üçüncü sırada yer aldı.

-DÖVİZ-

Geçen hafta YTL karşısında, tüm döviz türleri değer kazandı. İstanbul serbest döviz piyasasında alınıp satılan ABD Doları Yeni Türk Lirası karşısında yüzde 2,08, avro da yüzde 4,28 artış gösterdi. İngiliz Sterlini yüzde 4,03, İsviçre Frangı da yüzde 5,63 oranında artış kaydetti.

Serbest piyasada önceki hafta sonuna göre ABD Doları'nın Yeni Türk Lirası satış fiyatı 0,0300 YTL artarak 1,4740 YTL'ye, avronun satış fiyatı 0,0790 YTL artarak 1,9250 YTL'ye, İngiliz Sterlinin satış fiyatı 0,1100 YTL artarak 2,8400 YTL'ye ve İsviçre Frangının satış fiyatı 0,0650 YTL artarak 1,2200 YTL'ye çıktı.

Bugün öğle saatlerinde ise İstanbul serbest piyasada ABD Doları 1,4640 YTL'den, Avro 1,9120 YTL'den, İngiliz Sterlini 2,8300 YTL'den ve İsviçre Frangı da 1,2100 YTL'den satılıyordu.

-ALTIN-

Kapalıçarşı'da alınıp satılan 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bir önceki hafta sonuna göre yüzde 4,33, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 4,37 arttı.

Dünkü kapanış itibariyle külçe altının gram satış fiyatı 30,10 YTL'ye, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da 203,00 YTL'ye yükseldi.

İstanbul Altın Borsası'nda (İAB) 24 ayar altının gram fiyatı da yüzde 4,50 artarak 30,01 YTL oldu.

-YATIRIM FONLARI-

Yatırım fonlarına katılma belgeleri önceki hafta sonuna göre ortalama yüzde 0,22 oranında değer yitirdi.

Yatırım fonlarının fiyat seyrini izleyen A.A Bileşik Fon Endeksi geçen hafta boyunca 1,525 puan düşerek 691.334 puandan 689.809 puana geriledi.

Geçen haftanın en çok değer kazanan katılma belgeleri, yüzde 3,64'lük artışla Akbank B Tipi Altın Fon, yüzde 3,45'lik artışla İş B Tipi Euro Eurobond Fon ve yüzde 2,82'lik artışla da Akbank Özel Bankacılık Dengeli Fon olarak sıralandılar.

Haftanın en çok değer yitiren katılma belgeleri ise yüzde 4,81'lik düşüşle Garanti A Tipi Mali Sektör Fon, yüzde 4,60'lık düşüşle İş A Tipi Teknoloji Endeks Fon ve yüzde 4,59'luk düşüşle Fortis Yatırım A Tipi İMKB-30 Endeks Fon oldular.

-HAZİNE İHALESİ-

Hazine geçen hafta bir tahvil ihalesi düzenledi. Hazine'nin Salı günü düzenlediği ve yeniden ihraç ettiği 5 yıl vadeli YTL cinsinden değişken kupon ödemeli ihalede, dönemsel faiz yüzde 10,86 oldu.

İhaleye nominal 3 milyar 204,3 milyon YTL teklif gelirken, nominal 1 milyar 460 milyon YTL, net ise 1 milyar 564,8 milyon YTL'lik satış yapıldı. Tahvillerin geri ödemesi 7 Eylül 2011'de yapılacak.

-TAHVİL-BONO-FAİZ-REPO-

İMKB Tahvil ve Bono Piyasası'nda oluşan ağırlıklı ortalamalar üzerinden yapılan hesaplamalara göre, çeşitli vadelerdeki kağıtların haftalık net getirileri yüzde 0,30 ile yüzde 0,39 arasında gerçekleşti.

Mevduat faizlerinin ortalamalarında herhangi bir değişim olmadı. Önde gelen ve değerlendirmeye alınan 10 kamu ve özel bankanın faiz oranlarının ortalamaları üzerinden yapılan hesaplamalara göre, bir önceki hafta sonu geçerli olan oranlar itibariyle 1 ay vadeli mevduat faizinin haftalık net getirisi yüzde 0,27 olarak gerçekleşti.

Önceki hafta sonunda İMKB Repo Ters Repo Pazarı'nda ortalama faizi yüzde 17,8 dolayında bulunan haftalık reponun net getirisi de yüzde 0,31 oldu.

Benzer Konular

1 Haziran 2007 / virtuecat Ekonomi
27 Ekim 2015 / Misafir Soru-Cevap
18 Ağustos 2013 / Hi-LaL Meslekler
13 Haziran 2008 / Bia Turizm