Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 71

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.167.779 Cevap: 8.002
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ocak 2007       Mesaj #701
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yaprağın Öyküsü...

Sponsorlu Bağlantılar
..................................-Takvimden yaprak düşer
........................................................zaman sarsılır-

tarihe bağdaş kuran şehir hüzünler haykırır
hangi darbeye gömülür gölgesi
hangi bağlaç ular yılları
âh!... neyi çekip alsam deprem
yanar kuş ormanları

hangi pişmanlığın ardında
çağdaş kumkuma
mıhlanan zulüm
hırsın kıskacı
dinse/sökülse/çözülse

gücünü toplasan bir böcek etmez

her doğan ölmeye başlar
definler çoğaltan cinnetli nokta
suretini parçalar yalnızlığın

kim kurtarır hasretme ânında
ölümlerden hangisini alsa

ey sonsuzluk
özgürlüğün tadı ağzında çırpınmalı
.........................................- zavallı aklım menzil yürüdükçe
........................................................hangi deliliğe kapılanmalı-

susuyor ayın şavkıması
döner/söner/yanar
hep ve hiç

hadi göğü de lanetleyelim
mavi etine neler gizliyor
hadi kovalım ağaçları
çöl sesli kuş yeşil ötüyor

tüm sınırlardan yasaklandım
ağzım ateşe alışkın
hangi yarda biterse bitsin aynı yoldayım

adının şiirleşmesi bundan
hadi çık gel bütün kapılardan

ey dudağını öpücükle boyayan
unutmasan yaşamazdın
....................................-sanrılar arkacında toy çanları-

çağırdığında gürültü kopsun
bir mavi damar yansın olmadık yerde

kabuk değiştiren yaşam

yeminler koparsın ilâhi defterden
değirmende buğday çığlıkları
çalsın aynı ateşte tanrının ıslığını

âh! uykun bölünmüyorsa
dalganla çekil tuzunu bırakıp
boğulsun düşünde
sis kulesi/hayalet sesi

kurgan eşilsin
yudumlansın bozulan nektar
nefsine takılsın avucunda koşan çocuk

her kaktüs çölünü kalbinde taşımalı

ey zaman / ey çiçekli engerek!
tanrıyı yaratan yok edecek elbet

.......................................-elbet aşk da bizden bir şeyler öğrenecek-


Mortaka Dergisi/2006

MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
20 Ocak 2007       Mesaj #702
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Hangi Ayrılık

Sponsorlu Bağlantılar
Hangi gün karar verdin,
Küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana,
Böyle inceden inceye?

Hangi otobüs söyle,
Hangi uçak, hangi tren;
Seni benden götüren,
Beni bir kuş gibi öttüren?

Hangi kırılası eller dolanır şimdi,
Kırılası belinde?
Hangi rüzgar şarkı söyler,
O ay tanrıçası teninde?

Hangi çirkin gerçek uğruna,
Tükettin güzel ütopyamızı?
Hangi boşboğazlara deşifre ettin,
En mahrem sırlarımızı?

Hangi cama kafa atsam;
Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
Hangi meyhanede dellenip,
Hangi masaları dağıtsam?

Ben de bu sersem başımı,
Karakolun duvarına vursam!
Kendimi caddeye atıp,
Arabaların altına savursam!.

Hangi tercih beni,
En hızlı şekilde öldürür?
Hangi şekil öldürmez de
Ömür boyu süründürür?

Kayıp ilanı mı versem,
Şehir şehir dolanmak yerine?
Ödül mü koysam, ölü veya diri,
Seni bulup getirene?

Hangi ayrılık var ki,
Böyle diş ağrısı gibi, durmadan zonklasın?
Hangi cam kesiği var ki
Böyle musluk gibi, içime damlasın?

Hiç sanmam, hasta kalbim,
Bunu bir süre daha kaldıramaz..
Feriştah olsa, böyle
Eli-kolu bağlı, bekleyip duramaz!..

Hangi mübarek dua,
Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?
Hangi aptal mazeret ikna eder,
Ateşimi söndürmeye?

Olur mu be, olur mu?
Bu da benim gibi adama yapılır mı?
Aşk dediğin mendil mi;
Buruşturup bir kenara atılır mı?

Vefa bu kadar basit mi?
Alınır mı, satılır mı?

Hangi hırsız çaldı
Seni yırtık cebimden?
Hangi pense kopardı,
Bizi birbirimizden?

Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
Hangi çöpçü süpürdü,
Yerden bütün izini?

Hangi yaldızlı otel,
Çarşaf serip barındırdı?
Hangi süslü manzara,
Seni kolayca kandırdı?

Hangi şarlatan imaj,
Böyle çabuk ilgini çekti?
Hangi pembe vaatler,
O saf kalbini cezbetti?

Dağ gibi adamı eze-eze,
Hangi anası tipli parlak çömeze
Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?

Hangi yamyamlara yedirdin,
O masum rüyamızı?
Hangi mahluklar çiğnedi,
El değmemiş sevdamızı?

Hangi bıçak keser şimdi,
Benim biriken hıncımı?
Hangi mermi dağıtır,
İnsanlara olan inancımı?

Hangi bekçi,
Hangi polis artık zapteder beni?
Ve hangi su bağışlatır,
Hangi musalla temizler seni?

Hangi sevgili var ki
Senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki
Benim kadar çaresiz?

Hangi ayrılık var ki
Böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taşyürek var ki
Benim kadar ağlasın?

Yusuf Hayaloğlu |

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ocak 2007       Mesaj #703
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
nemli tütsü..



ikiz tövbelere soyunur acıtan gölgeler
yakıcı yeni günahları giyinmek için
makaslanır ruhum bedenimde sensiz
çekilir is isi siyah perdeleri üstüme
serilir nafile bekleyişlerime özlemin..

yoksunluğundan ter içinde gecenin alnı
boğulur ıslak serçe düşümün kıyısında
dokunamam kopyasız ağzının sözüne
sarılamam kırmızı yemin sesine içinin

yıldız çokluğu kördüğüm boğazımda
usul sevişmeleri firarda cümlelerimin
ağırlığınca elem hasret yükü sırtımda
dindiremem titreyen deliliğini ellerimin

önemse(v)mek koyusundan sencileyin
aklımın aklıma üşüşüdür bu direngen
şans eseri varırsam sabahın bir ucuna
ilikle..kar canözüne sarsın asi maviliğin

sen denizin yakamoz çocuğu vesselam
suçlu nokta gibiyim uzaklığın üstümde
uçurum kuşları bırakır mı sanırsın kalanımı
bulanmışken gamzelerinin çukur rengine

...


hare^ ..

Sinem Sevinç YILDIZ
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
20 Ocak 2007       Mesaj #704
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İstesemde kalamam bu yerlerde
Mezarında rahat yat sevdiğim
Buralar bana haram oldu gitti
Mezarında rahat yat sevdiğim

Elimden aldı kader doysun toprak
Göz yaşlarım durmuyor oldu ırmak
Yüreğimi derinden vurdu hoyrat
Arada rüyama gel can sevdiğim

Edemem sana asla yok ihanet
Bitti içimde yoktur aşk muhapbet
Olsada peri kızı ile vuslat
Yapamam rahat uyu gül sevdiğim

Taşında yazılıdır bir Fatiha
Beyaz tenin deydi yar bak toprağa
Götürdüler gömdüler az uzağa
Bir metrede olsa zor duy sevdiğim

Halil yarda olsa bak oda beşer
Nasılda bu can onsuz olur yaşar
Yapayalnızım şimdi akıl şaşar
Avuturmu hatıran zor sevdiğim


İBRAHİMOĞLU HALİL
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
20 Ocak 2007       Mesaj #705
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
roseblere Vurgunum


Güllere vurgunum güllere sevdalı,
Bana güller derin kırmızı güller verin
Kan rengi hüzünlü şehit edalı,
Bana güller derin kırmızı güller verin

Güller ağlar bana bu derdi güller anlar
Bana güllerimi güllerimi verin

Gül yüzlü şehadet gülleri derin,
Gül kokulu yâre, yâre gönderin
Ölsem ölsem yine dirilsem derim,
Bana güller derin kırmızı güller verin

Güller ağlar bana bu derdi güller anlar
Bana güllerimi güllerimi verin

Gün olur yaprağı düşer güllerin,
Bu can ten evinden çıkar giderim
Sevdam güle döner ben de gülerim,
Bana güller derin kırmızı güller verin

Güller ağlar bana bu derdi güller anlar
Bana güllerimi güllerimi verin

Söz, Beste Yorum
MustafaDemirci
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
20 Ocak 2007       Mesaj #706
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Farkımız

Ben de sıradan biriyim
Tıpkı sen gibi
Ben de severim
Sen sevdiğin gibi
Ağlarım ben de
Sen ağladığın gibi
Ben de güler
sen güldüğün gibi
Sen seversin
sevgi sözlerin uçup gider
Sen ağlarsın
Gözyaşların kaybolur gider
Sen gülersin
Gözyaşların seni terkeder

Ya ben?

Mısralarda coşar sevgim
Dizelere hayat verir
Gözyaşlarım ve gülüşlerim

Sevgin, gözyaşların ve gülüşlerin
Acımasızca seni terkeder
Benimkilerse vefalı
Hep yanımdadır, yazdıklarımdadır...

27.05.1999
Özcan Günergök
blood_lovee - avatarı
blood_lovee
Ziyaretçi
20 Ocak 2007       Mesaj #707
blood_lovee - avatarı
Ziyaretçi
Bu Can Hep Seni İster

Seni düşündükçe ağlar gözlerim,
Titrer, hiç birşey tutamaz ellerim,
Seninle olmak bir tek hayalim,
Ben yalnız seni, seni isterim.

Hasretim sana, güzel yüzüne,
Bakmaya doyum olmaz inci gözüne,
Sen süslersin, hep sen girersin düşüme,
Senden başkası zaten yok ki gönlümde.

Hadi gel aydınlat karanlık dünyamı,
Hadi gel gönlüme kur sarayını,
Seni istiyorum ben, yalnız seni,
Gelde sar, seni seven kalbimin yarasını.

Gönlümde sen, düşümde sen, her yerde sen varsın,
Şu garibin derdini ne zaman anlarsın,
Hayatım zehir oldu panzehiri sensin,
Yaralı yüreğimi ne zaman sararsın.

Bu yürek öldü seninle can bulacak,
Kalbimin yarası sürekli kanayacak,
Gönlümde açan gül bir anda kuruyacak,
Sen yoksan eğer, bu canda yok olacak.

Sen;
Bedenimin ruhu, gözlerimin güneşisin.
Sen;
Gecemin yıldızı, gündüzümün ışığısın.
Sen;
Gönlümün sultanı, kalbimin sahibisin.
Söylesene bana; bu can sensiz neylesin?

Fatih Mertaslan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ocak 2007       Mesaj #708
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur Altında Öpüşmek

hava kararmıştı
yağmur yağıyordu
dudakları sımsıcaktı
elleri üşüyordu
bir öptüm
bir daha öptüm
kimseler görmedi öpüştüğümüzü
yağmurdan başka
iki gözüm çıksın
şimdi ne zaman yağmur yağsa
utanıyorum...

Ümit Yaşar Oğuzcan...

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
21 Ocak 2007       Mesaj #709
arwen - avatarı
Ziyaretçi
kuru sıkıydı attıkların
hiç acımadı sol yanım
hayata ’yandan çarklı’ bakandın sen
işlemedin ruhuma
‘yarım’bile kalmadın..

oyunun bir yerinde
hiç duymadığın alkışlar eşliğinde
kapanırken perde
‘eğildim ‘ben..
‘yıkıldın’ sen..
zifir bir karanlığın zemherisinde
yalnızsın..
acıdım..
zavallısın..



Ayfer Artuç

DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
21 Ocak 2007       Mesaj #710
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Memleketimi Seviyorum

Memleketimi seviyorum :
Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım.
Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.

Memleketim :
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
kurşun kubbeler ve fabrika bacaları
benim o kendi kendinden bile gizleyerek
sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.

Memleketim.
Memleketim ne kadar geniş :
dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana.
Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum.
Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum
ve güneye
pamuk işleyenlere gitmek için
Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye
utanıyorum.

Memleketim :
develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler,
kavak
söğüt
ve kırmızı toprak.

Memleketim.
Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven
alabalık
ve onun yarım kiloluğu
pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla
Bolu'nun Abant gölünde yüzer.
Memleketim :
Ankara ovasında keçiler :

kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması.
Yağlı, ağır fındığı Giresun'un.
Al yanakları mis gibi kokan Amasya elması,
zeytin
incir
kavun
ve renk renk
salkım salkım üzümler
ve sonra karasaban
ve sonra kara sığır
ve sonra : ileri, güzel, iyi
her şeyi
hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır,
çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım
yarı aç, yarı tok
yarı esir...

Nazım Hikmet Ran

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya