Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 69

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.168.180 Cevap: 8.002
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Ocak 2007       Mesaj #681
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
GÖZLERİN ÇAĞIRIYOR BENİ

Sponsorlu Bağlantılar
Eflatun sular süzülüyor aynalardan
Damlacıklarında hicranlı yüzün
Ben kapıları aldatıyorum gün be gün
Sen pencereleri
Ben denizlere bakarak martılara yalanlar söylüyorum
Sen gemilere
Sonra liman bilmez korsanlara terk edip
Issız adalara sürüyorsun dizelerimi
Gitmek istiyorum çakıp da kaybolan şimşekler gibi
Gel gör ki, önümde hatıralar mahzeni
Parmak uçlarımda paslı çiviler
Bütün zindanları yıkarak birer birer
Gözlerin çağırıyor beni

Gözlerin en soylu atların koştuğu bir bahar gezegeni
Çeşmelerin bakınca gülümsediği
Irgatların göklere yöneldiği
Latince bilenlerin nergis akşamlarında
Göllere meydan okuyup
Kıyısında şarkılar dinlediği
Tutkular değirmeni

İnciterek aşk kitaplığındaki bütün harfleri
Kirpiklerinde efsane şairlerin mağrur kalemleri
Gözlerin çağırıyor beni
Kaşlarının cilveli bir ahu gibi
Ömrümüze düştüğü günden beri
Köleleri ağlattın ey sevda semenderi

Adı konulmamış yıldızlardan koparak
Vadilerde biriken yalnızlığım
Kalbimi avuçlarına almış
Tutuyor sana doğru

Çölde bir kuyuya mı bırakayım ellerimi
Geceye otağ mı kurayım buzullar ortasında
Ne yapayım bilmiyorum ey acılar bedesteni
Biraz ateş ve hüzün
Biraz köpük ve leylak
Gözlerin çağırıyor beni

Gittim son ışığından bakışlarının
Kırdım kanatlarını bin bir gece masallarında
Zümrüdüanka kuşlarının
Şimdi nasıl da yürüyorum dağlara karşı farkında mısın
Umursamıyorum boğazımda düğümlenen yolları
Bulutları susturuyorsun söylemesinler diye
Turnaların toprağa dökülen eşsiz definelerini
Damıt kalbini kuşkulu yokuşlardan
Kurtul karanlığından fotoğrafların
Her köşede ısırgan edalı kan evleri
Her menzilde leylayı küçümseyen kaktüsler
Ne seni görüyorum hayatın boşluğunda
Ne de son anlarında resmini büyütüyor
Yokluğunla savaşan intihar temrinleri

Gizlenme ardına fesleğenlerin
Bahaneden bıkmıştır bezirganlar, mevsimler
Yüzeyde ve sancılı haykırışlar uğruna
Derinden ve telaşsız bir uyanıştır şiir
Bu yüzden zehre batmış urganlar gül kokulu
Bu yüzden gözlerine ayarlıdır saatler

O öpüp okşadığın yaprak akkorsa şimdi
Kim bilir hangi zaman gönlüme uğramıştır
Kollarına aldığın mutluluk servileri
Bana dokunduğunda sessizce ağlamıştır
Simyası bozulduysa dilimin, kelimeler
Bir volkandan geriye kalan ırmaklar gibi
Bilinmez ki nereden akmıştır yüreğime

Geçerek en azılı köprülerden, duraksız
Varmak için sevdanın tükendiği ülkeye
Duygularına ölüm yüklüyorum ömrümün
Yaklaştığım her sahil tutuyor ellerimi
mor bir yangın, hercai dalgalar, kum taneleri
Çakallar iniyor dağlardan apansız
Ardımsıra gölgeler, gökkuşağı
Rengarenk uçurtmalar gibi kaplıyor göklerimi
Gözlerin çağırıyor beni

Oysa ben hiç görmedim dünyada gözlerini
Takılmadım engellerine nilüfer bakışlarının
Bir ses beklediysem yankılansın diye evrenimde
Kalbinden benim adıma
Sevdalı bir vuruşun özlemiydi süsleyen
Sokaklarımı, şehirlerimi
Gözlerin çağırsa da beni
Çağırmadan kalbin çatlayan gözlerimi
Görmeden ellerinde hangi toprakların yayılıp
Hangi tohumların yeşerdiğini
Tutunmayacağım zamana dilenci gibi
Hala uzaklardan işaret parmağıyla
Gözlerin çağırsa da beni
Gidiyorum; adımlarım yaz kurdu, güz kefeni

Nurullah Genç
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ocak 2007       Mesaj #682
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Korkuyor Bu Kız

Sponsorlu Bağlantılar
Belkide tekrar yitirmekten,
ölesiye sevdiği halde onun yanında olmamaktan korkuyor.
Yada su utangaçlıgını yenemeyip,
aşkını ona anlatamamaktan korkuyor.
Belkide önündeki engelleri aşamayıp,
elini asla tutamamaktan korkuyor.
Yada gözlerine bakamayıp,
su dünyadan çekip gitmekten korkuyor bu kız.

BeTüL ÇAĞLAR



Kreacher - avatarı
Kreacher
Ziyaretçi
17 Ocak 2007       Mesaj #683
Kreacher - avatarı
Ziyaretçi
Hayal Bana Yakın Yar Bana Uzak

Hayal bana yakın yar bana uzak
Sevdası başıma dolanır gitmez
Aşkına düşeli yar bana uzak
Yüz bin öğüt versen biri kar etmez
Senin aşkın beni kıldı urusvay
Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay
Kabul et kapında beni de kul say
Dost yoluna ölür aşık ar etmez
Ey beni bu derde giriftar eden
Eski muhabbeti kaldırdın neden
Gönül ister kavuşmayı ölmeden
Gül olmasa bülbül ah u zar etmez
Beni yakan yansın aşkın narına
Gönül düştü bir zalimin toruna
Bakmaz mısın bu VEYSEL'in zarına
Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.

Aşık Veysel
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Ocak 2007       Mesaj #684
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Yüce dağları adımlayıp
Bir yerlere çıkmış bir kalp
Geceleri oymuş gözleriyle
Yollar aramış labirentlerde
Elinden bir tutan
Bir mum veren
Bir yol gösteren çıkmamış karşısına.
Korkusu büyümüş yürek yürek
Issızlığı sever olmuş
Bütün kapıları kapatmış kendi yüzüne
Sökmüş etiketleri her yerden
Gül bahçelerine sırtını dönmüş…
Her yalnızlık yıkmış bir duvarını
Gökyüzü sırdaşı
Yıldızlar arkadaşı olmuş
Beklediği tek arkadaşı varmış gelmeyen
Gelip de onu götürmeyen..
Şimşeklerden korkmazmış
Yağmurlar onu yıldırmaz
Karlar dondurmaz
Ateşler yakmazmış…
Bir gün,
Bir gün güneş yolunu şaşırmış
Doğar olmuş hep gecenin ardından
Işıltılar sarmış her yanı
Çiçekler açmış
Bu yaşlı kalp
Yıllar sonra heyecanı yeniden yaşamış.
Aydınlanmış labirentler
Bir el uzanmış bir bilinmez yerden
Tutmuş kalpten
Çıkarmış yalnızlık dehlizlerinden.
Bir yürek olmuş çarpan, şekil değiştirip
Sevgiyi sunmuş kalbe
İçi ısınmış yaşlı kalbin
Küsmüşlüğü gitmiş hayata
Çarpmaya başlamış her adımda
Yaklaşmış, yaklaşmış
Yaklaştıkça yürek değişmiş
Göz olmuş ışıl ışıl
Gülümseyen bir yüz olmuş
Adını Nazar Boncuğu koymuş.
Yaşlı kalp şaşırmış
İnanamamış
Yalan demiş, bu bir rüya demiş
Tutmuş elini yakmış
Dilini ısırmış
Ama ışıltılı gözler hâlâ karşısındaymış.
Gülmüş kendi haline yaşlı kalp
Şaşkınlığıyla yürürken
Düşünmüş bir an
Ben yaşayamam demiş bunları
Bütün duygularım teker teker ölürken.
Nazar boncuğu gülümsemiş
Güller açmış yanaklarında
Gamzeler oturmuş kırk yıllık dost gibi yüreğine
Önce hayranlık duymuş
Acılarını unutmuş
Yalnızlıklarını kovmuş
Bu yaşlı kalp
Gençleşmeye başlamış, şekil değiştirmiş
İnsan olmuş.
Nazar Boncuğu bir buket
Aşk sunmuş
Sevdaya sarıp da
Yaşlı kalp çırpınmış
Heyecanlamış,
Yanlışlıkla aşkı tutmuş
İşte o an olan olmuş yaşlı kalbe
Nazar Boncuğu’na aşık olmuş.
Başı dönmüş,
Ayakları yalpalamış bir an
Ben ölüyorum demiş artık
Mutluluktan.
İçinde bir huzur
İçinde bir deniz olmuş mutluluk
Sevgisiyle
Sevgilisiyle
Severek
Sevilerek
Bir yolculuğa başlamış
Mutluymuş belki ilk defa
Giderken bir meçhûle
Nazar Boncuğu’nun
Kâğıttan gemisiyle.


turgut uzdu
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
18 Ocak 2007       Mesaj #685
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Pia

ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim

ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
ölsem eksiksiz ölürdüm

Attilâ İlhan |
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
18 Ocak 2007       Mesaj #686
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
A Benim Kardaşlarım

Dostum yok ya dostum, düşman arama!
Sağolası kardaşlarım var ya benim...
Melhem diye tuz ekerler yarama
Sağolası kardaşlarım var ya benim...

Menfaat, çıkar olunca şu konu
Kimi kep'i attı kimi şifonu
Ali Cengiz olur oynar oyunu
Sağolası kardaşlarım var ya benim...

Dursun desen de duramaz yerinde
Kırk tilki var her birinin cebinde
Hesap günü gelir çatar birinde
Sağolası kardaşlarım var ya benim...

Huri melek sandığım masum yüzler
Kimi kuyum kazar, kimisi düzler
Ayışığı kadar kâr etmez hiç sözler
Sağolası kardaşlarım var ya benim...

Böbürlenme Çağlari beş kardeşinle
Ne desen boş, ne desen boş nafile
Sağlığında tükürürler leşine
Sağolası kardaşlarım var ya benim...

Muammer Çalar (Aşık Çağlari) |
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
18 Ocak 2007       Mesaj #687
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
D-3

Yatırırken bu sedef kakmalı şimşir beşiğe
Neyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı?

Perdelerden taşırıp neyleri çığlık çığlık
Neyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

Bir ipekten ve köpükten yaratılmış yumuşak
Tüyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

Kıyılardan, ovalardan dererek inciyle,
Çiyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

Gece, mehtâbı elekten geçirip kirpikler
Ayla kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

Mesnevî'sinde bir altın lüleden nûr akıtıp
Öyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

'Bu yürek durmayacaktır' dediler.. esmâdan
'Hay'la kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

Sakalar doldurarak kırbaların Kevser'den
Meyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

Ve açıp ağzını Nîsan Tası'nın Besmele'ler
Suyla kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

Rûhlardan, kokulardan, durulardan duru bir
Şeyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

Ulu Tûbâ'ların altında gönüller, eller
Böyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı

Arif Nihat Asya |
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ocak 2007       Mesaj #688
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Maralım


Bu gün güneşim özlem ufuklarından yakıyor tenimi
Dağların nefesi ürkütüyor beni
Gözlerime sonbahar hakim , yanaklarımda yağmurlar.
Hasret dallarına konmuş güvercin misali
Yelkeni parcalanmış sal gibiyim
Kırbaclanır her gün yüreğim
Gurbetin sessiz türküsü gırtlağıma tıkanmış
Salkım salkım damlar hasretin içime
Ufukların kucakladığı ay ışığına yansır gözlerin
Gecenin bir ayazında cigara ziftlenir ,dumanından okurum seni
Çatlayan avucumun içinde resmine bulanır gözyaşlarım
Ey benim sarı yoncadan nazlı maralım
Nezaman yakınlaşır uzaklar
Buralarda şehir dağ gibi düşer üstüme
Zaman bir adım onumde
Güz aylarına mahküm çıplak çınar ağacı gibiyim
Dudaklarıma bulanır , gözlerimden akan sen
Nemrut yamaçlarına yapışmış bir dal gibiyim
Köklerim yorgun .
Dön artık nolursun ,
nefesim seni aracasına ,
Hergün biraz daha terkediyor...
ismail Akman
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
18 Ocak 2007       Mesaj #689
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Cadde

bir caddenin adı ölüm olsun
uyandırır mı bu sizi yolculuğunuzu beklerken
şantajcıları birikmiş kahve köşelerinde
kıpırdatmaz güvensizliğini bir tanesi
kurşun eziktir, örümcek işini bitirmiştir
dolgusu toplam bir düzinedir belki fazla
gizini çözmek için yalnızlığını verir biri
haykırışı sıradan, çaresiz

bir caddenin adı korku olsun
satılmış pompacıları, kuytularında uyumayan
karanlığı hortlak, aydınlığı cesaret torbası
her an bitebilir de, uçurumun kenarındadır
belki bu bir kampanyadır, tükenişin
varlığı tertemiz, sonuncusu gedik desenli
parçalanmış bir tasarımıdır yerde duran
alacalı siren sesidir aslında caddeyi korkutan

Volkan Altay |
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ocak 2007       Mesaj #690
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gözlerin Yeter

Unutmuşum kendimi senin gözlerinde
Farkında değilim saatlerin geçtiğinin
Ne olurdu sanki zaman dursa yarim
Elimdeyken sevdiğim senin ellerin

Yağmura gerek yok gözlerin yeter
Yüreğime yağar hasretin senin
Sensiz geçecek her gün yarim
Çığ olur düşer yüreğime benim

Sözlere gerek yok gözlerin yeter
Dilin gizler ama onlar doğruyu söyler
Seviyorsun gözlerinden belli yarim
Yüreğim yalnızca gözlerini dinler

Umut Gül


Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya