Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 731

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.166.152 Cevap: 8.002
sanar - avatarı
sanar
Kayıtlı Üye
3 Mart 2009       Mesaj #7301
sanar - avatarı
Kayıtlı Üye
Milyon Kere Ayten

Sponsorlu Bağlantılar
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
Oh ne iyi
Ayten'li içkiler içip
Sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li İki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok
Ayten'i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun

Ümit Yaşar Oğuzcan

Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
3 Mart 2009       Mesaj #7302
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
AYRILIK HEDİYESİ

Sponsorlu Bağlantılar
şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...

şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun

soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be..bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!

şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...

şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...

kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun

(gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun)

Yusuf Hayaloğlu
Ayrılık Hediyesi
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
3 Mart 2009       Mesaj #7303
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
BİR ANKA KUŞU

Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi,
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Anne, beni leş gibi yiyip talan ettiler,
Teşhis edilmek için savurdular önüne.
'Yeryüzündeki acıların
Hepsini, hepsini tattım!'
Heder oldum, ekmeğime tütün kattım!
Beni milyon kere yaktılar üstüste.
Bir Anka kuşu gibi anne,
Kendimi külümden yarattım.
Geceler tanır beni; konarım göçerim ben.
Geceler tanır beni; kan damlar içerim ben.
Anne, sen beni unut. Karanlığın bağrında
Kırmızılar ekerim, siyahlar biçerim ben.
Suçüstü yakalandım bölüşürken kalbimi,
Suçüstü, kelepçeyle yardılar bileğimi.
Anne, ben diyar diyar umudun savaşçısı,
Bir tutam sevgi için dağladım gözlerimi.
Prometeus'tum, çiviyle çakılırken taşlara
Ciğerimi kartallara yedirdim.
Spartakus'tüm, köleliğin çığlığında.
Aslanlara yem oldum, tükendim.
Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum,
Kerbela çölünde Hüseyin.
Zindanlarda Cem Sultan, sehpada Pir Sultan.
Kaçıncı ölmem, kaçıncı dirilmem bu?
'Tanrılardan ateş çaldım,'
Yüzyıllarca tutuştum, üstüste yandım.
Bir Anka kuşu gibi anne,
Kendimi külümden yarattım.

Yusuf Hayaloğlu
Anka Kuşu
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
3 Mart 2009       Mesaj #7304
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur Düşleri...



Gemiler bana taşır bütün yükleri
Bense kıyısında oturmuş siluetinin
Eteğimdeki taşları dökmekteyim...


Gamzemin çukurunda biriken
Tuzlu gözyaşlarının,
Günün seherinde buza çevirişinedir isyanım...
Yetmedi:...

Çığlar düşüyor düşlerimin üstüne
Daha çok acıyla savrulmak
Hasretle koyun koyuna yatmak
Baskın yemekten öte...


Umuda ihanettir ,
Aynadaki sırra aşikar bakan gözler
Lakin sır da muamma...


Altı çizili yok oluşta
Gençliğin...
Gerisi ah tır
Belki de ağlamaktır
Ağlamaklı gönül
Her mevsimde yağmurum !...
Toprağa sessizce gömülen...


Hazal Karadağ
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
3 Mart 2009       Mesaj #7305
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Ne yazsam diye başlıyorum yine..
Sana dair bişi yazmalıyım..Seni anlatmalıyım beni bilenlere..
Beni vurgun sevdanla yok ettiğini,
Zamansız öldürdüğünü,
Acımasız olduğunu,
Anlatmalıyım işte seni bi şekilde…
Ben ağlarken Gittin Sen !
Biz”e Ağlarken…
Vicdanını satarak Gittin !
Dönmeni hiçbir şekilde beklemiyorum
Sadece seni anlatmak istiyorum..
Seni anlatmalıyım sadece..
Ne kadar Vicdansız olduğunu Bilsinler diye..
Yalandın Sen ! Ağır Bir Yalan!
Affetmemi bekleme benden, Benim Seni Beklemediğim gibi
Şimdi Gözyaşlarım süslerken şu satırları...Vefasızlığını anlatmak istiyorum
Bilsinler İşte seni..Beni Nasıl Yıktığını? Enkazlarını hala toparlayamadığımı !
Bilsinler !
Sonsuza Kadar Hoşça kal Vefasızım


BetüSH


!...Sonunu Getiremediğim Bir Hikayenin
Ana
Fikriydin "Sen" ...!
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
4 Mart 2009       Mesaj #7306
ener - avatarı
Ziyaretçi
Birtanem kalp


Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?

Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga,

Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya

Dalga seven, kıyı sevilendir

Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga,

Ve döner hep geriye

Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya

Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca

İşte, ben de seni böyle severim birtanem.



Birtanem,

Bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?

Bilirler görünmeyeceklerini...

Sevilmeyeceklerini...

Koklanmayacaklarını...

Okşanmayacaklarını...

Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle

Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını

İşte, ben de seni böyle beklerim Birtanem



Alıntı
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
4 Mart 2009       Mesaj #7307
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
GİDERİM

Artık seninle duramam
Bu akşam çıkar giderim
Hesabım kalsın mahşere
Elimi yıkar giderim

Sen zahmet etme yerinden
Gürültü yapmam derinden
Parmaklarım üzerinden
Su gibi akar giderim

Artık sürersin bir sefa
Ne cismin kaldı ne cefa
Şikayet etmem bu defa
Dişimi sıkar giderim

Bozar mi sandın acılar
Belaya atlar giderim
Kurşun gibi mavzer gibi
Dağ gibi patlar giderim

Kaybetsem bile herşeyi
Bu aşkı yırtar giderim
Sinsice olmaz gidişim
Kapıyı çarpar giderim

Sana yazdığım şarkıyı
Sazımdan söker giderim
Ben ağlayamam bilirsin
Yüzümü döker giderim

Köpeklerimden kuşumdan
Yavrumdan cayar giderim
Senden aldığım ne varsa
Yerine koyar giderim

Ezdirmem sana kendimi
Gövdemi yakar giderim
Beddua etmem üzülme
Kafama sıkar giderim

Yusuf Hayaloğlu
sanar - avatarı
sanar
Kayıtlı Üye
4 Mart 2009       Mesaj #7308
sanar - avatarı
Kayıtlı Üye
Söyleyemedim

Aklımda gözün kaldı
Solumda sızın kaldı
Bir çift sözüm kaldı
Diyemedim

Dilimde adın kaldı
Geride yadın kaldı
Kulakta sedan kaldı
Dinleyemedim

Geceden uyku kaldı
Garip bir duygu kaldı
Şiirler öksüz kaldı
Beceremedim

Sabaha nefes kaldı
Yarım bir heves kaldı
İçimde o his kaldı
Bitiremedim

Geriye ölüm kaldı
Tutkulu zulüm kaldı
Vuslata bir an kaldı
Seni o kadar sevdim ki
Söyleyemedim, söyleyemedim.

Gültekin Yazıcı

gezginci - avatarı
gezginci
Ziyaretçi
4 Mart 2009       Mesaj #7309
gezginci - avatarı
Ziyaretçi
cok guzel emegine saglik
sanar - avatarı
sanar
Kayıtlı Üye
4 Mart 2009       Mesaj #7310
sanar - avatarı
Kayıtlı Üye
Zamana Aldandım

Düşünüyorum geldim, nereden nereye.
Sanki biri çeker beni, dert kedere.
Cocuktum büyüdüm, koyuldum evlenmeye.
Bir ken iki, iki ken üç, koyuldum düşünmeye.

Bir fidan gibi, koyulmuşum yeşermeye.
Ordan oraya, koştum ne diye.
Yetti bu zaman, yüreğimi delmeye.
Pirincin içinde taş gibi, başladi beni elemeye.

Aynaya baktım, dönemem geriye.
Zaman öyle çeker, beni var kuvvetine.
Tutamam kendimi, öyle götürür nedense.
Kimseyi şuçlamam, zamana yenilsemde.

Mete Selvi


Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya