Arama

Sizin Yazılarınız - Sayfa 11

Güncelleme: 14 Eylül 2014 Gösterim: 56.633 Cevap: 157
veba - avatarı
veba
Ziyaretçi
28 Aralık 2007       Mesaj #101
veba - avatarı
Ziyaretçi
Bu köprüyü geçip bana gelir misin etim/tırnağim?

Sponsorlu Bağlantılar

Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi veya manasını kelimelerimiz ile anlatamadığımız aşkımıza dair hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür yaşamımızda bize ait olarak. Bu aynı et ile tırnak ilişkisine benzer. Acıyı birlikte hissedersiniz, birlikte ağlar, birlikte güler hale gelip, et ile tırnak haline dönüşürsünüz. Bizi ayıran küçücük bir köprü vardır aslında bu noktada, hepsi o kadar ufak sorunlara temel oluşturur ki, anlaşamadığımız zamanlarda çıkan münazaralar da yüzüstünde sivilce gibi pütürlü bir şekilde yansır hepimize. İşte bu noktaya, tam olarak sende bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam bana birşeyler fısıldayabilirmisin :"Bu köprüyü geçip bana gelir misin etim/tırnağim?" yanlışsa sana fısıldananlar kulaklarını tıkarmısın benim için?eğer yapamazsan işte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın, dudakların titrer, gözlerin dolar ve çeker gidersin. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer, bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde/geleceğimizde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız yalan bir kere girerse aramıza sevgilim.

Alıntı

Yalın ve Yalansız Kalman dileğiyle Sevgilim

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Ben de ki Sen/ Sensizlik -- Bendeki manası ile Hayat/Ölüm

Son düzenleyen veba; 28 Aralık 2007 13:21 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
WaRrioR - avatarı
WaRrioR
VIP VIP Üye
31 Ocak 2008       Mesaj #102
WaRrioR - avatarı
VIP VIP Üye
WETUP BOLUKTA...
Gecenin onikisiydi herşey birden aniden beklenmedik bir anda gelişi güzel yürümeye başlamıştı
Sponsorlu Bağlantılar
wetup için sadece şakadan ibaret olan içerisinde ki boşluğu dolduran bir damlacık duygu....işte o saatlerde boşalmış ve yerini koca bir boşluğa bırakmıştı.
Çok annamsız gelmişti o an her şey gözünde ...İçerisin de yaşadıkları ...
Onu '''hani bir şakaydı ; hani bu da gelip geçecekti'''''Sözleriyle avutmaya mani olamamıştı...
Çünkü; belki de yaşadıkları ve yalan sandığı herşey gerçekti....
çıkmazdı oniki ve bir sularında yaşadığı olaylar.Ne yapacağım diyordu. Elleri ; Kolları hatta bakışları.....Beyninden habersizdi tüm vucudu...
Elleri kalem defter tutuyor anlamsız bakışlar ile yarın ki hukuk sınavının notlarını delice gelişi güzel yazıyordu...
Gerçeklerin yerini roller almıştı.Arkadaşları vardı yanın da .Bir an sahte bir gülücük ve bazen zorla attığı bir kahkaha....
GERÇEKTE OLMAYAN BİR AŞKI ABARTMIŞTI GALİBA YÜREĞİ HİÇ YERE...

SAAT : 3 50 olmuştu. Elde kalan bir kalem ve kirlenmiş bir sayfa idi...sedece.
wetup cuma gününe temiz bir sayfa açmak için bırakmıştı kalemini yere.....


KÜSEMEM BEN BAHTIMA ...SEVMEYİ KISMET BİLİRİM....

Esqi qulağı qesiqlerden qim qaldı
WaRrioR - avatarı
WaRrioR
VIP VIP Üye
31 Ocak 2008       Mesaj #103
WaRrioR - avatarı
VIP VIP Üye
Olmadı mı olmuyor ...
Esqi qulağı qesiqlerden qim qaldı
xIIIxLincolnxIIIx - avatarı
xIIIxLincolnxIIIx
Ziyaretçi
19 Mart 2008       Mesaj #104
xIIIxLincolnxIIIx - avatarı
Ziyaretçi
KARALTI
Bir gün Hakan ile ailesi pikniğe giderler mangal yeme içme oyun derken vakit iyice ilerler tam toplanacakları zaman kardeşi topu dereye yuvarlar Hakan topun peşinden koşarken ilerlerde bir karartı görür tam o tarafa bakar hala bir karartı belirmektedir Hakan korkarak tam kaçarken taşa ayağı takılır ve dereye yuvarlanır sonra o gördüğü karartı buna doğru yaklaşmaya başlar Hakan kalkmaya çalışır ama başaramaz karartı iyice yaklaşır yaklaşır .
Hakan'ın ailesi telaşlanır tam toplanmışlardırki Hakan ortada yok kardeşine sorarlar oda topun peşinden gitti der.Babasıda o yöne doğru hareket eder arar tarar ama hakanı bulamaz.Çok telaşlanır biraz bekler ve ardından jandarmayı aramaya karar verir jandarmada gelir ama nafile Hakan ortalıklarda yoktur.
Ailesi 1 hafta boyunca o bölgede çeşitli kurumlar aracılığı ile rama yapmıştır ama Hakan yok!!Ailesi artık ümidi keser ama onun yokluğunu hep hissederler hiç Hakan'ı unutmazlar.
Aradan tam iki sene geçmiştirbir gün gece tam 05 te kapı çalar ailesi şaşırır kapıyı açarlar ve yerde bir paket hemen babsı telaşla paketi açar gördüğü şey karşısında şok olur.Babasının gördüğü şey bir elbisedir bu elbise ise Hakana aittir hemde kaybolduğu gün giydiği elbisedir.Babası ve annesi bir anda ağlamaya başlarlar ve sonradan paketin içinde duran bir kağıt parçası babanın gözüne ilişir kağıtta şöyle yazmaktadır "ben hep her an her saniye sizinleyim".
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
29 Mart 2008       Mesaj #105
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Tüm seRzenişLeRimin kapısıydın sen..Hic çıKı$ı oLmayan.. YüRegime degdigin anDa cıRpınışım oLdun Yaşam adına.Tüm gidipTe dönü$LeRim senin adına $imdiLerde ..


Hic giTmesin isTedigim Cocuksu inancım , Bitmesini istemedigim Eski Turk fiLmLerimdin Sen şimdiLerle Koca Romana döNüşen..BaşroL oyuncusu biziz $imdi gitmek kaLmak sevmekLerLe doLu Kocaman biR hikaye..Hic bitmesini istemedigim ve anLatıldıkca usanıLmayan RüyaLaR taBirlerimdin Benimde anLatmaktan bıkmadıgımdın..



Hep Karadaydım şimdiye kadaR bekLemekten uSandıgım yeRde..Şimdi Bırakta Senin Deniz
inde BoguLayım.Beklemek VazGecmek Mümkün oLmasın bizim SözLügümüzde..


zerdust - avatarı
zerdust
Ziyaretçi
7 Haziran 2008       Mesaj #106
zerdust - avatarı
Ziyaretçi
Sen Kimdin
Peki arama. Unutacağım seni, kim bilir kaçıncı keredir kontrol ettiğim telefonumu, e-mail adresimi, sesinin yankısını duyabileceğim ne varsa tek tek çıkaracağım hayatımdan. Silip silip eklediğim adresin ise diğerleriyle aynı hızda unutulacak. Göreceksin bu kez bunu başaracağım. Hem de sana inat hem de yere göğe sığmayan sözde aşkına inat yapacağım bunu. Nasıl bir aşktır ki sevdiğini o sefil halde görüp kendi sefaletini hatırlasın. Nasıl bir sevdadır bu ki sevdiğinin acısından öncelikli olsun kendi acısı. Canın canandan tatlı olduğu yerin ortasına çöreklenmiş bir de seni hiç anlamadığımdan şikâyet edersin. Haklısın ben anlamıyorum. Herkesin bir kitabı olsaydı benim kitabımda bunun yeri olmazdı! Böyle bir bencilliğe ben AŞK demem diyemem. Dersem kendimi o vakit asmalıyım.
Yazma özürlüyüm ben diyorsun, senden edebi bir eser mi bekledim de bunun arkasına sığındın. Kendin gibi değil de başkaları gibi benim gibi olmaya çalıştığın için cümlelerin havada kaldı anlamını bulamadı. Sen kendi coğrafyana göre anlatsaydın ben pekâlâ anlardım seni. Sen ait olmadığın yerlerin özentisiyle konuşmaya anlatmaya çalıştığın için bu kadar ezildin yazmaya çalıştıkların altında. Herkesin bir rengi vardı yaşamda, herkes kendi rengine uygun tonda konuşmalıydı. Yaşamalıydı. Sen yaşamı da yazıyı da duyguyu da birbirine karıştırdın hem de kendi rengini unutup. Sen kendi renginde güzeldin ey sevgili göremedin!
Ben seni neden sevdim. Kendime değil sana sorduğum bir sualdir bu. Nedensiz sevmeleri olan biri değilim ben, bilmem de ne demek istediklerini bunu bağıra bağıra söyleyen insanların. Yanıtını hiç bilemediğin korkarım ki hiç bulamayacağın bir sual bu sende. Her şeyi çok fazla irdeliyorsun bu belki güzel ama bir yerde tıkar insanın önünü. Ve sen belki de en başta tıkandığın için yaşam aktıkça, sorguların arttıkça yığıldı soruların devasa bir fobiye dönüştü doğal olarak. Oysa yalnızca sen olduğun için seni sevdiğimi aklına hiç getiremedin. Senin duruşun bakışın vardı çünkü kendine özgü, ciddî mağrur. Yumruğunu vurduğu masadan ses getirecek kadar, istese yeri göğü inletecek kadar öz güveni olan, güçlü. Bir bakışın bile yeterdi aslında beni dize getirmeye. Senin rengin senin sesin senin tenin senin kokun.. Sen olarak kalabilseydin çoktan pervanen olmuştum senin.
Ama korktun, benim karşına çıktığım andan beridir erkeğim diyeni yere çalacak kadar erkek oluşum korkuttu seni. Ne sözlerim ne hareketlerim alışık olunan kadın imajından farklı olduğu için korktun, zayıf yanlar göremedikçe, nazlanan ağlayıp sızlanan bir kadın yerine ne istediğini bilen bunu çok net dile getirip yaşayan biri vardı karşında. Üstelik sözünü de esirgemeyen bilinen ne kadar kalıp varsa çıkartmış hayatından, kendi doğruları üzerine bir yaşam kurmuş kendine bir kadın vardı karşında. Sen de haklısın bir yerde. Anladım ki sen baştan yenik başladın ilişkiye. Ben keşke daha geri plânda kalsaydım diyorum şimdi, keşke görebilseydim seni nasıl ezdiğini yere sağlam basışımın. O zaman sevdiğin ben olmazdım ama ben böyleyim diye sevdin sen beni değil mi. Böyleyim diye nefret ettiğin gibi. Ben ise senin böyle oluşunla senden uzaklaştım, seni tanıdığım andaki sen ile hızla değişime uğrayan sen arasında dengeyi kurmaya çalıştım içimde. Verdiğin tepkiler sana uymuyordu çünkü. Bir şeye kızdığın zaman kızamıyordun bile. Hoşuna gitmeyen şeylere bile sessiz kalıyordun. Bu beni kırmamak adına bile olsa dürüstlüğünden şüphe duymama neden oluyordu. Benimle yatmak isterken dost olmaya çalışan sahtekârlara göz yummak kadar rahatsız ediciydi bu. Defalarca gerçek tepkini ver dedim sana, şu an gerçekten hissettiğin ne ise onu göster bana dedim. Yapmadın, olması gereken bu sandın. Değildi. Karşımda kendi olan bir insan istedim hep, çakma ben değil. Yaşam elbette paylaşım ile her rengin karışımıyla güzelleşiyordu fakat bir ilişkide biri kendinden fazla uzaklaşmışsa diğerinin saygısı da o ölçüde azalıyordu. Doğruları paylaşabilsek yeterdi oysa yazı karakterine kadar taklide dayandı seninki. Benim kendi duygumla söze döktüklerimin taklidi nasıl olabilirdi. Benim duygum vardı o satırlarda ya da her fiilimde. Sen ben olmak mı istedin, bundan gurur mu duymalıydım. Hayranlığın özentiye dönüştüğü tehlikeli bir duruşa büründü senin durumun. İşte o yüzden sevgili benim seni çok sevmem mümkün olmadı. Kötü bir taklittin sen. Bugüne kadar sürmesinin nedeni ise sevgine olan inancımdı. Her ne olduysa çok sevdiğin için oldu biliyorum. Keşke dedikleri gibi sevgi her sorunun çözümü olsaydı basit çözümlere bile sorun olmak yerine. Keşke sen sen olarak kalabilseydin. İnsanın bir ilişki içinde gelişmesi kadar güzel bir şey yoktur, yaşayabileceği en kıymetli ilişki budur, fakat ustalık ustanın taklidiyle olmazdı, usta taklidi yapınca usta olunmuyordu.
Ah sevgili.. ah kafasının karışıklığı her santimine yansımış sevgili.. SENi seviyorum da bir SEN kaldı mı artık onu bilmiyorum.
E.Minel
icebabe - avatarı
icebabe
Ziyaretçi
28 Temmuz 2008       Mesaj #107
icebabe - avatarı
Ziyaretçi
Yaralı yüreğimin gecelerine ayak izlerimi bırakıyorum.

Ruhumun derinliklerinde biçare sevdam gizli.

Kalbimin köşelerinde birikmiş, acımtırak gülümseyişler.

Hüzünlerde sonlanan biçare sıfatlar gibi,

Yeni konmuş ismim yalnızlığa.

Dar geçitlerden geçiyorum,

dipsiz kuyularda saklı gözyaşlarım.

Dokunaklı sızılar sinmiş mısralara,

hayal perdemden süzülen çaresizliğim.

Yaşamın gölge oyununda titreyişleri gönderiyorum,

Yeni konmuş ismimin yalnızlığına.

Gölgeler benim peşimde,ben İstanbul un içinde.

Baharlardaki sevdalar yaşanmıyor artık.

Aşkın can verdiği yerdeyim.


Özlemleri lanetim olur cehennem düşer tenime…



uslandım desem de şimdi yeni bir aşkın seyrine
içimdeki tenhalık ne yapsam düşer peşime
gökyüzünün renksizi yurtların sürgünü olmuşum
üstelik delik deşik geçmişimden de kovulmuşum
ki incittiğim kadınlar hala ağlar sesim de
sözleri lanetim olur dilim dönmez bir başka sevmeye…

sokaklar çekilirken kendi haline kendi sesleriyle
sitemim yoktu bekçilere bir de süslü perdelere
kaç şehri kaç gece bir başıma dolandım da
bulamadım suretimi / ne bir kalabalık / ne de kuytu bir yerde
ki kırdığım kadınlar hala solar yüzüm de
gözyaşları lanetim olur aklım yetmez kendime…

mavisi solgun dalgası leş kıyılara çok çarptım / kanadım
şarkılarını bozdum yağmacı kuşların / dudaklarımı ısırdılar
yetmedi her mevsim kovalayıp üzerime saldırdılar / vurdular
işte bu yüzden martılar sevmez beni istersen sen de sevme
ki üzdüğüm kadınlar hala yanar göğsüm de
duruşları lanetim olur adımlarım gitmez geriye…

tapınağına küsmüş köyler geçti başımdan bulut diye
hoş rakılı akşamlarım da oldu söz meclis içeri
bir düş''ün peşine kitap yumruk düştüm düşeli
benimle gezer her mahallenin en kıdemli delisi
ki öptüğüm kadınlar hala kanar içim de
bakışları lanetim olur gölgem bile küser bendime…

şimdi her şairin dizesine ağlayan benim / kimseler bilmez
bilmezler nasıl faili meçhul bir cinayetti yitirdiklerim
koştum yeni bitme acılara / kimseler küçüktür demedi
peki ne oldu da hangi şubede / ben yeniden dirildim
ki sevdiğim kadınlar hala konar gönlüme
kanatları lanetim olur kirpiklerim neşter gözlerime…

oysa şarkıların bir dokunuşu vardı önce bir ıslığı
her aşkın ateşi keman yayı kadar yanıktı
şimdi kentlerin içinde yol alan bir ucubeyim
kutsal kitaplardan da sürüldüm yok bir yerim

özlemleri lanetim olur cehennem düşer tenime…


Adı sevda mı yoksa tufan mı
İki koca yürek iki çift göz
Kan ağlıyor
Gece mi gündüz mü kimse bilmiyor
Adı sevda mı yoksa poyraz mı


İki sevgili biri can biri canan
İkisinin de yüreğinde ferman
Dizleri kırılmış kalmamış derman
Adı sevda mı yoksa ölüm mü

Tarumar olmuş tenler bembeyaz
Gözler kan çanağı
Dil hecede
Hayaller isyanda
Damar kansız
Yürek dermansız
Adı sevda mı yoksa hasret mi

Adı sevda mı yoksa….
Her sabah iki damla göz yaşı
Akşamları hüsran
Sözler intikam
Nefret

Adı sevda mı yoksa isyan mı

İki koca yürek
İki çift göz
İkisi de düşmüş sevdaya
Biri can biri canan
İkisi dönmüş harmana
Kapılmışlar ahir zamana
Adı sevda mı yoksa yaşayan ölüm mü

İkisi de ölümüne bağlı birbirine
Kavuşmak hayal olmuş
Güzelim yürekler isyanda
Ben seyirciyim sevdaya
İki yanan kula
İkisi de aşukar
İkisi de divane
İkisi de bir birine pervane

Şimdi sorarım size
Adı sevdamı
Yoksa


CENNET GÖZLÜM BU SANA!
GİTTİN...
kabullenmem zor oldu gidişini ama gittin.gitmez diyordum cennet gözlüm bırakmaz beni diyordum ama gittin.yoksun.şimdi herşey okadar eksik okadrar yarım ki sensiz.nefes almanın bukadar zor gülmenin bukadar korkunç olduğunu bilmezdim.gidişin geliyor aklıma o haince gidişin.SUSUYORUM....nasıl böyle olduk nasıl bir anda silebildin beni hala aklım almıyor.gözlerin için canımı verirdim.saatlarce baksam bıkmazdım bilirsin.oysa sen gözlerinin derinlerinde kaybolurken,gidişini olanlamışsın benden.ölüm sebebimde gözlerin oldu.böyle söz vermemiştik birbirimize ölüm olucaktı bizi ayıran.bahanelerin değil.ama sen çabuk pes ettin sevdiğim.önce yüreğini verdin,yüreğimi istedin.seneler önceydi sabahın erken saatinde.günaydın demiştin,gözlerinin içi gülerek.işte ozaman aşık oldum sana.hep canımsın derdin bana,insan yakarmı canını.sen canımı yaktın benim.yaşanılan onca şeyden sonra adımı oyuncak olarak andın.küçük çocukların oyuncaklarına olan sevgisini bilirsin sen oyuncak kadar bile yüce tutmadın beni.bir tebeşir yazısı.bir cam buğusu gibi sildin attın yüreğinden.büyük şeylerin bedelide büyük olur derler.ben büyük sevdim seni.
ama GİTTİN........
Ağlasamda geri gelmezsin bilirim.seni özledim desem.gelmezsin.bazen aniden saçımı oksadığını hissediyorum.ama yoksun.tekrar oksamazsın.dön tut elimi desem tutmazsın.yüreğini kaybetmişsin.YÜREKSİZSİN.
seninleyken çok mutluydum ben bir sürü rengim vardı.ama gittin.korkma hemen çatma kaşlarını.ben senin yaptığın gibi hakaretler yağdırmicam sana dinle sevgilim son sözüm bu!
teşekkür ederim hayatın renksiz yüzünü gösterdiğin için.şimdi binlerce renk getirsen.gülücükleri sunsan bir ömür adasan yoluma.İNCİ TANEN ÖLDÜ.SAKIN DÖNME ölümsüzüm BİR DAHA GERİ...


seni seviyorum
ellerinden tutmayı
koşarcasına o cadde bu kumsal
her adımda öpüşmeyi
senin o kahverengi gözlerin yok mu suçlu onlar
sen değilsin
sana kıyıp suçlayamam
bilirsin
ben burada özgürlük hapsinde
saat kaç gene bilmiyorum
sen yoksun ellerin yok gözlerin
bilmiyorum
kayıpsın
bildiğim bir bilinmezde
seni ancak geceleri görebiliyorum
bana yıldızlar kadar uzak
ve bir o kadarda ışıltılı
ve sessiz
belki bunlar da dayanır da
en kötüsü seni eve bırakıp
o yolları geri dönmek tek başına
anılar boğazına yapışmış
ama sen buna değersin
ve tabi fazlasına
hiç bir fikrimin ve hiçbir yerimin
kesinkes şüphesi yoktur
seni sevdiğime
gelecek güzel günlerin adı seni sevmek
uzakların ve daha ve daha
kanatlanıp uçmanın adı
sen
yıllar sonra gelen bir ufak paket bana
bilmem kimin bilmem nerelerden getirdiği
bir bilinmez boşluk
kuytu ve sıcak bir
bir
bilmiyorum nesin sen
nasıl anlatırdı seni mısırlılar duvarla
dedeler torunlarına
yıldızlar kediler ve öpücükler kızı
seni nasıl sevdiğimi bilemezsin
nasıl sevmek istediğimi
yıllar sonra yeniden
çok uzaklardan daha uzaklara gitmeyi
seni
artık bana ölesiye uzak değilsin
telefon numaran yazılı
ahizeler kablolar ve yolları aşıp
emin olduğun bir şeye inandırmak için
sana ihtiyacım olduğunu anlatmak için
her gece saat sekiz olunca
kanepenin yanındaki şeffaf telefonun çalınca
sen de biliyorsun ben olduğumu
ne olacağını bilmediğin kadar
sonsuzluğumuzun sonunun
sonumuzun
uzun

seni seviyorum diyebilmek ne güzel şey!...



Vazgeçilmezim
İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapan kış sabahında, seni düşündüğümde içime yayılan sıcaklığın, dışarıdaki iki metre karı bile eritebileceğini düşünüyorsam...
Uykudan yüzümde mutlu bir gülümseme ile kalkıp benimle birlikte uyanan güne senin adını veriyorsam...
Evimin bütün duvarlarında senin yüzünü görüp, bana baktığını hissediyorsam...
Ve bu beni her gün hep aynı şekilde heyecanlandırıyorsa...
İçtiğim çayın şekeri, sigaramın dumanı, kahvaltımın her lokması sen oluyorsan...
Sokakta bana bakan her insan, yüzümdeki tarifsiz sevinci görüp hayrete düşüyorsa...
Sevdiğin şarkıyı defalarca başa alıp bıkmadan defalarca dinleyebiliyorsam...
O şarkının her sözüne seninle ilgili ayrı bir anlam yüklüyorsam...
Yüzlerce kişinin arasında bile kadehimi sadece senin şerefine kaldırıyorsam...
Başımı döndüren şeyin aslında içki değil, sana olan aşkım olduğunu biliyorsam...
Yorucu bir günün sonunda ufacık bir sözünle, bir gülüşünle uzun bir tatilden dönmüş gibi enerji doluyorsam...
Ve o enerjiyle hiç uyumadan günlerce çalışabileceğimi duyumsuyorsam...
Gün boyu saatleri, dakikaları sayıp 'Neden geçmiyor bunlar' diye hayıflanıyorsam...
Ve hep seninle buluşacağımız anı bekliyorsam...
Kitap okurken seni düşünmekten kendimi alamayıp aynı satırı defalarca tekrar ediyorsam...
Sonra sana bunu anlattığımda birlikte ne kadar güleceğimizi düşünüp keyifleniyorsam...
Seninle ilgili planlar yapıyorsam...
Sadece varsayımlara dayalı olsa bile o planları mükemmelleştirmek için her ayrıntının üzerinde dakikalarca düşünüyorsam...
İzlediğim filmdeki başrol oyuncularının yerine kendimizi koyup 'Biz olsaydık böyle yapardık' diyorsam...
Yüzyıllardır sevgililerin kullandıkları klasik sözcüklerin benim duygularımı anlatmaya yetmediğini fark ediyorsam...
Yine de bunları söylemekten hiç ama hiç bıkmıyorsam...
Aşkımın coşkusunu sana yansıttığımda senin de bana aynı coşkuyla karşılık vereceğini biliyorsam...
Kahkahanın en güzelini seninle atacağımı, yemeğin en güzelini seninle yiyeceğimi, içkinin en keyiflisini seninle içeceğimi düşünüyorsam...
'Hayatının en anlamlı şeyi ne' diye sorduklarında tereddüt bile etmeden senin adını verebiliyorsam...
Sen benim için vazgeçilmez olmuşsun demektir...


Öyle bir hayat yaşadım ki;
Cenneti de gördüm cehennemi de

Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.

Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım.

Öyle bir rol vermişler ki;
Okudum, okudum anlamadım.

Öyle bir hayat yaşadım ki;
Son yolculukları erken tanıdım

Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundan anladım.

Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım, hem güldüm halime.

Sonra dedim ki,
Söz ver kendine!

Denizleri seviyorsan,
Dalgaları da seveceksin.

Sevilmek istiyorsan,
Önce sevmeyi bileceksin.

Uçmayı seviyorsan,
düşmeyi de bileceksin


Korkarak yaşıyorsan,
Yalnızca; hayatı seyredersin...
Son düzenleyen icebabe; 28 Temmuz 2008 01:00 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
icebabe - avatarı
icebabe
Ziyaretçi
28 Temmuz 2008       Mesaj #108
icebabe - avatarı
Ziyaretçi
ÖYLE BİR ATEŞ Kİ YALNIZLIK; TERKEDİLMİŞ KONAK GİBİ
YIKILMIŞ , YALNIZ VE HARAP.
YA BİRGÜN GEL ANSIZIN, YA BEKLETME YOLLARINI.
ÖYLE BİR ATEŞ Kİ SENSİZLİK; SUYA HASRET GİBİ
YA GİRME SEVDA BAHÇESİNE, YA DA KOPARMA GÜLLERİNİ.
ÖYLE BİR ATEŞ Kİ AYRILIK; BİTMEYEN GECE GİBİ.
KARANLIK, SESSİZ VE BİTAP.
YA UZAK DUR DÜŞLERİMDEN, YA DA UZATMA ELLERİNİ....

Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Son düzenleyen icebabe; 28 Temmuz 2008 01:10 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
icebabe - avatarı
icebabe
Ziyaretçi
30 Temmuz 2008       Mesaj #109
icebabe - avatarı
Ziyaretçi
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

Eflatun_ice


Sensizlikte başladım yeni bir güne... Bu nasıl bir şey biliyor musun? Bilemezsin...
Bilseydin,aynı acıyı sende yaşatsaydın yaşatır mıydın bana bunu...iki gün oldu senle aynı şehirde değiliz.ne kadar tuhaf değil mi? Aynı şehirde olup da seni görmediğim halde sanki uzansam dokunacaktım sana ama burdan asla...
Gözlerim bir noktaya dalmış öyle; duraksadım bir an...karşımda hayalini hatırlıyor da ne düşündüğümü hiç hatırlamıyorum.
Geceyi seviyorum ya! ayrı bir güzelliği var karanlık çöktüğünde sanki bütün rezillikleri kapatıyor.
Offff! Gene yoksun yanımda... seni çok seviyorum ama yazık bunu sen bile bilmiyorsun. Ah sevdiğim yanımda olup da bana sarılmanı nasıl isterdim. Ama olmadı olacak mı dersen, aslaaaaaa......
Üzülme ama sakın ağlama seni sonsuz bir aşkla seviyorum.
Üzülme seni hayalinle yaşatmaya devam ediyorum,
Ne kadar sürer bende bilmiyorum!!!

Balkondayım şimdi,ya sen nerdesin? Bildiğim bir yerde mi?
Belki de sen de gittin benden sonra başka bir şehre kim bilir?

Burayı seviyorum. Denizin dalgasını dinliyor ve kötü değil hep iyi yönünle seni düşünüyorum. Hatalarını hatırlamıyorum,ihanetini unutuyorum.

Evde de kimse yok(!) resmini aldım karşıma, biraz denizi dinliyor, biraz seni seyrediyorum. Neler neler yaşıyorum. Kendimi dinliyorum da çok kızıyorum kendime.... Sonra elime kalemi alıp yazıyorum...

ben senden uzaktayım sevgili,
çok özledim sıcak tenini,
bir gün dönecek misin geri,
yoksa ben mi gelip alayım seni,
sevgili;
sen benim yüreğimsin,
ama sen hiç düşünmez bırakıp gidersin,
seni asla affetmeyeceğim bilirsin....
of ne zordu bu aşk(!)
seni sevmediğimi zannedip gidiyorsun,
aşk değil bu bir sürgün,kaçak
sakın arkaya dönme,
sakın sakın,
çünkü o an anlayacaksın
sana olan sevgimi,
seni seviyorum....

Eflatun_ice


Vazgeçilmezim
İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapan kış sabahında, seni düşündüğümde içime yayılan sıcaklığın, dışarıdaki iki metre karı bile eritebileceğini düşünüyorsam...
Uykudan yüzümde mutlu bir gülümseme ile kalkıp benimle birlikte uyanan güne senin adını veriyorsam...
Evimin bütün duvarlarında senin yüzünü görüp, bana baktığını hissediyorsam...
Ve bu beni her gün hep aynı şekilde heyecanlandırıyorsa...
İçtiğim çayın şekeri, sigaramın dumanı, kahvaltımın her lokması sen oluyorsan...
Sokakta bana bakan her insan, yüzümdeki tarifsiz sevinci görüp hayrete düşüyorsa...
Sevdiğin şarkıyı defalarca başa alıp bıkmadan defalarca dinleyebiliyorsam...
O şarkının her sözüne seninle ilgili ayrı bir anlam yüklüyorsam...
Yüzlerce kişinin arasında bile kadehimi sadece senin şerefine kaldırıyorsam...
Başımı döndüren şeyin aslında içki değil, sana olan aşkım olduğunu biliyorsam...
Yorucu bir günün sonunda ufacık bir sözünle, bir gülüşünle uzun bir tatilden dönmüş gibi enerji doluyorsam...
Ve o enerjiyle hiç uyumadan günlerce çalışabileceğimi duyumsuyorsam...
Gün boyu saatleri, dakikaları sayıp 'Neden geçmiyor bunlar' diye hayıflanıyorsam...
Ve hep seninle buluşacağımız anı bekliyorsam...
Kitap okurken seni düşünmekten kendimi alamayıp aynı satırı defalarca tekrar ediyorsam...
Sonra sana bunu anlattığımda birlikte ne kadar güleceğimizi düşünüp keyifleniyorsam...
Seninle ilgili planlar yapıyorsam...
Sadece varsayımlara dayalı olsa bile o planları mükemmelleştirmek için her ayrıntının üzerinde dakikalarca düşünüyorsam...
İzlediğim filmdeki başrol oyuncularının yerine kendimizi koyup 'Biz olsaydık böyle yapardık' diyorsam...
Yüzyıllardır sevgililerin kullandıkları klasik sözcüklerin benim duygularımı anlatmaya yetmediğini fark ediyorsam...
Yine de bunları söylemekten hiç ama hiç bıkmıyorsam...
Aşkımın coşkusunu sana yansıttığımda senin de bana aynı coşkuyla karşılık vereceğini biliyorsam...
Kahkahanın en güzelini seninle atacağımı, yemeğin en güzelini seninle yiyeceğimi, içkinin en keyiflisini seninle içeceğimi düşünüyorsam...
'Hayatının en anlamlı şeyi ne' diye sorduklarında tereddüt bile etmeden senin adını verebiliyorsam...
Sen benim için vazgeçilmez olmuşsun demektir...
Eflatun_ice
Son düzenleyen icebabe; 30 Temmuz 2008 01:48 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
trabzan - avatarı
trabzan
Ziyaretçi
16 Ağustos 2008       Mesaj #110
trabzan - avatarı
Ziyaretçi
RUTİN

Her geceki gibi bir gece,bu gece..Canım sıkkın,ruhum yalnız ve acı içinde.Rutin gidiyor yani her şey.

Hem bu hayatı yaşayıp,hem de onay beklemek ne kadar aptalca.Ve bunu senelerdir yinelemek ısrarla.Uyumsuzsam uyumsuzumdur dünyaya,ısrar niye.

İçimde kıvranan,zaptedemediğim delilik!. Bir gezegen dolusu insanı bırakıp,sana teslim oluyorum.Al,sömür benliğimi dilediğince.Elimde bir yalnızlık kalmış ne yazar.Giderken bu dünyadan benimle gelecek olan,sadece o değilmidir zaten.Yalnızlık..

Ve bu gecede her geceki gibi bir gece.Yalnız doğup yalnız ölen,yalnız bir insanım halen.. Varsın olsun be!..

15.08.2008
CUMA

Benzer Konular

28 Ocak 2021 / Misafir Genel Mesajlar
6 Temmuz 2015 / Misafir Forum Oyunları
5 Mayıs 2006 / Misafir Bilgisayar