Arama

Medya Haber - Sayfa 17

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 714.363 Cevap: 1.864
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #161
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Bir doktorun feryadı... 15.07.2006
Bir emekli diş hekimi okurumun anlattıkları Türkiye'deki çarpıklıkları ortaya koyuyor...
Sponsorlu Bağlantılar

Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde TBMM Sağlık Yönetmeliği değiştirildi. Gazetemizde de haber olan bu değişiklikle; milletvekillerine, yakınlarına, eski milletvekillerine büyük ayrıcalıklar getirildi. Milletvekilleri ve yakınları en iyi hastanelerde, en iyi doktorlarda bedava tedavi olacaklar; halk 7 günlük ilaç kullanırken onlar 3 aylık reçete alabilecekler. Ve daha neler...

Rastlantının böylesi!

Bu değişiklik tam da halkın özel hastanelere gitmesinin engellenmesi, ilaçların parasının ödenmemesi gibi konularla aynı zamana rastladı. Sağlıkta tasarruf yapmak için vatandaşın ilacını kesen devlet, milletvekiline ve yakınlarına inanılmaz imkanlar sundu. Emekli diş hekimi Kamil Uysal buna isyan ediyor. İşte Kamil Bey'in mektubu. Yorumsuz olarak sunuyorum: "Anayasamız'ın 10. maddesi 'Kadın ve erkekler eşit haklara sahiptirler' diyor. Ancak; sosyal güvenlik açısından kız çocukları evlenene kadar anne ya da babanın sağlık karnesinden yararlanabiliyor. Erkek çocuklar ise 18 yaşından sonra okumuyorsa yararlanamıyor.
Benim oğlum üniversiteyi kazanamadı ve 18 yaşını bitirdiği için sağlık karnesi iptal edildi.

Anayasa'ya göre bütün vatandaşlar devlet nezdinde eşittir. Ancak, milletvekilinin okumayan oğlu yurt içi ve yurt dışında birinci dereceden sağlık hizmeti alacak (Hem de 25 yaşına kadar).
Asil olan, milletvekillerini seçen bizim gibi vatandaşların çocuklarının 18 yaşını bitirdiği için ve okumadığı için karnesi iptal edilecek. Bu nasıl eşitlik? Bu milletvekili kıyağından Cumhuriyet düşmanı eski vekiller ve çocukları da yaralanacak. Ben bu ülkeye 26 yıl hizmet ettim. Ama benim oğlum yararlanamıyor."


faruk erdem/takvim
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #162
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Kan grubundan kişilik testi...

Sponsorlu Bağlantılar
Japon bilimadamları, kan grupları üzerinde yaptıkları araştırmanın sonuçlarını açıkladı.Japonya İnsan Bilimi Araştırma Merkezi'nce yapılan araştırmaya göre insan kişiliğini kan grupları ele veriyor. Japon bilimadamı Masahiko Nomi'nin başlattığı, daha sonra da diğer bilimadamları tarafından geliştirilen araştırmada insanlar kan gruplarına göre 4'e ayrılıyor.

Buna göre Türkiye'de yoğun olarak bulunan A grubundaki insanlar düzenli ve mükemmelliyetçi iken, B kan grubuna sahip olan insanlar, özgür düşünceli ve bireyci.

AB kan grubuna sahip insanlar akılcı ve realist, 0 grubu insanları ise güçlü ve lider özelliklere sahip oluyorlar.

Araştırma dünyada bölgesel olarak kan grubu oranlarını da ortaya koydu. Örneğin Avrupa ve Amerika'da çoğunlukla düşük B grubu, yüksek 0 grubu tespit edilirken, Asya ülkeleri arasında ise A ve B kan gruplarının daha fazla olduğu açıklandı.


taşkalpli - avatarı
taşkalpli
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #163
taşkalpli - avatarı
Ziyaretçi
PKK’YI CILDIRTACAK SORULAR



PKK’nin siddet eylemlerine her kesimden tepkiler yogun bir sekilde
surerken, internet sitelerinde yayinlanan yazilarda orgut cinayetlerine
iliskin yeni aciklamalar yer aliyor.

Nasname adli sitede Nakahsi Yamata imzasiyla yayinlanan basin
aciklamasinda, teror orgutu PKK’nin kendi icerisinde tam bir kiyim harekâti
yasadigina deginilerek, infaz listesinden ornekler veriliyor.

Nakahsi Yamata sozlerini soyle surduruyor: “Teror orgutu icinde
onemli vurusmalar yasaniyor. Orgutun ust duzey yonetimi kendilerine karsi
cikanlara ve silahsiz mucadele yontemini benimseyenlere asla taviz
vermiyor. Kimini asiyor, sallandiriyor, kimini ise ucurumdan yuvarliyor. Isin
komik yani ise bu eylemlere orgut tabanindan gelecek tepkileri
puskurtmek icin cesitli kiliflar uyduruyor.

Iste tum bunlarla ilgili bazi sorularim olacak. Bu sorularin PKK teror
orgutunu cildirtacagini biliyorum. Bakalim sorulara ses veren cikacak
mi?
Hikmet Fidan. Mardinli. Apo yakalandiktan sonra Apo’ya ve PKK’ya
cephe almis Kani Yilmaz ile birlikte hareket etmeye baslamistir. Silahli
terorizmi reddettigi icin Diyarbakir’da oldurulmustur.

Cinayeti, Fidan’in olum emrini bizzat Murat Karayilan’dan alan
Firat Karahan mi islemistir?

Murat Karayilan ayni zamanda Kani Yilmaz’in olum emrini veren kisi
midir?

PKK ve Apo’nun silahli mucadelesine karsi cikan muhalifler bizzat
telefondan aranarak tehdit edilmekte midir?

Tehdit edilenlerden biri de Eyup Karagecili midir? (Karagecili eski
HADEP Genel Baskan Yardimcisi ve DEHAP Adana il baskaniydi ancak PKK’nin
politikalarini kabul etmeyerek Hikmet Fidan ile birlikte ayrildi ve
Apo’ya karsi bayrak acti)

Su anda Apo’nun avukatligini yapanlardan birinin kardesi PKK teror
orgutu tarafindan ic infaz ile olduruldu mu?

Apo’nun avukatligini yapan kisi, kardesinin orgut ici infazdan dolayi
olduruldugunu bilmiyor mu?

Eski Konkurd Baskani Nuray Sen’in oglu PKK’dayken ic infaz ile
ucurumdan mi atildi? Annesine de kopekten korkup ayagi kayarak
kayaliklardan dustu mu denildi?

PKK’nin etkin isimlerinden Engin Sincer, Kobanili Sahin diye bilinen
kisi tarafindan tatbikatta mi vuruldu? Ve PKK sehidi diye mi lanse
edildi?
Kurt halkina ozgurluk palavralariyla birilerini uyuttuklarini
zannedenler bakalim bu sorulara ne diyecekler? Merakla bekliyoruz…â€

PKK’da yasanan antidemokratik uygulamalar ve kaos ortami devam ettigi
surece Nakahsi Yamata gibi aciklamalarda bulunanlarin sayisinda artis
yasanacagi goruluyor.



Bu tur tutumlarla ilgili endiselere yol acan gelismeler devam ederken,
orgutun siddet politikasina karsi cikmak, demokrasiden yana tavir
sergilemek, her orgut mensubunun, Kurt aydininin ve siyasetcisinin en dogal
hakkidir. Bu nedenle, baris ve huzur dolu gunlere bir an once
kavusabilmek icin, her turden siddeti hep birlikte mahkum edelim ve
goruslerimizi demokrasinin ozune uygun yontemlerle dile getirelim.
taşkalpli - avatarı
taşkalpli
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #164
taşkalpli - avatarı
Ziyaretçi
KAHVE MOLASI
SELAHATTIN DUMAN'LA MIZAH YAZILARI


Beyaz ayakkabı giymek delikanlıyı bozar mı?


Bu kulağı küpeli, çiçek desenli pantolon giyenleri bilmem AMA beni bozar.. Nitekim hediye edilen beyaza yakın renkli, üzeri su akıtma süslerle dolu ayakkabıyı geri çevirdim.. "Ayağıma nal çaktırırım, yine bunu giymem" dedim..

Yazının ilerleyen satırlarında hanım okurlar "Eyvah! Futbol yazısı.." diye düşünecekler AMA korkacak bir şey yok..

Çünkü içimizin dışımızın futbol olduğu şu günlerde oturup "ayak topu" yazacak değilim..

Benim kağıda döktüreceğim "yüksek fikirler" futbolun modayla olan ilişkisi üzerinedir ve pembe nüfus kâğıdına sahip herkesi doğal olarak ilgilendirir..

Şöyle ki..

***
Bu kadın milletine rahat huzur vermeyen, erkek kısmını yıkıma sürükleyen modacılar futbola DA el attı..

He! Modacı deyince aklı başında yiğit kişileri bellemeyin.. "İçime kadın kaçmış.." diyen NE kadar erkek varsa bu sektörde.. Aralarında birkaç DA kadın var AMA çoğunluk bu tarafta..

Bunların birinci zevki kadınları salak gibi gösterecek şeyler tasarlamak, moda budur deyip hayatlarına sokmak..

Komplo teorisi
Önce mankenlere el attılar.. Ne kadar "ikinci dereceden tüberküloz geçirmiş gibi Duran" tip varsa manken yaptılar..

Mesajları belli.. Kemik torbalarını podyuma çıkarıp diğer kadınlara "asıl güzellik budur" diyorlar..

Etinde budunda yarım kilo fazlalığı olan her kadını bunalıma sokuyorlar..

Son olarak kadın ayakkabılarına el attılar..

O güne kadar kadınlar NE kadar sivri burunlu ayakkabı modeli varsa alıp alıp dolabına doldurmuş.. Herkesin ayağında bir tane..

En pahalıları DA burnu en sivri olanlar..

Hani hediyelik eşya dükkânlarında satılan antika taklidi hançerler vardır.. İşte onların kılıfı gibi duranı alıp ayağına geçiriyorsun..

Moda budur, deyip kırıta kırıta geziniyorsun..

Moda dünyasının aykırı guruları ani bir kararla bu hançer kını gibi ayakkabıları tedavülden kaldırdı.. Onların yerine burunları yuvarlak modeller koydu..

Şimdi kadın milleti "karikatürlerde" gördüğümüz o toparlak burunlu ayakkabılardan biriktirme derdinde..

***
Derdim bunların kadınlara verdiği hasarı tespit değil.. Erkek dünyasına el atmalarından müştekiyim..

Evet.. Erkeklerle dolaylı olarak uğraşmaktansa doğrudan doğruya onları kalplerinden vurmayı deniyorlar.. O yüzden futbol kıyafetlerine el attılar..

İlk deneme futbol ayakkabısı üzerine yapıldı..

O güne kadar siyah renkli ayakkabılar giyen futbolcuların ayağında birden beyaz renkli kramponlar görülmeye başladı..

Kararım karar
Bu işlerin de en meraklıları "alt kültür" dediğimiz sosyal kategoriye girenler..

Afrika'nın fukara siyahileri sarısından beyazına, nar çiçeği renginden moruna, NE kadar model varsa hepsini ayağında denedi..

Avrupa'nın görgülü futbolcusu giymiyor mu bunları? Onlar DA giyiyor AMA dünya para alarak.. Fukara milletlerin çocukları ise "moda budur" diyerek gidiyor peşlerinden..

Şahsen futbol hayatını hâlâ sürdüren biri olarak bu modaya şiddetle karşı çıktım.. Hâlâ DA çıkmaktayım.. Nitekim son katıldığımız gazeteler arası futbol turnuvasında çelik gibi tavır gösterdim..

***
Sportif giyim kuşam malzemesi üreten Lotto firması gazeteler arası bir futbol turnuvası düzenlemiş..

Halı sahada filan değil.. Zeytinburnu'ndaki büyük futbol sahasında.. Yeri gelmişken söyleyeyim.. Zeytinburnu Belediyesi müthiş bir sosyal tesis yapmış..

Merkezefendi'de.. Ortada iki büyük futbol sahası ki suni çim.. Etrafında tartan kaplı yürüyüş parkuru var.. Gerisi uçsuz bucaksız yeşil Alan..

Bu yeşil alanın bir köşesini orman masaları ile donatıp piknik alanına çevirmiş.. Ortada bir sosyal tesis var.. Düğün derneğe, toplu ziyafetlere kiralanıyor..

Maç için gittiğimde orada insanların doğayla iç içe hallerini gördüm.. Çok hoşuma gitti.. Aferin belediyeye..

Maç başlıyor..
Bizim takım DA zehir gibi.. Spor servisinde yazar olarak kullandığımız NE kadar eski futbolcu varsa bir araya toplamışlar..

Fenerli Saffet Aktaş ile Mirkoviç'ten başlayın.. Okan Buruk'un abisi İstanbulsporlu Fuat ile Beşiktaşlı Tevfik'ten çıkın..

Nejat, Hakan, Gökhan, Şahin, Akif, İsmet, Gürsel.. Hepsi profesyonel lig görmüş eski topçu.. Aralarında bedava oynayan bir ben varım..

Bizim takım çeyrek finale kadar kimle oynadıysa hepsini devirmiş.. Çeyrek finalde de karşımıza Türkiye Gazetesi çıkmış..

***
Şahin "Kaptan gel artık maçlara.. Şampiyonluğa gidiyoruz.." deyince Bodrum'dan döndüm..

Bu arada beni niye kaptan yapmışlar onu DA bilmiyorum.. Takım sahada mücadele ediyor, kaptan Bodrum'da kafa çekiyor..

Çiçeği eksik..
Mecburen geldik.. Merkezefendi'ye gittik.. Formalarımızı giydik.. Benim forma tayt gibi yapıştı üzerime.. (Demek bir on kilo daha vermem lazım.)

Zaten zor olan giymek değil çıkarmaktı.. Maçtan sonra üç arkadaş formayı üzerimden zor söktü..

Maçtan önce Lotto'nun görevlileri "size bir hediye vermek istiyoruz" deyip bir çift futbol ayakkabısı uzattı..

Sevincim paketi açmamla sönüp gitti.. Ayakkabı krem renginde.. Üzerinde açık mavi veya pembemsi ince bantlar var..

Bir çiçek deseni eksik..

Bu ayakkabıyı giy, maça çık.. Orta hakem maçı bırakır senin peşinde dolaşır..

***
İlk tepkim "Bunun pazar çantası DA vardır.. O nerede?" oldu.. Lottocular anlamadı.. Açıkladım..

"Kardeşim ben böyle cinsiyeti belirsiz ayakkabıyı giyemem.. Tokyo ile çıkar oynarım yine giymem.." dedim..

Aslında Lotto'nun malzemeleri kaliteli.. Lakin kendilerini moda rüzgârına kaptırmışlar işte..

"Değiştiririz" dediler..

Modelimi tarif ettim.. "Siyah olacak.. Üzerinde delikanlıyı bozacak hiçbir süs taşımayacak.. Ayağıma giydiğimde Pitbull kafası gibi durmalı.."

Anlaştık..

Modacılarla mücadelem gördüğünüz gibi futbol sahalarında da sürüyor.. Kârımız ne bilmiyorum..
taşkalpli - avatarı
taşkalpli
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #165
taşkalpli - avatarı
Ziyaretçi
THE MASK FİLMİNİN JENERİK MÜZİĞİ


http://rapidshare.de/files/25376431/maske.mp3
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
16 Temmuz 2006       Mesaj #166
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
ERUH'TA ÇATIŞMA: 7 ER, 1 KORUCU ŞEHİT


sehit toreni

SİİRT - Siirt'in Eruh ilçesine bağlı Dağdüşü Köyü kırsalında güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK mensupları arasında çıkan çatışmada 7 er ve 1 geçici köy korucusu şehit oldu.
Şehit olan 7 er ve erbaş ile 1 geçici köy korucu için Siirt 3. Komando Tugay Komutanlığında tören düzenlendi.
3. Tugay Komutanlığından yapılan yazılı açıklamada, 15 Temmuz 2006 günü Siirt'in Eruh ilçesine bağlı Dağdüşü köyü Yassıdağ bölgesinde terör örgütü mensuplarıyla yaşanan çatışmada 7 er ve erbaş ile 1 korucunun şehit olduğu belirtilerek, şöyle denildi:
''Çatışmada, Mersin doğumlu jandarma komando çavuş Yalçın Duman, İzmir-Ödemiş doğumlu jandarma komando onbaşı Kamil Alkan, Konya doğumlu jandarma komando er Orçun Yaldır, Tekirdağ-Şarköy doğumlu jandarma komando er Emrah Öztürk, İzmir-Kemalpaşa doğumlu jandarma komando er Mustafa Akmansoy, Tunceli doğumlu jandarma komando er Erdal Güneş, Ankara-Polatlı doğumlu piyade komando er Sedat Akça ve Siirt doğumlu geçici köy korucusu Osman Sarın şehit olmuştur.''
Törenin ardından şehit olan 7 er ve erbaşın cenazelerinin memleketlerine gönderileceği öğrenildi.

BİNGÖL'DE 1 TERÖRİST ÖLÜ ELE GEÇİRİLDİ

Bingöl'de, terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlenen operasyonda, 1 terörist silah ve teçhizatıyla birlikte ölü ele geçirildi.
Bingöl Valiliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, merkeze bağlı Üçyaka köyü kırsalında güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonda, bir grup teröristle sıcak temas sağlandı.
Güvenlik güçlerinin dur ihtarına teröristlerin ateşle karşılık vermesi üzerine çıkan çatışmada 1 terörist silah ve teçhizatıyla birlikte ölü ele geçirildi.
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #167
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
1pix osymlogobhh2 1pix ÖSYM'den Adaylara Uyarı!!! (14.07.2006 16:10)

"İnternetteki kılavuza 7-10 Temmuz arasında erişenler kontrol etsin"
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) üniversite adaylarına uyarıda bulundu.

Yüzdelik dilimlerde hata tespit edilen "2006 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu" düzeltmeler yapıldıktan sonra yeniden internet ortamına aktarıldı.


Kurumun internet sayfasına 7 ila 10 Temmuz 2006 tarihleri arasında erişen adayların, hatalı işlem yapmamaları için bu durumu göz önüne almaları gerekiyor.


İnternet adresindeki "Kontenjanlar Kılavuzu"nda tablo-4'te yer alan yüzdelik dilimlerde yanlışlık olduğunu farkeden ÖSYM, 10 Temmuz'da internetten çektiği kılavuzu 11 Temmuz'da yeniden yayımlamaya başladı.


Ancak, 7-10 Temmuz 2006 tarihleri arasında kılavuza erişen adayların hata yapmamaları için bu durumu gözden kaçırmamaları gerekiyor.

taşkalpli - avatarı
taşkalpli
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #168
taşkalpli - avatarı
Ziyaretçi
GAMBARİ! GAMBARİ! DEDİLER... SARPERİ UNUTTULAR! DEVLETİ HİÇE SAYDILAR!


Ayşe KOCATÜRK

Tarih 8 Temmuz 2006. kıbrıs’ta siyasi hareketlenmenin yoğun yaşandığı bir gün. BM Genel Sekreteri'nin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı İbrahim Gambari, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum Yönetimi Lideri Tassos Papadopulos ile biraraya geldi. Hedef belli. Adanın birleştirilmesi için yeni bir süreç başlatmak...anılan görüşme sonunda 5 maddelik bir açıklamada bulunan Gambari, tarafların iki kesimli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı bir federasyonla Kıbrıs'ın birleştirilmesi ve bunun Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda olması taahhüdünde bulunduğunu söyledi. Ayni zamanda İki liderin Temmuz sonuna kadar çalışamalara başlayacak olan Teknik Komitelerin çalışmalarını gözden geçirmek ve iki toplulu çalışma gruplarına gerekli talimatları vermek üzere zaman zaman bir araya gelme kararı aldığını açıklayan Gambari, liderlerin kapsamlı bir çözümün hem gerekli hem de mümkün olduğu ve daha fazla ertelenmemesi gerektiği yönünde mutabakata vardığını da söyledi.

Gambari iki lider de mutabakata vararak adada çözüm bulunması için çalışacakları mesajını verirken bu bir “tarihi olaydır” diyor. Prensipler Dizisi olarak 5 maddelik listede neler yok neler...

Şimidi geliniz sözkonusu mutabakat maddelerini inceleyelim;

."-Temmuz ayı sonuna kadar insanların günlük hayatını etkileyen konularda, Teknik Komiteler başlayacak ve aynı zamanda iki lider arasında özlü konular ile ilgili listeler karşılıklı olarak değiştirilecek ve bunların içerikleri iki toplumlu uzman çalışma grupları tarafından incelenecek ve liderler tarafından sonuçlandırılacak.
-Her iki lider, iki toplumlu uzman çalışma gruplarına yön vermek ve Teknik Komitelerin çalışmalarını gözden geçirmek için uygun görüldüğü zamanlarda yeniden görüşecek."
İlkeler Dizisi'nin tam metni de şöyle:
1.İlgili Güvenlik Konseyi kararlarında belirtilmiş olduğu üzere, Kıbrıs'ta iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyona ve siyasi eşitliğe dayalı bir çözüme bağlılık.
2.Statükonun kabul edilemez olduğunun ve devamının, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar için olumsuz sonuçlar doğuracağının kabulü.
3.Kapsamlı bir çözümün hem arzu edilir hem de mümkün olduğu ve daha fazla gecikmemesi gerektiği önerilerine bağlılık.
4.İnsanların günlük yaşamlarını etkileyen olaylar hakkında iki toplumlu görüşmelerin hemen başlatılması, aynı anda özlü konuların da görüşülmesi. Bunlar, kapsamlı çözüme katkıda bulunacaktır.
5.Bu sürecin başarılı olması için "doğru ortamın" devam etmesini sağlamaya bağlılık. Bu bağlamda, hem ortamın iyileştirilmesi, hem de tüm Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar'ın hayatlarının daha iyi olması için güven artırıcı önlemler elzemdir. Yine bu bağlamda, taraflar birbirini suçlamaya son vermelidir.




Şöyle bir düşünelim, Gambari-Talat-Papadopulos görüşmesinde sorunun BM çerçevesinde çözümlenmesi kararı üzerinde mutabakata varan taralar bu mesajı verirlerken, diğer taraftan, Kırbıs meselesinin AB içerisine çekildiği, Rumlar ve AB’nin Türkiye’ye baskı uyguladığı dikkate alındığında ortada bir tezatlık olduğunu görüyoruz. Bakınız taraflar iki kesimli iki bölgeli federal çözüm diyorlar. Buna işaret ediyorlar etmesine de şu iki kesimli iki bölgeli çözüm hikayesi artık çok zor.çünkü Türk hükümeti, KKTC hükümeti ve AB talepleri doğrulusunda KKTC’de kurulan Tazmin Komisyonu iki bölgeliliği ortadan kaldıracak kararlar alıyorlar. Diyelimki Gambarı Talat-Papadopulos arasında yapılacak görüşmeler sonunda bir yeni plan taraflara sunacak. Adı belki annan planı değil de annan planı içeriğinde farklı bir isimde yeni bir plan. Daha önce basına yansıyan “Cyprus plan” da olabilir. Bu planda Kıbrıs Türklerine verilecek hakların Annan planından da geri olacağı aşikardır.

Annan planı sonrasında BM ve AB Ne demişlerdi? Kıbrıs Türklerini kutluyoruz. Tecrit kaldırılmalı. Peki ne oldu? Sadece laf! Lafla peynir gemisi yürümez! Peki ne oldu? Annan planı sürecinde Denktaş elendi. Seçimlerde Talat desteklendi. Anavatan, BM, ABD, AB bunu istedi. Olan oldu. Talat geldi. Şimdi böyle bir süreçte Talat’la başlayacak bir görüşmeler süreci başlıyacak. Sonuçta birileri ile getirilen kişiler o yerlerin görüşleri ile hareket etme mecburiyetinde olurlar. Bu nedenle Talat “ne olursa olsun çözüme ulaşma pahasına” adada yeni bir anlaşmaya gidileceği ortada. Olacak bu. Yeni bir birleşik kıbrıs yaratacaklar. Bu Rumların isteği gibi olacak...işte o zaman adadan çekilmesi istenecek Türk askeri yavaş yavaş çekilme başladığı an...gökyüzü kararacak...ağlayacak...çünkü kıbrıs elimizden kayıp gidecek...

Şimdi Gambarinin gerçekleştirdiği görüşme öncesinde güneyde neler oluyor bir bakalım.


Geçtiğimiz haftalarda "Kıbrıslı Türklerle birlikte yaşamaya hazırız" propagandasını sürdüren DİSİ Partisinin gençlik örgütü NEDİSİ'ye mensup Rum gençleri, Kiracıköy (Athienu) duvarlarını Türk düşmanlığı içeren sloganlarla doldurdular. NEDİSİ'ye mensup Rum gençleri gece vakti Kiracıköy'e giderek, köydeki evlerin duvarlarına "En İyi Türk Ölü Türk'tür", "Yaşasın Ulusumuz" ve "Yunan Doğdum Yunan Öleceğim" sloganlarını yazarak gerçek niyetlerini ortaya koydular.

Bu olayıngerçekleşmesinden birkaç gün sonra Rum Savunma Bakanı Fivos Klokkaris, "Öğrenciliğin askerlikle hiçbir alakası yok ama öğrencilerimizi birer savaşçı haline getireceğiz. Askeri eğitimin ana konusu budur" diyerek ne hedefinde olduklarını yüreklice ortaya koyuyorlar!

Kısa bir süre önce ise 27 Haziran tarihinde Güney Kıbrıs'a geçerken arabasında yapılan aramada Karşıyaka'da mimarlığını yaptığı inşaatların proje dosyası bulunduğu gerekçesiyle Rum polisi tarafından tutuklanan mimar Osman Sarper bugün oldu halen Güney’de Rum hapishanesinde kötü koşullarda hayat mücadelesi veriyor. Sarper tansiyon hastalığı da var ve acı içinde...

Sarper tutuklanıyor, çünkü arabasında bulunan planlarda kuzeyde eski Rum malları üzerine inşaat yaptığı için Rumlar kendisini tutukluyorlar. Sarper gibi bugün eski Rum arazileri üzerine yapan her Türk Rumlar tarafından kara listeye alındı ve yargılanması istenecek. Peki bizim hükümet ne yaptı? Sadece olayı kınamakla yetindi. Bir israil bile sırf bir askeri Filistinlilerce kaçırıldı diye Gazzeyi yerle bir etti. Biz haklı olduğumuz durumda yaptığımız hiçbirşey yok. Rumlara kendi toprağımızı veriyoruz. Vermek için çırpınıyoruz. İnsan hayatımı yoksa Toprakmı önde gelir dersek tabiki Toprak ama bu hükümet kendi toprağını kendi eliyle gavura veriyorsa tabiki Saper olayında birşey başaramayacaklar...Ne de olsa onlar da bu düzenin adamı...

Rumların kucağına bizi itenler, sanıyorlarki ilelebet yüksekte kalacaklar...Bunu hep birlikte göreceğiz. Güney’de kötü koşullarda suçsuz olduğu halde tutuklu olan Osman Sarper için gerekli çalışma yapılmalıdır. Sarper bir Kıbrıs Türküdür. O da bir vatan evladıdır. Hedef açıkca Gambari-Papadopulos-Talat görüşmesinde ortaya konmuştur. KKTC Devleti yok edilecektir. Bunun gerçekleşmesi yıl sonuna kadar hedeftir. Hedef Rum tezi yani Birleşik Kıbrıs’tır! Hedef Rum göçmenlerin geri dönmesidir! Hedef Rum hükümranlığının kuzey’de hakim olmasıdır. Abraporlarında da “Kıbrıs Cumhuriyeti” yani Rum hükümranlığı kuzeyde uygulanmadığı ama kuzeyin de Rumlara ait olduğu vurgulanılırken bizim taraftakiler nerden bahsdiyorlar???

Saygı ve Sevgilerimle,
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #169
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
HADİS TEMİZLİĞİ WASHİNGTON POST'TA
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın güvenilir kaynağı olmayan hadisleri temizleme girişimi Washington Post gazetesinde yankı buldu.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kadına yönelik şiddeti meşru gösteren hadisleri gözden geçirme kararı, ABD’de yankı buldu. Washington Post gazetesinde yer alan bir makalede, hadislerin gözden geçirilmesinin “devrimci” bir hamle olabileceğini belirtilirken “Geleneksel şeriatın gözden geçirildiği yerin Türkiye olması tesadüf değil” yorumu yapıldı.
Washington Post gazetesinde yer alan gazeteci Mustafa Akyol imzalı makalede, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Hazreti Muhammed’e atfedilmesine karşın doğruluğu olmayan ve kadına yönelik şiddeti meşru gösteren hadisleri gözden geçirme kararı değerlendirildi.
“Türkiye’de seksizm silindi” başlıklı, “Eğer kadın, eşi istekli olduğu halde ona cevap vermezse, cehennemdeki yerini hazırlasın” gibi çeşitli hadislerden örnek verilen makalede, Türkiye’de bu tür hadislerin gözden geçirileceği açıklamalarına dikkat çekildi.
KARARI TÜRK HÜKÜMETİ DESTEKLEDİ
Modern Müslüman aydınlarının uzun bir süreden beri hadislerin gözden geçirilmesi gerektiğini savunduklarına işaret edilen makalede, “Ancak yakın tarihte ilk kez merkezi bir İslam otoritesi, onları ayıklanma kararı vererek böylece dramatik bir adım attı. Ankara’daki medya ve aydınlar, Türk hükümetinin desteklediği bu kararı büyük ölçüde olumlu karşıladı” diye yazıldı.
Hz. Muhammed’in eşlerine olan büyük saygı ve kadın haklarına vurgu yapan birçok hadisin de bulunduğu belirtildiği makalede, böylece Türkiye’deki hadis taraftarları ile akıl yanlıları arasındaki eski tartışmaların yeniden canlanmasının söz konusu olduğu kaydedildi. Orta Çağ’da yaşanan bu tartışmaların canlanması ve bunun sonucunda hadislerin gözden geçirilmesinin “devrimci” bir hamle oluşturabileceği savunulan makalede şöyle denildi:
“Geleneksel şeriatın yeniden gözden geçirildiği yerin Türkiye olması tesadüf değil. Türkiye’de Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde başlayan İslam’ı modernize süreci, Türk toplumunun açılmaya başladığı 1980 yıllarından beri hızlandırıldı. O zamandan beri gelişen bir Müslüman burjuvası ortaya çıktı.”
Müslüman burjuvası için yapılan “İslami kalvinistler” yakıştırmalarına dikkat çekilen makalede, Türkiye’de yeni bir “sosyal atmosfer”in doğduğu belirtildikten sonra “reform”dan yana Müslümanların, “dini ortadan kaldırmak isteyen laikler olmadığı için daha geleneksel çevreleri etkileme şanslarının bulunduğu” savunuldu.
İslam dünyasının bir alternatife ihtiyacı olduğu öne sürülen makalede, demokrasi ve açık toplumu kucaklayan Türkiye’nin bu konuda öncü olabileceği vurgulandı ve “Batı, bundan not almalı ve diğer Müslüman ülkeleri Türkiye’nin izlediği ılımlı yoldan ilham almaya cesaretlendirmeli” çağrısına yer verildi.
taşkalpli - avatarı
taşkalpli
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #170
taşkalpli - avatarı
Ziyaretçi
Karikatur Krizinin Mimari Yanarak Oldu





04 Temmuz 2006 Sali 16:04

Danimarka'da Peygamber Efendimizin karikaturlerini cizerek Islam
aleminin tepkisini ceken karikaturist Kurt Westergaard cikan bir yanginda
diri diri yanak can verdi.



Konuyla ilgili gorustugumuz Jyllands Posten Gazetesi yetkilileri,
olayla ilgili aciklama yapmaktan kacindi.



Danimarka'da yasayan gurbetcilerimiz sir gibi saklanan boyle bir
soylentinin oldugunu dogruladilar.

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww