Erdoğan: Suriye'den gelen artık askeri tehdit Başbakan Erdoğan, Türk jetini uluslararası hava sularda vuran Suriye’den Türkiye sınırına yaklaşan her askeri unsurun, bundan böyle tehdit olarak görüleceğini ve askeri hedef olacağını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin Türk savaş uçağını düşürmesinin ardından partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda tüm dünyanın beklediği konuşmasını yaptı. Erdoğan’ın konuşması, İngilizce ve Arapça simultane tercüme yapılarak canlı yayınlandı.
Türk uçağının hava ihlali yapmadığını belirten Erdoğan, saldırının uluslararası hava sularda yapıldığını söyledi.
Suriye yönetimini sert bir şekilde uyaran Başbakan Erdoğan, “Türkiye’nin dostluğu ne kadar değerli ise herkes bilsin ki gazabı da o kadar şiddetli ve kahredicidir” dedi.
Erdoğan, Suriye’den Türkiye sınırına yaklaşan her unsurun bundan böyle askeri tehdit olarak görüleceğini ve askeri hedef olacağını ifade etti.
Savaş çığırtkanlıklarının tuzağına düşmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan “Susacak, tepkisiz kalacak, elimiz kolumuz bağlı oturacak ülke değiliz. Uluslararası hukuk çerçevesinde bu hadisenin üzerine kararlılıkla gitmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Muhalefet liderlerine teşekkür eden Erdoğan, Suriye politikasını eleştiren bazı köşe yazarlarına ise şöyle seslendi: “Sizinki gibi dalkavukluk yapamayız.”
Erdoğan'ın konuşması AK Parti Milletvekilleri tarafından sık sık alkışlarla kesildi.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Biz, binlerce kilometre ötede ülkemizi anlatma çabası içindeyken 19 Haziran’da askeri birliğe yapılan saldırıda 8 askerimiz şehit oldu. Askerlerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Umutların yeşerdiği her dönemde terör örgütü karanlık yüzünü gösteriyor, provokatif eylemlere başvuruyor. Kayıp vereceğini bile bile gençleri ölüme gönderiyor.
Dış politikada aktif bir politika sergiledikçe ekonomi büyüdü. Kimse Türkiye’nin içine kapanmasını beklemesin. Türkiye merkezinde bulunduğu geniş coğrafyada akrabalarıyla aynı gönül dilini konuşan bir ülkedir.
Türkiye, aktif dış politika sonucu bölge halkıyla kardeşlik bağlarını güçlendirmiş, dünyada saygınlık kazanmıştır. Türkiye, dostlarıyla el sıkışmış, akrabalarıyla hasret gidermiş, kardeşleriyle kucaklaşmıştır.
'HİÇBİR ÜLKENİN İÇ İŞİNE KARIŞMAYIZ'
Türkiye hiçbir ülkenin içişlerine karışmamış ve karışmayacaktır. Komşularının her anlamda kendisinden emin olacağı ülkedir. Türkiye'nin dostluğu son derece değerlidir. Arkasına Türkiye'yi alan her ülke bilsin ki sırtı sağlam, emniyet ve güvenlik içindedir.
Türkiye'nin büyümesinden rahatsızlık duyanlar var, küresel ekonomik kriz karşısında sağlam duruşundan rahatsız olanlar, kardeşleriyle kucaklaşmasından rahatsızlık duyanlar var. Bu rahatsızlık bazı çevrelerin Türkiye'ye yönelik terörleri desteklediklerini çok iyi biliyoruz. Büyüyen, güçlenen etkinliği artan Türkiye risk değil, fırsattır.
Bizim için önemli olan komşuluk, dostluk ve kardeşlik hukukudur. Hiç kimse bizi yanlış anlamasın. Türkiye; Bosna, Kosova, Kabil, Bağdat, Basra, Kerkük, Halepçe için yüreğini ortaya koymuştur. Bugün Şam, Halep, Hama, Humus dediğimizde hesap peşinde değil, kanı akan kardeşlerimiz için haykırıyoruz.
'ULUSLARARASI SULARDA VURULDU'
22 Haziran 2012 tarihinde, Suriye'nin 13 deniz mili açığında Doğu Akdeniz'in uluslararası hava sahasında askeri uçağımıza saldırı düzenlendi. Uçağımız Lazkiye'nin 8 deniz mili açıklarında Suriye karasularına düştü. Suriye karalarında uçağımız vurulmamıştır. Uluslararası sularda vurulmuştur. Vurulduktan sonra uçağımız Suriye sularına düşmüştür. Bunu çarpıtmak isteyenler var.
Uçağımız Suriye karasularına çok kısa bir süre yanlışlıkla girmiştir. Uçağımızın saldırıya uğradığı yer ve zamanın ihlalle hiçbir ilgisi yoktur.
'PİLOTLARIMIZI ARIYORUZ'
Pilotlarımıza yönelik arama-kurtarma çalışmalarını dört bir koldan yürütüyoruz. Önceliğimiz pilotlarımızı bulabilmek, evlatlarımıza sağ salim kavuşmaktır.
'TÜRKİYE'NİN GAZABI DA ŞİDDETLİDİR'
Türkiye’nin dostluğu ne kadar değerli ise herkes bilsin ki gazabı da o kadar şiddetli ve kahredicidir. Yumuşak başlılığımız uysal koyun olduğumuz anlamına gelmez.
Bunu hamaset olarak görenler bu milletin tarihine baksınlar. Biz tarihi yaparız, onu kimin yazacağına, kimin okuyacağına, kimin ders alacağına karışmayız.
Bu coğrafyada masumların canına kasteden her senaryoyu boşa çıkarmak için Türkiye çalışmasına devam edecektir. Türkiye kadastro mühendisliğine göz yummayacaktır.
Hedef saptırmaya çalışan köşe yazarları var. Sanki bu milletin evladı değiller. Bunu insafsızca, fütursuzca yapıyorlar.
'SONUNA KADAR HAKLIYIZ'
Kimliği açık olan, silahı olmayan, tek başına uçan bir keşif uçağımızın düşürüldüğü bu olayda Türkiye sonuna kadar haklıdır.
Doğu Akdeniz genelinde haklarımız var. Yenilenmiş radarlarımızın test edilmesi için yapılan bir uçuştur.
'UTANMADAN DOST DİYORLAR'
Suriye tarafından en ufak bir ikaz, en ufak bir nota tarafımıza yapılmamıştır. Yapılmadan uygulamaya gidilmiştir. Ondan sonra da utanmadan sıkılmadan dost olarak gördüklerini söylüyorlar. Bu hasmane bir tutumdur. Kısa süreli bir ihlali kimse haksız, hukuksuz, vicdansız bir saldırı için gösteremez.
MUHALEFETE TEŞEKKÜR
Böyle hassasiyetle hareket etmemiz sebebiyle muhalefet liderlerine teşekkür ediyorum. Saldırı sonrasında dış politikamızı sorgulayan acımasız değerlendirmeler değerlendirmeye tabidir. Türkiye’nin hedefe konulması aymazlık, sorumsuzluk olur.
Esad rejiminin alçakça saldırısını masum gösterecek yorumlar yapmak, sorumlu bir davranış biçimi olmayacaktır. Suriye konusunda kimsenin karnından konuşma, lafı geveleme, muhalefet olsun diye ülkenin menfaatlerine zarar verecek söylemlerde bulunma lüksü yoktur, olmamalıdır.
Doğu Akdeniz’de uluslararası sularda AK Parti’nin değil, aziz milletimizin uçağı hedef alınmıştır. Türkiye'yi sorgulayanlar, Suriye’deki rejime destek verenler tarih önünde mahcup olacaklardır.
Suriye’nin cetvelle çizilmiş sınırları, Türkiye ve Suriye halklarının kardeşliğini engellemeye yetmez. Yüz yıl önce çil çil altınlar karşılığında Kudüs’ü satan çapulcular nasılsa Suriye’deki yönetim de Suriye halkını temsil etmiyorlar.
'UMUTLARIMIZI BOŞA ÇIKARDI'
Baba Hafız Esad, Türkiye’ye karşı hasmane bir tutum sergiledi. Beşar Esad, değişeceğini söyleyerek hem Türkiye’ye hem de bölge ülkelerine umut verdi. Verilen sözlerden memnuniyet duyduk. Ama umutlarımız hep boşa çıktı. Çünkü doğru konuşmuyordu.
Esad, ‘Türkiye’nin yapısından istifade etmek isterim’ dedi, biz ‘her türlü desteği veririz’ dedik. Ama umutlarımız hep boşa çıktı. Çünkü doğru konuşmuyordu.
Oğul Esad'ın süreç içinde babasının izinde gitmekte ısrar ettiğini gördük. Tavsiyelerde bulunduk, günlerce telefon görüşmeleri yaptık. Ama bizi hep oyaladı.
Gelinen noktada hiçbir meşruiyetinin kalmadığı açıktır. Kendi halkını katleden bir zorba yönetim işbaşındadır.
KÖŞE YAZARLARINA: DALKAVUKLUK YAPMAYIZ
Bazı köşe yazarları ‘Başbakan çok sert konuşuyor’ diyor. Biz, köşenizde yaptığınız dalkavukluğu yapamayız. Kalemleriniz satılmış olabilir ama bu siyasi idare hakka ve halka teslim olmuş bir iradedir.
Biz kimsenin maşası, taşeronu değiliz. Biz kendi gücü, kendi iradesi ve tarihiyle hareket eden bağımsız bir ülkeyiz. Hz. Ali’nin dediği gibi; ‘Haksızlık karşısında dilsiz şeytandır.' Biz Türkiye’yiz, büyük devletiz. Biz kendimizden sorumluyuz.
'HAVA SAHAMIZ BU YIL 114 KEZ İHLAL EDİLDİ'
1 Ocak 2012’den bugüne kadar farklı uçaklar tarafından Türk hava sahası 114 kez ihlal edilmiştir, Suriye helikopterleri de 5 kez ihlal etmiştir.
Uçağımız bir yanlışlık sonucu, hata sonucu değil tamamen kastı mahsusa ile hasmane bir tutumla hedef alınmıştır.
'ESAD TÜRKİYE İÇİN AÇIK TEHDİT'
Bu saldırı karşısında gerekli adımları atacağımız Suriye nezdinde nota ile kayda geçirilmiştir.
Bu saldırının kasıtlı olduğuna dair bilgilendirme çalışmalarımız sürecek; bununla yetinecek değiliz, gereken adımları kararlılıkla atacağız
Bu son olay Esad yönetiminin Türkiye'nin güvenliğine açık ve yakın tehdit haline geldiğini ortaya koydu.
Suriye'nin sınırlarımızda oluşturduğu güvenlik tehdidini hiçbir şekilde tolere etmeyeceğiz. Bu saldırı karşısında gerekli adımları atacağımız Suriye nezdinde nota ile kayda geçirilmiştir.
'DİPLOMATİK TEMASLARI SÜRÜYOR'
Olayın ardından Suriye ile yapılan telsiz görüşmeleri, CASA tipi bir yardım uçağımıza karşı takınılan tavır da bunun ispatıdır. Türkiye itidal ve sağduyuyla hareket etmiştir.
Diplomatik temaslarımız devam ediyor. Rusya, Çin ve İran’la görüşülmüştür. ABD ve AB’yle görüşüldü, görüşmeler devam ediyor.
'YENİ AŞAMA GEÇİLDİ'
Türkiye, yerini, zamanını ve yöntemini kendisi tayin ederek, bu haksızlığa karşı uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanacak, gereken adımları kararlılıkla atacaktır. Altını çiziyorum. Artık yeni bir aşamaya geçildi.
'ARTIK ASKERİ HEDEF SAYILACAK'
TSK'nın angajman kuralları değişmiştir, Suriye sınırındaki tüm ihlallere karşılık verilecek. Suriye’den yaklaşan her askeri unsur tehdit olarak görülecek, askeri hedef olarak görülecektir. Türkiye dostluğu, husumeti test edilecek bir ülke değildir. Türkiye’nin test edilemeyeceğini net ve kararlı bir biçimde ispat ederiz, edeceğiz.
'SAVAŞ ÇIĞIRTKANLARININ TUZAĞINA DÜŞMEYİZ'
Türkiye olarak elbette savaş çığırtkanlarının, provokatörlerin tuzağına düşmeyiz. Merak etmeyin. Ancak uluslararası sularda da uçağımıza yapılan bir saldırı karşısında susacak, tepkisiz kalacak, elimiz kolumuz bağlı oturacak ülke değiliz. Uluslararası hukuk çerçevesinde bu hadisenin üzerine kararlılıkla gitmeyi sürdüreceğiz.