Arama

Hayata Dair - Sayfa 59

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 268.439 Cevap: 1.657
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
27 Mart 2007       Mesaj #581
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Zemzem Suyunun Sırrı

Sponsorlu Bağlantılar
1-) Avrupa`da laboratuarlarda yapilan arastirmaya göre Zemzem suyu diger
sulara göre cok daha az kükürt tasimaktadir.
2-) Yine ayni arastirmaya göre diger sulara göre cok daha besleyicidir ve
cok daha fazla mineral barindirmaktadir.
3-) Kaynagi henuz bulunamamistir. Nereden geldigi su anki teknolojiye göre
bile bilinemiyor.
Yakinlarinda hicbir kuyu yok ve denize de 80 km uzaklikta. Bu sartlarda
suyunu denizden veya baska bir kuyudan almasi
imkansiz. Nasil oluyor da yillardir suyu bitmiyor, bunu kimse bilmiyor.
4-) Açl1g1n1 gidermek için içen ki_inin açl1g1n1, susuzlugunu gidermek için
içenin susuzlugunu giderir.
5-) Sadece 1,5 metre derinligindeki ufacik bir kuyudan çikan su, hac
mevsimi boyunca milyonlarca hacinin tum su ihtiyacini
karsilamakt adir ve hicbir zaman ne azalma ne de kuruma
gostermemektedir.
6-) Dunya Saglik Orgutu (WHO)`nun raporlarina gore Dunya`daki en icilebilir
ve saglikli sulardan biri.
7-) Amerika`da yapilan test sonuclarina gore Dunya`da icinde mikroorganizma
ve bakteri bulundurmayan TEK su zemzem suyu.

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
27 Mart 2007       Mesaj #582
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kollarında eski balık dövmeleri
teodor kasap perhiz ahali içmez
Sponsorlu Bağlantılar
ay türkçe rakı çıkmıştır kapalı
ve geniş muhlis sabahatten'den
ayşe opereti ne güzel bir hiç

Üç yıllar var ki minyatürlere mahkum
teodor'un o eski balık dövmeleri
ay osmanlılaşmış abi tüfekçi olmuş
ve korkunç taş gülmekler muhlis'te
gibi merdivenli bir sokaklar uzatmış
çiçek bahçelerine kaçabilsin ayşe
atlı tramvaylarla ne güzel bir hiç

İşte o biçim gecelerde kucaklaşmış
getirir enflasyon arkadaşlarını
kova abdülhamit akşam gazeteleri
dağlar gibi yalnızlık ne güzel bir hiç.

(Yort Savul)

Ece Ayhan

tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
27 Mart 2007       Mesaj #583
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
BEN HAYATI SEVİYORUM

İçinde türlü sahtelikler olsa da
İnsanı aldatıp kandırsa da
Rüzgarına savursa da yıkılan hayalleri
Ben hayatı seviyorum.
Hayata yüreğimle gülümsüyorum.....

Sürekli bitişler başlangıçlar olsa da
Ayrılıklarla beraber acılar olsa da
Yüreğim sürekli yıpranmaktan bıksa da
Ben hayatı seviyorum.
Hayata yüreğimle gülümsüyorum.....

Ümitlerim hayallerim kalmasa da
Tutunacak dalım olmasa da
İçinde sevgi varsa
Ben hayatı seviyorum.
Hayata yüreğimle gülümsüyorum....

Hüzünlü gecelerim olsa da
Mazide anılar ağlasa da
İçinde aşk varsa
Ben hayatı seviyorum.
Hayata yüreğimle gülümsüyorum....

Hayat çok acımasız olsa da
Sevdiğini koparıp alsa da
Seni çaresiz uçurumlara atsa da
İçinde aşk ve sevgi varsa
Ben hayatı seviyorum.
Hayata yüreğimle gülümsüyorum.....
....................................
Hümeyra Kıran
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Mart 2007       Mesaj #584
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sana, Bana, Vatanima, Memleketimin Insanlarina Dair

"Telgrafin tellerini kursunlamali.."
Boyle degildi bu turku bilirim
Bir de icime
-Her istasyonda duran sonra tekrar yuruyen-
Bir posta katari gibi simsiyah dumanlar dokerek
Bazen gelmesi beklenen bazen ansizin cikagelen
Haberler bilirim, mektuplar bilirim

Gamdan daglar kurmaliyim
Kayalari kelimeler olan
Kirk ikindi saymaliyim
Kirk gun huzun bosaltan omuzlarima, saclarima
Saclarinin akisini anar anmaz omuzlarindan
Bastan ayaga islanmaliyim
Gam daglarina cikip, naralar atmaliyim

Icimde kaynayan bir mahser var
Bu mahser bir de annelerin kalbinde kaynar
Cunku onlar, yun orerken pencere onlerinde
Ya da camasir sererken bahcelerde
Birden aliverirler kara haberini
Okul donusu bir trafik kazasinda
Can veren ogullarinin

Bir de gencecik asiklarin yureklerini bilirim
Bir dolmusta; yorgun soforler icin bestelenmis
Bir sarkidan bir kelime dusuverince iclerine
Karanlik sokaklarina dalarak sehirlerin
Beton apartmanlarin sagir duvarlarini yumruklayan
Ya da melal denizi parklarin issiz yerlerinde
Ornegin hint okyanusu gibi derin
Isyanin kapkara sularina dalan

Nice aksamlar bilirim ki
Karanligini
Bir millet hastanesinde
Dokuz kisilik kadinlar kogusu koridorunda
Basini kalorifer borularina gommus
Beyaz gisilerinden uykular dokulen tabiblerden
Haber sormaya korkan genc kizlarin yureginden almistir

Bir de baharlar bilirim
Apartman oldalarinda buyuyen cocuklarin bilmedigi
bilemeyecegi
Anadolu bozkirlarinda
Istanbuldan cikip, Diyarbekire dogru
Tekerleri
Yamali asfaltlari bir agustos susuzluguyla icen
Cesur otobus pencerelerinden
Bilincsiz bas kaymasiyla gorulen
Evrensen kadinlarin iki buklum capa yaptiklari
tarla kenarlarinda
Ciplak ayaklari yumusak topraklara batmis
irgat cocuklarinin
Bir ellerinde bayat bir ekmegi kemirirken
Diger ellerinde sarkan yemyesil bir soganla gelen

Yazlar bilirim, memleketime ozgu
Yigit koy delikanlilarinin
Incir cekirdegi meselelerle birbirlerini kursunladiklari
Birinin olu dudaklarindan sizan kan daha kurumadan
Ustune cehennem guneslerde mor sinekler
konup kalkan
Digeri kan-ter icinde yayla yollarinda
Mavzerinin demirini alnina dayamis
Yuregi susuzluktan bunalan
Icinden makushane cesmeleri akan
Ansizin parlayan keklikleri jandarma baskini sanip
Apansiz silahina davranan
Nice delikanlilarin figuranlik yaptigi
Yazlar bilirim memleketime ozgu

Guzler bilirim, ulkeme dair
Karsiliksiz kalmis bir sevda gibi gelir
Kalakalmis bir kiyida melul ve tenha
Kalbim gibi
Kaybolmus daracik ceplerinde elleri
Titreyen kenar mahalle cocuklari
Bir sicak somun icin
Yalin kat bir don icin
Dokulurler bulvarlara yapraklar gibi

Kadinlar bilirim ulkeme ait
Yurekleri akdeniz gibi genis
Solugu afrika gibi sicak
Gogusleri cukurova gibi mumbit
Dag gibi otururlar evlerinde
Limanlar gemileri nasil beklerse
Oyle beklerler erkeklerini
Yaslandin mi cinar gibidir onlar sardinmi umut gibi

Isyan siirleri bilirim sonra
Kelimeler ki tank gibi gecer adamin yureginden
Harfler harp duzeni almistir misralarda
Kimi bir vurguncuyu gece ruyasinda yakalamistir
Kimi bir soygun sofrasinda isikli salonlarda
Hirsizin girtlagina tikanmistir

Musluman yurekler bilirim daha
Kizdimi cehennem kesilir sevdimi cennet
Eller bilirim hasin, hoyrat, mert
Alinlar gormusumki vatanimin cografyasidir
Her kirisigi, sorulacak bir hesabi
Her cizgisi, tarihten bir yapragi anlatir

Butun bunlarin ustune
Hepsinin ustune sevda sozleri soylemeliyim
Vatanim milletim tum insanlar kardeslerim

Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adin gelmeli
Adin kurtulustur ama soylememeliyim
Cankusum umudum canim sevgilim.

Erdem Beyazıt
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
31 Mart 2007       Mesaj #585
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Fırtınadan sonra

-Niyazi Nihat'a-

Gökyüzü bulutsuz mavi bir ülke
Çırpınır köpükle lacivert deniz
Karşıki sahiller bir renksiz gölge
Her taraf uyuyor her taraf sessiz

Siyah kayalarda bükülmüş beli
Ak saçlı ana gözleri nemli
Ufukta bir küçük beyaz yelkenli
Görünce semaya açıldı eli

Tam bugünle dört gün oldu gideli
Oğlum Hasan daha hala gelmedi
Poyraz vardı deniz olmuştu deli
Gitme dedim gitme o dinlemedi

Anne bu poyrazın üç gün elinden
Aç yattık katıksız ekmek yedin sen
Südünü hiç helal eder mi ana
Onu aç yatıran nankör oğluna

Kocamı da yediydi aç gözlü deniz
Kundakta oğluma ağladım sessiz
Oğlumu ayırma benden Allahım
"Hasan"ı isterim senden Allahım

Duası bitmişti indi kayadan
Dedi: Acır bana elbet Yaradan

Günler böyle geçti gelmedi oğlu
Matemli gözleri yaş ile dolu
Bir sabah Ayşe'yi buldular ölü
Kınalı saçları köpük örtülü

Nazım Hikmet
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
31 Mart 2007       Mesaj #586
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
ŞEHRİ GEZERKEN

Ya Üç şerefeli, ya Eski Cami,
Ya Sultan Selim, ya Sultan Süleyman,
Geziyorum burda sabahtan beri,
Sürüklüyor beni tarih ve zaman.

Boş sokaklar, hüzün, vehim, heyecan...
Sanki her şey birden unuttu beni;
Asesler geliyor işte arkamdan,
Kovalıyor beni bir yeniçeri.

Kaçıyorum, şurda ulu bir çınar,
Ötede yolumu kesen bir konak;
Ne tarafa gitsem beni kovalar,
Ucu topuğuma değen bir mızrak.

Nereye yönelsem, kime sığınsam
Kafesler örülü, kapılar kilitli.
Bir mescit, önünde yaşlı bir imam,
Kapıyı çekince o da seğirtti.

Şurası bir terzi, şurası berber,
Şurası bir fırın, şurası kapan.
Bu kadar ahali nereye gider?
Nerede saklanır bu kadar insan?

Şurası havuzlu kahvehaneydi,
Burada sohbetler, sazlar olurdu.
Buraya gelince dizim kesildi,
Ben durdum, arkamda bir ayak durdu.

O zaman öğrendim: Meğerse Hünkar
Gelirken, görmeye çıkmış Edirne;
Şehri gözetleyen karakulluklar,
Arkamdan soruyor: Burda işin ne?

Yavaşça arkama döndüm o zaman,
Omuzumda gördüm bir bildik eli.
Ansızın silkindim derin hulyadan,
Ben, tarihte eski bir Edirneli.

AHMET KUTSİ TECER
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mart 2007       Mesaj #587
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..

Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..

Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..
''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..

Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..

Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım..

Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...


Can YüceL
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
31 Mart 2007       Mesaj #588
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
EVRENİ SEVMEK Kİ

Aç mısın kardeşim, gel olanı bölüşelim,
Ama şiirlerimle seni doyuramam ki;
Ta, yıldızlara değin uzansa bile elim,
Daha ötelerine, daha... buyuramam ki.

İnsanı insan diye sevmişim, hep severim;
Ve onu tanrılara karşı bile överim.
Ben bütün bir evreni sevmişim; alın terim
Var evrende; öz, üvey diye ayıramam ki.

Güzellikleri alır satarım, gel işim bu.
Güzel tellalıyım ben; alan var mı? neşem bu.
Güzelle yüceltirim insanlığı, işim bu,
Çirkini, kabayı ve hamı kayıramam ki.

İnsanoğulluğunu kulluk diye almışsın!
Düşüncenin orakla biçilmesine karşın
Bir geleceğin dulda düşlerine dalmışsın;
Bu derin aldanıştan seni uyaramam ki.

Kim zafere erecek? Zafer ne? Bir akşamda
Güneşi bağlamaksa geceye karşı, ya da
Haykırmaksa, gür... varım, bir güldür açan, ama
Kini bir hançer gibi kından sıyıramam ki.

Hep Tanrı mı gerek, ey tapınağı dünyanın,
Özgürlükler üstünde?.. Bir yüce aramanın
Yıldızsal kulesinden sesleniyorum: kalkın!
Duyuramam ki ama beni, duyuramam ki..



AHMET MUHİP DIRANAS
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
1 Nisan 2007       Mesaj #589
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Hayata Dair....


Bir siyah kasketim var kafamda,
Eski bir siyah palto üzerimde,
Bir siyah daha,
Topukları kopuk ayakkabılarım.
Yürüyorum bu şehrin dar sokaklarında.
Umut kırıntılarım var her yerde,
En çokda fırınların önündeki kaldırım taşlarında.
Yalın herşeyim şu yaşamda.
Her insan gibi sadece kendim özelim.
Yoksul yaşamak ayıp değil'ki,
Çok zenğindir bizim,
Benliğimizde taşıdığımız maneviyatımız.
Hayata Dair çok şeyler buldum,
Çok şeyler verdiğimi düşünüyorum.
İnsanlık elden ele dolaşan bir bayrak olmalı.
İnsanlık ölsede ruhu kalır,
Hayatın anlaşılır yanı var.
Bu hayat'ta denenmek,
İyi amellerle hazırlık.
Hayatın amaçı değil mi? Bu,
Hayat yolunda birgün,
Fakirde olsa göç edip gitmek.
Bedenim yoksulluktan çürüsede,
Ruhum cennetlik.....


Yusuf Kemal Çetin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Nisan 2007       Mesaj #590
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
30.3.2007 - Aşk

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı,
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun oturmuştu
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu

Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullular
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydiki sevmek
Ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bırakasalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.

Cemal Süreyya

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri