Arama

Hayata Dair - Sayfa 61

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 268.576 Cevap: 1.657
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
6 Nisan 2007       Mesaj #601
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi

Hayata Ve Hüzünlere Dair

Sponsorlu Bağlantılar


Yağmurlu bir gündü. İçimizdeki kayıp kentlere, asla ehlileştirilemeyen
bakışlarımızın ateşinin isyanını haykırıyorduk. Ölümün tüm acımasızlığıyla teslim aldığı bedenlerin çaresizliği gibi damlıyordu alnımızdan bir bir hatıralarımız. Kanayan yanlarımızı sarmaya çalışırken, içimize ıslak tenimizin yorgun teri dökülüyordu. Ellerimizle yüreğimize daldıkça yaşanan onca acılarımıza karşı, direniş dinamiklerimiz iflas ediyordu sanki. Eşsiz yanan bir ışığın karanlığa düğümlenmesi gibi teslim aldı bizi zaman içinde sessiz yaşadıklarımız. Onca yaşanan ve dilimizde defalarca tekrarı söylenen hüzünlü melodilere biat etme yerine, baş kaldırıyı tercih etmiştik. Ve bu başkaldırı yazgımıza karşı bir intikam değildi. Belki de tenimizde yeni bir ölüm yaşama telaşıydı yada yeni bir ölüm yaşama hazırlığı. Ölmek ve gökyüzünün bizim için söyleyeceği yeni şarkılara uyanmak istiyorduk. Bunun içinse kaç tane yıldızın duasını almamız gerektiğini yada kaç kutsal meleğin gücünde yakarışta bulunmamız gerektiğini bilmiyorduk. Yinede ne olursa olsun, bir yerlerde yaşanılan baharlardan taze bir gül kokusu geliyordu burnumuza ve hızlı adımlarla gitmeye çalışıyorduk gül kokusunun geldiği yere doğru. Avuçlarımızda biriken sorunlar konuştukça hafifliyor, kirpik uçlarımızdan süzülür gibi yer küreye karışıyordu ve biz göz bebeklerimizde yenileniyorduk.

Yiğit bir savaşçının soluğundan dökülürcesine benliğimizi arıyorduk kelimeler arasında. Dertlerimizi saldıkça o yiğit bakışlara, kızıl bir gül açıyordu sanki yüreğimizden süzülen umutlarda ve alnından öpesim geliyordu iki dağ arasında ölen savaşçıları.

Dökülen, çürüyen ve eskiyen bir çok hatıranın esir aldığı bir bedenin orta derecede akan gözyaşları olarak, hafızamıza biriktirdiğimiz ve bilincimizin altına kazıdığımız daha az hüzünlere giden yolu arıyorduk. Uzaklarda bir yerlerde, örtüsüyle gizli olan mavi bir hayatın bu onurlu duruşumuza göz kırptığını iliklerimde hissediyordum. Belki de bu hislerin bilinciydi bizi hayatın ipine sımsıkı saran. Geçtiğimiz tozlu yollara iki beden uzandığımızda, gelecekte bizleri karşılaması muhtemel mutsuz birkaç kaldırım taşının o kadarda yaşanılmaz olmadığını o anki gülümsemelerimizden anlıyorduk. Gözlerimizde bir çok göz yaşından arta kalan nemli izler vardı belki. Her şeye rağmen hayatın ve yaşamın ismini çizmiştik yüzümüzün acılarla dolu hatlarına. Ve olgularımızla yüzleşmek için bir dahaki mart ayını beklemeye hiç de niyetimiz yoktu. Bu halimizin akıl yada bilim yoluyla bir açıklamasını aramıyorduk. Çünkü aşkın bıraktığı hüzünlere dair yaşamların ilim yada akıl yoluyla açıklamaya elverişli olmadığını biliyorduk. Mavi yaşamlarda gizli bakışların seyrinde, evrenin sonsuzluğuna büyüyen asırlık çınarın özgür gölgesine uzanır gibi, ölmeye yada tükenmeye yüz tutan tüm yanlarımızı yeni bir yaşam ateşi sarmıştı. Alışkanlıkların, yüzeysel tutsaklıkların ilkel ve gerçeklikten uzak olan yanını aşk diye sananların tekrarının bir daha olmaması dileğiyle. Olursa böylesi yaşamlar, mutluluğu kısmen hüzünlerimizle soluyarak bu hayatların doku örneklerini incelemeye alıp genlerine baktıktan sonra, bir sonraki hayatlara daha onurlu doğmalarını sağlamak amacıyla, ey hayata ve hüzünlere inananlar gün ışığına çıkın artık.


Orhan Demirtaş

NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
7 Nisan 2007       Mesaj #602
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
KIRIK BİR KALBİN ÖYKÜSÜ


Sponsorlu Bağlantılar
Güzelliğin olmasaydı aşkı anlamayacaktım. Aşkın olmasaydı güzelliği hiç bilmeyecektim. Ve her GÜLE bir BÜLBÜL olayım AŞKA öteyim.

Uzattım ellerimi ay ışığına bir tutam pırıltı aldım diğer elimle bir yıldız kopardım gökyüzünün dalından onlardan taç yaptım başına. Kaf dağının arkasındaki güneşi ektim yollarına yeşersin diye.

Karaca dağda yanan çoban ateşine yazdım son mektubumu nameleri aksın her gece rüyalarına. Uzaklar çağırır beni sensizliğe soğuk sessiz bir toprak düşer üstüme kırılgan bir parçanın notaları zincirlemiş beni yarınlara öksüz kumrular saçtım.

Gece karanlığındaki sokaklara sensiz ve sessiz yalnızlık bıraktım. Soğuk bir kış günü bir tutam kar aldım elime diğer elimle bir sarı karanfil ve bir çam kopardım toprağından onlardan süs yaptım mezarıma.

Gidiyorum yanakları yağmurlara bulanacak yarim mavi gecenin dalından bir yıldız kayıyor alacakaranlığın küskün şafağına hoşça kal ağıtlara bulanacak SEVDİĞİM.

Artık gitmem gerek bu şehirden gidiyorum ÇÖL GÜLÜ mavi semaların körerdiği bu şehirden hayatın acı verdiği bu dünyadan gidiyorum hayal dünyamda aradığım mavi gizem gözlerinde kaldığı için gidiyorum ölümsüzlük bahçesine

Güneşin batışına bakışımızı ve kara gözlerindeki gizeme bakışımı beraberimde götürüyorum acılarla. Ama son nefesim sende kalacak bunu da biliyorum

Biliyorum gitme diyeceksin ama geride bıraktığım göz yaşlarını da yanımda götürüyorum ama şunu da biliyorum senden ve şu fani dünyadan ayrılığın ölüm bile olsa mavi bir ölüm olacağını.

DILGEŞ MERİK

maipoem - avatarı
maipoem
Ziyaretçi
7 Nisan 2007       Mesaj #603
maipoem - avatarı
Ziyaretçi
HAYAT GÜL KOKULU BİR SAĞANAK YİNE

gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı
ne varsa uçurumlar eşiğinde
hüzünlerle yalpalayan ne varsa
gözlerimin önünde

ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
birşeyler anlatmak istiyor hayat
ve alıp götürmek bir şeyleri kurt sofralarına
gün batıyor
gün batıyor bukağısı paslı bir sevinç oluyor yalnızlığım

unutuyorum sevgilim suretini
durgunluğun “niçin”di unutuyorum

gün batıyor ürkek yıldızlar dolanıyor yalnızlığıma
umurumda değil ne yağmur ne ayaz
ne de ker*** kokusu havada
unutuyorum/sabaha/kadar/ gün batıyor
sonra bir akasyayı okşuyor gözlerim
geciken sabahlara koşuyor kuşlar
gözlerimin önünde
ve hayat gül kokulu bir sağanak yine



Yılmaz Odabaşı
electra_mai - avatarı
electra_mai
Ziyaretçi
7 Nisan 2007       Mesaj #604
electra_mai - avatarı
Ziyaretçi
insan unutur...

gideni..
seveni..ve sevileni..
dert diye gözünde büyüttülerini
gecmez dedigi tüm caresiz günlerini..
gün gelir elbette
insan unutur..

unutmasaydi dayanamazdi
acilara katlanamazdi
gidenleri ugurlayamazdi
gözyaslari hic bir zaman kuruyamazdi..
insan unutur...

bugün yok olsak dünya dönmeyecek mi?
BEN gidersem sanki SEN özleyecek mi?
ölenle ölünebilecek mi?
insan unutur...

yeri dolmasada unutulanin
esi bulunmasada unutulanin
acisi dinmesede unutulanlarin
ve yalan olsada unuttum diyenlerin unuttugu
anlik bir avuntu olsada bu iki kelime
eger su serpecekse su yanan yüregime
o halde tekrarliyayim
israrla yazayim
INSAN UNUTUR

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
7 Nisan 2007       Mesaj #605
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Dostlar beni hatırlasın

Ben giderim adım kalır,
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir,
Dostlar beni hatırlasın.

Can bedenden ayrılacak,
Tütmez baca, yanmaz ocak,
Selam olsun kucak kucak,
Dostlar beni hatırlasın.

Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş, kim gülecek
Murat yalan, ölüm gerçek,
Dostlar beni hatırlasın.

Gün ikindi akşam olur,
Gör ki başa neler gelir,
Veysel gider, adı kalır
Dostlar beni hatırlasın

Aşık Veysel
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #606
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi

Hayat Ve Rol



Hayat çok kısa
İnanmazsan dön bak
Ardında bıraktığın yıllara
Vakit varken
Dolu dolu yaşamalı insan
Yoksa kim garanti eder
Bana bir gün daha.
Hayat denen sahnede
Bu oynanan son perde
Tekrarı yok istense de
Oyuncular, rollerini güzel oynamalı
Ellerinden geldiğince.



Sami Bağcı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #607
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen ve ben biz olamadık yar, nereye gitsem sen, hangi yöne baksam sen, her şarkıda andığım sen, her yüzde biraz daha sen, sen boyadım dört bir yanı, nefesimde bir tek sen..

Yokluğunun karanlık zindanlarındayım, bileklerimde aşkının prangaları, dizlerim tutmuyor gözlerim görmüyor, baktığım her yerde senden bir iz, ne yana dönsem adın takip ediyor...

Sen kokuyor tenim, kalbim sana ağlıyor...

Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi


Gözyaşımdan sakınırım seni her damlada yüreğime düşersin, gözümden kıskanırım seni, benden başkası görmesin, yüreğimden sakınırım seni, benden başkası sevmesin... Sensiz buralarda divaneyim, gönlümün çatısı yıkıldı viraneyim, mutluluk düş oldu avareyim, sensiz bu gönlü ben neyleyim...

Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi


Gözlerim senden başka göze deymedi, ellerim seni aradı gök kubbede, senin sıcaklığından başka sıcaklık bilmedi, yüreğim bir sana aktı kor ateşlerde, başka bir cana yanmadı, duy sesimi, bak gözlerime bu can sensiz hiç uyumadı...

Ayrılık; ateşten gömlek giymekmiş, yakan, kavuran, aşkına ruhunu adayan bu ateşten gömlek değil çıkarıp atayım, yeni bir ruh da canıma can katayım, gömlekten ateş giymişim, mümkün değil yüreğimden söküp atayım, seninle nefes alıp kendimi bulayım.

Akar suların çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi


Gel artık bu ayrılık yetti canıma, ben seninle güldüm, sensizlikte soldu gönlümün gülü... Seninle cenneti gördüm, sensiz cehenneme sürgün, gel son kez olsun seni göreyim, gözlerimde sen varken son nefesimi vereyim.

İstemiyorum sensiz doğan günü, tan vakti öten bülbülü, karanlık gecelerin mahkum sürgünü, sensizlik öldürüyor bu garip gönlümü...

Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi


Baharda çiçekler açmış bana ne, yaz günü susuz kavrulmuş gönlüm kime ne, yüreğim sensizliğin çöllerinde, dinmesin nefesin sen gelmedikçe....

Sen; bir dokunuşunla canıma can katan, sen yokluğunda kor ateşlerde yakan, sen son nefesimde dua olup akan, sen varsan ben varım...

Yokluğunda soluksuz bu can......
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #608
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Hayata Dair



Hayat yokluğumdan geliyor, yokluğuma akıyor...
Ruhum tehlikede,Karanlık,
Ve gece inmek üzere...

Parçalarcasına koşmuştu peşinden,Yalın ayak kanlar içinde
Çok geç kaldın demişti
Ona yetiştiğinde;
“Kendim kendine...

Harkulade bir gecede,
Tek tek söndürüp yıldızları..
Salyalarını akıtarak gezinen
Kuduruk kalabalığında beynimin,
Çarmıha germek her şeyi...

Ve çarmıhın kutsallığına inanmak, inandırmak..
Kanayan ruhumu.
....Cehennemi yaşadım yaşıyorum.
İnsanlar içimi boşaltıyor
Ben dolduruyorum...

Varlığa daldırmak işaret parmağını düşlerimin
Tadı yok,kokusu yok,rengi, adı yok
Ve yokluğa bir var eklemek uçarı
belki...

....Kıçından vurulmuş bir gece daha bitti.
Kanlı gözyaşları içinde.
Ve saçma sayıklamalarımla.

Bir ara televizyonu açmıştım
Değişik olduğunu zanneden zavallılar
Ve onları izlemeye giden diğer zavallılar
Uzaydan gelmiş yaratıklardan farksız
İletişim kurmak olanaksız...
Üzerine biraz komiklik ekleyip
Sıcak servis yapıyorlardı yine berbat bir çorbayı...
İnsafına tükürdüğüm reyting...
Kim izliyor bunları.?

Gün ışıdı
Nedense bir normallik var üstümde
Posta kutusu dolmuş
Elektrik kesme kağıdı
Su faturası
Gaz...
Bir türlü ödenemeyen yaşama hakkı
Ya da ödesende sonu gelmeyecek...
Ne olurdu yurtdaşı olsak bir günde bedavanın.

Delice bir düş
Acı bir gülüş
Bir film karesi hayat;
Ama sihirli.
Sal düşüncelerini aksın
Bir kızılderilinin yağmur dansında ıslansın.
Koptum dört nala koşuyorum
Dizginleyemeyecek kadar sarhoşum.
Gözlerin
Hapsolmuş sihirli bir kutuya
Beni görmeyecek kadar onlar olmuş....
Onlar; sen, ben hepimiz olmuş


Ben Büyüdükçe büyüdü sorunlarım
Akıllandıkça arttı düşündüklerim
Kazandıkça yitirdim
Artıkça azaldım
Anladım ki yaşamak için
Çocuk kalmalıymış bir yanım.
Hüseyin Doğan
tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
10 Nisan 2007       Mesaj #609
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
Alıp başını gitmek istersin.
Bilmediğin, bilinmediğin,
Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...
Biraz ürkek düşünürsün...
Biraz kekeme....

' Üstüme gelme hayat!
Bundan sana ne...? ! '

Kekemeliğin korkularındandır...
Giderken bile; gidene değil de
Geride kalana aklın takılır...
Bir yanına yatarsın ' git.. ' der
bir yanın ' kalmalısın... '
Geceleri hep uykusuz kalırsın...
Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...
Gitmeden daha
Sen; gider gider gelirsin...

' Üstüme gelme hayat....
beni bilirsin....'

Kaldığın bu yerde
Harcadığın yılların gelir aklına...
Bir bir sayarsın...
Toplarsın, çarparsın,
Böler, çıkarırsın...
Bakkal defteri kadar kalın...
Bakkal defteri kadar karmaşa...
İçinden bin bir küfür
' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '
Farkedersin ki hayatı
Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...
Kabarmış hesabından kaçarsın...

' Üstüme gelme hayat...!
Daha neyi alacaksın..? ! '

Hep sevmişsindir aslında...
Hep ama hep sevmişsindir...
Birini sevmişsindir sonra...
Sonra birini daha...
Birini daha...
Daha....! ?
Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..
Gemiler gitmiş
Sen yorulmuşsundur...

' Üstüme gelme hayat....!
Gemi olmuşmusundur..? '

Kocaman bir mahalleden
Daracık bir sokağa.
Sokaktan ufacık bir eve
Evden odaya....
Yağlarından tiksinir gibi
Kurtulmak ister gibi
Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...
Gitgide yanlız kalmışsındır...
Yalın yaşanan gecelerde
Gitmekle kalmak arasında dolanırken...
Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...
Yalnız...Korkak...Kekeme....

' Üstüme gelme hayat...!
Kıyarım kendime....! '
Cafer YILMAZ
__________________
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
10 Nisan 2007       Mesaj #610
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Ya$amak... Soğuk ßir Kı$ Günü Sokakta tane Kokusunu Duyumsamak.
Ya$***... ßaharda Evinizin Önünde Açan Onca Çiçek Arasında ,ßir Uğur ßöceğiyLe MutLu OLmaktır.
Ya$amak... Kin Nefret Arasında ßoğuLmadan KaLabiLmek.OnLarın Üzerimize Sıçrattığı Çamura ALdırmaksızın Öbek Öbek Sevgi ÇiçekLeri Yeti$tirmek Kim ßiLir.
Ya$amak... Yeni Yeni ßuLu$LarLa Yeni Yeni UfukLara ULa$mak... Ay'a Attığımız İLk AdımLa ÖzenYapıp ßitirdiğimiz HeykeLe $öyLe ßir Yeniden ßaktığımızda O E$siz Tarif EdiLemez DuyguLarLa Co$mak.
Ya$amak... Hep ßeraber ßir Yumruk OLmak... ßu Yumruğu ßeLkide Hiçbir$eyden Habersiz Hiç Suçu OLmayan İndirmek ßeLkide İndiriLen Yumruğa Kar$ı KuLLanmak.
Ya$amak... ßir Yaprak Gibi Kendi Rüzgarına KapıLmak. Arkanda Senin Her SürükLeyi$inde Yüreğinden ßir $eyLer Kopan İnsanLara Aldırmamak Yada Rüzgarda ßir O Tarafa ßir ßu Tarafa Amaçsızca SavruLmak.
Ya$amak... ßir Yazarımızında Da ßeLirttiğimi Gibi " ßir Ağaç Gibi Özgür Ve ßir Orman Gibi Karde$cesine " Kim ßiLir.
Ya$amak...ßeLki ßir Pazar Sabahı Yada HüzünLü ßir Sonbaharda Hayata GözLerini Yummak...ßütün ßu TatLardan A$Lardan MutLuLukLardan Yoksun OLacağını ßiLe ßiLe ßir Yok OLu$un Huzurunu Duymak

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri