Arama

Hayata Dair - Sayfa 49

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 268.275 Cevap: 1.657
C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #481
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi
n0f afafafafafafqy5hz9
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #482
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ince kalpli dondurmaci
Arkadaşım Gayle dört yıldan bu yana kansere karşı yaşam mücadelesi veriyordu.
Sponsorlu Bağlantılar

Diğer arkadaşlarımla birlikte onu ziyarete gittiğim bir gün çocukluk düşlerimizden söz ediyorduk. Gayle başını pencereye doğru çevirdi. Gözleri çok uzaklarda, sesi sitem dolu
“Ben, kumandalı, kırmızı bir oyuncak arabamın olmasını isterdim hep, ama doğum günümde ne istediğimi söylersem; dileğimin gerçekleşmeyeceği korkusuyla hiç kimseye söyleyememiştim bunu. Bu nedenle de asla radyolu, kırmızı bir oyuncak arabam olmadı.” dedi.

Gayle’i ziyaretimden bir kaç gün sonraydı. Çok sevdiğim dondurmayı almak için sırada beklerken birden dondurmacının vitrinindeki kırmızı oyuncak arabayı gördüm.

Yanına da bir not iliştirilmişti:
"Dondurmanızı alırken vereceğimiz kuponu doldurmayı unutmayın, belki de çekiliş sonunda bu kumandalı araba sizin olabilir."

Hemen Gayle’in sözleri geldi aklıma. Bir kaç hafta boyunca sürekli dondurma alıp, verdikleri kuponları doldurdum. Hiç bir çekilişte de kazanamadım. Bu kırmızı arabayı mutlaka Gayle’e almalıydım.

Dördüncü haftanın sonunda artık çekilişte kazanmaktan ümidimi yitirmiştim.

Dükkan sahibi ile konuşarak bana bu arabalardan bir tanesini satmalarını rica ettim.

Dükkan sahibi dört haftadır hergün dondurma alıp, kuponları doldurduktan sonra büyük bir heyecanla çekiliş sonuçlarına baktığımın gözünden kaçmadığını söyledi.

Ardından da gözlerimin içine bakarak:
"Söyler misiniz, neden bu kadar çok istiyorsunuz bu arabayı ?" diye sordu.

Gözlerimden süzülen yaşlara aldırmadan ona arkadaşımdan söz ettim. Çok etkilenmişti.
"İstediğiniz oyuncak arabayı verdiğiniz adrese göndereceğim" dedi.
Yazdığım çeki masanın üstüne bırakarak , büyük bir mutlulukla evime geldim.

Ertesi günü Gayle’i ziyarete gittiğimde gözleri ışı ışıldı. Elindeki kırmızı oyuncak arabayı göstererek küçük bir çocuk heyecanıyla:
"Bak" dedi. "Bunca yıl bekledim ama nihayet dileğim gerçekleşti, hem de tam istediğim gibi !"
Ertesi günü postacı bir zarf uzattı elime. Açıp okumaya başladım:
"Sevgili Bonnie, annem ve babam da kanserdi ve ikisinide, altı ay gibi kısa bir sürede kaybettim. İkisi içinde çok çabaladım ama doğrusu dostlarımın sevgisi ve cömertliği olmasaydı hiç bir şey yapamazdım. Gerçek dostlarım olduğu için kendimi hep şanslı hissettim. Gayle’de senin gibi bir dostu olduğu için çok şanslı. En iyi dileklerimle. Norma"

Dondurma dükkanının sahibiydi mektubu yazan. Benim masasına bıraktığım çek de zarfın içindeydi.



Bonita L. ANTICOLA

C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #483
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi
siir10128 cbk

siir10128
Aynalardan sundum gönlümü sana
Ruhum gözlerinin rengine tutsak
Bir gece bir kuş gibi girsem rüyana
Eder misin bana sevdanı yasak?

Hayal, bir pencere, umut, bir ışık
Dünyam bir karanlık kutu gibidir
Sorma, kimin nesi bu deli aşık
Bir bakışın bile muştu gibidir.

Rüzgârı anlayan bilir öteyi
Can kuşum, yüzünü kalbime çevir
Delinsin gecenin, kanlı eteği
Bu bir korku devri, hüzünlü devir..

Uzak bir rüyânın iklimlerinden
Ebedi bir bahar bekliyor gönlüm.
Bir haber verseler bana derinden
Sonsuzluk müjdesi getirse ölüm.

Ruhum, öyle mahzun durma karşımda
Bir gün yıkılacak hicran duvarı
Zaman, bir heyûlâ gibi başımda
Peşime taksa da bir bir yılları.

Ürperti ve hasret içimi oymuş
Gözlerimin rengi, kırmızı şimdi
Doluya tutulmak demek ki, buymuş
Yağmur, damarımda bir sızı şimdi.

Sensiz bir harabe gibi yüreğim
Ne güneş doğuyor üstüme, ne ay
Sen gül ki, yüzüme ben de güleyim
Yüreğim seninle süslü bir saray...

Nurullah GENÇ





C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
26 Şubat 2007       Mesaj #484
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi
KIRÇİÇEĞİNİN ÖLÜMÜ

Seni yolda buldum,
Hem koparıp, hem de atmışlar.
Oysa; ne canlı,
Pırıl pırıldı renklerin
Sen, koparılmadan önce.


Kaderi bana benziyen kır çiçeği
Gizleme n'olur gözlerini.
Ağlıyorsun...
Yokluğuna içerliyen
Dağ öksüz, arı kızgın.


Dokunmaya kıyamadım
Ama okşadım, sevdim.
Sessiz bir çığlık
Büyüdü yüreğimde.
Bir damla yaş,
Süzülürken yanaklarından
Söylenmemiş şeyler
Yarım kaldı dudaklarında.
Kimse de duymadı sesini
Dağdan, kelebekten ve benden başka.


Anlatılması zor, tarifi güç
Koptu benden birşeyler.
Kırçiçeğim, bir zamanlar
Sen de yaşıyordun
Sevgililerin
Eline geçmeden önce...



M.Fatih ÖZTEMİR
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
26 Şubat 2007       Mesaj #485
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
dostluk10008gd9et1
C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
26 Şubat 2007       Mesaj #486
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi
29z450161by5cjas0
C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
26 Şubat 2007       Mesaj #487
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi
siir10074 cbk
siir10074

LEYLÂKLARINI ANLATIYORUM


Leylâk getiriyorsun bana güneşli bir gün
Onu saçlarından topladığın belli
Bir leylâk bahçesisin karşımda

Böyle kucağında kalsa daha iyi
Bir vazoya bırakıp gidiyorsun
Sen gidiyorsun leylâklar kalıyor mu sanki
Önce renkleri gidiyor arkandan
Nesi varsa gidiyor soyunarak

Her vazoya baktıkça karşımdasın ne tuhaf
Her kokladıkça dönüp dönüp geliyorsun
Düşünceler gibi filizleniyorsun gün geçtikçe
Yaprak yaprak geliyorsun
Leylâk leylâk bakıyorsun gözlerimin içine
Ölümsüz bir mevsim oluyorsun.

Rıfat ILGAZ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Şubat 2007       Mesaj #488
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu düzenli yaşamalar olmasa diyorum
Bu sabah kahvaltıları demli çaylar
Kızarmış ekmek dilimleri
Sonra giyinmek bir şey umarak aynalardan
Sonra düşmek yollara son otobüse yetişmek
Sonra çalışmak akşama kadar
Sigara dumanları beylik konuşmalar
Dört yanın taştan heykellerle dolu
Kime seslenirsen sağır
Ne yana bakarsan bir beyaz duvar
Sonra kulaklarında bu şehrin uğultusu
Alabildiğine bir bezginlik yüreğinde
Sonra o geçmek bilmeyen saatler
Sonra akşam
Sonra paydos
Sonra yalnızlık
Sonra keder
Bir gece başımızı alıp gitsek diyorum
Bir deniz kenarı mı olur
Bir dağ başı mı olur
Kaçsak bu kalabalıktan
Bir yer bulsak kendimize
Düzenli yaşamalardan uzakta
Bir yanımızda şehrin ışıkları
Bir yanımızda kucak dolusu yıldızlar
Orada hiç yemesek hiç uyumasa
Hiç düşünmesek yarını
Sonra unutsak sıkıntısını günlerin
Gecenin karanlığını
Sonra bıraksak kendimizi sevgiye erdemliğe mutluluğa
Her nefes alışta duysak yaşadığımızı
Sonra kaybolsak bu özgürlükte
Bu hazda
Bu derin aydınlıkta
Sonra sabah
Sonra paydos
Sonra kurtuluş
Sonra ölüm
featherrn6Ü.Y.O.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Şubat 2007       Mesaj #489
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Keşkleri Çıkardım Hayatımdan



Keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil artık
bana göre değil pişmanlıklar
keşkeleri çıkardım hayatımdan.
ben seni unuturum sevdiğim
ela gözlerini bir bardak rakıya gömerim
anıları içime
yıllar önce bir temmuz gecesinde
zamansız bir yağmur altında başlayan
o zamansız aşkımızı unuturum
ben seni unuturum sevdiğim
zaten hayat bir yalan.
gece ağır ağır sırtını vermekte sabaha
üzerimde eskiden kalma bir sevdanın yorgunluğu
yüreğimin kara kaplı defterinde
sararmış sayfaların arasında
bir adamın yıllar arkasında kalmış
suskunluğu var
ve küskünlüğü hayata
o ki kapanmış bir kapı umutlarıma
çaresizliğe bir geçit
durma hadi gözlerimden de çekip git
çek git gecelerimden
bir daha girme düşlerime
kanıma girme artık
yeter git.
kimseler bilmez geceden başka yine yalnızım
sokaklar dolusu insan içinde
bir ben bir ben yalnızım.
gece ağır ağır sırtını vermekte sabaha
ne fırtınalar kopar yine içimde
bu sevda yakar yüreğimi
yıkar derinden
susar içimdeki ağıtlar
geceler inadına susar
ben susarım.
an gelir
zamanlar dolusu ağlarım
ağlarım çocuk gibi
ihanet karası gecelerde
kıvrandırır bir sancı
***** bir kurşun gibi
arkadan vurur yalnızlık
sabahlara kadar ağlarım
ağlarım ölesiye.
neden içi karanlıktı bu kadar gecelerin
neden geceler umut taşımaz sabaha
ve neden ağlatır beni bu uzun yolculuklar
yeter artık yeter
buraya kadar
keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil
bana göre değil yerli yersiz ağlamak
madem ki bir kez yaşanıyor bu hayat
kılıcımı çektim kınından
kuşandım cesareti
ve bitirdim esareti
gömdüm denizlere.
keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil artık
anladım ki insan her an sevebilir
mevsimsiz açan bir çiçek gibi
dirilir yeniden
keşkeleri çıkardım hayatımdan.
geleceksen bugün gel
yarın çok geç olabilir.

Şebnem Kısaparmak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #490
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yaş 35 yolun yarısı değil
O senin zamanındaydı Tarancı
Yollarımızı, yaşlarımızı şaşırdık
Ne doğduğu belli güneşin, ne de batışı
Ar damarı çatladı, değişti kalp atışı
Yitirdik neyimiz varsa güzelden yana
Bozuk para gibi harcıyoruz birbirimizi
Doğru olanı terk ettik, yanlışa saptık
Kardeş kanına buladık ellerimizi
Kimse kurtaramaz Tarancı, kimse bizi…
Zamansız yağıyor sakaklara kar
Mor halkalar koyu, çizgiler derin
İçimizde özlemi güzel günlerin
Sana dost olan aynalar bize yabancı
Genç ile ihtiyar farksız simdi Tarancı
Sular daha çabuk boğmakta insanları
Gökyüzündeki renkler daha başkalaştı
Ateş daha da çok yakıyor benliğimizi
Dert üstüne dert, acı üstüne acı
Kıyamet kopacak,
Kopmalıdır da Tarancı
Mevsimler değişti bir bir
Ne kışın kış olduğu belli,
Ne yazın yaz
Cenazeler, tarumar olmuş bahçeler
O kadar çoğaldı ki Tarancı
Üzüntüler bir anlık
Gözyaşları yalancı
Senin dediğin taht misali o musalla taşına
Koymaya değmez oldu insanlar
İstemez bundan böyle bu toprak bizi
Ellerimiz harama,
Dilimiz yalana alıştı
İnsanlıktan ırak kıldık kendimizi
Kimse kurtaramaz Tarancı, kimse bizi
featherrn6İlkan SAN

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri