Arama

Hayata Dair - Sayfa 96

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 268.608 Cevap: 1.657
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
1 Ekim 2007       Mesaj #951
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Yaşam da aynı
Gelen ve giden insanların telaşları,
Sponsorlu Bağlantılar
Küçük bir sevginin yarattığı
Mutluluk
Ve ayrıca
Küçük bir yıkımın verdiği çile de..
Hepsi aynı
Yaşamakla bitmiyor
Özümsemek gerek hayatı
Her soluğunda hissetmek
Ve burada
Bittiğinde ölüm
Merhaba diyebilmek,
Bilerek umut yakmak ışıkla; elindeki hayata…
Işık yetmezse,
Yeter belki bir bakış,
“yak artık ışıkları,
Gözlerim görmez oldu”
Dememek için
Biraz umut,
Biraz da mutluluk…
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ekim 2007       Mesaj #952
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Acımıyor HayatBir sıfır yenik başlamışız maça
Kalemimiz çoktan kırılmış
Sponsorlu Bağlantılar
Umudun ışığı yok önümüzde

Bizi böylesine itenler
Hesaplamamışlar uçurumun derinliğini
Düştüğümüz yerden tırmanmaya vazgeçmedik
Ama kimse
Bize elini uzatmıyor

Şimdikiler sevginin cenazesini kaldırmışlar
Elinde bir demet çiçekle
Muhtaç oldukları ağlıyor
Karadelik büyüyor içimizde
Yutacağı zaman belli değil
Uçurumun kenarına mı gitsek
Ya da deniz kıyısına
Umutsuzluk var aklımda
Cerrahların kralı gelse düzeltemeyeceği
Bu kadar karışıklık içinde
Neden karınca değildik
Hayattan sorumluluğu az olan

Bir görevmiş hayat komutanın verdiği
Öyle zannetsinler diye
Bağıra çağıra emrettiği

Acımıyor hayat
Bİz ceza almışız
Emrah Manduz
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
3 Ekim 2007       Mesaj #953
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Aşık Olmadan Bir Düşün.....
Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu
fark edeceksin...
Sokağa fırlayacaksın...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar
küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan sağlık."
"Yaşamak güzel."
"Boş ver, her şey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksın...
Göz yaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"Ölüme çare bulundu" ya da
"Yarin kıyamet kopacakmış" deseler başını
kaldırıp Ne dedin?" diye sormayacaksın...
Yalnız kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
ikisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittiğin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksın...
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın...
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yasamak için direneceksin...
Hayatinin geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin....
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
Hiçbir şey oyalamayacak seni...
ilaçlara sığınacaksın...
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camin arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksin...
Bazen de "Hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak
isteyeceksin
...
Nafile...
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
Her sıçrayarak uyandığında onun adini söylediğini fark edeceksin...
Telefonun çalmasını bekleyeceksin...
Aramayacağını bile bile...
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
Yüreğin burkulacak...
Canin yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret
edeceksin...
Yasadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir aninin olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksın...
Buna yasamak denirse...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ekim 2007       Mesaj #954
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İsyan Değil

Soruyorsam neden doğdum
İsyan değil, isyan değil
Zehirini yudum yudum
İçiyorsam, isyan değil

Hep yastayım gülmek nerde
Beni o düşürdü derde
Hala bıraktığı yerde
Ağlıyorsam, isyan değil

Ne evim kaldı, ne yurdum
Ben hep bundan korkuyordum.
Sayesinde berduş oldum
Söylüyorsam, isyan değil

Nerde akşam, orda sabah
Perişan kalmışım eyvah
Tüm kalbimle binlerce ah
Ediyorsam, isyan değil

Kara toprak onu çağır
Yetiş gel, dünyadan ayır
Yanmasını cayır cayır
İstiyorsam isyan değil..

isimsiz kral
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
3 Ekim 2007       Mesaj #955
nünü - avatarı
Ziyaretçi
HARCAMALAR

Mektuplar aldım sevindim,
Birinde denmiş geliyorum
Öbüründe yazılmış geleceğim.
Bekledim bekleyorum.
Bir yaşam verdim.

Açtım bir başkasını,
Uzun-uzun yazmış gel.
Okumadan arkasını
Gittim gidiyorum
Bir başka yaşama bedel.

Biri demiş sen, biri demiş ben.
Seni ben anladım, beni sen.
Bir yaşam daha verdim
Beklerken, giderken, dönerken.

Kaldı elimde üç-beş mektup,
Üç-beş yaşam.
Bir onları da açsam okusam
Önceki yaşamları unutup
Ya beklesem, ya da gidip arasam.

Ne bir iz geliyorum deyenden,
Ne de gel yazandan.
Bunları düşünüp dururken
Bir yaşam daha gitti elimden
Başkalarınca saklamak varken.

Ama ben umudluyum bundan;
- Yüzümden, gözümden belli -
Umudu umudumla harcadığımdan..
Bundan sonra belki
Bir yaşam daha çıkar mektubumdan.
Özdemir Asaf
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ekim 2007       Mesaj #956
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HayattaHayatta;
Bir tek şeyde gözün var senin.
Para,Şan,Şöhret.
Hayatta;
Bir tek şeyde gözün var senin.
Yaşam,Eğlenmek,Gezmek.
Bunlardan da güzel,
Tek şey;
Aşık olmak...
Ama sen ne anlarsın bundan,
Hiç aşık olmadın ki!..
Ama bak ben biliyorum.
Hem de;
Seni seviyorum....
Hasan Uğur
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
4 Ekim 2007       Mesaj #957
nünü - avatarı
Ziyaretçi
ALTRO

Şarkı söylüyormuşum
Sokaklarda,
Görmüşler.

Yere yere bakıyormuşum
Yürürken,
Duymuşlar.

Sonrasını kendileri uydurmuşlar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ekim 2007       Mesaj #958
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aslında HayatAslında hayat
İnançla verilen eyvallahın
Işıl ışıl yanan eyvahıdır.

Aslında hayat
Erkekleşmiş saç tohumunun
Dişileşmiş ağarmasıdır.

Aslında hayat
Pembe beyaz çiçeğini açan mart ayının
Mayıs ayındaki kırmızı lekeleridir.

Aslında hayat
Bach”ın notalarında gezinirken
Beynindeki tası delmeye çalışan tuşların
Birbirine ulaşma kaşıntılarıdır .

Aslında hayat
Ağızda çiğnenen markalı sakızın usaresinin
Midede uğradığı sukut-u hayalidir .

Aslında hayat
Birin , milyarlara sıçrayışındaki hamlenin
Cebirini ,kimyasının bozulmadan akıllıca yaşamaktır.

Aslında hayat
Vücudun otuz altı buçukluk normal ateşinde
yüreğinin ceylan gözler karşısında
kaynama noktasını yaşamaktır.

Aslında hayat
Kaybetmekten korktuklarının icmalinde
Sıralama yapabilme cesaretindir .

Aslında hayat,
Gönül tarlanda açan , son sandığın çiçeğin
İkinci , üçüncü şahıslardan gizlenme anlaşılmazlığıdır.

Aslında hayat ,
Bittiğini gördüğün aşkının
Ayrılık rüzgarlarındaki fırtınalarını yaşamandır.

Aslında hayat
Son durağım dediğin kahverengi toprağın
bozkırdaki şafak kızıllığıdır.

Aslında hayat ,
Ülkenin mapushanelerinden gardiyan gözetiminde
emanet maviliklere savurduğun
ıslah edilmemiş intikam külleridir .

Aslında hayat ,
Bir balıkçının oltasının ucuna taktığı bilimsel yemin
Av , avcı , aracı üçgeninde kar taneleri dolaşımıdır .

Aslında hayat ,
Çözümü zor görünen denklemlerin denksizliğinde
Onaylanabilen bir denkliği yakalamanın beyin oyunlarıdır.

Aslında hayat
Yaşamaktan korktuğun , yaşlı ölümün
Sendeki genç doğumudur.

Aslında hayat
Sevgililer gününde aldığın kırmızı şarabı
Duvarlarla paylaşmandır.

Aslında hayat ,
Sebze meyve saklanan dolaplarda
Çoraplarını bulmandır .

Aslında hayat ,
Çiçeğin özünde göremediğimiz renktir.

Aslında hayat ,
En güzel meyveleri yetiştirdiğimiz anda
Özünü yaşamaktan korktuğumuz bağbozumudur.

Aslında hayat ,
Tenin içinde hergün katlettiğimiz anka kuşunun
Tenin dışında küllerinden kendini yaratma gayretidir .

Aslında hayat ,
Emmeye doyamadığımız üretkenin memelerini
kör kuyular gibi köreltmekdir .

Aslında hayat ,
Güneşini görmemeye çalıştığımız gündüzlerimizin
karanlığındaki kesik kesik tekil ışıklardır.

Aslında hayat ,
Aşk ve umut ikizlerinin
Dışımızda oluşan yaşantımıza döktüğü lavralardır.

Aslında hayat ,
Bir kirpinin dikenlerinin altında yatan
Yaşamaya dair yürek çarpıntılarıdır .

Aslında hayat ,
Loş ışık altında beynimizin çizdiği ütopik çizgilerin
aydınlıkta görülen farklı kalınlıklarıdır .

Aslında hayat ,
Yarattığımız bir sürecin şafağındaki yuvasından,
bize uzattığı gül dalının uzunluğudur .

Aslında hayat ,
Bir yaşın , ardındaki yaşa emeklemesidir .

Aslında hayat ,
Karanlığın sakladığı özelliklerin ,
Aydınlığın kümesindeki özelliklere katılımının
doğum sancılarıdır .

Aslında hayat ,
Önem vermeden bir sonraki günü görmek için
Koparttığımız takvim yaprağının püf noktasıdır .

Aslında hayat ,
Kendi mastürbasyonumuzla sancısız doğurduğumuz
rutubet yarasalarıdır .

Aslında hayat ,
Üzerine konmayı ihmal ettiğimiz keyif tünekleridir.

Aslında hayat ,
Çözmeyi , başkalarına bıraktığımız bulmacalarımızın
Ortaya çıkmayan gizemli kelimenin sözlükteki adıdır.

Aslında hayat ,
Fail-i meçhul cinayetlerimizin yargılanmayan arsızlığının
ipuçlarıdır.

Aslında hayat ,
Yaşamın en dinç ayının ,
Son zamanlarına fırlatılan nurudur ...

Aslında hayat,
Tırnak uçlarına yakalanan kuşun kurtuluş çırpıntılarıdır.

Aslında hayat ,
Kendimizi , kazanmaya hazırladığımız şans numaralarının
Kaybetmeye hazır olmadığımız şans numaralarıyla flörtüdür.

Aslında hayat ,
Kendimizi arayacağımız /bulacağımız yeri gösteren
kullanımı en kolay detektördür.

Aslında hayat ,
Yüreğimizin sıcaklığının ,
İhtiraslarla kaybettiğimiz hararetidir .

Aslında hayat ,
Bize verilen en güzel isimin ,
Erdemle taçlandıracağımız soyadıdır .

Aslında hayat ,
Sayı doğrusunda , sonsuza uzanan bizlerin ,
Çığlık çığlığa azalttığı senleri , benleriyizdir .

Aslında hayat ,
Zorlukların merdanesinde kolaylıkla açılan
Yarınların inceliğinin yufka kalınlığıdır .

Aslında hayat ,
Dünyanın herhangi bir yerinde yaşamanın
Bedelini ödediğimiz çekirge sıçrayışlarıdır .

Aslında hayat ,
Bir başak sapındaki üçüncü sıçramada
Kırk ayağa yakalanan yengecin yıldız falıdır .

Aslında hayat ,
Tenimize zamansız düşen yağmur damlalarının
Yapraklar üzerindeki efsunlu yeşilliğidir .

Aslında hayat ,
Cebimizdeki metal paraların yarı çapıdır.

Aslında hayat ,
Rakımı belirsiz istemlerimizin ,
Karşımıza ne zaman çıkacağının belirsizliğidir .

Aslında hayat ,
Karaborsada biletini aldığımız pembe filimin
Akborsa perdesinde seyrettiğimiz zifiri karanlığıdır .

Aslında hayat ,
Millerce öteden çizdiğimiz denizin
Bir türlü tutturamadığımız mat lacivertliğidir .

Aslında hayat ,
Yapmakla , yapmamak arasına sıkıştırdığımız
Taşımaya zorunlu olduğumuz görünmeyen ağırlıktır.

Aslında hayat
Pişmanca sürdürülen bir yaşantının
Pişman olunmayacak bir yaşama kare kare aktarımıdır.

Aslında hayat ,
Aşk apartmanının zemin etüdünü ,
Ayrılık depreminden önce yapmaktır .

Aslında hayat ,
Soluk soluğa yaşanan tesadüfleri ,
Bir maceranın kalp atışlarının yoğun temposunda Karşılamaktır.

Aslında hayat ,
Bir yavrunun anasının memesini emerken
Meme ucunda o yavrunun geleceğini hesaplamaktır .

Aslında hayat ,
Birkaç tane baldırı çıplak(!) militanın attığı adımlarda
Milim milim dünyayı zorlamasının
Gönüllü katlandığı işkencelerdir.

Aslında hayat ,
Yorgun birleşmelerin ardından gelen uykularda
Bir çift bedenin özgürlüğe sere serpe fırlatılışıdır .

Aslında hayat ,
Geç gelen mutluluğun mahremiyetinin
Üçüncü şahıslardan saklanmasıdır .

Aslında hayat ,
Aşkın odak noktasında durup , sevgiliye hoşçakalı
Gözleriyle söyleyebilmesidir .

Aslında hayat ,
Kitabın içinde yazılı yazısızlıktır.

Aslında hayat ,
Rafta duran albenili vazonun eğretiliğidir.

Aslında hayat ,
Malzeme bolluğunda yaşadığımız malzemesizliktir.

Aslında hayat ,
Masörsüz masajın yavaşlığında gevşemedir .

Aslında hayat ,
Beklenen evet depreminin , hayır şiddetidir .

Aslında hayat ,
Senin olmayan savaşın , havasına sıktığın kurşundur.

Aslında hayat ,
Yaşamımızın bir bardak suyuna düşürülen bir damlasının
dudakları ıslatan son damlasıdır.
Aslında hayat, Gece yarısı bombalamalarının latin demokratikliğinin
tarzancasıdır .

Aslında hayat ,
Ortadoğu kanamalarının hürriyet meydanındaki mitingidir.

Aslında hayat ,
Zor kabullenmelerin silahı ile donatılmış isyanlardır .

Aslında hayat ,
Ortadoğu evine pencereden atılan bebe katlinin
demokrasi (!)bombasıdır.

Aslında hayat ,
Çocuklarımızın ve sevdamızın göğeren başak uçlarında
yetersizliğin boğazımıza takılan allerjisidir .

Aslında hayat ,
Her türlü dönekliğin ruhuna okunan aldırma gönüldür.

Aslında hayat ,
Neyi arıyorsan , özlüyorsan ,sorguluyorsan O”dur.

Aslında hayat ,
Viskideki patatesin ,rakıdaki anosanın ,şaraptaki üzümün,
biradaki arpanın ABeCesidir.

Aslında hayat ,
Gerçekteki düşün , canına can katımıdır .

Aslında hayat ,
Bir nefesin bir nefese verdiği ; milyon ,milyar cesarettir .

Aslında hayat ,
Bir kurşun kalemin kurşunlara karşı çizdiği net çizgilerdir.

Aslında hayat ,
Yaşarken yedi , ölürken onüç rakamının ortalaması
on üzerinden on mudur ?

Aslında hayat ,
Bir gaz çıkarımının karambolünde , kirlettiğin donunu
aleni kendin yıkamandır.

Aslında hayat ,
Yavrularını yiyen nankör kedidir .

Aslında hayat ,
Can üniformasının üzerindeki apoletlerdir .

Aslında hayat ,
Her beden ve beyinin mezarının
baş ucundaki mezar taşlarının ,
sonradan yazılan ifade tercihinin
yıllar sonraki mantığıdır ...

Aslında hayat ,
Yazın güneşte , kışın ayazda kuruttuğu
hazan yapraklarıdır .

Aslında hayat ,
Gönül masasında rakseden oryantalın
yalancı oynamalarıdır.

Aslında hayat ,
Bir hayat şiirinin dinlenmesi için açılan
korkak telefon çaldırmalarında
Telefonu meşgule düşürmektir .

VE ASLINDA HAYAT ,
SENDEKİ BİR ÖLÜMÜN BENİ YARATAN DOĞUMUDUR .
Dinçay Doğar
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
5 Ekim 2007       Mesaj #959
nünü - avatarı
Ziyaretçi
İSLİ

Bir daha doğurun beni
Annemin sesinden…

Evine dön yalnızlığım, narın
Çatlayan sabahından tuttum
Eğildim suya bir yaz, boynundan
Toplumun toplama kampları sis
Kaygıdan kaygıya geçerken arkasız
Bir mahallede yalınayak çingene
Duyuşumsun ruhumun kökü, gerisi is

Yara burcuyum, iç sözümde susar göz
Bebeklerin yurdu kalbin, tuz telâş
Yanar sobada, mask gerili onca yüz
Sünmüş mutluluk, sesli ağlıyorum
Emsin dirimi sessizlik

Yalnızlığım dışarı çık..!

Kent uçuşuyor başımda, değiniyorum
Dudaklarına, nergis açmış tülbent izi
Ellerim, çaylak çingene neyleyim
Kırmızı rengini kana sunmuş
Doğmam bir daha!
Ama bir daha doğurun beni
Annemin sesinden
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ekim 2007       Mesaj #960
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İNTİHAR..

el falı avuç içinin yazgısı
kader çizgisi, ölüm deja vu
ayrılışlar, ayrılışlar, yaşanmamışlıklar
yanlızca bir kadehi içilmiş yetmişlik
intihar.

Murathan Mungan

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri