Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 133

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 554.486 Cevap: 2.787
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #1321
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Sensiz Aşk Sonsuz Aşk

Sponsorlu Bağlantılar

Değil senin için yaşamak ölmek,
sen alın yazımsın hep sonsuza dek,
sen eski bir ruyam hatırımda kalan,
uykuya daldığım görsem görmesem.

Açık ver gözlerinle hiç aldatmadan,
gizli kalan saklıdır ebedi aşktan,
göstersin bakışların hiç anlatmadan,
susdukca çığlık olsun aşk isyanından.

Süstür elem keder ayrılığımıza,
mabedmi aşkımıza şu yalan dünya,
küstür baharları küstür yazları,
zamanmı doğurdu böyle aşkları,
böyle bir aşkı.
Ertugrul Ergenay

kerberosss - avatarı
kerberosss
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #1322
kerberosss - avatarı
Ziyaretçi
Sana Bakmak Allaha İnanmakTırHerşey yapılabilir Bir beyaz kağıtla Uçak örneğin, uçurtma mesela. Altına konulabilir Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için Sallanan bir masanın. Veya şiir yazılabilir Süresi ötekilerden kısa Bir ömür üzerine.. Bir beyaz kağıda Herşey yazılabilir, Senin dışında.. Güzelliğine benzetme bulmak zor, Sen iyisimi sana benzemeye çalışan Herşeyden: Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor. Belki tabiattadır çaresi Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin.. Ve benim Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim.. Anlarım bitkiden filan Ama anlatamam Toprağın güneşle konuşmasını Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok.. Köklerim içimde gizlidir Gelen giden, açan soran, bere budak yok Bir şiir istersin "içinde benzetmeler" olan Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel birşey yok Uzun bir yoldan gelen Tedariksiz, katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu Herşeyi anlattım.. Olan olmayan, acıtan sancıtan.. Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Severadım gelirdim Gözlerinin mercan maviliğine.. Sana bakmak Suya bakmaktır.. Sana bakmak Bir mucizeyi anlamaktır.. Sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır Aşk sorgusunda şahanem Yalnız kelepçeler sanıktır Ne yazsam olmuyor Çünkü bilenler hatırlar.. Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar Bahçıvan değil tüccarlardır Sen öyle göz, Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı Sen teninde cennet kayganlığı iken, Sana şiir yazmak ahmaklıktır.. Bir tek söz kalır Dişlerimin arasından Ben sana gülüm derim Gülün ömrü uzamaya başlar Verdiğim bütün sözler Sende kalsın isterim Ben sana gülüm derim Gül sana benzediği için ölümsüz.. Yazdığım bütün şiirler Sana başlayan bir kitap için önsöz Sana bakmak Bir beyaz kağıda bakmaktır. Her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır.. gördüğün suretten utanmak.. sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır.. sana bakmak Allah’a inanmaktır.
Sponsorlu Bağlantılar
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #1323
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Ben seni bir gün unutmak sevmedim oysa sen.....”


Bir akşamüstü yine seninle düşüyorum devrik cümlelerin satır aralarına. Gidişini yaziyorum yine. Ardında yetim kalan yüreğimi kanıtıyorum her satırda..Gittin ve geride sadece yokluğunla hayat arasında sıkışmış bir adam yaşamakta bıraktığın sokaklarda .. Evimizin sokağa bakan tahta penceresinde kurumayı bekleyen binlerce gözyaşım sana kanamakta...Yırtılmayı bekleyen onlarca mektup gözyaşlarımda çığlık çığlığa ağlamakta.. Şimdi sensizim...Oysa bu aşka dair ne hayallerim vardı. Mutluluk adına ne resimler çizecektim...Sevda adına yaşayacaklarım vardı; nefesinle süregelecek bir hayatı senin ayak dibinde sonlandırmak..Son nefesimi, gözlerimde solacak hayatı senin dizlerinin dibinde yetim martılara bağışlamaktı.....Olmadı...Başaramadık; belki de sadece ben başaramadım..Gittin; cevaplarını en iyi senin bildiğin soruları bana bırakarak gittin..Şimdi öznesiz cümlelerin içinde acıyı taşımakta her bir kelimem.Artık sensiz geçen hayatın içinde ne anlam ifade eder ki bir ikindi vakti sessizce ölmem ? Ne fark eder ki....

Şimdi sevgim dudaklarında pişmanlık kelimeleriyle yan yana alırken; ben sensizliğin içinde yavaş yavaş kayboluyorum. Bu satırları yazarken yalnızlığın şakağına dayanmış bir mermi kadar soğuk ellerim... Bastığım her tuş ellerimden daha sıcak...Yoksun; bulutlarını kaybetmiş yağmur taneleri gibi çaresiz ve bir o kadar ıslak gözlerim..Sen beni unutsan da kapatsan da tüm hatıra defterlerini; ben sensizlikte bile senin yaşayacağım sevgili. Çünkü ben seni bir gün unutmak sevmemiştim ki; ben seni “ içinde boğulduğun ve savaşmak öte hep kaçtığın gerçeklerini bilerek” sevdim...Hem de seni “ senden çok “ severek sevdim...Seni ne kadar çok sevdiğimi- bir zamanlar Cenneti çizdiğim gözlerinin kenarlarına karakış habercisi olan yaşlılık çizgileri düştüğünde – anlayacaksın. Belki de son nefesini vermeden ayak uçlarına düşen kelebeğin gözyaşlarında fark edeceksin seni hangi duygularda sevdigimi...Ama bir gün anlayacaksın....Şimdi tüm çığlıklarımı dindirip sensizliğe diz çökmek...Sensizlikte öznesi “ senin “ olmadığın cümleler kursam ne fark eder ki....

Hatırlar mısın senden önceki hallerimi ? Hayat mektebinde ayrılıktan sınıfta kalmış bir adamdım ben. Bedeni yamalı, yüreği yaralı bir cümleydim ben.. Pansumanı bitmemiş nice yaralar vardı sözlerimde...Tüm cümlelerim devrik..Tüm sözlerim yarım...Kanadı kırık bir kuşun yaralarını sarıp yeniden kanatlanmak için kısa süreliğine dinlendiği sığıntı yeri değildi yüreğin..Canım sıkıldığımda oynayıp gerçeklerime döndüğümde geçmişin duvarlarına fırlattığın bir oyuncak değildin sen....Sen benim geleceğe bakan yüzüm; sen benim mutluluğun altına düşülmüş koyu renkteki mührümdün. Sen benim kelimelere sığmayan ömrümdün...

Ben sana “ seninle bir ömür geçirmek için yüreğine mülteci ettim; bedenine sahip olmak için değil. Eğer ben seni bedenin için seviyor olsaydım; gittiğin ve hiçbir zaman gelmeyeceğini bildiğim halde bile seni seviyor olmazdım....Seni sevdim hem çok..Seni soyadına “ benliğimi “nufüz ettirmek ne de bedenin tazeliğine yamalı yüreğimi ilmeklemek için sevdim Sadece hayatının önsözünde yer alan cümlenin tek bir satırı olmaya razıydım...Ya da mutluluk adına aldığın binlerce nefesten sadece biri olabilmekti....Olmadı / Ne dudaklarında bir cümle olabildim ne de gözlerinde mutluluğa akıtılmış gözyaşı...Ben sende hep öznesini yitirmiş bir hatıra olarak kalacağım...Yüreğinde hep kapanmaz bir yara olarak geçmişin tozlu raflarında tozlanacağım..Çünkü sen hiçbir zaman bana ait olmadın; ben sadece nufüsuna ait olsam da...Evet ben sadece sana aitim.
/ Dudaklarını mühürlediğin dudaklarımda senden başkası olmadı ve hiçbir zaman da olmayacak.../ Sen buna bir türlü inanmasan da ben hep sende yaşayacağım / sen beni yüreğinde öldürsen de...Hep sende yaşayacağım...

Ben seni sadece kendime yakın hissettiğim için, acılarım acılarına benzediğin için sevdim....Ben sadece öznesi “ senin olduğun cümlelerin yüklemi..Ben sadece sırtına yüklenmiş acıları kendi yüreğinde taşımayı onur sayacak adamın gözyaşına sirayet etmiş solgun resmi....Belki de yüreğindeki mutluluğun ayak uçlarında umutsuzlukla savaşındaki kazanmaya en yakın duran sevginin tek galibiyeti..Olmadı...Kazanamadık; belki de sadece ben kazanamadım. Gittin..Ardında tüm yenilgileri bana bırakarak gittin..Bir kaç cümleyi geçmeyen ayrılığın sonrası ağır yenilginin “ şeref “ madalyası duruyor sol göğüsümün iç cebinde.Bir de ölüm duruyor sonsuza kadar çıktığın yüreğimin son nefesinde...Sadece sana ait olan dudaklarımda sensiz cümle kurmaktansa adının baş harfinde susmak arasında ne fark var ki ? Hayat ile ölüm arasında sen yoksan mutluluğun devrik cümlelerinde yüklem olmak ne fark eder ki ? Her ikisi de acıya mühürlü, sensiz kurduğum her bir cümlenin altı yalnızlığınla örtülü..

Şimdi yüreğinde bana ait ne varsa hepsini sök yerinden..Unut yaşadıklarımızı..Kurut ıslak gözyaşlarımızı...Artık sen bana ait değilsin...Artık senin yüreğinde yaşama hakkım yok...Yüreğinde bana ait tüm izleri silmesin birer birer..Göm beni yalnızlığına..Yeter ki sen göm beni hatıralara..Unut ne olur..Çünkü sen mutluluklara layıksın..Varsın olsun ben “ sensiz “ yaşayacağım. Varsın olsun sen başkasına ait olsan da ben hep sende mühürlü kalayım...Ne olur unut..Ne olur sendeki beni öldür...Artık benle yaşadıkların gölge etmesin mutluluklarına..Benimle yaşadığın pişmanlıkların dudaklarını ve yüreğini daha fazla kanatmasın..Çünkü sen bana ait olmasan da en çok ben üzülürüm acılarına, kanayan yalnızlığına..En çok üzülürüm mutsuz yarınlarına...Gelmeyeceğini bile bile seni beklerken, sen beni unut ne olur...Artık bana ait kurduğun tüm cümleler geçmiş zaman kipiyle kurulsun..Ben senin tozlu geçmişim olayım..Bugün’lerin ve geleceğin hep mutluluklar dolu olsun sevgili...

Unutmadan sevgili; başkasına ait kollarda olsan da yaşadığını bilmek mutlulukların en güzeli..Sen yaşadıkça ben hep nefes alıyor olacağım.. Uzağında da olsam yakında da olsam ne fark eder ki. Aldığın her nefes; acılara inat tutunduğum tek dal olarak kalacaktır...

Artık zaman geldi...Sendeki beni öldürebilirsin..
Lakin bendeki “ sana “ dokunma...
Yüreğinde benden kalan tek bir iz varsa,
Gözyaşlarınla yıkamaya çalışma.
Çünkü; ben senin nefesindeyim....
Ben hep seninle var olacağım bunu sakın unutma....

“ Belki bir gün değil;
Ben seni bir ömür boyu yaşayacağım sevgili..Bir ömür boyu.....”
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Nisan 2007       Mesaj #1324
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
İncitir tenini
Kim olursa olsun sevişmek,
İncitir yüzleri olmayan bedenlerin
Kimsesiz hazları...
Çarmıha gerilmiş ruhlar
Döner boşluğun çarkında.
Bir elin burada, bu aşksız zamanlarda,
Bir elin yorgun kalbinde,
Döner bir gün döner diye beklersin,
Tenini incitmeden kalbinin kapısını açacak el,
Eldeki incetilmiş büyü, sabır, yangın...
Beklersin, beklersin...
Beklerken,
Kalbini bir ıssızlığa, umut dolu bir yokluğa emzirirsin...
Cezmi Ersöz
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
10 Nisan 2007       Mesaj #1325
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Sen evet sen sen gece karanlığında yol gitmenin geceleri bir başına
Direksiyona geçipte uzun farların gösterdiği en son noktada
Seni hayal etmenin ne olduğunu
Herşeyden önemlisi yol çizgilerine bakıpta
Ağlamanın ne olduğunu bilirmisin?
Ben sana söyliyim bilemezsin
Çünkü
Sen insanı insan olduğu için değil
Şehvet kurbanı olduğu için sevdin
Gerçekten sevseydin terk edipte gitmezdin
Asıl soruma giden ne biliyormusun
Şoför deyipte alay ettin ya işte o korkma
Şoför deyipte alay ettiğin o insan varya
Sana beddua etmeyecek ama sana herzaman şu sözü söyleyecek
SENİ SEVİYORUM kelimesine inanıyorsan
Birgün gelirde be allahsız sevmeye mahkum olursan
Hayatta daima tek kişiye ait ol ha unutmadan
Ben seni dün sevmedim dünler hep bitti
Ben seni bugünde sevmiyorum çünkü
Lanet olsun bugünde bitiyor
Ben seni hep yarın seveceğim çünkü
Yarınlar hiç bitmiyor...

ELİMDE BEYAZ MENDİL
GÖZLERİMDE YAŞLARIN
SENİ HATIRLATIYOR
BEYAZLAYAN SAÇLARIM...
silencegale - avatarı
silencegale
Ziyaretçi
10 Nisan 2007       Mesaj #1326
silencegale - avatarı
Ziyaretçi
AŞK MI SONSUZ ?

SONSUZLUK MU AŞK?


Sonsuz bir aşk konuşmadan anlatmaktır
O düşündüğünde söylemeden anlamaktır
Sonsuz bir aşk satırlarla değil
Gözlerle anlaşmaktır

Hep aramak
Aramak
Çok düşük bir ihtimalle bulmak
Kaderimiz ve biz çekeriz

Sonsuz dillerde ne hoş
Gönüllerde ne hoş
Hedef güzel olunca
Çırpınmak ne güzel ....
Balık ağına yakalansanda kimi zaman
Çırpınarak ışıltılar saçmak ne güzel...
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
10 Nisan 2007       Mesaj #1327
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Günün birin de bir kırmızı gül ve sarı gül varmış.Kırmızı gül ve sarı gül arkadaş olmaya karar vermişler ama arkadaş olmaları imkansızmış.Çünkü;Kırmızı gül SENİ SEVİYORUM,sarı gül ise AYRILIK demekmiş.Sarı gül ve kırmızı gülün hikayesi şöyle başlamış...

Bi gün bir kız ve erkek arkadaş olup birbirlerini sevmişler, o kadar birbirlerini sevmişler ki onların sevgisini ölüm bile ayıramazmış. Bir zaman sonra kız çok kötü bir hastalığa yakalanmış, hastalığın ismi ise AŞK KANSERİ imiş. Erkek kızı hastaneye götürmüş ve acı gerçekle yüz yüze gelmiş. Doktor kızın AŞK KANSERİ olduğunu ve iyileşmesinin olmadığını söylemiş. Tek bir yolu var oda ayrılmanız demiş. Erkekte hiç birşey anlamamış ve şüphelenmiş. Erkek ayrılırsam belki iyileşir demiş, sonra da kıza sarı gül yollamış. Kız o gün, o saat, o dakika, o saniye hemen yere düşüp bayılmış ve bir daha ayılmamış. Çünkü; ÖLMÜŞ...

Doktor ise çok üzülmüş kızın sevgilisini aramış ve doktor oğlana şöyle birşey söylemiş:
-"Aslında ben senin sevgiline kırmızı gül yollamanı beklerdim ama sen gittin de kırmızı gül yerine sarı gül yolladın."Oğlan;
-"Eee sen bana ayrılmanız gerekiyor demedin mi?" demiş. Doktor;
-"Eğer sen gerçekten o kızı sevseydin sarı gül yerine kırmızı gül yollardın ve kızın hastalığı ile mücadele edip sağlığına kavuştururdun!" demiş...
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
10 Nisan 2007       Mesaj #1328
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi

Bitmeyecek Aşk...



Boğazımda düğüm düğüm kaldı sevdam
Kimine göre yarım, kimine göre yaşamaya hakkı bile olmamış
Sen benim dallarımda buram buram ıhlamur
Sen benim yaprağımda çiğ, tutamadığım salkım söğüdümsün

Asılı kalacakmış meğer ilmeği kara urgan boğazımda
Hançeri saplayacakmış en yakını insanın yüreği avcunda
En yakın geçmişim, hayatımın en göbeği sen sen sen
Gider miydin kanıp yakın geçmişe söyle

Kim derdi ki madalyonun bir de diğer yüzü var
Kanıp ta kaçmalarımızda söyle kimin suçu var
Acı ağlatır, sefa güldürür söyle, eksik yanımızı neler tamamlar
Ellerim mahsun kaldı, uzatıversem kim tutar

Sorularım, sorunlarım bir de yanlızlık
Öyle bir buruktur yürek gözlerim sebepsiz ağlamalarda
Sanır mısın asıl amaç söylenmişle beraber kaldı dünde
Bu güne değin kim anladı yarim, sonrasını bekleyeyim

Gitme vaktidir gülüm artık bilmediğime
İster ağlasın gözlerim, ister kalsın yastıkta başım
Sen benden gitmişin nafile
Anladım bu çalmayan telefonla bir daha bu günde

Yazmak var içimde haykırırcasına
Şiir demesinler bilenler bana yabancı hisler
Belki bilir elinden oyuncağı alınmış nice bebeler
Bilmem ne zaman anlarlar şimdi bana gülenler

Anlamak ne zordur hayatın kargaşasında
İçinde bir ben, benim içimde yalnız sen
Gözlerim nasıl bakar başka gözlere bilemem
Bir kez daha ellerine dokunmadan bilesin ölemem

Artık şarkılarımı ben kime söyleyeyim
Kime sahiptir deyip kol kanat gereyim
Bilmiyorum ben halimi daha nasıl diyeyim
En iyisi alıp heybemi artık bu dünyadan gideyim

Gitmek çözüm olsa duracak mıyım
Alnımdaki yazıyı karalayıp yenisini yazacak mıyım
Elimde olsa bunlar, bir de sana anlatacak mıyım
Aklıma gelmeyen başıma gelmiş hayatı kandıracak mıyım

Son sözler acıtır her vakit içimi
Son sözümü demedim, sanmayasın bitti
Ömrümün yettiğinde, son nefeste adın var sevgili
Sanmayasın aşkın aşklara değiştirildi...

İbrahim Ethem Bingül
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
10 Nisan 2007       Mesaj #1329
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Kadın her sabah olduğu gibi o günde beyaz değneği ve el
yordamı ile otobüse binmişti.
Şoför : -soldan üçüncü sıra bos hanımefendi, dedi.
Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve esi oldukça
yakışıklı
bir hava subayı idi. bundan birkaç ay önce yanlış bir
teşhis sonucu gerçekleştirilen ameliyatla gözlerini
kaybetmişti genç kadın ve asla göremeyecekti.
Kocası ameliyattan sonra acı gerçeği öğrenince yıkılmış ve
kendi kendine bir söz vermişti. Asla karisini yalnız
bırakmayacak, ona sonuna kadar destek olacak, kendi
ayakları üzerinde durana kadar cesaret verecekti.
Günler geçiyordu. Kadın her geçen gün kendini daha kötü
hissediyor, çok sevdiği kocasına yük olduğunu düşünüyordu.
Eşinin bu içine kapanık, karamsar hali kocayı çok
üzüyordu.
Bir an önce bir şeyler yapması gerekiyordu, karisi günden
güne kendi içine kapanık dünyasında kayboluyordu.
Bütün gün düşündü koca nasıl yardım edebilirim güzeller
güzeli esime. Birden aklına esinin eski isi geldi. Geri
dönmesini isteyecekti. Ama bunu ona nasıl söyleyecekti,
çünkü artik çok kırılgan ve neşesizdi. Bütün cesaretini
toplayarak aksam karısına konuyu açtı.
Karısı dehşetle gözlerini aştı.
ben bunu nasıl yaparım ben körüm, diye bağırdı.
Kocası ona destek olacağını her sabah ise onu kendisinin
bırakacağını ve aksam alacağını ve ona çok güvendiğini
söyledi. Çünkü esini tanıyordu ve bunu başarabileceğini
biliyordu.
Kadın büyük bir umutsuzlukla kabul etti çünkü esini çok
seviyordu ve onu kırmak istemiyordu.
Her sabah esini isine bırakıyor ve aksamları alıyordu
fedakâr koca. Günler böyle ilerledi karisi eskisinden
biraz
daha iyiydi. Fakat kocası daha fazlasını istiyordu,
kendisine söz vermişti sonuna kadar gidecekti.
Aksam karısına: - artik ise kendin gidip gelmelisin, dedi,
kadin sasirmisti. Bunu asla yapamayacağını söyledi. Kocası
ısrar edince onu yine kıramadı ve bütün cesaretini topladı
bunu kendisi de istiyordu ama o kadar güveni yoktu.
Sabahları kadın artik otobüs durağına kendisi gidiyor,
otobüsüne biniyor ve otobüsten inerek isine gidebiliyordu.
Günler günleri kovaladı hiçbir problem yoktu. Yine bir gün
otobüse binerken, şoför :
'sizi kıskanıyorum, hanımefendi' dedi.
Kadın kendisine söylenip söylenmediğini anlayamadan,
neden,
diye sordu.
Şoför, - çünkü her sabah sizin arkanızdan bir hava subayı
genç adam otobüse biniyor ve bütün yol boyunca sevgi ile
size bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun
karsısına geçmenizi bekliyor siz binaya girdikten sonra
arkanızdan öpücük yollayıp size her gün sevgiyle el
sallıyor, dedi
tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
10 Nisan 2007       Mesaj #1330
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
SONSUZ AŞK
Hepsi,hepsi ölümsüzlük için
Aşk bir ışık gibi sessizce sarsın bizi
Bu bir düş mü?
Hayır,asıl bunun eksikliği bir düş
Ve hatta sanki bütün dünya,bir düş
Geceleri sevdiğinden uzakta,
Gözlerini yummadan,düşünceli,
Üzüntülü öylece yatmakmı
Ya da sevdiğimi düşünerek
Tek başına yürüyüşlere çıkmak mı
Ya da daha önemlisi,
Sonsuz bir aşk deniziinde kaybolmak mı
İşte ölümsüz bir sevgi bu
Ve bu şiir sana....
.........................Ertürk Uluğ
animation1968qp9dl0ax9hjq1

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik