Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 137

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 554.711 Cevap: 2.787
muhtarsenol - avatarı
muhtarsenol
Ziyaretçi
14 Nisan 2007       Mesaj #1361
muhtarsenol - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşım ben yeniyim ve çok yavaş bana yardım edin
Sponsorlu Bağlantılar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Nisan 2007       Mesaj #1362
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
muhtarsenol adlı kullanıcıdan alıntı

arkadaşım ben yeniyim ve çok yavaş bana yardım edin


Baglantında Sorun Olabılır. Genelde Cafeden Girenlerde Bu tarz Sorunlar Goruluyor.

Sponsorlu Bağlantılar
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
14 Nisan 2007       Mesaj #1363
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Bitmeyen Aşk

gök kuşakları oluşurken
su billurlarının kırılmalarında
sen vardın
sen benim göz yaşlarımı
aldın renklerini verdin
hayatın
bir ince çizgi kıldan inceydi rengi
ip üstünde dans ediyordum düşlerimde
elim bomboş ruhum bir hoş
yakaladın beni şiirlerinde
her şiir bir hayattı bana verdiğin
cok ağladım
gökteki yıldızım oldun o soğuk ülkede
sana baktım gecelerimde
üşümüştüm donmuştum
sıcaklığını aldım ellerinin
dokunduğun bir yıldızdı bana gönderdiğin
ışığı gözlerimi kamaştırırdı bir zamanlar
parlaktı bütün yıldızlar
sahte yansımaların arasından gülümserdin
gerçektin gerçektim
ben seni işte böyle sevdim
soğuk rüzgarlar eserdi
dağlardan süzülürdü kar yansımaları
düşünürdüm
üşürdüm
üşürmüydün sende bilmem
sana güneşi gönderirdim
Akdenizden
alırdın sıcaklığını bütün havaların
yanardın kavrulurdun
sen
bütün bunları yaşarken buzlu ülkede
ben
seni bütün bedenimle sarardım
güller açardım
üşümeyesin uzaklarda diye
bir düş prensesiyim ben
yalnızlar operasında
kendi kendine
notasız bir şarkının fakir kızı
gönlü zengin bir adamın iç dünyası
var olmanın bilincinde
belki binlerce yılda binlerce kere
gezinmekteyim
duvarındaki hayal izlerinde
izle beni boşluğumdaki adam
sana uzattığım bir dal gül cennetten koparılan
kıpkırmızı
ve sen gepgerçeksin karşımda duran
dudak uçlarımdaki gülümsemelerimde
bir tat,bir soluk,bir sarkı, mırıldanılan
gözlerimdeki hareler kavrarken gözlerini
bakışlarımdaki sisleri aralayan
bağıran cağıran ağlatan adam
ben senin gerceğinim
bilmem bu dokunuşları, bilemem
kimbilir
başladı hangi alemin
sonsuzluklarından
geçmiş ve geleceklerin


Nevin Kalafatoğlu
BLacK_HawK - avatarı
BLacK_HawK
Ziyaretçi
14 Nisan 2007       Mesaj #1364
BLacK_HawK - avatarı
Ziyaretçi
Zaman KarŞilaŞsak YaĞmur YaĞiyordu !!!
Damlalar yere çarpıp bilek boyuna yükseliyordu. Hayvanlar korkuyla kaçacak yer bile arayamadan yere çöküyordu. Çiçekler toprağa yapışmıştı. Özlemle beklenen gelmiş ve özleyeni öldürmüştü sanki. Öyle bir yaz yağmuruydu.

Kuraklığın ardından zincirlerinden boşalmış bir deli gibi gelmişti.

Asfalt yol görünmez olmuştu. Yanında uzanan toprak şeridin üzerinde kalın bir sis tabakası gibi görünüyordu çarpıp geri sıçrayan damlaların yoğunluğu...

Herkes evine kaçmıştı. Bahçeler şaşkındı... Tenteler yırtılmış; masalar, sandalyeler devrilmişti.

Onu, hızla geçen tüpgaz kamyonunun lastiklerinden çıkan fıskiyenin altında "çamur banyosu" yaptığı sırada fark ettim.

Kaldırımda duruyordu. Cılız kollarını kavuşturmuş titriyordu.

O, Nil yani... O gün, o sırada tanıdım Nil'i. Koştum yanına. Paçalarım su içindeydi. Üç aydır makas değdirtmediğim uzun saçlarım üzerime yapışmıştı.

"Burada durmayın bence, hemen evinize girin" dedim.

Birden irkildi. Dudaklarını büzdü önce, sonra somurttu. Bana dönüp "sen git evine!" dedi, "hiç iyi görünmüyorsun!"

Konuşmasında yaşına başına, bu sersemlemiş haline uymayan bir başkaldırı gücü vardı. Bilmem başınıza hiç geldi mi? Gelmediyse talihsizsiniz demektir; hani bir an içinde, o iki saniyecik içinde birisi en derinden kazınır ya beyninize, bana da öyle olmuştu...

İki yeniyetme ruh... Kucaklaşıvermişti o anda. Anladım. Bildim. Adı Nil'di. Upuzun, hayat dolu ama çevresi baştan aşağı çöl bir ırmak.

Evinden kaçtığını sanıyordu; anne babasından, kardeşinden, okulundan kaçtığını sanıyordu. Ama yağmur faka bastırmıştı onu. Alay etmişti onunla sanki. Bir daha da hiç o işe kalkışmadı zaten. Evini sevdi, annesini sever gibi yaptı, babasını özler gibi. Okuluna bağlandı. Galiba bana da bağlandı. Çaktırmadan, rahatsız etmeden, ağırlık vermeden...

Cılız kollarıyla kendi gövdesini kucaklar gibi beni uzaktan uzağa kucakladı. Bunu hep hissettim. Ben ne yaptım? Sevdim onu, söyleyemedim.

Söylediğim zaman da, ne yazık, alttan alta biliyordum ki artık öylesine içten biçimde istemiyordum onu.

O yağmurlu günün akşamüstünde dudaklarıma kondurduğu ıslak öpücüğün bir benzerini artık özlemiyordum. Yollarımız, okullarımız, mahallelerimiz aynldı sonra. Büyüdü Nil. Ben yaş aldım.. Kızlar büyüyor, erkeklerse yaş alıyor; en içeride hâlâ "küçük" kalarak...

Sonra kadınlar yaşlanıyor; erkekler bir süre daha idare ediyormuş gibi yapıyor. Tuhaf bir uyumsuzluk değil mi? Neyse...

Nil'le yıllar sonra yine karşılaştık. Olgun bir kadındı artık. Yine beklenmedik, hatta saçmasapan bir karşılaşmaydı.

Yine çarpıştık, yine sarsıldık, yine kucakladık birbirimizi, yine yaralarımızı sardık, sargıladık... Dışardan bize bakanlar "eski bir aşkın ortalığı toza dumana katan dirilişi" ni görmüşlerdir belki. Hayır. Yanlış.

Ah şu geçmişin izleri! Tene atılan derin ve silinmez çizikler!.. (Ten bedenin değil, ruhun dış çeperidir; bir gün anlatırım!)

Geçmiş, kötü alışkanlıklar gibidir. Üstesinden gelinmesi, terk etmesi çok güçtür. Hep peşinizden gelir.

Nil'i önce aşkla sonra şefkatle sevmiştim. Bir daha hiç değişmiyordu bu tahter*******linin sahramı.

Bir daha aşka geri dönemezdik. Çünkü Nil'in kolları hep cılız kalmıştı... Çünkü ben ona her bakışımda fısıldıyordum: "Burada durmayın, en iyisi evinize girin!" Sanki ne zaman karşılaşsak müthiş bir yağmur boşanıyordu. Olmazdı. Olamayacaktı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Nisan 2007       Mesaj #1365
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SEVMEK;
SENİ SEVMEK,NE GÜZEL BİR ŞEYMİŞ...
HAYATIN ANLAMIN,
GÜZELLİĞİNİ SENDE GÖRMEK,
HER ANINI SENLE YAŞAMAK MEĞER NE GÜZELMİŞ...
SOLUDUĞUN HAVA,YEDİĞİN YEMEĞİN TADI,
GİTTİĞİN HER YER,GÖRDÜĞÜN HER RÜYA
MEĞER SENDE BİR BAŞKAYMIŞ...
SEVMEK;
SENİ SEVMEK,NE GÜZEL BİR ŞEYMİŞ...
ACI TATLI HERŞEYİ PAYLAŞMAK,
HER ENGELİ BİRLİKTE AŞMAK,
MEĞER NE GÜZELMİŞ...
SEVMEK;
SENİ SEVMEK,NE GÜZEL BİR ŞEYMİŞ...


SEVMEK
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Nisan 2007       Mesaj #1366
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bırakıp gidiyorum Ada'yı ilkteşrinde,
Sen yeşil bir kıyısın, ben dalgayım enginde;
Gözyaşlarım dolaşır yorulmuş eteğinde,

Ben ağlarım.. Uzaktan iniltimi dinlensin.

Mevsim yaprak dökümü, hep ağaçlar üşüyor,
Yaprak sanma, her daldan soluk bir ah düşüyor,
Düşünceli dağlara karaltılar üşüyor.

Yol üstünde geç vakit böyle kimi beklersin?

Baş ucundaki yıldız sönük gece kandili;
Su geçen beyaz bulut yaşlı hicran mendili,
Rüzgar atmış havaya, onu al da sevgili,

derdinle ağlayanın gözyaşını silersin.

Sanırsın dertli ishak garib garib öttükçe,
Bir kırık dal altından ney üfler hazan gece,
Beyaz atkı omzunda meh-tab dinler sessizce..

Ayrılık akşamıdır hazan gibi inlersin..

Hüseyin Siret Özsever
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
15 Nisan 2007       Mesaj #1367
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Sonsuza Uzanan Aşk

'Değer mi'' diyorlar böylesi bir aşka, sevdaya...
Ağlamaktan sakladığım gözyaşlarım geliyor aklıma
Kendimi ayakta tutamadığım saatlerde,
Ve seni düşünürken otobüs duraklarında...
Utanmıyorum artık hergün ağlamaktan!
Sana olan aşkımı doyasıya yaşayamadan.
Senin düşünürken yolların ortasında,
Uğruna canımı bile hiçe saymaktan utanmıyorum artık!
İnan ki ışıkgözlüm...
Hiçbir şeyin, seni düşünmek kadar güzel olduğunu düşünmedim.
Hiçbir şeyin, seni sevmek kadar güzel olduğunu farketmedim.
Hayatı bile önemsemedim seni önemsediğim kadar.
Ve hiçbir şey için de ağlamadım bu kadar.
Yalnız senin için, hep senin için, sen herşeyim olduğun için
Ağladım bu kadar...
İnan... inan,
Yüreğimde bir orman yangını gibi
Yakıyor beni sevdan...
Yoruldum diyemem artık
Çünkü aşkınla savaşıyorum.
Seni yaşamak için değil, yaşatmak için yaşıyorum.
Seni sevmek için ve sevebilmek için övünüyorum.
Çünkü seni tahmin edemediğin kadar
Çok ve de çok seviyorum...

Hani ağlamaktan sakladığım gözyaşlarım vardı ya,
Seni düşünmek uğruna canımı bile hiçe saydığımda.
İşte şimdi haykırıyorum dağlara taşlara...
Ağlamak, düşünmek, ölmek bile fayda etmiyor artık!
Çünkü seni sevebilmek için zaman yeterli olmuyor.
Hayat insafsız, ömür yeterli olmuyor.
Yaşam acımasız, o da çok katı ne yazık.
Oysa koklamalıyım tenini karanlığa varmadan,
Okşamalıydım saçlarını, saçların ki,
Bir serap nehrinde sonuza dek uzanan...
Ve ölesiye sevmeliyim artık seni gün ışımadan.
İnan bitanem inan!
İsmini yazmışken bütün şiirlerime,
Resmini yapmışken gözbebeklerime,
Aşkını gömmüşken yaralı yüreğime,
Bir ömür değil, bin ömür geçse de,
Ve sevdan yakıp bedenimi küle çevirse de,
Seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim!
İnan bana cançiçeğim inan!
Seni ölünceye kadar değil,
Sonsuza kadar SEVECEĞİM! ..


Erhan Demir
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Nisan 2007       Mesaj #1368
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sevdaydı bulduğum sende,
Sende buldum senden geçtim.
Terk ettim sanma sakın;
Yeni bir hızla bilendim,
Çağıldayan özgür sesinde.

Şimdi gel durdurma beni.

Çünkü sevda bir nehirdir,
Akar insan bütünlüğüne.
Türlü kollar alarak
Katar onalrı benliğine.
Yürekten yüreklere yönelir.

Şimdi gel dondurma beni.

Metin Altıok
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
15 Nisan 2007       Mesaj #1369
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Aşkımın Sonsuzluğu


bu beden yada bu kalp seni sevmedi çünkü bunlar toprak olacak şeyler ben seni sonsuzlaşacak ruhumla sevdim hiç bir zaman unutmayacak çürümeyecek sonu sonsuzluk olan bu ruhumla sevdim


Recep Çelik
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
16 Nisan 2007       Mesaj #1370
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Yürü ve Ek

Uzak bir ülkenin, yolsuz yolcusuyum ben...
Sırtımda acısı yıpranmışlıkların.
Dudağımda bir türkü vuslata dair...

Sonu gelmez sızılara kül basıyorum esen borandan,
Açlık hiçbirşeymiş.
Susuz da yaşarırmış yürek.
Merhem de çare miymiş;
Derde derman olmuyor bak buruk bir yürek...

Uzak bir ülkenin, çelimsiz yolcusuyum ben...
Parmak uçlarımda nasırları yolduğum kederlerin,
Ayağım çıplak, göğsüm dar nefese dair...

Sonunda viran bir şehre döndüm yağan yağmurdan,
Yokluk hiçbirşeymiş el değenlere,
Kanayan yaralar iyileşirmiş görülürlerse,
Ya bu biçarenin derdi içerdeyse....
Derde derman bulamıyor bak buruk bir yürek...

Yürü ek bana yol yol sevinçleri,
Ben toplarım en sert yanlarıyla hücrelerimin,
İzinin düştüğü yerlerde kederler eskir.
Yürü ek bana...
Hasat zamanı olsun şimdi sevinçlerin.
Bu yolsuzluk bitsin;

Yürü ek
Bekliyor
Dermanı sende biliyor bu yürek...

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik