Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 100

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 555.028 Cevap: 2.787
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #991
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Tüm mürekkepler maviyi tanır
Aldırma umursamaz kahverengi bakışlarıma
Sponsorlu Bağlantılar
Her yağmur mevsiminde başka yağar
Ve akşamlar serilirken gün yüzlerine
Bir sabahta bende başlar
Bilir misin sen düşmek nedir
Çelme yemek hayattan
Bilir misin nasıl doğrulursun
Umarsız doğuşlara, yokoluşlara
Çay ve simit tadında gülmeliydi hayat
Alengilli yollardan geçerken gönül taksim
Aksimetre son kez açılsın istedim
Birkez olsun yanılmak için
Bilemezsin neler vermiştim
Demini almamış talihimle birlikte
Uzaklara gitmek istedim, haritası bile çizilmemiş
Kimseler tanımasın yüzümdeki çizgileri
Ve hiçkimse sormasın artık adımı
Vefa bile adına lanet etmiş
Hangi alfabede yazılmış bilmem ama
Sanki bizimkisi baştan seçilmiş

Sakarya - 17.11.2006
Gültekin Yazıcı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Şubat 2007       Mesaj #992
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sana ey kanımda eriyen kadın
can nasıl dayansın, nasıl dayansın?
Sponsorlu Bağlantılar
mezara çekmekse beni maksadın
önümde o siyah gözlerin yansın.

bir sütun alevsin, bir sütun duman,
yalnız seni görür gözünü yuman.
senden ateşine bir deva uman
bari gitsin kara toprağa kansın.

bir çukur solumda, bir taş sağımda
kabre girdiğim gün bu genç çağımda
öyle bir yüksel ki sen toprağımda
görenler ruhumu tütüyor sansın
featherrn6Necip Fazıl KISAKÜREK

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Şubat 2007       Mesaj #993
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Daha Dün Gibi

daha dün gibi çocukluğumun suskun günleri
ellerim kanamış ayazda
ayağımda çizmeler
misket oynadığım günler
daha dün gibi

ilk sevdaya tutulduğum her gün evlerinin önünden geçip
göremezsem
karnıma ağrılar saplanan esmer güzeli
ilk sevda acısını tanıdığım günler
daha dün gibi
yüreğimde ağıt ağıt duruyor

daha dün gibi
kimsesiz kalışım yeryüzü cehenneminde
soğan ekmeği suya katık edişim
ayaz gecelerde
kapısız penceresiz odalarda yatışım
yıldızları gözlerime saklayıp
karanlığa gülüşüm
umutsuzluğu yaşayıp
umudu buluşum
daha dün gibi

daha dün gibi sigaramdan ilk nefesim
sessiz gecelerde
yalnız kalışım
kalleş bir yumruk gibi
betona düşüşüm
bir gece vakti
kör ışıkların sessizliğinde
yediveren güllere sarılışım
kokunu özleyişim
daha dün gibi ağıt ağıt yüreğimde

ilk ağladığım gün
daha dün gibi
sırılsıklam sokak ortasında yağmur altında
yağmur bana ağlamıştı
ben yağmura karışmıştım
ve ben daha sıkı sarılmıştım yalnızlığıma
sımsıkı
sonra bedenimin ürpertisi sarmıştı korkularımı
daha dün gibiydi senin yokluğunun acısı

daha dün gibi saklı hala yüreğimde

Necmittin Davulcu
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
23 Şubat 2007       Mesaj #994
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
uyan, hazan uyandı...
yer, gök, yaprak
nevbahara boyandı.
dünyaya bir mevsim dikildi
tepeden tırnağa, yeni baştan.
kayıtsız kalınmaz ki mucizelere,
uyan,
aşk
kapına
dayandı...



Bilge GÖKSU
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #995
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Sonsuz Aşk

Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Öncesizden başlayıp sonsuza giden
Dalga hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya
Dalga seven, kıyı sevilendir
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte ben de seni böyle severim yar.

Ya bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini..
Sevilmeyeceklerini..
Koklanmayacaklarını..
Okşanmayacaklarını..
Ama inatla açarlar aşkla.. sevgiyle.. özlemle..
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte ben de seni böyle beklerim yar.

Ya bilir misin günebakanın güneşe olan aşkını?
Hiç kucaklayamayacağı bir sevgilinin peşindedir
Bir bakışına verir ömrünü
Bir bakışının özlemindedir sevgiliden gelecek olan
Ve güneşin her batışında boynu bükük kalır
Sarıya boyanır yüzü sevgiliden aldığı ilhamla
Bilse de kavuşamayacağını
Her doğan günü umutla bekler sevgiliye kavuşmak için
Ben de seni böyle beklerim yar.

Ya ipek böceğini bilir misin?
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte ben de kendimi böyle veririm sana yar.

Ya ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları..
Verir meyvesini ağaç
Meyve tohum olur,
Tohum kök olur..
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte ben de böyle yar
Yok olmayı göze aldım tekrar sende doğmak için …


Gassan Satar


C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #996
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi
siir11baslik
Sana şiirler okuyacağım, gitme
Güneşler doğacak yalnızlığımdan
Sana bir ışık getireceğim
Büyük aydınlığımdan

Sana bir dolu umut getireceğim
Küçük ellerine sığmayacak
Sana Afrika gecelerini getireceğim
Sımsıcak

Sana çiçekler getireceğim
Bozulmuş güz bahçelerinden
Sana bir serinlik getireceğim
Yağmur tanelerinden

Sana avuç avuç yıldız getireceğim
Güneşimden başka
Sana engin denizlerin maviliğini getireceğim
Köpük köpük dalga dalga

Sana bir rüzgar getireceğim
Dağlardan, tepelerden
Gitme, sana zamanı getireceğim
Zamanın bittiği yerden
siir11sair
siir11min
siir11min2



siir11bar
siir11min3
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #997
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Dutların arasından dökülen gülüşler,
Yıllandıkça işlemez olmuş gamzelere,
Nede çabuk geçmiş zaman,
Gölgesinde uyuduğumuz,
Koca çınar devrilmiş,
Çocukluğumuzun,
Çatapat kokulu duvarlarından,
Silinmiş isimler birer birer,
Nede çabuk geçmiş zaman,
Yıllandıkça değişmiş gülüşün,
Taze gelincik sıcaklığında öpüşlerin,
Yıllandıkça solmuş,
Zümrüt yeşili gözlerinden düşen yaşlar,
Uğramaz olmuş matemlere,
Nede çabuk geçmiş zaman,
Yıllandıkça değişmiş her şeyin...




Sezgin Yılmazer
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #998
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Binlerce (Seni Seviyorum)borcum vardi sana

bir yemin sözüm vardı sana
geçmişimle geleceğim arasında ki işte o liman da
saati gelmiş vapuru kaçırma telaşı olmadan içimde
bekleyecektim / güvercin inişini avluma..

sana uyanışlarımın çapaklı gözleri / açılmadan
boşa sarılan kollarımın huysuzluğu / dinmeden
sol yanımda ki soğuk yastığıma akıttığın göz yaşı lekesi
silinmeden..
bir yemin borcum vardı / ellerim ellerine değmeden..

dağ gibi üzerime devrik yalnızlığımın koyaklarında / efsunlu
tiz sesinin ötüşünü sakladığın kuş kanadında / özgür
suskun / mütevekkil / yorgun bedenimin şahdamarında
yeryüzüne depremler düşürecek..
boynumun vebali bir yemin borcum..

biz bu sevdayı..
henüz koklanmamış
tomurcuklarında yedi renk filize durmuş
faydasız yılların bağ bozumu arifesinde
ağır bedellerin beyazı şakaklarımızda büyüttük..

biz bu sevdayı..
kaçak gecelerin küf kokan sokaklarında
nankör mermilerin bağrımıza hunharca gömüldüğü
kelepçeli ellerimizde sabırla / inatla / hırsla..
çat diye çatlayacak iki yüreğin tam ortasında yeşerttik..

şimdi bir mevsim ki / hazan..
dallar çıplaklığına ağlarken sessizce
karıncaların yaz boyu koşuşturmaları meyvesini vermişken
hırçın kartalların kanatlarında sıcak iklimlere göçe durmuşken umutlar
tüm takvim yapraklarını yakarcasına..
eylül sarısına nispet / yeşile boyuyorum zamanı..

bir yemin borcum vardı sana..
yalnızlığının dipsiz kuyularına atıyorum kendimi
ses veriyorum gecene
eteklerimdeki tüm taşları hasretine mesafe çeken yollarıma ekerek
uzak iklimlerden bulutlara yükleyip göz yaşlarımı
sözümü tutuyorum../ adam gibi..
leke sürmediğim sevdanı avuçlarımda nefesimle ısıtıp
saçlarına yağıyorum / kaldır başını gözüm
borcumu ödüyorum..

seni seviyorum.........
C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #999
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi



siir10160

siir10160 usolYüreğim ne dediyse onu dinledim ben.siir10160 usag
Kimi işaret ettiyse ona yöneldim.
Şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor.
Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan,
işte öyle ıslattı beni aşkın.
Seni bekledim ben.
Yüreğimdeki heyecanı, gözlerimdeki yeşili,
dudaklarımdaki ateşi, ellerimdeki titremeyi,
küçük dokunuşları sana sakladım.

Ne sen beni bilirdin ne ben seni
ama bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin.
Ve bir gün çıktın karşıma.
İşte o gün sevdaya dair ne kadar tortu varsa içimde eridi gitti.
Çocuk oldum yeniden.
Hani bıraksan yemyeşil bir kırda
bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım.
Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım.
Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum.
O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin.

Bilirim, bu şarkı korkutur bazen insanı.
Neler oluyor diye sormadan
bir duygu selinin içinde bulursun kendini.
Ama zaten aşk öyle bir şey değil midir?
Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi?
Bırak kendini, bırak ki aşkın büyüsü sarsın seni.
Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak.
Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa.
Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım.
Kaygısızca yaşayalım aşkı, eriyelim birbirimizde.
Yüreklerimiz birbirimiz için atsın,
soluklarımız birbirine karışsın
Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi.

Gidersen... Gözümdeki son parıltıyı da alır götürürsün.
Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni.
Ama merak etme ayakta kalırım ben.
Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağaçları gibi.
Senden bana yadigâr kalan her anıyı
bir kez daha bir kez daha yaşarım.
Aşkım da benden yadigar kalır sana...

siir10160 asol Y.Bsiir10160 asag





mavi_ay - avatarı
mavi_ay
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #1000
mavi_ay - avatarı
Ziyaretçi
kısa ve öz.

Sen gülerken yanındakiler de güler,
Ama ağlarken yalnız ağlarsın,
Onun için öyle bir ağaca yaslan ki,
Asla yıkılmasın.
Öyle bir dost edin ki,
Seni asla bırakmasın.
Öyle bir sev ki yüreğinden kimse ayırmasın,
Ve öyle birini sev ki seni gözleriyle bile aldatmasın...

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik