Arama

Sahipsiz Mektup'lar - Sayfa 22

Güncelleme: 2 Haziran 2012 Gösterim: 265.528 Cevap: 628
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
14 Kasım 2006       Mesaj #211
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Kimse bir daha acıtamaz içimi
Alışsaydım farklı olurdum inan, alışsaydım sensizliğe daha mutlu olurdum.Amadeğilim, yanıyor içim.Ve hiçbir yağmur söndüremiyor bu yangını... Bir umut bekliyorum kendi kendine sönsün diye. Ah anlasaydın beni, ah bilseydin seni ne kadar çok sevdiğimi.Şimdi yanan, yüreğim değil aşk ateşi olurdu.Vazğeçtim beklemekten gelmeyeceksin. Ne acı bir gerçek.Kimi koyayım yerine kiminle avutayım kendimi? Kimi sen sayayımda sarılayım boynuna? kimin dudaklarını öpeyim? kimin elerinin sıcaklığını hissedeyim?Bukdar acımasız olmamalıydın yar,Ben seni böyle tanımamıştım çünkü.Kocaman bir yüreğin vardı ben o yürekte oldugum için şanslıydım.Çok seviyordunbeni yada ben ÖYLE SANIRDIM. Hiç bitmeycek diye düşünürdüm, öyle ya büyüktü bizim aşkımız, özeldi.Hayatta iyi yada kötü ne varsa hep birlikte paylaşacaktık, birbirimiz için yaşayacaktık.BAŞKALARI İLE MUTLU OLMA İHTİMALİ AKLIMIZDAN BİLE GEÇMEZDİ. Yolumuzu aşkımız aydınlatacak biz o yolda yürüyecektik hiç durmadan.
Derken, seni kendine bağlayan o yürek koyboldu birden... şimdi yüreğinin yerinde bir taş var, yoksa bu kadar vurdumduymaz olamazdın... her giden bahanesini yaratır her giden acımasızdır, ama sana konduramıyorum bunu.Kimbilir, belkide sensizliğe kendime konduramıyorumdur. Bu yüzdendirhaykırışım.Alışılmıyor, sensizlik kabullenilecek bir şey değil. Acım büyüyor bu yüzden. Her acı geçer biliyorum ama niye bu kadar uzun sürdü bu sefer. niye yarı ölü gibiyim hala? Her şeyde seni arıyorum lanet olsun\'\' Madem gidecektin söylemeliydin bana sensizliğe nasıl dayanılacağını. İnsanın yüreğinin yarasını atıp gitmesi mümkün değilki ben yapamıyorum sen yap hadi. Son kez gel yanım, çıkar yüreğimi yerinden va al götür nereye istersen. At bir kenara öyle kalsın...
Sponsorlu Bağlantılar
Yok yok, kendi kendinede sönmeyecek bu yangın. Ben yaşadıkça yanmaya devam edecek içten içten. En azından bir tesellim var... bundan böyle hiç kimse yani bir yangın başlatamayacak yüreğimde,bir daha yaralayamıyacak beni. Acım o kadar derinki, kimse bir daha ACITAMIYACAK İÇİMİ...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #212
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevdalarım oldu zaman zaman
Bazen tutkulu aşklarım
Sponsorlu Bağlantılar
Beraber güldük ,
Beraber ağladık çoğu kez
Nasılda ağını ördü
Sinsi, sinsi,
Nasılda ayırdı zaman.
Bilemedik aşkımızın kıymetini
Mutluluk ağır geldi bize
Taşıyamadık.
Yürekliydik,cesurduk
Kafa tuttuk her şeye
Baş kaldırdık töreye
Yıktık tabuları bir bir
Yine de elimizde tutamadık.
Kıydık sevdalı yüreklere
Vermedik aman.
Ağlayan şiirlerim ,
Ve birde
Kahır dolu son mektubun
Şimdi elimde kalan.
feather

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #213
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dalıp gittim yine senli düşüncelere
nerdesin ve ne yapmaktasın diye
Uzak kaldık öyle uzakki birbirimize
Yollarda karşılaşma ümidimiz bile yok....

Kış vurdu mu acaba o deniz memleketine
Üşüyor mu burnun,ağzın,yanakların
ama düşünüyorumda al al olmak ne de güzel yakışırdı yüzüne
iyi giyin dikkat et sağlığına
bir zarar gelecek olursa sana
dayanamam,parçalanır yüreğim

..sevgimi verdim,almadın
başka kollardı aradığın
yine de kızıp,küsmem sana
aynı yerde ,aynı büyük sevgiyle
kalbimle ben bekleriz seni,umudumuz hiç tükenmemekte
....Bu ölmüş duvarlarla çevrili odada
yalnızlığımla oturmuş işte böyle düşünürüm seni
merak etme yolunda herşey buralarda
bir sana,bir sessizliğine dayanmak zor gelir..
Ve sevdiğim,
Unut demiştin,kulaklarımda çınlıyor hala sesin
Ama unutamam seni ben hiçbir zaman bilmeni isterim
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #214
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hala sen kokuyor ellerim
hani dokunmuştum ya yüzüne
neyse, zaman kadar ömrün var bende
yürüyorum yalnızlığım çıkıyor çıkmazlarda
çıkmazlar yalnızlığıma çıkıyor
ben nereye çıkıyordum?
o çıkmazlarda çıkan yalnızlığımın içinde,
tek görebildiğim senin kimliksiz suretindi...
tekrar dokunsam diyorum kendimce
korkuyorum..
ya kayboluversen birden bire
yalnızlığımda gider senle
kirlenir yüzüm
yüreğim öylece kalır iyice senden ırak
indiriyorum elimi uçurumlara
kokun geliyor hala
yıkasam ellerimi geçer mi bu acı?
ne anlamı var, hücrelerime işlemiş
damarlarımda türkülerle halay çekiyor
yoruluyorum çıkmazlarda çıkanlarla
yani senle
yani yalnızlığımla
oturuyorum öylece olduğum yere
bu koku, bu hayal, bu bu...
ben ölüyorum
dur, ağlama hemen
giden benim, sevdam değil
sevgim zaman gibi
sevgim başlangıçlar gibi
aralıksız ve yavaş yavaş
düşüyorum, düşünüyorum, düşlüyorum
düşüm dünde kalıyor
düşünmek sonsuz yaşıyor
düşmek kaçınılmaz
kalkamıyorum...
kalkamadığım heryer sen kokuyor
hayat biraz uzaklaşsa ne iyi olur diyorum
ağlayamıyorum ağlamalarıma
yalnızlığımı verin geri fikirlerim
bu defa sensiz olsun

sen ve kokun
yani suretin ve kokun
beni de onu da mahvediyorsunuz
ellerim
yalnızlığım
sen
kokun
çıkmayan çıkışlarım
uçurum, düşüm, dünüm, bugünüm
ben nereye çıkıyordum?
oturmuştum en son...
şimdi uzanmışım, çok soğuk değil mi?
göremiyorum da artık
kokun, kokunu hissedemiyorum
ben ölüyorum
korkma, ağlama
ben ölüyorum sevgim orda
başlangıçta
zaman da
ben mi??
yalnızlığımla baş başa...
feather
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #215
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.

Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu.

Ben de... Çok başka bir şey.

Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan?

Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken?

nseren alıntı

Gözlerine buğu,diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mi asırlarca?

Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep ayni heyecanla açar mi?

Dedim ya, başka bir şey bu.

Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim su günlerde.

Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar.

Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni.

En derinlerde tuttum.

Bana sakladım. Derine, hep daha derine...

Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım.

Paylaşamadım Yanlış yaptım.

Sana ulasan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar.

Kendimi oradan oraya vurmam.

Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam,

hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam.

Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acili duvarları gibiyim.

Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor.

Tutunamıyorum.

Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum.

Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar pesimde.

Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme.

Yapış yapış, vıcık vıcık bir yalnızlık bu.

Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.

Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum.

Yollar, gitgide uzadı ve karıştı.

Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var.

Ah onun ne olduğunu biliyorum.

Sonu sana geliyor her cümlenin.

Her şeyin başında, içinde ve sonundasın.

Bu değişmiyor.

öyle içimsin ki.

Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.

çok mutluydum...

Gün içinde neler yaptığımı,

nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım.

Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.

"Yine zamansız yağmurlar" dedim,

"Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları" dedim,

"Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim.

Çok uzun bir mektup oldu..

Başından sonuna kadar okudum da.

Neler yazmışım diye merakımdan.

Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, Adini yazdım.

Büyük harflerle, yalnızca adini.

Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum.

Mektup cebimde.

Cebim yüreğime yakın.

Yüreğim sende.

Sen yüreğime yakın.

öyleyse mektup sende.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2006       Mesaj #216
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hangi rüzgar bıraktı bu yalnızlığı?
Kiminle nefes yalandı her gece yüzümde?
Sen sandığım neydi yalnızlığın ellerinde..
Neydi yokluktan kalan bu eziyet ruhiyemde?..
Basit kesirli dünyanın payında tuttum sayılı aşklarımı..
Sayısız paydalarda ,sayısız yalnızlığıma ekleyip..
Konuk oldum camımdaki kuşların ana haber bültenlerine akşamları..
Benden vazgeçmişliği, benden yorgunluğu öğreniyorlardı naklen,
İçtiğim şarap şişelerinin camından..
Bense sevişmeyi öğreniyordum onlardan..
Kanatlarının arasından soluduğum özgür aşkın korkusuzluğunda..
Kendimi kaybettim yine..
Kuşlara soruyorum gördünüz mü beni diye..
Nefesi imgeliyor ciğerlerim bir yaşam ümidiyle..
Yazıyorum , arıyorum.. Harflerin arasından çıkarım belki..
Ama yine sen..
Ve yine sen sandığım yalnızlığın ellerindeyim..
feather

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Kasım 2006       Mesaj #217
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ne diyeyim..
düşündükçe tüm beynime bulaşıyor gibisin. her hücreye giriyor, hepsine bir fotoğraf bırakıyor, hepsine bir şeyler söylüyor ve sonunda sırtımdan itiyor gibisin bir boşluğun içine beni.
belki ben çok büyütüyorum. belki aslında o kadar da çok sevmemiştim seni. kaldıramadığım sadece birden böyle yüzüstü kalakalmak belki de. neler düşünüp neler söylerken birden hepsini susmak zorunda kalmak..
"gidenlerin ardında bıraktıkları boşluk neden sanki her zaman varlıklarında doldurduklarından daha büyük oluyor?"
bilmiyorum.
nasıl bu noktaya geldik onu da bilemiyorum.
seni görmezden mi gelmeliyim, yoksa aklımda senden başka bir şey olamadığını kabul edip aklımdakileri yazmaya devam mı etmeliyim?
söyledikleri gibi aslında kimseye laf sokmaya hakkım yok. herkes kendi duyguları içinde kendi zorunluluklarını yaşıyor. ve yine söyledikleri gibi anlamak nefret etmeyi imkansız kılıyor.
yine de yazmak istiyorum. yazmak hasta mı eder beni yoksa artık kurtulur muyum senden bilmiyorum. ama bu işte..
eski hayatıma dönmeye çalışıyorum. annemin karnından seninle doğmadım sonuçta. ama sokağa çıktığımda kaybolmuş gibi oluyorum. otobüse bindiğimde boğazımda sürekli bir düğüm. cep telefonu elimde duruyor ama artık ne işe yarayacağını kavrayamıyorum. önceden ne yapardım ben bununla acaba.
filmler aldım. hepsi duruyor yatağın üstünde. sinemaya gitsem biliyorum yanımdaki koltuk daha çok üzecek beni.
senden önce yaptığımı hatırladığım bir şey var, yazmak. ama o da senden başkasına çıkmıyor artık.
ben meyilliydim zaten. yani üzülmeye, büyütmeye, böyle şeylere.. şimdi yeni bir fırsat çıktı belki de.

şimdi bir yabancısın. bunu kabul etmek çok da zor olmamalı. ben bir yabancı değil miydim sanki sana bunca zaman boyunca?
ağır gelen çok şey var aslında. ama bunları söylemeye hakkım yok.
aldanmış olsam da. saflığıma yanmak zorunda olsam da. ve kabullenmek istemediğim bir sürü durumun içinde olsam da, artık yakınmaya hakkım yok.
seni merak etmemeliyim mesela. sen artık kendi yaşamın içinde, kendi mutluluklarını yaşıyorsun. bunu sana çok görmemeliyim. dediği gibi dostun ben artık kendi derdime yanmalıyım ve toparlanmalıyım.
işimi buldum, evimi tutuyorum. tam da beynimin ikiye yarıldığı, uykunun çatlayan başıma bir türlü girmediği, uyuşamadığım, unutamadığım, ağlamanın her türlüsüyle tanıştığım ve her şeyin bittiği o gecenin ardında oldu bunlar. sen çıktın. bir yanım yıkıldı, ama bir yanım yeniden kuruldu.
sanki böyle olması gerekiyordu. benim daha fazla salak rolünü üstlenmemem gerekiyordu.

yeni sayfanın böyle açılması gerekiyordu.
hayırlı olsun, sana da bana da yeni yaşamlarımız..

ve bu da sana yazacağım son şey olsun....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Kasım 2006       Mesaj #218
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Duygusuz saatler
Bilmez, geçmek nedir zaman.
Asılır kalır bir iskemleye
İnsan.
Salı Pazarı neşesidir kaybolan...
Cuma cenazelerine bırakır yerini.
Bir bakarsın ki!
Tahta tabutun içindeki ölü beden,
Sana aittir.
Cemaatin “iyi bilirdik” dediği sensindir.
Ölüm cüce kalır,
Bekleyişin yanında...
İçine kapanırsın,
Sessizliğin içinde
Kendinle baş başa
Yaşarsın, öldüğünden habersiz.
Ellerin konacak dal bulamaz.
Kırparsın gözlerini,
Dizlerin titrer.
Umutların umutsuzluklarınla dövüşür.
Ve sen sadece seyredersin...
Beklersin.
Zordur bekleyişler...
Karanlık orman düşlerinde,
Yabancı ağaçlarla
Dost olmak gibidir.
feather
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Kasım 2006       Mesaj #219
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
şölenler kurulmuştu ölmek için
ve yollar şarkılar bitimsiz
gösterişli bir ayrılıktı gelen
ağırbaşlı bir hüzün genç kızın dudağında
"unutuldum" dedi bir sürü trajedi söylediler
ölümü duydu göğe baktı
hayat dediler bir kahkaya attı
ve koridor
koyu yeşil bir muamma
"herkes ölüme zar atsın bana ne
ben imzamı hayat için atar ve geçer giderim" dedi
hiç kimse ama hiç kimse onu unutanlarda dahil
böyle bir imza görmemişlerdi
genç kızın dudağında bir akşamüstü kızıllığı
ellerinde sorulardı açan
bir ömür/kapandı perde
bir sükut/açıldı pencere
genç kız kalbini yokladı/trajedi dokunmamıştı
"şükür" dedi
şükredebildiğini farketti acının içinden geçebildiğini de
elemler yolundan geçebildiğini de
bırakılmıştı
bırakılmak unutulmaktı onun için
uzun uzun baktı guruba birgün
ben batıp gidenleri sevmem diyecek oldu
ibrahimi düşündü sustu güldü
ölecek gibi oldu
sezgileri vardı ve imzası
duası dudağının kenarında
icabet vardı ölümün kıyısında lütufla
itaat vardı artık bu şarkıya
genç kız uzun uzun eyvallah dedi
susarken dokundu gözyaşına Allah dedi
açılan bir kapıdan bambaşka kapıya
bambaşka bir yüzle geçerken genç kız
yolları şölenleri ve gösterişli trajedisini düşündü
en iyi bildiği ve hiç bilmediği sır ölümdü
bir gün ellerine baktı dua ardı
yüzü aynada sarardı
ansızın yılların suskunluğu göründü
şölenler ölmek için kurulmazdı
yollara yakışırdı şarkılar
ve yüzüne tebessüm ufuklar kadar
bir şiir gibi dokunmasaydı hayatın zembereğine alınyazısı
ve kızın unutulmuşluğun kıyısına bıraktığı imzası..
feather
Blue BooL - avatarı
Blue BooL
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #220
Blue BooL - avatarı
Ziyaretçi
hepsi içimde saklı.
içimde bir firtına var ki sorma ..
her şey yerdeğiştirdi sanki, kalbim mideme indi sanki,
çiğerlerim nerde ki ...herşey yerinden gitti, sen gibi...
sende gittin ya hani, evet şu an yanımdasın aynı yerdeyiz belki ama sen gittin.... herşeyi alıp gittin.ne dinezi bıraktın bana nede bir gökkubbe var üstümde ... yer bile yok artık .
düşüyorum hep kara bir deliğe....

yanlış bir şey mi söyledim ?
söyle, dilimi keseyim...
kötü gözlerlemi baktım ?
söyle, gözlerimi kör edeyim.....
tiksindin mi dokunuşlarımdan ?
de ellerimi kırayım.....
sen söyle nerde yanlış yaptım.........?

hiç mi şansımız yok tekrar denemeye ?
hiç mi sevmedin beni?
tüm sözler nerde ?
o bakışlar ?
ellerin ?
sen ?
. ?
?


neyse git.evet git . ben de giderim buralardan sonunda ...her şey gibi....
senin gibi...... bende giderim.....
hem ne olmuş artık sana dokunamayacaksam, ne olmuş sesini duymayacaksam, gözlerinde ben olmayacaksam ne olmuş.................
biliyorum bu yazdıklarımı okumayacaksın belki kimse okumayacak ama ben yinede yazıyorum işte....
hep yazdığım gibi yine yazıyorum..
ve ilerde yazdıklarım gibi bende yok olucam....
sen gibi................

sen şimdi git.........
bende birazdan gelirim yanına ....
olmadığın her yere.....

üzgünüm. herşey için üzgünüm , sen deli bozgun bozkırlarda koşarken ben ardından baktım , üzgünüm...
dizginliyemediğim için seni, kapatamdığım için çitler ardına.....................

Benzer Konular

17 Haziran 2009 / _PaPiLLoN_ Taslak Konular
19 Haziran 2014 / By_Dark Cevaplanmış
16 Ağustos 2014 / Misafir5 Cevaplanmış
3 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük
15 Eylül 2015 / Safi X-Sözlük