Arama

Affetmek - Sayfa 2

Güncelleme: 11 Mayıs 2012 Gösterim: 75.893 Cevap: 258
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mart 2006       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Affeder misin?

Sponsorlu Bağlantılar
Serpil Şener Okur



Hatalar… Hayatımızın en karmaşık anlarıdır; bilerek ya da bilmeyerek yaptığımız. Sevdiklerimizi, sevdiğimizi sandığımız kişileri, en yakın arkadaşımızı hatta tanımadığımız insanları bile üzeriz hatalarımızla. “Sinirli anıma denk geldi”, “İsteyerek olmadı”, “Böyle olsun istememiştim”…. Bu cümleler dökülür dudaklarımızdan. Her zaman mı? Hayır, bazen de biz haklıyızdır. Tamam bir hata işledik ama bundan tamamıyla karşı taraf suçlu, öyle değil mi?

Öyle ya da böyle, hatalar her zaman hayatımızda var. Bize karşı yapılmış da olsa, biz başkalarına karşı işlemiş de olsak. Peki, ya sonra?

Affetmek ya da affetmemek…

Bana sorarsanız insanlar hataları hep affedileceklerini düşünerek işlerler. Her hata, karşı tarafın bağışlayıcılığı ile orantılı. Tıpkı işlenen günahların Allah tarafından affedilmesini içten içe dilemek gibi. Hem yaparsın, hem affedilmeyi istersin.

Ama ağır bir yüktür, geçmişten geleceğe taşınan, biz istemezsek bile. Gün gelir önümüze koyarlar hepsini. Bazen de sineye çekemeyen taraf biz oluruz. “Hatasız kul olmaz” sözü sizi ne kadar avutur bilemem ama ben hatalarımın yükünü hep taşıdım sırtımda. Yüzüme vurulması gerektiğinde kulaklarımın duymadığı hatalarımı hep hissettim yüreğimde. Her hatam bir iz içimde affedilsem bile.

Madalyonun öbür yüzü de var. Kendimize karşı yaptığımız hatalar. Hiç kendimizi kırmadık mı bugüne kadar, üzmedik mi? İstemediğimiz şeyleri yaptırmadık mı kendimize? Belki de defalarca. En kolay hataları da kendimize yaparız aslında. Ancak insanın kendini affetmesi daha zordur. Çünkü insanın kendini kandırması için kalbinin çürümüş olması gerek.

Hatalar, affedilmeler, affetmeler… Bunların hayatımızın bir parçası olduğu kesin. Biz dikkat etsek bile, bakalım aynı şekilde bizim içinde dikkat edilecek mi bu konuda. İşte orası kesin değil.

En güzeli gerçekten “özür dilerim” diyenleri affetmek. Ve hatalarımız karşılığında “özür dilerim” diyebilmekten çekinmemek.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Nisan 2006       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DUYGUSAL UNUTMA

Sponsorlu Bağlantılar
Nefreti asmanin tek yolu var: Affetmek. Baskalarini affettigimizde biz özgürlesiriz.
Nefret yasamdan zevk almamizi, insanlarin güzel yanlarini görmemizi engeller.
Hiç kimse saf iyi, ya da saf kötü degildir.Salt kötülükleri görmek bir süre sonra süphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde bogar insani. Nefret dolu bir yasam, mutsuz bir yasamdir. Affetmek insani derinlestirir. Affetmek için, insanin ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazir hissetmesi gerekir. Çünkü affetmek bir seçimdir.
Kimsenin zorlamasiyla affetmek mümkün degildir. Affetmek bir süreçtir. Birdenbire affedisler bile bir sürecin ürünüdür. Affetmeyi seçtiginizde kimse size borçlanmayacaktir. Yani kosullu affetme yoktur. Diger insanin da sizi affetmesini, degismesini veya sizin istediginiz gibi olmasini beklemeyin. Affetmek bir seçimdir. Amaci sizin rahatlamanizdir,sizin özgürlesmenizdir. Nefret duydugunuz kisinin yasiyor ya da ölmüs olmasi sizin affetme sürecinde duydugunuz acilarin yogunlugunda bir farklilik yaratmayacaktir. O acilar sizin acilariniz. Affetmek kolay degildir. Fakat özgürlesmek için gereklidir. Çogu insan affetmenin nefret ettigi kisiyi suçsuz ya da hakli buldugu anlamina gelecegini sanir. Oysa affetmek, geçmisteki anilarin boyundurugundan kurtulmak, yasamimizi kontrol altinda tutmasina son vermek demektir.

Affetmek, o kisiyi sevmek degil.
Affetmek, o kisiyle konusmak zorunda olmak degil.
Affetmek, o kisiyle iliskiyi sürdürmek degil.
Affetmek, o kisinin beklentileri dogrultusunda davranmak degil.
Affetmek, o kisiyi kucaklamak degil.
Affetmek, o kisiyi suçsuz bulmak degil.
Affetmek, o kisiyi hakli bulmak degil.
Affetmek, o kisinin verdigi zararlari telafi etmek için çaba göstermemek degil.
Affetmek kirginligin, küskünlügün, nefretin hapishanesinden özgürlüge kavusmaktir.
Affetmek artik aciyi hissetmemektir.

Yapilanlari zihinsel olarak unutmak zaten mümkün degildir.
"Duygusal unutma" affetmenin diger adidir


Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
7 Nisan 2006       Mesaj #13
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
* Affetmek güçlüyü daha güçlü yapar. Publilius Syrus

* Affetmek, zaferin zekatıdır. Hadis-i Şerif

* Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır. Schiller

* Affetmenin ne olduğunu yalnız cesurlar bilir, korkaklaırın tabiatında af diye birşey yoktur. Laurence Sterne

* Affın en güzeli, hasmını ezmeğe müktedir iken yapılandır. Ömer bin Abdülaziz

* Aptalı sık sık affetmek onu ahlaksız yapar. Publius Cyrus

* Başkalarını sık sık affet, kendini asla. Syrus

* Bir düşmanı affetmek, bir dostu affetmekten daha kolaydır. Mme Dorothe Deluzy

* Birinin suçunu affedip bağışladıktan sonra pişman olma, cezalandırdığın zaman sevinme. Hz.Ali r.a.

* Hiç kimse, affettiği zaman olduğu kadar yükselemez. Goethe

* İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. Cafer b. Muhammed

* Kendini affetmeyen bir insanın bütün kusurları affedilebilir. Konfiçyus

* Öfkelenmek beşeri bir olaydır, fakat bilahere sakinleşmemek ve affetmemek ayıplanacak iğrenç bir harekettir. Sales

* Sayısız günahlarımızı affeden Allah'ın bir kulu olarak, neden bir suçu bağışlamayayım? Kenan Rifai

* Suçludan öç almak adalet, onu bağışlamaksa fazilettir. Câmi

* Zalimleri affetmek mazlumlara zulümdür.
Sadi
PLAYBOY - avatarı
PLAYBOY
Ziyaretçi
7 Haziran 2006       Mesaj #14
PLAYBOY - avatarı
Ziyaretçi
Benim sozlugumde
Af, Vicdan, Pismanlik, Acimak, Geri donus....
Kelimeleri yoktur...

Onlarin yerine bi kelime kullanrim ben...
SIRADAKI...


Not: Ben dersimi aldim...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Affetmek ne kadar büyüklükse özür dilemek bir o kadar yürek ister.

Affedilecek kişiyi bulmak affetmekten daha zor !
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #16
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kendini Affetmek
yazilarDüşümde Tanrı ile konuştum.
"Demek benimle görüşmek istiyorsun?" diye sordu Tanrı
"Eğer zamanın varsa." dedim.
Gülümsedi,
"Benim zamanım sonsuzluktur." dedi.
"Ne sormak istiyorsun bana?"
"İnsanoğlunun seni en çok şaşırtan davranışlarını."
Tanrı şöyle cevapladı sorumu:
"Çocukluktan sıkılırlar, büyümek için acele ederler
ve sonra çocukluklarını özlerler.

Para kazanmak için sağlıklarını kaybederler
ve sağlıklarını geri kazanmak için para verirler.
Gelecekten endişe ederken bugünü unuturlar,
böylece ne bugünde ne gelecekte yaşarlar.
Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar, hiç yaşamamış gibi ölürler."
Bir süre sessizce oturduk, sonra tekrar sordum:
"Bize vermek istediğin hayat dersleri var mı?"
Tanrı bir gülümseme ile yanıtladı sorumu:
"Kimseye kendinizi sevdiremezsiniz,
yapabileceğiniz kendinizi yalnızca sevilmeye bırakmak."

"Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın."
"Zengin bir insan hayatta en çok şeye sahip olan değildir,
en az şeye ihtiyacı olandır."
"Sevdiğiniz insanları bir kaç saniyede yaralayabilirsiniz,
ama yaralarını iyileştirmek yıllar alır.
"Affetmeyi, affederek öğrenirsiniz."
"Sizi çok seven insanlar vardır, ama duygularını nasıl
ifade edeceklerini bilemeyebilirler."
"İki kişi aynı şeye bakabilir ama farklı şeyler görebilir."
"Bazen başkaları tarafından affedilmek yetmez,
siz kendiniz de kendinizi affetmelisiniz."
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alintidir:

Affın Erdemi

Bir gün trenle seyahat eden birisi tesadüfen son derece huzursuz olan genç bir adamın yanına oturmuş. Bir sure sonra , genç adam , uzak bir hapishaneden henüz çıkmış bir mahkum olduğunu açıklamış. Mahkumiyeti ailesine o kadar utanç vermiş ki , ne ziyaretine gelmişler , ne de bir mektup yollamışlar. Ama fakir oldukları için seyahat edemediklerini , cahil oldukları için mektup yazamadıklarını umuyor ; her şeye rağmen kendisini affetmiş olmalarını hayal ediyormuş.

Ailesinin işini kolaylaştırmak için , kendilerine mektup yazıp tren kasabanın eteklerindeki çiftliklerinden geçerken bir işaret koymalarını söylemiş. Ailesi kendisini affetmişse , raylara yakın bir elma ağacına beyaz bir kurdele bağlayacaklarmış. Eğer kendisinin geri dönmesini istemiyorlarsa , hiç bir şey yapmayacaklar , o da trende kalıp Batıya gidecek , belki de bir serseri olacakmış.

Tren , kasabasına yaklaşırken heyecanı o kadar artmış ki , pencereden dışarı bakmaya cesaret edemiyormuş. Kompartıman arkadaşı kendisiyle yer değiştirip onun yerine elma ağacına bakacağını söylemiş.
Bir dakika sonra elini genç mahkumun koluna koymuş ,
“ Şuraya bak ” demiş. Göz pınarlarında biriken yaşlarla gözleri parlıyormuş. “ Her şey yolunda , bütün ağaç bembeyaz kurdelalarla bezenmiş ”.

O anda bir ömrü zehirleyen tüm acılar , adeta , birden dağılmış , kaybolmuş.

"Affetmezseniz sevemezsiniz.
Sevgisiz hayat ise anlamsızdır"
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #18
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Öfkelenmek beşeri bir olaydır, fakat bilahere sakinleşmemek ve affetmemek ayıplanacak iğrenç bir harekettir

Zalimleri affetmek mazlumlara zulümdür.

Aptalı sık sık affetmek onu ahlaksız yapar.

Kendini affetmeyen bir insanın bütün kusurları affedilebilir
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
29 Ağustos 2006       Mesaj #19
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Affet
Göz kaptırdığım renkten,kulak verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten...

Af

duvar duvar duvar
sana ne desem ki ah
incitmeden gözlerini mahkumun
her taşını kırmalı bir bir
gerisi laf-ü güzar


TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
10 Eylül 2006       Mesaj #20
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Affetmek en asil intikam..
Sagopa KAJMER
"Ey insanoğlu; manevi boyutta yücelmek istiyorsan eğer affedicilikten yana ol. Affedicilik; maneviyatın en yüce zirvesidir. Eğer ki affetmek yerine hükmederek ceza vermeyi deneyeceksen; geleceği düşünerek kendine hükmet ve pişmanlığı yaşamama adına bir kez daha affederek büyümeyi ve manevi olgunluğa erişebilmeyi dene."

Benzer Konular

14 Ocak 2013 / ThinkerBeLL Müslümanlık/İslamiyet
17 Haziran 2009 / nünü Rüya Tabirleri
1 Aralık 2015 / _Yağmur_ X-Sözlük