Arama

Gülben Ergen - Sayfa 15

Anket Gülben Ergen'i Seviyor musunuz?

Evet
 
39 Oy
60.00%
Hayır
 
6 Oy
9.23%
Beni ilgilendirmiyor
 
20 Oy
30.77%
Güncelleme: 1 Şubat 2017 Gösterim: 1.006.924 Cevap: 272
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
31 Ocak 2010       Mesaj #141
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
Gülben ve Mehmet Ali aynı dizide

Sponsorlu Bağlantılar
Mehmet Ali Erbil ve Gülben Ergen, aynı dizide oynamaya hazırlanıyor...
İkili, ülkemizde de yayınlanan Amerikan komedi dizisi “According to Jim”den uyarlanacak sit-com’da başrolleri paylaşacak. TelevizyonGazetesi’nin haberine göre, çekimler birkaç hafta içinde başlayacak. Cast çalışmalarının devam ettiği dizinin, Star TV’de yayınlanması gündemde... James Belushi ve Courtney Thorne-Smith’in başrol oynadığı, Amerika’da altı sezon yayınlanan “According to Jim”, üç çocukları olan Jim ve Cherly çiftinin yaşamlarını konu alıyor. Ergen, “Üç çocukla ilgilenirken, bir dizide rol almam çok zor. Ancak çok iyi bir proje olursa kabul ederim. Senaryoyu okumaya yeni başladım. Kararımı sonra vereceğim” dedi.
Kaynak

5 günde 21 bin kişi seyretti

“Disney Live! Mickey’nin Masal Dünyası” adlı gösteriyi, ilk beş günde 21 bin 500 kişi izledi. Haliç Kongre Merkezi’ndeki şovu seyredenler arasında Gülben Ergen ve Mickey Mouse hayranı oğlu Atlas da vardı.

GÖSTERİLDİĞİ tüm ülkelerde ilgiyle takip edilen “Disney Live! Mickey’nin Masal Dünyası” adlı müzikal gösteri, geçtiğimiz hafta Haliç Kongre Merkezi’nde perdelerini açtı. Disney karakterlerinin sunumuyla masalların canlandırıldığı şov, ilk beş günde 21 bin 500 kişi tarafından izlendi. Geçen hafta sonu da İstanbul’daki yoğun kar yağışına rağmen gösteriye ilgi büyük oldu. Şovu izleyenler arasında Gülben Ergen ve 3 yaşındaki oğlu Atlas da vardı. Ergen, “Gösteri müziğiyle, dekoruyla harika. Atlas sayesinde izledim ve ben de çok beğendim. Ailelere bu renkli şovu çocukları ile muhakkak izlemelerini tavsiye ederim” dedi. “Disney Live! Mickey’nin Masal Dünyası”, 14 Şubat’a kadar sahnelenecek.
Kaynak

kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
2 Şubat 2010       Mesaj #142
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
Dadı

Sponsorlu Bağlantılar
Melek, yıllardan beri sevgilisinin gelinlik satan dükkânında tezgâhtar olarak çalışmakta ve evlilik hayalleri kurmaktadır. Bir gün sevgilisinin kendisinden ayrılmak istediğini öğrenir ve hayatı tamamen değişir.

İşyerinden ayrılan Melek, tesadüfler sonucu eşini kaybetmiş olan zengin bir adamın, Ömer Giritli'nin üç çocuğuna bakmak üzere dadı olarak işe girer. Çocuk yetiştirme konusunda pek de deneyimi olmayan Melek, kendisine çok yabancı bir ortamda, o güne kadar görmediği kurallar ve değişik bir yaşam biçimiyle karşı karşıya kalır...

Dizideki Karakterler
  • Gülben Ergen(Dadı Melek)
  • Kenan Işık (Ömer Giritli)
  • Sinem Kobal (Dilara)
  • Haldun Dormen (Uşak Pertev)
  • Seray Sever (Suzan)
  • İlkay Saran (Melek`in annesi,Mualla)
  • Yaşar Abravaya (Tolga)
  • Gökçe Uzuner (Duygu)
  • Tanju Tuncel (Melek`in Annannesi)
Dadı Dizisinden Resimler...


Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 00:55 Sebep: kırık link
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
9 Şubat 2010       Mesaj #143
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
TOPLANTI YAPTILAR

Gülben Ergen, önceki gün İstinye Park’taydı. Pro İletişim’in sahibi Feride Edige ve ekibiyle buluşan ünlü şarkıcı, önümüzdeki günlerde ekrana gelecek yeni televizyon programının detayları hakkında konuştu. Ergen, daha sonra toplantıya katılanlara hediye almak için gümüş objeler satan bir mağazaya girdi.
Kaynak...

Gülben Ergen, House Cafe'de iş toplantısı yaptıktan sonra bir arkadaşına hediye almak için Hiref adlı mağazaya girdi. Sergilenen ürünleri inceleyen Ergen, hediyesini seçtikten sonra da istek üzerine hayranları ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Ergen daha sonra House Cafe'ye geçip, toplantısına kaldığı yerden devam etti.



-----------------------------------------------------------------------------------------------


' MARKA İÇİN EN DOĞRU YER BENİM KALBİM '

Aralık sayımızda Ipsos KMG tarafından yapılan'Türkiye'nin Yeni Rol Modelleri' araştırmasında kadınlar arasında birinci seçilen Gülben Ergen'le anket sonucu ve genel olarak reklam dünyasına bakışı ile ilgili keyifli
bir sohbet geçirdik.

Aralık sayımızda Türkiye'nin Yeni Rom Modelleri anketinde ikinci,kadınlar tarafından birinci seçildiniz.Bunu neye bağlıyorsunuz?
Önemsediğim tüm değerlerin doğruluğunu görüyorum.Detaylara bu denli takılmam konusunda kendimi eleştirmek yerine'aynen böyle devam' diyorum.Çok zor beğenen bir yapım vardır benim.Bakınca önce hatayı görür gözüm.

On ay olmuş'Uzun Yol Şarkıları' isimli akustik albümüm çıkalı ve hemen ardından uzun bir dinlenme dönemine geçmişim.Sosyal sorumluluk projeleri,günlük hayatın içinde yansıdığım basın haberleri ve birkaç röportaj dışında görünürlük katacak yeni bir ürün de eklememiştim hatta...Bu nedenle araştırmanızın zamanlaması da ayrı bir anlam katıyor sonuca benim için.

Sizce evli ve çocuklu olmanız bu sonucu nasıl etkilemiştir?
Evli ve çocuklu olmak pek rastlanmayan durum değil,hatta bolca var örnekleri.Eğer altını çizmemiz gereken
''evli olmak ya da çocuk sahibi olmak'' değil de ''aile'' olmayı gerçek yada doğru taşıyabilmekse,sonucu etkilemiştir.Böyle bakarsak vardır mutlaka etkisi,ama rol model olmak hassas bir konu.O kadar fazla değer barındırıyor ki içinde...Hele yaş grubu 15-35 yaş arası gibi bilinçli,seçici ve akıllı bir yaş grubu olunca daha da fazla önemsiyorum.

Sizi çok reklamlarda görmüyoruz.Rol alacağınız reklamları neye göre seçiyorsunuz?
En titiz ve hassas olduğum konudur hangi marka ile el ele vereceğim.Öncelikle benim inanmam ve ısınmam gerekiyor markaya.Ve isterim ki bana teklif getiren marka da araştırma yaptırmış olsun ve karşısına benim ismim çıkınca bilinçli bir teklifle gelsin.Araştırmaları fazlasıyla önemsiyorum.İsmimin gücüyle gelen reklam tekliflerinin içini dolu bulmuyorum.Böyle teklifler çok oluyor.Bir çok reklam filminde oynayıp ticari bakmaktan hoşlanmıyorum.Belki ismimin yanına koyacağım markanın da benim kadar bilinçli olmasını istediğimdendir.
Unilever son derece profesyonel bir yaklaşımla bana Rexona reklamları için geldi.Rexona hedef kitlesini tanıyan,ne yapmak istediğini bilen bir dünya markasıydı.Anlaşma aşamasına gelmemiz haftalar sürdü.Reklam filmi senaryoları,çok önemsediğim sloganları(Hayatın sahnesinde alkışları hak etmek için terleyeceksin)haftalarca çalışıldı ve her aşamayı benimle paylaştılar.Unilever Grubu,Lowe Ajans ve PR kısmında Excel ile çok severek çalıştım.

En çok hangi sektörlerden teklif alıyorsunuz?

Kadın hedef kitlesi olan markalar geliyor genelde.Bebek bakım ürünleri de var ama çoklukla kişisel bakım ve temizlik ürünleri.Bu durumdan memnunum.

Gülben Ergen markasının yönetimi için yardım alıyormusunuz?Bir ajansla çalışıyor musunuz?

Aldığım zamanlar oluyor dönemsel olarak,en son PRO İletişim ile çalışmıştım.İyi işler yaptık birlikte.Yaptırdığım araştırma sonuçlarını fazlasıyla önemsiyorum.ERA yapar araştırmalarımı.Celebrity araştırmalarında ve konumlamada çok başarılılar.Artı dostluklarım var.Fikrine çok inandığım,iltifat değil doğru gözlemleyen arkadaşlarıma danışır,fikirlerini alırım.Nihat'ın(Odabaşı) gözünü çok önemserim.Beni,yaptıklarımı ve rengimi doğru yansıtır ve üzerine kendi yorumumu ekler.Konumlamada belli bir noktadan sonra marka için en doğru yer benim kalbim.Duygularımın yaydığı koku beni yanlıştan kurtarıp doğruya götürebiliyor artık.Ben de aklımı karıştırmayarak yardımcı oluyorum.

Sosyal medyayla kendiniz bizzat mı ilgileniyorsunuz,yoksa yardım alıyormusunuz?
Sosyal medya benim en yakın arkadaşım,en vazgeçemeyeceğim alışkanlığım.Bu son yıllarda değil,yaklaşık 10 yıldır böyle.Ortaokul öğrencisi fanlar üniversitede okuyorlar şimdi,kopmadık.Kendi internet sitemin dışında,Facebook ve Twitter var şimdi.İletişimde çok sağlam bir platform olarak görüyorum interneti.Kendimi en doğru ifade edebildiğim yerler internet ve çok seçerek katıldığım televizyon programları.Işıklar yandığında,kostüm,saç,makyaj gibi detaylar eklendiğinde bulunduğunuz atmosfer yansıyor ister istemez.Ama evde kendimi en rahat hissettiğim halimle yazdığım yazılar,cevapladığım mailler çok daha gerçek oluyor.

Toplumdan aldığınızı topluma vermek adına yaptığınız sosyal sorumluluk çalışmaları neler?

Bu da son derece seçici olduğum bir başka konu.Şimdiye kadar birçok çalışmada yer aldım.KAGİDER'in Kadın Fonu Projesi'ni destekledim.Bu çalışmaların ortak özelliği,bulunduğumuz topluma gerçekten bir fayda sağlamaları ve benim ismimin o faydayı daha da artırmasıydı.Bu tip projelerde yer almaya devam edeceğim.Kendime ait bir platform oluşturma hazırlıkları içindeyim hatta.Mardin Bilge Köyü ziyaretim sonrasında yaşadıklarım,gördüklerim beni çok etkiledi.
Kaynak:MediaCat Dergisi


Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 00:55
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
11 Şubat 2010       Mesaj #144
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
Tek çocuk Bana Göre Değil

Sahnelerin gülen yüzü Gülben Ergen iş hayatındaki başarısını özel hayatına da taşımayı başaran bir isim.

Güzel yıldız 2004 yılında büyük aşk yaşadığı Mustafa Erdoğan ile nikah masasına oturdu.
Ayrıldılar, ayrılacaklar dedikodularının magazin kulislerinde dolaşmaya başladığı günlerde Gülben Ergen hamile olduğunu basın mensuplarıyla paylaştı.
Ergen, ilk olarak oğlu Atlas'ı kucağına aldı. Doğumda eşini yalnız bırakmayan Mustafa Erdoğan ise o anki duygularını "Çok heyecan verici bir durum yaşadıklarımız. Çok sağlıklı bir bebek dünyaya getirdi Gülben. Doğanın en olağanüstü şeyi bu gerçekleşen. Büyük bir şaşkınlıkla doğum süresinin gelmesini ve bitmesini bekledim. Doğum süresinde bolca volta attım. Aslında doğuma girmeyi düşünmüyordum ama Gülben'in bağırışlarını duyunca ona destek vermek için içeri girdim. Tam içeri girdim Atlas bebek dünyaya geldi..." sözleriyle anlattı.
İlk çocuklarının doğumu ile tam bir aile olan Erdoğan çiftinin peşini dedikodular bırakmadı. Mustafa Erdoğan'ın bir dansçısıyla aşk yaşadığı ve bu yüzden Ergen ile boşanacakları konuşuldu.
Tüm bu dedikodular karşısında susmayı tercih eden Gülben Ergen, ayrılık haberlerine "ikiz bebek bekliyorum" diyerek cevap verdi.
Zorlu bir hamilelik süreci geçiren Gülben Ergen, ares ve Güney ismini verdiği ikizlerini 2009 yılında dünyaya getirdi.
İmrendiren bir evliliğe sahip olan güzel sanatçı artık üç çocuk annesi Msn Happy

Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Ağustos 2013 09:01 Sebep: kırık link
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
14 Şubat 2010       Mesaj #145
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
Nihat Odabaşı Röportajından...

Gülben Ergen Hakkında Söyledikleri...

Gülben Ergen: Birbirimizi öldürmek istiyoruz sonra ağlayarak barışıyoruz
Beklenmedik bir şekilde gelişen bir dostluk bu. O kadar artık iç içe girdik ki nefret ve aşk ilişkisi gibi. Gerçekten birbirimizi öldürmek istiyoruz bazen, taban tabana zıtız. O çok dakik ben asla değilim, o çok planlı ben rüzgarla beraber yolumu buluyorum, o “Hadi olsun” diyen bir kadın ben “Her şey yerine gelince olsun” diyen bir adamım. Çok zor bir ilişki. Çok kavga ederiz, çok kırarız birbirimizi. Komik bir şekilde gözyaşları içinde tekrar barışıyoruz. Gülben Ergen’le nasıl bir dramatik yapıdır bu, ne kardeşiz ne sevgiliyiz... Niye göz yaşları içinde barışırız bilmem. Mustafa araya girer. Böyle bir durum var. Tanışmamış çok komik, ben patlamışım, Nihat Odabaşı olmuşum. O da benimle Erol Atar’dan gizli çekim yapıyor. Çekimde Erol Atar aradı, evdeyim falan demişti. Pera Palas’ta çekmiştik. Ben o kadar planlı fotoğraf sevmem. Gülben’e “Sağa bak” diyorsun, “Peki elim ne olacak” diyor. “Kıyafet değiştir” diyorum, makyaj tazeleniyor bir gidiyor üç saat gelmiyor. Her kıyafette iç çamaşırı değiştiriyor. İç çamaşırı uyumsuz olursa kadın mutsuz oluyor, onu çekmiyorum üstelik. Saçın arkasını ben öylesine tutturabilirim, görmediğim şey beni hiç ilgilendirmez. Gülben özenle toplamak ister. Portre bile çekeceksem “Altına topuklu ayakkabı giymezsem ben kendimi kadın hissetmem” der. Müthiş bir çelişki. Hiç sevmedik birbirimizi aslında. Büyük bir hayal kırıklığıyla ayrıldık. O bu mudur Nihat Odabaşı dedi, ben de Gülben Ergen’i boğmak istedim. Sonra bir çekim daha yaptık, “Ben senin şartlarına uyacağım” dedi. Çektik, enerjisi deldi geçti her şeyi. O gün bugündür başkasıyla hiç çekim yapmadı. Başkasıyla çekim yapmasını istiyorum aslında, yenilenmek için. İki defa ayarladım, olmadı. Bizim çekimimizi görmen lazım. Bir gece önceden sözleşiyoruz, kibar olacağız, foyalarımızı ortaya çıkarmayacağız. Başlıyoruz, bir süre sonra kıyamet kopuyor. Çocuklarla yaptığımız çekimlerde bilemedik ne yapacağımızı, çocuklar önemliydi. Onu unutmamak lazımdı. Duru, o duyguyu hiç bölmeyen bir şey olmalıydı. O çok kolay gibi gözüken resim için çok zorlandık. Yıllar içinde Gülben’in gülen bir kadın olduğunu bulduk.

kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
17 Şubat 2010       Mesaj #146
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
  • İnstyle Dergisinin Mart sayısında Gülben Ergen in yer alması planlanıyor.(İlk 2 resim dergiden kamera arkası...)
  • 10 Nisan Cumartesi Bostancı Gösteri Merkezin de saat 21.00 da konseri var...
  • Gülben Ergen 19 Şubat Cuma 10:00 'da TV8 Ebru Şallı'nın programı Ebruli'ye konuk olacak...


Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 00:55
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
25 Şubat 2010       Mesaj #147
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
Pal Fm Ödülleri Dağıtıldı: İşte En İyiler !

PALMALİ Şirketler Grubu Bünyesi’nde yayın hayatını sürdüren Pal Fm’in, müzik sektörü ile sanatçılara destek ve teşvik amacıyla bu yıl ilkini düzenlediği ‘Pal Fm Müzik Ödülleri’ 20 ayrı kategoride sahiplerine dağıtıldı.Ödül töreni Çırağan Sarayında yapıldı...

En İyi Düet:
Gülben Ergen & Oğuzhan Koç - Giden Günlerim Oldu

Haberin tamamına ulaşmak için>> kaynak



Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 00:55 Sebep: Ek resim..
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
7 Mart 2010       Mesaj #148
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
Her kuruş bir gülüş için

Önce ismi yakalıyor insanı: Çocuklar Gülsün Diye. Ne mi yapılacak çocukların gülmesi için? Anasınıfları. Evet; bu “alçak gönüllü” bir eğitim kampanyası. Kendisi kabul etmiyor ama baş kahramanı üç çocuk annesi sanatçı Gülben Ergen.

İletişimci Feride Edige ve Elvan Oktar da yol arkadaşları. Üç kadın üç aydır harıl harıl çalışıyor. Bir hattan Milli Eğitim Bakanlığı ile konuşuluyor, diğer hattan Dernekler Dairesi Başkanlığı ile. Sonunda ilk etapta 5 köyde 5 anasınıfı yapmak için izinler alınıyor. Puzzle’ı tamamlamak yardımseverlere kalıyor.
“Bu çocuklar yarın belki öğretmen, doktor, avukat olacaklar ama bir daha hiç çocuk olamayacaklar. Biz kiralık değil, sürdürülebilir sevinçler için çıktık yola. Önce yürekleri eğitmek için. Zira Aristo’nun dediği gibi: Yüreği eğitmeden beyni eğiten bir eğitim eğitim değildir.”
Üç aydır “Çocuklar Gülsün Diye” projesiyle yatıp kalkan Gülben Ergen soluk almadan devam ediyor: “Bugün çok coşkuluyum. Az önce bağışlar için banka hesap numaralarımız da açıldı. İznimiz bir senelik ama bu iş ben yaşadıkça sürecek. Ben şu anki gücümle köylerde iki odalı anasınıfları yapabiliyorum. Atlas, Ares ve Güney’i ise zıpkın gibi olduklarında annelerinin başlattığı bu işin başında, deli gibi Türkiye’nin her yerine koşarken, ilkokul, lise, üniversiteler yaptırırken hayal ediyorum. Hangi mesleği seçerlerse seçsinler, liseye geldiklerinde bu projeyle staj yapsınlar, üniversitelerinde bu projeyi yaysınlar. Ben nasıl bugün kuaförde, orada burada herkesten bağış topluyorsam onlar da bu işin ucundan tutsunlar. 20 yıldır ürettiğim bütün şarkılarım, renklerim, dizilerimin yanı sıra, çocuklarıma bu projeyi bırakmayı çok anlamlı buluyorum.”
Bu vasiyetin müsebbibi, 44 cana mal olan Mardin Bilge Köyü katliamında annesini, babasını, kardeşini kaybeden çocuklar. Hatırlarsınız; Gülben Ergen, ikizleri Güney ve Ares’in ilk fotoğraflarını Hürriyet’in eki Gala’ya vermiş, karşılığında aldığı parayı da Bilge Köyü’ne yardım olarak götürmüştü. Montlar, tişörtler, mısır gevrekleri, kırtasiye malzemeleri, bir kamyon dolusu sevinç dağıttı orada. Sınıflarda çocuklarla söyledi bu kez şarkılarını. Ancak çocukları mutlu ettiğini düşündüğü ziyaretten dönerken boğazına bir yumruk oturdu: “Birden kendimi kötü hissetmeye başladım. Ben evime gidiyorum, onlar yarın yine o mezarlığın önünden geçerek gidecekler okullarına; günaydın o mezarlığa bakarak başlıyor çünkü. Onlara günlük mü, haftalık mı, aylık mı yeteceği belli olmayan kiralık bir sevinç dağıttım, o kadar. Kalemlerini kalemtıraşlar bitirecek, montunu, ayakkabısını küçülünce kardeşi giyecek. Sonra ona kim verecek. Anladım ki ancak o toprağa bir şey dikince kendimi iyi hissedeceğim.”

BAKANLIĞI ARAMAK ARANJÖRÜ ARAMAK GİBİ DEĞİL

O an kararını verdi. Şöhretini, belki çocuklarıyla da özdeşleştirdiği için 0-6 yaş çocukları için kullanacaktı. Ayrıca Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) okul öncesi eğitim için başlattığı “7 Çok Geç” kampanyası da derinden etkilemişti onu. Hedefini iletişim uzmanları Feride Edige ve Elvan Oktar ile paylaştı. AÇEV Başkanı Ayşen Özyeğin’den de destek aldı. İş prosedüre kalmıştı. Ancak vakıf kurmanın kolay olmadığını işe başlayınca anladı:
“Hiç bilmediğim konuların içinde buldum kendimi. Milli Eğitim Bakanlığı’nı aramak şarkının aranjörünü aramak gibi değil. Dernekler Dairesi, okul öncesi eğitim müdürlüğü, inşaat firmaları... Şuralara kumbara koymak istiyoruz, önce yazı getirmeniz lazım; para toplamak istiyoruz, önce makbuz almanız lazım. Bu ülkede yardım etmek bu kadar mı zor? Binlerce imza, binlerce prosedür. Kağıtları havaya fırlatıp, küsüp, hadi canım deme noktasına çok geldik. Sonra anlattılar. Kurunun yanında yaş da yanmasın diyeymiş bunlar. Nihayetinde geçen hafta resmi başvurumuzu yaptık. Henüz vakıf da değiliz, platform da; bir kuruşu dahi kabul edecek alçakgönüllü bir kampanyayız sadece. İznimiz bir yıllık ama her sene yenileyeceğiz.”
Tüm bunlarla uğraşırken, müdür odası ne kadar olmalı, ağır çelik, betonarme, prefabrik arasındaki fark ne, bina depreme nasıl dayanıklı olur, neden yanmayan boya gibi bir sürü detay; keşif, tefriş, ayni yardım gibi bir sürü yeni kelime giriyor hayatına. Bunları kullanırken emin olmak için yan gözle Feride Hanım’a bakıyor ve gülümsüyor: “Neydi o kelime?”

GİTTİĞİM KÖYDE KEDİ BİLE YOKTU

Sonra başlıyor projeyi anlatmaya: “Şimdilik 5 anasınıfı yapmak için yola çıktık. İhtiyacı olan 5 köyü Milli Eğitim Bakanlığı belirledi. Trabzon, Mardin, Hatay, Erzurum ve Tokat’ın gidilmesi en zor köyleri bunlar. Daha önce de anaokulu yapmış iki inşaat firmasıyla anlaştık. Ama yetmedi tabii. Önceleri filmlerde, haberlerde seyrettiğim, köye gidince de tanık olduğum, çocukların okula giderkenki dere tepeli, yokuşlu uzun yürüyüşleri bana çok dokunuyordu. Niye onlara servis almıyoruz, dedim. Evlerinden servisle alınsalar, servisle bırakılsalar. Köyde okul servisi! Milli Eğitim de şaşırdı buna. Şoförü ve benzini Milli Eğitim’den garantiledik. Minibüsleri biz alacağız. Yaz aylarını da düşünüyorum, servis boş mu duracak. Tiyatrolar, geziler. Minibüsü bırakıp dönmem oradan, her kilometresini kontrol ederim.”
Anaokulu, servis tamam da bunlar çocuğu ne derece mutlu edecek; çocuk yürekler nasıl yakalanacak? Burada da oyuncaklar, kıyafetler, yiyecekler giriyor devreye. “Çocuk ses ister, renk ister, oyuncak ister. Benim gittiğim köyde miyav sesi bile yoktu” diyen Ergen eksikler için anaokulu öğretmenleriyle iletişime geçmiş bile: “Fotoğraflar yollandı bana. Halı bulamamışlar, camiden renkli bir halı almışlar. Oysa halının düz olması lazım ki oyuncağın rengi ortaya çıksın. Çocuğun hamuru olacak ki el kasları gelişsin. Duvarlara renkli şeyler asılmalı. Şarkılar, türküler söylenmeli. Bir teyp kaç para Allah aşkına! Sonra beslenme çantası fotoğrafları. Üzeri yağlı bir dilim ekmek, yanında havuç.”
Bu eksikleri gidermek için bir havuz oluşturulacak. Anaokulu öğretmenlerinden gelen çığlıklar bu havuz sayesinde azalacak.

GÖNÜLLÜ ABLA-AĞABEY AĞI

Projenin belkemiği için gençlere güveniyor Gülben Ergen. Onun için önce güçlerini önemsediği gençleri ayaklandırmak istiyor. Enerjik olmaları ve anında organize olmalarından çok etkileniyor. Kurulacak anaokullarını da onlara emanet etmek istiyor. Bunun için üniversiteleri dolaşacak. Gençlerden gönüllü ablalar, ağabeyler, öğretmenler olmalarını isteyecek. Buna da, planlamada bir aksilik olmazsa Eskişehir’deki üniversitelerden başlayacak. Bu arada bu projeyle hayatına giren, “11 fırlama” adını taktığı üniversiteli gençleri hatırlıyor: “Her biri birer Serdar Erener olmak isteyen, anaokuluna gidemeseler de eksiklerini hayatın başka zorluklarıyla kapatmış bu gençler, bir haftada bize müthiş bir sunum hazırladılar.”
Ve kampanyanın müziği için de başka bir gencin kapısını çalıyor. Nil Karaibrahimgil de projeye yapacağı tanıtım müziğiyle destek olma sözü veriyor.

WEB’DE YAYINLANACAK

Kampanyanın en etkili yanı da her yapılanın veya yapılacak olanın www.cocuklargulsundiye.org internet sitesinde denetim altında tutulacak olması. İnşaatların aşamaları da paylaşılacak siteden, ilk öğrencilerin mezuniyeti de. Öğretmenler eksiklerini, öğrenciler fikirlerini bu siteye gönderecekler. Bu hem o köye projenin sürdürülebilir olduğu güvenini verecek, hem bağışçıya bağışının nereye kullanıldığı bilgisini. Ayrıca dışarıdan bir uzman denetçi de görev yapacak projede. Ergen’in üzerine basa basa vurguladığı tek şey var: “Bu projede ‘ben’ yok, ‘biz’ var. Bu nedenle bu projenin kahramanı ben değilim. Nil müziği yaparım dedi, Nil kahraman, siz röportaj yapıyorsunuz sizsiniz kahraman. 10 lira bağış yapan da bizim kahramanımız, 100 bin lira bağışlayan da. Kim kat yapıyorsa o kahramanımız. O yüzden tek kahraman yok, kahramanlar ordusu var burada. Ve herkesi bu ordunun neferi olmaya çağırıyorum.”

KAMPANYANIN KAHRAMANI OLMAK İSTEYENLERE:

HESAP NO IBAN NO
TL : 395-6211111 TR97 0006 2000 3950 0006 2111 11
USD: 395-9011111 TR54 0006 2000 3950 0009 0111 11
EUR: 395-9011112 TR27 0006 2000 3950 0009 0111 12

KAŞEME BAKSAM İYİ PARA KAZANMIŞTIM

Çok fazla reklam anlaşması yapamıyorum. Çünkü benim için sloganı çok önemli. Son altı aydır anne-bebek ürünleri, hijyen, beslenme, temizlik ürünleriyle ilgili çok teklif aldım. Eğer sadece kaşeme bakıyor olsam en az dört reklam filmi anlaşması imzalamış ve çok iyi para kazanmıştım. Sloganı bana uymuyorsa yapamıyorum. Çünkü ben o sloganla insanları ikna ediyorum. Benim en son yaptığım reklam anlaşmasında yüzümün altında ‘Alkışları haketmek için terleyeceksin’ yazıyordu. Bunda varım. Şimdi de beni her gördüğünüz ilanda ‘Çocuklar Gülsün Diye’ yazacak, benim her yaptığım anlaşmanın, atıyorum bir yüzdesi belirlenecek, o yüzde oraya aktarılacak. Yapıştık, beraber yürüyoruz.

YABANCI SANATÇILAR KADAR TOK DEĞİLİZ

Bizim sanatçılarımız yurtdışındaki sanatçılar kadar tok ve çok değiller. Ve çok büyük paralar kazanmıyorlar. Oradaki telif haklarının işleyişi, sahne-sinema kaşeleri, sanatçıya verilen değer çok farklı. Gerçekten el üstünde tutuluyorlar ve canı gönülden bu yardımları yapıyorlar. Biz ise kendimizi zor kurtarıyoruz ve üstüne bir şeyler koymaya çalışıyoruz. Kendi markasını güçlendirmeye çalışan var, kendisine ev almak için, ailesini garantiye almak için çalışan var. Yine de ellerinden geldiğince çok şey yapmaya çalışıyorlar.

Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 00:55
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
9 Mart 2010       Mesaj #149
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
Düşman çatlattılar!

Hülya Avşar, Gülben Ergen'i ağırladı, "En güzel kim?" tartışması yaşandı!

HABERTÜRK'te Hülya Avşar Soruyor programına konuk olan ünlü şarkıcı Gülben Ergen, Elazığ'daki depremle ilgili "Bence doğa insanlara çok acımasız mesajlar veriyor ama biz anlamıyoruz tabi. Biz bütün dünya insanları doğayı müthiş bir şekilde katledip çok kötü kullandığımız için doğa da bir şekilde mesajını veriyor anlayabilene. Ama domuz gribi, ama kuş gribi, ama deprem, ama tsunami her şekilde doğa sesini çıkarıyor, 'Bana bu kadar kötü davranma' diye bence. Biz çok hor kullanıyoruz doğayı ve dünyayı, herkes bir şekilde elini taşın altına koyabilmeli" şeklinde konuştu.

Daha önce magazin basınında tartışmalarıyla yer alan iki ismin programda bu konuyla ilgili şakalaşmaları da oldu:

HA: En yakın arkadaşın (sanat camiasında) kim?
GE: Sensin.
HA: Bir de bizim hakkımızda şöyle bir şey söylüyorlar, Hülya - Gülben dostlar aslında ama bize karşı neden böyle, hani küslermiş de atışıyorlarmış gibi görünüyorlar...
GE: Ne yani Gönül Parkına birlikte gidip simit mi yiyelim?
HA: Bugüne kadar bizim hakkımızda yazılan çizilenler şu anlamda gerçekti, mahsustan yapılmış bir şey yoktu. Benim karakterim buna zaten müsait değildi.

HA: Neden seni bana rakip gösterdiler, nerden çıktı bu senden mi çıktı?
GE: Neden?
HA: Taklit mi ettin ne yaptın? Bir şey yaptın ama...
GE: Bu saatte bunu yapma bana. Buna verecek bir cevabın kalmaz yani...
Ha: Ne tipimiz benzer ne de bir şeyimiz benzer...
GE: Başarı diyelim başka bir ortak nokta bulamıyorum yani, senin sinema ağırlığın var sahne ve albüm senin sonradan geldi. Benim ise albüm ve sahnedir. Sadece başarı olarak nitelendiriyorum ve farklı duruş diyebilirim.


GE: Ben senden kurtulmak için çok çaba sarf ettim. Sen benim çok uzun yıllarımı aldın.

HA: Sanki ben çok istedim!

GE: Başarı ve güzellik sadece sana has bir şey değildir!
HA: Hayır, sadece bana has bir şeydir!
GE: Ah canım evet, gerçekten en güzel kendini mi zannediyorsun sen?
HA: Evet evet, en güzel benim.
GE: Deli misin sen? Tamam tamam en güzeli sensin, bizim komşunu kızı var çok güzel.
HA: Ya keşke getirseydin. Birlikte artık sıkıldım en güzel olmaktan. Ben yıllarca insanlarla dalga geçe geçe en güzeli benim, en zeki benim... Ama kimse anlamadı... Ben kedimi çok begeniyorum, tamam benden daha güzel kadınlar var ama ben güzelim.
GE: Bu memleketin köylerinde, kasabalarında senden benden de güzelleri var. Tamam bizim gibi bakımlı değiller.
HA: Tamam zamanında güzeldik ama artık anne olduk, 40'lı yaşlarımıza girdik.
GE: Sen sabahları uyanınca çok güzel kadın oluyorsun.


"ÇOCUKLAR GÜLSÜN DİYE" KAMPANYASI


Sosyal projeleriyle de tanınan ünlü şarkıcı Gülben Ergen, "Çocuklar Gülsün Diye" kampanyası hakkında da bilgi verdi. 0-6 yaş çocuklarını hedef aldıklarını anlatan Gülben Ergen, ilk olarak belirledikleri 5 İlde (Tokat, Ağrı, Trabzon, Mardin, Hatay) ana sınıfları yaptırmayı hedeflediklerini kaydetti.
Kaynak

---------------------------------------------------------
'ANCAK ŞAHAN'LA CEM YILMAZ BİR ARAYA GELİRSE ÖRNEK OLMUŞUZ DEMEKTİR'

Geçtiğimiz gün Hülya Avşar'ın programına Gülben Ergen konuk oldu ve eğlenceli anlar yaşandı.

Hülya Avşar'la Gülben Ergen geçtiğimiz gün Hülya Avşar'ın programı için bir araya geldi. Program sırasında keyifli anlar yaşayan ikili program sonrası bir araya gelerek eğlenceli dakikalara sahne oldular. Ayakligazete.com'un haberine göre, ezeli rakip olarak gösterilen ikilinin atışmaları ve çok özel açıklamları bomba etkisi yarattı.
Program sonrası bir araya gelen ikilinin sohbetinde neşeli anlar yaşandı. Ufak ufak atışan ikili zaman zaman bir birlerine laf atmayı da ihmal etmedi. Hülya Avşar, 'Vallahi 70 dakika zor dayandım Gülben'e. Çaktırmayın' diyerek keyifli atışmanın fitilini ateşledi.

'Cem Yılmaz'la Şahan bir araya gelirse örnek olmuşuzdur'

Bir çok ünlünün kendilerinin ardından bir araya gelerek barışma görüntüleri sergilemesini değerlendiren iki ünlüden Gülben Ergen, 'Hadi bakalım Hülya atışma profesörü olarak konuş' dedi. Ardından ikili, 'Barışmak moda oldu bizden sonra ama ancak Cem Yılmaz'la Şahan Gökbakar bir araya gelirse örnek olmuşuz sayarız' diyerek diğer isimlerle ilgilenmediklerini ima edip kahkahaya boğuldular.

'Sen ancak benim projeme destek olabilirsin Gülben'

Gülben Ergen'in çocuklar yararına hazırladığı proje de Hülya Avşar'ında yer alacağı sorularını yanıtlayan ikilinin arsında ilginç bir diyalog yaşandı. Hülya Avşar, 'Projeyi ortak yapmayacağız, ben destek olacağım olabildiğim kadar derken', Gülben Ergen, 'Eee destek olman ortak bir şey anlamına da gelir Hülya' dedi. Bunun üzerine altta kalmayan Hülya Avşar, 'Ben kendi projeme hayatta ortak almam. Benim projemse sen ancak destek olabilirsin Gülben' dedi. Bunun atışmanın üzerine kahkahalar atan ikili, 'Her zaman destek oluruz birbirimize' diyerek sadece şakalaştıklarını belirtti.

Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Ağustos 2013 09:07 Sebep: kırık linkler
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP VIP Üye
11 Mart 2010       Mesaj #150
kutsal54 - avatarı
VIP VIP Üye
Gülben’in güzellik sırları

Gülben Ergen, 15 yıl önce çekilmiş bir fotoğrafına bakıp, “Aman tanrım, şu hale bak!” diyor kahkahalarla gülerek. 2010 yılında karşımızda duran Ergen’in o fotoğraftaki kadından en büyük farkı, zaman içinde ulaştığı sadelik. Az makyaj, kendi haline bırakılmış sağlıklı saçlar ve sade kıyafetleri tercih eden ünlü şarkıcı, pek çok kadının merak ettiği güzellik sırlarını InStyle dergisine anlattı.

Tanınmaya başladığınız ilk günlerden bugüne saçlarınız ne tür değişimler geçirdi?

- Saçlarım bir şekilde hep odak noktası oldu nedense, renginde değişiklikler yapmayı sevmesem de kesimi, şekli ve kullanış şeklim kadınları hep ilgilendirdi. Kuaförler de modeller oluşturdu. Değişimler hep kendimi tanımamla doğru orantılıydı.Giyim şekline göre saçı kullanmak ve mevsimsel değişimler yapmak bana hep doğru geldi.

Bu süreçte saç konusunda aldığınız en büyük ders neydi?

- Kuaföre gitme zorunluluğum olmayan modelleri seçmek... Çünkü kuaförde geçen zaman fazlalaştıkça benden çalıyor. Duşumu aldıktan sonra kendi dokunuşlarımla oluşturacağım saç modeli rahat, şık ve kullanışlı olmalı.

Saçınızı kendiniz yapar mısınız?

- Yaparım tabii, çok da severim. şekillendirici mutlaka kullanırım.Besleyici serum ve hacim veren köpükler ile daks mutlaka olmalı.

BELİRGİN DUDAK KENARLARI BİR ZAMANLAR FACİAMDI

Çok doğal bir dudak renginiz var. Kaç tane ruj var makyaj çantanızda?


- Güleceksiniz ama en sevmediğim makyaj ürünü rujdur. Çantamda sadece dudak nemlendiricim vardır, rujum yoktur. Göz makyajım belirgin ve önemlidir yüzümde, dudak ne kadar sade olursa o kadar asil ve modern gelir bana.

Hangi makyajın size yakıştığını keşfedene kadar ilginç denemeler yaşadınız mı?

- Keskin ve belirgin dudak kenarları bir zamanlar faciamdı. Bir de belirgin simsiyah eyeliner. Bu iki detay da yüzdeki makyajı ağırlaştırır. Eskiden bunları uyguladığımda yaşımı gösteremezdim. Ne komik olurdu! Hele o kenarı kalemle belirginleştirilmiş dudaklar... Aman Allah’ım! Sadeliği keşfedene kadar bunları çok yaşadım.

Favori makyajınızı anlatır mısınız?

- Şeftali renkli bir allık, siyah göz kalemi, göz altına koyu kahve far. ışte benim günlüm makyajım bu. Bana en yakıştığını bildiğim, kendimi rahat hissettiğim... ışin içine rimel girerse göz altı kapatıcısı gerekebilir, bir de ince pudra. Bu ürünleri kullanmayı da severim ama sık tercih etmem.

Tek bir makyaj malzemeniz kalsaydı, bu hangisi olurdu?


- Siyah göz kalemi. Gözüme kalem çektiğimde kendimi tamamlanmış hissediyorum. Kalıcı bir yolu çıksa hiç düşünmeden yaptırabilirim.

ESKİDEN SPA’LAR BENDEN SORULURDU

Yaşadığınız en büyük cilt sorunu nedir?

- Hiç yaşamadım. Senede bir-iki sivilce çıkar, o da ruh halimle alakalıdır. “Çıkarsa çıksın” der üstüne gitmem. Cildimi iyi temizlerim, iyi nemlendiririm, özenirim. Özendiğiniz hiçbir şey size sorun yaşatmaz.

Vücut bakımı için neler yaparsınız?

- Yüzüm kadar özenmediğim için sorun yaşarım ama bunu düzenli spor yapmayışıma bağlarım. Eskiden peeling’e, masaja, nemlendiricilere ve toparlayıcılara daha fazla vakit ayırırdım ama şimdilerde bunları yapamıyorum.

Annenizden aldığınız en önemli güzellik tüyosu nedir?

- Birincisi, yüzümü temizlemeden yatmamak. ıkincisi acıbadem sütü kullanmak.

Hamam ve masaj gibi uygulamalarla aranız nasıldır?


- Aaah, ah! Eskiden spa’lar benden sorulurdu. Çocuklarla bunlar hayal oldu. Derlerdi de inanmazdım. Ama masaj için aynı şeyi söylemem, çünkü masözüm beş senedir aynı ve benim saatlerime uyuyor. Hamileliğim boyunca da, doğum sonrası da masajımı ihmal etmedim. Vücudun kan dolaşımını hızlandırır, doğru şekillenmesine yardımcı olur.

EŞİME FİKRİNİ SORARIM AMA BİLDİĞİM YAPARIM

Eşiniz seçimleriniz hakkında yorum yapar mı? Ve siz onu dinler misiniz?


- Çok seyrektir yorumları, genelde spor giyimimi ve neşeli saç şekillerimi sever. Saçlarım maşalı olunca, “Makarna saçlı” der. Eşofman, atlet giydiğim tarzımı yani spor hallerimi beğenir. Bir davete katılıyorsak sorarım fikrini. Ama bildiğimi yaparım.

AKLIMA NİHAT GİRDİ

Şu anda saçınızın bir yanı uzun bir yanı daha kısa... Böyle riskli bir modeli herkes taşıyamaz. Nasıl karar verdiniz modele? Memnun musunuz şimdi?


- Nihat (Odabaşı) bir gece aklıma girdi, “Kessene saçını bir tarafı uzun, bir tarafı kısa” dedi. Feci etkilendim ve inandım. Sabahı zor edip Serpil’de (Küçükelçi) aldım soluğu. Bir gün düşünsem vazgeçebilirdim. Hemen o gün kestik. Cesur olmak lazım. Kısa saçın bana yakışacağından şüphem yoktu ama bir tarafı uzun, bir tarafı kısa saçı rahat kullanabilir miyim diye azıcık korkmadım değil. şimdiyse memnunum.

Kaynak...




-------------------------------------------------

Tarkan'ın yerine Gülben

Megastar Tarkan, uyuşturucu kullanma ve yer temin etmek suçlamasıyla gözaltına alınında polis balosunda vereceği konser de suya düştü... Bu olayın ardından polis balosunda sahneye çıkması planlanan Tarkan'ın yerini Gülben Ergen aldı.

Vatan Gazetesi'nden Zehra Çengil'in haberine göre Tarkan, serbest kalır kalmaz menajerine “Ne yapıp edip polis balosunda sahne almalıyız, o konserin iptal olmasını istemiyorum” dedi.

Ancak tüm girişimler hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Emniyet yetkilileri Tarkan’ın menajerini arayarak “Bu sıcak olayın ardından polis balosunda sahne almanız tepki çekebilir” diyerek megastardan vazgeçtiklerini dile getirdi.

Öte yandan polis balosu için Gülben Ergen ile anlaşıldı. 9 Nisan’da Abdi İpekçi Spor Salonu’nda düzenlenecek konserde Ergen, polisler için ücretsiz sahne alacak. Ertesi gün de Bostancı Gösteri Merkezi’nde hayranları için konser verecek. Büyük bir üzüntü yaşayan Tarkan’ın ise yeni albümünü Nisan ayı sonuna yetiştirebilmek için stüdyo çalışmalarını hızlandırdığı öğrenildi.
Son düzenleyen Safi; 22 Ocak 2016 00:56

Benzer Konular

13 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Şubat 2010 / Misafir Edebiyat tr
17 Eylül 2013 / Jumong X-Sözlük
16 Şubat 2010 / Misafir Soru-Cevap