Ziyaretçi
Allerji kelimesi günlük konuşmalarda en sık kullanılan tıbbi terimlerden biridir. Aynı şekilde doktor ve hastalar da pek çok tıbbi problemde allerjiyi sorumlu tutarlar. Saman nezlesi ve astma gibi iyi tanımlanmış allerjik hastalıklara ek olarak, baş ağrısı, mide ağrısı, hiperaktivite gibi çok değişik belirtiler de allerjiye bağlanmaktadır. Allerjilerin gerçekten yaygın olmasına ve hatta bazı gerçek allerjilerin gözden kaçabilmesine rağmen, allerji denen çoğu şey aslında allerji değildir. Allerji kelimesi Yunanca'da diğer anlamına gelen allos'dan köken alır. Baron Clemens von Pirquet 1906'da bu terimi, bağışıklık sistemi içindeki herhangi bir "değişmiş reaksiyon" u tanımlamak üzere kullanmıştır. Bu orijinal tanımda, bu reaksiyonların vücuda zararlı veya yararlı olabileceği yer almaktaydı.
Günümüzde allerji, çoğu kişinin sorunsuzca kabul edebileceği bir maddeye karşı olan anormal duyarlılık olarak tanımlanmaktadır. Örneğin, çoğu kişi polenlere hiç bir reaksiyon vermezken, allerjik rinitli kişiler kısa bir karşılaşmadan sonra bile, şiddetli reaksiyon verebilirler. Bu duyarlılığın bağışıklık sisteminin sadece bazı özel kısımlarını ilgilendirdiğini biliyoruz. Allerji için iyi bir karşılık aşırı duyarlılık olabilirdi, ancak bu daha genel bir terimdir.
Bir kişinin allerjik olma süreci halen aktif bir araştırma ve tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Bu süreç, bazı duyarlı bireylerde allerjenle tekrar eden karşılaşmaların bağışıklık sistemini aktive ettiği bir duyarlılaşma dönemi ile başlar.
Bütün ayrıntıları halen yeterince anlaşılmamış olmakla birlikte, kişinin allerjik olup olmaması hem genetik hem de çevresel faktörlere bağlıdır. Örneğin, güçlü bir ailesel allerji öyküsü olan bir kişinin allerjik olma olasılığı, böyle bir öyküsü olmayana göre daha fazladır.
Kalıtıma ek olarak çevrenin de allerji gelişiminde önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Tek yumurta ikizleriyle ilgili çalışmalar bu "genetik olmayan" faktörlerin güçlü rolünü çok iyi ortaya koymaktadır. Genetik yapılarının aynı olmasına rağmen tek yumurta ikizlerinin sadece % 25-50'si aynı allerjiler veya aynı allerjik hastalığı göstermektedir. Bu farkların esas olarak değişik çevresel faktörlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Belli bir zaman süresince belli bir allerjenle yüksek düzeyde karşılaşan bir kişinin o allerjene karşı duyarlılık kazanma şansı, daha az karşılaşan kişiye göre daha fazladır. Örneğin, erken yaşlarda yüksek miktarda ev tozu akarıyla karşılaşmanın, daha sonra ev tozu akarına allerjik olma şansını dramatik olarak arttırdığı kesin olarak gösterilmiştir. Eğer ailesel allerji öyküsü varsa bu şans daha da artmaktadır. Öte yandan bazı kişilerin ise, karşılaşma yoğunluğu ne kadar fazla olursa olsun kesin olarak allerji geliştirmediği de bilinmektedir. Ayrıca, özellikle sigara dumanı başta olmak üzere bazı irritanlara maruziyet allerjenlere duyarlılaşmada önemli rol oynamaktadır
Günümüzde allerji, çoğu kişinin sorunsuzca kabul edebileceği bir maddeye karşı olan anormal duyarlılık olarak tanımlanmaktadır. Örneğin, çoğu kişi polenlere hiç bir reaksiyon vermezken, allerjik rinitli kişiler kısa bir karşılaşmadan sonra bile, şiddetli reaksiyon verebilirler. Bu duyarlılığın bağışıklık sisteminin sadece bazı özel kısımlarını ilgilendirdiğini biliyoruz. Allerji için iyi bir karşılık aşırı duyarlılık olabilirdi, ancak bu daha genel bir terimdir.
Sponsorlu Bağlantılar
Bütün ayrıntıları halen yeterince anlaşılmamış olmakla birlikte, kişinin allerjik olup olmaması hem genetik hem de çevresel faktörlere bağlıdır. Örneğin, güçlü bir ailesel allerji öyküsü olan bir kişinin allerjik olma olasılığı, böyle bir öyküsü olmayana göre daha fazladır.
Kalıtıma ek olarak çevrenin de allerji gelişiminde önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Tek yumurta ikizleriyle ilgili çalışmalar bu "genetik olmayan" faktörlerin güçlü rolünü çok iyi ortaya koymaktadır. Genetik yapılarının aynı olmasına rağmen tek yumurta ikizlerinin sadece % 25-50'si aynı allerjiler veya aynı allerjik hastalığı göstermektedir. Bu farkların esas olarak değişik çevresel faktörlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Belli bir zaman süresince belli bir allerjenle yüksek düzeyde karşılaşan bir kişinin o allerjene karşı duyarlılık kazanma şansı, daha az karşılaşan kişiye göre daha fazladır. Örneğin, erken yaşlarda yüksek miktarda ev tozu akarıyla karşılaşmanın, daha sonra ev tozu akarına allerjik olma şansını dramatik olarak arttırdığı kesin olarak gösterilmiştir. Eğer ailesel allerji öyküsü varsa bu şans daha da artmaktadır. Öte yandan bazı kişilerin ise, karşılaşma yoğunluğu ne kadar fazla olursa olsun kesin olarak allerji geliştirmediği de bilinmektedir. Ayrıca, özellikle sigara dumanı başta olmak üzere bazı irritanlara maruziyet allerjenlere duyarlılaşmada önemli rol oynamaktadır
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 17:47