Arama

Kurt adamlar gerçekten var mıdır? - Sayfa 8

En İyi Cevap Var Güncelleme: 3 Eylül 2015 Gösterim: 42.472 Cevap: 91
CappoonN - avatarı
CappoonN
Ziyaretçi
2 Ekim 2012       Mesaj #71
CappoonN - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

kesnlklleee varrr.. inanmayanlar islamiyet öncesii türeyiş destanı ve bozkurt destanlarına göz atsınlar Msn Wink

Destanlar Herkesinde Bildiği Gibi Hayal Gücü, Abartı Ve Zamanla Değiştirilmiş Hikayelerdir. O Yüzden destanlardan Yola Çıkarak Var Olup olmadıklarını Anlayamayız...

Sponsorlu Bağlantılar
Bu Arada Ben Kurt Adam Diye Bir Şeye İnanmıyorum. Sadece Hayal Ürünüdür.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2012       Mesaj #72
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bence beyler kurt adam diye bişi yok. ama kurttan bi kan alıpta insana aktarsak bi degişiklik olmazmı böyle kaşnmalar çok fazla kıllanma çok acıkma falan bunlar biraz ortaya konulmazmı çünkü kurt kanı anlayın
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Aralık 2012       Mesaj #73
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar kurt adam varmı yokmu bilmm. ama ben vampirmiym kaç gündür kafayı yiyecem 21 yaşındayım istanbul oturuyorum. 1 haftadır. canım acayip kan istiyo yolda yürüym kndi kndime dyrmki şunun kanı nasıldır acaba. canm kan çekinde ön dişlerimi dilimle sürtüyorum. ve benm yaralarım çok çbk iğleşiyo geçen sene ayağım kırıldı. doktor 2 hafta rapor verdi ama ben 2 gnde ayağa kalktm kırıklarım düzelmş iğilşmiş. gecerli dışarda dolaşmayı karanlıkta otrmayı sewyrm. güneşte fazla dolaşmıyorum çnkü tenm beyazlaşıp soyuluyor. biri bana yarım etsn nolur. kafayı yycem artık.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
29 Aralık 2012       Mesaj #74
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
werwolf1
Kurt Adam

Bir insanın bir hayvan, özellikle de kurt biçimine girebilmeye yetenekli olması, kurtadam söylencesinin çıkış kaynağı hakkında yeterli bir açıklama değildir. Çok eskiden beri çeşitli kaynaklarda ve toplumlarda kurtadam öykülerine rastlanmaktadır. Farklı coğrafyalarda yaşayan insan topluluklarında sadece kurtadamlık değil çeşitli insan hayvan karışımı yaratıklarada rastlanmaktadır. İskandinavların Ayı Adamları, Kızılderililerin Bizon Adamları, Afrikalıların Sırtlan Adamları, Türklerin İtbarak'ları, ve İstanbul’un Kedi Kadınları bunlara örnektir.
İstanbul’un Kedi Kadınları, Kurt Adamları
İstanbul’un kedi kadınlarından söz eden Amerikalı romancı ve senaryo yazarı Guy Endore’dir. Endore Kedi kadınlardan bahsettiği ilk baskısını 1934 yılında yaptığı Parisin Kurt Adamı adlı kitabında kurgusal bir öyküyü anlatmaktadır.1870 yılının komün ayaklanmasında geçen öykü kurtadamlar konusunu ayrıntılı bir araştırma ile desteklemektedir.
İstanbul’un kedi kadınları hakkında şunları söylemektedir Endore: “Bir saç tokası kullanarak pirinç tanelerini yerler ve bilirler ki yaratıkların kurdukları sofrada karınlarını iyice dolduracaklardır.”Amerikalı yazar Endore bir korku romanı yazıyor ve elindeki folklor malzemesini buna göre yorumluyor , kurguluyor ve abartıyor.Yazar büyük bir olasılıkla Kedi kadınlar diye folklorumuzda ve masallarımızda geniş bir yer tutan her kılığa giren cadılardan ve cadı kadınlardan bahsetmektedir kendi savına uygun olarak.
germanwoodcut1722
Tarihte Kurtadamlık
Eski Yunanlılar ve Karadeniz'in kuzey kıyılarına yerleşmiş Scythia soyu, bölge yerlileri Neurianları sihirbaz olarak kabul ediyorlardı. Bu olağan üstü büyücülerin her yıl birkaç gün için kurda dönüştükIerine inanıyorlardı. Tarihin babası olarak nitelendirilen M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış olan eski Yunanlı Heredot ise dilediklerinde kurda, dilediklerinde insana kolayca dönüşebilen bir insan türünden söz etmektedir..
Bir görüşe göre yüzyıllar önce, insanlığın erken tarihlerinde kurtadam doğal olmayan bir istekle insan etine açlık duyan bir canlı türü olarak kabul edilirdi.Bu insan, çeşitli büyülerin yardımıyla dilediğinde yırtıcı bir kurda dönüşmenin bir yolunu bulmuştu. Eskilerin söylediğine göre, kurda dönüşen kişi insan sesini ve insan gözlerini muhafaza eder. Ancak vahşi dört ayaklı kurdun kuvvet ve kurnazlığını taşırdı. Kurtadamın kim olduğunu ses ve gözlerinden tanımak mümkündü.
Biçim değiştirerek kurda dönüşrnek olayından, Roma edebiyatında bir büyü işi olarak söz edilir. M.S. I. yüzyılda eser vermiş Vergilius, bu söylenceden söz eden ilk Latin ozanıdır. Bunu Propertius, Servius, ve Petronius izlemiştir. Petronius, M.S. 54-68 yılları arasında Nero dönemi Roma'sının saray eğlence müdürüydü. Satyricos adlı kitabında hiciv, macera ve fantezi dolu bir kurtadam öyküsü de vardır.
Eski Yunan ve Roma geleneğinde bir insanın kurda dönüşmesi, bir ceza olarak simgeleniyor. Böyle bir olayı M.S. 64- 113 yıllarında yaşamış olan Plinius şöyle anlatıyordu: "Tanrılara insan kurban etme törenlerinden birinde kurban gölün kıyısından alınır. Ancak kurban kaçarak karşı kıyıya yüzdü. Karaya çıktığında kurda dönüşmüştü. Bundan sonraki 9 yıl boyunca yanında bir grup insanla kırlarda dolaştı. Eğer bu süre içinde insan etine yaklaşmazsa yeniden insan olacaktı. Nitekim kurtuldu ama hayatının 9 yılını kurt olarak yaşadı. "
Günahı yüzünden ceza olarak kurtadama dönüşen birinin öyküsünü de M.Ö. 43-M.S. 18 tarihleri arasında yaşamış Ovidius anlatır. Metamorphoses (Değişimler) adlı uzun şiirinde, yaradılıştan Sezar'a dek olan dönemdeki mucizevi değişimlerden söz eder. Romalı ozan Ovidius, Arkadya'nın mitsel, kralı Lyeaon'un öyküsünü anlatır: "Tanrılar tanrısı Olimposlu Jupiter Lycaon'u denemek için kılık değiştirip onun sarayına yemeğe gider. Lycaon da onun Tanrı olup olmadığım anlamak için insan etinden yemek ikram eder. Jupiter bunu anlayınca ceza olarak Lycaon'u kurda çevirir. O da bu kimlikle sonsuza dek kalır ve çevreye korku salar." M.Ö. 4. yüzyıl civarında Eflatun ve M.S. 2. yüzyılda Pausanias da hemen hemen aynı türden değişim öyküleri anlatarak aynı noktada buluşuyorlardı.
15. ve 16. yüzyıllarda kurtadama dönüşme inancı, tüm Avrupa 'da büyücülük ve cadılıkla aynı kefeye konuyordu. Özellikle Fransa ve Almanya'da kurtadam olduğundan şüphe edilen biri, acımadan yakılır ya da asılırdı. Nitekim kurtadam avı dinsel duygular adına yapılırdı. Büyücü ve "kurtadam mahkemeleri" bugün bile anlatılmaktadır. Sözgelimi 100 yıldan daha fazla bir süre, 1520-1630 yıllarında Fransa'nın yaklaşık 30.000 kurtadam olayıyla sarsıldığı bilinmektedir.
werwolf
Kurtadamlığa Dair Çeşitli Örnekler
1573'te Fransa 'da Dijon yakınlarındaki Dôle' de, GilIes Garnier adında bir "kurtadam" köye zarar vermek ve küçük çocukları "yemekle" suçlanmıştı. Suçunu itiraf edince de kazığa geçirilerek yakılmıştı..
1598'de yine Fransa'da Caude yakınlarındaki ıssız ve vahşi bir yörede birkaç Fransız köylüsü, 15 yaşındaki bir erkek çocuğunun cesedini buldu. Çocuk.korkunç bir şekilde parçalanmıştı ve her yerinden kanlar fışkırıyordu. Bir çift kurt da cesedi yiyordu. Uzaktan köylüler görününce kaçıp ağaçlıkların arasında kayboldular. Köylüler "kurtları" izlediler ve bir çalılığın içinde sinmiş, yarı çıplak bir adam buldular. Uzun saçlıydı. Bakımsız, uzun bir sakalı, sanki pençe görünümünde uzun ve kirli tırnakları vardı. Aralarında pıhtılaşmış kanlar ve insan eti parçaları görülüyordu. Adam, Jacques Rollet adında bir ruh hastasıydı. Köylüler gelip de kaçmadan önce cesedi parçalıyordu. Aslında ortada kurt filan yoktu. Adamlar o andaki heyecanlı halleriyle bu ruh hastası adamı bir kurtadam olarak algılamış olabilirler. Fakat bunu anlayabilmek olanaksızdı. Ama şurası kesindi ki, Rollet kendini bir kurt gibi hissediyordu. Bu kuruntunun etkisi altındayken birçok insanı parçalayıp yemişti. Sonuçta ölüme mahkum edildi. Fakat Paris Mahkemesi kararı bozdu. Onu bir akıl hastanesine gönderdi. Burası idam edilmeyen kurtadamların kapatıldığı bir yerdi!
kurtadam
20. Yüzyıl
Kurtadamlara ilişkin olaylar eskisi kadar yoğun olmamakla birlikte zaman zaman bu tür olaylardan söz edilmektedir. Örneğin Birinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre önce üç kurt adamın ele geçirildiği öne sürülmektedir.
1925'te ise Fransa'nın Strasbourg kenti yakınlarındaki bir köyün halkı, köyden bir çocuğun kurtadam olduğuna ilişkin tanıklık ettiler. 5 yıl sonra Bourg-Ia-Reine'de de bir kurtadam korku saldı. Pierre van Peasen, 1939'da yayımladığı, Bizim çağımızın Günleri adlı kitabında bu olaya değiniyordu.
1946'de Kuzey Amerika'nın en eski Kızılderili kabilelerinden biri olan Navajo'lara "dört ayaklı bir katil"musallat oldu. Bu garip yaratık hep dolunay zamanı ortaya çıkıyordu.
1949'da Roma'da bir polis ekibi, garip davranışlı bir adamı izlemekle görevlendirildi. Adam, kurtadam psikozu içindeydi. Düzenli olarak her dolunay döneminde kontrolünü kaybediyor ve ürkünç bir şekilde uluyordu.
1957'de Singapur'da polisler, benzeri bir olayı izlemek için görevlendirildiler. Çünkü, bir yatılı kız okuluna sürekli olarak bir kurtadamın saldırdığı iddia ediliyordu. Kızlardan biri bir gece, baş ucunda duran birisinin varlığıni hissederek gözlerini açtı. Karşısında saçları burnuna kadar düşen, uzun ve sivri dişli, korkunç görünüşlü bir adam duruyordu. Fakat olayın ardındaki gizem çözülemedi.
1975'te İngiliz gazeteleri, Staffordshire'ın Ecc1eshall köyünde yaşayan 17 yaşındaki bir gencin olağanüstü haberleriyle dolup taşıyordu. Delikanlı, kurtadama dönüştüğü inancı içindeydi. Bu zihinsel acılarına kalbine sapladığı bir bıçakla son verdi. Delikanlının yakınlarından biri şöyle diyordu: "Ölmeden çok kısa bir süre önce bana telefon etti. Yüzünün ve ellerinin renk değiştirdiğini ve giderek kurtadama dönüştüğünü söyledi. Az sonra sesi giderek homurtuya dönüştü."
jpggi5
Sonuç
Halihazırdaki bilimsel bilgiler, kurtadam olayında olduğu gibi bir insan formunun bu kadar kısa zamanda bir başka biçime dönüşmesinin kesinlikle olanaksız olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla kurtadam efsaneleri tümüyle cehalet ve kuruntu üzerine kurulmuş olabilir. Fakat yine de yüzlerce yıldır bildirilen bu tür olayların. gözardı edilemeyeceği belirtiliyor.
achim schulz werwolf01
Likantrofi
Seri cinayet her zaman var olmuştur seri cinayet suçunu tarif etmek için kullanılan terminoloji, asırlarla beraber değişmiştir. Dört yüz yıl önce katiller, Avrupa’yı dolaşıp kurbanlarını hayvani bir hırsla öldürürlerdi. O zamanlar onlara “Psikopat” ya da “Cani manyak” veya “Şehvet katili” denmezdi. Onlara Likantrofi denirdi. Bu ifade, iki Yunanca kelimenin, Lykos (Kurt ) ve Antropos (Adam) birleşmesinden oluşmuştu.
Bu seri katillerin bazıları, o kadar sapkın adamlardı ki kendilerinin doğaüstü canavarla olduklarına gerçekten de inanıyorlardı. Avladıkları köylüler, zaten buna kesin olarak inanıyorlardı. Aynı şekilde, yetkililer de likantrofiye açıktan açığa inanıyor ve onu dönemin en önemli toplumsal sorunu olarak görüyorlardı.
1941 tarihli klasik Kurt Adam gibi eski filmlerde, likantrofi korkunç bir lanet olarak gösterilir. Lon Chaney Jr, bir kurt adama dönüşmekten hiç hoşlanmaz, fakat ister hoşlansın, ister hoşlanmasın, her dolunayda kılları ve pençeleri çıkıp dişleri sivrileşmeye başlar. On altıncı yüzyıl insanları, olaylara başka bir gözle bakıyorlardı. Kurt adamlar, şeytanla bilerek bir anlaşmaya giren kötü adamlar olarak görülürlerdi. Canavara dönmeyi kendileri istiyorlardı.
1500’lerin sonlarındaki Gilles Garnier adındaki Fransız bir münzevinin böyle şeytani bir anlaşma yaptığı rivayet edilir. Anlaşmanın karşılığında Garnier, onu aç ve insan yiyen bir kurda dönüştüren kara büyü içeren bir merhem almıştı. Aşağı yukarı aynı zamanlarda Peter Stubbe adında bir Alman, güya ona kurt adam güçleri veren efsunlu bir kemere karşılık ruhunu satmıştı.
Dönüşüm yöntemleri farklı olabilirdi, fakat bu iki manyak tarafından işlenen suçlar, şaşılacak derecede birbirlerine benziyordu ve aynı ölçüde mide bulandırıcıydı. Kurt adam filmlerinin sahte dehşetlerinden çok daha korkutucuydu. Hem Garnier hem de Stubbe, genelde çocukları avlayan şehvet katilleri ve yamyamlardı. Garnier, iki ay içinde dört küçük kurbana saldırmış ve onları çıplak elle ve dişleriyle parçalamıştı. Daha uzun bir zaman içinde Stubbe, aralarında öz oğlunun da bulunduğu en az beş kurbanı öldürmüştü. Söylendiğine göre Stubbe, oğlunun boynunu kopardıktan sonra kafatasını parçalayıp beynini yemişti.
Modern psikiyatri, ortaçağın kurt adamlığı yerine, bize “Anti sosyal kişilik bozukluğu” gibi kavramlar sunmuştur. Ancak bu yüzyılda bile, arada bir öyle bir katil çıkar ve suçları öylesine tüyler ürpertici olur ki bunlar doğaüstü bir canavarın işi gibi görünebilir. Örneğin 1920’lerde yamyam bir katil olan Albert Fish, on iki yaşındaki bir kız çocuğunu kandırıp Wisteria Köşkü diye anılan terk edilmiş bir eve götürmüş, onu orada öldürüp parçalamış ve etlerinin bir kısmını pişirip yemişti. Bu suç su yüzüne çıktığı zaman, bulvar gazeteleri bu işi yapan kişiyi tanımlayacak çarpıcı bir isim bulmak için çok düşünmüşlerdi.
Buldukları diğer iğrenç adların yanı sıra, onu “Wisteria Kurt Adamı” olarak da adlandırmışlardı.
Bu yazı A'dan Z'ye Seri Katiller Ansiklopedisi kitabının 184-185. sayfasından alınmıştır.
Boris Vian'in Kurt Adamı
Boris Vian'in anlattığı, dolunay vakti insana dönüşen kurdun hikayesi, çeşitli Kurt Adam hikayelerine çok güzel bir alternatiftir.
Buffy the Vampire Slayer'da kurt adamlar
Kurtadamlar, Buffy the vampire slayer adlı dizide ilk defa Phases adlı bölümde, Oz’un kurtadam olduğunu keşfetmesiyle ortaya çıktı. Buffy the Vampire Slayer dünyasında kurtadamlar sadece dolunay zamanı üç geceliğine kurta dönüşür. Yaratığın insan tarafı, kurta dönüştüğünde neler olduğunu hatırlamaz. Bir insanın kurtadama dönüşmesi için bir kurtadam tarafından ısırılması gerekir. Oz, kuzeni Geordie tarafından ısırılmıştı. Sevgilisi Willow ve arkadaşları Oz’un kontrol edemediği ikinci benliğini öğrenince ona yardım etme kararı aldılar. O, kurta dönüştüğü üç gece boyunca kendini kütüphanedeki kafese kilitler. Lover’s Walk adlı bölümde Oz’un, Willow’un kokusunu çok uzaklardan alması kurtadam duyularına insan şeklindeyken de sahip olduğunu gösteriyor. Kurtadam avcıları onları öldürmek için gümüş kurşun kullanır. Buffy, Phases adlı bölümde Caine adında bir avcıyı avlamaya çalıştığı kurtun aslında bir insan olduğuna ikna etmeye çalışmıştı.
misafir - avatarı
misafir
Ziyaretçi
13 Ocak 2013       Mesaj #75
misafir - avatarı
Ziyaretçi
bence kurt adam diye bir şey yoktur.sadece bir hayal ürünüdür.çünkü biz dün akşam kampa gittiğimizde hiç bir şey yoktu.kurt adam olsaydı onu görürdük.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Ocak 2013       Mesaj #76
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kurt adam diyebir şey yoktur .eğer olsaydı dün kampta görürdük
iceslush - avatarı
iceslush
VIP ETC
14 Ocak 2013       Mesaj #77
iceslush - avatarı
VIP ETC
Kurt adamlar gerçek değildir.
Bir insanın genlerinin bazı etkenlerle hayvan genine dönüşüp mutasyon geçirmek çok mantıksız.
http://www.msxlabs.org/forum/signaturepics/sigpic813898_4.gif
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ocak 2013       Mesaj #78
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
şu filmleri izlemeyin artık..
mutasyon olayı öyle saatlik saniyelik değil, uzun sürer.
kendini vampir hisseden kurt hissedenler. pc başından kalkın tv başından kalkın..milyonda bir genetik özelliklerinden dolayı az parmakları eğik ve kıllı bir insan görseniz kurt adam diyip onunla foto çekeceksiniz nerdeyse.

bunlar birer hayal ürünüdür...selamlar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Şubat 2013       Mesaj #79
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bence gerçekten kurt adamlar var
alın SİZE KANIT - avatarı
alın SİZE KANIT
Ziyaretçi
19 Temmuz 2013       Mesaj #80
alın SİZE KANIT - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar işte size gerçek bir kanıt herkes türklerin başlık takmasıyla yada bozkurt destanıyla kurt adamların başladığını sanıyor fakat öyle değil aslında. Türklerin bi destanı vardır adı ''İTBARAK'' destanı yani köpek başlı adam anlamına geliyor bu destanı araştırırsanız ger.eği öğreneceksiniz altta türkler tarafından kısaca yazılmış şiir bile var kurt adamları anlatan sadece bu dwstanı araştırmanızı istiorum araştırın sonra söyleyin varmı yokmu diye size bu destandAKİ ŞİİRİ YAZAYIM ''Türkler "Barak" derlerdi, Kara tüylü köpeğe,
Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe.
Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı.
Onu da köpeklerin, atası sayarlardı.
Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi,
Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi.
Kuzey-batı Asya'da güya "İt-Barak" vardı,
Türklerse İç Asya'da, onlara uzaklardı.
Başları köpek imiş, vücutları insanmış,
Renkleriyse karaymış, sanki Kara Şeytanmış.
Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş,
İlâç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş.
Destanda denilmiş ki, Oğuz-Han yenilmişti,
Bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti.
On yedi sene sonra, Oğuz onları yendi.
Kadınlar yardım etti, orada savaş dindi.
Oğuz bu bölgeleri, "Kıpçak-Beğ" e il verdi,
Bunun için Türkler de, oraya "Kıpçak" derdi.''İNANMAYAN ARAŞTIRSIN.

Benzer Konular

30 Ocak 2017 / Misafir Soru-Cevap
26 Mart 2016 / Teamoore Soru-Cevap
27 Eylül 2011 / Misafir Cevaplanmış
6 Ekim 2012 / ThinkerBeLL Hayali Karakterler
27 Mayıs 2014 / serhat123 Soru-Cevap