Arama

Kadın Sağlığı - Sayfa 13

Güncelleme: 25 Temmuz 2014 Gösterim: 313.534 Cevap: 357
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Nisan 2006       Mesaj #121
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
3 29 mavala
Mavala'nın optik tırnak beyazlatıcısı “Mava – White”, sigara nikotini, hava kirliliği ve şehir sularının, sarartıp rengini bozduğu tırnaklara sağlıklı görünümünü geri kazandırıyor. UV ışınlarına karşı tepki veren özel pigmentler içeren Mava – White, tırnaklar için optik renk düzenleyici özelliği taşıyor.

Sponsorlu Bağlantılar
Herhangi bir oje sürmeden kullanıldığında mat bir cila görünümü veren Mava – White koruyucu ön cila ile oje arasına sürüldüğünde ise ojeye opak bir ton kazandırıyor.

Kuru ve sertleşmiş tırnak etlerinin nazikçe geri itilmesini sağlayan Mavapen ise, günlük olarak oje üzerinden uygulanabiliyor.


ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
24 Nisan 2006       Mesaj #122
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Çalışan kadınların kariyer mücadelesi, ileri yaş gebeliklerinin sayısını artırıyor. Bazen de çok geç oluyor...

Sponsorlu Bağlantılar

Dilimize bir reklam şarkısı olarak dolanan 'çocuk da yaparım, kariyer de' aslında, bir çok kadının ortak sesi oldu. Tıptaki gelişmelerle hamilelik yaşının 40'lı yaşlara kadar uzaması, kadınların kariyer planlarını hayata geçirmelerinde en etkili rolü oynadı. Günümüzde bir çok kadın çocuk yapmayı ileriki yaşlara ertelerken, bazen bu ayarın dozunu kaçırabiliyor. Öyle ki ileri yaşlarda gebe kalmanın kimi sorunlara yol açtığı durumlar da mevcut. Uzmanlar böylesi durumların da unutulmaması gerektiğini söylüyorlar.

Ege Üniversite (E.Ü) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Tamvergen, ileri yaş gebeliklerini değerlendirirken, bir kadının 35 yaşından sonra gebe kalma şansının her yıl giderek azaldığını, gebe kalsa bile farklı sağlık sorunları yaşama ihtimalinin yüksek olduğunu vurguluyor.

Özellikle 40 yaş sonrasında gebe kalma olasılığının büyük ölçüde azaldığını kaydeden Tamvegen, 45'inden sonra ise yardımcı unsurlar olmadan kadının gebe kalamadığını ifade etti.


"GEBELİĞİ ERTELİYOR"

Günümüzde artık ileri yaş gebeliklerin arttığını kaydeden Prof. Dr. Tamvergen, bunun önemli nedenlerinden birinin, çalışan kadınların "kariyer mücadelesi" olduğunu savundu.

Tamvergen, şunları söyledi:

"Çalışan kadın sayısı sürekli artıyor. Günümüzde iş hayatında rekabet yüksek olduğu için insanlar kendilerini işlerine adamak zorunda kalıyor. Çalışan kadınlar da işlerinde iyi bir konuma gelebilmek için mücadele ediyor ve kariyer yapmak istiyor. Bu nedenle kadın çocuk sahibi olmak istese bile bu sürecin kariyerinde olumsuz etki yapacağı, zaman kaybedeceği endişesiyle gebeliği sürekli erteliyor."



GEBE KALAMAYAN KADINLARIN YÜZDE 15'İ

Kariyer yapmak isteyen kadınların, gebeliği iş hayatında önemli bir zaman kaybı olarak görmeye başladığını bildiren Prof. Dr. Tamvergen, çocuk sahibi olmak isteyip de gebe kalamayan hastalarının yüzde 15'ini, kariyer için gebeliği erteleyen kadınların oluşturduğuna dikkat çekti.

Kariyer mücadelesi veren kadının, iş hayatında gelmek istediği noktaya vardıktan sonra çocuk yapmaya karar verdiğini belirten Tamvergen, "Ancak artık yaş ilerlediği için bazen çok geç olabiliyor. Çünkü iş hayatında hayal edilen noktaya gelmek genellikle 35 yaşın üzerinde gerçekleşiyor" dedi.

Kariyer için gebeliği erteleyen kadınlara, "Çocuk da yapın, kariyer de" tavsiyesinde bulunduklarını anlatan Tamvergen, şöyle devam etti:

"İleri yaş gebeliklerde, çocuğun, ebeveynleri ile birlikte yaşama süresinin azalması nedeniyle sosyal sorunlar da ortaya çıkıyor. Bunun yanında yine ileri yaş gebeliklerde, hem anne adayında hem de doğacak çocukta değişik sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor. Çiftlerin bazıları, 'Nasıl olsa tıp ilerledi, tüp bebek uygulaması bile var' diyerek çocuk sahibi olmayı geciktirmek isteyebiliyor. Ama şu iyi bilinmeli ki, teknoloji bir noktadan sonra tabiatın sınırlarını zorlayamıyor."

Prof. Dr. Erol Tamvergen, gebe kalmayı erteleyen, ancak çocuk sahibi de olmak isteyen kadınların erteleme süresini çok uzatmamaları ve önceden muayene olup doğurganlıkla ilgili sağlık durumunun ne olduğunu bilmeleri gerektiğini sözlerine ekledi

ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
24 Nisan 2006       Mesaj #123
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
ünlüleri zayıflatan lahana diyeti
BEYAZ LAHANA DİYET ÇORBASI

5 TANE TAZE SOĞAN
1- 2 DOMATES KONSERVESİ, YADA TAZE DOMATES
1 BÜYÜK BEYAZ LAHANA
2 TANE YEŞİL SALÇA BİBERİ
1 BAĞ MAYDANOZ
1 ADET KEREVİZ
3 PAKET SOĞAN ÇORBASI

BAHARATLARI: KARABİBER, KURİ(CURRY), MAYDANOZ, CHİLLİ (ACI KIRMIZI BİBER)

MALZEMELERİ KÜÇÜK BİR HALDE KES, TENCEREYE KOY, ON DAKİKA KAYNAT VE AKABİNDE
KISIK ATEŞDE PİŞİR.

YUKARIDAKİ ÇORBA TARİFİNDEN HER GÜN NE KADAR ÇOK YENİRSE O KADAR FAZLA KİLO VERMEK SAĞLANABİLİR. AYRICA AŞAĞIDAKİ KURALLARA UYULMASI GEREKİYOR.


1.GÜN:

HER MEYVEDEN YİYEBİLİRSİNİZ (MUZ, KAVUN VE KARPUZ HARİÇ). ÇAY VE BÖĞÜRTLEN
SUYU İÇEBİLİRSİNİZ.BOL SU İÇİNİZ.

2.GÜN:

PİŞMEMİŞ TAZE SEBZE YİYİNİZ . KONSERVELEŞTİRİLMİŞ SEBZELERDEN YİYEBİLİRSİNİZ.
KIRMIZI FASULYE VE BEZELYE YEMEYİNİZ .YUKARIDA İZAHI YAPILAN ÇORBADAN YİYİNİZ .
SEBZE VE HAŞLANMIŞ PATATESİ MARGARİNLE YİYİNİZ .MEYVE YEMEYİNİZ .

3. GÜN:

YUKARIDA İZAHI YAPILAN ÇORBADAN BOLCA YİYİNİZ .MEYVE YİYİNİZ .ÜÇ GÜN BU KURALA
UYDUYSANIZ 2.5 KG ZAYIFLARSINIZ .

4.GÜN:

3 ADET MUZ YİYİNİZ .YAĞSIZ SÜT İÇİNİZ .BOLCA SU İÇNİZ .

5. GÜN:

½ KG ET YİYEBİLİR TAZE DOMATESİ SABAHLEYİN YİYECEKSİNİZ .AYRICA 6-8 BARDAK SU
İÇİNİZ .


6. GÜN:

İSTEDİĞİNİZ KADAR ET VE YEŞİL SEBZE YİYİNİZ .

7.GÜN:

PİLAV ,SEBZE VE MEYVE YİYİNİZ .AYRICA MEYVE SUYU İÇİNİZ .BU GÜNDEN SONRA ALTI YADA DAHA FAZLA KİLO VERMİŞ OLABİLİRSİNİZ .



BİR HAFTA BU PROGRAMI UYGULADIKTAN SONRA ESKİSİ GİBİ BİR HAFTA YİYİP
İÇEBİLİRSİNİZ .AKABİNDE YUKARIDAKİ PROGRAMI UYGULAMAYA DEVAM EDİNİZ .(ŞAYET DAHA FAZLA KİLO VERMEK İSTİYORSANIZ .)

NOT: EKMEK YEMEYİN, LİMONSUYU VEYA DİYET LİMON SUYU İÇMEYİN .ÇAY VE KAHVE(ŞEKERSİZ) ,MEYVE SUYU VE YAĞSIZ SÜT İÇEBİLİRSİNİZ .

İLAÇ KULLANIYORSANIZ BU DİYET ZARARSIZDIR. BU DİYETİ DOKTORLAR KALP AMELİYATI YAPILACAK OLAN ŞİŞMAN HASTALARA UYGULAYARAK KOLAYCA KİLO VERMELERİ SAĞLANIYOR.
Son düzenleyen Blue Blood; 24 Nisan 2006 15:08
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
25 Nisan 2006       Mesaj #124
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Soru ve Cevaplarla Gebelik


Gebe bir kadın nasıl yaşamalı? Çevresindekiler ona nasıl davranmalı?
Gebelik normal yaşantıyı değiştirmeyi gerektirmez. Ancak gebe kadın, mümkün olduğunca sakin, kaygı ve baskılardan uzak yaşamalı ve dengeli beslenmeli. Her şey normal olduğu sürece hareketliliği kısıtlamaya gerek yok. Hamile bir kadın günlük yaşamını ve çevresiyle ilişkilerini kısıtlamadan devam ettirmeye çalışmalıdır. Gebelik sırasında kesinlikle sigara içilmemeli. Sigaranın bebeğin düşük kilolu doğmasına ve huzursuz bir bebeklik geçirmesine neden olduğu bilinir. Kocası da, sigarayı bırakmasa bile, eşinin yanında içmemeli. Gebe, alkol kullanmaktan da kaçınmalıdır.

G****** duygusal dünyasının ne kadar duyarlı olduğu yakın çevresi tarafından hiç unutulmamalıdır. Korku ve endişeleri, öncelikle eşi tarafından özen ve anlayışla karşılanmalıdır. Bu destek yalnızca gebelik sırasında değil, doğum ve doğumdan sonra bebekle birlikte yeni yaşantının düzenlenmesinde devam etmelidir.

Gebe bir kadın hangi hareketleri ve işleri yapmamalı? Nelere dikkat etmeli?
Gebe bir kadın vücudunun imkan tanıdığı pek çok işi yapabilir. Ancak zor işlerden, örneğin ağır yük taşımaktan, kaçınması yararlıdır. Özetle, gebelikten önceki yaşam temposunu, gerekliyse bazı kısıtlamalarla sürdürebilir. Son aylarda alınan kilolar nedeniyle hareket kabiliyeti kendiliğinden sınırlanır. Bu dönemde kendini zorlamamalıdır. G****** sürekli oturarak ya da sürekli ayakta durarak iş yapması bacaklardaki kan dolaşımını bozabileceğinden sakıncalıdır. Sürekli oturarak çalışan gebeler, aralıklarla ayağa kalkarak, dolaşmalıdır. Sürekli ayakta durmak gerektiğinde tek ayağını, 10 cm. yükseklikte bir desteğe dayamak ve aralıklarla ayağı değiştirmek yararlı olur.


Normal gebelerin sıklıkla şikayet ettikleri rahatsızlıklar neler?
Normal bir gebelikte bile mide yanması, bulantı, kusma, bel, kasık ya da baş ağrısı ve yorgunluk hissi gibi şikayetler olabilir.

Bulantı ve kusmalar bazı gebelerde hiç görülmez, bazılarında da çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu şikayetler genellikle dördüncü aydan sonra kendiliğinden geçer. Rahatsızlığı azaltmak için öncelikle sık, az miktarda ve istenenlerin yenmesi gibi önlemler alınır. Bebeğin yeterince beslenemeyeceği endişesiyle gebeyi istemediği şeyleri yemeye zorlamak doğru değildir. Ortam değişikliği de yararlı olabilir. Aşırı kusma olduğundan doktorun önereceği ilaçlar kullanılabilir.

Gebelikte dokuların gevşemesine ve büyüyen rahmin yaptığı baskıya bağlı olarak bel ağrısı olabilir. Uygun egzersizler ve yürüyüşlerle kaslar kuvvetlendirilirse ağrılar azalır. Normal bir gebelikte rahmin her iki yanındaki kordonlar gerilir. Bağırsakların hareketleri azalır ve gaz artar. Kasıklarda dolgunluk hissi ile zararsız kasık ve karın ağrıları oluşabilir. Hafif baş ağrıları varsa, bu da genellikle gebeliğin ortalarına doğru, vücut yeni duruma uyum sağlayınca azalır.


Gebe bir kadın nasıl uyumalı? Yatakta dönmek zararlı mı?
Gebe nasıl rahat ediyorsa öyle uyumalıdır. Yatakta dönmenin hiçbir zararı yoktur. Genellikle sol yan tarafa yatınca daha rahat edilir. Uzun süre sırt üstü yatmak rahatsızlık verebilir.

Gebelik sırasında cinsel ilişkide bulunabilir mi? Sıklığın ve pozisyonun önemi ne?
Genellikle gebeyken cinsel yaşamı kısıtlamak için bir neden yoktur. Cinsel ilişki sıklığı ve pozisyonu konusunda çiftler kısıtlama olmaksızın özgürce davranabilirler. Ancak düşük tehlikesi, erken doğum tehdidi, kanama, su kesesinin açılmış olması, rahim ağzı yetersizliği, daha önce düşük ve erken doğum yapmış olma gibi özel durumlarda kısıtlama gerekebilir.

Gebelik kontrollerinde hangi nedenlerle ve hangi sıklıkta neler yapılmalı?
Anne adayı, gebelikten ilk şüphelendiğinde, doktoruna başvurmalıdır. Gebelik doğrulandıktan sonra ilk laboratuar testleri istenir ve sonuçları incelenir. Bunlar her gebelikte istenen ve annede bir hastalık olup olmadığını anlamaya yarayan testlerdir (şeker hastalığı tarama testi, kansızlığı belirlemek için kan sayımı, kan grubu, idrarda albümin aranması, bebeğin ultrasonografik incelenmesi vb.) Kontrollerde kilo artışı da izlenmelidir.

Özel durumlarda, annenin ve bebeğin sağlığını tehdit edebilecek durumları erkenden belirleyebilmek için doktor başka incelemeler (şeker yükleme testi gibi)de isteyebilir. Genellikle 18 - 20. haftadan sonra gerekirse ultrasonografik inceleme yapılabilir. Bunun bebeği bir zararı yoktur. Bu haftadan sonra anne 32. haftaya kadar dörder hafta aralarla kontrol için gelmelidir. Gebe 34. ve 36. hafta kontrollerinden sonra doğuma kadar haftalık aralarla takip edilmelidir. Sorun varsa bu kontroller doktorun isteğine göre sıklaşabilir
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
25 Nisan 2006       Mesaj #125
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Elleriniz ve ayaklarınız ferahlasın!
Eller ve ayaklar nane ile ferahlıyor. Evde her zaman yapabileceğiniz, ekonomik, basit, kısa süreli ve etkili öneriler.

Gece yatmadan önce ellerinizi bir kabın içine koyduğunuz zeytinyağına batırın. Yaklaşık 10 dakika kadar tutun. Çıkarın, kurulayın ve pamuklu bir eldiven giyerek yatın, sabah kalktığınızda yumuşacık olduğunu göreceksiniz.

Bir kabın içine bir miktar susam yağı koyun ve bir limonun yarısını sıkın. İyice karıştırdıktan sonra tırnaklarınıza sürün, beslendiklerini, güçlendiklerini göreceksiniz.

Ilık suyun içine nane yağı, susam yağı ve bir miktar pudra dökün. Ayaklarınızı, bacaklarınızı bu karışımla ovun. Kuru ciltler için harika bir karışım.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
25 Nisan 2006       Mesaj #126
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Fazla kilolarından ve selüloitlerinden kurtulmak; cilt kırışıklıklarını engellemek ve daha güzel görünmek için doğal ve bitkisel yöntemleri tercih edenler, ciltlerini kozmetik ürünlerin içerdiği zararlı kimyasallardan da korumuş oluyorlar. Hızla geçip giden zamanın etkilerini en aza indirerek, güzel ve sağlıklı bir cilde sahip olmak isteyen bayanların, doğal ve bitkisel güzellik ürünlerine ilgisi her geçen gün artıyor. Kozmetik ürünlerin, cep yakan fiyatları ve kimyasal karışım içeriklerinin beklenmeyen yan etkiler ortaya çıkarması gibi faktörler de, doğal güzellik yöntemlerinin popülaritesini artırıyor. Pürüzsüz bir cilde sahip olmak isteyen kadınların ilgisinden, bitkisel ilaçlar satan aktarlar da nasibini alıyor. Bitkisel ve doğal ürünler, selüloitten zayıflamaya, cilt kırışıklıklarından saç dökülmesine kadar bir- çok sorunun çözümünü kolaylaştırıyor. Güzelliği etkileyen önemli faktörlerden birini de beslenme alışkanlıkları oluşturuyor. Çünkü, vücudumuzun her bölgesinin farklı vitamin ve minerallere ihtiyacı oluyor.

FAZLA KİLOLARA BİTKİSEL ÇÖZÜM
Bitkisel yöntemler, kadınların basta gelen sorunlarından olan fazla kilolardan kurtulmanın en ekonomik ve sağlıklı yollarından biri. Papatya, mersin yaprağı, sinameki, defne yaprağı, biberiye ve funda yaprağından elde edilen özel zayıflama macunları ile birkaç ay içinde zayıflamak mümkün. Bu karışım, vücudun protein dengesini koruyarak, aşırı kiloların verilmesini sağlıyor. Kadınların bir diğer derdi selülitle basa çıkmanın en pratik yolunu da doğal yöntemler oluşturuyor. Zambak, yasemin, nane, anason, lavanta, limon, jojoba, rezene, biberiye, keten, ardıç, buğday, susam ve portakal karışımından elde edilen macunla selülitlerinizden kurtulabilirsiniz.

Sağlıklı beslenerek güzellesin
Sağlığınız için balık, yumurta, et ve peynir gibi proteinli besinleri tüketin. Pürüzsüz ve lekesiz bir cilt için kahvaltıda bir bardak taze portakal ya da greyfurt suyu için. Dişlerinizin çürümesini engellemek için sekerli yiyeceklerden uzak durun. Havuç, kereviz, fındık, fıstık, peynir yemeye özen gösterin. En önemlisi bu yiyecekleri kilo almak için değil, daha güzel ve sağlıklı olmak için tüketin.

Güzelleşmek için sağlığınızı riske atmayın
Makyajda aşırıya kaçtığınızda, kozmetik ürünlerde bulunan 800 den fazla zararlı kimyasal maddeye maruz kalabileceğinizi aklınızdan çıkarmayın. ABD Ulusal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü, kozmetik ürünlerde kullanılan 2 bin 983 kimyasal üzerinde yaptığı araştırmada, bunların 884 ünün zehirli madde içerdiğini belirledi. Ayni araştırma, bu maddelerden 774 nün yüksek derecede zehirlenmelere, 146 sinin tümörlere, 218 inin üreme bozukluğuna, 314 ünün biyolojik mutasyona ve 376 sinin ise deri ve göz rahatsızlıklarına neden olduğunu da ortaya koydu. Söz konusu araştırmaya göre kozmetikler, kansere, alerjik reaksiyonlara ve doğum kusurlarına da neden olabiliyor. Bütün bu risklerden arınmanın en kolay yolu ise, güzelleşmenin doğal ve bitkisel yöntemlerine başvurmak.

DEPRESYONA KARSI BİR FİNCAN KANTARON
Antik çağlardan beri yara, yanık gibi deri lezyonlarında, mide ve bağırsak hastalıklarının tedavisinde etkin olarak kullanılan kantaron otundan, son yıllarda antidepresan özelliği nedeniyle orta ve hafif şiddetli depresyonların tedavisinde de yararlanıldığı bildirildi. Eski çağlardan beri seker, kronik romatizma, mide-bağırsak, bronşit hastalıkları ve soğuk algınlıklarının tedavisinde kullanılan otun, "parazit düşürücü , antiseptik ve yara iyileştirici etkisinin bulunduğunu söyleyen Uludag Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Kaçar, otun içeriğindeki "Hypericin adli maddenin, antidepresan özelliğinin bulunduğunu anlattı. Avrupa da son yıllarda hafif ve orta şiddetli depresyonların, stres, uykusuzluk, anksiyete gibi günlük yasamı olumsuz etkileyen rahatsızlıkların tedavisinde basarıyla kullanıldığını dile getiren Dr. Kaçar, bitkinin mutluluk hormonu olarak adlandırılan "serotonin" in yanısıra vücudun kendini iyi hissetmesi için gerekli olan "dopamin" ve "norepineprin" hormonlarının salgılanmasını da yan etkisiz olarak teşvik ettiğine dikkati çekti. Kantaron otunun genellikle çay olarak tüketildiğini söyleyen Dr. Kaçar, günlük bir fincan tüketilmesinin yeterli olduğunu, aşırı içilmesi halinde özellikle açık tenli kişilerde ışığa karşı duyarlılık, ciltte kızarıklık, döküntü gibi yan etkilerin olabileceği ikazında bulundu.
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
25 Nisan 2006       Mesaj #127
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
30 bin kadının yaşam şekli ile hamile kalma süreleri arasındaki ilişki incelendidiğinde şarap içen kadınların, içmeyenlere ve başka içki içenlere oranla hamile kalma olasılığının daha fazla olduğu saptandı


Danimarka'da yapılan bir araştırmada şarap içen kadınların hamile kalma olasılığnın daha yüksek olduğunu belirleyen araştırmacılar, bu etkinin şarabın içindeki maddeden ya da şarap içen kadınların yaşam tarzından kaynaklanabileceğini belirtti.

British Medical Journal dergisinde yayımlanan habere göre, Danimarkalı bilim adamları, hamile kalmak isteyen 30 bin kadının hamile kalma süresini, aldıkları alkolle karşılaştırdılar.

Araştırma başkanı Mette Juhl, katılımcıları bira, şarap, diğer alkollü içecekler ve içki içmeyenler olarak sınıflandırdıklarında, şarap içen kadınların en kısa sürede hamile kaldığının ortaya çıktığını söyledi.

Juhl, şarabın gebe kalma süresi üzerindeki etkisini henüz bilmediklerini belirterek, şarabın doğrudan değil, dolaylı bir etken de olabileceğine işaret etti.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Nisan 2006       Mesaj #128
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kadınları mutlu etme yolları
1. Saçlarını okşa

2. Yücelt

3. Şımart

4. Gözlerinin içine bak,

5. Geleceğe ait planlar yap,

6. Dil dök

7. Yalvar,

8. Destek ol

9. Yemeğe götür

10. Akmerkeze götür

11. Tekneye bindir

12. Güldür

13. Zeka oyunları yap

14. Müzik dinlet

15. Teşvik et

16. Teskin et

17. Affet

18. Hayran kal

19. Banyosunu hazırla

20. Güven ver

21. Kapıyı tut

22. Asansörde kat düğmesine bas

23. Arabasının kapısını aç

24. IsIat

25. Sarıl

26. Öp

27. Ona hasta ol

28. Kulağına fısılda

29. Ayaklarına masaj yap

30. Televizyonun kumandasını ona ver

31. Konsere götür

32. Onu her yerde ve her zaman bekle

33. Tanrıçan yap

34. Onunla birlikte rejim yap

35. Onunla birlikte spor yap

36. O uyumadan uyuma

37. O uyanmadan uyanma

38. Ne istediğini önceden anla

39. Günde yedi kez özür dile

40. Sürekli onu dinle

41. Arkadaşlarına katlan

42. Yorganı çekince ses etme

43. Yorganı titretme

44. Spor araba al

45. Saat al

46. Yüzük al

47. Küpe al

48. Maçın sesini kıs

49. Traş ol

50. Saç şeklini değiştir

51. Kareli gömlek giy

52. Serbest piyasa kurallarını unut

53. Köpeği gezdir

54. Yemin et

55. Dayan

56. Katlan

57. Sabret ve en önemlisi bunların hepsini hergün yap
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Nisan 2006       Mesaj #129
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kadın Sağlığı


Cildiniz bahara hazır mı?
Sağlıklı ve canlı bir cilt yapısına sahip olmak herkesin ideali. Mevsim geçişlerinde cildin ihtiyacı olan bakımları yapmak ışıltılı ve sağlıklı bir cilde sahip olmada önemli rol oynuyor


Kıştan yaza geçerken cildimizi bu değişikliğe nasıl hazırlamalıyız? Son günlerde kadın erkek herkesi ilgilendiren bir konu bu. Cilt bakımı, mevsim geçişlerinde daha çok önem kazanıyor çünkü cildin değişen hava şartlarına uyum sağlaması gerekiyor. Soğuk kış günlerinden bahara geçişte cildin temizlenerek yeterince nemlendirilmesi, bu bakımların başında geliyor. Cilt bakımında temel ilke herhangi bir yan etki oluşturmayan ürünlerle en iyi sonuca ulaşmak. Bu nedenle cilt analiz edildikten sonra uygun ürünlerin seçilmesi ve bakım programının buna göre oluşturulması önem taşıyor. Eğer cilde uygun ürünle bakım yapılmazsa cilt florasının bozulması, sivilceye yatkınlık, tahriş ve leke gibi sorunlar yaşanabiliyor. Birkaç küçük önlemle cildimizi bahara nasıl hazırlayabileceğimizi ve evde yapılabilecek basit bakımları konunun uzmanlarıyla konuştuk.






PINAR ELMAS TOPALOĞLU / GÜZELLİK UZMANI: Bahar mevsiminden başlayarak yaz aylarında de cilt için en önemli noktalardan biri cildi güneşten korumaktır. Özellikle bu mevsimlerde güneş koruyucu ve nemlendirici ürünler kullanmadan dışarı çıkmamalıyız. Bunun için herkese kendi cilt yapısına uygun koruma faktörü içeren güneş koruyucuları kullanmasını öneriyoruz. Güneş koruyucu kremlerin kullanılması için gökyüzünde güneşi görmeyi beklememek gerekiyor çünkü kapalı havalarda da güneşten yayılan ultraviyole ışınlarına karşı güneş koruyucu kremler kullanmalıyız.


Ultraviyole A ve Ultraviyole B ışınlarına karşı koruma filtreleri bulunan kremlerin faktör derecesinin günümüz koşullarında en az 15 olması gerekiyor. Ancak çok açık tenli, cildi alerjik ya da hassas olanların 30 faktör ve üstünü tercih etmeleri ve istenen etkiyi gösterebilmesi için bu ürünlerin güneşe çıkmadan 20 ile 30 dakika önce sürülmesi öneriliyor.

PINAR ELMAS TOPALOĞLU / GÜZELLİK UZMANI: Mevsim geçişlerinde cildi canlandırmak, temizlemek ve nemlendirmek için yapılabilecek uygulamalardan biri oksijenle bakımdır. Bu bakım 4 seans halinde yapılıyor ve toplam bir ay kadar sürüyor. Oksijen bakımı ile hücrelerin yenilenmesi, ciltteki lekelerin ve yüzeysel kırışıklıkların azalması sağlanıyor. Oksijen tedavisiyle cilt daha canlı ve diri bir görünüme kavuşuyor. Cilt bakımı için kullandığımız yöntemlerden biri de yüzümüzde çalıştıramadığımız kaslara uygulanan yöntem. Bazı cihazlarla yapılan bu yöntemle lifting, nemlendirme, gerginleştirme ve sıkılaştırma gibi etkiler sağlanıyor.

Mevsim geçişlerinde en çok karşılaşılan sorunun kuruma olduğunu belirten uzmanlar, güneşten iyi korunmanın yansıra yeterli miktarda su tüketmenin de cilt sağlığında etkili olduğunu belirtiyor.



Kadın Sağlığı






Evde herkesin pratik olarak uygulayabileceği bakımlardan örnekler verebilir misiniz?



PINAR ELMAS TOPALOĞLU / GÜZELLİK UZMANI: Evde pratik olarak herkesin yapabileceği bakımlardan biri maskelerdir. Örneğin kuru ciltli okuyucularımız için bir örnek vereyim: Bal, zeytinyağı ve yumurtanın sarısını çırpıp yüzünüze sürün ve 20 dakika sonra yıkayın. Cildinizdeki kuruluğun gittiğini ipeksi bir nemlilik kazandığını göreceksiniz. Bir de yorgun gözaltları için önerebileceğim en basit yöntem, demlenmiş siyah çayı bir buz kalıbına döküp dondurun ve gözaltlarınıaza hatta isterseniz bütün yüzünüze uygulayın. Bu uygulama gözaltı yorgunluğunun giderilmesinde yararlı oluyor.

Bir de evde, mesela televizyonun karşısında otururken yapacağımız birkaç küçük hareketle cildimizin daha sağlıklı olmasını sağlayabiliriz. Parmak uçlarımızla alın bölgesine, yanaklara, kaş arasına ve göz çevresine küçük dokunuşlarla masaj yaparak kan dolaşımını hızlandırabiliriz.

Daha güzel ve canlı bir sahip olmak için evde rahatlıkla yapılabilecek bakımlardan biri de değişik bitki yağlarının ve deniz tuzunun kullanıldığı kremlerle gerçekleştirilen peeling işlemi.




Kadın Sağlığı


ELMİRA İNAL / UZMAN DOKTOR: İnsanlar bahar aylarında kendilerini çok yorgun hissediyor ve bu yorgunluk cilde de yansıyor. Biz de cildi canlandırmak, temizlemek ve nemlendirmek için peeling yapıyoruz. Bu işlemde içinde 10 çeşit yağ ve minerallerden zengin deniz tuzunun bulunduğu bir krem kullanıyoruz. Bu karışımı ellere, ayaklara ve vücuda uygulayarak hem peeling hem de masaj yapıyoruz. Bu yöntemle cilt temizleniyor, gözenekler açılıyor ve vücuttaki oksijen miktarı artıyor. Bu masajla hem ciltte canlanma oluyor hem de kişinin dinlenmesi ve rahatlaması sağlanıyor. Aynı zamanda vücuttaki ölü hücreler vücuttan peeling yöntemiyle atıldığı için vücudun ihtiyacı olan nemin de yerine konması gerekiyor. Bu da vitamin ve mineral açısından zengin olan ürünlerle gerçekleştiriliyor. Yani hem bir onarma ve rahatlama gerçekleştiriliyor hem de bir gençleşme sağlanmış oluyor. Çünkü cildi bahara hazırlarken temizlik çok önem taşır, ancak cildi temizlerken kaybedilen nemin de bir an önce yerine konması gerekir ki kuruluk sorunu yaşanmasın.
Kadın Sağlığı




Cildin hasar görmesinde güneş ışınları, radyasyon, sigara dumanı, hava kirliliği, belirgin ısı değişiklikleri ve genetik özellikler rol oynuyor. Ancak ışıltılı, parlak ve sağlıklı bir cilde sahip olmada düzenli bakımın yanısıra dengeli ve yeterli beslenmenin, kaliteli uykunun, stresten uzak durmanın, sigara-alkol tüketmemenin de çok önemli olduğunu unutmamak gerekiyor.






Son düzenleyen GusinapsE; 25 Nisan 2006 18:13
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
25 Nisan 2006       Mesaj #130
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
ilişkinizi Onarmanın Beş Yolu
Biriniz ihanet etti, diğeriniz kırıldı, sinirlendi ve göz yaşı döktü.Ama yinede size iyi haberlerim var. ilişkiniz paramparça olsa bile, onu onarabilirsiniz. Hatta daha da ilginci, eskisinden daha da güçlü, daha dürüst ve daha doyurucu bir ilişki elde edebilirsiniz.işte size ilişkinizi onarmanın 5 yolu;
SöYLEMEK YADA SöYLEMEMEK
önce yaptığınız kaçamağı itiraf edip etmeyeceğinize karar verin. Tavsiyemiz şu; Eğer sarhoş olduğunuz bir gece, bir gecelik bir ilişki yaşadıysanız bunu kimseye söylemeyin. Ama eğer bir başkasıyla duygusal bir ilişki yaşadıysanız, bunu partnerinize anlatmalısınız. Bunu nedenlerini açıklamalı ve ters giden şeylere çözüm aramalısınız. çünkü uzun süreli bir ilişkiyi, bitmişte olsa saklayamazsınız. Mutlaka bir yerlerden ortaya çıkar ve sizin kontrolünüz dışında bunu öğrenirse, sevgiliniz sizi kesinlikle reddeder. Bu nedenle dürüst bir şekilde olayı anlatmak ikiniz içinde iyi olacaktır.
KARARLILIğINIZI GöSTERiN
Eğer aldatılan kişi sizseniz, hemen onu terk edin. Bir süre düşünün ve geri dönmeye değer olup olmadığına karar verin. Eğer her şeye rağmen onunla beraber olmayı istiyorsanız ve tabi oda sizi geri istiyorsa, o zaman baştan kurallar koyun ve ikinci bir şans verin. Ama mutlaka bir süre ayrı kalın ve onun yalvarmasını sağlayın. Böylece sizin çantada keklik olmadığınızı anlayacak ve bundan sonra daha dikkatli davranacaktır.
NEDENLERi ARAşTIRIN
çoğu zaman aldatan taraf affedilir ama affedenin kalbi kırık kalır ve her geçen gün acı artar. Size tavsiyemiz nedenler üzerinde iyice konuşmadan ve ikna olmadan ilişkinizi sürdürmeyin. Aksi takdirde ilişkinizi kurtarmak yerine birbirinizden nefret edersiniz.Aldatan kişi sizseniz de aldatma sebeplerini anlatmadan ve onun sizi anlamasını sağlamadan sakın özür dilemeyin.
üzerinde durmanız gereken konuların başlıcaları şunlar; Karşılıklı olarak ihtiyaçlarınız neler? Aldatma nedenleri neler? Seksüelmi yoksa duygusal nedenlerle mi bir başkasıyla beraber oldunuz?
KALMAK MI GiTMEK Mi
Onu terk edip gidecek misiniz yoksa kalıp sürdürecek misiniz? işte bunu kararını vermeniz çok önemli Onun bağışladıktan sonra her yaptığı hatayı yüzüne vurursanız çok aptalca bir şey yapmış olursunuz. Kalmanız demek olanları kabul ettiniz ve geride bıraktınız demek olur. Yapacağınız bir başka hata da onu terk ettikten sonrada her fırsatta onu arayıp geri dönüş için sinyaller beklemek olacaktır.
NELER öğRENEBiLiRSiNiZ?
ihanet bir hatadır ve bundan ders almak gerekir. Bunu tekrarlamamayı öğrenmelisiniz. Birbirinizi daha iyi tanıyıp, bunun tekrar olmasını engellemelisiniz.
Son düzenleyen GusinapsE; 25 Nisan 2006 17:42

Benzer Konular

11 Aralık 2014 / ThinkerBeLL Sağlıklı Yaşam
19 Şubat 2013 / Demir YumruK Taslak Konular