Arama

Sağlık Sektöründe Yeni Teknolojiler, Gelişmeler ve Son Haberler - Sayfa 4

Güncelleme: 28 Kasım 2016 Gösterim: 230.911 Cevap: 327
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
3 Eylül 2006       Mesaj #31
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Unutkanlığa karşı ilaç

Sponsorlu Bağlantılar

Almanya'nın başkenti Berlin'de görev yapan Profesör Hans-Hilger Ropers (62), öğrenme zayıflığına ve unutkanlığa karşı ilaç geliştirdi.
Ropers, hap şeklinde alınması öngörülen ilaçla ilgili ilk deneylerin, Almanya'nın önde gelen araştırma kuruluşlarından Max-Planck Enstitüsünde başarıyla sonuçlandığını belirterek, "Farelerde hafıza kaybı giderilebildi" dedi.
Bild gazetesi, ilacın, beyindeki belirli sinir hücrelerinin aşırı faaliyetini engelleyerek, özellikle kısa süreli hafızanın daha iyi işlemesini sağladığını yazdı.
Bazı Amerikan ilaç firmalarının ilacı gelecek yıl içinde piyasaya sürmek istedikleri kaydedildi.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 24 Aralık 2008 23:14
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #32
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Tıp dünyasında büyük tartışma...
Sağlık Sektöründe Yeni Teknolojiler, Gelişmeler ve Son Haberler
Sponsorlu Bağlantılar


İngiliz ve Belçikalı bilimadamları tarafından ortaklaşa yapılan bir araştırma bitkisel hayatta beyin faaliyetlerine ilişkin yeni bulgular sağladı. Çalışmaya göre bitkisel hayattaki bir kişinin beyninin verdiği tepkiler, sağlıklı bir insanınkiyle aynı olabiliyor.


Uzmanlar, yani hastanın aslında karmaşık bir iç yaşamı sürdürdüğünü, dış dünyaya bilinçli olduğu yolunda hiç bir işaret vermese de, beynin komutlara karşılık verebilecek, hatta karar verebilecek durumda olduğunu savunuyor.

Bulgular bitkisel hayattaki bir hastanın kendi rızası olmadan hayatına son verilmesi konusunda yepyeni bir tartışma yaratıyor.

Bilim dergisi Science’da yayımlanan çalışmada bir hastanın beyin sinyalleri, verilen komutlara nasıl tepki verdiğini incelemek üzere görüntüleme sistemleri ile izlendi.

Bitkisel hayattaki kişiler, koma halinden çıkmış olmalarına rağmen bilinçli olduklarına dair bir işaret göstermiyor.

Bazı bilim adamları ise çalışmanın sadece tek bir hasta üzerinde yapıldığını ve her hastanın aynı tepkileri vermeyebileceğini savunuyor.

HASTA BEŞ AYDIR BİTKİSEL HAYATTA

İngiltere Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü uzmanları önce çok sayıda sağlıklı deneğin belirli durumlardaki beyin tepkilerini inceleyip kaydetti. Daha sonra sağlıklı deneklerle yapılan iki deneme, bitkisel hayattaki kadın ile tekrarlandı.

Hastaya önce beyninin konuşmaları algılayıp algılamadığını belirlemek üzere “kahvede süt ve şeker var” denildi. Beyin filmleri, beynin konuşmaya dair bölgelerinin sağlıklı deneklerle aynı şekilde aydınlandığını gösterdi.

İkinci denemede bu kez hastadan tenis oynadığını ve evde yürüdüğünü düşünmesi istendi. Bu sırada da beynin uzuvların hareketinden sorumlu motor kontrol bölümleri aydınlandı.

Söz konusu İngiliz hasta 23 yaşında bir trafik kazası geçirmişti. Kazadan beş ay sonra hala bitkisel hayatta olduğu belirtiliyor. Bazı uzmanlar hastanın belki de bitkisel hayat halinin sonuna geldiğini ve iyileşebileceğini savunuyorlar.

Uzun bir süre geçmesine rağmen durumunda değişiklik olmayanlar, kalıcı bitkisel hayat durumunda kabul ediliyor. Bu duruma geçen yıl uzun tartışmalar ardından yaşam destek birimleri kapatılarak ölüme bırakılan ABD’li Terry Schiavo gösteriliyor.

Çalışma bu nedenle ahlaki tartışmaları alevlendirmeye aday.

Kaynak:NTVMSNBC Anasayfa

Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #33
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
NOT: Bu konuya yazı gönderen arkadaşlarıma teşekkür etmekle birlikte küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum.

Konu başlığında geçen "son haberler" terimi ile daha çok sağlık sektöründeki ve teknolojisindeki son gelişmeleri/araştırmaları içeren haber başlıklarını kastetmiştim...

Günlük medyadaki sağlık haberleri için aşağıdaki konu başlığını içeren linki kullanırsanız sevinirim. Şimdiden hepinize sağlıklı günler dilerim.

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler

TeşekkürlerMsn Happy))
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #34
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Erken boşalmaya karşı ilaç...
Sağlık Sektöründe Yeni Teknolojiler, Gelişmeler ve Son Haberler

Erken boşalma sorununa karşı ABD'li uzmanlar tarafından ilk kez bir ilaç geliştirildi.


Daha çok depresyon tedavisinde kullanılan "dapoxetine" maddesinin 2 bin 600 erkekte kullanılması sonucunda, bu erkeklerin yaklaşık yüzde 30'unun boşalma süresi 3 kat uzadı.

ABD'deki 121 sağlık merkezinde rasgele seçilen erkeklere farklı dozlarda "dapoxetine" verildi, deneyin sonucunda maddeden 30 miligram verilen erkeklerin boşalma sürelerinde 2.78, 60 miligram verilen erkeklerin boşalma süresinde ise 3.32 dakika uzama kaydedildi. İlacın kana karışması ise 1 saat sürüyor
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
15 Eylül 2006       Mesaj #35
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
PANKREAS KANSERİNE KARŞI D VİTAMİNİ

ABD'de yapılan bir çalışma, normal dozlarda alınan D vitamininin, pankreas kanseri riskini yüzde 43 azalttığını ortaya koydu.Ayrıntıları, ''Cancer Epidemiology Biomarkers & Prevention'' adlı tıp dergisinin Eylül sayısında çıkacak olan çalışmaya göre, 450 IU olan standart dozda D vitamini alımının, pankreas kanserini büyük bir oranda azalttığı gözlendi.D vitamininin ''colorectal'' ve ''göğüs'' kanserlerine karşı da etkili olduğu daha önce ortaya konmuştu.
Son düzenleyen nötrino; 26 Şubat 2016 20:29 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!
kamyon - avatarı
kamyon
Kayıtlı Üye
21 Eylül 2006       Mesaj #36
kamyon - avatarı
Kayıtlı Üye
AIDS hastalarına yeni umut


İspanya'da yapılan bir araştırma ile kandaki kolestrolü düşürmek için kullanılan bazı kalp ilaçlarının HIV virüsünün etkilerini yavaşlattığı tespit edildi.

BBC'de yayınlanan habere göre, İspanyol Bilim Araştırmaları Konseyi laboratuarlarında gerçekleştirilen deneylerde, HIV virüsü taşıyan 6 hastaya, bir ay boyunca, kandaki yüksek kolestrole bağlı kalp krizi riskini düşürmeye yardımcı olan 'statin' türü kalp ilaçları verildi.

Deney sonucunda, deneklerdeki HIV virüsü sayısının azaldığı görüldü. Ancak ilaçların alınmaması halinde virüsün yeniden çoğalmaya başladığı da tespit edildi.

Bulgular sonucunda uzmanlar, piyasada bol bulunan 'statin' türü ilaçların AIDS'le mücadele için ucuz bir silah olabileceği kanaatine vardı.

kaynak:BBC
kamyon - avatarı
kamyon
Kayıtlı Üye
28 Ekim 2006       Mesaj #37
kamyon - avatarı
Kayıtlı Üye
Ceninler Parkinson'a umut oldu



Fransa Kretey Ulusal Tıp Araştırmaları Enstitüsü Doktorlarından Anselme Perrier yaptığı araştırmalarda kürtajla alınan ceninlerden elde edilen insan beyin nöronu kök hücrelerinin Parkinson hastalığı için bir tedavi yolu olduğunu ortaya koydu.
Uzun zamandır araştırmalarını sürdüren ve Parkinson hastalığı'na tedavi yöntemi arayışında olan Anselme Perrier, kürtajla alınan ceninlerden elde edilen insan beyin nöronu kök hücreleriyle, Parkinson hastalığı'na yol açan sorunu çözebileceği sonucuna vardı. Perrier, kök hücreden üretilen beyin nöronunun, Parkinson hastalığıyla beynin yitirdiği kimyasalları ayır detme fonksiyonunu yeniden sağlayabildiğine vurguladı. Bilimsel alanda bir kilometre taşı olarak kabul edilen bu yeni bulgu, cenin kaynaklı kök hücrenin Parkinson'lu hastaların beyinlerine aşılanabileceğini de ortaya koyuyor. Ancak yeni olan bu buluş, Parkinson hastalarına kısa vadede bir tedavi olanağı da sağlayamazken, araştırmaların geliştirilmesi ve yasal izinlerin sağlanması için gerekli çalışmaların başlatılacağı vurgulandı.
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
2 Kasım 2006       Mesaj #38
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
AÇLIK HİSSİ VEREN GEN BULUNDU

Fransız ve İsviçreli araştırmacılar, açlık hissini uyandıran geni buldu.
İsviçre'deki Fribourg üniversitesiyle Fransa'daki Strasbourg üniversitesinin uzmanları, beyin ve bütün vücutta aktif olan "Per 2" adlı genin, açlık hissini haber veren sinyalleri ürettiğini tespit etti.
Uzmanlar, genin bulunmasının, obezite ve alkolizm gibi sorunlarla mücadelede çığır açabileceğini düşünüyor.
"Current Biology" adlı dergide yayınlanan makalede, bu yemek saatleriyle fiziksel tepkilerin eş zamanlılığına ilişkin keşfin, uykusuzluk ve depresyon gibi dertlerin tedavisi için yeni yöntemler geliştirilmesi bakımından da ümit verici olduğu belirtildi.
Uzmanların araştırmasına göre, biyolojik saatin gece mesaisi veya saat farkı yüzünden bozulması halinde insan alkole daha fazla meylediyor.
Uzmanlar, "Per 2"nin vücut ağırlığına da dolaylı etkisi olduğunu düşünüyor.
Son düzenleyen nötrino; 26 Şubat 2016 20:51 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #39
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Fareler üzerinde kanseri engelleyen bir aşı geliştirildi...

Louisville Üniversitesi'nde yapılan araştırmalarda uzmanlar, kök hücrelerden faydalanarak elde ettikleri aşıyı kanser riski taşıyan farelere enjekte etti. Üniversite profesörlerinden John Eaton, "Aşı farelerde kanser gelişimini engellemede yüzde 80'den, yüzde 100'e varan oranlarda etkili oldu" diye konuştu. Prof. Eaton, aşının insanlar üzerinde de uygulanabilmesi için çalışmaların devam ettiğini belirtti. Eaton, aşının ilerleyen yıllarda genetik olarak göğüs kanserine yatkın kadınlar, ailesinde kanser geni bulunanlar ve sigara tiryakileri gibi yüksek risk altında olanlara uygulanabileceğini ifade etti.
Son düzenleyen nötrino; 26 Şubat 2016 20:46 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!
NaughtY_BoyS - avatarı
NaughtY_BoyS
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #40
NaughtY_BoyS - avatarı
Ziyaretçi
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Serhan Sevim, ''Kuru bir yüz çok kolay yüz felci olmaz. Bu nedenle ıslak yüzle soğuk havaya çıkmamak ve sürekli rüzgardan korumak gerekiyor'' dedi.

Sevim, en sık görülen yüz felcinin nedeni pek bilinmeyen ve rüzgarla ortaya çıkan ''Bell paralizisi'' olduğunu söyledi. Yüz felcinin, beyinle omurilik arasından çıkan yüz sinirinin bir baskıya uğraması ya da yüzün soğuk alması, soğuk havanın yüzle uzun süre temas etmesi gibi nedenlerle ortaya çıktığını belirten Sevim, ''Yüz sinirinin çalışmamasının en belirgin bulguları arasında yüzün bir yanındaki hareketlerin azalması veya kaybolması bulunuyor. Yüz felci ile göz tam kapanmıyor, ağız tam çekilemiyor ve salya akmaya başlıyor. Yüzde hissizlik oluşuyor'' diye konuştu.

Yüz felcine karşı en etken yolun korunmaktan geçtiğini anlatan Sevim, şunları kaydetti:''Soğuk ve rüzgar yüz felcini tetikler. Kuru bir yüz ise çok kolay yüz felci olmaz. Bu nedenle özellikle ıslak yüzle soğuk hava çıkmamak ve sürekli rüzgardan korumak gerekiyor. Ama yüz, biraz ıslanmışsa, terlemişse ya da yağmur yemişse risk artıyor. Bu durumlarda ya yüzü kuru tutmak ya da yüzü açık bırakmamak gerekiyor.''
Son düzenleyen nötrino; 26 Şubat 2016 20:49 Sebep: KIRIK GÖRSEL KALDIRILDI!

Benzer Konular

4 Aralık 2016 / gokhan404 Akademik
12 Ekim 2014 / Misafir Sanat
2 Şubat 2016 / byseus Sosyal Ağlar
27 Ekim 2015 / _EKSELANS_ Sosyal Ağlar
12 Haziran 2015 / _EKSELANS_ Arşive Kaldırılan Konular