Arama

Bitki Anatomisi - Çiçek - Sayfa 2

Güncelleme: 20 Şubat 2018 Gösterim: 34.852 Cevap: 18
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
3 Nisan 2016       Mesaj #11
Safi - avatarı
SMD MiSiM
simoz durumları
Burada bir yan dalın ana eksen durumuna geçmesi bahis konusu olduğuna göre, bu yan dalın tek veya iki karşılıklı veya ikiden fazla vertisillat durumlu oluşu. İnfloresansm ana dallanma biçimine göre sınıflandırılmasında, ikinci grubu simoz durumu oluşturur. Burada ana eksenin büyümesi devamlı değildir. Ana eksenin ucundaki çiçek gelişmesini tamamladıktan sonra, alttaki en yakın dal, ana ekseni yana itip ana eksen görevini üstlenir (Şek. 34-a). Buradaki çiçek de gelişince 3 üncü sıradaki dal, ana eksen görevini alır (34-b) ve böylece devam eder.
Sponsorlu Bağlantılar
Bu esasa göre, simoz durumlar 3 grup altında toplanır.
Monokasyum (monochasium) – Dallanma alternandır. Daima birer dal ana eksen durumunu alır. En basit bir monokasyum 2 çiçelidir. Bileşik monokasyum tipleri iki grup altında toplanır (Şek. 34).
Ad:  şekil34.JPG
Gösterim: 3598
Boyut:  26.0 KB
Şekil 34. Simoz çiçek durumları, şema(a,b). Monokasyum : (11) bostriks, (12) drepanyum, (13) sinsinus, (14) ripidyum.

a) Birbirini izleyen yan dalların hepsi aynı tarafta bulunur. Burada iki tip vardır:
11) bostriks (bostryx): yan dallar helisel bir doğrultu üzerindedir.
12) drepanyum (drepanium): yan dalların hepsi aynı plan üzerindedir.

b) Birbirini takip eden yan dallar bir sağa bir sola doğru yönelmiştir. Burada da iki tip vardır:
13) sinsinus (cincinnus): yan dallar aynı plan üzerinde değildir. Çiçekler iki yakın sıra üzerine dizilmiş görünür.
14) ripidyum (ripidium): yan dalların hepsi aynı (düzlem) plan üzerindedir.

Ad:  şekil35.JPG
Gösterim: 2760
Boyut:  22.8 KB
Şekil 35. Simoz çiçek durumları (devam). (15) Dikasyum: (16) bileşik dikasyum; (17) Pleyokasyum.

Dikasyum (dichasium) – Burada dallar karşılıklıdır ve ikisi de aynı derecede gelişir (Şek. 35-15). Nihai çiçeğin altındaki karşılıklı iki dal aynı derecede ve aynı şekilde gelişir. En basit dikasyum 3 çiçeklidir. Bileşik dikasyum’da yan dallar devamlı olarak dikasyum durumunu gösterir (16).

Pleiokasyum (pleiochasium)
– (17) Dallar vertisillattır. Nihai çiçeğin altındaki 3 veya daha fazla sayıdaki vertisillat dal aynı şekilde gelişir (Euphorbia).
Özel görünüşlerinden dolayı bazı çiçek durumlarına ayrı isimler verilmiştir. Çiçekler dört köşeli olan gövdenin karşılıklı 2 yüzündedir.


kaynak: A.Ü. Farmasötik botanik

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Nisan 2016       Mesaj #12
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  çiç1.JPG
Gösterim: 5321
Boyut:  53.7 KB
ÇİÇEK

Tipik olarak Angiospermlerde bulunan çiçek, bitki üreme organlarını taşıyan bir yapıdır. Çiçeklerin bir kısmı hem erkek hem de dişi üreme organlarını birlikte taşıdıkları halde (hermafrodit, monoklin veya erdişi çiçek), diğer bir kısmı ise sadece erkek veya dişi üreme organlarını taşır (diklin, tek eşeyli çiçek). Buna göre bitki monoik, fakat çiçekler diklin ise monoik diklin durumundan söz edilir. Eğer monoik bitki aynı zamanda hem erdişi hem de dişi tek eşeyli çiçekleri taşıyorsa bu durumda bitkiye poligam adı verilir. Eğer poligam bitki erdişi çiçeklerin yanı sıra tek eşeyli erkek çiçekleri de taşıyorsa andromonoik; erdişi çiçeklerin yanında tek eşeyli dişi çiçekleri de taşıyorsa ginomonoik bitkilerden söz edilir. Bunların yanı sıra erdişi çiçekler taşıyan bir çiçekte hem erkek hem de dişi tek eşeyli çiçekler birlikte bulunuyorsa monoikpoligami durumu söz konusudur. Bazı durumlarda ise bitki dioik olduğu halde bazı bireyler erdişi çiçekli, bazıları ise sadece erkek veya dişi çiçekli ise bu durum dioikpoligami adını alır. Çok nadir olmakla birlikte, dioik bitkilerden bazı bireyler hermafrodit, bazıları erkek, bazıları da dişi çiçekli olabilir ki bu duruma trioikpoligami adı verilir. Tipik bir çiçek dıştan içe doğru dört halkadan meydana gelmiştir: Kaliks, Korolla, Andrekeum ve Ginekeum. Tüm bu organlar reseptekulum (=talamus, torus) adı verilen çiçek tablası üzerinden çıkarlar ve çiçek bitkiye pedisel denilen bir sapla bağlanmıştır. Ancak pedisel daima belirgin olarak bulunmaya bilir. Bu durumda pedisel görülmeyecek kadar kısalmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar

Periant (=Çiçek Örtüsü)

Asıl üreme organları olan andrekeum ve ginekeumu dıştan kuşatan periant, başlıca iki halkadan meydana gelmiştir; Kaliks (çanak yapraklar) ve Korolla (taç yapraklar). Bazı bitkilerde periant bulunmayabilir. Bu gibi çiçeklere aklamideik çiçekler adı verilir. Kaliks ve korollayı birlikte içeren çiçeklere diklamideik, bunlardan yalnızca birini içerene ise monoklamideik çiçek denir. Monoklamideik çiçekte kaliks bulunmuyorsa asepal (sepalsiz), korolla bulunmuyorsa apetal (petalsiz) çiçekler söz konusudur. Monokotillerin çoğunda ise periant kaliks ve korolla diye ayrılmayıp, birbirine benzer segmentlerin bir veya birkaç dairesinden meydana gelmiştir ki bu durumda perianta perigon, perigonun her bir yaprağına ise tepal adı verilir.

Kaliks(=Çanak Yapraklar)
Periantın en dış halkasıdır. Genellikle yeşil renkli yapraklardan meydana gelmiştir ve her bir yaprağına sepal (çanak yaprak) adı verilir. Sepaller birleşik olabileceği gibi (gamosepal veya sinsepal), ayrık olarak da bulunur ki bu ikinci durumda korisepali mevcuttur. Sepallerin birleşik olması halinde birleşik kısım kaliks tüpü diye bilinir ve bu tüpün ucundaki dişler kaliksin kaç sepalli olduğunu gösterir. Kaliks tüpü ise değişik şekillerde olabilir. Silindirik (tubulat), tekerleksi (rotat), çan şekilli (kampanulat), testi şeklinde (urseolat) ve iki dudaklı (bilabiat) vs. gibi. Bunların açıklama ve şekilleri korolla şekillerinde olduğu gibidir. Bazı bitkilerde kaliksin altında kalikse benzeyen ikinci bir halkaya da rastlanır ki bu epikaliks adını alır. Yine bazı bitkilerde kaliks meyve oluşumundan önce düştüğü halde bazılarında meyve üzerinde kalır.

Korolla(=Taç Yapraklar)
Kaliksten sonra gelen ve çoğunlukla renkli bir yapıda olan korollanın her bir yaprağına petal (taç yaprak) adı verilir. Petallerin birleşik olması durumuna sinpetali (gamopetali), ayrık olası durumuna ise koripetali (dialipetali) denir. Bazen korollanın önünde parakorolla adı verilen ikincil bir halka da mevcuttur. Korolla ile ilgili terimler ve bunların açıklamaları aşağıdaki gibidir.
Bilabiat: İki dudaklı. Kaliks ve korollanın iki ayrı dudağa bölünmüş olması.
Hipokrateriform(=Salviform): İnce ve uzun olan korolla tüpünün aniden genişleyip açılarak korolla loplarının düz veya yatay şekil almaları.
İnfundibular: Huni şeklinde. Korolla tüpünün yukarıya doğru genişlemesi.
Kalkerat: Mahmuzlu. Korollasında mahmuz şeklinde uzantısı olan.
Kampanulat: Çan şeklinde. Korollanın çan şeklinde olması.
Ligulat: Dilsi, dilciksi. Dile benzer biçimde olan Compositae familyasındaki ışınsal çiçeklerin taçları bu şekildedir.
Personat: Petalleri birleşik, korolla boğazı kapalı ve dudakları e şik olmayan iki dudaklı bir korolladır. Korolla boğazı alt korollanın damak şeklinde ileriye çıkmış olan parçası ile kapanmıştır.
Rotat: Tekerlek şeklinde korolla lopları bir düzlen üzerinde yayılmış olan tkerlek parmakları gibi düzenlenmiş olup korolla tüpü çok kısadır.
Tubulat: Tüpsü, tüp şeklinde, boru şeklinde.
Urseolat: Testi veya ibrik şeklinde. Bileşik taç yaprakların kaidede şişkin uca doğru daralarak uzaması.
Ad:  çiç2.JPG
Gösterim: 3247
Boyut:  58.9 KB
Ad:  çiç3.JPG
Gösterim: 4848
Boyut:  66.4 KB

kaynak: Tohumlu bitkiler Klavuzu

SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Nisan 2016       Mesaj #13
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Androkeum (Erkek organlar topluluğu)
Bir çiçeğin erkek organlarının tümüne verilen isimdir. Androkeum her bir parçasına ise stamen denilir. Bir stamen ise anter(=Baş) ve filament(=Sap) adı verilen iki ana kısımdan oluşmuştur. Anter ise konnektif denilen bir doku ile birbirine bağlanmış iki tekadan ibarettir. Tekaların her birinde iki adet polen kesesi bulunur. Genel olarak silindirik veya yassı bir iplik şeklinde olan filamentler, bazen bulunmayabilir. Anterler ise çok farklı tiplerde olabilir. Polenlerin olgunlaşmasından sonra bunların etrafa yayılabilmesi için anterler farklı şekillerde açılır. Başlıca porla, boyuna, enine ve valfle açılma şekilleri görülür. Stamenlerin bazı durumlarda ginekeum ile birleştiği de görülür ki, bu yapıya ginostemyum adı verilir. Androkeumu oluşturan stamenler ve bunun bir kısmı olan anterler ile ilgili terimler ve bunların açıklaması aşağıdaki gibidir.

Stamen Tipleri ve düzenlenişi
Antipetalus: Petallarin karşısında olan. Petaller ile almaşlı olmayan.
Antisepalus: Sepallerin karşısında olan. Sepaller ile almaçlı olmayan.
Diadelphus: Stamenlerin iki demette birleşmiş olması. Demetlerin birinde bazen bir stamen bulunmaktadır.
Didinamus: İki stamenin diğer iki stamenden uzun olması.
Epipetalus: Stamenleri petal veya korollaya bağlı olan. Fasikulat: küçük demet. Demet şeklinde olması.
Monodelphus: Stamenlerin yalnız flamentleri ile ovaryum çevresinde bir tüp meydana getirecek şekilde birleşmiş olması.
Singenesis: Filamenetleri serbest fakat anterleri birleşik stamen grubu.
Tetradinamus: Dört uzun ve iki kısa stamenin meydana getirdiği erkek organlar topluluğu

Ad:  çiç4.JPG
Gösterim: 2928
Boyut:  42.7 KB

Ad:  çiç5.JPG
Gösterim: 4794
Boyut:  49.3 KB

Ad:  çiç6.JPG
Gösterim: 3418
Boyut:  51.0 KB

kaynak: Tohumlu bitkiler Klavuzu
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Nisan 2016       Mesaj #14
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Anter Tipleri
Ad:  çiç7.JPG
Gösterim: 3264
Boyut:  57.6 KB
Basifiks: Tabana bağlı olan. Tabana bitişik.
Divergent: Anterlerin birbirlerinden ayrılmış ve uzaklaşmış olması.
Dorsifiks: Sırttan bağlı. Filamentin antere sırt kısmından bağlı olması.
Ekstrors: Anter yarıkları dışta, korollaya bakan yönde olan.
İntrors: Anter yarıklarının içte, ginekeuma (dişi organ) bakan yönde olması.
Oblik: Karşılıklı olmayan. Anterlerdeki tekaların karşılıklı olmayıp birinin diğerinden daha aşağıda olması.
Paralel: Anterlerin birbirine paralel olması.
Transvers: Anterlerin birbirine karşılıklı, çaprazvari, enine olması.
Versatil: Dönebilen, yönelebilen. Bağlı bulunduğu yapı üzerinde her yöne dönebilen. Filamentin ucuna orta noktasında bağlanmış, anterlerde olduğu gibi.

Anterlerin açılma şekilleri
Boyuna açılma: Anterin boyuna bir yarıkla açılması.
Enine açılma: Anterin enine bir yarıkla açılması.
Porla açılma: Anterin deliklerle açılması.
Valfle açılma: Anterin valflerle açılması.

Ginekeum (Dişi organlar topluluğu)
Kısaca bir çiçeğin dişi organlar topluluğu demektir. Çiçeğin orta kısmında bulunan ginekeumun her bir elemanına pistil adı verilir. Bir pistil ise bir veya bir çok karpelden meydana gelmiştir. Kısaca meyve yaprağı anlamına gelen karpel, pratikte kolaylıkla ayrılamaz. Ancak evrimsel açıdan yaklaşılırsa konu daha çok açıklık kazanır. Kuramsal olarak bütün çiçek kısımlarının yapraktan kökenlendiği kabul edilir. Sepal ve petaller büyük oranda yaprağa benzediğinden, aradaki ilişkiyi açıklamak kolaydır. Oysa stamenler ve pistiler pek yaprağa benzemediklerinden bunlarda ilişki net olarak görülemez. Ancak Nympheae (Nilüfer) bitkisinde petalden stamene kademeli gidiş net olarak görülmektedir. Bu bitkide petaller içe doğru gittikçe küçülerek, sonunda stamene dönüşürler. Petalin kökeni yaprak olduğuna göre, buna göre stamenin orijini olarak da yaprak gösterilebilir. Pistilde ise durum biraz daha karışıktır. İlerde açık tohumlularda görüleceği gibi bunlarda dişi kozalak bir eksen etrafında spiral olarak dizilmiş pullardan meydana gelmiştir. Odunsu yapıda olan her bir pulun üzerinde ise tohum taslaklarını taşıyan makrosporofiller (=yumurta hücresini taşıyan yaprak) bulunur. Tohum taslakları ise bu makrosporofillerin üzerinde açıkta bulunur. Bu nedenle bunlara açık tohumlular denir. İşte makrosporofillerin her biri bir karpele denk gelir. Evrimin ileriki aşamalarında maksporofiller (veya karpeller) kendi üzerlerine kapanarak tohumu sararlar. Bunun sonucunda da kapalı tohumlu bitkiler oluşur. Bunun ilkel şeklini Magnolia (Manolya) bitkisinde görmek mümkündür. Zira bu bitkinin ginekeumu yine bir eksen etrafında sarmal olarak dizilmiş fakat kendi üzerine kapanarak tohumu sarmış, makrosporofiller (veya karpeller)’den meydana gelmiştir. Aynı durumu daha evrimleşmiş olarak Ranunculaceae üyelerinde görebiliriz. Tüm bu durumlarda makrosporofil veya karpel aynı zamanda bir pistile karşılık gelir. Fakat bunlarda iyi gelişmiş bir stilus ve stigma görmek mümkün değildir. Evrimin daha da ileriki kademelerinde bu basit pistiler kendi aralarında da birleşerek dışarıdan bakılınca tek bir pistil gibi görünürler. Ancak tek karpelden oluşmuş olanları hariç. Böyle bir pistilin ovaryumu enine kesildiğinde her bir karpel ayrı ayrı fark edilebilir. Bazı durumlarda karpellerin duvarları tipik olarak bulunduğ halde (septum), bazı durumlarda ise ana bölmeler ortadan kalkmıştır. Fakat bu son durumda da ovaryum çeperinde karpellerin bağlantı yerleri açıkça görülebilir. Yine bazı durumlarda ise ovaryumda enine olarak karpel duvarından farklı bir biçimde karpel çeperinden yalancı bölmeler (reptum) gelişebilir. Bunları gerçek karpel duvarı ile karıştırmamak gerekir. Zaten yapı olarak da daha ince ve çoğunlukla da zarımsı yapıdadırlar. Ovaryumun gözlerinden her birine lokulus adı verilir. Daha çok ilkel çiçekli bitkilerde pistiler ayrı ayrı bulunur ki bu durumda apokarp ovaryumdan söz edilir. Pistilleirn birleşik olması ise sinkarp durumunu oluşturur.
Gelişmiş bir pistil başlıca üç kısımdan meydana gelmiştir; Ovaryum (yumurtalık), Stilus (Boyuncuk) ve Stigma (başçık). Stilus, stigma ile ovaryum arasında bulunan ince uzun kısımdır. Fakat her zaman bulunmayabilir. Bulunmadığı durumlarda stigma doğrudan doğruya ovaryumun üzerinden çıkar. Polenleri kabul işlevi gören stigma ise papillalı bir yapıya sahiptir. Öyle ki bu papillalar her bir tür için özel olup farklı türlerden gelecek polenlerin çimlenmesini engelleyecek bir yapıya sahiptir. Ovaryum, stilus ve stigma tipleri ile ilgili terimler ve bunların açıklamaları aşağıdaki gibidir.
Ad:  çiç8.JPG
Gösterim: 2551
Boyut:  45.4 KB

kaynak: Tohumlu bitkiler Klavuzu
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Nisan 2016       Mesaj #15
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Sitgma tipleri
Ad:  çiç9.JPG
Gösterim: 2840
Boyut:  50.1 KB
Bifurkat: İki çatallı, iki çatala ayrılmış.
Dekurrent: Stigmanın iki parçaya ayrılarak aşağı doğru sarkması
Diffus: Stigmanın gevşek veya geniş bir şekilde yayılması
Diskoid: Disk şeklinde.
Kapitat: Başçıklı. Yoğun bir şekilde toplanarak başak meydana getirmiş veya birden bire genişleyerek küresel duruma gelmiş yapı
Klavat: Ucu topuzlu, topuz şeklinde. Uca doğru düzgün bir şekilde kalınlaşarak ucun topuz şeklini alması.
Krested: İbikli, tepede
Linear: Şerit şeklinde, şeritsi. Karşı kenarları birbirine az çok paralel olan uzun ve ince yapı veya bu şekilde olan bazit yaprak
Loplu: Stigmanın loplardan meydana gelmiş olması.
Plummoz: Tüysü-tüylü. Stigmanın üzerinde tüysü ince yapıların bulunması.
Radiat: Işınsal. Bir merkezden çıkan ve yayılan yapılar için kullanılır.


Stilus tipleri
Ad:  çiç10.JPG
Gösterim: 3231
Boyut:  47.8 KB
Eksantrik: Stilusun merkezde olmaması.
Fimbriat: Saçaklı, kenarlarda parçalara ayrılara saçak gibi bir yapının oluşması.
Flabellat: Yelpaze biçiminde, yelpazemsi.
Genikulat: Diz gibi eğrilmiş
Ginobazik: Derin parçalanmış ovaryumlarda stilusun ovaryumların tabanından çıkması.
Heterostilus: Stilusların değişik uzunlukta olmaları.
Homostilus: Stilusların aynı uzunlukta olmalar.
Kondublikat: Kenarlarından boyuna katlanmış ve ortada bir kanal meydana gelmiş yapı.
Petaloid: Taç yapraklı, renk ve şekil olarak taç yaprağa benzeyen.
Stilopodik: Stilus tabanının disk şeklinde olması. (Apiaceae familyasında olduğu gibi)
Teret: Silindir şeklinde. Gövde, dal, stilus gibi yapıların silindir şeklinde olması.
Tuberkulat: Tepecikli, tümsekcikli. Yüzeyi uçları sivri olmayan, küt tepeciklerle kaplı olması.
Umbrakulat: Stilusun şemsiye şeklinde olması.

Ovaryum ise, tohum taslağını (ovül) taşıyan ve genellikle şişkin bir yapıda olan kısımdır. Tohum taslakları, ovaryum duvarına plasenta denilen bir dokuyla bağlanmıştır ve tohum taslaklarının ovaryum içerisindeki düzenlenişlerine plasentasyon denir. Plasentasyon tipleri ve bunlarla ilgili açıklamalar aşağıdaki gibidir.
Plasentasyon tipleri
Ad:  çiç11.JPG
Gösterim: 2785
Boyut:  43.7 KB
Apikal: Ovüllerin ovaryumun tepesine sarkık olarak bağlı olması.
Basal: Tohum taslaklarının tabansal durumda oluşu. Tohum taslaklarının yumurtalığın tabanında bulunduğu diziliş biçimi.
Eksensel: Birkaç karpelden meydana gelmiş, bileşik ve çok bölmeli bir ovaryumda tohum taslakalrının ovaryum ortasında bulunan bir eksen üzerinde dizilişi.
Marjinal:
Tohum taslaklarının karpellerin kenarına (iki karpelin birleştiği yer) bağlı olması.
Parietal: Tohum taslakları ovaryumun iç çeperi üzerindedir.
Serbest Sentral: Tabandan yukarı bir sütun üzerine yerleşmiş yumurtalık çeperi ile bağlantısı olmayan tohum taslakları dizilişi.


kaynak: Tohumlu bitkiler Klavuzu
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Nisan 2016       Mesaj #16
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ovaryum durumları
Ad:  çiç12.JPG
Gösterim: 5178
Boyut:  35.1 KB
Ovaryum ile, ginekeum dışındaki çiçek kısımlarının reseptakulum üzerinde birbirlerine karşı olan durumlarına ovaryum (veya çiçek) durumları denir. Başlıca üç tip ovaryum durumu vardır.
Hipogin Çiçek: (Üst durumlu ovaryum) Korolla, kaliks ve stamen halkaları ovaryumun alt kısmından çıkarlar.
Perigin Çiçek: (Orta durumlu ovaryum) Kaliks, korolla ve stamen halkaları ovaryumun yan tarafında çıkar.
Epigin Çiçek: (Alt durumlu Ovaryum) Ovaryum, reseptakulum içersine gömülmüştür (korolla, kaliks ve stamenler ovaryumun üst tarafından çıkar)

Alt durumlu ovaryumda, bir kadeh şeklinde ovaryumu saran reseptakulum hipantium ismini alır. Ginekeum genel olarak sapsız olmakla birlikte, bazen ginofor adı verilen bir sap üzerinde bulunur. Nadiren de ginofor stamenleri de taşır ki, bu durumda ginofor androginofor adını alır. Ovüller döllenmeden sonra tohumu verecek olan yapılardır. Plasentaya funikulus denilen bir sap ile bağlanırlar. Ovulün içinde embriyo kesesini taşıyan nusellus dokusu bulunur ve nusellusu iki tabakalı integüment adı verilen yapı sarar. Ovülün ucunda bulunan ve polen tüpünün giriş yeri olarak iş gören kısım ise mikropil açıklığıdır. Nusellusun dip kısmında ise kalaza dokusu bulunur. Funikulusun ovullerle birleştiği yer ise hilumdur.

kaynak: Tohumlu bitkiler Klavuzu
SİLENTİUM EST AURUM
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Ağustos 2017       Mesaj #17
Avatarı yok
Yasaklı

Dünyadaki Tüm Çiçek Türlerinin Kaynağı Olan İlk Çiçek!


Ad:  _97141772_flower_model_obligue7_5000x4000.jpg
Gösterim: 1848
Boyut:  17.3 KB
Bütün çiçek türlerinin kaynağı olduğu düşünülen ilk çiçeğin 3 boyutlu modeli!
Botanik alanında, çiçek türlerinin kaynağı üzerine yapılan bir araştırma sonucunda tahmini 140 milyon yıllık bir çiçeğin tüm çiçek türlerinin kaynağı olduğu belirlendi. Araştırmada yer alan botanikçiler dünya üzerinde yaşayan tüm çiçek türlerinden elde ettikleri kapsamlı veriler doğrultusunda söz konusu ilk çiçek türüne dair bilgileri toplamayı başardı. Bu bağlamda tüm çiçeklerin atası kabul edilen türün taç yaprağına benzeyen organlara sahip olduğu, sarmal bir yapıda ve çift cinsiyetli olduğu saptandı. Bilim insanları dünya üzerinde bulunan hiçbir çiçeğin söz konusu kaynak türle benzerlik taşımadığını ifade etti.

İlk Çiçeğin Yapı Analizi için 792 Çiçek Türünden Veri Toplandı!


İlk çiçeğin yapısının analizi bağlamında 792 çiçek türünden taç ve çanak yapraklara dair özellikler bir araya getirilerek derlendi. Çiçeklerdeki söz konusu özelliklerin gelişim tablosunda şimdiye kadar nasıl şekillendiği gözlendi. Sonuç olarak tüm çiçeklerin atası olabilecek nitelikteki son ortak çiçek tespit edildi. Çiçeklerin tek ya da çift cinsiyetli olma özelliği bulunduğundan ilk çiçeğin nasıl bir yapıda olduğu merak konusuydu. Böylece araştırmada ilk çiçeğin hem dişi hem erkek üreme organlarının olduğu da açığa çıkarıldı.
Ad:  _97142663_flower_double.jpg
Gösterim: 1978
Boyut:  22.7 KB
Zambak çiçeği (sağda) ve Nilüfer çiçeğine (solda) dair taç yaprağı yapısı!
İlgili kaynak türün Zambak çiçeğinde olduğu gibi aynı düzlemde yer alan daha sarmal yapıdaki taç yapraklardan oluştuğu, ayrıca Nilüfer çiçeğindeki gibi saptan dönerek ayrılan yapraklara sahip olduğu da belirlendi. İlk çiçeğin görünümünün ise fosil kalıntıları ve ilerleyen araştırmalar sonucunda bir netlik kazanacağı düşünülüyor.

Kaynak: BBC Bilim / Science (2 Ağustos 2017)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Ocak 2018       Mesaj #18
Avatarı yok
Yasaklı

Kömeç!


Bir sapın tepesinde yan yana sıkışık ve çok sayıda sapsız çiçekten oluşan çiçek durumu. Bütün çiçeklerin sığışabilmesi için bu tepe tabla gibi genişlemiştir. Ama bunu her çiçekte çiçek bölümlerinin bağlı bulunduğu çiçek tablasıyla karıştırmamak gerekir.

Kömeç tipi çiçek durumu bileşikgillere özgüdür. Dışını çok sayıda bürgü yaprağı sarar. Bunların tümüne birden bürüm adı verilir.

Tablanın yüzeyi düz (ay çiçeği), bombeli (papatya), pürüzsüz ya da peteğimsi olabilir. Çiçekler arasında pulcuk, iplikçik ya da tüycük halinde küçük bürgü yaprakçıkları bulunabilir. Kömeçlere dipsacaceae (uyuz otu) ve maydanozgiller familyasının bazı türlerinde de (boğa dikeni) rastlanır.

Kaynak: Büyük Larousse
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Şubat 2018       Mesaj #19
Avatarı yok
Yasaklı

Dağ Çiçekleri!


Dağ çiçeklerinin büyük bir bölümü özellikle yüksek dağ kesimlerinde yetişenler, oldukça kısa bitkiler üzerinde açarlar. Hatta bazen bu bitkiler zemine yapışacak kadar alçaktır. Bu özelliğin önemli bir işlevi vardır. Böylelikle çiçekler rüzgardan daha az etkilenir ve toprağın içtiği ısıdan daha çok yararlanır. Toprak güneş ısısını emer ve daha sonra bu ısıyı yavaş yavaş dışarı verir.

Hemen hemen tüm dağ bitkilerinin boyları kısadır. Ancak buna karşılık kökleri büyük bir gelişme gösterir. Bu kökler sayesinde bitkiler yere (toprak veya kaya) sıkı sıkıya bağlanır. Böylece dağ rüzgarlarının ve fırtınaların bu bitkileri yerinden sökme tehlikesi önlenmiş olur.

Tüm dağ çiçeklerinin canlı ve göz alıcı renklerde olmasındaki amaç böceklerin çiçekler tarafından çekilmesidir. Böcekler büyük bir istekle bu çiçeklere koşarlar ve çiçeklerden aldıkları tohumları bir başka yere taşıyarak onların döllenmesini ve türün devamını sağlarlar.
Ad:  66-Edelweiss2.jpg
Gösterim: 2202
Boyut:  511.4 KB
Sık bir tüy tabakası ile örtülü dağ yıldızı çiçeği!
Dağ çiçeklerinin çoğu sık tüylerle örtülmüştür. Bu tüyler hava ile doludur. Görevleri bitkiye zarar verebilecek morötesi (ultraviyole) ışınımları emmektir. Bundan başka bu tüyler bitkiyi şiddetli soğuktan korur ve bitkinin çok su kaybetmesini önlerler. Bitkilerin yaprak ve çiçekleri, alçak yerlerdeki çiçeklerden çok daha farklı bir yapıya sahiptir.

Kaynak: AnaBritannica

Benzer Konular

6 Nisan 2016 / virtuecat Botanik
6 Nisan 2016 / ThinkerBeLL Botanik
4 Nisan 2016 / asla_asla_deme Botanik
4 Nisan 2016 / virtuecat Botanik
4 Nisan 2016 / ThinkerBeLL Botanik