Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 144

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.169.227 Cevap: 8.002
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1431
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Rüya...

Sponsorlu Bağlantılar
Bu akşam rüyamda,ben seni gördüm
Yanıma çağırdım,gelmem diyordun !
Küsmüsün diyerek,bir neden sordum
Apansız bağırdın,bilmem diyordun !

Şaşırıp kalmıştım,ben bu haline
Bir isyan çökmüştü,sanki diline
Hüzünlü nameler,gönül teline
Vurdukça,bir türlü,gülmem diyordun !

Sitemim döküldü,o an sözümden
Göz yaşım,aktıkça,sızdı yüzümden
Hiç bakmadın bana ,gönül gözünden
Damlayan yaşımı,silmem diyordun !

Çevirip gitmiştin,hemen başını
Çıkmaza döndürdün,sabır taşımı
Ben sana neyledim,çatıp kaşını
Sineni yaralar,delmem diyordun !

Uyandım uykudan,sen yanımdaydın
Demek ki,o an sen,her anımdaydın
Ben kabus görürken,baş ucumdaydın
Kıyamam uykuna,bölmem diyordun!
Kıyamam uykuna,bölmem diyordun..!


M.Levent ÖZGEÇ

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1432
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sag olsun Özgürlük

Sponsorlu Bağlantılar

Saat vurdu yine Safak zamani
Uyku tutmuyor gözlerimi
Dertler gelir gecer
Iz birakir yüzümde
Sanki siper tutmus Düsman
Dayamis Hanceri Bagrima
Korkum yok ölümden
Viz gelir Kursun
Iz birakmis mazi
Iz birakmis Musala taslari
Kan icinde yikandim
Belendim Hasret özlem aci icinde
Firarim var takipdeyim
Ihanet tutmus boynumu idama gidiyorum
Götur beni ne yazar
Kim durdurabilir ardimda bin bir Militani
Bin bir Demokrati
Vatan arayan boyun egmez hakkini arar
Kim durdurabilir bizi kim
Dokunmayin diyorum dokunmayin
Biz Kerbelayin kininden alan
Nevruz atesinden gelen bir ülkeyiz
SUAT ATAR

nisan_yagmuru - avatarı
nisan_yagmuru
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1433
nisan_yagmuru - avatarı
Ziyaretçi
Hani, hiç olmuş muydu yaşamının anlamı.?

Hani, hiç olmuş muydu yaşamının anlamı.?
Bir gün geliverirse.. belki diye bekleyecek misin hep onu.?
Seni sevmiş miydi..
Önemsemiş miydi..? ha..
Seni önemsemiş miydi h

Hani,
Hep varmış gibi görünüp te hiç olmadıysa
................ve de hiç gelmediyse..
Sen onun ne denli gelmesini istiyor olsan da, ne denli özlüyor olsan da..
..............gelemeyecekse..
.............bunu da biliyorsan..

Senin beklemen,
Senin beklemen anlamalısın, kendin içindir..kendini anlamlandırman, varlığını hissetmen içindir..yürürken yolda bedenini taşıyamayan ayaklarını zorla sürüklememen içindir..

Yaşamın gerçekleri içinde hayallerin, oldu bittiyle geçen günlerde olamayacakların düşlenmesidir..
Ayaklarının yerden kesilip kuşlar gibi uçtuğunu hissetmen içindir..

Hani,
o hep aynı ikindilerden..
kendi kendine gelip geçerken
serilmiş denizde keyif yaparken..
güneş olanca aydınlığıyla göz kamaştırırken..
Ortaköy’de bir kahvede
deniz turkuaz mavi
O’na olan özlemin kadar
mavi, sarıya tutkulu
martılar yüreğin gibi çırpıntılı..

Uzun zaman olmuştur, son görüşmenizden bu yana
Denizin güneşi uğurlayıp, ay’a kavuşuncaya kadar beklemesindeki sabırsızlık kadar hırçın
Ruhunda bıraktığı izler,
.............öylece bekler..sabırsız, hırçın, dargın..

Öylece beklersin, suskun..karanlık..derin..
Senin beklediğindir o
Ne gözleri, ne dokunuşları..
Senin beklediğindir o,
Gelmeyeceğini sanırsın..
Gelmez de..
Senin beklemen hüzünlüdür ya..
Bir o kadar da ruhunu yenileyecek bir bekleyiştir..
Yeniden doğuşun kıvranışıdır..
Gelse de dersin.

Gelse de..
Bir an önce yaşamın anlamını bulup çekip gitsen..
Hatta bitiremeyeceğini bildiğin bir çok şeye başlayıp yine de aldırmadan umursamadan her şeyi yarım bırakıverip gitsen..

Hatırla sevdiğini
Görüşme zamanı geldiğinde
Saatler su gibi akıp geçse de
Sevdayla yanan gözlerde
Ve yok olan zamanda
Ayrılmayı hiç istemezken
Hayalde olsa kollarında sonsuz bir mutluluğa dalarken
Ve dudaklarından yüreğinin sesini
‘Seni seviyorum’ları okurken
Sadece ‘çok güzelsin’ diyebilirsin..o’da ‘muhteşemsin’ der, sadece..
Seviyorum'lar dökülemez dudaklardan..
Ve ‘nolursun biraz daha kalsan ya..’
Diyemeden
Bir veda ile hayallere yerleşiverir o an...


Ortaköy’de bir kahvede
deniz turkuaz mavi
görünende siyah bir silüet
….balıkçı ve kayığı
kolları bir öne bir geriye
ömründen zamanı çeker gibi
….kararsız mı.?
yaşamla alay eder gibi..
deniz turkuaz mavi
gözleri gibi..
deniz turkuaz mavi
yüreğini oynatan sözleri gibi..
karşı kıyıda bir İstanbul silüeti
kara kalem resimler gibi…

O anlık görüntüden, hayallerde kalan an’dan sonra ne zaman kesişecektir yolları.?
Bir gün yıldızlara bakarken yine geliverir düşlerinden gözlerine..
Aynı yıldıza mı bakıyorsunuzdur.. belki..
Aynı hayalleri mi kuruyorsunuzdur.. belki..
Belki de hiç değil..
O başka bir yaşamda oldu bittilerle nefes alıp soluklanırken, sen orada onun hayaliyle hüzünlenirsin durmadan..
Ve yıldızlara söylersin..
Bir gün o da yıldızlara baktığında duyması için..hem belki de senin yıldızına bakacaktır..
Çocuk yüreğindeki pembe yıldızına..

Sadece kendi olarak sana gelse..
Sana ihtiyaç duymadan seni önemsese, seni istese..
Sadece yüreğini..
Sensiz olabilecekken
Seninle olmayı seçtim dese..
Kendim değil, sen olmaya geldim dese..
Sadece rüyalarına değil, kollarına da geldim dese..
Artık sen uyandığında hep sana bakıyor olacağım, başka rüyalarda gezmeyeceğim dese..

Olur mu.?
Yaşamaya var mısın.?
Hani,
Dağlardan denizlerden kuşlar gibi uçarak..
Her günü yepyeni bir bahar gibi yaşayarak
İnce uzun parmaklarında ellerini saklayarak
Yaşamaya var mısın.?
..........var mısın.?


Seremoni Seremoni
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1434
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sarktı gece...


sarktı gece olanca karanlığıyla en kuytularıma

bulutların arasında şimşekler harladı haşmetiyle bir an

sadece bir an aydınlandı sema

geceme göz kırptı aklınca


kış ayları solgun olur, geceleri üşümelerim.

Uzatsam ellerimi tutabilir misiniz, ya da sarılsam size katlanabilir misiniz.

tenim ak benim, duygularım hükümdar baş edemem yüreğimle duygusal...


dağların tepelerinde özgürlük, kendi içime sığamam ki tepelerinde barınayım.

martıların kanadına konmuş aşk,

uçurtmam yok.! yanına varayım,

mavi olur bulutların üstü, düş gibi sen gibi can,

geceler.


en son baharı yaşadığımda kararttım duygularımı

ah o eski aşk olmasa neyleyim seni

hüznü karaya çalmış sabah

içimdeki sen yanım

varma telaşım olmasa...


ekleyebilir miydim geceleri gündüzlere,

hüzünleri şiirlere sıra sıra.

senin için

________yar! ! !




Zeki ARLAN...
nisan_yagmuru - avatarı
nisan_yagmuru
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1435
nisan_yagmuru - avatarı
Ziyaretçi
BIR BOGUM UKTE SEVDAM

Gelemiyorum yanına !
O kadar çok engel var ki arada
Bir uçurtmanın kuyruğuna takılıp
gelmek istedim;
Çekmedi yorgun bedenimi.
Bulutlara takılmayı denedim;
Bir yıldırımla attı üzerinden.
Dalgalara bıraktım kendimi
kıyılarına vurmak için
Kağıttan bir gemi kesti yolumu
Koparılan takvim yapraklarıyla
gitgide tüketiyor zaman beni
Gün geceye gömdü gözlerimi
Gece güne savurdu yüreğimi
Küle dönen kor tenimde
İzi kaldı dokunuşlarının.
Üşüyorum...
Sıcaklığını bulmak için
vurdum kendimi sahranın göbeğine.
Güneşin ortasına attım
ip merdivenimin ucunu.
İp tutuştu...
Ben yanamadım.
O kadar nasırlaştı ki sensiz can
Öylesine mahsun kaldı ki duygular
Sevda nerdedir,
Özlem ne tarafa düşer?
Ne yönüm kaldı, ne mevsimim
Sana çıkan yolu bulamadım...
Tuttuğum nefeste kaldı,
Bir boğum daha ukte sevdam.



Arzu Altınçiçek

the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1436
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi
Sensizlik Ormanında

Sensizlik ormanındayım yine sensiz,
Ağaçlar dökmüşler yapraklarını birer birer,
Hepsi birer gazel uçuşuyor yerlerde,
Savruluyorlar rüzgarın estiği yöne.

Bülbüller güllere şarkı söylemiyor artık,
Susmuş bülbüller,solan gülleri görünce.
Çiçekler açmıyor artık,her taraf bozkır,
Papatyalar saydırmıyor artık,
Seviyor mu sevmiyor mu diye.

Sensizlik ormanın da akşam oluyor,
Gök yüzünün kızıl rengi yok artık,
Zifiri karanlık oldu her yer,
Korkuyorum,
Üşüyorum.
İçim titriyor,
Çaresizim! bir umut ışığı bekliyorum.

Sensizlik ormanın da sabah oluyor,
Tan ağarırken çoook uzaklar da,
Dalın da kalmış tek bir yaprak,
Çok uzaklarda da olsa bir kuş sesi,
Yeniden umut veriyor,yeniden bana.

Sensizlik ormanın da günler geçmiyor,
Gözüm o tek kalan yaprak ta.
Dua lar ediyorum o da düşmesin diye,
Kimbilir diyorum belki de bir sabah,
Benim de gönlüm de bahar olacak.
Ağaçlar yeşerecek,Bülbüller şarkı söyleyecek,
Akşamlarları yaprakların arasından sıyrılan,
Aşkımızın şahidi yıldız lar görünecek.

Sensizlik ormanın da sensiz yaşanmıyor,
Her günüm acı,her saatim hicranla dolu.
Bir tek yaprağı beklemek umutsuzca,
Düşecekse düşsün,bitsin artık bu çile
Sensizlik ormanın da yaşam,
yaşam değilki zaten...........


Cemal Şimşek
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1437
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Acele et.
Islanmak istiyorsa çatlamış saçların
Bahar kokulu toprağın yüreği gibi
Yağmur sonsuza dek yağmayacak
Acele et
Aç göğsünü ufuklara şimdi durmadan kalbin
Acele et
Yıldızların arasından senin yıldızını göreceğiz
Ve senin çiçeğini çiçeklerin arasından
Bir defa koparacaklar
Bir defa kopacak son fırtına
Bir tane sen, bir defa sen, bir defa son
Bir daha şimdi olmayacak
Bu şarkıyı bir daha duyamayacaksın rüzgarın kucağında
Bu dans, ağaçların dansı bitecek Güneş batmadan
Bir defa doğacaksın
Ve bugünkü Güneş bir defa doğacak
Bakınca ruhunla bak gözlerine kadının
Acele et batıyor Güneş
Bugünün cenazesini kaldırmadan dün geceki gibi
Hücrelerinle kokla tabiatı, bir daha dokunamayacaksın
Bir daha kapanmayacak gözlerin, hücrelerinle uyu
Bu elmayı santim santim ye, tüm yapraklarını öp çiçeğin
Acele et kervan göçüyor
Bitmez sandığın yolun yarısına bir çırpıda geldiğin gibi
Bir çırpıda son çırpınış, son defa son dalga gelecek
Okyanusun karnına göçtüğün zaman acele etme
Sonsuzluğa yetecek vaktin olacak.






MUHAMMED BOZDAĞ

UNUTUŞ


Yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta

göz kapaklarının kırmızı yaprakları altında.

Gömül vızıldayan sesin
düşen sesin halklarına
ve uzaklarda yankılanan
dilsiz bir çağlayan gibi,
davulların çalındığı yerde.

Bırak kendini karanlığa,
kendi etine gömül,
kendi yüreğine;
kemik, o mor şimşek,
kamaştırsın gözlerini, kör etsin,
mavi göğsünü göstersin akşam ışığı
körfezler ve gölgeli koyaklar arasında.

O sıvı karanlığında uykunun
ıslat çıplaklığını;
kıyıya kimbilir kimin bıraktığı gövdeni,
o köpek danteli unut.
Sonsuz kadın, yitir kendini
kendi benliğinin sonsuzluğunda,
bir başka denizde buluşan bir deniz gibi
unut kendini, beni unut.

Dudaklar, öpüşler, aşk, her şey
yeniden doğar
o ölümsüz, o yalın unutuşta:
gecenin kızlarıdır yıldızlar.

Octavio Paz
Son düzenleyen Blue Blood; 22 Şubat 2007 23:28 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1438
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi
Yokluğundur Suretim

Ayrı dünyalara savrulur göz yaşlarım
Her damlada sen uçarsın aklımdan
Yüreğimin haremine düşersin.
Başlarım seni toplamaya, sormaya
Martıların kanadı susar dalgalara,
___________________Gelmezsin…


Bir serseri rüzgar değer tenime
Senin hasretince vurulur
Bend olur bedenim, savrukluğun durulur.
Bir tebeşir tozu kaçar düşlerime
Çizgilerimden suretin sorulur,
___________________Bilmezsin…


Akar, akar. Aktıkça düşlerim çağlaşır
Kururlar yanaklarımda hasretlerim
Ellerim! vuslat yarasındadır, kederli.
MizanSENlerim uzaklaşırlar benden
Düşerler Toprağın rahmine iki_şerli
____________________Silmezsin…


İçimin kan/yon/larına düşerim pusulasız
Aklım ateşleri y/aşar, b/içilir ömrüm
Ay ışığında üşür göl/gem vurulur vakitsiz
Bir umut direnir martının kanadında rüzgarlara
İmzalanır Aşklar Ölümlere akitsiz
____________________Çelmezsin…

Orkun Işık
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1439
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Öyle olsun gideceksen eğer;
Hadi git,ardına bile bakmadan.
Attığın hiç bir adımın hesabını yapmadan.
Git ve sakın ola düşünme!
Ardından koşan çığlığa hiç aldırmadan.
Yürüyerek gelen gözyaşı seli ile,
Adımlarına bulaşan kanlı çamurdan,
Her zaman yaptığını yap umursamadan.
Hadi git bir adım bile geriye atmadan.
Beklediğin umut'un o renkli süsü,
Islah olmayan nefs'in omuzlarında yükü.
Gözlerime ettiğin sağanak duası ile,
Saçlarımda ak,yüzümde acının tebessümü.
Ve sen; başını dik tut,göğsünü gerde yürü.
Ardına hiç bakmadan git.
Sana alkış tutup baş tacı yapacaklar.,
Onur duy,gurur duy,ben yaptım de..
Çünkü; sana madalya takacaklar.
Çıkarma göğsünden verilen şaheseri
Raf raf diz yüreğine çaresiz isimleri
Fazlasını umduğun edepsiz beklentiyi.
Son gününde sana madalya takacaklar.
Hani bir cellat,bir kurban demiştim ya..!
Beni bir kere kurban diye,
Seni ömür boyu cellat diye anacaklar.
Hadi durma şimdi git hiç düşünmeden.


ÜNAL KANLI
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1440
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DÜŞLERDE GÜLDÜ ZAMAN
Zaman geçiyordu düşlerden
hiçliğine tamamlarken gerçeği
kristal küreye vuran ışıktı zaman

Kırık ve renkli

Zaman geçiyordu acıtan gülüşlerden
nakşında kuruyan kirpik rimeli
nemlenmiş vedalarda
bir ipek mendildi zaman

Yırtık ve kirli

Zaman geçiyordu telâşelerden
sıkıntılar dökülüyordu heybesinden bir bir kaygılar
tenhalıktı büyüyen karanlığında zaman

Dehşet ve kindi

Aynıların görüntüsünden geçiyordu zaman
haza haz, acıya acıydı
kimineyse
üzerinden yılları yüklenmiş nehirler geçen
bir çakıl taşıydı zaman

Yük ve mihnetti

Zaman geçiyordu sevişmelerden
ince ışıklarda kırılan aşkın
süzüldüğü camdı zaman
camdan süzülen ışığın hangi tarafı kimdi

Sen ve öteki

Bir büyük bütünden geçiyordu zaman
silinemez sevgiden
doğumun, ölümün ötelerinde
güzeli yeşertiyordu içinde varoluşun çiçeği
zamanı çoğaltan oydu belki de

Gül ve dikeni

Zaman geçiyordu düşünüşlerden
savuruyordu saçlarını evrene
bir telinde yıldız, diğerinde güneşti
neyi kovalıyordu o koca bilge
bilinir mi nasıl yaşardı zaman

Keyif ve zevki

Acılardan geçiyordu zaman, dertlerden
kemer gibi dolamıştı beline sargı bezini
merhemi dilindeydi
derin yaralar gezginiydi zaman

Yorgun ve terli

Derilmez bahçeydi zaman, uçsuz bucaksız
bütün kipleri içeren
tüm hâlleri de
her şey onun içinde büyütüyordu kendini
aşıyordu zamanı yalnız

Yokluk ve sevgi

Tamlardan geçiyordu zaman kendini büyütenden
hangi varlık tamamlansa, heplense
tümü hiçe gönderiyordu yokluğun teğetinde
hiçi başka zamana
her anıyla kendini bütünlüyordu zaman

Uçuk ve yerli

düşürülen saatlerden geçiyordu zaman tik taksız
bukağıdan, zincirden
zihnin bilince açılan penceresinde
beşikten mezara değildi zaman, daha öteleriydi

Artı ve eksi

Geçilemiyordu yokluk
sessizlikler de

Şimdinin sarpında yaşanan
ulaşılmazlar köprüsüydü zaman
umudun sıratı selleyen uçurumuydu

Sonsuz ve ilki


Ali Osman Kars

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya