Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 64

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.166.702 Cevap: 8.002
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Ocak 2007       Mesaj #631
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Zor Yıllar

Sponsorlu Bağlantılar

Acılardan bir türkü düşünce yüreğime
Yetmiyor sevda sözleri yaralanmış ömrüme
Sığınaklar aramak kederli şarkılarda
Biraz daha yitip gitmek yıpranan dostluklarda

Yaralayan sözler sözler gibi
Silinmeyen izler izler gibi
Birbirini gözler gözler gibi
Zor, zor yıllar

Yaralayan sözler sözler gibi
Silinmeyen izler izler gibi
Birbirini gözler gözler gibi
Zor, zor yıllar

Uykusuz gecelerde sarıveren kaygılar
Kuşkuyla gözlediğin o ölüm dolu sokaklar
Eksildi ömrümüzden umut dolu o yıllar
Siz miydiniz bizler miydik yorgun düşen kuşaklar

Yaralayan sözler sözler gibi
Silinmeyen izler izler gibi
Birbirini gözler gözler gibi
Zor, zor yıllar

Zülfü Livaneli
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Ocak 2007       Mesaj #632
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir Ada Hikayesi

Sponsorlu Bağlantılar



Bir Ada Hikayesi

Herhangi bir gündü, gitmek defterin son yaprağında asılı bir ağaç, dışıma vuran yangındı.....



ve yolculuk...

kaldırımda vuruşan ışıkları saydım tramvayın penceresinden
köşesine çekilmiş kırık şarap kokusunu
akşamın kavgalarının izini sürüp
vurdum yüzünden geri dönüşümü

azığımda tuhaf cinayet
zincirleyip, boynuma ilikledim
paslı kelepçe, sırtımda lodos bekledi
omzumda yaşamın romatizması

simitçi yetişti imdadıma
martıların hakkı var
dört susamı dökük simit, bir kaç dilim kaşar kırıntısı
yetiştim yirmibeş aç gaganın çırpınışına


Sirkeci...

boğazın gönüllü hizmetçisi
el bağlamış ceviz ağaçlarının intihar meydanı

sonra, sarı bir jetonun dibi bulan tok isyanı

ada vapuruuuuuuuu..

kıvrılarak gidiyor, dalgaların umrunda değil
sireni ayyaş, kasıntı
gidişimi götürüyor habersiz
dönemeyişimi

sanki iki parça, bölük pörçük


Heybeli...

ağaçların sakındığı patikala, haki koylar
faytonlardan damlayan çıngırak sesleri, gömülmüş kırbaçların toprağı delen uykusu
iskelenin gıcırtısı...

ciğerimdeki yosun tadı tanıdık
Marmarayı kışkırtıyor kayalıklar
güneşe mahkum asker
sağ yanım tuz sağdığım izbe kayık

Değirmen, Sineklikaya, Almankoyu
yasak girilmez levhası
namlusu dudağıma dönük dikenler
çadır kurduğum dört çam dibi


ben uçurumun dengesiz yeline tutundum
açtım kollarımı, bağırdım
sesimi duysalar ölürdüm
duyuramadım


saat dört buçuk
sahne kapalı
balık sürüleri döktüğüm şaraba tutunmuş
bir kaç kırlangıç asılı bulutlarda

gözlerimi çevirdim...şiir bitti





Hakan Kartal

DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
11 Ocak 2007       Mesaj #633
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Ağustos Böceği İle Karınca

Karıncayı tanırsınız
Minimini bir hayvandır
Fakat gayet çalışkandır
Gayet tutumludur, yalnız
Pek hodgamdır, bu bir kusur:
Hodgm olan zalim olur.

Bir gün ağustos böceği
Tembel tembel ötüp durmak
Neticesi aç kalarak
Karıncadan göreceği
Bürudete bakmaz, gider
Bir lokma şey rica eder
Der ki: - Acıyınız bize
Coluk çocuk evde açız
Ianenize muhtacız.
Karınca bir yüreksize
Layık huşunetle sorar:
- Aç mısınız? Ya o kadar
Uzun, güzel günler oldu.
O günlerde ne yaptınız?
Böcek inler: - Açız, açız
Bakın benzim nasıl soldu
O günlerde gülen, öten
Sazla, sözle eğlenen ben
Bugün bakın ne haldeyim!
Vallah açız, billah açız,
Halimize acıyınız!
Karınca eğlenir: - Beyim,
şimdi de raksedin, ne var?
"Yazın çalan kışın oynar."

1914
Tevfik Fikret
blood_lovee - avatarı
blood_lovee
Ziyaretçi
11 Ocak 2007       Mesaj #634
blood_lovee - avatarı
Ziyaretçi
Acımasız Sevgi

Denizin üstünde hafif bir sis
Sokağın içinde hafif bir is vardı
Limanda gemi denizde tekne yoktu
Caddeler bomboş akşamcılarda yoktu
Önce ucuz bira aldım
Sonra bir samsun yaktım
Ardından bir karaltı belirdi
Bir insan siluetiydi
Hatta bir kadın
Yavaş yavaş yürüyordu
ve bana yaklaşıyordu
Önce gelmesini bekledim
Sonra dayanamadım yaklaştım
Olamaz inanamıyorum tanrım
Bu sensin evet evet
Bu kesinlikle sensin
Bana bakıp gülüyorsun
ve yanıma kadar geliyorsun
Tutuyorsun ellerimden
Çekiyorsun beni denize
Beraber yürüyorduk suyun üstünde
Sonra o sisin içinde
Çaldı bir geminin sireni
Bu da korkuttu seni
Bıraktın aniden elimi
Ve boğdu beni
Bu acımasız sevgi.

Deniz Kıyıcı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
11 Ocak 2007       Mesaj #635
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Yoksun,
Her gecenin feryadında,
Acımasızca beni bırakmaktasın.
Yüreğimin sirenlerinde,
Yangınlara saklanansın.

Aşka yelken açtım her seni düşündüğümde,
Gecelerin koynunda seni düşledim.
Saçların her aklıma geldiğinde,
Sevipte ayrılamadığımdın.

Yoksun!
Haykırıyorum duymak bilmeyen yüreğine.
Aşk senin ellerinde bir köle.
Seven pişman sen ise sevene düşman.
Aşkım ve ben çaresiz kalmışız,
Olmuşuz perişan.

Yoksun!
Karanlık sokakların gizli düşlerinde saklanıyorsun,
Acımasızlığın değil derdim,
Sen kendini ne sanıyorsun.
Sevdik diye ecel günümü mü sayıyorsun,
Aşkın tokadı ağır olur,
Sen sevgiyi küçümsüyorsun.

Yoksun!
Hangi taşın altına baksan yürekleri ezmişsin.
Ağlayan kimin yüreği bilmem,
Sen gerçek bir zalimsin.
Sevmeyi öğrenmemiş kalbin olmuş serseri,
Yoksun demek bile sana hediye inan ki.

Bıktım seni her gece düşünüp sevmekten,
Günlere bölmüştüm ömrümü.
Toparlıyorum her bir zerremi,
Senin istediğin bu değil mi?

Yoksun demiyorum çünkü ben var oldum bilgine,
Seni sevmek mi istemem ben bir daha boş yere.
Her aşkın sillesi bu kadar ağır mı olur seninle,
Yoksun dmeekten vazgeçip ben gidiyorum.

Gözyaşlarım emekli oldu,feryadım düş.
Artık yüreğim el uzatmaz aklımdan düş.
Sevmeyen kalbin kör olmuş, sen ölmüş,
Bende yeşeren umut var geçmişi hatırlatmak istemen beyhude.


yasemin kurt
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Ocak 2007       Mesaj #636
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kayıp alyans…




hadi ! istanbulun yaşlı kızına gidelim
iki yakasına, iğneli sözü batsın hayatın
asla yanyana gelmeyecek
iki armağanız

şimdi çok mu gri çok mu ıssız
yeniden baksam boğulur mu gürültüye
ağlayarak gittiğim gülerek geldiğim
kent desenli deniz

biraz anneme benzedi yorgunluk
oturdu nef(e)simin üzerine
az ötede
yazısı silinmiş bank’a dayandı vakit

gökyüzünde parlayan
safir mavisi çalıntı bir yıldız
gümüş zincirin ucu, ufaçık bir t(el)aş
taşıyor ayrılığı gerdanım.




Senem Zeynep Uysal
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
11 Ocak 2007       Mesaj #637
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kalp attığı sürece
Sevmenin vakti geçmez.
İnsan böyle sevince
Güzel çirkin hiç seçmez.

Beni bir ömür boyu
Sevsin bu güzel diye.
Gönlümün tapusunu
Ona verdim elimle.

Taşıdım yüreğimde
Yıllarca sevgisini.
Sanki ben oldu bende
Sevmişim kendisini.

Saat gecenin biri
Derin uykuda herkes.
Benim aklımda biri
Sevdiğim sıcak nefes.

Ayın on dördü gibi
Sen her zaman güzelsin.
Benim için sevgili
Yalnız bana özelsin.



mehmet ali çıbıklı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #638
arwen - avatarı
Ziyaretçi
alnında satır gibi indirmiş kaşlarını
ağzı yüzü kan revan içindedir
içinde birşeye baktığı belli
kimbilir nedir
belki tortulu kalın bir nehir
belki bir şehir / bir nehir gibi uğultulu
elektrik bilemiş kaldırım taşlarını
belki hiç olmayan sevgilisidir
o filmden çaldığı genç kız hayali
saçları yalnızlığına dağılmış
belli belirsiz tutukluluk hali
tenhalara kaçırır bakışlarını

iki gecedir yerinden kıpırdamadı
çenesi kilitki dudakları şiş
karanlıkta gizlice sakal büyütüyor
içindeki başka bir kata inmiş
belki arka bahçeye uzak çocukluğundan
morsalkım kokuları böğürtlen tadı
yukarda haşarı uçurtmalar
annesi içerde çamaşır ütülüyor
akşama yatılı misafirleri var
erzurum'dan
koşma oğlum bu nasıl çember çeviriş
az önce düştü de burnu kanadı
belki bıyıklarında yaladığı kan

birini çağırıyorlar onu olabilir mi
adını hatırlasa bilmece çözülecek
adını hatırlamıyor kaç yaşında olduğunu
hatırladığı içindeki bir gemi
yıllardan ilkokul belki 23 nisan
heybeli'ye geziye gidilecek
yol boyunca aralıksız kuş yağmuru
gemiyle yarışan yunuslar
maviliğin gözlerine sığmayan sonsuzluğu
o ilk hürriyet sarhoşluğu

korkudan ihtiyarlayabilir mi
yirmi yaşında insan


atilla ilhan
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #639
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Ya Evde Yoksan

Aşkınla ne garip hallere düştüm!
Her şeyim tamam da bir sendin noksan!
Yağmur yaş demeden yollara düştüm,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Elbisem gündelik, pabucum delik,
Haberin olsa da sobayı yaksan.
Yağmur iliğime geçti üstelik!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Sarhoşsan kapını çaldığım anda,
******ler gibi açık saçıksan!
Bir de ufak rakı varsa masanda!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Bakkala gitmeme lüzum kalmasa,
Durumu anlardın takvime baksan!
Allah vere misafirin olmasa,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Kıvırcık marulun vardır inşallah;
Bir salata yapsan, bol limon sıksan.
Senin de iştahın iyi maşallah!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Sabahlara kadar içsek, sevişsek
Ne ben işe gitsem, ne sen ayılsan,
Derin bir uykunun dibine düşsek!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Ne kadar üşüdüm, nasıl acıktım!
İlk önce sıcacık banyoya soksan,
Sanırsın şu anda denizden çıktım,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Yanlış mı aklımda kalmış acaba!
Muhabbet sokağı numara doksan.
Boşa mı gidecek bu kadar çaba!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Ya yolu kaybettim, ya ben kayboldum!
Ne olur bir yerden karşıma çıksan!
Tepeden tırnağa sırsıklam oldum!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Cemal Safi
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #640
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Sende Kalmış

Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.

Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.

Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
Saçlarına hasreti tanımayan ellerim,
Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.

Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.

Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.

Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
Can diyorum sana, can kafesim sende kalmış.

Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.

Gel Tanrı'ya borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i Şehadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.

Cemal Safi

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya