Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 65

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.167.272 Cevap: 8.002
MARLON - avatarı
MARLON
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #641
MARLON - avatarı
Ziyaretçi
Küçük bir dünyanin içine gizlenmissin
Sadece hissedebiliyorum seni
Sponsorlu Bağlantılar
Tipki senin beni hissedebildigin gibi
Bazen bütün umutlarimi ,bütün sikintilarimi
Oradan sana söylüyorum
Tipki senin bana söyledigin gibi
Içimizin karanligini bosaltiyoruz bazen
Bazen de iki kelime saklayabiliyoruz
Seni böyle hissetmek, seni böyle sevmek güzel
Bir bakiyorum bir adim geliyor,
Bir bakiyorum kilometrelerce uzaksin
Geceleri seni düslüyorum yine
Küçük bir makinenin içinden
Biliyorum ayni yerdeyiz ayni seyi dinliyoruz
Hissedebiliyoruz ayni seyi
Elimde sana dair hiçbir sey yok
Sadece yani basim da çalan minik bir radyo
Bilmiyorum su an ne haldesin
Ve de evin neresindesin
Belki salon da koltuga oturmus,
Belki odanda yatagina uzanmis
Ayni seyleri düslüyoruz
Gecenin bizim için hazirladigi güzelligi dinliyoruz
Ben bu gece çok hüzünlendim
Göz yaslarim yanagimda kaldi
Bir ananin acisini paylasti göz yaslarim
Bir sevgilinin siirinde duygulandim
Ama bunlarin hepsinde seni düsledim
Tipki senin beni düsledigin gibi

erkan kültekin

DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #642
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Sevdan Beni

Sponsorlu Bağlantılar
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...

Ahmed Arif

tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #643
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
Anlıyorum birdaha görüşemeyeceğiz
Bu son buluşmamızdır seninle
Yeni bir hayata başlayacaksın artık
Onunla,o yeni sevgilinle.

Anlıyorum artık o öpecek ellerini
Kulağına aşkı o fısıldayacak
İçinde bir pişmanlıktan başka
Benden eser kalmayacak.

Sigaranı söndür kalkabiliriz
On adım sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve birşey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı

Ümit Yaşar Oğuzcan
MARLON - avatarı
MARLON
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #644
MARLON - avatarı
Ziyaretçi
MUTLULUGUN RESMİ
Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi.
Bütün çiçekler gözlerimde.
Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.
Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı?
Mutluluk muydu?

Bugün,
Ne varsa hüzünden yana
denize fırlattım az önce.
Sanki beklermiş gibi hepsini,
hop hop hoplatıverdi dalgalarında.
En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu.
"Bak" dedi "fırlattığın hüzünlerine...
İşte; onların bendeki hükmü sadece bu!"

Sonra, şakalaşırcasına
bir kaç tuzlu damlasını
sıçratıverdi yüzüme.
Gülümsedim mahcup mahcup,
onun bu neşesine...
Duruldu.
Bir deniz yıldızı bıraktı avuçlarıma.
Yoksa mutluluk bu muydu?

Herkes kalabalıkken,
içimdeki yalnızlığı
alıp, gidiverdi sihirbaz martılar!
Bir de arkasından o bildik
şen kahkahalı bağırışmalar!
Hiç bu kadar güzelini görmemiştim.
Beyazmış meğerse
beni, onlarla bütünleştiren mucize!
Kanat çırpa çırpa,
yüreğimdeki isyanları uçurdular...
Yaşamaktan aldığım tad; işte buydu!
Yoksa mutluluk bu muydu?

"Sen mutluluğun resmini
çizebilir misin Abidin?"
Evet... Adım İNSAN...
Ya, tabii ki, çizerim!

Az önce;
ağaç oldum,
çiçek oldum,
güneş oldum,
deniz oldum,
martı oldum,
ölümsüzleştim...

Meğerse, hep
yanıbaşımdaymış
bu güzel resim!
Ben çizdim. Adı umudum'du!
Yoksa tüm umutlarım
beni hiç terketmeyen
mutluluğum muydu?

* * *

Mutluluk,
hepimize sadece
kendi çizdiğimiz resimler
ve uzaklıklar kadar
yakındır!


Nedret Türer

DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #645
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Aşkın Aldı Benden Beni

Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni

Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni

Yunus'dürür benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni

Yunus Emre
Kreacher - avatarı
Kreacher
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #646
Kreacher - avatarı
Ziyaretçi
GEÇ AZİZİM GEÇ

Biz de yasariz azizim,
Yasamaya gelince, biz de yasariz ama,
Olmuyor cebimizden kattigimizla eglenmek,
Gönlümüzden katalim,
Varlikli kisileriz neseden yana.
Pazarimiz hos mu geçecek,
Sart degil Büyükada, Heybeli;
Çok bile gelir kayigi Hristo'nun:
Sekiz arsin iki karis,
Kiz gibi Cibali yapisi.
Bir isaretimize bakar
Çikmazsa baligi alesta,
Aylardan temmuz, günlerden pazar;
Yenikapi açiklarindayiz...
Birakin Hasan geçsin kürege,
Utandirmaz bu kollar sahibini.
Kabarmaz bu avuçlar
On ikisinden beri nasirlidir.
Fazla külfet istemez,
Bol sigaramiz olsun,
Köfte, ekmek, domates yeter.
Karimiz, sevgilimiz yanimizda
Basaltinda sarap testisi...
Dedik ya bugün pazar
Belki genç arkadasi
"Ilk defa günese çikardilar",
Isteriz bütün dostlar aramizda olsun;
Kiminin Hanya'dan gelir selami,
Kiminin Konya'dan
Sandalimiz genis degil, ne çare,
Gönlümüz kadar.
Ne yapalim bol sarabimiz var ya,
Onlarin sagligina içecek;
Gün ola harman ola!..
Anlariz biz de bu islerden,
Elimiz degdi de oksamadik mi,
Su "pür hayal" saçlari ?
Kim istemez "yâr"i uyutmasini "sine" de
Batan güne karsi,
"Bâde" içmesini "Yâr eli"nden?
Gözü kör olsun felegin,
Gelecekten umudumuzu kesmedik,
Içimiz öylesine ferah...
Son kadehlere dogru sorsun,
Sesi en güzelimiz bizden:
"Gam, keder ne imis?"
Yontulmamis sesimizle cevabi hazir:
"Geç azizim, geç!"

Rıfat Ilgaz
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #647
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
Sesleniş

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız,
sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
bizler bir mum ışığında bitirdik kitaplarımızı.
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini
yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...
Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler
takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.
İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren
birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik,
doktorduk, avukattık. Yazlık kışlık katlarımız,
arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi
verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir
şelale gibi akardı gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında,
yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin
acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük
yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven
gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar
erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...
Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin
elinde öldürüldük acınmaksızın. Gelinliklerimizin
ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş
kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı
gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık
sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi
dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla
kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik
kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşımızdaki kızlarımızı
öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu, omuz başından
keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak
fırlattık attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında
bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük. Dogu’daki
topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki,
Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da,
paramparça elleriyle ak pamuk toplayan işçiler, sizin
için öldük.
Vurulduk, asildik, öldürüldük ey halkim, unutma
bizi...
Bagimsizlik, Mustafa Kemal’den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen
ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli
emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek
istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın, dedik, sokak
ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım,
unutma bizi...
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi
savunduk; komünist dediler. Ülkemiz bağımsız değil
dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş
Savaşı’nda emperyalizme karşi dalgalandirdigimiz
bayragimizi daha da dik tutabilmekti bütün çabamiz.
Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak
istemediler.
Vurulduk ey halkim, unutma bizi...
Henüz çocuklugumuzu bile yaşamamiştik. Bir kadin eline
degmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile
almamiştik daha. Bir gece sabaha karşi, pranga
vurulmuş ellerimiz ve ayaklarimizla çikarildik idam
sehpalarina. Herkes taniktir ki korkmadik. Içimiz
titremedi hiç. Mezar topragi gibi taptaze, mezar taşi
gibi dimdik boynumuzu uzattik yagli kementlere.
Asildik ey halkim, unutma bizi...
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasinda
vuranlar, agabeyimiz, babamiz yaşlarindaydilar. Ya bu
düzenin kirli çarklarina ortak olmuşlardi ya da
susmuşlardi bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün
bile, karşisindakilere bagirmamiş insanlarin gözleri
önünde, öldürüldük. Hukuk adina, özgürlük adina,
demokrasi adina, Bati uygarligi adina, bizleri, bir
şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkim, unutma bizi...
Bir gün mezarlarimizda güller açacak ey halkim, unutma
bizi...
Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarinda yankilanacak ey
halkim, unutma bizi.
Özgürlüge adanmiş bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep
birlikteyiz ey halkim, unutma bizi, unutma bizi,
unutma bizi...

Uğur Mumcu
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #648
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
İçimde Saklı Kaldı

İçimde saklı kaldı
Bu şehrin yıkıntıları

Işıkları sönük camları kırık bir şehir
Deniz feneri yol göstermiyor gemilere
İnsanları heykelleşmiş yüreği betondan bir şehir
Kırlngıçlar bile yuva yapmıyor duvarlarına
Dışı ne kadar güzel olsa da
İçi örümcek ağlarıyla dolu köşkler saraylar
Bir bir ve zorla yükseltilmek isteniyor yıkıntılar arasına
Kılıcım kör savaşacak gücüm yok
Sadece göz yaşlarımı sel yaparım üzerlerine
Ama boğulmazlar ki

İçimde saklı kaldı
Bu şehrin yıkıntıları
En orta yerde ben duruyorum
Dikenlerin arasında bir çiçek beyaz ve boynu bükük
Yıkık şehrin gölgeleri arasında kararmış bir çiçek

İçimde saklı kaldı
Bu şehrin yıkıntıları
Bir ceylan ürkekliği eski bir şarkı
Yırtık bir resimden kalan üç beş anı
Yalnızlığın yalnızlığında kaybolan umutların bekleyişi
Hepsi hepsi içimde kaldı

Bir trenin boş vagonlarının birinde
Kalkış saatini bekledim bu şehirden kaçmak için
Loş sokaklar arasında karanlık gölgeler gezindi
Bekleyiş bir çığ gibi büyüdü içimde
Tren kalkmadı ben kaçamadım uzaklara
İçimde saklı kaldı
Bu şehrin yıkıntıları

Nergis Kaya
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #649
arwen - avatarı
Ziyaretçi
NE MUTLU SANA

ulaşılmaz değildir hayaller unutma
gelip geçicidir bu dünyada
umrunda bile olmasın tasa
rahat bir vicdanın varsa
ne mutlu sana...............



ibrahim çelebi
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
12 Ocak 2007       Mesaj #650
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
İçerdeki Bahar

Ey doğan, dönen, batan güneş
Gündüzleri parlayan
Geceleri yatan güneş
O sıcak ve parlak
İçten gülüşünü
Askeri duvarların ötesine düşür.
Nöbet sırasında
Talimler esnasında
Durgun, suskun, küskün
Soluk tenli erlerin
Son umudu tükenmeden
Gülümse ordan sıcacık
Seher yeline söyle
Essin tatlı tatlı
İğde kokuları getirsin bahardan
Yaysın ortalığa burcu burcu
Söğüt dallarında serçeler
Suskun durmasın öyle
En umutlusundan, yüreklisinden
Eğin türküleri söylesinler
Sarısından bir çiğdem
Ayırıp tel örgüleri ikiye
Göstersin selvi boyunu
İnansın sevdiğim asker
Baharın geldiğine...

Fatma Helin Şimşek

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya